19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EKİM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Polis, Mimarlar Odası’nın yayın deposunda korsan kitap gerekçesiyle arama yaptı 5 Paşa’yı zindanda çürütürsün, Mustafa Balbay’ı, seçilmiş tüm milletvekillerini görmezden gelirsin! Yalçın Küçük’ü, Tuncay Özkan’ı, Hikmet Çiçek’i, Merdan Yanardağ’ı içeride tutarsın. Unutursun Güneydoğu’da kafasına sıkılan gazetecileri, Uğur Mumcu’yu, Hrant Dink’i ve Musa Anter’i... Susurluk’u, Madımak’ı, Başbağlar’ı, Ulus’u, Gaziantep’i, Gazi’yi... Hep aynı şarkıdır çalan... Hüzün! Umutların dağılıp gittiğinden habersiz halkım... Yaratılan sadaka toplumu! Din eksenli siyaset! Savaş çığlıkları, Reyhanlı katliamı... HHH Çaresizliğin içinde yürüyen, aşkı bilmeyen, ayrımcılık yapan, kadına şiddeti savunan bir düşünce yapısı içinde olan toplumlarda özgürlük olmaz. Tarihten ders çıkaramadık! Böyle gelmiş böyle gidiyor! Kafanda bu soru vardır hemen aklına gelir: “Bu kurulu düzen hep böyle sürecek!” O zaman dünya tarihine bakmak gerekir... Demokrasi nasıl bir şeydir? Özgür birey kimdir? Dışarıda bir sonbahar soğuğu vardır... Büyük kentin caddelerinde yalınayak dolaşan çocuklar... Kimi kâğıt mendil satar, kimi ciklet! Onlar yaşamın penceresidir; senin, benim, hepimiz için... Onları İstanbul’da, Okmeydanı kavşağında görürsünüz... Ankara’da, İzmir’de, Diyarbakır ve Antalya’da... Korumasız çocuklardır onlar ve yaşadığın coğrafyanın resmini yansıtırlar... Zaman geçer... Karanlık sonra... Uyanma sınıfsal mücadeledir... Tek başına değil elbet! Yüreğinde sevgiyle, coşkuyla, demokratik temele dayalı bütünleşmeyle, sermaye sınıfına karşı emekçi sınıfın mücadelesiyle... Elbet zordur mücadele! HHH Önemli olan da zoru başarmak değil mi? Yüzde 10 barajını kaldırmak, 1965 yılında seçim sistemi olan “Milli Bakiye”yi getirmek... AKP, CHP, MHP ve BDP bunu yapabilir mi? Meclis bir çiçek bahçesine dönüşebilir mi? O seçim sistemiyle bir sap kırmızı karanfil bile Meclis’tedir! Bu bir düş de olabilir. İnsan hayalleriyle yaşayabilir... Odaya Gezi baskını ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi Parkı eylemleri ile ODTÜ’den yol geçirilmesi olaylarında sergiledikleri mücadele ile dikkatleri üzerine çeken ve bir süre önce toplantı salonunda böcek bulunan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yayın deposuna polis tarafından baskın düzenlendi. Bandrolsüz kitap basıldığı ve bulundurulduğu iddiasıyla yapılan aramada, bazı yayınlara el konuldu. Polisin arama kararını alırken savcılığa burasının Mimarlar Odası’na ait olduğu bilgisini vermediği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, Ankara Em u Ankara Emniyeti, Türkozü’ndeki Mimarlar Odası’na ait depoya korsan kitap sokulduğu gerekçesiyle baskın düzenledi. Savcılıktan arama kararı alırken deponun Mimarlar Odası’na ait olduğunu belirtmeyen polisler, dernek yöneticilerine açtırdıkları binadaki bazı yayınlardan örnekler aldı. niyeti Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, Türközü’nde bir binaya bandrolsüz kitap sokulduğunu tespit etti. Bunun üzerine polis, Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu Savcılığı’ndan arama kararı talep etti. Arama kararında, burasının Mimarlar Odası’na ait olduğu belirtilmedi. Savcılık da aranacak yerin açıkça belirtilmemesine karşın nöbetçi sulh ceza mahkemesinden arama ve el koyma kararı çıkarttı. Arama kararının ardından polis ekipleri, Ziya Orayal Caddesi’ndeki Mimarlar Odası’nın yayın deposuna gitti. Kilitli olduğu için depoyu önce açamayan polis, şube yöneticilerini arayarak depoyu açtırdı. Polis depodaki arama Hep Aynı Şarkı... Hep umutlarını çoğaltmak istersin, yaşama dair düşler kurarsın, aydınlık, özgür bir ülkede yaşamak istersin... Bazen hüzünlenirsin başının üzerinden yağmur bulutları geçerken. Islanırsın sokaklarda, üşürsün, ürperirsin! Bir bakarsın umutların yok olmuş, acıların çoğalmış... Bir köşede tek başına kalırsın! Kendi düşüncelerine kelepçe vurulur, kalleşlik kuytularda saklanır. Sana her türlü tuzağı kurmaya hazırdır! Sermaye sınıfının dayanışması sivil iktidarlar döneminde de darbelerde de hep aynıdır. Birbirlerine kenetlenirler! Darbenin öylesi böylesi olmaz... Darbe darbedir işte! Atlatır karşı taraf tüm bunları... Güçlenir, kendini korur... Olan yine sana olur! Tüm darbelerde medya patronu, sermaye sınıfı o dayanışmayı sürdürür. Seçimler yapılır, demokrasiye geçildiği sanılır... Darbecilerin yandaşları bu kez siyasal iktidarın yanındadır. Onlar artık demokrasi ve özgürlük mücadelesinin kahramanlarıdır. İktidar gücü senin elinde olduğu için onları bir güzel kullanırsın. Demokrasi ve özgürlük isteyenleri, hem askeri hem de sivil vesayete karşı çıkanları yaftalamaya hazırdır zaten onlar: “Seni darbeci seni!” HHH Şaşırıp kalırsın... Bunca yıl demokrasiyi ve özgürlükleri savunan sen, o kurulu tuzaklarda avlanırsın. Gezi Direnişi’nin içinde olduğundan suçlusundur. Kenan Evren Paşa’yla kadeh kaldıranlar yanı başındadır. Postmodern darbecilerin buyruğundakiler esas duruşa geçmiştir. Hele bir de yağmur yağarsa, aynı şarkıyı söylersin: “Beraber ıslandık biz bu yollarda!” Acımasızlığın orta yerine sürüklendiğinin farkına varmadan, “analar ağlamasın” deyip Suriyeli anaları ağlatmaya hazırlanırken, Ahmet’i, Ali İsmail’i, Ethem’i, Abdullah’ı görmezken kalkar demokrasi dersi verirsin. Budur senin için mutluluk! Budur sevgi! Budur gizlenen o kindarlık, öç alma duygusu! Emuhtıra verenin keyfi yerindeyken İlker Başbuğ sı çerçevesinde, bazı yayınlardan örnek aldı. Polis, depoda korsan kitap olduğunu da iddia etti. Ancak savcılığın, bu kitapların basımı veya dağıtımı konusunda Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu kararı olup olmadığına bakacağı öğrenildi. Yapılacak inceleme sonucunda depoda korsan kitap olup olmadığı netleşecek. Mimarlar Odası Şube Başkanı Ali Hakkan, “Böyle bir zamanda aramanın tek sebebi Gezi olaylarında aldığımız tutumdur” dedi. AKP’NİN PAKETİ MİMARLAR ODASI Ulusalcılar daha ‘sert’ AYŞE SAYIN ANKARA Hükümetin açıkladığı “Demokratikleşme Paketi” konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, partinin “ulusalcı” kanatta yer alan milletvekillerini tatmin etmedi. Hükümetin açıkladığı demokratikleşme paketiyle ilgili Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin değerlendirmeleri ulusalcı kanatta yer alan milletvekillerince yetersiz bulundu. Paketle getirilmesi planlanan özel okullarda “anadilin”de eğitim yolunu açan düzenleme ile kamuda türban serbestisi, “Andımız”ın kaldırılmasını yasa ve anayasaya aykırı bulan miletvekilleri, hükümetin “de facto” durum yaratmasına karşı, CHP’nin daha sert bir tutum izlemesini istiyorlar. Gerekirse meydanlara inerek pakete karşı sert muhalefet yapılmasını isteyen ulusalcı milletvekilleri, bu rahatsızlıklarını parti yönetimine de iletti. Parti yönetimi ise yeni yasama yılının başlamasını ve önümüzdeki yerel seçim sürecini dikkate alarak grup toplantısı kararı aldı. Grup toplantısının önce önümüzdeki salı günü normal gününde yapılması düşünüldü. Ancak Meclis çalışmaları nedeniyle toplantının çok uzun süremeyeceği dikkate alınarak toplantı 11 Ekim’e ve Genel Merkez’e kaydırıldı. tavır istiyor Gaziantep’de “İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Yolları” konulu toplantıda sanayicilerle bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, Koç Grubu’na yapılan operasyonu eleştirdi. ‘Baskın’ TMMOB’ye baskının ürünü’ Baskının ardından Mimarlar Odası’nın Ankara Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında “baskının TMMOB’ye son yıllarda yapılan baskının bir ürünü” olarak değerlendirildi. Şube Başkanı Ali Hakkan, “Bandrole bakmaya geldik dediler ama biz bu kitapları Cumhurbaşkanı ve Ankara Valisi’ne de hediye etmiştik. Bu kitapların hazırlanması sırasında tüm bakanlıklarla ortak çalıştık. Bu yayınlara herkes ulaşabilir. Bunların hepsi bilimsel kitaplardır” dedi. Mimarlar Odası sekreter üyesi Tezcan Candan da polislerin “Baskın yaptıkları yerin Mimarlar Odası’nın yeri olduğunu bilmiyorduk” dediklerini aktardı ve “Bu tarz baskılar ilk kez başımıza gelmiyor” diye konuştu. Basın toplantısı Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin kütüphanesinde, oda yayınlarından çıkan kitapların arasında gerçekleştirildi. Basın toplantısının yapıldığı masaya da bu kitaplar dizildi. Odaya destek olarak basın toplantısına KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mevlüt Çakmak da katıldı. ‘Davul zurna ile aramaya gidilmez’ BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep’te sanayicilerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 30 Eylül tarihlerinde bir kriz yaşandığını dile getirerek krizden en çok etkilenen Türkiye’nin toplam kaybının 212.7 milyar lira olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, Koç Grubu’na yapılan operasyonu ise “Davul zurna ile asla bir yere arama ve incelemeye gidilmez” sözleriyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, önceki gün Gaziantep programının ardından Gaziantep The Anatolian Otel’de “İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Yolları” konulu toplantıda sanayicilerle bir araya geldi. Türkiye’nin büyümesi için üretime endekslenen yeni bir ekonomi politikasına gereksinim olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, vergi politikasında da değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 30 Eylül tarihlerinde bir kriz yaşandığını, kriz de Türkiye’nin toplam kaybının 212.7 milyar lira olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Türkiye müthiş bir kaynağa sahip ama buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti sanayi liginin dışında kalıyor. Bunu sorgulamamız gerek. Bir ülkeyi güçlü ve saygın kılan o ülkedeki üretimdir” dedi. Kılıçdaroğlu, vergi denetiminin çağdaş hiçbir demokraside şantaj unsuru olarak kullanılamayacağını vurgulayarak şunları söyledi: “Davul zurna ile asla bir yere arama ve incelemeye gidilmez, ama Türkiye’nin en büyük kuruluşuna davul zurna ile aramalı incelemeye gidildi. Koç Grubu’na polis baskınları yapıldı ve bu da medyaya haber olarak verildi. Bunlar doğru değil. Denetimi siyasal silah aracı olarak kullanırsanız yanlış yaparsınız. İşadamına siyasetçi nasıl bakmalıdır? İşadamı üretiyor mu üretmiyor mu, üretiyorsa onun siyasi görüşü değil, onun bu ülkeye verdiği katma değer bizim için önemli.” Jandarma, Ahmet’e isabet ettiği öne sürülen gaz kapsülündeki lekeyi tanımlayamadı Kapsüldeki kan değilse ne? ODTÜ direnişine destek eylemlerinde yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ın düştüğü yerde bulunan kapsül üzerindeki incelemeyi tamamlayan Jandarma Kriminal Laboratuvarı, kapsülün üzerindeki lekelerin ne olduğu tespit edilemedi. Sonuca itiraz edeceklerini belirten Atakan’ın ailesi ve avukatları, ‘’Kan değilse nedir, raporda belirtilmesi gerekirdi” dedi. ANKARA/ HATAY (Cumhuriyet) ODTÜ direnişine destek eylemleri sırasında 10 Eylül’de Antakya’da, polisin müdahalesi sırasında 5 katlı bir binanın üzerinden düşerek yaşamını yitiren 22 yaşındaki Ahmet Atakan’a isabet ettiği iddia edilen biber gazı kapsülünün kriminal incelemesi tamamlandı. Kapsülün üzerindeki lekelerin ne olduğu tespit edilemedi. Atakan’ın düştüğü anda binanın önünden iki Akrep aracının geçmesi, yukarıya gaz bombası atıldığı şüphesini doğurdu. Bazı görgü tanıkları, Atakan’ın gaz bombası ile vurularak düştüğünü iddia etti. Olay yerinde bulunan üzerinde saç ve kan örnekleri lekeleri olan bir kapsül CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz tarafından savcılığa teslim edildi. Kapsül, inceleme için Ankara’daki Jandarma Kriminal Laboratuvarları’na gönderildi. Ancak buradaki incelemede kapsül üzerindeki lekelerin kan mı yoksa başka bir madde mi olduğu tespit edilemedi. Jandarma Kriminal Laboratuvarları’nın raporu herkesi şok etti. Acılı baba Ali Atakan, “Oğlum öldüğü günden beri acımız dinmedi. Bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Bu rapora itiraz edeceğiz” dedi. Atakan ailesinin avukatı Mevlüt Yeşildağ, “Bizim anlayamadığımız kan değilse nedir? Bunun raporda belirtilmesi lazımdı. Bunun tespit edilememiş olması düşündürücü. Rapora itiraz edeceğiz. Kapsülün bağımsız bir heyet ya da kuruluş tarafından incelemesini isteyeceğiz” dedi. CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz da “Bu tam bir karartma. Jandarma Kriminal gibi teknik imkânlara sahip bir laboratuvar bunun kan lekesi mi, başka bir leke mi olduğunu nasıl belirleyemiyor anlamış değiliz. Gaz kapsülünün dışarıdan bakıldığında bile kan lekeleri ve saç telleri görünüyor. Bunun özel bir laboratuvarda bir kez daha incelenmesini istiyoruz” diye konuştu. GEZİ TUTUKLUSU BURCU’NUN DURUMU KÖTÜLEŞİYOR Sarıgül, Kırcaali’de Rumeli Türkleri ile buluştu Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Rumeli Türkleri Federasyonu’nun davetlisi olarak BulgaristanKırcaali’nin Koşukavak ilçesine gitti. Koşukavak Belediye Başkanı Sebihan Kerim Mehmet tarafından karşılanan Sarıgül, “Geleneksel Seyit Baba Anma Etkinlikleri”nin açılış törenine katıldı. Meydanda toplanan yüzlerce kişilik kalabalığa hitap eden Sarıgül, Rumeli Türklerinin Türk tarihinin en önemli sayfalarını yazdıklarını, vatanımızın kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün de bu büyük tarihin en parlak sayfasını yazan bir Rumeli Türk’ü olduğunu vurguladı. Sarıgül; “Türkler, tarihin her sayfasında vardır. Büyük bir ulus olmak da budur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkesi, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesidir. Yaşadığınız bu topraklarda huzur ve güven içinde kardeşçe yaşanması en yürekten dileğimdir” diye konuştu. ‘Cezaevinde değil hastanede olmalı’ OZAN YAYMAN İZMİR İzmir’deki Gezi operasyonları kapsamında 5 Temmuz’da tutuklanarak Aliağa Şakran Cezaevi’ne konulan kas hastası Burcu Koçlu’nun sağlık durumunun, uygun beslenemediği ve tedavi göremediği için giderek kötüleştiği bildirildi. “Myestanra Gravis” adı verilen bir tür kas hastalığı nedeniyle, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde 5 yıldır düzenli olarak tedavi gören ve yüzde 52 engelli raporu bulunan Koçlu’nun, bir an önce tedavi sürecine yeniden başlaması gerektiğinin altı çiziliyor. Koçlu’nun durumuna dikkat çeken ya kınları, arkadaşları ve kitle örgütleri de sosyal medya üzerinden “Burcu cezaevinde değil hastanede olmalıdır” başlığıyla kampanya başlattı. Terör örgütü üyesi olmadığı halde, terör örgütü adına suç işlemek suçlamasıyla yargılanan Koçlu’nun avukatı Serdar Gültekin, müvekkilinin doktoru tarafından verilen sıfır tuz diyetine göre beslenemediğini belirterek “Burcu’ya cezaevinde düzenli bir diyet yemek sunulamıyor. Yemek tuzsuz olsa bile içindeki salçada tuz oluyor ya da bir gün diyet, ertesi gün normal yemek veriliyor. Tecrit koşulları onu giderek krize yaklaştırıyor” dedi. Çıray: Başbakan Reyhanlı katillerini açıklayamıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray yaptığı açıklamada, Reyhanlı’da 53 vatandaşın hayatını kaybettiği olaya ilişkin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Bu katliamı Esad rejiminin yaptığını saptadınız mı? Saptadıysanız delilleriniz nelerdir?” sorularını yönelttiğini belirterek şöyle dedi: “Başbakan yerine cevap Hatay Emniyet Müdürlüğü’nden geliyor. Cevapta durumun henüz aydınlanmadığı ve kimyasal silah yakalanmadığı anlaşılıyor. ‘Olayın faillerinin tespitiyle ilgili çalışmalar büyük oranda tamamlanmıştır. Saldırıyı düzenleyen örgüt ve mensuplarının Suriye’deki rejim yanlısı El Muhaberat örgütüyle bağlantılı oldukları belirlenmiştir’ diyen İçişleri Bakanınız Türk milletine yalan mı söyledi?”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle