19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2013 SALI 4 “Biz de koyduk” dedi... “......!” “Memleket hizmet bekliyorsa, sen koyma, o koymasın, ben koymayayım, kim koyacak?..” “......!” H Belediye başkanı olmak isteyenlerin sayısı, seçmen sayısına yakın... H “Önce düşündüm koysam mı koymasam mı, sonra millet ısrarla senin koyman en doğrusu deyince, düşündüm ki koymasam olmaz...” “.......!” “Dedim ki koy...” “........! H Bir belediyenin tüm çalışanları aday adayı... Tümü anket yaptırdı, baktılar kendileri kazanıyor... Milletvekili var... HABERLER Koyver... Sanatçı var, üç saz heyeti çıkar... Ünlü gazeteci var... Artist var... Müteahhit var, belediye başkanlığını kazanamadı, üst geçit kazanır... Müftü var... İmam var... Sayı belki elli bin... H Eşcinsel (GiresunBulancak) var... Dünya için küçük, Türkiye için büyük bir adım... (Daha doğrusu eşcinsel olduğunu açıklayan ilk aday adayımızdır...) H Şehirler lime lime satılırken ancak otuz kişi itiraza geldi... Parklar, bahçeler, koruluklar talan edildiğinde meydandaki protestoya bilemediniz yirmi... Kentin sinemaları kapatıldı, heykelleri yıkıldı, kültür mirasları yağmalandı, on kişinin sesi çıktı çıkmadı... Bayramlarını yasakladılar, balkonlardan bayraklarını topladılar, dört kişiden fazla tık yok... Ama belediye başkanı olmak için koyanların sayısı on binler... H Sıra rant kapısına gelince... Koymak, kazanmasan da kârlı... Belediye başkanı olamadın, büfe alırsın... H Geliyor işte: “Geçen sefer koyduk olmadı, bu sefer koyalım bakalım dedik...” “........!” “Koymamızı desteklemeniz lazım...” “Ama sen önce koy ki...” “Ben koyduktan sonra zaten koydum...” H Ne bilelim biz... Bu kadar yurtsever vardı da niye Türkiye elden gitti derseniz... Vurguncunun yerine talancıyı seçseniz fark etmez... Söylemesi ayıp siz de sandıkta... Koyverin gitsin... Zindan İçinde Zindan Zulüm İçinde Zulüm “Gök damın üstünde, Öylesine mavi, öylesine durgun!” Bu dizeleri,1874’te, ünlü Fransız sembolist şair, Paul Verlaine, şiiri Arthur Rimbaud’yu yaralamaktan iki yıl hapis cezasını çektiği Belçika’daki Mons Hapishanesi’nde yazmıştır. İLK iki dizesini yukarıya aldığım şiir, bir tabloyu çağrıştırıyor. Sakallı bir adam hapishane hücresinden dışarıyı, mavi gökyüzünü seyretmektedir. Sakallı adam otoportrenin sahibi büyük ressam Gustav Courbet’dir. Devrimci tavırları dolayısıyla sürekli baskılarla karşılaşmış olan, sonunda kendisiyle uzlaşmak isteyen imparatorluğun Legion d’Honneur nişanını küstahlığa varan sert bir üslupla reddetmiş olan sanatçı, 1871 Paris Komünü sırasında, daha önce de karşıtı olduğunu açıkladığı Vendome Meydanı’ndaki Napolyon anıtının yıkılmasına katıldığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılmıştır. Ve sözünü ettiğim, ressamı gökyüzünü seyrederken yansıtan yapıtı, birçok otoportre yapmış olan Courbet o nedenle yattığı hapishanede gerçekleştirmiştir. 12 Mart döneminde hapis yatmış olan Çetin Altan’ın otobiyografik romanının başlığı da “Bir Avuç Gökyüzü”dür. Bir avuç gökyüzü, hapse düşenlerin tutkusudur. Bir avuç gökyüzü, mahkumlar için özgürlüğün simgesidir. HHH Bırakın bir avuç gökyüzünü, içinde yaşadığımız dönemin simgesi olmuş Silivri zindanında, zindanı daha da zindanlaştıran bir uygulamayla kadınların kaldığı blokun camları boyanmış, orada kalanlar artık gün ışığına bile hasret hale düşürülmüşlerdir. Arkadaşımız Murat İnceoğlu’nun dünkü Cumhuriyet’in manşetinden verilen haberinde, Silivri’deki uygulamanın ve buna maruz kalan Ayşe Berktay Mirzaoğlu’nun öyküsünü okumuşsunuzdur sanırım. Zindan sözcüğü zaten dilimizde karanlığı çağrıştırır, zindanın camlarını boyayarak onu daha da karanlıklaştırmak, daha da zindanlaştırmak, zulüm içine bir zulüm daha katmak demektir. Demokrasilerde, ceza ve tutukevleri, zindan, zulümhane olmamalıdır. Orada, tutuklulular muhafaza edilmekte, mahkumların hürriyeti bağlayıcı cezaları infaz edilmektedir. Bazı kafalar tarafından pek kolay anlaşılmaz ama ceza ve tutukevlerinde yöneticiler için de titizlikle uymaları gereken sınırlamalar konmuştur. Cezaevi yöneticisi, mahkuma yasanın öngördüğünün dışında ceza uygulamayamaz. O yeni cezalar koyamaz, yalnızca yasanın öngördüğünün infazına nezaret eder. Çünkü tutuklu ile mahkumun da hakları vardır. Mahkumlar her ne kadar hürriyeti bağlayıcı cezalar almış olsalar da, yine de yasa gereği bazı haklara, bazı özgürlük alanlarına sahiptirler. HHH Ceza ve tutukevleri, cezanın infazının yasaya uygun gerçekleştirildiği, tutuklunun yasaya uygun biçimde barındırıldığı yerlerdir. Daha doğrusu demokrasilerde öyledir, öyle olmaları gerekir. Ceza ve tutukevi yöneticisi, tutukluya, yasanın öngörmediği yeni yaptırımlar uygulayamaz, mahkuma yasanın öngördüğünün dışında cezalar veremez. İnsanın, haksız bir gerekçeyle hapse düşmesi kuşkusuz zulümdür, gerekçesi delillendirilmemiş, haklı gösterilmemiş veya süresi uzatılmış tutukluluk da bir zulümdür. Ama bunların yanı sıra, hapishanelerde, yasanın öngördüğü koşulların yerine getirilmemesi, bunların ağırlaştırımları da bir zulümdür. Zindanı karanlıklaştırarak daha da zindanlaştırmak bir zulümdür. Hapishaneleri zindana, zulümhaneye çevirmek, ayrıca bir suçtur. Herkes şunu iyice kafasına yerleştirmeli: Tutukluların mahkumların, hatta toplumun nefretini uyandıran suçları işlemiş olanların bile herkesin saygı göstermesi gereken hakları vardır. Tutukluya, mahkuma bir avuç gökyüzünü görmeyi, bir tutam ışığa ulaşmayı engellemek, böylelikle hapishaneyi zulümhaneye çevirmek ayrıca insanlık suçudur. Uzun dönem askerliği 12 aya indiren kararname Bakanlar Kurulu’nda imzalandı 1 Ocak’ta tezkere ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, askerlik süresini 1 Ocak 2014’ten itibaren geçerli olmak üzere, silah altındaki yükümlüleri de kapsayacak şekilde erbaş ve erler için 15 aydan 12 aya indirdi. Düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte yılbaşında yaklaşık 70 bin askerin terhis olması bekleniyor. Askerlik süresinin 3 ay kısaltılmasıyla ilgili düzenlemenin ne zaman yürürlüğe gireceğine yönelik tartışmalar Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda netleşti. Kurulun ardından basın toplantısı düzenleyen Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuyla ilgili ihtiyaç ve taleplerin dikkate alındığını belirtirken, imzalanan karara göre, 15 ay olan uzun Asker 1 Mart’ı önerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, askerliğin 15 aydan 12 aya indirilmesine ilişkin çalışmanın karara bağlanması beklenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken bir açıklama yaparak uygulamanın 1 Mart 2014’te başlamasını önerdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada, uzun dönem askerliğin 15 aydan 12 aya indirilmesinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yansımasıyla ilgili detaylı çalışma yapıldığı belirtildi. Açıklamada, alınması gereken tedbirlerin belirlendiği ve bunların hükümetle paylaşıldığı belirtilerek “Uygulamanın başlangıç tarihinin 1 Mart 2014 olması yönündeki teklifimiz Milli Savunma Bakanlığı’na bildirilmiştir” denildi. dönem askerlik süresinin 1 Ocak 2014’ten itibaren geçerli olmak üzere 12 aya düşürüldüğünü söyledi. Arınç, bu tarihte 12 ayı dolduran tüm askerlerin terhis edileceğini, geri kalanların da 12 ayın dolduğu tarihte terhis olacaklarını ifade etti. 12 ay olan yedek subaylık süresi ile 6 ay olan kısa dönem askerlik süresi ise değişmeyecek. Düzenlemeden yararlanacak asker sayısının sağlık sorunları, izin kullanımları ve geç ka tılımlar gibi bazı nedenlerle tam olarak belirlenemediğini belirten Arınç, sayının 70 bin ya da bu rakamın biraz üzeri olmasının öngörüldüğünü söyledi. Arınç, “Genelkurmay ile görüş alışverişinde bulunuldu mu” sorusu üzerine, bu konuda bir temas kurulmadığını vurgularken, “Biz Genelkurmayımızı çok önemli bir görevin başında biliyoruz. Onların ihtiyaç listesi, planlaması bizim için önemlidir. Ama sonunda siyasi bir karar verilecekse bunu ondan bağımsız olarak biz veririz. O ihtiyaçların giderilmesi ve öncelenmesinde bizim bir tercihimiz olmuşsa önceliği olan budur” diye konuştu. Bülent Arınç, açıklamasında Başbakan Erdoğan’ın 30 Eylül’de açıkladığı demokratikleşme paketi ile ilgili çalışmalara da değindi. Pakette yer alan idari düzenlemele Paket yasaları hazır rin çoğunun yaşama geçirildiğini anımsatan Arınç, yasal değişiklik gerektiren düzenlemelerin de hazır olduğunu, bunların sırayla TBMM’ye sevk edileceğini söyledi. Arınç, seçim sistemiyle ilgili çalışma için ise siyasi partilerin görüşlerini ve kamuoyundaki talepleri dikkate alacaklarını ifade etti. Arınç, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili tartışmaların anımsatılması üzerine de Fidan’ın “Türkiye sevdalısı” bir bürokrat olduğunu ifade ederek, “Bugüne kadar hem hükümetimizin arkasında siyasi desteğini bulmuş hem de Türkiye’nin çıkarlarını, sorunlarının çözümü konusunda görevini fevkalade güzel yerine getirmiştir. Yıpratılmak istenmesi elbette doğaldır” dedi. l Öcalan memnun İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN u İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşen Mehmet Öcalan, ağabeyinin asker ve gerilla ölmediği için bir senelik süreçten memnun olduğunu söyledi. [email protected] ‘Birinci aşama sona erdi’ BURSA (Cumhuriyet) İmralı Adası’nda ağabeyi terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşen Mehmet Öcalan, “Öcalan süreçten memnun mu” sorusuna “Asker ve gerilla ölmediği için bir senelik süreçten memnundur” dedi. Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile İmralı Cezaevi’nde kalan 5 PKK’liden Cumali Karsu’nun kardeşi Hanefi Karsu, adaya gitmek üzere dün sabah saatlerinde Bursa’nın Gemlik ilçesinde Jandarma Komutanlığı’na geldi. Öcalan, “Sık görüşme yaptığımız için mutluyuz. Ancak avukatların da görüşme yapması gerekiyor” dedi. Bir gazetecinin, “Son günlerde örgütün Öcalan’ın sözünü dinlemediği söyleniyor. Bu konudaki görüşünüzü alabilir miyiz” sorusuna Öcalan, “Söyleyecek bir şeyim yok” yanıtını verdi. Daha sonra adaya hareket eden Mehmet Öcalan ile Cumali Karsu, görüşmenin ardından akşam saatlerinde Gemlik’e döndü. Jandarmadaki işlemlerin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mehmet Öcalan, bir hafta önce vekillerin geldiğini ve süreçle ilgili onlara bir şeyler söylendiğini vurgulayarak “Bir senelik süreç 15 Ekim’de bitmiştir. Onun dışında biz aile görüşü yaptık. Artık bu süreci götürenlerden sorarsanız daha iyi olur. Ama birinci aşama bitmiştir. İkinci aşamayı da bilemiyorum” dedi. Gazetecilerin “Bir yıllık süreci nasıl değerlendiriyor” sorusu üzerine de Mehmet Öcalan, “Asker ve gerilla ölmediği için bir senelik süreçten memnundur. Bundan sonra süreci götürenlerden süreci sorarsanız daha iyi olur” dedi. AKP’nin anayasa turu CHP’den koşullu randevu AYŞE SAYIN ANKARA AKP, Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda uzlaşılan 60 maddelik anayasa paketinin TBMM’den öncelikle geçirilmesi için çıkacağı anayasa turu kapsamında ilk olarak yarın CHP ile görüşecek. CHP, paketin, “tutuklu milletvekillerini kapsayacak şekilde” çıkarılması koşuluyla randevu verirken AKP, CHP ile uzlaşılması durumunda MHP ve BDP ile turlara devam edecek. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 60 maddelik paketin çıkarılmasına diğer siyasi partilerle de uzlaşılırsa destek verebileceklerini açıklamasının ardından harekete geçen AKP; Kurban Bayramı öncesinde “60 maddelik paket” için randevu istediği CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile dün yeniden görüşerek görüşme günü kesinleştirildi. Bu çerçevede görüşmenin yarın saat 11.30’da yapılması planlandı. CHP kanadı, tutuklu milletvekili sorununun çözümüne dönük “milletvekili dokunulmazlığı” maddesinin de pakete dahil edilmesini isterken AKP öncelikle sadece komisyonda uzlaşılan 60 maddenin görüşülmesini istiyor. AKP grup yöneticileri, “Uzlaşma Komisyonu’nda üzerinde uzlaşılan maddeler bu görüşmede ele alınacak. Konu ne olursa olsun dokunulmazlık, sistem konuları 4 parti anlaşırsa Meclis’ten geçer” görüşünü dile getiriyorlar. Gerek AKP, gerekse CHP kanadı, 60 madde öncelikle Meclis’ten geçirilse de TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarını sürdüreceği görüşünü dile getiriyorlar. MHP ise kendilerinin “yeni anayasa” için masaya oturduklarını belirterek, “paket” çıkarılmasına karşı çıkıyor. MHP ayrıca, milletvekili dokunulmazlığından “terör suçları”nın istisna tutulmasına da karşı çıkıyor. SURİYE’DE ÖLEN İKİ KARDEŞ Demirtaş: BDP adaya gitmezse süreç biter ANKARA (DHA) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye ve Kürdistan halkları hak ettiği için barış ve çözüm sürecini desteklediklerini vurguladı. Demirtaş, “ AKP ile aramızda siyasi nikâh yoktur. Hak ettikleri her yerde en sert eleştiriyi partimizden görmeye devam edeceklerdir” ifadesini kullandı. İmralı’ya giden BDP heyetlerine hükümet tarafından müdahale edilmesine tepki gösteren Demirtaş, “Öyle ‘gönderirim, göndermem’ demek, tek başına Başbakan’ın vereceği bir karar da değil. BDP heyetinin İmralı’ya gitmemesi, çözüm sürecinin bitmesi demektir” dedi. Demirtaş, yerel seçimlerden önce bir grup milletvekillinin HDP’ye geçeceğini belirterek, başından beri Sırrı Süreyya Önder’in ciddi bir alternatif olarak İstanbul’da adaylığının tartışıldığını söyledi. Demirtaş, “BDP olarak buna kapalı değiliz. Fakat, bu konudaki kararımızı vermiş değiliz” diye konuştu. Nusaybin’de cenaze gerilimi MARDİN (Cumhuriyet) Suriye’de PYD adına savaşan Ömer Karana ve kendisini ziyarete giden kardeşi Mehmet Karana, Tirbespiye kentinde El Nusra’nın düzenlediği intihar saldırısında öldü. Kardeşlerden Ömer Karana Suriye’de defnedilirken Mehmet Karana’nın cenazesi Mardin’in Nusaybin ilçesindeki sınır kapısından Türkiye’ye getirildi. Nusaybin Cumhuriyet Savcılığı, Kanara’nın cenazesine otopsi yapılmasını istedi. Ancak cenazeyi almaya gelen Kanara ailesi ve BDP’liler buna karşı çıktı. Cenazeyi otopsi için Mardin’e götürmek isteyen polisle BDP’liler arasında arbede yaşandı. Polis, kalabalığa tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Kısa süren gerilimin ardından cenaze Mardin Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Cenazenin toprağa verileceği Şırnak’ın Cizre ilçesinde ise eczane ve fırınlar dışında tüm işyerleri kepenklerini kapattı. Baluken’den İmralı fotoğrafı 14 Ekim’de İmralı Adası’na giden BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, İmralı Adası’nın kosterden cep telefonu ile çektiği fotoğrafını, “Kürtlerin siyasi iradesi ve yüreği burada rehin” başlığı ile paylaştı. Baluken’e bazı takipçileri, “Sayın vekilim, bize adayı göstermeyin, bize önderimizin bir fotosunu gösterin”, “Sayın Baluken kişisel kanım, bu resimlerden sonra AKP sizi bir daha o adaya yollamayacaktır” gibi yorumlar yaptı. Erdoğan, Gülen’i aradı İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün rahatsızlanan Fethullah Gülen’i telefonla aradı. Erdoğan’ın önceki gece geç saatlerde İstanbul’dan Ankara’ya hareketinden önce rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Gülen’i telefonla aradığı ve ‘geçmiş olsun’ dileklerini ilettiği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle