17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2013 PERŞEMBE 6 HABERLER Susurluk sanığını özgür bırakan yargı, muhatabı sıradan yurttaş olunca tavır değiştiriyor Adaletin ‘Ağar’ yüzü ALİCAN ULUDAĞ Büyük Kaos İktidarı Ülkeyi yöneten büyük bir kaostur. RTE’nin ve iktidarının adıdır bu. Büyük fotoğrafı görmezsek olanbiteni sıradan ne var yani bu da geçer, cürmü kadar yer yakar vb. gibi sıradan ve birbirinden bağımsız olaylardan ibaret sanırız. Hayır, yaşadıklarımız bir bütündür ve her şey Büyük Kaos zincirinin birer parçasıdır! Adanalıya “gavat” diyen, RTE’nin kendisine müfettiş iken temiz raporu veren valisi dahil. Bunlar bir değil bin. Her yeri sarmış durumdalar, en tepeden en alta... Vali mali, kaos makinesinin en uçtaki sıradan mı sıradan dişlilerinden biridir. 11 yıllık iktidar süresince hep görevini yapmıştır.. İktidar, ülkeyi büyük bir kavga ve şiddetle yönetmenin adıdır. Her alanda ayrım, dışlama, ötekileştirme... İktidar dost, karşı olanlar düşman. Türkiye Menderes’in ülkeyi vatan cephesi ve diğerleri olarak bölmesinin yepyeni çok daha kapsamlı ve daha üst düzeyde, bu kez İslam adına kotarılan bir versiyonunu yaşıyor. İslam, din bunların hepsi iktidar için kullanılan birer alettir. HHH Arınç, Büyük Kaos’un ve yaşayacağımız tayfunlu, hortumlu büyük fırtınalarının farkına vararak mı “özgül ağırlığını” ortaya koydu? Ancak muhatabı tam bir kaya gibidir çizilemez, döndürülemez, ikna edilemez. Arınç’a “düşmanlarımızı sevindirmeyelim” bile diyebilmektedir! Düşman kim? Milletin iktidar dışında kalan yarıdan fazlası. İktidarı desteklemeyen herkes düşmandır. “Biz aramızda çözeriz”in tek anlamı var: “Arınç’ı ikna ederim” Arınç’ı aslında “ya orası ya burası” seçeneğiyle baş başa bırakan bir içsel yönü de var bu ifadenin!.. Bir dava partisi ve adamıyız. Bu ne demek? “Dava”sının ne olduğunu anlamak için pratiğine bakın yeter. “Dava” adamı, davası dışındaki herkesin defterini, kişi ve siyaset olarak dürmeye yeminli kişidir.. “Muhafazakâr demokrat” lafı son günlerde demeçlerden eksik olmuyor! Yaşanılan onca demokrasi dışılığın, gayri meşruluğun üzerindeki şal olarak kullanılıyor. Başbakan’ın ne demokratlıkla ne de Avrupa’nın siyasal literatüründeki tanımına uygun bildiğimiz muhafazakârlıkla ilgisi var! Şu muhafazakâr demokrat perdesini herkes bir kenarından tutup indirsin aşağı! Burada sadece, egemen İslamcı kültürün toplumda yaşayan en geri kalıntılarına dayanan, onları kullanan, toplumda ilkel ahlak normlarını temel alan bir diktatoryal yönetim tarzından bahsedebiliriz. Gayri meşrulukmeşruluk bunun dışavurumlarından biridir. Bunu kabul ettirebilmek için savaşçı olmak gerekir. Akit/Vakit, bunun en iyi örneğini sergiliyor. Hem iktidarda oturup kendisine “muhafazakâr demokrat” görüntüsü biçmek, hem de bu kisve altında ilkel normların savaşını vermek, bir kişilik yarılmasını gerektirir.. Kaos yönetiminin diğer ayağında büyük bir talan, soygun ve özellikle parasal konularda büyük bir yasadışı yönetim var. Büyük bir yağmalama iktidarıdır bu aynı zamanda. Daha büyük diktatoryal yönetim ve yetkiler, ülke zenginliklerinin yandaşlar arasında paylaşımının sürmesi için de gerekli bir şarttır. HHH Arınç aslında, doğrudan işin muhatabına, bir meşru iktidarın kaybedilmekte oluşunun alarmını vermiştir. İş, bu kadar ciddidir. Kaos yönetiminin henüz doğuracağı büyük fırtınaların altında, bütün ülke gibi Arınç da kalacaktır. Bir sorumlu kişi, buna ne kadar izin verebilir? Bu bakımdan bence Arınç, bir dönüm noktasında çizgiyi çekmiştir. Ya sorumluluğu üstlenecek ya da fırtınalara ortak olacaktır. 10 Kasım günü seyrettiğimiz Gül ErdoğanArınç fotoğrafında, Cumhurbaşkanı’nın, öyle birbirinize küs durmayın sizi çekiyorlar anlamındaki sözleri, yaşadığımız yönetim kaosunun ve yol açağı fırtınaların ayırdında olmamaktır. Özetle RTE, sanırım Gül’ü de ve özellikle Arınç’ı da Büyük Kaos’un parçası yapmaya çalışıyor. Gelinen nokta, yıllardır birbirine dost siyasi arkadaşlıkların, aralarında ortaya çıkan öyle hemen çözülebilecek nitelikteki anlaşmazlık değildir. Olayı “Arınç’ın duygusallığı” ile açıklamaya çalışmak olayın derinliğini görmemektir. Derin bir ülke yönetimi krizidir. Arınç’ın bu uyarısında ısrarlı olup olmaması, kendi siyasi kariyeriyle ve ülke sorumluluğuyla bağlantılıdır. Kriz, bir RTE krizidir. Arınç, Taksim Gezi Olayları dahil, daha önce ortaya çıkan büyük yönetim krizlerinde geri adımlar atmış ve büyük patronun iradesine boyun eğmiştir. Büyük Patron, iradesiyle herkesi ezip geçiyor. Bunu salt bir “onur” başkaldırışı olarak görmek hatadır. Kriz, doğrudan ülke yönetimi ile ilgilidir, sistemiktir. Türkiye kaos yönetimini nasıl aşacak, bakalım kimler hangi sorumluluklarıyla davranacak... ANKARA Susurluk davasında denetimli serbestlik kararı ile tahliye edilen ve şartlı salıverilme süreci içinde hakkında faili meçhul cinayetten dava açıldığı için tekrar içeri girmesi gereken eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ı cezaevine göndermeyen yargı, sıradan bir yurttaş olan Taylan Aydoğdu için aynı hassasiyeti göstermedi. Bolu 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakaret suçundan yargılanan ve dava sonunda 1 yıl 15 gün hapis cezası alan Taylan Aydoğdu, kararın kesinleşmesinin ar Denetimli serbestlik kararı ile tahliye edilen Mehmet Ağar, hakkında başka bir dava açıldığı halde yeniden tutuklanmamıştı. Hakaret suçundan 1 yıl 15 gün ceza alan ve açık cezaevine konulan ‘yurttaş’ Taylan Aydoğdu ise hakkında sol örgüt üyeliğinden dava açıldığı için açık cezaevinden alınarak kapalı cezaevine gönderildi. dından kaçmayarak Maltepe Açık Cezaevi’ne giderek teslim oldu. Aydoğdu, cezaevi günlerinin henüz birinci haftasındayken geçmişte yaşanan bir olay nedeniyle hakkında “yasadışı sol örgüt üyeliği” suçlamasıyla dava açıldı. Bunun üzerine Aydoğdu’nun açık cezaevi hakkının “yandığını” savunan savcılık, hükümlüyü Maltepe Kapalı Cezaevi’ne gönderdi. Yasaya göre cezası bir yıldan az kalan hükümlüler, denetimli serbestlik hakkı kapsamında serbest bırakılıyor. Aydoğdu, hakkında açılan yeni dava gerekçe gösterilerek denetimli serbestlik hakkından da yararlandırılmadı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise Susurluk davası kapsamında denetimli serbestlikle bırakılan, ancak şartlı salıverilme süresi içinde hakkında faili meçhul cinayetler soruşturmasında dava açılan Mehmet Ağar’ı yeniden cezaevine göndermemişti. Aydoğdu’nun avukatı İnayet Aksu da Mehmet Ağar ile ilgili kararı gerekçe göstererek müvekkili için verilen kararın iptali istemiyle İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hâkimliği’ne başvurdu. Hâkimlik, Aydoğdu hakkında açılan örgüt üyeliği ilgili yeni davaya işaret ederek istemi reddetti. Bu kararın çifte standart olduğunu belirten avukat Aydoğdu, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti değilse de tam bir kadirkıymet devletidir. Ağar’ın devlete ‘hizmetleri’ dolayısıyla hakkında jet hızıyla çıkan karar, sıradan bir yurttaş olan Taylan için tam tersi biçimde verilmiştir” değerlendirmesini yaptı. M.Ü’de öğrenciler kavga etti İstanbul Haber Servisi Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu’nda dün akşam saatlerinde karşıt görüşlü iki öğrenci grubu arasında kavga çıktı. Çevik kuvvet ekiplerinin müdahale ettiği kavgada gruplar üniversite önünden uzaklaştırıldı. Bu sırada bir grup polise taş ve şişe attı. Kavgaya karışan çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. ALİ İSMAİL KORKMAZ İSYANI Eskişehir bu davanın peşinde CAN HACIOĞLU Bıçaklı saldırgana 17 yıl istendi TKV’ye kadın başkan İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında Güngören’de yapılan “tencere tava eylemi”nde eski AKP Güngören İlçe Başkanı Abdullah Başcı’yı bıçakla yaraladığı iddia edilen Tamer Kılıç hakkında dava açıldı. Kılıç hakkında 17 yıla kadar hapis cezası isteniyor. tutuklu İlhan Kaya ve Barış Önal’ı darp etmek için kamera açısından çıkardığı anlaşıldı. Görüntülerde görüş alanında bulunan bir kolonun ardında darp edilen tutukluların daha sonra sürüklenerek açık görüş salonunda çıkarıldığı görülüyor. Dayak olayına cezaevindeki görevli berberin bile karıştığı tespit edildi. SÜRÜKLEYEREK GÖTÜRDÜLER Mahkemenin talebi üzerine olay günü çekilen güvenlik kamera kayıtları dava dosyasına gönderildi. Görüntülerde memurların, ‘Açık’ dayağa takipsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ODTÜ öğrencileri İlhan Kaya ve Barış Önal ile kendisini ziyarete gelen arkadaşlarının gardiyanlar tarafından dövülmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. Savcılık, infaz koruma memurları hakkında takipsizlik kararı verirken açık görüşte darp edilen ziyaretçiler hakkında görevli memuru yaralama, memura direnme ve hakaret suçlardan dava açtı. Dayağa ilişkin görüntüler dava dosyasına girdi. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencileri İlhan Kaya ve Barış Önal, yasadışı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla geçen yıl tutuklandı. Sincan F Tipi Cezaevi’ne konulan öğrencilerin 6 arkadaşları, ziyaret için savcılığa başvurdu. Bu kapsamda Barış Önal için Mayıs Kurt, Murat Egemen Akkuş, Aydın Doğan diğer tutuklu İlhan Kaya için de Zeynep Arslan, Ezgi Antmen ve Özkan Kayöz’ü ismini yazdırdı ve ziyaret izni alındı. 10 Ocak 2013 günü ziyaret gerçekleşti. Aynı koğuşta kalan Kaya ve Önal görüş odasına alındığında 6 arkadaşıyla aynı masaya oturdu. Bunun üzerine masaya gelen gardiyanlar, her tutuklunun kendi ziyaretçisinin bulunduğu masada oturmasını istedi. Tutuklular ve ziyaretçiler ortak arkadaş olduklarını beyan ederek birlikte oturmak istediklerini söyledi. İnfaz koruma memurları, bu talebi reddederek görüşü sonlandırmak istedi. Bu esnada taraflar arasında tartışma çıktı. Tartışma nedeniyle infaz koruma memurları zor kullanarak tutukluları görüş yerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Bu esnada İlhan Kaya ve Barış Önal görüş yerinden ayrılmamak için direnirken ziyaretçiler de olaya karışarak arkadaşlarının darp edilmesine müdahale etti. Olay esnasında hem ziyaretçiler hem de tutuklular feci bir şekilde dayak yedi, ziyaretçilerden Mayıs Kurt’un parmağı kırıldı. Olayın savcılığa intikal etmesi üzerine soruşturma başlatıldı. Savcılık, ziyaretçiler Özkan Kayoz, Ezgi Antmen, Murat Egemen Akkuş, Mayıs Kurt, Zeynep Arslan ve Aydın Doğan hakkında, “görevli memura hakaret”, “görevli memuru yaralama”, “Görevli memurlara direnme” suçundan Sincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Savcılık, ziyaretçileri ve iki tutuklu öğrencileri darp eden memurlar hakkında ise takipsizlik kararına imza attı. Marmaray artık ücretli İstanbul Haber Servisi Türk Kalp Vakfı (TKV) Mütevelli Heyeti Genel Kurulu’nda yapılan seçimler sonunda Semiramis Sekban, TKV’nin ilk kadın başkanı oldu. Başkan yardımcılığına emekli General Nejat Müldür ve Hayriye Midillioğlu; genel sekreterliğe Prof. Necati Sırmacı; genel sekreter yardımcılığına Gül Taştaban; saymanlığa Mustafa Yurttaş, sayman yardımcılığına Ali Onaran getirildi. Yönetim kurulu üyeliklerine ise Dursun Özbek, Şevket Ayaz, İmren Utku, Gizem Tatlıcı seçildi. ESKİŞEHİR Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran’da Eskişehir’de polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövüldükten sonra geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren 19 yaşındaki Anadolu Üniversitesi öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili davanın Kayseri’ye gönderilmesi tepki çekti. Eskişehir Baro Başkanı Rıza Öztekin, Ali İsmail Korkmaz’ı anma etkinlikleri ve diğer demokratik eylemlerin kamu güvenliği açısından tehdit olarak kabul edilemeyeceğini vurgulayarak “İl valisinin birtakım varsayımlarla demokratik ve barışçıl eylemleri, bu eylemleri yapanları, hatta avukatları dahi potansiyel tehlike olarak görmesi gelinen durumu göstermektedir. Vali adeta davanın nakli için özel bir çaba göstermiştir. Davanın olay yeri burası. Kayseri’deki yargıç, Yunus Emre Caddesi’ni, olayın olduğu yerdeki fırını bilmez. Dava ile ilgili bir keşif yapılsa, Kayseri’deki mahkeme bunu talimatla yapacak. Anayasamızın 36. maddesindeki adil yargılama hakkı da ihlal edilmiştir. Dosyada ciddi iddialar vardır. Mesela olay gecesi 40 polisin pusu kurduğundan söz edilmektedir. Davanın nakli ile maalesef adalet Eskişehir’den götürülmüştür” dedi. Ali İsmail’in okul arkadaşı Anadolu Üniversitesi öğrencisi Aras Göz de, “Biz bu davanın sonuna kadar takipçisiyiz. Kayseri’ye de gideceğiz. Ali İsmail’i unutmayacağız. Onun ismi Eskişehir ile özdeşleşmiştir” dedi. İstanbul Haber Servisi 29 Ekim’de açılan ve 15 gün ücretsiz hizmet veren Marmaray, ücretli seferlerine dün başladı. Yoğunluk gerekçesi açılmayan Sirkeci istasyonu yine kapalıydı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe, Marmaray’ın alelacele açıldığını belirterek “Teknik bir problemin, teknik bir eksikliğin olduğu anlaşılıyor” dedi. Kafa içi basıncın azaltılması için gerçekleştirilen ameliyatın başarılı geçtiği bildirildi Berkin’e dördüncü ameliyat SİBEL BAHÇETEPE Gezi Parkı olayları sırasında Okmeydanı’nda evinden ekmek almak için çıktığı sırada polisin attığı biber gazı kapsülünün başına gelmesi sonucu ağır yaralanan ve beyin kanaması geçiren Berkin E. (14) dördüncü kez ameliyat masasına yattı. Beyninde sıvı biriken ve geçen cuma günü yapılan ameliyat ile sıvısı boşaltılan Berkin E’ye dün ise sıvı birikimini önlemek amacıyla “şant” (beyinde biriken su nedeniyle artan kafa içi basıncın azaltılması yöntemi) operasyonu yapıldı. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaklaşık 2.5 saatlik operasyonun ardından yoğun bakıma alınan Berkin’in ameliyatının başarılı geçtiği, yoğun bakımda tedavisinin süreceği belirtildi. Ameliyat sırasında anne Gülsüm E. baba Sami E. ile ablaları, aile yakınları ve Berkin’in okul arkadaşları da ameliyathane kapısından ayrılmadı. Türk halk müziği Taksim Dayanışması, 16 Kasım Cumartesi günü saat 14.00’te Çağlayan Adliyesi’nde “Berkin için adalet istiyoruz” diyerek bir araya gelecek ve adalet taleplerini bir kez daha haykıracak. sanatçısı Tolga Sağ ile Pınar Aydınlar’da hastaneye gelerek aileye destek oldu. Tekstil işçisi baba Sami, ameliyatın başarılı geçtiğini, oğlunun iyileşeceğini ve hastaneden hep birlikte çıkacaklarını söyledi. Aslan’a uyarı ‘Adalet için Çağlayandayız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Grup Disinlin Kurulu, kadın gazetecilere yönelik sözlerinden dolayı Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’a uyarı cezası verdi. AKP Disinlin Kurulu Başkanı Mevlüt Akgün, “Zaten uyarı ve kınama dışında ceza veremiyoruz” dedi. Bakan da valiyi ‘yedirtmemiş’ MAHMUT LICALI ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ardından, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in de Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’u yedirmediği ortaya çıktı. AKP Adana Milletvekili Ali Küçükaydın, Adana Valisi Coş’un yasadışı telefon dinlemesi yaptığı iddiasıyla 5 farklı soru önergesi vermişti. Bakan Güler, Coş’un milletvekilleri ve belediye başkanları da dahil olmak üzere pek çok kişinin telefonlarını dinlediği iddialarıyla ilgili CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin 14 Mayıs 2013 tarihli soru önergesine 12 Ağustos 2013 tarihinde yanıt verdi. İl valisinin telefon dinleme veya dinletme konusunda hiçbir yetkisinin olmadığını belirten Güler, “Organize bir şekilde devlet erkânına, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş hakkında birtakım iddiaları içeren yüzlerce mektup gönderilmiştir” dedi. Güler, faillerin bulunup cezalandırılması konusunda yargıya yapılan başvuru üzerine mektupları gönderenler hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iftira suçlamasıyla dava açıldığını kaydetti. Güler, aynı iddiaları yerel basında yayımlayan gazeteciler hakkında da iftira suçlamasıyla dava açıldığı ve söz konusu davaların sürdüğünü söyledi. MHP Milletvekili Seyfettin Yılmaz da Coş’un odasına gelen kişilerin konuşmalarını kayıt altına aldığı iddialarıyla ilgili 21 Mart 2013 tarihinde soru önergesi vermişti. Önergeyi yanıtlayan Güler, Adana valilik makamına 12 Aralık 2011 tarihinde Cumali Kurtar isimli müteahhitin gelerek özel idarede çalışan Daire Başkanı Salih İncetaş’la ilgili ihbar ve şikâyette bulunacağını ifade ettiğini belirtti. Güler, kendisinden yazılı olarak başvurusu istenilen Kurtar’ın şikâyet konularını yazılı olarak hazırlamadığını, kendisinin anlattıklarının “kendi rızası” dahilinde kaydedilmesini istediğini belirtti. Coş’a skandal suçlama ADANA / KAYSERİ (Cumhuriyet) Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un Özel Kalem Müdürü Vahdettin Sakallı’nın Adana’daki medya patronlarının seks kasetlerini valilikteki dolabında sakladığı iddia edildi. Taraf gazetesinin haberine göre gazeteci Taner Talaş, devletin istihbari birimlerinden yararlanarak kendisinin ve Adanalı gazetecilerin özel bilgilerini topladığı gerekçesiyle Vahdettin Sakallı hakkında suç duyurusunda bulundu. Açılan soruşturma kapsamında savcılığa ifade veren Adana Akdeniz TV yöneticisi Yüksel Evsen ve gazeteci Yüksel Mert, Valilik Özel Kalem Müdürü Sakallı’nın kendilerine odasındaki dolabı göstererek “Şu dolaptaki gizli görüntüleri açıklasam yer yerinden oynar” dediğini söyledi. Daha önce İçişleri Bakanlığı’na Coş’u şikâyet eden AKP Adana Milletvekili Ali Küçükaydın da Taraf gazetesine yaptığı açıklamada “Adana Valiliği’nin yasadışı dinleme yaptığı iddiasını herkes söyledi. Ben de söyledim” dedi. Şans Topu devretti ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “1, 7, 12, 20, 34+4” olarak belirlendi, 5 +1 bilen çıkmayınca 630 bin 50 lira devretti. 5 bilenler 3 bin lira, 4+1 bilenler 312.65 lira, 4 bilenler 24.45 lira, 3+1 bilenler 14.55 lira, 3 bilenler 2.95 lira, 2 +1 bilenler 4.45 lira, 1+1 bilenler 2.50 lira kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle