15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, YSK’nin belediye başkanlığına aday olacak bakanlarla ilgili kararını eleştirdi Despot Ortak Almaz Yıllar önce, daha Erbakan’ın Başbakanlık koltuğunda oturduğu dönemde, Antalya Akdeniz Üniversitesi’nin düzenlediği, konusu laiklik olan bir panel için bir araya gelen panelistler arasında bulunan bir emekli general ile toplantıdan sonra yaptığımız özel sohbette, irticanın ne büyük bir tehlike olduğunun farkında olduklarının bir kez daha altını çiziyordu: Özellikle de ilk hedefleri TSK’dir. Çünkü onu tasfiye etmeden iktidarı tümüyle ele geçirmelerinin imkânsız olduğunu çok iyi bilirler. Muhatabım, kendisine göre büyük tehlikenin, o sırada başbakanlığa kadar tırmanmış olan Erbakan olmayıp, Fethullah Hoca cemaati olduğunu belirtiyordu. Başbakan ve Fethullah Hoca cemaati arasında, dershaneler konusunda patlak veren çatışmayı yaşarken, bu konuşma geldi aklıma. Dershaneler konusu gündeme gelince, kimileri ciddi ciddi, dershanelerin eğitim sistemi için gerekli olup olmadığı tartışılıyor sanarak görüş bildirdi. Kimileri, bu iktidarın gerçekten eğitimi düzeltmek gibi bir niyeti var sanarak, daha iyi bir eğitim için neler yapılması gerektiğini sıralamaya başladı. Oysa olayın özü eğitim sistemi değildi. Dindar ve kindar gençler isteyen “Tayyibizm”in dinci ve kinci eğitim sistemi, o durdukça var olacak ve dershaneler olsa da olmasa da eğitimin özü değişmeyecektir. HHH Son günlerde dershaneler konusunda yoğunlaşan çekişme aslında iktidar kavgasıdır. Bu iktidar kavgasının taraflarının güçlerini irdelerken, “Papa bu işe ne der” sorusuyla karşılaştığında, “Papa’nın kaç tümeni var” yanıtıyla işi sayı hesabına döken Hitler’in mantığıyla hareket edip de “Canım nihayet cemaatin ne kadar oyu var ki?” diyerek, bir zamanlar TSK’de beyin görevi yapmış kişilerin Erbakan’dan daha fazla önemsedikleri Fethullah Hoca ve cemaatini küçümsememek gerek. Tabii burada, “Eğer Tayyip Erdoğan cemaatin gücünü doğru hesaplasaydı böyle bir savaşa girmezdi” demek istemiyoruz. Tam tersine kimilerinin gerçekleşebileceğine bile ihtimal vermedikleri bu çatışmanın er veya geç bir gün koşulların olgunlaşmasıyla patlak vermesi kaçınılmazdı. Nitekim de öyle oldu. Çünkü siyasette kimse, koltuk değneği gibi kullanıldıktan sonra zamanı gelince bir kenara atılmayı kabul etmez, desteğinin ve hizmetinin karşılığını ister. Ortaklığın doğal yapısıdır bu. Ama başlangıçta ortaklık diye adlandırılan işbirliklerine boyun eğenler, güçleri, despotlukları arttıkça, yanlarındakilerden kurtularak tek başlarına kalmak isterler. Despot ortak tanımaz. Velev ki irtica konusunda olsun, despotlukta ortaklık olmaz. Şu anda yaşamakta olduğumuz işte bu olgudur. HHH Despotlar da iktidara ittifaklarla tırmanır, tırmanış sırasında kimi vaatlerde bulunur. Ama o vaatlerde bulunduğu kimilerine daha “Beraber yürüdük bu yollarda” diye nağmeler düzerken “Ne zaman kurtulacağım bu safradan?” hesabını da aynı anda yapmaktadır. Despot tırmandıkça, ittifaklarından arınmaya çabalar ve başarırsa nihayet zirvede tek başına kalır. Artık en güçlü ve de en zayıf zamanındadır. Bu olguya bir anlamda “despotluğun diyalektiği” de diyebiliriz. Onun kendini zirvede ortaksız tek başına hissettiği an, eski gücünün temelini oluşturan eski müttefiklerinin, yaşadıkları düş kırıklığı karşısında, eski ortağa karşı yeni ittifaklar ağını oluşturmaya başladıkları andır. Gurur verici rakipsizlik, keyiflendirici ortaksızlık, artık tehlikeli bir yalnızlıktır. Despotun karşısındaki ortaklıklar da o güçlerin her birine kendi ağırlıklarının üstünde bir önem kazandırmıştır. Ve bu defa “beraber yürüyenler bu yollarda” artık onlardır. Başlangıçta şerefli sanılan, sonra tehlikeli olduğu telaşla algılanan yalnızlığın, önce iç politikada mı yoksa dış politika alanında mı başlayacağı ve sonuçta hangisinin daha etkili olacağı, her despotizmin kendi özelliklerine göre değişir. ‘Yargı eliyle haksızlık’ TRT’DE ÇELİK’E BİR YILDA 2 BİN 298 DAKİKA ‘AKP Haber’ MAHMUT LICALI ANKARA Devlet televizyonu TRT’nin haber kanalı olan TRT Haber’de bir yıl içerisinde parti sözcülerinin canlı yayında yaptıkları açıklamalara ayrılan süre, kanalın “AKP Haber”e döndüğünü gösterdi. Bir yıl içerisinde AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in açıklamaları 2 bin 298 dakika (38 saat 18 dakika) canlı olarak ekrana getirilirken CHP sözcüsü Haluk Koç’un açıklamaları ise 962 dakika (16 saat 2 dakika) canlı yayınlandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partilere TBMM’deki temsil oranına göre ekranlarda yer verildiğini ifade etti. Koç’un TRT Haber’de AKP sözcüsü ile CHP sözcüsüne ayrılan canlı yayın sürelerine ilişkin soru önergesine verilen yanıt da TRT Haber’in “AKP Haber”e dönüştüğünü gösterdi. CHP’li Koç’a yanıt veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, parti sözcülerinin haber değeri taşıyan açıklamalarının yayınlanan akışa göre canlı verilmeye çalışıldığını ya da bültenlerde haber olarak değerlendirildiğini ifade etti. Ağustos 2012 Ağustos 2013 aralığını kapsayan bir yıllık dönemde AKP sözcüsüne ayrılan süre ile CHP sözcüsüne ayrılan süre karşılaştırıldığında TRT Haber’in AKP’ye yaklaşık 2.5 kat daha fazla süre ayrıldığı belirlendi. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN AYŞE SAYIN MGK belgesiyle ilgili yorum yapmayan Erdoğan partililere seslendi: Meselesi olan ertelesin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in eşine yönelik sözlerini sert şekilde eleştirerek “Hayâ perdesi bir kez yırtılırsa, ar damarı bir kez çatlarsa o insan artık arsızlığı, hayâsızlığı kendisi için bir gıda olarak görmeye başlar” dedi. Erdoğan, dershane tartışmalarıyla ilgili olarak da çocukların ticari meta haline dönüştürülmesine fırsat vermeyeceğini belirtti. Erdoğan, ATO Congresium’da partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, özetle şu görüşleri dile getirdi: Gürsel Tekin’e Suriyeli yanıtı: Bir genel başkan yardımcısı çıkıyor, elinde bir belge, “Suriyeli sığınmacılar seçmen yapıldı” diye ortaya bir iddia atıyor. Gösterdiği nüfus cüzdanı 2008 yılında Türkiye vatandaşlığına geçen bir Suriye kökenli vatandaşımıza ait. Birileri bunların eline bir iki kâğıt parçası veriyor, rezil oluyorlar. Genel müdürleri neyse, genel müdür yardımcıları, milletvekilleri o. Fitne üretecekler: Önümüzdeki 4 ay boyunca proje ve vizyon yerine sadece fitne üretecekler. Her imkânı, çirkinliği kullanacak, içer Başbakan 21 aday daha açıkladı İdris Naim Şahin umduğunu bulamadı aşbakan Erdoğan, 6’sı büyükşehir 21 belediye başkanını daha açıkladı. Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in Gaziantep adaylığını açıklayarak kabineden ilk bakanı aday göstermiş oldu. Şahin’in adaylığının YSK’nin bakanların aday olması durumunda istifa etmesi gerekmediği yönündeki kararından bir gün sonra açıklanması dikkat çekti. İllerin tanıtım videolarında Erdoğan’ın, “Bize beton ve asfalt değil medeniyet tasavvuru lazım” demesine karşın kamu ve TOKİ binaları, köprülü kavşak ve duble yollar dikkat çekti. Erdoğan, çocuk sayısını az bulduğu adayları uyarırken Şırnak adayının 8 çocuğunun anons edilmesi üzerine “Kendisine teşekkür ediyoruz, örnek” dedi. Adaylar şöyle: Artvin (Mehmet Kocetepe), Çankırı (İrfan Dinç), Bilecik (Selim Yağcı), Karabük (Mehmet Ceylan), Bolu (Alaattin Yılmaz), Düzce (Mehmet Keleş), Kastamonu (Tahsin Babaş), Aksaray (Haluk Şahin Yazgı), Giresun (Yılmaz Can), Şırnak (Ahmet Hamdi Yıldırım), Kütahya (Kamil Saraçoğlu), Adıyaman (Hüsrev Kutlu), Zonguldak (Ali Bektaş), Tokat (Eyüp Eroğlu), Sivas (Sami Aydın), Adana (Abdullah Torun), Gaziantep (Fatma Şahin), Mersin (Mustafa Sever), Malatya (Ahmet Çakır), Trabzon (Orhan Fevzi Gümüşoğlu), Ordu (Enver Yılmaz). Ordu’da adaylık için yarışan eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Yılmaz’ın adaylığının açıklanması sırasında kürsüye gelmemesi dikkat çekti. Şahin’in kendisinin aday yapılmamasına tepkili olduğu belirtiliyor. B Bakan Şahin Gaziantep adayı. (CEM ÖKSÜZAA) den ya da dışarından ellerine ne geçerse fırlatacak, Türkiye düşmanlarıyla bile işbirliği yapıp üzerimize saldıracaklar. Ama biz böyle olamayız. Dava taşını ge diğine koyacağız: Millet bizi bu makamlara ganimet için göndermedi, ganimet peşinde başkaları koşsun. Biz dava taşını gediğine koymanın peşinde olacağız, biz Ulubatlı Hasan olacağız. Milletin sancağını en yüksek burca dikmenin mücadelesi içinde olacağız. Teşkilatımızın kademeleri arasında hiçbir münakaşayı hoş görmeyiz. Zaman münaşaka zamanı değil, meselesi olan 30 Mart akşamına ertelesin. Medeni şehirler: Bizim kendi öz tarihimiz şehirler ve medeniyet inşa etmiş bir tarihtir. Bir kere en başta be lediye başkanlarımızdan bizim medeniyet tarihimizi, mimari ve estetik geleneklerimizi çok iyi anlamalarını, incelemelerini, okumalarını istiyorum. Öyle şehirler miras bırakalım ki şairler ve ressamlar ilham alsın. Mimarlara ve mühendislere örnek olsun. Dershane eleştirisi: Cumartesi ve pazar günleri, yavrularımız yarış atına döndürülmesin, onların da dinlenme hakkı var, çimende yuvarlanma hakkı var. Bu haktan onları mahkum etmeyelim. Yavrularımızın ekonomik kaynak olarak görülmesine, ticari meta haline getirilmesine fırsat vermeyeceğiz. Çocuklarımız ilerde “cumartesi ve pazar günleri dershanedeydim,” demeyecek Başka söyleyecek hiçbir şeyi yok. İnşallah onun da adımları atılıyor. BALIKESİR CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, YSK’nin belediye başkanlığına aday olacak bakanların “istifa etmelerine gerek yok” kararıyla, “devlet olanaklarıyla seçim propagandası”nın yolunu açacağını belirterek, “Yargı kurumu bu kararı ile seçimlerde tarafsızlık ilkesine darbe vurmuştur” dedi. Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde “laik demokratik hukuk devleti”nden yana bütün kesimleri partilerine çağırdıklarını söyledi. Balıkesir’de bir grup gazeteciyle sohbet toplantısı yapan Kılıçdaroğlu, bugün başlayacak olan ABD programı ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, daha önce Brüksel, Londra, Fransa’ya giderek “CHP’deki değişimi anlattıklarını” ABD gezisinin bu formatta olduğuna işaret ederek şunları söyledi: “CHP’nin ABD’de yeteri kadar bilinmediği ifade edildi. Türkiye sadece AKP’den ibaret bir devlet değil. Ana muhalefet olarak biz Türkiye kuruluşunda harcı olan bir partiyiz. Geri değil ileri doğru giden, Batı uygarlığının içinde yer alan bir Türkiye’yi amaçlıyoruz. Bunu anlatacağız. Bana en az 78 kez ABD’den gelen senatörler CHP’yi her seferinde sordular. ‘Neden gelip ABD’de anlatmıyorsunuz’ dediler. ABD’de siyasal çevrelerde CHP fazla bilinmiyor, önyargılarla biliniyor. Gerçek nedir anlatacağız. 3 ayrı düşünce kuruluşuyla görüşeceğiz, sorularına yanıt vereceğiz.” AKP’nin Ankara Büyükşehir için Melih Gökçek’i açıklamasından sonra CHP’nin adayının kim olacağı sorusuna ise sorusuna espriyle karışık, “O bir devlet sırrı” karşılığını veren Kılıçdaroğlu’nun diğer yanıtları şöyle: 350 aday açıklanacak: Büyükşehirler için 5 kişilik komisyonumuz var. Takılıyoruz bazen onlara, “derin CHP’liler” diye espri yapılıyor. Belediye başkanlarının olmadığı yerler ağırlık verdiler. Bizim başkanların olduğu yerde ciddi sorun yok. Aralık ayında 350 yeni adayın açıklanması planlanıyor. Sola da davet: Sola çağrı yapmadım diye eleştiriliyorsam, sizin aracılığınızla bütün sola çağrı yapıyorum. Samandağı’nda ÖDP’li belediye başkanını aldık, sol bize uzak değil. Biz ilkeden yola çıkıyoruz. Herkeste ciddi kaygı var ülkenin gidişi konusunda. Bu kaygı varsa sizde gelin CHP’ye... BDP, AKP, MHP’liler de bize oy verirse mutlu oluruz. YSK’nin aday bakanlar kararı: Bu karar devletin olanakları ile propagandaya izin verir. Hem kırmızı plakaya izin verecek hem seçim propagandası yapacak. Yargı kurumu bu kararı ile seçimlerde tarafsızlık ilkesine darbe vurmuştur. Oda başkanlarını istifaya zorunlu kılan yargı, bakanlar istifaya ettirmeyerek kendisi ile çelişti. Bu çelişki kamuoyu vicdanına nasıl anlatılacak. Yargıç eliyle haksızlık yapılıyor bir hâkim bunu nasıl bilmez. Anayasada tekliflere açık kapı: Anayasa konusunda ben iktidar partisinin samimi olmadığına inanıyorum. Başkanlık sistemini çekseler daha fazla madde olur. 60 maddeyi 4 parti gelin görüşelim derse görüşürüz. [email protected] CHP’de 2. ABD krizi AYŞE SAYIN ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün başlayacak olan 5 günlük ABD gezisi partide krize yol açtı. Parti içinde Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen İstanbul Milletvekili Faik Tunay heyete alınmayınca TBMM Dışişleri Komisyonu üyeliğinden yaptığı zehir zemberek açıklamayla istifa etti. Tunay, partiden istifayı düşünmediğini ancak komisyonda devam edemeyeceğini bildirdi. Tunay yaptığı açıklamada ise “Öteden beri, yanlış veya hatalı olduğuna inanarak düzeltilmesi yönünde parti üst yönetimi ile paylaştığım bazı politika ve söylemlerin istifa kararımı etkileyen hususlar olduğunu belirtmeliyim” dedi. Çarşamba günü komisyon üyeliğinden istifa eden Tunay’ın, Kılıçdaroğlu’nun Balıkesir programına da katılmaması dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle