19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EKİM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 23. AKBANK CAZ FESTİVALİ KAPSAMINDA LÜTFİ KIRDAR’DA İKİ KONSER 15 Son halife Abdülmecid’in nü’lerden oluşan tablosu müzayedede Etiyopyalı müzik ustası Mulatu Astatke bu akşam Lütfi Kırdar’da ‘Avluda Kadınlar’ u İslam dünyasının son halifesi Abdülmecid Efendi’nin çıplak kadınları resmettiği tablosu, çıplaklık ve cinsellik konusunda ağır bir sansürün uygulandığı günümüz Türkiye’sinde özel bir anlam ve önem kazanıyor. Bu tablo Çankaya Köşkü’nün bir duvarını süslese nasıl olur? CELAL ÜSTER Köşk’e gitse Bir ‘etyocaz’ efsanesi geleneğini büyük bir ustalık, kıskandırıcı bir füzyon Sokaktaki adama Etiyopya zekâsı ve engin bir yürekle deyince aklına ne geldiğini dünyaya taşıyan bu büyük sorarsanız, ezici bir çoğunusta, kariyerinin son döneluk Olimpiyat Oyunları’nda mini farklı uluslardan müizlediği, rekor üstüne rekor zisyenlerle bir araya gelekıran atletleri söyler. Ancak rek örüyor. bir avuç tatbilir müzik dinMulatu’nun burada, 23. leyicisi var ki, onlar için Akbank Caz Festiva bu sorunun yegâne yali kapsamında kalabalık u Vibrafonun yanında tuşlu ve nıtı Mulatu Astatke’dir. bir kadroyla, 8 kişilik bir Bir kuşak onu Jim vurmalı çalgılar da kullanan Mulatu ekipte sahneye çıkacak Jarmusch’un “Broken olması, müzikal zenginlik Astatke, Etiyopya müziğini cazla Flowers” filminin soaçısından çok hoş. Aynı undtrack’ine attığı im harmanlayan ve ‘etyocaz’ denen bir şekilde konuklarının Hüsza ve buradaki özelliktürün babası kabul ediliyor. nü Şenlendirici ve Mıle “Yekermo Sew” ile sırlı Ahmet olması, biri“Yegelle Tezeta” adlı leri için ne kadar merak şarkıları ile tanımış olsa da, Fantastik düzenlemeleri, konusu ise, birileri (özellikeskilerin gönlünde yaşayan zengin ses skalası ile altmışlı le o tatbilir izleyici) için de bir efsane Mulatu. yıllarda değişen müziğin en keyif kaçırıcı olabilir. Vibrafonun yanında tuşlu heyecan verici isimlerinden Berklee’de öğrenim gören ve vurmalı çalgılar da kul biri Mulatu. Melodi ve ritim ilk Afrikalı sıfatının sahibi, lanan usta besteci, Etiyop leriyle insanın nabzını tutar, ülkesinin en önemli müzisya müziğini caz ile harman kalp atışlarına ayar verir; in yenleri listesinde satır başı layan ve “etyocaz” olarak sanın ayaklarının ve kalça ve gurur kaynağı... “Müzik isimlendirilen bir türün ba sının kontrol dışı bir dansa özgürlük demektir, ama bası kabul ediliyor. yenik düşmesine neden olur. içinde biçimi ve incelikle60’lı yıllardan bu yana akEski beş perdelik gamı, ri olan bir özgürlük” ifadetif olmasına, sayısız kayıt (Etiyopya, Porto Riko ve sinin sahibi, bu akşam bizta ve toplamada yer alma Amerikan olmak üzere) üç lerle, Lütfi Kırdar’da. Konsına karşın, çıkardığı res farklı kültürün kumaşlarının ser saat 18.00’de. mi stüdyo albümlerinin sa kenarına bir dantel gibi işler. (muratbeser@muratbe yısı fazla değil Mulatu’nun. Ülkesinin kültürünü ve ser.com) MURAT BEŞER Bunlar arasında farklı yıllara göre fikir vermesi açısından, 1972 tarihli “Mulatu of Ethiopia” ile 2010 tarihli “Steps Ahead” albümlerine özellikle kulak vermekte fayda var. Ancak unutulmamalıdır ki, onun her albümü bir hazine. Birbirine yakın ama yine de farklı üç grup bu gece sahnede Antikapitalist rap u Mos Def, ABD’de Cumhuriyetçi politikalara muhalif bir aktivist. Hypnotic Brass Band, daha önce 2 kez geldiği İstanbul’a yabancı değil. CENK AKYOL Alif Art Antikacılık AŞ, yarın Ortaköy’deki Esma Sultan Yalısı’nda birbirini izleyecek iki müzayede düzenliyor. Müzayedelerden biri, çoğunlukla 18. ve 19. yüzyıllardan Osmanlı ve Türkiye’yle ilgili gravürler, haritalar ve kitapları içeriyor. “Osmanlı ve Karma Sanat Eserleri” başlıklı ikinci müzayedede ise İslam dünyasının son halifesi Abdülmecid Efendi’nin (18681944) “Avluda Kadınlar” adı yakıştırılan tablosu özellikle dikkati çekiyor. Eski Türkçe imzalı ve 1899 tarihli yağlıboya tablonun özellikle dikkati çekmesinin nedeni, İslamın son halifesi ve Osmanlı veliahtı Abdülmecid Efendi’nin fırçasından, düşsel bir sarayın havuz başında çıplak ve yarı çıplak kadınları betimleyen bir resmin çıkmış olması. Diyeceksiniz ki: Halife Abdülmecid Efendi’nin aydın bir kişi olduğu, nü sayılabilecek tablolar yaptığı, dahası mayo giyen bir halife olarak tartışmalara yol açtığı zaten biliniyor, bu tab lonun ilginçliği de nereden çıkıyor? Haklısınız. Belki, bu müzayede 1015 yıl önce düzenleniyor olsaydı, “Avluda Kadınlar” tablosu bu kadar dikkati çekmez, akıllara bazı düşünceler düşürmezdi. Ama bugün ülkemizde TV kanallarının RTÜK’e yaranmak için birbiriyle yarıştığı, sevişme sahnelerinin kesildiği, çıplakların makaslandığı, dahası Picasso’nun bir filmde duvarda asılı duran “Oturan Kadın” tablosunun perdelenerek örtüldüğü, o kübist resimdeki memelerin bile “müstehcen” sayıldığı bir dönemde, son halife Abdülmecit Efendi’nin “Avluda Kadınlar” tablosunun 45 yıldır bulunduğu bir özel koleksiyondan gün yüzüne çıkması, ne yazık ki özel bir anlam ve önem kazanıyor. “Avluda Kadınlar”, oryantalist ressam Boulanger’nin Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan “Pompei’nin İç Görünümü” adlı resmiyle benzerlikler taşıyor. Bu da Abdülmecid Efendi’nin 1 milyon 200 bin TL’den satışa sunulacak tablosu, TBMM’ye bağlı Milli Saraylar tarafından satın alınarak Dolmabahçe Sarayı’nda Boulanger’nin tablosunun yanına asılsa ne iyi olur, düşüncesini akla getiriyor!.. Ama, hazır, Çankaya Köşkü’ndeki sanat yapıtları şu sıralar yeniden elden geçirilir ve düzenlenirken “Avluda Kadınlar” yine bir özel koleksiyona gitmese de devletimizce satın alınarak Köşk’ün mutena bir duvarını süslese daha iyi olmaz mı, diye düşünmeden de edemiyor insan!.. Halife Abdülmecid Efendi, çıplaklık konusunda, kendi tablosuyla yine benzerlikler taşıyan bir başka ünlü oryantalist Gerome’un “Sarayın Terası” adlı resmindeki kadar “insafsız” davranmamışken çıplaklık ve cinsellik konusunda bu denli “hassasiyet” gösteren devletimizin en yüce katı, ayağına kadar gelen bu fırsatı kaçırmamalı bence… Çünkü Gerome’un kadınları tümden çıplak olarak resmetmiş olmasına karşılık, Abdülmecid Efendi kadınları “yarı çıplak” göstermeyi yeğlemiş; tablonun merkezindeki kadın figürünün yalnızca “edep yeri” ince bir tülle örtülü olsa da!.. İstanbul resitalleri başlıyor Kültür Servisi Yedinci yılına ulaşan İstanbul resitalleri, 20132014 müzik mevsimini kuşağının önde gelen piyanistlerinden David Kadouch ile açıyor. Gala resitali bugün saat 20.00’de Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) The Seed Salonu’nda gerçekleşecek. Gala resitaline bilet alan konuklar SSM’deki Anish Kapoor sergisini de ayrı bir ücret ödemeksizin dinleti öncesi gezebilecek. Sergi saat 18.00’den 19.00’a kadar resital konukları için özel olarak açık tutulacak. 28 yaşındaki ünlü Fransız Piyanist David Kadouch, uluslararası büyük yarışmalarda kazandığı “Yılın Sanatçısı” ve “En İyi Piyanist” gibi ödüllerin yanı sıra en son 2011’de 21. yüzyılın büyük müzisyenleri arasında aday gösterildiği ICMA (International Classical Music Awards) Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nde “Yılın Genç Müzisyeni” ödülüne değer görüldü. www.istanbulresitalleri.com Lütfi Kırdar’da birbirine değen tarzları olmasına rağmen eklektik diyebileceğimiz bir müzikal kombinasyon ile üç farklı grup/ müzisyenin doldurduğu hayli renkli bir sahne sizleri bekliyor. Bu gece Lütfi Kırdar’ın sahnesi çok kalabalık. 1950’lerin sonunda Sun Ra Arkestra’da baştrompetçisi, Earth Wind & Fire’ın akıl hocası Mos Def Phil Cohran’ın 8 çocuğunun oluşturduğu (R.T.E. de gelir mi konsere?) Hypnotic Brass Ensemble’a sahnede iki rapper konuk olacak. Selda Bağcan’ın “İnce ince bir kar yağar” parçasını sample olarak kullandığı için buralarda iyi bilinen, politik aktivist ve sol eğilimli Müslüman kimliği de ön planda olan (İhsan Eliaçık da gelir mi acaba?) rap müzisyeni Yasiin Bey ve Mos Def sahne isimlerini kullanan Dante Terrel Smith ve kendine has şarkı sözleri ile New York’lu rap müzisyeni MF Doom, Akbank Caz Festivali’nin en taze, en genç, en hip konserini verecek gibi gözüküyor. Aynı zamanda “Dexter” dizisi, “16 blocks”, “Otostopçunun Galaksi Rehberi” gibi birçok filmde rol alan Mos Def, ABD’de Cumhuriyetçi politikalara muhalif bir aktivist. O da farklı müzisyenlerle işbirliği yapmayı seven, birçok farklı müzisyenin albümünde konuk olarak söyleyen bir rapçi. Metal maskesi ve eldivenleri ile ünlü “gizemli” rapper MF Doom, zaman zaman kendi yerine başka rapperları göndermekle de suçlanabiliyor. Hypnotic Brass Band, daha önce 2 kez geldiği İstanbul’a yabancı değil. Cohran Kardeşler’in babalarının öncülüğünde kurduğu Phil Cohran Youth Ensemble, bir aile geleneği olan müziklerini sıkı bir disiplin ile çalışıp Chicago metrolarında icra etmesi ile kısa zamanda tanınmış, sonradan isimlerini Hypnotic Brass Band’e çevirmişler. Pirinç üflemelilerin yanında sadece bir davul seti ile istedikleri tüm düzenlemelerin, tüm tarzların altından çıkabiliyorlar. Bandodaki “nefesli bas” susafon onlara bu imkânı fazlası ile tanıyor. İlginç enstrüman kombinasyonları ile neredeyse herkesle sahneye çıkmışlıkları var. Blur, Prince, Femi Kuti, Gorillaz, B52’s, Erykah Badu, Maceo Parker ile her tür renge ve kılığa bürünebiliyorlar. Bu esneklikleri ve yetenekleri onları neredeyse tüm caz festivallerinin aranan grubu yapmış. Bu gece beraber sahne alacakları 2 önemli rap yıldızı ile iyi anlaşacaklarına şüphe yok. Hepsi hem çalıyor hem de söylüyor. Bu gece Yasiin Bey (Mos Def) ve MF (Metal Face) Doom ile verecekleri konser hem enstrüman hem de vokal olarak doyurucu olacak. Konser saat 21.00’de.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle