19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EKİM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Sıra başkanlıkta Deniz 30 metre çekildi l Antalya’nın Alanya ilçesinde dünyaca ünlü Damlataş Plajı, denizin çekilmesiyle 30 metre genişledi. Tatilcilerin denize girdiği 50 metre genişliğindeki plaj 23 hafta içinde yaklaşık 80 metreye ulaştı. Damlataş Plajı’nda inceleme yapan Jeofizik Mühendisleri Odası Alanya Temsilcisi İhsan Erman Kaptanoğlu, değişimin dönemsel olduğunu ve normale döneceğini söyledi. (Fotoğraf: DHA) l KIRKLARELİ (AA) Lüleburgaz İlçe Belediyesi’nde belediye başkan yardımcısı ve 16 şube müdüründen 9’u kadın. CHP’li belediye başkanı Emin Halebak, “Kadınlara bir görev verdiğinizde yerine getirene kadar mücadele ediyor. Bu yüzden kadın personelimizden çok memnunuz. Bir kadın belediye başkanı adayı olursa, seve seve arkasında yürüyeceğimi peşinen deklare ediyorum” dedi. Kadınların erkeklere göre daha başarılı, çalışkan ve özverili olduklarını vurgulayan Halebak, “Kadın müdürlerimiz çok başarılılar. Belediye başkanlarının mutlaka kadın olması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Krallar gibi ağırlandı l Osmanlı tarihine meraklı olduğu bilinen Prens Al Saud, yanındaki 3 kadın akrabası ile helikopterle Osmanlı İmparatorluğu’na 92 yıl başkentlik yapan Edirne’ye gitti. Ardından 80 haneli Köşen köyünün sürpriz konuğu oldu. Prens, Ümmügülsüm ve Sevdik İnce çiftinin tek katlı evinde ağırlandı. Köylü kadınlar, bahçede kurulan masada hemen hamur açıp yemek yaptı. (Fotoğraf: DHA) NATO, Çin Füzeleri ve Okurlar “Türkiye Nereye Gidiyor?” yazılarıma değişik tepkiler geldi. Kimi, Çin füzeleriyle NATO ortaklığı arasında bir çelişki olmadığını savunuyor. Silivri’den yazan Balyoz tutuklusu okurum Dr. Deniz Kutluk örneğin; “Batı kaynaklı silah envanterinin bir grubu Çin’e verilmekle ülkenin savunma tedarik ekseni değişmiş sayılamaz” diyor ve ekliyor: “Öyle olsaydı yıllardır SA15 ve S300 hava savunma füzelerini Rusya’dan kullanmakta olan Yunanistan etkilenmiş olurdu ki, olmamıştır. Keza NATO yeni üyesi 810 ülke hâlâ Rus füzeleri ile donatılmış durumda ama NATO üyesidirler! Türkiye’nin NATO’dan çıkması sadece kendi iradesi ile olabilir… NATO’nun ‘çoğunlukla’ karar alması mümkün değildir. İttifak kararı esastır. Türkiye’nin karşı çıktığı bir karar alınamaz. Ama Türkiye NATO’dan çıkma hatasını gösterir ise birtakım zincirleme stratejik reaksiyonlar oluşabilir. Bunların içinde… Ege’deki çıkarlarımızın tehlikeye düşmesi, kaybı, kazanılması için Yunanistan ile bir silahlı çatışmada karşımızda NATO’nun bulunması; İslami radikalizme (yeni bir Neocon akımı ile) karşı başlatılabilecek bir NATO askeri harekâtının hedefi olabilmemiz; bölgedeki kalan devletlerle yeni bir ittifak arayışına yönelip NATO ile paktlar arası çatışmaya sürüklenmemiz gibi 1030 yıllık gelecekte ciddi güvenlik riskleri yaşamamız sayılabilir. (Bunların bir kısmı Pentagon analisti Friedman’ın ‘Gelecek 10 yıl100 yıl’ adlı kitabında senaryolaştırılmıştır)” Sayın Kutluk görebildiğim kadarıyla “Türkiye’nin NATO’dan çıkmasının hata olacağı” değerlendirmesinde bulunmakla birlikte; Çin füzeleri tercihi ile NATO üyeliğimizin birbirine karşıt alternatifler olmadığını(!) savlıyor... Bu tutumu kısaca, “Ne yârdan, ne serden vazgeçmek” diye özetleyebiliriz. Bir de damardan “ yol ayrımını” savunan, “NATO’ya veda zamanı çoktan geldi geçiyor. AKP hükümeti bu adımı atarsa ‘bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi’ gibi isabetli bir iş yapmış olur. Ah nerede o günler?” diyen okurlar var ki çoğu tepki bu yönde... Galip Haznedar okurumuzun misal iletisi buna çarpıcı bir örnek: “Son ‘Çin füzeleri’ kararı vesilesiyle yazdığınız yazıları biraz yadırgadığım için düşüncemi paylaşmak istedim. Hükümetin hemen hiçbir icraatını benimsemeyen, dünya görüşü olarak apayrı (Atatürk Türkiyesi’ne inanan) biri olarak bu kararı ‘bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi’ gibi değerlendiriyorum... Kararın teknik yönü bir yana (askeri teknoloji edinilmesi vs.), Türkiye’nin NATO’dan çıkma sürecini tetiklemesinde hiçbir korkulacak yan göremiyorum, dahası bu çıkışın şart olduğunu düşünüyorum. Bütün mesele neden çıkılacağında. Türkiye hükümeti İslamcı teröre destek verdiği için ‘dışlanacaksa’ bu kendi başına kötü bir şey ama Afganistan, Irak, Libya ve en son örneğini Suriye’de gördüğümüz emperyalist haydutluğa ortak olmamak için NATO’dan kendi irademizle çıkacaksak iyi (tabii ki nedenin bu ikincisi olmadığının bilincindeyim, öyle olsaydı politik olarak tutarlı olunurdu, hem NATO’yu savaşa kışkırtıp hem Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırabilmek ayrı bir fiyaskodur). Bunları söylemekle Batı’ya yüz çevirmeyi, ‘değerli yalnızlığı’ mı savunuyorum? Hayır, Batı toplumu içerisinde gayet rahat yaşayan, onlarla pek çok değerler temelinde ortak olan, kısaca ‘Batılı olan ancak Batıcı olmayan’ biri olarak Avrupa’yla pek çok konuda işbirliğine ve ortaklığa varım ama emperyalist haydutlukta işbirliğine yokum. NATO’dan çıkış Türkiye’nin ABD’den bağımsız oluşunu ve dolaylı olarak TSK’ye Ergenekon ve Balyoz gibi komploların bir daha yapılamamasını da sağlayacaktır. Sizin Batıcı olduğunuzu söylemiyorum ama NATO’dan çıkış ihtimaline dair yazdıklarınızda gereksiz bir korku havası seziyorum. NATO olmadan da Türkiye çağdaş değerlerle buluşabilir (benzer yargım çarpık ve sahte AB üyeliği süreci için de geçerli). Her şeyden önce bu ülkenin temelinde Avrupa’ya karşı verilen bağımsızlık savaşı vardır, ama en büyük çağdaşlaşma hamlesi de bu savaşla birlikte ve onun hemen ertesinde gerçekleşmiştir. Bu hükümet dış politikadaki bütün rezaletlere rağmen (ve kendi ajandası ne olursa olsun) NATO’dan çıkışın yolunu bir şekilde yaparsa sonucu itibarıyla iyi olur diye düşünüyorum.” Başbakan’ın “ulusalcı” damgasıyla yok saydığı kesimlerin, “Çin füzeleri” ve “NATO konusunda”, “bozuk saat dahi...” kontenjanından AKP hükümetiyle “taktik” planda yan yana gelmeleri... şaşırtıcı değilse de çok çarpıcı. Öncelikle bu saptamayı yapmadan geçemeyeceğim... Sn. Haznedar, yazdıklarımı “gereksiz korku” olarak değerlendirmiş! Kendisine “Financial Times”ta çıkan son (20 Ekim) Daniel Dombey yazısına göz atmasını; bu ve benzer yazıların Türkiye’nin uluslararası sistemdeki yerine ilişkin yarattığı olumsuz “güvenilmez” algısı üzerinde bir miktar daha düşünmesini öneririm. “Türk modeli”; bir “istikrar garantisi” olarak görülüyor, uluslararası sistemde öne çıkarılıyordu... “Model ülke”nin başlıca sermayesi buydu. “Model”, bugün başlı başına bir istikrarsızlık unsuru oldu... Bu, Türkiye’nin “inandırıcılığını” kaybetmesi demektir ki; bu kaybın siyasiekonomik maliyetinin olmaması düşünülemez. Ancak benim kaygılarım ve korkularım bununla sınırlı değil. Gelecek yazıda devam edeceğim. Kamyon, anne ve 3 çocuğuna çarptı l KOCAELİ (Cumhuriyet) Gebze ilçesinde meydana gelen trafik kazasında bir kamyon, yolun karşısına geçmeye çalışan Huriye Tezer, çocukları Sude Naz (7), Vedat ve Zülal Tezer’e çarptı. Bu yıl okula başlayan Sude Naz Tezer, olay yerinde yaşamını yitirdi. Kütahya’da balkon çöktü: 14 yaralı l KÜTAHYA (Cumhuriyet) Simav’da Hüsün Mahallesi’nde Mehmet Sarcan’a ait iki katlı betonarme evde, “gelin alma” sırasında yaklaşık 20 kişiyi taşıyamayan balkon çöktü. Olayda çocukların da olduğu 14 kişi yaralandı.Yaralılar hastaneye kaldırıldı. Dershane kavgası kızışıyor Bir kadın intiharı daha l DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Bitlis’in Güroymak ilçesi Kale Mahallesi’nde bekâr olan 21 yaşındaki Songül Türkoğlu, evinin tavanına bağladığı eşarpla kendini astı. Türkoğlu’nu odada asılı bulan yakınları 112 Acil Servis’i arayarak yardım istedi. Olay yerine gelen sağlık ekibi, Türkoğlu’nun öldüğünü belirledi. Türkoğlu’nun cenazesi otopsi yapılmak üzere Güroymak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l Kapatma kararına çok öfkeli olan cemaatler 3 yıl boyunca ‘parasız eğitim verme’ hazırlığında l Haber Merkezi CHP’li Mahmut Tanal, kamuda türban serbestliği getiren yönetmeliğin ardından okullarda “Andımız”ı kaldıran yönetmeliği de Danıştay’a taşıdı. Tanal dilekçesinde, anayasanın başlangıç bölümünde de yazan ilkelerin “Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet edildiğini” belirtti. Andımız için Danıştay’a dava Çocuğunu bırakıp tatile gitti FİGEN ATALAY ershaneler, hükümet ile Fethullah GüD len cemaati arasındaki gerilimin önemli bir fay hattını oluşturuyor. AKP, cemaatin ka lelerini fethetmek istiyor ama hem karşısında büyük bir direnç var hem de dershanelerin geleceği konusunda kafalar karışık. Kapatılacaklarına inanmayan, “biz önlemimizi aldık” diyen kimi gruplar, yeni dershane ve özel okul açmak için özellikle Trakya’da binalar kiralıyor. Cemaatlere ait dershaneleri Türkiye’deki dershanelerin yaklaşık yüzde 70’i, dershane yayıncılığının ise yüzde 80’i çeşitli cemaatlere ait. Fen Bilimleri Dershanesi kurucusu Nazmi Arıkan, dershanelerle ilgili açıklamaların kafa karıştırdığını belirterek şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanı’nın son açıklamasını yine yorumlayamadım. ‘Biz bunları Milli Eğitim şemsiyesi dışına çıkaracağız, Milli Eğitim denetimi yoktur diye tabela asacağız’ diyor. Bu, veli için fark etmez. Veliler bizim Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğumuzu bile bilmez. Çok önemli 2 şey var. Acaba bir gizli ajanda mı var diye dü şünüyor insan. Anayasanın 42. maddesini değiştirmeden böyle bir şey yapan suç işlemiş sayılır. Bu madde, ‘eğitim devletin denetimi ve gözetimi altında yapılır’ der. 1920 tarihli Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun 1. maddesi de tüm eğitim devletin gözetiminde yapılır diyor. Kurs açarsam ne olacak? Hükümet yabancı dil kurslarını kapatacak mı? Matematik, İngilizce kursu açarsam ne olacak?” 8. sınıf öğrencileri, yeni sistemde ilk merkezi sınava kasım ayı sonu, ya da aralık ayı başında girecek. Arıkan, dershaneye gelen 8. sınıf öğrenci sayısında bu yıl ciddi bir değişiklik olmadığını, 6. ve 7. sınıf öğrencilerinde ise bir miktar azalma olduğunu söyledi. En başta Gülen cemaati olmak üzere çeşitli cemaatlere ait dershaneler, hükümete “İmam hatip öğrencilerini biz üniversiteye hazırlıyoruz. Bizi kapatamazsınız. Bu durum sizi aşar” mesajı veriyor. Bu çevrelerde kapatılma değil, “biçimsel değişiklik” beklentisi var. Kimi semtlerde açılan yeni “kurs”lar da bu “biçimsel” değişikliğin bir göstergesi olarak gösteriliyor. ‘Gereksiz korku!’ Sayıda değişiklik yok Gizli ajanda mı var? Müdür cinneti: 4 ölü, 2 yaralı Bebeğini ölüme terk etti l KOCAELİ (DHA) Gölcük ilçesindeki bir ilkokulda sınıf öğretmenliği yapan Seçil M.D. (34), iddiaya göre 2 aylık erkek bebeğini evde tek başına bıraktıktan sonra 9 günlük bayram tatilini geçirmek üzere Adana’ya gitti. Tatil dönüşü, açlık ve susuzluktan ölen bebeğini hareketsiz olduğu gerekçesiyle Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi’ne getiren kadın, doktorların durumu polise bildirmesi üzerine gözaltına alınarak sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. l IĞDIR (Cumhuriyet) Bir süreden beri eşinden ayrı yaşayan ve psikolojik tedavi gören Özel İdare Genel Sekreterliği’nde Yazı İşleri Müdürü olan Osman Akış, halası Güvercin Alcan’ın evine geldi. Cinnet getiren Akış, evde bulunanlara pompalı tüfekle art arda ateş ederek kızı Meltem Akış (20), halası Güvercin Alcan (50) ve kız kardeşinin 6 yaşlarındaki kızı Elanur Akış’ı öldürüp, annesi Nazlı Akış (70) ile akrabası Esmer Akış’ı da yaraladıktan sonra intihar etti. 2 yaralı, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Emniyet Müdürü İbrahim Karadağ, olayın hemen ardından eve giderek ilgililerden bilgi aldı. Boğaz’da yer l Ekonomi Servisi İstanbul Boğazı’nın iki yakasında kıyıda köşede kalmış ne kadar yalı, boş arsa, eski fabrika binası, depo ve antrepo varsa bir bir otele dönüştürülüyor. Tamamı iki yıla kadar açılacak 9 yeni otelin dışında bir çok yatırımcı da yenileri için yer kapatmaya çalışıyor. Ekonomist dergisinde yer alan Levent Gökmen imzalı habere göre aralarında Aydın Doğan, Ali Ağaoğlu, Nef İnşaat, Ferko İnşaat, Torunlar, Cevahir’in de olduğu yatırımcılar 5 yıldızlıdan butik otele kadar farklı projeler geliştiriyor. Yürütülmekte olan projelerin iki yıl içinde devreye alınması bekleniyor. Boğaz’da üç otel açma planlayan Ağaoğlu Grubu, bunlardan ikisini yalıları butik otele dönüştürerek yapacak. Üçüncüsü de eski Alarko tesislerinin bulunduğu alanda inşa edilecek. Torunlar GYO’nun 355 milyon liraya Apartman görevlisi Mehmet Kaya, “Hiç bebek ağlama sesi de duymadım. Herhangi bir sorunu olup olmadığını da bilmiyorum. Evinde bir ara bir bayan daha kalıyordu. Bebeğini ölüme terk ettiğini şimdi öğrendik” diye konuştu. Seçil M.D’nin daha önce evlenip boşandığı öğrenilirken bebeğin babası olduğu öne sürülen Adana’da çevik kuvvet ekibinde görevli bir polis memurunun kimliği ile ilgili açıklama yapılmadı. ‘Ağlama sesi duymadım’ bırakmadılar aldığı Beykoz Tekel Fabrikası arazisine yapılacak otel İstanbul’un en pahalılarından biri olacak ve Osmanlı tarzını yansıtacak. Planlanan yatırımlar dışında bir yandan da yeni oteller için arayışlar sürüyor. Cevahir Holding’in, Ferzan Çelikkanat’ın sahibi olduğu Er Yatırım Turizm AŞ’nin, Türksped Nakliyat’ın sahibi Mehmet Pir’in ve Metar Grup’un sahibi Mehmet Tatar’ın çocukları Gülşah ve Mert Tatar’ın Boğaz’da otel açmak üzere yer arayışında oldukları belirtiliyor. Yeni otellerin daha çok butik olması bekleniyor. İstikrar modelinden istikrarsızlığa l İstanbul Haber Servisi Duayen gazeteci, Türkiye Gazeteciler Sendikası başkanlarından Hasan Yılmaer (84) dün Dünya gazetesinde düzenlenen tören ve Levent Afet Yolal Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verileceği Marmaris’e uğurlandı. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Halit Kıvanç, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve eski Fenerbahçe Başkanı Ali Şen ile eski milli basketbolcu İbrahim Kutluay’ın da aralarında bulunduğu iş, spor ve medya dünyasından çok sayıda ünlü ismin katıldığı cenaze töreninde Hasan Yılmaer’in eşi Naime, oğulları Esat ve Galip Yılmaer taziyeleri kabul etti. Yılmaer uğurlandı 3 kişiye 84 biner lira n ANKARA (AA) On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen 3 kişi, 84 bin 523 lira doksanar kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların 3, 9, 13, 14, 24, 26, 27, 28, 29, 32, 34, 38, 47, 49, 54, 55, 58, 59, 72, 73, 74 ve 75 olarak belirlendiği çekilişte; 9 bilener bin 857 lira doksanar kuruş, 8 bilenler 108 lira kırkar kuruş, 7 bilener 19 lira yetmiş beşer kuruş, 6 bilener 3 lira yirmi beşer kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2 lira otuz beşer kuruş ikramiye alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle