19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2013 SALI [email protected] 14 KÜLTÜR Haldun Dormen’in yönettiği ‘Kaç Baba Kaç’ Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda ‘Fadonun Prensesi’ geliyor “Fadonun Prensesi” olarak adlandırılan Cristina Branco, 24 Ekim’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda müzikseverlerin karşısında olacak. Portekiz’in ünlü şairleri Camıes, Pessoa, David MourãoFerreira’nın yanı sına Paul Éluard, Léo Ferré, Alfonsina Storni gibi dünyaca ünlü isimlerin sözlerini şarkılarına taşıyan sanatçı, bugüne dek 12 albüm yayımladı. u ‘Kaç Baba Kaç’, geçmişte yapılan bir hatanın, hayatınızın dönüm noktasında karşınıza çıkması üzerine bir komedi. Dormen, gelecek ay BBT’de ‘Sokak Kızı İrma’ müzikalini de yönetecek. Bir hatanın komedisi ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK BİLGİ ÜNİVERSİTESİ’NDE NÂZIM HİKMET SEMPOZYUMU Piyanist Altan İrtel yaşamını yitiridi Kültür Servisi Devekuşu Kabera’nin 16 yıl boyunca oyunlarının şarkılarını besteleyen ve sahnede oyunlara piyanosuyla eşlik eden caz piyanisti Altan İrtel yaşamını kaybetti. 1929 yılında Bakırköy’de doğan sanatçı, müziğe Bakırköy Halk Evi’nde başlamıştı. Birçok toplulukta ve İstanbul Radyosu emisyonlarında zamanın usta cazcılarıyla çalışan İlter’in, Amerika’nın Sesi radyosunda da eserleri yayımlanmış, Phill Woods gibi caz ustalarıyla birlikte çalışmalar yapmıştı. Sanatçının cenazesi bir süredir yaşadığı Kuşadası’nda bugün toprağa verilecek. Ankara’ya Kemal Sunal Parkı Kültür Servisi Ankara Çankaya Belediyesi tarafından Dikmen Caddesi’ndeki bir parka Kemal Sunal’ın adı verildi. Ayrıca, yapımı halen süren parkın duvarlarına “Hababam Sınıfı” filminin karakterlerin resimleri yapıldı. Dev boyuttaki duvar resminde, Kemal Sunal’ın yanı sıra Adile Naşit, Münir Özkul, Şener Şen ve Halit Akçatepe’nin portreleri yer alıyor. Yaklaşık 4 bin metrekarelik alanda yer alan parkın henüz tamamlanmadan ilgi odağı olduğunu söyleyen Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, bu parkın kendisi için ayrı bir anlamı olduğunu, çocuk yaşlarında Niğde’nin Yukarı Kayabaşı mahallesinde sahnelediği “Hababam Sınıfı” oyununda İnek Şaban rolüyle tiyatroyla tanıştığını söyledi. Tanık, Niğde’nin ilk sokak tiyatrosunun kurulmasına da öncülük ettiğini anımsattı. 82 YAŞINDAKİ YAZAR SAĞLIĞININ ELVERMEDİĞİNİ AÇIKLADI Alice Munro Nobel törenine katılamıyor Kültür Servisi 2013 Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Kanadalı yazar Alice Munro, sağlık durumu İsveç’e yolculuk yapmasına elvermediği için aralık ayındaki ödül törenine katılamayacağını açıkladı. İsveç Akademisi daimi sekreteri Peter Englund da, 82 yaşındaki Munro’nun törene katılamayacağını doğrularken, 10 Aralık’taki törende Munro’yu kimin temsil edeceğinin henüz belli olmadığını belirtti. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan yazar geleneksel olarak törende bir konuşma yapıyor, ancak Munro sağlık nedenlerinden ötürü törene katılamayan ilk yazar olmayacak. 2007 yılında ödülü 87 yaşında kazanan Doris Lessing, doktorların tavsiyesi üzerine Stockholm’e seyahat edemeyeceğini bildirmiş, bunun üzerine Nobel Vakfı yöneticileri Londra’ya giderek ödülü Lessing’e sunmuşlardı. Ödülü 2005’te 75 yaşında kazanan Harold Pinter kansere yakalandığı için törene katılamamış; bir yıl önce de Avusturyalı oyun yazarı ve romancı Elfriede Jelinek “zihinsel durumunun bu tür törenlere katılmaya elvermediğini” gerekçe göstererek İsviç’e gitmemişti. RUHR KİTAP FUARI’NDA ‘KIRMIZILI KADIN’ Kültür Servisi 24 Ekim Perşembe ve 25 Ekim Cuma günleri Bilgi Üniversitesi’nde “Nâzım Hikmet Sempozyumu” düzenlenecek. Sempozyumun ilk günü Nermin Yazıcı’nın moderatörlüğündeki sabah programında açılış konuşmasını Semih Tezcan yapacak. Daha sonra Nedim Gürsel’in “50 Yıl Sonra Nâzım Hikmet” başlıklı konuşması ve Mete Çubukçu’nun hazırladığı “50. Ölüm Yılında Nâzım Hikmet’in İzinde” adlı film izlenebilenecek. Birinci gün öğleden sonra Nermin Yazıcı’nın oturum başkanlığında Refik Erduran “Türkiye’nin Şairi Nâzım Hikmet”, Murat Cankara da “Nâzım Hikmet’in Oyunlarını Yeniden Okumak” başlıklı birer bildiri sunacaklar. Ayrıca bir “Ex Libris” sergisi açılacak. Gonca Gökalp Alpaslan’ın oturum başkanlığında ise, Hilmi Yavuz “Nâzım Hikmet ve Ta rih”, Nilay Özer “Dağların Havası’ndan Saman Sarısı’na Nazım Hikmet’in SinemaŞiiri” ve Öykü Terzioğlu “Kübist Şair Nazım Hikmet” başlıklı birer bildiri sunacaklar. Ayrıca Rıfat Maniş’in “Şahende Hanım” adlı kısa filmi gösterilecek ve Tuncer Yığcı ile İpek Çeken bir şiir dinletisi sunacak. Sempozyumun ikinci günü, Onur Bilge Kura’nın oturum başkanlığında Emrah Pelvanoğlu “Devrimci Özdeşlikten Muhalif İroniye: Nâzım Hikmet Şiirinde Siyasal’ın Poetikası”, Fatih Altuğ ile Canan Balan “Nâzım Hikmet Şiirinde Sinema İzlekleri”, Bahriye Çeri “Nâzım Hikmet’in Romanları ve Türk Edebiyatındaki Yeri”; Ahmet Gürata’nın oturum başkanlığında da Murat Belge “Nâzım Hakkında”, Aron Aji “Nâzım’ı Çevirmek: Çevirinin Hikmeti” başlıklı bildirilerini sunacaklar. İkinci gün öğleden sonra, İlker Aytürk’ün oturum başkanlığında sunulacak bildiriler, Göksel Aymaz: “Edebi Eleştirinin Estetik Revizyonizmi ve Nâzım Hikmet Eleştirisi”, Erkan Irmak: “Epiğin Buzları Çözüldüğünde: Kambur Kerim’in Tuhaf Hikâyesi”, Mahmut Temizyürek: “Mahzun Yüzlü ile Mavi Gözlü: İki Yaratıcı Şövalyenin Arzu Serüvenleri”, Yalçın Armağan: “Şeyh Bedreddin Destanı ’nda Epik Mesafe”. Talat Halman’ın oturum başkanlığında da, Semih Tezcan “Nâzım’ın Hapishane’de Yaptığı Bir Derlemenin Şamanizm Araştırmaları Açısından Önemi”, Melih Güneş “Nâzım Hikmet Külliyatındaki Eksikler ve Yitikler” başlıklı birer bildiri sunacaklar ve sempozyum Halman’ın konuşmasıyla kapanacak. fayla oyunlarını en ince noktasına kadar adeta dokuyor. Ondan sonra da iş oyunculara ve yönetmene düşüyor” diyor. Tam bir oyuncu oyunu olan “Kaç Baba Kaç”, hastanede bir doktor odasında geçiyor. Birkaç kapının olduğu sahnede, zamanlama çok önemli; oyun akıp gitmeli, replikler ardı ardına gelmeli, uzun soluklu susmalar seyirciyi oyunun dışına itebilir. Oyunun başrolünü üstlenen Erol Ozan Ayhan, Bill Lesley karakterini canlandıran Aytekin Özen ve başhemşire rolündeki Nurhayat Atasoy’un dikkat çeken performansı oyunun temposunu ayakta tuttu. Oyuncu ların bazı yerlerde oyunun ritmini kaçırması ise gözden kaçmadı. Dormen, Amerika’dan ilk geldiği yıllarda farsların ünlü tiyatrocular tarafından küçümsendiğini söylüyor. “O yıllarda fars için ‘Bu da tiyatro mu’ diye düşünülürdü. Böylelikle Plautus, Moliere, Feydeau gibi farsın dehaları da yok sayılırdı. Oysa zamanla bu düşünce değişti. Şimdi bütün oyuncular ‘Keşke bir fars oynayabilsek’ diye düşünüyor ve ellerine böyle bir fırsat geçince de büyük keyif alıyorlar” diyor. Fars’ın tiyatronun oynanması en güç türü olduğunu söyleyen Dormen, “Bir Shakespeare, bir DUVARLARINA ‘HABABAM SINIFI’ KARAKTERLERİ RESMEDİLDİ Almanya’dan Gezi’ye selam ALMANYA (DHA) Almanya’nın Ruhr Havzası’nda düzenlenen 9. Ruhr Kitap Fuarı, Essen Merkez Kütüphanesi’nde başladı. Bu yılki onur konuğu, Alman okurlara Türk edebiyatının tanıtılmasında önemli katkılar sağlayan Erika Glassen olan fuarın açılış töreninde, kırmızı elbisesiyle Gezi Parkı direnişinin simgelerinden biri olan “Kırmızı Kadın” temsili olarak canlandırıldı. İbrahim Yazıcı’nın piyano dinletisiyle başlayan fuarın açılış konuşması Ruhr Kitap Fuarı organizatörü Fikret Güneş yaptı. Törende Halid Ziya Uşaklıgil’den Sabahattin Ali’ye, Leylâ Erbil’den Adalet Ağaoğlu’na kadar çok geniş bir spektrumda çeviriler yapmış edebiyatçıyayıncı Erika Glassen’e onur ödülü verildi. Etkinliğe Türkiye’den davet edilen edebiyatçı Sabahattin Ali’nin kızı piyanist Filiz Ali de Türk eserlerini Almancaya çeviren Glassen’in edebiyatımızın tanıtımına büyük katkısı olduğunu vurguladı. BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ’NDE Sabahattin Ali belgeseli Kültür Servisi Yazar Sabahattin Ali’nin yaşamını konu alan “Sabah Yıldızı” isimli belgesel 26 Ekim’de Barış Manço Kültür Merkezi’nde gösterilecek. Türkiye’nin yanı sıra Almanya ve Bulgaristan’da çekimleri yapılan film, 49. Altın Portakal Film Festivali’nde gösterilmiş, 2. Vangölü Film Festivali’nde de belgesel dalında en iyi senaryo ödülüne değer görülmüştü. Filmin yönetmeni Metin Avdaç, çok sevdiği Sabahattin Ali’nin 41 yıllık yaşamının izini sürerek bu belgeseli yaratmış. Doğduğu kentten öldürüldüğü ormana kadar Ali’nin her anına dokunmaya çalışan yönetmen, usta yazarın yaşamına giren insanları da belgeseline taşıyor. Fotoğraf: SİNEM TOLUNAY 50 yıl sonra Nâzım Bakırköy Belediye Tiyatroları (BBT) yeni sezona bir fars oyunuyla başladı. Yönetmenin müthiş bir fars ustası diye tanımladığı yazar Ray Cooney’in “Kaç Baba Kaç” oyununu, fars oyunlarının usta yönetmeni Haldun Dormen yönetiyor. Tiyatroda buluştuğumuz Dormen, oyunun ilk gösterimini kaçırmamak için o gün uçaktan inmiş ve soluğu Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda almış. Mersin’den gelen Dormen, Mersin Devlet Opera Balesi’nde “Lüküs Hayat” operetini sahneye koydu. Koşturmaktan yaşlanmaya fırsatının kalmadığını söyleyen Dormen, önümüzdeki ay yine BBT’de sahnelenecek olan “Sokak Kızı İrma” müzikalini de yönetecek. Bu akşam galasının yapılacağı “Kaç Baba Kaç”, geçmişte yapılan bir hatanın, hayatınızın dönüm noktasında karşınıza çıkması üzerine kurulu bir komedi. Yaklaşık yirmi sene önce oyundaki başrol Doktor David Morgan karakterini canlandıran Dormen, “Gençlerin çok sevdiği bir oyun ve yazar. Cooney’in oyunlarını birkaç kere Dormen Tiyatrosu’nda sahneledim. Tiyatronun en çok satan oyunlarıydı. Oyunun temposunu çok iyi ayarlamak lazım, abartmadan oynamak gerekiyor. Yazar matematiksel bir ka İbsen, bir Miller oynandığı zaman yazarın sözleri ve tekniği oyuncuyu bir yere kadar kurtarır. Oysa farsta zamanlaması yanlış bir replik, abartılı bir yanıt ya da reaksiyon her şeyi bir anda mahvedebilir. Kim ne derse desin fars yönetmek ve oynamak gerçekten güçtür ama Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nun oyuncularının Kaç Baba Kaç’ta gösterdikleri olağanüstü çaba ve beceriyle dünyanın en kolay işi gibi görünür” diyor. Oyun süresince notlar tutan ve sonrasında bütün oyuncuları bir araya toplayan yönetmen, notlarını oyuncularla paylaşıyor. Oyuncularla canlandırdıkları karakterleri tek tek konuşan Dormen, tatlı sert üslubu, hiç bitmeyen heyecanı ve enerjisiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Çevirisini Haldun Dormen ve Kemal Uzun’un yaptığı oyunun dekor tasarımı Osman Şengezer’e, kostüm tasarımı ise Sadık Kızılağaç’a ait. Oyunda Emre Koç, Yonca Cevher, Ali Rıza Kubilay, Alper Kut, Nevşim Ayşen Erzat, Didem Germen, Bulut Akkale ve Murat Şenol rol alıyor. (Oyun, 2425 Ekim’de Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter Sahnesi’nde saat 20.30’da sahnelenecek.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle