29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2013 CUMARTESİ 6 HABERLER ‘Oğlum ölmesin’ İLHAN TAŞCI Bir oğlu dağda olan, kendisi de 480 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, çözüm sürecinden beklentisini ve yaşadıklarını anlattı BİR MEKTUP Tutuklu doktor kurmay albay sayın Ali Yasin Türker’in annesi Sayın Kadriye Türker’den aldığım mektubu, kendisine saygı ve teşekkürlerimle; “demokrasi paketi”nin mimarları, alkışlayıcıları ve Genelkurmay’ca da okunması dileği ile, aynen yayınlıyorum. DİYARBAKIR 17 yaşındaki oğlu Baran dağa giden, kendisi de 480 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, evinde yaşananlar üzerinden çözüm sürecini ve beklentilerini anlattı. Çok dilli belediyecilik anlayışı nedeniyle görevden alınan, 2.5 yıl KCK ana davasından cezaevinde yatan Demirbaş, Q, W, X harflerinin alfabeye gireceğinin açıklanmasını buruk bir gülümsemeyle karşılarken, “Görevden atıldım, işsiz kaldım. O günlerimin hesabı ne olacak” diye soruyor. Oğlunun dağa gitmesinin ardından eşinin geçen her savaş uçağından sonra namaza durup, evladı için dualar ettiğini söylerken “İnsanın evladından daha değerli ne var? O davası uğruna gitti ama ben ölmesini istemiyorum” diyor. Aslında felsefe grubu öğretmeni olan Abdullah Demirbaş, siyaseti bırakıp öğretmenliğe döneceği günlerin hayalini kurarken, kendisi gibi öğretmen olan diğer oğlunun askere gidecek olmasından kaygılanıyor. Bunun nedeni ise dağa giden oğlu Baran. Sürecin başarıya ulaşmasını kimsenin kendisinden daha fazla isteyemeyeceğini sesi buğulanarak anlatırken tek isteğinin evladına sağ salim kavuşmak olduğunu söyledi. Demirbaş, oğlunun dağa gitme kararı aldığı gün evlerinde yaşananları şöyle aktarıyor: “Oğlumun gideceğini biliyordum. ‘Kaldırabiliyorsan git, yoksa gitme’ dedim. Çünkü bunun iki yolu var, ya ölüm ya da özgürlük. Ben gitme deseydim vicdanen ve ahlaken doğru olmazdı. Senin kapına gelince oğlunu engellersen ihanet etmiş olursun. Aslında bir anlamda oğlunun ölüm kararını imzalıyorsun. Diyarbakır’ı verseler oğlumun tırnağı etmez. İnandığı bir dava uğruna onu verdim. Ama ben oğlumun ölmesini istemiyorum. 8 aydır cenaze gelmiyor. Bu sürecin devam etmesini istiyoruz. Artık evlatlarımızın ne dağda, ne ovada ve ne karakolda ölmesini istemiyoruz.” Her gece ölmenin ne demek olduğunu “Gece uçak geçince eşim sabaha kadar namaz kılıp, dualar ediyor evladı için. Savaş uçakları uçtukça biz ölümü yaşıyoruz” sözleriyle özetliyor. Acı aynı, mekân farklı emirbaş, siyaseti bırakıp öğretmenliğe döneceği günlerin D hayalini kurarken, kendisi gibi öğretmen olan diğer oğlunun ise henüz askere gitmediğini, gitmesi durumunda yaşayacaklarının kendisini kaygılandırdığını anlatıyor. Demirbaş, kaygı ve beklentisine ilişkin şunları diyor: “Askere gitse belki bir yerde (dağa giden) oğlumla karşılaşsalar bunun ihtimalini düşünmek bile korkunç. Ya da ikisinin cenazesi birlikte gelse? Tüm bunların olmasından daha korkuncu, bu düşünceler. Her sabah uyandığında ‘bugün de ölüm haberi gelmedi’ diye sevinmek. Bir asker annesi, çatışma bölgesinde evladı var, sabaha kadar uyumuyor. Aynı acıyı bir gerilla annesi de yaşıyor. Mekân farklı, zaman aynı, acı aynı. İkisi de yavrusuna kavuşma hasretiyle yanıp tutuşuyor. Barış iki annenin acısını ortaklaştırıp bir daha da yaşanmamasıyla mümkün olabilir. Hiçbir zaman birinin yaşadığı acı diğerinden daha az ya da fazla değildir. İster bu anne Yozgat’ta Fadime olsun, ister Amed’de Fatma olsun. Acıları ortak.” Bu arabada dönüş yok na varan annelere kimse artık bu acıyı yaşatamaz. Annelerin ahını alacak siyasetçi iflah olmaz” sözleriyle açıklıyor. Barış sürecini bir arabaya benzetirken, “Bu arabanın geri dönüşü yok. Araba durabilir, şoförleri de değişebilir ama araba ilerleyecek” diye özetliyor. AKP’nin çözüm sürecine yaklaşımına ilişkin ise Demirbaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu süreçte başarıya ulaşmazsa Tayyip Erdoğan biter. AKP sıkışmış durumda. Suriye’de, Mısır’da başarısız. AB ile ABD ile ilişkileri kötü. Ortadoğu’da liderlik misyonerliğini yitirmek üzere. Bunlardan sıyrılmanın tek yolu Kürt sorununu çözmektir. Seçim hesabı yapabilir ve bu seçimi atlattı diyelim, Cumhubaşkanlığı seçimi var. Kısa vadede kazansa bile uzun vadede kaybeder. Ama tersi, hükümet çözerse Erdoğan Nobel Barış Ödülü alır, tarihe adını yazdırır.” orunun çözüleceğine de sonuna kadar inandığını anlaS tan Demirbaş, bu inancının nedenini “Niye inanıyorum? 9 aydır bütün anneler rahat uyku uyuyor. Bu barışın tadı Acılar ‘Ortak Vicdan‘ Anıtı’nda ok dilli belediyecilik yaptığı için görevden alınan DemirÇ baş, hâlâ aynı görüşü savunurken, BİN KİŞİ BAŞVURDU Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, bölgede konuşulan çok iddialı bir duyumu bizimle paylaşıyor: “2030 bin kişi PKK’ye katılmak için talep iletmiş. 35 bin kişinin de katıldığı söyleniyor.” 30 “Farklı insanlar, kültürler sokağı; kilise, havra, Alevi evi yaptırdık. Diyarbakır’da yalnızca bir Yezidi yaşıyor, Yezidi evi yaptırdık” diyerek çokkültürlülüğün önemine işaret ediyor. Gururla anlattığı çalışması ise “Ortak Vicdan Anıtı”. Anıtın gerekçesini “geçmişteki katliamlar unutulmasın” diye özetliyor. Anıtın üzerinde Türkçe, Kürtçe, İngilizce, Ermenice, İbranice ve Arapça “Acıları ortaklaştık ki bir daha yaşanmasın” yazılı. Demirbaş, seçilmişlere yönelik yargılamalardaki tutarsızlığı anlatırken, “Bir dosyada örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt propagandası yapmakla suçlanıyorum. Bir başkasında KCK örgütünün yöneticisi olarak ana davada yargılanıyorum. Hatta bir mahkeme başkanına, bunlardan hangisiyim ben, karar verin dedim” değerlendirmesini yapıyor. Tezkereye ‘çözüm süreci’ ayarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, TBMM’ye gönderdiği Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon yapılmasına ilişkin tezkerede, çözüm süreci nedeniyle bazı ifadelerde ince ayar yaptı. Tezkerede, geçen yıldan farklı olarak terörist saldırıların devam ettiği vurgusu yer almazken “gerektiği takdirde” operasyon yapılması öngörüldü. Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon yetkisinin 1 yıl uzatılmasına ilişkin tezkere, dün TBMM’ye sunuldu. Tezkerede, geçen yıldan farklı olarak bazı değişiklikler yapılması dikkat çekti. “Irak’ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK terör unsurlarından kaynaklanan ve Türk halkının huzur ve güvenirliğiyle, ülkesinin milli birliğine, güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik açık tehdit, bölgede ahiren meydana gelen gelişmelerin de etkisiyle devam etmektedir” denilen tezkerede, önceki tezkereden farklı olarak “toprak bütünlüğüne yöneltilmiş terörist saldırılar ve açık tehdit” ifadesi yer alırken “bölgede ahiren meydana gelen gelişmeler” ifadesi eklendi. Aydar, paketin çözüm sürecine cevap vermeyeceğini söyledi: Sözler tutulmadı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar, Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı pakette kendilerine verilen sözlerini yerine getirilmediğini belirterek “Çözüm ve Hakikat Komisyonu adı altında 2 komisyon kuracaktı. Başkan Apo’nun yerini değiştireceğiz, yanındaki arkadaşları değiştireceğiz ve bir sekretarya gidecek denildi. Hiçbiri yerine gelmedi. Biz çocuk değiliz, oyun oynamıyoruz. Sürecin tek taraflı yöntem ile gitmeyeceğini söylüyoruz. En sert muhalefeti yapacağız” dedi. Kapatılan DEP eski milletvekili ve KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, PKK’ye yakın Sterk TV’ye konuştu. Erdoğan’ın geçen pazartesi açıkladığı paketin hazırlanma biçimi ve içeriği ile çözüm sürecine cevap vermeyeceğini vurgulayan Aydar şunları söyledi: “Haziran ayında 2’nci aşamaya geçilmiş olması gerekirdi. Şu ana kadar TMK’nin ve TCK’nin değişmiş olması gerekirdi. Siyasetçilerin cezaevlerinden bırakılmış olması gerekiyordu. Başkan Apo’nun şu anda herkes ile görüşmüş olması gerekirdi. Biz şimdi normalleşme sürecini tartışmalıydık. Açıklanan paket, sürece cevap olabilecek bir paket değil.” Sert muhalefet! KCK olarak sürecin nasıl işlemesi gerektiği ile ilgili önümüzdeki günlerde bir deklarasyon yayımlayacaklarını ifade eden Aydar, “Hükümeti doğru yola ve çözüme getirebilmek için demokrasi güçleri ile sokaktan parlamentoya kadar en sert muhalefeti yapacağız” dedi. BDP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ 16.9.2013 Pazartesi Merhaba ataol bey Selam ve saygılar sunarım nasılsınız iymisiniz iyi ve sağlıklı olmanızı cenabı haktan dilerim o güzel kaleminiz nice uzun yıllar insanlık adına güzel şeyler yazsın ben 66 yaşında ilk okul mezunu bir anneyim maltepede tutuklu doktor kurmay albay ali yasin türkerin annesiyim ben cumartesi yazınızı okuyunca çok duygulandım size bir mektup yazmak istedim sizin dikmiş olduğunuz ayva fidanın altında şimdi benim fidanım oturuyor geçen cumartesi yasinin açık görüşü vardı çocukları ege ve elif birer ayva koparmışlar fakat erken olmasına rağmen çok güzel sulanmış banada nasip oldu biz insanların kaderin Tecellisi hiç beli olmuyor sayın ataol bey ben 16 yaşıma kadar köyde yaşamış bir köy çocuğuyum ancak osman beyle evlenince ankarayla Tanıştım rabim bize 3 evlat verdi 4 tanede Torunumuz var benim beyim çocuklarının rızkını Tırnaklarıyla kazıyarak kazandı 20 sene seyar satıcılık yaptı 20 senede Taksi işletti Tek arzumuz rabimden muhanete muhtaç olmadan çocuklarımızı büyütüp okuta bilmek bizim azmimiz onların gayreti kızım ortadoğu iktisat okudu amerikada mastır yaptı küçük oğlum hacettepe ingilizce işletme okudu 7 sene maliye bakanlığında hesap uzmanı olarak çalıştı şimdi bir özel şirkette rızkını kazanıyor büyük oğlum asker olmayı seçti yasinin harp okuluna dereceyle harp akademisini dereceyle bitirdi amerikada mastır yaptı boğaz içi ünüversitesinde endüstürü mühendisi olarak doktora yaptı 3 tane yabancı dili var bu çocuk bu eyitimi memleketine daha iyi hizmet vermek için yaptı ama şimdi darbeye Teşeppüsten 16 sene gün aldı bu nasıl adalet benim bir anne olarak çok canımı yakıyor benim, oğlum 2003, 2006 arası ispanyada natoda görevliydi benim gelinim sibel hanımda deniz subayı oda ücretsiz izin alıp eşinin yanına gitti orda dünya Tatlısı elif doğdu ama biz hukuku yurt dışında olduğuna inandıramadık oğlum gündüz ispanyada çalışmış gece Türkiyede darbe pilanı yapmış bu çocuğuma atılan çok çirkin bir suç rabim huzurunda bizlere ve çocuğuma yaşatılan bu acıyı rabimin adaletine havale ediyorum 66 yaşında bir anne 76 yaşında babası sadece çocuğumuzun özgür olması için dua ediyoruz sayın ataol bey oğlum tutuklanalı bu gün Tam 2 sene oldu insanlar 15 20 sene sonra hak istiyor soracam benim oğlum yasin Tutuklanmadan önce gölcük deniz üssü kurmay başkanıydı ancak 30 gün yaptı eylül 16 günu Tutuklandı anladımki hiçbir makam kalıcı deyilmiş ben oğlumu orduya 14 yaşında verdim birinci aylesi bendim ikinci aylesi ordu oldu ama ordu çocuklarımıza çok sessiz kaldı halktanda hiç destek görmedik sadece sizin gibi duyarlı yazarlarımız bizlerin gören gözü konuşan dili oldunuz sizlere, bir anne olarak çok Teşekkür ederim ben ve eşim cumhuriyetin mudayimiyiz cumhuriyet yazarları hepsi bizim için çok değerli sizinle bir anne olarak derlerimizi paylaşmak istedim ancak bizleri sizler anlarsınız ömür boyu size ve aylenize sağlıklı günler diliyorum Kadriye Türker Bu akşam 19.30’da Haluk Çetin ile Eskişehir Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’ndeyiz. ‘Paket güven vermiyor’ İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul il örgütü, “Demokratikleşme Paketi”nin Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü sürecinde, toplumun beklentilerine uzak ve sorunları çözmekten daha çok, iktidarın seçim sürecine dönük bir politikası olduğunu belirtti. Pakette, müzakere sürecindeki mevcut tıkanıklığı giderecek güven artırıcı adımların ortaya konulmadığı, başta Kürt halkı olmak üzere, daha fazla demokrasi ve eşit yaşam koşullarının sağlanmasına dönük bir irade ortaya konulmadığı vurgulandı. BDP İstanbul İl Örgütü’nde dün, yapılan toplantıda “Demokratikleşme Paketi” değerlendirildi. BDP İl Eşbaşkanı Arife Çınar “Toplumun farklı kesimlerinin talep ve ihtiyaçlarını sormayan, hükümet tarafından görevlendirilen akil insanlar heyetlerinin raporlarını dahi esas almayan ‘Paket’in kangrenleşmiş sorunlara çözüm üretmesini beklemek hayalcilik olacaktır” dedi. BDP’li başkana gözaltı BDP: Kaygı verici BDP ise tezkereye tepki gösterdi. Yapılan açıklamada “Hükümet daha Meclis açılır açılmaz, parlamentonun gündemine çözüm adımlarını getirmek yerine önce Suriye, ardından Güney Kürdistan’a operasyon tezkeresini taşıyarak, güvenlikçi politikalardan vazgeçmediğini göstermiştir. Hükümetin bu tutumu çözüm süreci açısından kaygı vericidir Türkiye’nin ihtiyacı operasyon tezkeresi değil, demokratikleşme ve çözüm adımlarıdır” ifadeleri kullanıldı. n ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak’ın BDP’li Balveren Belde Başkanı Osman Sidar, dün sabaha karşı 05.30 sularında polis tarafından evinde gözaltına alındı. Sidar’ın evinde polis tarafından uzun süre arama yapıldı. BDP’li Sidar, elleri kelepçelenerek sağlık kontrolü için Şırnak Devlet Hastanesi’ne görüldü. Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Sidar’ın sorgusuna başlanırken neden gözaltına alındığına ilişkin açıklama yapılmadı. Lice’de PKK mezarlığı açıldı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır Lice ilçesi Yolaçtı köyünde 15 Temmuz’da 170 PKK’li için mezarlık açılmasının ardından şimdi de Lice’nin Şenlik köyünde çatışmalarda ölen 117 PKK’li adına mezarlık açıldı. Mezarlığa, 1997’de Sason’da yaşamını yitiren PKK merkez komite üyesi “Harun” kod adlı Hüseyin Özbey’in adı verildi. Mezarlığa çatışmalarda yaşamını yitiren PKK’lilerin dev posterleri asıldı. Tören alanında yüzleri poşulu gençler PKK flamaları ve Öcalan posterleri taşıdı. Burada konuşan BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, “Onlar ‘terörist’ değil, onlar biziz, biz onlarız” dedi. n MARDİN (Cumhuriyet) Mardin’in Kızıltepe ilçesinden içinde asker olan sivil minibüs, otobüs, kamyonlar, askeri malzeme ve Kirpi denen askeri zırhlı araçlardan oluşan askeri konvoy İpek Yolu’ndan geçerek Şırnak’ın Cizre ilçesine doğru hareket etti. Frekans karıştırıcı Jammer araçların eşlik ettiği askeri konvoyda, Akrep tipi zırhlı araçlar da güzergâh boyunca güvenliği sağladı. Şırnak’a askeri sevkiyat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle