19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2013 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Suudi Arabistan, Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini, ‘çifte standart’ suçlamasıyla kabul etmedi Riyad’dan BM’ye ret Dış Haberler Servisi Tarihinde ilk kez BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliğine seçilen Suudi Arabistan, oluşumu “çifte standartlı olmakla” suçlayarak bu koltuğu kabul etmeyeceğini duyurdu. Riyad yönetimi önceki gün Konsey’in geçici üyeliğine seçildiğinin açıklanmasının ardından dün yaptığı açıklamada BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) dünya barışı ve güvenliğini sağlamada yetersiz kaldığı gerekçesiyle bu görevi reddettiğini bildirdi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı konseyin savaş ve ihtilafların çözümünde yetersiz kaldığını, özellikle Suriye ve Filistin konularında başarısız olduğunu bildirdi. Güvenlik Konseyi’ni Suriye’ye yönelik sorumluluklarını yerine getirememekle eleştiren Dışişleri Bakanlığı, bu durumun Esad yönetimine kimyasal silahlar dahil olmak üzere Suriye halkına karşı işlediği suçlara zemin hazırladığını da savundu. Konseyin Ortadoğu’nun kitle imha silahlarından arındırılmasına yönelik başarısız olduğu da Riyad’ın suçmaları arasında yer aldı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’ndan BM’ye gönderilen mektup ‘Türkiye Belirsizliğe Savruluyor’(3) “NATO, İsrail, Rusya ve Avrupa ile ayrı düşmüşseniz; Mısır, Suriye ve Arap dünyası ile problemleriniz varsa ‘stratejik özerklik’ neye yarar?” diye soruyor Prof. Silvestri... “ ‘Stratejik derinlik’ ve ‘değerli yalnızlık’tan sonra Ankara’nın şu son dönemde benimsediği ‘stratejik özerklik’ kavramı sizde ne gibi bir çağrışım uyandırıyor?” sorumu Silvestri işte böyle bir başka soruyla karşılıyor… Çizmenin etkili düşünce kuruluşu “IAIIstituto Affari Internazionali/Uluslararası İlişkiler Enstitüsü”nü geçen yaz aylarına dek yöneten ve halen bu kurumun danışmanlığını yapan İtalya’nın en ünlü askeri stratejistlerinden Stefano Silvestri ile Türkiye’nin yeni dış politika çizgisini(!) konuşuyoruz. Kulağa hoş gelen “stratejik özerklik” kavramı pratikte acaba ne anlam taşıyor? “Gerçek şu ki” diyor Silvestri; “Erdoğan (Ortadoğu’nun) kaybeden safı Müslüman Kardeşler’e oynadı ve bu nedenle bu noktaya gelindi.” “ ‘Stratejik özerklik’ özetle herkesi kaybetmiş olmak anlamına mı geliyor?” “Evet. Ne yazık ki öyle. Ankara Çin’le şimdi bağlantı kurmaya çalışıyor. Çin’in Türkiye’ye ilgi gösterdiğinden eminim ama ne için? Çin, Türkiye ile acaba neden ilgileniyor?” arihinde ilk kez BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliğine seçilen Suudi Arabistan, konseyin dünya barışı ve güvenliğini sağlamada yetersiz kaldığını, özellikle Suriye ve Filistin konularında başarısız olduğunu savunarak görevi reddetti. ta, “Krallığımız Güvenlik Konseyi’ndeki metotların, işleyiş mekanizmasının ve çifte standartların, konseyin dünya barışıyla ilgili sorumluluklarını üstlenmesine engel olduğuna inanmaktadır” denildi. Riyad, konseyin yapısını değiştirecek reformlar yapılana kadar oluşumdaki koltuğa oturmayacağını da bildirdi ancak bu reformların ne olduğunu açıklamadı. BMGK’nin 20142015 dönemi geçici üyeleri önceki gün seçilmişti. Suudi Arabistan’ın yanı sıra Çad, Şili, Litvanya ile Nijerya önceki gün konseyin daimi olmayan Azerbaycan, Guatemala, Fas, Pakistan ve Togo’dan boşalan sandalyelerine seçilen ülkeler olmuştu. 15 üyeli konseyin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa. Diğer 10 geciçi üyeninin belirlenmesi ise BM Genel Kurulu’nda seçimle gerçekleşiyor. Dönüşümlü seçilen ülke iki yıl bu koltuğun sahibi oluyor. BMGK, BM’nin yaptırım gücü olan tek siyasi organı olarak biliniyor. Son dönemde Suriye kriziyle birlikte başta Ankara, Riyad olmak üzere Şam karşıtı, muhaliflerin yakın destekçisi cepheden, BMGK’nın daimi üyeleri ve veto sistemine yönelik eleştiriler iyice artmış durumda. Suriye’ye yönelik müdahale T dahil sert yaptırım kararları daimi üyeler ABDİngiltereFransa blokuna karşılık RusyaÇin cephesinden geri dönmüştü. Babakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sık sık konseye yönelik sert eleştirilerde bulunurken işleyişinde reform çağrıları yapıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise hac farizasını yerine getirmek üzere gittiği Suudi Arabistan’dan önceki gün dönerken dün İstanbul’da yaptığı açıklamada, “BM’nin insanlık vicdanında epey itibar kaybettiğini” söyledi. Riyad’ın kararına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, “Genel kurul toplantısında hep eleştirmiştim. Birçok olay olurken maalesef bunlar karşılık bulamıyor. Anlaşılan Suudi Arabistan’ın bu kararı buna karşı dünyanın dikkatini çekmek ve bu şekilde anlamlı bir cevap vermektir. Böyle bir yolu tercih etmişler saygıyla karşılamak gerekir. Umarım ki, dünyanın dikkati bu şekilde çekilmiş olur” ifadesini kullandı. Gül: Saygıyla karşılıyorum ‘Erdoğan kaybedene oynadı’ ABD ‘Yorum yok’ dedi IGNATIUS’UN İDDİALARI Fransa’da liseli eylemleri büyüyor Dış Haberler Servisi Fransa’da başta başkent Paris olmak üzere, lise öğrencilerinin, Kosovalı Roman ve Ermeni iki öğrencinin sınır dışı edilmesini protesto etmek için başlattıkları eylemler sürüyor. Başkentte 50 lisede öğrenciler, okulların önüne barikat kurarak derslere girilmesini engellerken, binlerce lise öğrencisi dün dersleri boykot etti. Bastille ve Nation meydanında toplanan bazı öğrenci gruplarına karşı polis göz yaşartıcı gaz kullandı. Kosova’ya gönderilen 15 yaşındaki Leonarda Dibrani ve Ermenistan’a gönderilen Ermeni kökenli 19 yaşındaki Hatçik Kaçaryan’ın Fransa’ya geri dönmeleri için gerekli iznin verilmesini talep eden öğrenciler, eylemlere devam etmekte kararlı. Özellikle Dibrani’nin, bir okul gezisi sırasında polis tarafından alınarak ailesiyle birlikte sınır dışı edilmesi tepki çekti. Yetkililer Dibrani’nin göçmen belgeleri eksik olduğu için “belge eksikliği” nedeniyle sınır dışı edildiğini ileri sürerken, öğrenci örgütleri asıl meselenin göçmenlere yönelik ayrımcılık ve ırkçı yaklaşımlar olduğunu savunuyor. Dibrani’nin arkadaşlarının gözü önünde aşağılayıcı biçimde gözaltına alınmasına tepki gösteren öğrenci dernekleri, İçişleri Bakanı Manuel Valls’ın istifasını istiyor. Kosova, Romanlara karşı ayrımcılık ve saldırıların yaygın olduğu bir ülke. (Fotoğraf: AP) in ABD’nin çemberini yarmak peşinde’ “Pekin’in derdi Amerikalılar tarafından er ya da geç çevrelenmektir. NATO zayıflatılırsa ve bu arada Rusya ile iyi ilişkiler götürülürse bu ‘çevrelenme’ bertaraf edilmiş olacak. Çinliler için Türkiye ile ilişkiler işte bu kapsamda yararlı. Çin, Türkiye’yi Müslüman bir ülke ve hem Avrupalı hem Asyalı bir ülke olarak değerlendiriyor. Türkiye’nin, Çin’in ilgi alanı içinde olan Orta Asya ve Ortadoğu’da oynayacak bir rolü olduğunu düşünüyor. Ancak Türkiye, Çin için ‘stratejik bir ortak’ değil. Türkiye, Çinliler için sadece kendi oyun planları (Çemberi yarmak planı) için yarar sağlayacak bir ülke. Türkiye’ye yanaşarak NATO’yu sıkıntıda bırakmak istiyorlar. Üstüne bir de kimsenin almaya fazla hevesli olmadıkları füzelerini satarlarsa kârlı olmuş olacaklar!” “Türk hükümeti Çin füzelerinin daha ucuz olduğunu söylüyor.” “Muhtemelen öyledir ve Çinliler ayrıca teknoloji vermeye de muhtemelen meyillidir. Dolayısıyla bu Türk teknolojisinin gelişmesine de yardımcı olur ancak bunlar bir ortaklık ilişkisi tesisi için yeter mi? Çin, Suriye’de örneğin, (RTE’den) bambaşka bir telden çalıyor. Ancak bu gibi konular Erdoğan’ı pek kaygılandırmıyor.” ‘Ç Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Türkiye’nin İsrail ajanı İranlıları Tahran’a ihbar ettiği yolundaki haberle ilgili yorum yapmayacağını söyledi. Psaki günlük basın brifinginde, “Türkiye ile yakın çalışıyoruz. Türkler, yakın bir müttefik. Terörle mücadele dahil olmak üzere bir dizi konuda birlikte çalışıyoruz. Türk istihbarat şefi de dahil olmak üzere bütün düzeylerde bir dizi yetkiliyle yakın temas halindeyiz” diye konuştu. Sözcü, “Türk istihbarat şefi ya da bu konularda herhangi bir kaygınız yok, öyle mi” sorusuna karşılık da, “Onlarla yakın teması sürdürdüğümüzü az önce belirttim sanırım” dedi. Psaki, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik adımların yeterli olup olmadığına ilişkin ısrarlı sorular üzerine de, “Sürecin başlangıcından sadece birkaç ay sonra not vermek gerektiğini düşünmüyorum” diye konuştu.Amerikan Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius, Türk hükümetinin Mossad için çalışan 10 İranlı ajanın kimliğini Tahran istihbaratına verdiğini öne sürmüş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın İsrail istihbaratı tarafından şüpheli bulunduğunu yazmıştı. TE çift hatta yürüyebileceğini düşünüyor’ “Neden sizce?” “Erdoğan sanıyorum, (Batı ve Çin’le) çift düzlemde yürüyebileceğini düşünüyor. Amerikalıların İran’la yakınlaşmasından da ayrıca hayli tedirgin olmuş olmalı. WashingtonTahran yumuşaması sonunda Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolü ne olacaktır?” “Türkiye bölgede marjinalleşir öyle değil mi?” “ABDİran yakınlaşması önünde hâlâ büyük engeller var. Bu çok kolay değil. Ancak Ankara gene de bir miktar kaygı duyuyor olmalı… Erdoğan yeni tabloda kendisini sıkışmış hissetmeli…” “Nedir sizce Erdoğan’ın sıkışıklığı?” “Arap dünyasındaki dostlarının hepsi Sünni ve son kertede yenik düşen Müslüman Kardeşler. Erdoğan’ın güney ve doğu komşularıüstelik de Amerikalıların yardımıyla! bir tür Şii Hilali oluşturuyor. Kuzey’deki komşu Putin de keza gene bu çizgiye destek veriyor. Türkiye’nin bu durumda rolü ne oluyor?” “Değerli yalnızlık!” “Erdoğan’ın hiç kuşkusuz dostları da olmalı ancak neredeler? Pakistan’da ya da misal Orta Asya’ da! Rusya ya da Çin’le hep istişare içinde olmasını gerektiren yerler bunlar. Bu bakımdan Ankara’nın Çin’e açılmak arzusu anlaşılabilir ancak bunu ABD, Avrupa ve NATO’yu yabancılaştırmak pahasına yapmanın mantığı nedir? Ben buna değerli yalnızlığın çok ötesinde, savrulmak derim. Türkiye bir yerlere doğru savruluyor. Ama nereye? Belli değil.” (Devam edecek) ‘R Cenevre2 öncesi sürpriz buluşma DUYGU GÜVENÇ Batı’yı yabancılaştırmanın anlamı ‘Erdoğan Suriye’de tereddüde düştü’ NEW YORK TIMES YAZDI Dış Haberler Servisi ABD’de yayımlanan New York Times gazetesi, Türkiye’nin Suriye’deki krizle ilgili politikasının değişmeye başladığını yazdı. Tim Arango imzalı haberde, Suriyeli muhaliflerin en iyi müttefikinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu savunularak, “Erdoğan, Suriye sınırını açık tuttu, savaşçılara ülkesinin güneyinde güvenli bir sığınak sağladı. Hatta Esad güçlerine ateş bile açtı. Ancak şimdi Türkiye kendisini ilk zamanlar muhalifleri destekleyen ABD gibi ülkelerle aynı noktada buldu ve radikal İslamcıların Suriye muhalefetini kontrol altına aldığı endişesi içinde” denildi. “Suriyeli muhaliflerin baş müttefiki Erdoğan tereddüde düştü” başlıklı haberde, Türkiye’nin Suriye’de çatışmaların başlamasından bu yana ilk defa Suriye’de muhalif mevzilere ateş açtığı vurgulanarak, “Türk ordusunun, topraklarına düşen ve hasar yaratmayan bir top mermiNew York Times’a sine cevap olarak konuşan Türkiye ve uluslararası ilişkiler bu hafta gerçekleştirdiği operasyonuzmanı Henri J. Barkey de Türkiye’nin lar, Türkiye’nin cihatçı grupları muhalifleri vurmasını beslediği eleştiri“Farklı bir tavır sini karşılama takınmak istediklerini amacı taşıyorgöstermek amacıyla verilmiş bir işaret. Bu muş gibi görüsembolik bir hareket” nüyor” değerlenşeklinde konuştu. dirmesi yer aldı. ANKARA Suriye’nin geleceğinin masaya yatırılacağı 2. Cenevre konferansı için 2324 Kasım tarihleri öne çıkarken aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Suriye’nin Dostları Çekirdek Grubu üyeleri ortak pozisyon belirlemek üzere buluşuyor. Türkiye, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Mısır, Katar, Suudi Arabistan, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanları 22 Ekim Salı günü Londra’da bir araya gelecek. Son olarak Amman’da mayıs ayında yaptıkları toplantıda “Esad’sız geçiş” isteyen grubun, ABDRusya arasındaki uzlaşı sonrasında yapacağı toplantı kritik önemde. Çekirdek gru bu üyeleri, Esad’ın koltuğunu bırakmasını şart olarak koşmuş ve “geçiş dönemi için geçici bir yönetim oluşturulması ve bütün icra yetkilerinin bu yönetime devredilmesi” kararını almıştı. Toplantıda Türkiye’yi temsil edecek olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da “Esad, tüm icra yetkilerini geçiş yönetimine devretmeli” mesajını tekrarlayacağı belirtildi. Türkiye, 2. Cenevre toplantısında Esad yönetimi Ulusal Uzlaşı Konseyi’nin, muhalefeti de Suriye Ulusal Koalisyonu’nun temsil etmesini istiyordu. Ancak Suriye muhalefetinden 13 örgüt, geçen ay yaptıkları açıklama ile konseyden ayrıldıklarını ilan etmişti. Önceki gün de güney de savaşan yaklaşık 70 grup, konseyi artık tanımadıklarını bildirdi. Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de bu temasların ışığında 31 Ekim’de Ankara’ya geliyor. Davutoğlu ile Zarif’in görüşmelerinde hem İran’ın 2. Cenevre toplantısına katılımını hem de Suriye’deki durumu ele alması planlanıyor. Zarif’in ilk ziyaretinde BM’de görev yaptığı dönemden tanıdığı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kabul edilmesi bekleniyor. Gül, Dışişleri Bakanlığı sırasında tanıdığı Zarif’e, “Sen bakan olmalısın” demiş ve ZarifGül arasında esprili bir diyaloğu da başlatmıştı. Kritik ziyaret Türk pilotlar için ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan Genel Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim, kaçırılan Türk pilotları için İstanbul’un ardından Şam’a uçtu. İbrahim’in İstanbul’dan ayrılmasından bir süre sonra Lübnan İçişleri Bakanı Mervan Şerbil, dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, “Suriye’nin Azez bölgesinde kaçırılan 9 Lübnan vatandaşı, ülkelerine teslim edilmek üzere önümüzdeki saatlerde Türkiye’de olacak. Lübnan’da kaçırılan Türk pilotların serbest bırakılması ise yakın” dedi. ŞamBeyrutİstanbul arasında istihbarat trafiği Türk pilotlar ve Lübnanlı hacılar için yaşandı. Önceki gün İstanbul’a gelen İbrahim, MİT yetkililerine Türk pilotlarının sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti. İbrahim, Suriye’de kaçırılan 9 Lübnanlı hacının serbest bırakılması halinde Türk pilotlarının da bırakılacağı mesajını iletti. Suriye’deki görüşmelerinde de hacıların yanı sıra Türk pilotlarının ve daha önce kaçırılan 200’e yakın muhalifin serbest bırakılmasını talep eden İbrahim’in, aynı gündemle yeniden Şam’a gittiği öğrenildi. Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan, kaçırılan Türk pilotlardan Murat Akpınar’ın İzmir’de olan eşi Dilek Akpınar’ı aradı. Akpınar’ın bayramını kutlayan Erdoğan, “Hayırlı sona yakınız” dedi. Erdoğan, aileye metanetlerinden dolayı teşekkür etti. umut trafiği Oktay Ekinci’yi uğurlarken Dağ gibi, güzel insan Oktay Ekinci’yi uğurlarken son dört yıl içinde yitirdiğimiz, hepsi birbirinden değerli arkadaşlarımızı bir bir düşündüm. Sevgili Türkel Minibaş, Mehmet Sucu, Deniz Som, Abdülkadir Yücelman… Turhan Seçuk, İlhan Selçuk… Ne çok dost, ne çok kayıp, ne kadar çok acı ve ne kadar üst üste! Sevgili ve çok değerli Oktayımıza güle güle derken Cumhuriyet ailesinin yitirdiğimiz tüm fertlerini, hasretle, sevgiyle bir kez daha anıyorum. Ekinci’nin ailesi ve eşine sonsuz sabır, başsağlığı diliyorum. Polisler devlet başkanını kovdu Tunus’ta önceki gün öldürülen 2 polis memurunun cenaze törenine katılmak isteyen Devlet Başkanı Munsif el Merzuki ve Başbakan Ali el Urayyid protestocu polisler tarafından uzaklaştırıldı. Başkent Tunus’un L’Aouina bölgesindeki askeri kışlada düzenlenen cenaze töreni sırasında, bazıları üniformalı olan polisler, Elzuki ve El Urayyid’e “Defolun” diye bağırdılar. Bazı kaynaklar, liderlerin cenaze törenine geç katıldıkları için protesto edildiklerini duyurdu. Kablat kentinde, güvenlik güçleri ile radikal İslamcı silahlı gruplar arasında çıkan çatışmalarda 2 polis hayatını kaybetmiş, 1 polis yaralanmıştı. Bombalı saldırı: 2 ölü, 4 yaralı n KABİL (AA) Afganistan’da, başkent Kâbil’in yabancıların yaşadığı Green Village bölgesi girişinde, bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda biri kadın 2 Afgan hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı. Olay sonrası bölge kordon altına alınırken infilak eden bomba yüklü araç itfaiye ekiplerince söndürüldü. Afgan asker ve polisi Kâbil Havaalanı’na yakın olan bölgeyi güvenlik kordonu altına aldı ve anayollar trafiğe kapatıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle