15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 VEnEdİk bİEnalİ Erotizmin Japoncası EVRİM ALTUĞ British Museum’daki ‘Şunga’ sergisinin kapısında kuyruklar oluşuyor LONDRA Dünya kültür hafızasının odak noktalarından British Museum, 90 ve 91 numaralı sergi salonlarında 5 Ocak 2014’e kadar kuyruklarla, randevuyla izlenen son sergisi “Şunga: Japon Sanatında Seks ve Haz” ile gündemde. Ön hazırlığı 3 yıl süren sergi Japon sanatında seks ve zevk teması üzerine çeşitli koleksiyonlardan derlenen özgün eserleri bir araya getiriyor. Büyük Britanya ile Japonya arasındaki kültürel ilişkilerin 400. yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinlik, İngiltere için de türünün ilk örneği. British Museum’un yanı sıra Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu, Kyoto Üniversitesi Japon Çalışmaları Uluslararası Araştırma Merkezi ve Kyoto’daki Ritsumeikan Üniversitesi Sanat Araştırmala u British Museum, 400 yıllık geleneğiyle bugün hâlâ ilgi uyandıran Japon aşk ve erotizm resim sanatı Şunga için özel bir sergi düzenledi. Sergi, cinselliğin her türüyle olduğu kadar, içerdiği ironi duygusu ve ustalara saygı duruşuyla da dikkat çekiyor rı Merkezi’nin işbirliğiyle hazırlanan sergi, İngiltere, Avrupa, ABD ve elbette Japonya’dan derlenen 170 dolayında çalışmayı, resimler, desenler, illüstrasyonlu ve metinli kitapları önümüze koyuyor. “Şunga” sergisi, bu sanat dalının kökenini araştırdığı gibi, Hişikava Moronobu (öl.1694), Kitagava Utamaro (öl.1806) ve Katsuşika Hokusai (17601849) gibi üstatları da eserleriyle yâdediyor. Şunga sanatının doğuşunda, Japon ortaçağ anlatı sanatına hâkim dığı biliniyor. British Museum’un ilk Şunga örneğini 1865’te George Witt imzasıyla koleksiyonuna kattığı düşünüldüğünde, Batı’nın bu sanat dalına ilgisi de, kendini iyice açık ediyor. Diğer taraftan, tam da 19. ve 20. yüzyıllarda Japonya’da bir tabu haline gelmişken sanat tarihinde kendi Şunga koleksiyonunu yapmaya başlamış ünlü sanatçılar arasında Pablo Picasso, John Singer Sargent ve ToulouseLautrec gibi sanatçılar da bulunuyor. İçlerinde yalnızca heteroseksüel betimlemelerin olmadığı, eşcinsel ilişkilerin ve esprili niKitagava Utamaro (öl. 1806), ‘Bir Çayhane Odasında Sevgililer’, ce anların da ifade edildiği ilrenkli ağaçbaskı. ginç örnekleriyle dikkat çeken “Şunga” sergisinde ayrıca, yaolan seks ve ironinin etkisi oldu na yine dönemin zengin sınıfınca saklı Japonya’dan savaş cepheleğu kadar “Akan dünyanın re sipariş verilen ve o yıllarda Ka rindeki askerlere moral için gönsimleri” olarak tabir edilen ano no Okulu’nda da görülen bu tür derilen, arkası aydınlatıldığında nim ekolün de izleri bulunuyor. resimlerin oluşumunda vaktiyle hikâyesini belli eden erotik deDönemin geleneksel sanatçıları Çin örneklerinden de faydalanıl senlere de yer veriliyor. Türkiye’ye 20 yıl kalıcı mekân Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın girişimi ve 21 destekçinin katkılarıyla Türkiye, Venedik Bienali’nde 20 yıl boyunca bir mekâna sahip olacak. Dünyanın en önemli güncel sanat ve mimarlık etkinlikleri arasında sayılan Venedik Bienali’nin iki ana mekânından biri olan Arsenale’de 20142034 yılları arasında tahsis edilen bu mekân sayesinde Türkiye Pavyonu, önümüzdeki yıl ilk kez Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde de yer alacak. Venedik Bienali Uluslararası Sa nat Sergisi’nde 2007’den beri Türkiye Pavyonu’nun koordinasyonunu üstlenen İKSV, Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi’nin yanı sıra Mimarlık Sergisi’nde de yer alacak Türkiye Pavyonu’nun koordinasyonunu yürütecek. Venedik Bienali 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi, 7 Haziran23 Kasım 2014 tarihleri arasında Rem Koolhaas küratörlüğünde “Fundamentals” başlığıyla gerçekleştirilecek. 1 Haziran 2013 tarihinde kapılarını sanatseverlere açan Venedik Bienali 55. Uluslararası Sanat Sergisi, 24 Kasım Pazar günü sona erdi. Arsenale’nin Artigliere binasında bulunan Türkiye Pavyonu’nda bu yıl Ali Kazma’nın “Rezistans” başlıklı video serisi yer aldı. Emre Baykal’ın küratörlüğünde gerçekleştirilen Türkiye Pavyonu’nun bulunduğu Venedik Bienali’ni 6 ay boyunca 475.000’in üzerinde ziyaretçi gezdi. kadın fotoğrafçılar buluştu Semiha Es sempozyumu Kültür Servisi Türkiye’nin ilk kadın gezi ve savaş fotoğrafçısı Semiha Es (19122012) anısına düzenlenen Semiha Es Uluslararası Kadın Fotoğrafçılar Sempozyumu bugün sona eriyor. Sempozyum, Galatasaray’daki Cezayir Toplantı Salonu’nda 14’ü yabancı 26 kadın fotoğrafçının katılımıyla gerçekleşiyor. Meral Akkent, Ayşegül Altınay, Laleper Aytek ve Sebla Selin Ok’un açılış konuşmalarıyla başlayan sempozyumda “Semiha Es” belgeselinin gösterimi de yapıldı. Açılışta sempozyumun paralel etkinliği olan “İkinci Göz: Türkiye’den Kadın Fotoğrafçılar” başlıklı fotoğraf sergisinin küratörleri; Laleper Aytek ve Ahu Antmen de serginin içeriği hakkında bilgi verdiler. Sergide Semiha Es’in çeşitli ülkelerde ve dönemlerde çektiği 26 fotoğrafı ve Türkiye’nin yaşayan kadın fotoğrafçılarının yapıtlarından bir seçki sunuluyor. Sergi, 5 Ocak 2014’e kadar Yunanistan Başkonsolosluğu’nun İstiklal Caddesi’ndeki sergi mekânı Sismanoglio Megaro’da görülebilir. Almanya’da Semih Poroy sergisi •14 Ocak’a kadar açık kalacak Kültür Servisi Gazetemiz çizeri Semih Poroy’un 21 Kasım’da Nürnberg yakınlarındaki üniversite ve festivaller kenti Erlangen’da “Bücher und Andere Dinge” (Kitaplar ve Başka Şeyler) başlıklı bir sergisi açıldı. “Kitap” konulu karikatürlerin ağırlıklı olduğu sergi, adına uygun biçimde 18. yüzyıl ortalarında yapılmış bir binada hizmet veren Erlangen Kent Kütüphanesi’nde açıldı. TürkAlman Dayanışma Derneği’nin girişimi ve dernek yetkililerinden Dr. Zafer Titiz ile 35 yıldır Erlangen’da yaşayan yazar Habib Bektaş’ın çabalarıyla gerçekleştirilen sergi 14 Ocak 2014 tarihine kadar açık kalacak. Erlangen’daki genç müzisyenlerin kurduğu “Bülbül Manusch” orkestrasının konserinden sonra kitaplık müdiresi Bayan Grimmer, Bölge Kültür Danışmanı ve sözcüsü Dr. Rossmeissl ile Dayanışma Derneği dönem başkanı Cem Samar birer konuşma yaptı. Söz alan Poroy, karikatürün genel anlamı, siyasal duruşu, basında yer alışı ve tarihçesi konulu, kimi zaman Alman karikatürüne de göndermelerde bulunduğu küçük bir konferans verdi. Poroy, sergiden sonraki iki gün, kentteki Volkshochschule’de (Yüksek Halk Okulu) sekiz saatlik bir atölye çalışması gerçekleştirdi. “Kitaplar ve Başka Şeyler” sergisi 2014 yılı içinde Almanya’nın başka kentlerini de dolaşacak. n Kültür Servisi Roger Waters’ın gitaristi Dave Kilminster ile Murray Hockridge Türkiye’ye geliyor. Konser, 3 Aralık’ta KadıköySahne’de gerçekleştirilecek. İkili, birlikte çıkarttıkları ‘Closer to Earth’ albümünde yer alan şarkıların yanı sıra kendi solo albümlerinden de örneklerin yer aldığı bir repartuar ile müzikseverlerin karşısına çıkacak. kadıköysahne’de konser Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı oyunu Galip Erdal yönetiyor ‘Kızılırmak’ Cevahir DT Salonu’nda Kültür Servisi Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı Galip Erdal’ın yönettiği İstanbul Devlet Tiyatroları yapımı “Kızılırmak”, Mecidiyeköy Cevahir DT Salonu’nda izleyiciyle buluşacak. Oyun, bugün saat 20.00’de, cumartesi, pazar ise saat 15.00’te izlenebilecek. Oyun, Hüseyin Ağa ile genç ve güzel karısı Zehra arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Müziklerini Orhan Şallıel, koreografisini Alpaslan Karaduman’un yaptığı Kızılırmak müzikali, aralık ayının ilk haftasında da Cevahir Salonu’nda sürecek. Oyunda; Hakan Güneri, Faruk Acar, Alayça Öztürk, Zümre Ertürk rol alıyor. bElgEsElİn galası 5 aralık’ta Crr’dE ‘robert kolej konuşmaları’ Kültür Servisi Robert Kolej, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle “Robert Kolej Konuşmaları” adlı bir dizi etkinlik düzenliyor. Pera Müzesi Oditoryumu’nda düzenlenen etkinlik ler ücretsiz. Cüneyt Ülsever 3 Aralık saat 19.00’da “Türkiye Nereye Gidiyor?” başlığıyla, Ömer Madra ise 17 Aralık saat 19.00’da “Bir İş Modeli Olarak İklim Değişikliği / Bu Haliyle Kapitalizm Değişebilir ve Değiştirebilir mi?” başlığıyla sunumlar yapacak. köklere yolculuk 74 yıl sonra Kültür Servisi “İki Tutam SaçDersim’in Kayıp Kızları” belgesel ekibinin yeni filmi “Hay Way Zaman”ın galası 5 Aralık’ta saat 19.00’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşecek. 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Belgesel Film dalında jüri özel ödülü sahibi “Hay Way Zaman”, ekibin “Dersim’in Kayıp Kızları” filminden sonra bulduğu yüzlerce kayıp kızlardan biri olan Emoş Gülver’in öyküsünü anlatıyor. 1938 Dersim katliamında ailesinden, dilinden, kültüründen koparılan bir kız çocuğunun 74 yıl sonra köklerini arama ve bulma hikâyesine odaklanan filmin yönetmenliğini Nezahat Gündoğan üstleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle