22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2013 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER FT, AnKArA’nın FÜzE AlıMı vE El KAİDE KonuSunDAKİ TuTuMunu SAYFAlArınA TAşıDı CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL örgütü, müdürüyle polisleriyle hangi düşünce ya da siyasal eğilimde olursa olsun; kurumların, bireylerin canını, malını korur diye övünülürdü. İzinsiz olarak bir yerleşkeye girenlerin yasalar, kurallar önünde boyunları kıldan inceydi bir zamanlar. O zamanlar rivayet oldu. Ya şimdi? Sivil vesayetin lideri, AKP Genel Başkanı, Başbakan’ın, tam gaz uygulamalarıyla on yılda… …valiler, durmadan eleştiri konusu yaptığı tek parti dönemi valilerini aratmayacak tutum ve davranış içinde. Maşallah pek çoğu görevli olduğu ilin iktidar partisi il başkanı gibi… Emniyet örgütü, kurumlar, bireyler arasında ayrım gözeterek iktidarın karşı olduğu bir kurumdan gelen başvuruları görmezlikten gelmekte. HHH Devletin içine düşürüldüğü içler acısı, daha doğrusu vahim manzara bir kez daha yaşandı. Üstelik ne zaman? Cümbür cemaat tatile çıkan Başbakan beyefendinin; kardeşliğin pekiştiği, düşmanlıkların, kırgınlıkların geride bırakılan günler diye tanımlandığı Kurban Bayramı’nda bir sabah… …AKP’li başşehir belediyesinin buldozerleri, üstelik çevik kuvvet himayesinde; siyasal açıdan da, bilimsel öğrenim ve yaşamsal açıdan da “düşman gördükleri” ODTÜ’nün, yasaların koruması altına olduğu sanılan arazisine girdiler. Kim durduracaktı izinsiz girilen arazideki ağaçların katledilmesini?.. Zaten ODTÜ’ye her bulduğu fırsatta yüklenen başkumandan, daha önce emir verdi: “Ağaçlar katledile. O yol açıla!” Kim durduracaktı izinsiz saldırıyı? Vali mi, Emniyet müdürü mü, katliamdan habersizmiş gibi görünmeyi zekâ ürünü sanan AKP’li belediye başkanı mı?.. Güldürmeyin insanı! HHH Katliamın durdurulması için Ankara Valiliği’ne, il emniyet müdürlüğüne, Ankara Belediye Başkanlığı’na yazıyla başvuruldu. İzinsiz olarak yerleşkeye girildiği ve ağaçların kaldırıldığı, polis karakoluna birkaç kez bildirildi. Polis merkezi yetkilileri önlem almak bir yana, üniversitenin yazılı başvurusunu almamakla direndiler. Ankara Valisi bir zahmet olay yerine gidemedi... Yanıt alınamadı sözlüyazılı başvurulara. Bu örnek, devletin hukuk devleti olmaktan nasıl çıktığının tarihsel kanıtı. Bir değil bin kez yazılsa yeridir, zira: ODTÜ’de dünden bugüne izlenen olaylar; Türkiye Cumhuriyeti’nde, hayır, hayır… …namı diğer Cumhuriyeti Recebiyye’de artık hukukun, tarafsız devlet anlayışının yok olduğunun resmidir. HHH Kanun kanun dediler ve her fırsatta kanunları tepelediler... HHH Şimdi, her zaman yaptıkları gibi, sureti haktan ve hukuktan yana görünmeye çalışıyorlar. Güya Şehircilik Bakanlığı ODTÜ’deki olayları incelemeye, hukuksal yanını araştırmaya koyulmuş. Bir oldubittinin arkasını sıvazlamak, kamuoyundaki sessiz tepkiyi yatıştırmak için her zaman başvurdukları yöntem bu. Olay; her şey önceden kotarılmış. Belediyenin bir sabah ODTÜ’nün arazisine izinsiz gireceği, üç binden çok ağacın katledileceği polis örgütüne bildirilmiş, koruma talep edilmiş, planlanmış. Polis elinde cop, belinde biber gazı. Tank misali buldozerlerin yanında piyade kıtaları gibi hazır. HHH Şimdi beyler; adeta cami minaresine kılıf arar gibi, çiğnenen yasalara sözüm ona kılıf arıyorlar... Demokrasiyi sadece sandık sanan bir kafadan, uygulayıcı zihniyetten başka ne beklenir?.. Türkiye ‘Batıdan kopuyor’ endişesi Dış Haberler Servisi ABD basınında MİT Müsteşarı Hakan Fidan merkezinde Ankara’nın, İran, Suriye ve Çin’den füze sistemi alımı adımına yönelik politikalarına eleştirilerin yer almasının ardından İngiliz Financial Times (FT) gazetesindeki yorumda da “Türkiye’nin Batı ile bağları konusundaki kuşkuların arttığı” savunuldu. FT’de Daniel Dombey imzalı makalede, “Türkiye’nin Batı’daki müttefiklerinin bir ilişki sorgulamasına girdiği ve Türkiye’den bu noktada sadakatini göstermesinin beklendiği” belirtildi. “61 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, Batı’dan ayrıldı mı” sorusunun yer aldığı yazıda, bu kuşkuyu yaratan üç konu olarak “Ankara’nın Çin füze savunma sistemini satın alma kararı, Suriye’deki El Kaide’ye bağlı savaşçılara yönelik iddia edilen çelişkili tutumu ve en yenisi de Türkiye’nin İsrail’in adına casusluk yapan İranlıları Tahran’a ihbar ettiği iddiası” gösterildi. Çin füze sistemi kararına Washington’ın tepkilerine dikkat çekilen haberde, ayrıca Türkiye’nin bu yılın başlarında Suriye’de El Kaide’ye bağlı El Nusra’nın ABD tarafından terörist olarak ilan edilmesinden şikâyet ettiği de savunuldu. Yazıda “Bazı yabancı diplomatlar, Batı’nın desteğindeki Özgür Suriye Ordusu’yla kıyaslayıp El Nusra’nın etkinliğini öven Türk yetkilileriyle yaptıkları konuşmaları anımsatıyorlar” denildi. İsrail ile “one minute” olayının yaşandığı Davos panelinin moderatörü David Ignatius’un Washington Post gazetesinde yayımlanan “Türkiye’nin İsrail’in adına casusluk yapan İranlıları ihbar ettiği” iddiasının ise ABD’de şaşkınlık yarattığı kaydedildi. Bu arada İsrail’in istihbarat örgütlerine yakınlığıyla bilinen Debka sitesi, Washington Post yazarı Ignatius’un “Washington ile iyi ilişkilerine” dikkat çekerek “Türkiye’nin İsrail’in adına casusluk yapan İranlıları ihbar ettiği” yazısının İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya “uyarı” olduğunu öne sürdü. Dürüst bir çaba yok Öte yandan İsrail Parlamento Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı Avigdor Lieberman, Washington Post gazetesinde yayınlanan “İranlı İsrail ajanları” iddialarına Türkiye’den gelen tepkiyi eleştirdi. Lieberman, “Konu Türk liderler olduğunda, hiçbir zaman ilişkileri yeniden kurmak adına dürüst bir çaba olmadı, tek amaç İsrail’i küçüksemekti” dedi. Kadıköy’de 29 Ekim coşkusu n İstanbul Haber Servisi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 90. yılı dolayısıyla Kadıköy’deki 29 Ekim kutlamaları, meşale yakma töreniyle başladı. İskele Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen törene Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferşat Ayar, CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, ilköğretim okulu öğrencileri ve yurttaşlar katıldı. ‘Sapanlı teyze’ için itiraz CHP’nin ‘tutuklu vekiller’ raporu çarpıcı gerçekleri ortaya koydu ‘Utanç belgesi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Cezaevi İzleme Komisyonu üyesi milletvekilleri, “Türkiye Büyük Milletvekili Cezaevi (TBMC), İradesi Hapsolmuş Bir Ülkenin Çığlığı” başlığıyla hazırladıkları “tutuklu milletvekilleri” raporunu, parti genel merkezinde, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın eşi Gülşah Balbay’ın da katıldığı basın toplantısı ile açıkladılar. Komisyon üyeleri, tutuklu vekil gerçeğinin “AKP’nin eseri” olduğunu ve halen Meclis’in “7 damarının tıkalı” olduğunu belirtirken, bu raporun Türk demokrasi tarihine “utanç belgesi” olarak geçeceğini söylediler. Balbay, iktidara ve muhalefete, “demokrasi sorununun çözümüne milletvekillerini özgür bırakarak” başlamaları çağrısında bulundu. Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir’den oluşan CHP Cezaevi İnceleme Komisyonu, tutuklu milletvekilleri raporunu, grup başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin de katıldığı basın toplantısıyla açıkladı. Önsözünü Balbay’ın yazdığı raporla ilgili bilgi veren komisyon sözcüsü Veli Ağbaba şu ifadeleri kaydetti: “Büyük bir utanç ile söylememiz gerekir ki, tüm ziyaretlerimiz sonrasında dünyanın en çok tutuklu öğrencisini, sendikacısını, avukatını, gazetecisini, bilim insanını cezaevlerinde ziyaret eden milletvekilleri olarak tarihe geçtik. Dünyada en çok tutuklu milletvekilini ziyaret eden milletvekilleri olarak da ne yazık ki bir rekor daha kırdık. Bugün sizlerle paylaşacağımız rapor, dünya parlamentolarında eşi benzeri görülmemiş ve daha önce hiçbir parlamento için hazırlanmamış bir rapor.” Ağbaba, AKP’nin “parmak demokrasisine” mahkum edilen Meclis’in “tutuklu milletvekilleri” sorunu ile dünya siyasi tarihine geçtiğine dikkat çekerek dünyanın hiçbir parlamentosunda böyle bir sorun olmadığına işaret etti. ‘Gazetecilerin, 60 maddelik anayasa paketine “61. madde olarak” tutuklu milletvekili sorununu çözecek düzenlemenin eklenip eklenmeyeceği sorusu üzerine Hamzaçebi, bayram öncesinde AKP grup başkanvekillerinin anayasa paketi konusunda kendileriyle görüşme talebinde bulunduğunu ifade etti. n İstanbul Haber Servisi Gezi Direnişi’nin sembollerinden biri olan “sapanlı teyze” Emine Cansever’in Maltepe Gülsuyu’nda meydana gelen olayların ardından tutuklanmasına itiraz edildi. Avukat Evrim Deniz Karatana, üst mahkemeye verdiği dilekçede, “Cansever’in kronik rahatsızlıkları olduğu gibi şizofreni hastası olan kardeşi müvekkilin vesayeti altında olup bakım ve gözetim yükümlülüğündedir. Kardeşine bakacak başka kimse bulunmamaktadır” görüşlerine yer verdi. Ancak mahkeme, Cansever’in tahliyesi için vesayeti altındaki kardeşinin sokakta kaldığının belgelenmesini istedi. İşten atılan gazetecileri sordu n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi. Önergede, “Gezi olaylarının başladığı 27 Mayıs’tan bugüne kadar işten atılan ya da istifa eden gazetecilerin isimleri ve çalıştıkları medya kuruluşlarının adları nelerdir” diye soruldu. Küçük Ali İsmail doğdu n HATAY (Cumhuriyet) Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de 2 Haziran’da polislerin de arasında bulunduğu bir grup tarafından dövülen ve 10 Temmuz’da yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz’ın dün bir oğlu oldu. Korkmaz, “Kardeşimin acısı hâlâ yüreğimizde. Böyle bir mutlu günde oğlumun adını sonsuza kadar onurla taşıyacağı Ali İsmail olacak. Ancak hem oğlumuza hem de anneme ağır geleceğinden kimlikte isminin Ali Yusuf olmasını düşünüyoruz” dedi. ‘Balbay’ın silahı bu kalemdir’ Toplantıda CHP’li Özgür Özel, “Balbay’ın silahı bu kalemdir” ifadesini kullandı. Akif Hamzaçebi’nin, “tutuklu milletvekili eşi olarak hissettiklerini anlatması” için söz verdiği Gülşah Balbay, “Tutuklu vekiller raporu Türk demokrasi tarihinin yazılı bir utanç belgesidir. Hükmen tutuklu vekil eşi olarak çok büyük bir üzüntüyle dinledim” dedi. Parlamenter demokrasilerde halkın temsilinin önkoşul olduğuna dikkat çeken Balbay, AKP’nin demokratikleşme paketinin “samimi olmadığına” dikkat çekti. Balbay, şunları söyledi: “Bir an önce bu ayıbın sonlandırılmasını, tüm tutuklu vekillerin özgürlüğüne kavuşmalarını diliyorum. CHP tutuklu vekil konusunda üzerine düşen görevi yapmıştır, sıra diğer siyasi partilerin genel başkanlarında, milletvekillerinde ve iktidardadır. Gelin ilk sıraya tutuklu vekilleri koyun. Vekilleri özgür bırakarak Türkiye’deki demokrasi sorununun çözümüne başlayabiliriz.” n İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, “İstanbul’un nüfusu arttı. Esenler Otogarı yeterli değil. Harem Otogarı’nın kaldırılması ve şehir içi trafiğine olan etkisinin azaltılması da gündemde” dedi. Topbaş, 29 Ekim’de açılması planlanan Marmaray’ın önemli bir yatırım olduğunu kaydetti. Harem otogarı kaldırılıyor Madende iki sorumlu tutuklandı n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Soma Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, önceki gün kömür madeninde meydana gelen, 1 işçinin öldüğü, çok sayıda işçinin yaralandığı yangınla ilgili iki kişinin tutuklandığını bildirdi. Atçı, olaya ilişkin soruşturmanın sürdüğünü bildirdi. MHP’li başkan istifa etti n MUĞLA (Cumhuriyet) Kurban Bayramı kutlamaları kapsamında astırdığı bilboardlarda, Kürtçe ifadelere yer verdiği için partisi tarafından kesin ihraç istemiyle disipline gönderilen Fethiye Belediye Başkanı Behcet Saatcı, 12 meclis üyesi ile beraber MHP’den istifa etti. Saatcı “Ferman Devlet Bey’inse Fethiye bizimdir” dedi. Mersin Silifke’ye bağlı Atakent Beldesi’nin Belediye Başkanı MHP’li Hasan Uslu da aday gösterilmeyince istifa etti. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Serbest bıraktığınızı söylediğiniz X,Q, W harflerinin; Asyalı kardeşlerimizle yazışmada zorlukların karşımıza çıkmaması için 1981’den itibaren kullanımdayken, şu anda AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde 2004’te kendisi tarafından yasaklandığı doğru mudur” diye sordu. ‘Tutuklu milletvekilleri’ raporunda, ürkütücü iddialar da yer aldı: Öztürk’ten ‘klavye’ sorusu Yemeklerden çivi çıktı AYŞE SAYIN BAroDAn ‘ÖnlEYİCİ HAPİS’ TEPKİSİ: Kılıç ne dediğinin farkında değil İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın, spor karşılaşmaları öncesi şiddet ve taşkınlık yapması olası kişilere “önleyici hapis” uygulanabileceğini söylemesi tepki çekti. Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, “Demokratik hukuk devletinde bakan düzeyine ulaşmış bir hukukçu bu açıklamayı yapamaz. Sayın Kılıç, siz de bir hukukçusunuz. Ne dediğinizin farkında mısınız” diye sordu. Kılıç, verdiği bir demeçte “önleyici hapis” uygulamasının bazı ülkelerde devam ettiğini belirterek “Nihayetinde hukuk devleti holiganlara teslim olmaz. Holiganlar hukuka teslim olacak” demişti. Kılıç’ın bu uygulamanın devam ettiği ülkeleri açıklamasını isteyen Muğla Barosu Başkanı Gürkan, “Sayın Bakan, bugün polisin fiilen yaptığı, ‘Başbakan’ın ziyaret edeceği kentlerde, ziyaret öncesi bazı muhalif gençlerin gözaltına alınması’ biçiminde yürütülen antidemokratik uygulamayı bile yetersiz buluyor” dedi. ANKARA CHP’nin “tutuklu milletvekilleri” raporunda, vekillerin yargılama ve cezaevi koşullarıyla ilgili “hak ihlalleri” konusundaki eleştirileri özetle şöyle: BDP’li Selma Irmak: 1 yıl boyunca 8 kişilik koğuşta 27 kişi, 22 kişilik koğuşta 45 kişi kaldık. Yemekten çıkan çivi, tırtıl, sinek, kıl, saç vb. katkı maddelerinin cezaevinin ikramı olduğunu düşündük hep... Yerlerde, aralarda, mutfak masanın üstünde dahi yatmak zorunda kaldık. Bunu kendim bizzat Adalet Bakanlığı’na defalarca yazmama rağmen çözüm getirilmedi. BDP’li Gülser Yıldırım: 54 bin oy aldım. İçerde olmama değil, aldığım oyların karşılıksız kalmasına üzülüyorum. Kötülükler o kadar çok ki, herkes kendi cephesinden bakar, önemli olan karşındakinin cephesinden bakmaktır. 13.02.2010’dan beri cezaevinde tutuklu bulunuyorum. Gizli tanık bir yıl sonra ifade verdi. BDP’nin çalışmalarını KCK çalışmaları olarak gösteriyorlar. BDP merkez ilçe başkan yardımcı sıydım. BDP il binasına gitmem suç olarak gösteriliyor. Bağımsız Vekil Kemal Aktaş: Bugün, 12 Eylül’den daha ağır koşullar var. Bir ülkenin başbakanının daha yakın bir zamanda Diyarbakır’ın göbeğinde, halkın karşısına geçip Diyarbakır Cezaevi’ni işaret ederek “Ah… şu duvarların dili olsa da konuşsa!” demesini nasıl izah etmek gerekir? Demek ki onun konuşması bir gerçekliği ifade etmiyor. MHP’li Engin Alan: Hâkimler farklı kararlara imza atıyorlar. Bunların vicdanları da farklı. Burada bir sürü saçmalık var. Şemdin Sakık’ın cep telefonu var. Sayın (!) Öcalan’ın kütüphanesi var ama burada 10 kitap sınırı var. Milletvekillerin kullandığı ‘Unutmayınız’ kartını burada kullanmama izin vermiyorlar ve birçok keyfi uygulama mevcut. BDP’li İbrahim Ayhan: Soda ve çiğ yumurta yasak, koğuş veya oda değiştirilmesine izin verilmiyor. Sağlık hizmetleri yetersiz. Bir doktor var, 1000’den fazla insana bakıyor. Doktorun tutumu iyi ancak bir doktor yeterli değil. CHP’li Mehmet Habe vErİlEn CEzA MATruşKAYA BEnzİYor CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay: 5.5 yıldan beri yargılama hiç yapılmamış gibi 5.5 yıl önce savcı ne dediyse 5.5 yıl sonra da aynısını diyorlar. Başbakan hâlâ Ergenekon’a bağlamaya çalışıyor. Başbakan’ın talimatı ile Ergenekon’a dönüştü. Bu mantıkla İmralı görüşmelerini yazan Namık Durukan yarın Türkiye’yi kaosa sürüklemekten mahkum edilebilir. Bana verilen ceza “matruşka” gibi. Her bir suçun içinden de 4 tane suçlu Mustafa Balbay çıkardılar. Yeni tip cezaevleri tamamen beton ve demirdendir. Bir tek ağaç, toprak veya doğaya ait hiçbir şey yok. Cezaevindeki kötü yaşam koşulları nedeniyle “sağlığımı koruma mücadelesi” cezaevi yaşamımın en önemli dilimini oluşturuyor. Hâlâ tek kişilik hücrede tutuluyorum. ral: Tutuklanmamın üzerinden 356 gün geçtikten sonra mahkemeniz tarafından sorgulanmam yapıldı. Sorgulamamın üzerinden 3 yıl daha geçtikten sonra savcı mütalaasını okudu. 17 Nisan 2009’da tutuklandım. Fakat neden tutuklandığımı o gün de bilmiyordum, şimdi de bilmiyorum. BDP’li Faysal Sarıyıldız: Tutuklu milletvekili skandalı, siyasal iradenin gasbıdır. 16 kişilik koğuşlarda 40’a yakın insan tutulunca kimi koğuşlarda merdiven altında, lavaboda, mutfak masası üzerinde yatmak zorunda kalınırken kimi koğuşlarda da vardiya halinde yatmak zorunda kalınıyordu. Üç yıl boyunca gittiğimiz mahkemeler ayrıca işkenceye dönüşmektedir. Hatip Dicle: DTK Eşbaşkanlığım sırasında organize ettiğim “Kürt sorunu nasıl çözülür, işsizlik nasıl çözülür?” çalıştayı suç unsuru olarak gösterilmektedir. KCK ana sözleşmesinde yazan şeyler yaptıklarımızla çakışmışsa durumu örgütsel olarak yorumluyorlar. Abdullah Öcalan, “Hatip’e selam söyleyin!” demiş bu da iddiada yer alıyor. KTÜ’ye ihale operasyonu n TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon polisi, 20122013 yıllarında Trabzon’da bilgisayar ve teknik servis hizmeti konusunda faaliyet yürüten bazı firmaların, KTÜ Rektörlüğü tarafından yapılan ihaleler ile ilgili bilgileri daha önceden KTÜ çalışanlarından öğrenerek hukuka aykırı şekilde ihalelere katıldıklarını belirledi. Buna göre 678 bin 780 TL değerindeki 8 adet ihaleye fesat karıştırıldı. Polis, aralarında KTÜ personelinin de olduğu 30 kişiyi, gözaltına aldı. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan’da kaçırıldıktan sonra71 gün sonra serbest bırakılan Türk pilotlar Murat Ağca ve Murat Akpınar, aileleriyle birlikte Ankara’ya geldi. Pilotlar ve aileleri dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile sabah kahvaltısında buluştu. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) için araştırma görevlisi kadrolarına başvuru ve tercih işlemleri başladı. YÖK, program için alınacak araştırma görevlisi kadrolarını ilan etti. Türkiye’de çeşitli üniversitelerden programa alınacak bin 222 kadro ilan edildi. Başvuru ve tercihler YÖK’ün internet sitesi üzerinden yapılacak. Başvurular dün başladı. Yapılan açıklamaya göre başvuru süresi, 30 Ekim’de sona erecek. Davutoğlu pilotlarla buluştu ÖYP’ye başvurular başladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle