19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’li Tanal, güvenlik kamerası kayıtlarının arşivlenemediğini ortaya çıkardı 5 Aynı zamanda Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDP) yürütme kurulu üyesi olan Tuncer, Cumhuriyet’te yayımlanan haberinde şöyle demişti: “Türkiye sol sosyalist hareketi, demokrasi güçleri, Aleviler, ekoloji güçleri, kadın hareketleri, liberaller, demokratlar... Bu sistemden mağdur olan her kesimle yol yürüyoruz... Türkiye’de uzun vadeli bir siyaseti örmek istiyoruz.” Apo ise HDP’yi bu yüzden bir başkaldırı partisi olarak görüyor... Öcalan’ın istediği ise AKP çizgisidir: “İslam Birliği Çatısı” altında, kısaltılmış adıyla İBÇ’de birleşmek... Öcalan, Sünni ve Alevi Kürtlere aynı çağrıyı yapıyor... Demek ki Apo bugüne değin tarihi ve sosyalizmi bilmiyor. Bu konuları kapsayan kitapları okumamış... Apo’nun yaşadığı, çelişki mi, yıllardır İmralı’da yatması mı, kendisini kurtarmak için popülizm yapmak mı, kararı siz verin... Bence hepsi iç içe! Bir yanda Şeyh Said, diğer yandan Mahir Çayan... Alevi ve Sünni Kürtler! İslam Birliği... AKP’nin de istediği bu zaten! HHH Apo, din eksenli, AKP çizgisinde bir parti istiyor işin açıkçası... Zaten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, MİT’in Apo’yla, öteki aktörlerle, birbirinden farklı kesimlerle görüştüğünü, onların BDP’den daha birikimli, bilgili, süreci hızlandıracak makul kişiler olduğunu açıkladı. BDP, AKP iktidarının hedefi halinde bugün! Duyumlar farklı da olsa önce Selahattin Demirtaş’ın kellesi isteniyor... Türkİslam ve Kürtİslam sentezi... İslam Birliği çatısı... Kürt Aleviler tepkilerini gösterdi. Barış süreci gördüğüm kadarıyla “oyalamaca yöntemi”yle sürüyor... Bir de Hizbullah’ın kurduğu Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) var, sakın unutmayın... Özellikle BDP tabanını ve AKP’yi etkileyebilir... Elbet Öcalan ve hükümet bunun farkında... Bir yanda Şeyh Said, öte yanda Mahir Çayan... HÜDA PAR... Acaba Apo, Şeyh Said’in mi izinde, yoksa Mahir Çayan’ın mı? TBMM’de ‘kayıtsız’lık MAHMUT LICALI mişe, hatta 2 gün öncesine dair kayıt tutmadığı ortaya çıktı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, TBMM’deki güvenlik kameralarının 2 gün öncesinin görüntülerini talep etti ancak söz konusu kayıtlar saklama süresinin dışında olduğu için kendisine gönderilemedi. Tanal’ın TBMM Başkanlığı’na yaptığı başvuru her gün binlerce kişinin geldiği TBMM yerleşkesinde yaşanan güvenlik zafiyetini ortaya çıkardı. Tanal, Gezi Direniş’i sırasında İstanbul’da bir polis tarafından kendisine silah çekilmesi olayıyla ilgili olarak MOBESE kayıtlarını istemiş, ancak kameraların kayıtta olmadığı gerekçesiyle görüntülere ulaşılama TBMM’de güvenlik kameralarının teknik ömrünü tamamladığı gerekçesiyle geçmişe dair kayıt tutmadığı belirlendi. CHP’li Tanal’ın durumu ortaya çıkarmak için yaptığı ANKARA TBMM’de yer alan başvuraya TBMM Başkanlığı’ndan verilen yanıtta, teknik yetersizlik nedeniyle TBMM’de yüzlerce güvenlik kamerasının, tek2 gün öncesine dair güvenlik kamerasının kaydının bile saklanamadığı ortaya çıktı. nik ömrünü tamamladığı için geçmıştı. “Birçok önemli olayda kamera kayıtlarının olmamasına dikkat çekmek amacıyla” Tanal, Bilgi Edinme Yasası kapsamında TBMM Başkanlığı’na 8 Temmuz 2013 ve 11 Temmuz 2013’te iki dilekçeyle başvuruda bulundu. Tanal, TBMM yerleşkesindeki güvenlik kameralarının başvuru yaptığı tarihten yalnızca 2 gün önce olan 6 Temmuz 2013 günü saat 20.49 ile saat 24.00 arasındaki görüntü kayıtlarını talep etti. TBMM Başkanlığı’ndan Tanal’a 31 Temmuz 2013’de verilen yanıtta söz konusu zaman aralığının arşiv kaydının bulunmadığı bildirildi. Tanal bunun üzerine TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde gerektiğinde görüntülere ulaşılamayacaksa TBMM yerleşkesinde güvenlik kameralarının bulunma nedeninin ne olduğunu sordu. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut ’un Tanal’a verdiği yanıt TBMM’de yaşanan güvenlik zaafiyetini ortaya çıkardı. Yakut, TBMM tarafından kullanılan güvenlik kamera sisteminin ekonomik ve teknik ömrünü tamamladığı ve yenilenmesiyle ilgili alım çalışmalarının devam ettiğini ifade etti. Yakut, TBMM’deki mevcut sistemde kayıtların sınırlı gün saklanabildiği belirtti. Yakut, Tanal’ın talep ettiği zaman aralığındaki görüntülerin arşiv kay dının bulunmamasının; istenen kaydın “kayıt depolama ünitesinin saklama süresi dışında kaldığı” anlamına geldiğini bildirdi. Kamera sistemindeki eski kayıtların sistem tarafından otomatik olarak silindiğini kaydeden Yakut, “Talep edilen görüntüler kamera kayıtlarının saklama süresinden daha önceki zamana ait olduğu için sistem tarafından otomatik olarak silinmiştir” dedi. Yakut, yeni kurulacak sistemde kamera kayıtlarının saklama süresinin 30 güne çıkarılmasının amaçlandığını ifade etti. Yakut’un verdiği yanıta göre TBMM’de 2 gün öncesine dair güvenlik kamerasının kaydının tutulmadığı ortaya çıktı. Söz konusu güvenlik zafiyeti; TBMM’ye yönelik olası bir saldırı ya da eylemin ardından 2 gün öncesine ait gerekli görüntelere ulaşılmamasına neden olabilir. Apo, Şeyh Said’in mi Mahir Çayan’ın mı İzinde? Bayram sürecinde çok konuşulan önemli konu nedense medyada pek tartışılmadı... Gerçekten Kürt siyasetinde neler olup bitiyor? Bayramda İmralı’ya giden BDP heyetinde BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bulunmaması Öcalan’ın mı tercihiydi yoksa hükümetin mi? Kürt hareketinin içinde olanlara göre Apo, Demirtaş’ın heyette bulunmamasını istedi. Apo’nun bayram mesajında zaten bunu gördük... Öcalan açık açık Diyarbakır’da “Demokratik İslam Kongresi” çağrısında bulunurken Şeyh Said’e de övgüler yağdırdı. Bu arada şunu da ekledi: “Ben 40 yıldır Mahir Çayan çizgisindeyim!” HHH Şeyh Said’i sürekli eleştiren Apo’ya ne oldu?.. El Kaide ve El Nusra’nın İslama ihanet ettiğini söylerken Hizbullah’ı, Taliban’ı aradan çıkartıp “ılımlı İslam”a göz kırpmak niye? Dahası var Apo’nun bayram mesajında... Yok Mahir’in emanetini almış, bunca birikimi varmış; HDP’nin çalışma biçimini beğenmiyormuş, isyan partisi olmaması gerekiyormuş... Bunların tümü uyduruk gerekçeler! Apo’nun Kürt halkı adına mücadele ettiğinin yalan olduğu bir kez daha ortaya çıktı bayram mesajında. Hem Alevi hem de laik Kürtlerin tepkisini çekti... Apo, İmralı’dan çıkmak için popülist bir siyasal yol izliyor, AKP iktidarına yanaşıyor. Başbakan, bakanlar, hükümet sözcüleri de Selahattin Demirtaş’ı yaylım ateşine tutuyor. HHH İktidar BDP’yi ciddiye almıyor... Çünkü BDPHDP başta CHP olmak üzere öteki sol partilerle yerel seçimlerde AKP’ye karşı İstanbul’da ortak bir aday üzerinde buluşursa işler bozulacak. Daha açıkçası büyükşehir belediye başkanlığını AKP adayı büyük olasılıkla yitirecek. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, arkadaşımız Hatice Tuncer’le görüşmüştü. Polise molotoflu saldırı: 2 yaralı AKP PAKETİNİN KAZANCI! n ŞIRNAK(Cumhuriyet) Şırnak merkezde bulunan kültür merkezi önünde devriye görevi yapan polis otomobiline akşam saatlerinde maskeli kişiler tarafından molotofkokteyli atıldı. Otomobil alev alırken hafif yaralanan 2 polis araçtan güçlükle çıktı. Gündüz ise kaymakamlık binası ve PTT şubesine taş ve molotof atan gruplara polis biber gazıyla müdahale etti. 36 dilde oy istenebilecek ANKARA (AA) Demokratikleşme paketinde yer alan, partilerin ve adayların Türkçe dışındaki dillerde de siyasi propaganda yapabilecek olmasına ilişkin düzenleme, Türkiye’de kaç dil konuşulduğu tartışmalarını da yeniden gündeme getirdi. Eskiden seçim dönemlerinde il il, köy köy gezerek vaatlerini sadece Türkçe anlatabilen siyasetçiler, bundan böyle seçmenden Bilecik, Eskişehir, Samsun, Amasya, Tokat ve Düzce’de Abazaca; Mardin, Siirt’te Arapça; İstanbul, Hatay, Diyarbakır ve Kars’ta ise Ermenice destek isteyebilecek. Dilerse, milletvekili veya belediye başkanlığı yolunda Karadeniz’de, seçimleri kazandığında gerçekleştireceği icraatlarını Lazca, Gürcüce ve Hemşince de anlatabilecek adaylar, bölge halklarıyla kendi dillerinden anlatabilecek. Dil Bilim Derneği Başkanı Prof. Nadir Engin Uzun, Türkiye’de 36 farklı dilin konuşulduğunu ancak rakamların güncellenmesi gerektiğini söyledi. Bu dilleri kimlerin nerelerde konuştuğuna dair güncel ve sağlıklı bilgilerin bulunmadığını anlatan Uzun, en son 1965 nüfus sayımında insanlara hangi dili veya dilleri konuştuklarının sorulduğunu belirtti. Kaymakamlık sitesinde Kürtçe mesaj n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Lice İlçesi Kaymakamı Tunahan Efendioğlu, kaymakamlığın resmi internet sitesinden bayram mesajını Türkçenin yanı sıra Kürtçe de yayınladı. Efendioğlu’nun Kürtçe yayınladığı mesajında Demokratikleşme Paketi ile kullanımına izin verileceği söylenen “W, Q, X” harfleri de kullanıldı. 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in kızları Ebru Akbatur ve Zeynep Kısacıkoğlu’nun Eximbanktaki işlerinden çıkartılmalarının gerekçesi TBMM’ye açıklanmadı. Taziye çadırında flama gerginliği Önerge ticari sır oldu ANKARA (ANKA) 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in kızları Ebru Akbatur ve Zeynep Kısacıkoğlu’nun uzun yıllardır çalıştıkları Eximbank’tan işten çıkartılmalarını gündeme taşıyan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın önergesine “ticari sır” gerekçesiyle içeriksiz bir yanıt gönderildi. Oran, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yanıtlaması istemiyle 18 Aralık 2012 tarihinde verdiği soru önergesine 30 Eylül 2013’te yanıt geldi. Oran, “Bakanlık ticari sır gerekçesine sığınıyor ama banka genel müdürünün önergeyi verdiğim günün akşamında basına konuşarak aktardığı kimi bilgiler dahi önergeye yanıt olarak gönderilmedi. Basına verdiği bilgiyi dahi TBMM’den gizleyen bir kamu idaresi söz konusu. Bu durum da herhalde TBMM’nin saygınlığının geldiği noktayı göstermektedir ve umarım TBMM Başkanı’nın ilgisini çekecektir” diyerek tepki gösterdi. n ŞIRNAK (Cumhuriyet) İdil ilçesinde, 1997 yılında Bitlis’te çıkan çatışmada öldürüldüğü belirtilen PKK’li Yılmaz Geçer için kurulan taziye çadırına Abdullah Öcalan ile PKK flamalarının asılması üzerine gerginlik yaşandı. Polisin posterin kaldırılması uyarısına taziye sahipleri olumsuz yanıt verince arbede çıktı. Arada kalan bir polis memuru havaya ateş açtı. n KİLİS (Cumhuriyet) Suriye’nin Azez ilçesinde, dün öğle saatlerinde El Kaide bağlantılı gruplar ile PYD güçleri arasında süren çatışmalar yoğunlaştı. Çatışma sesleri Kilis’te tedirginliğe yol açarken güvenlik güçleri sınır hattındaki önlemlerini artırdı. Top, patlama ve silah seslerinin duyulduğu Azez’deki çatışmalar nedeniyle yurttaşların sınırdan uzak durmaları yönünde uyarıldı. Kilis diken üstünde ‘Çetin Doğan öldü’ iddiası ortalığı karıştırdı Haber Merkezi İnternette yayın yapan bir sitenin, Balyoz davasında aldığı hapis cezası Yargıtay’ca onanan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Sincan Cezaevi’nde kalp krizinden öldüğünü iddia etmesi Ankara gündemine bomba gibi düştü. İddianın gerçekdışı olduğu ortaya çıkarken Doğan’ın ailesi tepki gösterdi. Bir internet sitesinin, iddiaya dayalı olarak yaptığı haberde, Doğan’ın Sincan Cezaevi’nde kullandığı ilaçlara bağlı olarak kalp krizi geçirdiği ve yaşamını yitirdiği belirtildi. Haberde cezaevleri müdürü, cezaevi yönetimi ve cumhuriyet savcısının da olay yerine gittiği iddia edildi. Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz aracılığıyla ailenin de ölümü araştırdığını iddia eden site, haberin asılsız olduğunun anlaşılması üzerine haberi yayından kaldırdı. Kaynak gösterilmeden ortaya atılan bu haber nedeniyle Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan’ı telefonları kilitlenirken Doğan ailesi, yalan haber yapan internet sitesine tepki gösterdi. l Aile, internet sitesine tepki gösterdi KCK’DEN HÜKÜMETİN İMRALI VETOSUNA TEPKİ: Rojava için kermes n İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul İl Kadın Meclisi, Rojava halkına destek olmak amacıyla Galatasaray, Aksaray ve Gaziosmanpaşa meydanlarında kermes düzenledi. Yöresel yemek, aksesuvar ve giysilerin satıldığı kermese halk yoğun ilgi gösterdi. İl Kadın Meclisi sözcüsü Semra Demir, Rojava’da bir kadın devrimi yaşandığını belirtti. Elmaya da el koydular KONYA (Cumhuriyet) Kurban Bayramı’nı memleketi Konya’da geçiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bozkır ilçesini ziyaret etti. Davutoğlu, belediye düğün salonunda partisi tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Salona girenler tek tek polis tarafından üst aramasından geçirildi. Yapılan aramalarda elma, çok sayıda bıçak ile 3 ruhsatlı tabancaya olarak el konuldu. Törene katılan kadınlar ise partili bir kadın tarafından üst aramasından geçirildikten sonra salona alındı. Demirtaş çıkartılınca heyet gitmemeliydi MAHMUT ORAL Öcalan, İmralı’da BDP’lilere soldaki yeni oluşumun kendisini heyecanlandırdığını söyledi ‘HDP Mahir’in emaneti’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın HDP ile ilgili heyecanlı olduğunu “Mahir Çayan’ın bana verdiği bir emanettir, bu emaneti teslim ediyorum. Devlete isyanı biz yaptık ve o isyan aşamasından halklara çözüm getirecek bir aşamaya geldik” dediğini belirtti. İmralı’da 14 Ekim’de terör örgütü PKK lideri Öcalan ile görüşen Baluken, görüşmenin ayrıntılarını Özgür Gündem gazetesine değerlendirdi. Öcalan ile ilk kez karşılaştığını ifade eden Baluken, “Yıllardır kitaplarını okuduğunuz, tezlerini benimsediğiniz, bir halkın özgürlük mücadelesinde önder olarak görmüş olduğunuz bir liderle görüş u İmralı heyetinde yer alan Baluken, Öcalan’ın HDP’den söz ederken şunları söylediğini belirtti: “Ben Mahir Çayan’ın çizgisiyle, onun sempatizanlığıyla başladım bu mücadeleye. Mahir’in bana verdiği bir emanettir ve ben 40 yıllık sürede bu emaneti en iyi şekilde yerine getirmek için uğraştım. Şu anda da bu emaneti teslim ediyorum.” mek heyecan vericiydi. Çok sıcak ve gülümsemeyle bizi karşıladı” dedi. Baluken, Öcalan’ın ilk olarak AKP hükümeti tarafından adaya gitmesine izin verilmeyen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı sorduğunu “Neden böyle bir şey oldu? Tekrar heyete müdahale mi ettiler?” dediğini belirtti. ‘Kendinizi sorgulayın’ Öcalan’ın belediyelerde kooperatif sistemi önerdiğini anlatan Baluken, Öcalan’ın kendilerine “Elinizde sayısız belediyeler var, grubu nuz var, önemsenen milletvekiliniz var ve halkın kendi emeğini katma konusunda ciddi bir ve talebi var. Siz bu halkın emeği üzerinden çok şey yapabilirdiniz. Örneğin Diyarbakır’da bir kooperatifçilik anlayışını bile ortaya çıkarmadınız. Eğer ekonomik anlamda Diyarbakır’da hâlâ işsizlik had safhadaysa, açlık varsa bundan demokratik siyasetin rahatsızlık duyması lazım. Diyarbakır’da bir genç kendi anasını öldürüyorsa belediye başkanı, milletvekili kendini sorgulamalıdır” dediğini ifade etti. Öcalan’ın HDP’den söz ederken heyecanlı olduğunu ifade eden Baluken, Öcalan’ın şunları söylediğini belirtti: “Ben Mahir Çayan’ın çizgisiyle, onun sempatizanlığıyla başladım bu mücadeleye. Mahir’in bana verdiği emanettir ve ben 40 yıllık süre içerisinde bu emaneti kavga boyutu ile en iyi şekilde yerine getirmek için uğraştım. Şu anda da bu emaneti teslim ediyorum. Devlete isyanı biz yaptık ve halklara çözüm getirecek aşamaya geldik. Dolayısıyla HDP’nin, ekolojiden kadın sorunlarına, işsizlikten yoksulluğa kadar bütün Türkiye halkının beklentisini karşılayacak radikal, katılımcı bir demokratik mücadelenin etrafında şekillenmesi gerekir.” DİYARBAKIR KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, “Önderliğin (Öcalan) süreçten çekilmesi demek, sürecin büsbütün ortadan kalkması ve büyük bir mücadele ve savaş sürecinin başlaması demektir” dedi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, yürütme konseyi üyeleri Mustafa Karasu ve Sabri Ok, hükümet ile örgüt arasında yürütülen çözüm sürecini Avrupa’da yayın yapan Sterk TV’ye değerlendirdi. Oslo görüşmelerinde de yer alan Mustafa Karasu, “Oslo’da her şey tartışıldı. Tartışılacak hiçbir şey kalmamıştır. Açık söyleyelim biz bundan sonra diyalog veya tartışma olursa kabul etmeyiz. AKP bu süreci öyle götüreceğini düşünüyorsa aldanıyor. Kendi sistemimizi kuracağız. AKP’ye karşı da direneceğiz. AKP sanmasın, biz kendisine seçim kazandırmak için bu çatışmasızlığı sürdürmeyiz. Biz aptal değiliz, Süreci çözüm olsun diye yaptık. Önderliğimiz ile oturup müzakere yapsınlar diye yaptık. AKP ciddi olmalıdır” dedi. BDP heyetinden BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çıkarılmasını eleştiren Karasu, “Demirtaş çıkarılınca heyet gitmemeliydi. Ciddi tutum alınmalıydı. PKK ve BDP’ye sürekli küfür ediyorsun, ama sana küçük bir eleştiri yapıldığı zaman her şeyi yapıyorsun. Süreci fiili olarak AKP bitirmiştir” diye konuştu. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat da, “Önderliğin süreçten çekilmesi demek, sürecin büsbütün ortadan kalkması ve büyük bir mücadele ve savaş sürecinin başlaması demektir. Türkiye bu çözüme gelmez iseTürkiye’nin yaşayacağı durum birkaç yıl sonra Suriye’nin durumu olacaktır. AKP artık son noktaya gelmiş, kararını vermek zorundadır. Birkaç gün içinde kararını verecektir. Olmazsa her alanda yoğun bir mücadele süreci gelişecektir” dedi. k: Özgürlüğümüzü istiyoruz KCK Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok da, “Biz varlık mücadelesini verdik, varlığımızı kazandık, şimdi özgürlüğümüzü istiyoruz. AKP bunu görmelidir. Zaman kazanmak ile seçim hesapları ile bir yere varılamaz. AKP’nin 10 yıllık iktidarında hiçbir iktidara göstermediğimiz şansı sunduk. Bunun 6 yılı ateşkes ile geçti. Artık kararını vermelidir” diye konuştu. O C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle