25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Erdoğan, Köşk için, ‘partim hangi görevi benden isterse onu yapma gayreti içinde olurum’ dedi Ulus Devlete Veda Öyle Kolay Değil Perşembe günkü Milliyet’te New York Times’ın ülkemizde de çok tartışılacak olan bir haberi vardı. Bölgemizdeki 5 ülkenin ileride 14 ülkeye dönüşebileceğinin belirtildiği haberde, geleceğin bölünmüşlüğünün tüyler ürpertici haritası da yer alıyordu Devir, bölgede emperyalizmin parçalama devri. Haberde Türkiye’den bahis olmasa da, senaryoda bizim de bulunduğumuz biliniyor. Milliyet söz konusu haberini yayımlamadan bir gün önce, tüm yazılarını ilgi ve beğeniyle izlediğim Ege Cansen, Hürriyet’teki “Ulus devlet bitti” yazısında ulus devlete hüzünle veda ediyor ve Başbakan’ın açıkladığı paketin, tek milletli Türk devletini, Osmanlı devleti gibi çok milletli hale dönüştürmek için atılmış bir adım olduğunu söylüyordu. Bu görüşte olanlar, hatta okullardaki andın kaldırılmasını da bu çerçeve içinde ele alanlar ve endişe duyanlar hiç de az olmadığına göre aşağıdaki sorular günceldir: Bir devlet çok milletli hale gelince ne olur? Birden çok millet, bir devlet çatısı altında barınabilir mi? Hemen akla geliveren özerklik ve federal sistem yanıtları, tarihin sergilediği örnekler göz önünde bulundurulunca o kadar da güven verici görünmüyorlar. HHH Tarih bize etnik tabana dayalı özerklik ve federal sistemlerin kalıcı olmadıklarını, bir süre sonra bu yapıların parçalanma, daha kibar deyimiyle ayrılma ile sonuçlandığını gösteriyor. Şu anda İspanya’da ve Belçika’da yaşanmakta olanlar da bu görüşü destekliyor. Tabii bu olgu, uluslaşma sürecine girmiş toplumları bu yoldan geri döndürmenin mümkün olmadığı gerçeğini de değiştirmiyor. Aynı şekilde, mutabakat temeline dayalı, sübjektivist, demokratik, çağdaş ulus devletlerin de dayatma yöntemiyle sürdürülmesinin imkânsızlığı da tartışma götürmüyor. İnsanlığın tarihi sürekli bir değişim sürecidir. Bir toplumun ulus devlete veda etmesi vakti gelmiş ise bunu zorla durdurmak mümkün değildir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, bir ulus devlete veda ederek, ondan daha fazla ulus devletler çıkarmak da o kadar kolay değildir. Tarihin bize öğrettiği kural şudur: Ulus devletlerin sınırları ne yazık ki kanla çizilmiştir hep. Bu olgunun istisnası ise 31 Aralık 1993’te, karşılıklı rızalarıyla, barışçıl bir biçimde ayrılmış olan Çekler ve Slovaklardır. Ancak Çek ve Slovak siyasetçilerin Pittsburg’da toplanarak kurdukları Çekoslovakya’da (son kuruluşu 1945) önceden sınırları net şekilde belli Çek ve Slovak birimlerinin var olduğu gerçeğini unutmayalım. HHH “Buraya kadar olanlar gibi bundan sonra dile getirilecek olanlar da, özlemler değil, gözlemlerdir” diye belirttikten sonra, özetleyerek devam edelim: Ulus devletlerin, etnik özerk birimlere veya etnik federatif yapılara dönüşmeleri geçici bir süreçtir, ayrılma veya parçalanma ile sonuçlanması kaçınılmazdır. Bir etnik devletin içinden, birden fazla ulus devlet çıkması dünyanın sonu değildir. Osmanlı’nın bağrından çıkmış olan devletler, bu arada TC bunun kanıtıdır. Ancak burada aşılması gereken bir sorun vardır: Sınırlar ne olacak? Ayrılma formülü üzerinde yoğunlaşanlar, bu sorunu da düşünmek zorundadır. Türkiye’de ulus devleti sona erdirmek isteyenler bu gerçekleri göz ardı etmeyip, karşılaşacakları devasa sorunları da görmezden gelmemelidir. Yoksa teorik olarak pek de âlâ her iki tarafı da mutlu etmesi düşünülebilecek olan bir çözüme gidildiği sanılırken çok daha acılı bir sürecin içine düşülmesi kaçınılmazdır. Bu yazı pek yüksek sesle dillendirilmese bile çokça mırıldanılan kimi çözümlerin hangi olasılıkları da içerdiğini anımsatmak için yazılmıştır. Evet demokrasilerde her çözüm tartışılır. Ama tartışmanın sağlıklı olabilmesi, neyin ne olduğunun bilinmesine bağlıdır. ‘Henüz karar vermedim’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis açılışında “siyasete devam” mesajı vermesinin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan da cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda henüz kararını vermediğini, “partisi hangi görevi verirse onu yapacağını” söyledi. Erdoğan’ın önceki akşam, A Haber ve ATV televizyonlarındaki açıklamaları şöyle: Partim hangi görevi yıkarsa: (Siz cumhurbaşkanı olacaksınız. Gül görevi size devredecek. Şu anda görülen o) Bu sizin temenniniz. Biz kendi aramızda daha konuşmadık. Olacak mıyız, olmayacak mıyız? Böyle bir kararım şu anda kesin olarak yok. Partim bu noktada hangi görevi bana yıkarsa, hangi görevi benden isterse ben onu yapmanın gayreti içerisinde olurum. Aramızda yol ayrı ERDOĞAN: ASKERLİK SÜRESİ KISALACAK Askerlik süresiyle ilgili konuşan Başbakan Erdoğan, “Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı ile mutabıkız. Askerlik kısalacak. 12 ay olarak düşünüyoruz. Kısa dönem 6 ay olarak devam edecek” şeklinde konuştu. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise düzenlemenin engelleme olmazsa bir hafta içerisinde TBMM’den çıkabileceğini söyledi. Elitaş, “Kısa dönem 6 ay. O da revize edilebilir belki. Yani 4 ay da olabilir” dedi. AB Bakanı Egemen Bağış ise “Huzurlu ortam olduğu sürece uzun vadede zorunlu askerliğin kalkması da düşünülebilir” diye konuştu. ANAYASA KOMİSYONU mına fırsat verecek bir kararın olmayacağına inanıyorum. Gezi’de farklı değiliz: Gençlerin demokratik talepleri noktasında Gül’den farklı düşünmemiz söz konusu değil. Aslında hoş bir arkadaşımız: (Eskişehir Valisi’nin mektubu) O davranışı tasvip etmek söz konusu değil. İçişleri bakanı görevlendirmeleri yaptı, araştırmaları yapıyorlar. Aslında iyi, hoş bir arkadaşımız ama nasıl bir boşluğa düşmüş. Gerçekten kendisi mi? Hesa bım kullanıldı, diyor. Yanlış böyle bir şey olamaz. Barajı kamuoyu belirleyecek: Kamuoyu araştırmalarından ne çıkar. Yüzde 10’luk, yüzde 5’lik, tamamen barajın kaldırılıp dar bölge... Hangisi çıkarsa o istikamette de adımımızı atarız. Seçim barajıyla ilgili çalışma yasal düzenleme gerektiriyor, bayrama yetişmesi mümkün değil. İdari tasarrufta olan maddeleri bayrama yetiştirmeyi hedefliyoruz. Pakete destek yüzde 6070 arasında değişiyor. Masayı dağıtma planı u Yeni anayasadan ümidini kesen AKP, üye profilini düşürerek muhalefeti masadan kaldırma hesabı yapıyor. Komisyonun ağır topları Şentop ve Şahin üyelikten ayrılıyor. AYŞE SAYIN ÖZTRAK’A YANIT Hazine ‘lobi’yi açıkladı MAHMUT LICALI bir düzen kaçınılmaz’ İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, içinde yaşadığımız bölgede, coğrafyada devlet ve iktidar anlayışında köklü değişiklikler gerçekleştiğini, yeni bir düzenin kurulmasının kaçınılmaz olacağını belirterek “Bölgede nasıl yeni bir siyasi, ekonomik düzen ortaya çıkacağı hepimizin cevap aradığı temel bir meseledir” dedi. Gül, Ortadoğu’nun silahlardan arındırılması ile bölgede kalıcı bir barışın gelebileceğini söyledi. Stratejik İletişim Merkezi’nce düzenlenen 4. İstanbul Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Gül, “Önemli olan yalnızca rejimin demokrasi olması değil. Toplumlar bir yandan yöneticilerini özgür iradeleriyle belirlemeyi isterken diğer taraftan özgürlükler, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve ekonomik refahtan Cumhurbaşkanı Gül, “küresel bir dönüşüm sürecinyararlanmak istemektedir” dedi. den geçildiğine” dikkat çekti. (Fotoğraf: AA) ‘Ortadoğu’da yeni ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Direnişi sırasında borsa ve döviz kurlarında yaşanan dalgalanmanın sorumluluğunu “faiz lobisi” diye açıklamasının ardından Hazine Müsteşarlığı söz konusu ifadeye resmi sözlük açıklaması getirdi. Hazine Müsteşarlığı faiz lobisinin “faizlerin artmasında ortak menfaati bulunan kişiler” diye tanımladı. İktidara geldiği günden bu yana yabancı sermayeyle iyi ilişkiler kuran Erdoğan’ın Gezi olaylarında suçluyu kendisi yerine faiz lobisi olarak tanımlamasını eleştiren CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, konuyu bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Öztrak, borsadaki düşüşlerin sorumlusu olarak gösterilen faiz lobisinin ne olduğunu, kim ya da kimlerden oluştuğunu sordu. Öztrak’ın sorusuna Hazine Müsteşarlığı’ndan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan aracılığıyla yanıt geldi. Hazine Müsteşarlığı; faiz lobisini “faizlerin artmasında ortak menfaati bulunan kişiler” diye tanımlamanın mümkün olduğunu bildirdi. ‘Dua edin Ergin var...’ AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Anayasa Yazım Komisyonu’nda, “Hâkimler Kurulu” maddesinin görüşmelerinde, AKP’li üye Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i eleştiren ve HSYK’de bakan temsiline karşı çıkan CHP’li Süheyl Batum’a, “Sizin derdiniz, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla işlerinizin bozulması. Dua edin de Bakan orada. Aksi takdirde, bürokratların inisiyatifine kalsaydı, o zaman görürdünüz” yanıtını vermesi muhalefet partili üyelerin tepkisine yol açtı. Bu sözlere Batum’un yanısıra, MHP ve BDP’liler “Bu sözleriniz 2010’da yapılan anayasa değişikliği nasıl bir yargı oluşturduğunuzun itirafıdır” diye tepki gösterdi. Toplantıda söz alan CHP’li Batum, Adalet Bakanı’nın “gerekli gördüğü hallerde” kurula katılmasına karşı çıkıp, diğer CHP’li üyeleri kastederek, özellikle 2010 anayasa değişikliğinden sonra Adalet Bakanı’nın temsil edildiği HSYK’nin yanlı ve yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğünü ifade etti. Komisyondaki diğer CHP, MHP ve BDP’li üyeler, “Biz de Adalet Bakanı’nın temsiline karşıyız, ancak uzlaşma adına temsile onay verdik” görüşünü dile getirince, Batum, “Uzlaşma adına 3 partinin AKP’nin önerisi” üzerinde uzlaşmasının yanlış olduğunu savundu. CHP’li Rıza Türmen Batum’un “kişisel” görüşünü dile getirdiğini belirtince sinirlenen Batum, CHP’nin öteden beri görüşünün HSYK’de Adalet Bakanı’nın, yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğü yönünde olduğunu ifade edip, “Genel Başkan’dan veya MYK’den, ‘Hayır Süheyl Batum, senin görüşün yanlıştır’ şeklinde yazı gelmedikçe, bu düzenlemeye destek vermemiz sözkonusu olamaz” diyerek rest çekti. Gergin hava üzerine toplantıya ara verildi. Komisyon yeniden toplandıktan sonra da uzlaşma sağlanamadı. Toplantının ardından CHP’li üyeler Atilla Kart ve Türmen, Kemal Kılıçdaroğlu ile, başta Hâkimler Kurulu olmak üzere, “Temel Hak ve Özgürlükler, Yargı” bölümleri ile “Yasama Dokunulmazlığı”nı içeren paket çıkarılabileceğini, partinin tutumunun ne olacağını görüştüler. Türmen ve Kart’ın, Batum’un tavrından rahatsızlıklarını da ilettikleri belirtildi. Şentop’dan, HSYK’de bakan temsilini eleştiren CHP’lilere gözdağı ANKARA “Yeni anayasa” vaadinden vazgeçip, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın isteği doğrultusunda seçim öncesinde “5960” maddelik göstermelik “paket”le halkın karşısına çıkma hesabı yapan AKP, “üye profilini düşürme” taktiğiyle, muhalefeti masadan kaldırma hesabı yapıyor. Bu çerçevede AKP genel başkan yardımcıları da olan ve komisyondaki en etkili isimlerden Mustafa Şentop ile Mehmet Ali Şahin, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeliklerinden ayrılacak. AKP’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Mehmet Ali Şahin ile Seçim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, önümüzdeki mart ayında yapılacak yerel seçimler nedeniyle, “parti çalışmaları”nın yoğunlaşacağı gerekçesiyle komisyondan ayrılacaklar. AKP’nin üçüncü üyesi aynı zamanda Adalet Komisyonu Başkanı da olan Ahmet İyimaya’nın ise komisyona devam edebileceği ya da tümüyle üyelerin değişebileceği belirtiliyor. Ancak AKP’nin, komisyona çok iddialı isimleri göndermeyip, profili düşüreceği belirtiliyor. AKP, böylece komisyonu “önemsizleştirerek”, muhalefeti de ya masadan kalkmaya ya da üyelerini değiştirmeye zorlayacak. Yeni anayasa çalışmalarının bir an önce bitirilmesinden yana olan üyelerin değişiminin ardından komisyona “tarih dayatması” da yapılmayacak. AKP’liler, “Komisyon çalışmalarında partiler masada oturmaya devam etsinler. Gittiği yere kadar gitsin” tavrı sergileyecek. AKP kaynakları, “Komisyonda sıkıntı var. Komisyondaki çalışmaların bundan sonra artık bir tekrara dönüştüğünü, çalışmalardan verim ve bir sonuç çıkmayacağını herkes görüyor; diğer partiler de görüyor” değerlendirmesini yapıyor. 9. CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL’DEN PAKET YORUMU: FAİLİ MEÇHUL İDDİANAMESİ Reform değil ülkeyi ‘ABD ve Avrupa yakından izliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, demokratikleşme paketiyle ilgili olarak “Ne yapılacağına siz Türkler karar vereceksiniz. Demokrasinizi ileriye götüreceğinize güveniyoruz” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ricciardone’yi makamında kabul etti. Görüşmenin ardından soruları yanıtlayan Ricciardone, yeni yasama yılının başlaması dolayısıyla Çiçek’e nezaket ziyaretinde bulunduğunu söyledi. Demokratik tartışmaların sorunların çözümündeki önemini teyit ettiklerini dile getiren Ricciardone, demokratikleşme paketiyle ilgili olarak “Amerikalılar ve Avrupalılar, tartışmalarınızı büyük ilgi ve saygıyla takip ediyor” dedi. Mehmet Ağar, Anayasa Mahkemesi’ne gidecek ALİCAN ULUDAĞ geriye götürme çabası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı demokratikleşme paketinin “Türkiye’yi geriye götürme çabası” olduğunu belirterek “Reform diye sunulan tek şey var: Millet bilincini ortadan kaldıracak Andımız’ı yasaklamak” diye konuştu. Demirel’e önceki gün nezaket ziyareti gerçekleştiren MHP Milletvekili Lütfü Türkkan ayrıntıları resmi sosyal medya hesabı üzerinden açıkladı. Görüşmede demokratikleşme paketini eleştiren Demirel “Romanlara okul açmak mıdır reform, w ve q harflerini alfabeye dahil etmek midir? Devlet hâlâ Türkçe eğitimin altından kalkamazken Kürtçe özel okul açmak mıdır reform? Burada reform diye sunduğu tek şey var: Millet bilincini ortadan kaldıracak Andımız’ı yasaklamak” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün TBMM’deki konuşmasını da değerlendiren Demirel, Ortadoğu ile işbirliğinin Türkiye’yi daha da geriye götüreceğini vurgulayarak Gül’ün AB vurgusunun Türkiye’ye nefes aldırdığını ifade etti. Gül’ün siyasete dönüş sinyali vermesine değinen Demirel, “Mümkün görünüyor olabilir. Ama çalışır mı derseniz, çalışmaz. İnönü denedi başaramadı” değerlendirmesini yaptı. ANKARA Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın öldürülmesine ilişkin hakkında dava açılan ve bu yüzden denetimli serbestlik uygulaması iptal edilen eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın kararın kendisine tebliğ edilmesinin ardından teslim olacağı öğrenildi. Ağar’ın ayrıca tekrar cezaevine girecek olmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna gideceği bildirildi. Ağar’ın avukatı Abdulkadir Toluç, müvekkilinin kaçması gibi bir şeyin söz konusu olmadığını belirterek “Kendisi bu davadan dolayı üzgün. Ancak karar bize tebliğ edilince itiraz edeceğiz” dedi. Denetimli serbestlik uygulamasının iptal edilmesine neden olan yasanın anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirten Toluç, “Bununla ilgili bütün yasal haklarımızı kullanacağız. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda da bulunacağız” ifadesini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle