25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İki kişilik hücrede birbirlerine kitapla örgüt propagandası yaptıkları gerekçesiyle ifade verdiler 7 Hücrede propaganda suçu! MURAT İNCEOĞLU Antalya’da Halk Cephesi adlı oluşuma yönelik operasyonda tutuklanan iki kişi, cezaevinde bulundurdukları kitap ile “örgüt propagandası” yaptıkları gerekçesiyle ifade verdi. Halk Cephesi’ne yönelik 20 Kasım 2012 tarihinde birçok ilde eşzamanlı yapılan operasyon sonrası Antalya’da tutuklanan 7 kişi, 8 Ekim günü çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Mahkemenin tahliye kararı sonrası Gülçin Bulut ve Yurdagül Gümüş’ün farklı bir suçlama nedeniyle savcılıkta ifade vermesi gerektiği bildirildi. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, her iki müvekkili hakkında cezaevinde bulundurdukları kitap nedeniyle soruşturma açıldığını öğrendi. Ermiş gelişmeyi, “Müvekkillerim uzun süre Antalya Cezaevi’nde kaldı, daha sonra Alanya’ya sevk edildiler. Antalya’da bulundukları sırada Boran Yayıncılık’a ait bir kitap cezaevi komisyonu denetiminden geçerek kendilerine verilmiş. Ancak kitap hakkında daha sonra toplatma kararı verilmiş. Alanya Cezaevi’ne girişlerinde bu nedenle kitaba el konulmuş. Üstelik kitap nakil öncesinden de incelendikten sonra kendilerine teslim edilmiş” sözleri ile anlattı. Cezaevi yönetiminin tuttuğu tutanak sonucu Alanya Savcılığı, dosyayı terörle mücadele ile ilgilenen Antalya’daki savcılığa gönderdi. Antalya savcılığı da Gülçin Bulut ve Yurdagül Gümüş hakkında üzerlerindeki kitap aracılığı ile “örgüt propagandası” yaptıkları suçlamasıyla soruşturma başlattı. Cezaevinde iki kişilik hücrede kalan Bulut ve Gümüş’ün avukatı Ermiş, “Defalarca denetimden geçerek kendilerine teslim edildiğini bir yana bırakalım, zaten iki kişi kalıyorlar ve ikisi de örgüt propagandası yapmakla suçlanıyor. Kime ne propagandası yapmış olabilirler” diye konuştu. Bulut ve Gümüş savcılıkta verdikleri ifadeden sonra serbest bırakıldılar. Hayatın Olağan Akışı... Bizim kuşak gazeteciliğe başladığında daktilo makinesi büyük bir lükstü. Ağabeylerimiz haberlerini ve fıkralarını dolmakalemle, biz çömezler de Basın Yasası’nın zorunlu tutması nedeniyle silinemeyen kopya kalemi ile yazardık. O günkü gazeteye giren her türlü yazı “savcı isteyebileceği için” tomar halinde paketlenir ve 90 gün süreyle saklanırdı. Diyeceğim o ki daha tükenmez kalem Türkiye’ye gelmemiş, kimileri yurtdışından hava atmak için getirseler de yaygınlaşmamıştı. Karaköy’den Beyazıt’a giden dolmuşlar, hemen hepsi 1940’lı modellerden olduğu için, ağustos sıcağı bastırdığında su kaynattıklarından, Cağaloğlu Yokuşu’nu çıkamazlar, kenarlara dizilip motorun soğumasını beklemek zorunda kalırlardı. En kullanışlı araç tramvaydı. O da her yere gitmezdi. Telefonla konuşmak ise nerede ise mucizelere kalmıştı. En büyük derdi İstanbul dışındaki foto muhabiri arkadaşlarımız çekerlerdi. Telefonun ucundaki aygıt, yapıştırılan 18x24 fotoğrafı çizgi çizgi geçerken, PTT santralında görevli hanımefendi 6 dakika dolunca araya girer, merkezdeki alıcı etkilendiğinden telefoto işlemini yeniden başlatma, işkenceye benzerdi. Dedikodu gibi olmasın ama, gece haber alıp veren arkadaşlardan, işlerini kolaylaştırmak için telefoncu hanımefendilerle yarenliği geliştirip evlenenler bile olurdu. HHH Anlattıklarım kimilerine masal gibi gelebilir. Ama yaşamın olağan akışı böyleydi. Teknoloji gelişti ve yaşamın olağan akışı da değişti. Zaten teknolojinin amacı da yaşamın olağan akışını değiştirmekti. Gelişme, özellikle bilişim alanında öyle dev adımlar atmaya başladı ki, dün aldığımız bilgisayarın modeli bugün eskimiş sayılır oldu. HHH Geçmişi anımsamamın nedeni, Balyoz Davası’nın temyiz başvurusunu karara bağlayan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin gerekçesindeki kimi saptamalar oldu. Artık Mısır’daki sağır sultana kim vekâlet ediyorsa o bile biliyor ki, delil olarak dosyaya konulan bilgisayar kayıtlarının kimilerinin düzmece, kimilerinin de oynanarak değiştirildiği iddiaları var. Bu iddialara kanıt olarak sunulan uzman bilirkişi raporları var. Kurallara göre bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, giderilmesi için işlem yapılması gerekiyor. Oysa kararın gerekçesinde şöyle deniliyor: “Dijital delillerin esasını korudukları, ilişkin oldukları olayları temsil niteliklerinin ortadan kalkmadığı, ulaşılma, elde ediliş ve muhafaza şekillerinin usule uygun olduğu, hayatın olağan akışına, akla ve mantığa uygun bulunduğu ve böylelikle de hukuka uygun deliller olarak hükme esas alınmalarının isabetli olduğu neticesine varılmıştır.” Görüyorsunuz ki hayatın olağan akışını sadece teknoloji değil, yargı da değiştirebiliyor... Siyah mantosuyla tartışılan kadın öğretmen hakkında bu kez de şiddet iddiası Andımız dayağı! u Elif K, yeni atandığı okulda kara çarşafı andıran siyah mantosuyla görüntülenmiş, tepkilerin ardından soruşturma başlatan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, kıyafeti savunmuştu. OYA UĞRAL Leno’dan, ‘göndermeli‘ tweet Dış Haberler Servisi Ünlü Amerikalı talkşovcu Jay Leno, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in başlattığı dekolte tartışmasının ardından atv kanalındaki görevinden uzaklaştırılan sunucu Gözde Kansu ile ilgili bir tweet attı. Leno, tweetinde “Türk hükümeti bir televizyon programı sunucusunun çok fazla dekolte giydiği için kovulmasını emretti. İyi haber: Kızı Fox News işe almış” diyerek, ABD’de Cumhuriyetçi Parti yandaşı muhafazakâr çizgisiyle tanınan FOX News kanalına da göndermede bulundu. AYVALIK Ayvalık Sarmısaklı Mecit Ataklı İlköğretim Okulu’nda geçen haftalarda kara çarşafı andıran mantosuyla görüntülenerek kamuoyunun tepkisini çeken öğretmen Elif K, bu kez dayak iddiasıyla gündeme geldi. Öğretmenin, “Andımız”ı okuyan 4 öğrenciyi dövdüğünü belirten veliler, jandarmaya şikâyet başvurusunda bulundu. Okulda Elif. K’nin şiddet uyguladığı öğrencilerin velileri Lütfü G, Semih E, Aytekin H. ve Hülya B, jandarma karakoluna yaptıkları şikâyetin ardından olayı şöyle anlattı: “İki gün önce okulun bahçesinde Andımız’ı okumak isteyen bir grup 8. sınıf öğrencisi müdür yardımcısı tarafından ‘Ne gürültü yapıyorsunuz lan, eşek oğlu eşekler’ denilerek engellenmiş. Bugün (dün) ise türbanlı Türkçe öğretmeni E.K’nin dersinde öğrenciler gürültü yapınca, ‘Öğretmen size eşek dendi hâlâ gürültü yapıyorsunuz’ diyerek öğrencilerin kafalarını tahtaya vurmuş. E.K. Y. adlı çocuğumuzu da ‘Ne Mutlu Y!’ diye tahrik etmiş. ‘Andımız zaten gereksizdi. İyi ki kaldırıldı. Çarşafı beğenmiyorsunuz, Atatürk’ün annesi ve karısı da çarşaflıydı’ demiş. Çarşafı andıran siyah türban ve manto giyen öğretmen, okulumuza atandığından beri SBS’ye  hazırlanan 8. sınıf öğrencilerine doğru dürüst ders işletmiyor. Öğretmenin daha önceki baskılardan psikolojisinin bozulduğunu düşünüyoruz.” İfade için karakola giden öğrenci ve velilere Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin, CHP’li meclis üyesi Fahri Güren, İP yöneticileri İlkay Erpula ve Cafer Öztürk de destek verdi. Türbanlı  öğretmen yüzünden sınıftaki öğrenci ve veliler arasında kutuplaşma başladığını söyleyen Ergin, “Beldemizdeki bu okulda yaşananlar huzuru kaçırdı. Baskıdan psikolojisi bozulan öğretmenler verimli olamıyor” diye konuştu. Altınoluk Belediye Başkanı Asım Sürer de, “Yaşananlar AKP’nin yurttaşlarımızı ayrıştırma girişiminin sonucu” dedi. eşiktaş Abbasağa Parkı Forumu’ndan kadınlar atv’nin sunucu Gözde Kansu’nun işine son vermesini protesto etti. Kadınlar “Kadın düşmanı AKP’den, yandaş atv’den hesap soracağız” pankartı açarak sloganlarla Balmumcu’daki atv binasına yürüdü. Kanal binası önüne çevik kuvvet ve TOMA ile barikat kuran polis, kadınların bina önüne yürümesine izin vermedi. Kadınlar binanın yan tarafında bir açıklama yaparak olaysız dağıldı. (KAYHAN AYHAN) Kadınlardan atv’ye tepki B Doğan ve Turkuvaz grubu arasındaki gerginlik ‘Dekolte’ ile ateşlendi Kavgaya bahane çıktı Haber Merkezi AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Bir kanaldaki yarışma programında sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz bu. Dünyada da kabul edilemez” sözlerinin ardından sunucu Gözde Kansu’nun atv’deki işine son verilmesi Sabah ve Doğan Grubu gazeteleri arasında arasında polemiğe neden oldu. Hürriyet ve Radikal gazetelerinin haberleri üzerine açıklama yapan atv ve “Veliaht” yarışmasının yapımcı firması, “Kansu’nun performansının yetersizliği nedeniyle işten çıkarıldığını” savundu. Hürriyet’ten Ayşe Arman tartışmayı başlatan dekolteli kıyafeti giyerek Kansu ile röportaj yaptı. Kansu, atv ve yapımcı firmayı yalanlayarak performansını çok beğendiklerini söyleyen yapımcı şirket yöneticilerinin Çelik’in açıklamalarının ardından işine son verdiğini söyledi. Doğan Grubu’nun bu hamlesine “Bayat oyunları millet yutmuyor” sürmanşetiyle tepki gösteren Sabah, “Doğan Grubu medyası çamur atma politikasına geri döndü” dedi. Gazete, Hıncal Uluç’un, Erman Toroğlu’nun Hürriyet’ten Aziz Yıldırım’ın isteğiyle kovulduğu iddiasını konu alan yazısını da sürmanşetten anons etti. Hürriyetten yanıt dün baş sayfasından “Medya savaşı tuzağına düşmeyiz” açıklaması ile geldi. Yazıda “Maksat bir medya savaşı açmaksa bu kavgaya girmeyeceğimizi açıkça ilan ederiz” ifadeleri kullanıldı. Sabah gazetesi de bu kez internet sitesinden, Toroğlu’nun “Reklamda oynadım diye kovuldum” iddiasını hatırlatarak “Adamı kov, reklamı bas” başlığıyla haber yayımladı. ‘Kutuplaşma başladı’ Atama YÖK’e taşındı Beden öğretmeni Yönetmen de sansürü savundu! SELDA GÜNEYSU ANKARA CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Adana Devlet Tiyatrosu’nda (DT) sahneye taşınan Orhan Asena’nın eseri “Fadik Kız” adlı oyuna DT Genel Müdürü Mustafa Kurt’un “sansür” uyguladığına ilişkin Twitter hesabından yaptığı eleştiriyle ilgili tartışma büyüyor. Oyunun yönetmeni Levent Ulukut, “sansür” iddialarına, “Oyuncu sahnede rahat hareket edemiyor. Bana da bir şey söyleyemiyor. Estetik de bir boyut taşımıyor. Başrejisörümüz ve genel müdürümüzle durumu paylaştım. ‘Kızcağız biraz da acemi olduğu için bacaklarına hâkim olamıyordu. İçine tayt giydirdik, o da iç çamaşırı gibi görünüyor’ dedim. Yoksa genel müdür benim oyunuma karışmaz” dedi. Ulukut, şu değerlendirmeyi yaptı: “Oyun için sözü edilen iki sahnemiz var. Bunlardan birincisi genelev sahnesi... Diğeri de baştan çıkaran kızımızın sahnesi... Oyunda yırtmaçlı kostümler de var. Sadece genelev sahnesinde, kostümcümüz acemilik yaşadı. Kızımızın bir tanesi çok kiloluydu genelev sahnesinde ve kadın olarak da iyi bilirsiniz, mininin de minisi bir kıyafet giyiyor. Dans ederken etek daha da yukarılara çıkıyor. Affedersiniz iç çamaşırı görünmek üzere...” DT Başrejisörü Ali Hürol ise Aygün’ü suçlayarak, “Sayın vekilimiz tiyatroya daha fazla gelirse, yaptığı eleştiriler kendisine daha çok yakışacaktır” dedi. Aygün ise yaptığı açıklamada “Adana’daki oyuncu arkadaşlarım, üzerinde öyle bir baskı yapılmış ki her birinin psikoloijisi bozulmuş. Hatta sizin haberiniz üzerine oyuncu arkadaşlara ‘Bu olayı kim CHP’li milletvekiline yansıttı’ diye hesap bile sormuşlar” ifadelerini kullandı. ABF Başkanı: Korku er geç yenilecek EMRE DÖKER İZMİR Narlıdere’de başlayan, zorunlu din derslerine öğrencilerin girmeme eylemine Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel de destek verdi. Özel, iktidara karşı mücadelenin demokratik yollardan yayılarak süreceğini de vurguladı. Halk Forumu’nda ortaya çıkan fikir üzerine Narlıdere’de 10 aile çocuklarını zorunlu olarak okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine göndermemeye başlamıştı. Ailelerin din dersi direnişinde her türlü baskıya göğüs gerecekleri açıklanmıştı. Bu direnişe destek verdiklerini ve ailelerin arkasında olduğunu belirten Özel, AKP’nin AİHM kararlarına karşın eğitimde çifte standart uyguladığını söyledi. 4 yıldır zorunlu din dersinin olamayacağı yönünde AİHM kararının uygulanması için mücadele ettiklerini ancak zorunlu dersin kaldırılmak yerine eğitim saatinin artırıldığını vurgulayan Özel, “AİHM bizim zorunlu din dersiyle ilgili başvurumuzu haklı buldu. Ancak bu aldığımız karar Türkiye’de uygulamaya geçilmediği gibi şimdi de ‘zorunlu seçmeli’ din dersleri koyuldu. Narlıdere’de ailelerin başlattığı bu direnişe sonuna kadar destek veriyoruz” dedi. “AKP iktidarının bu kadar güçlü olduğu bir dönemde yurttaşlar korkabilecek, bazıları bu eyleme destek veremeyebilecektir” diyen Özel, “Korku çok insani bir durumdur. Ancak er geç yenilecektir ” dedi. başhekim oldu İKLİM ÖNGEL ANKARA Düzce Üniversitesi’nde ve sağlık çevrelerinde tartışma yaratan, “Beden eğitimi öğretmeninin başhekim olarak ataması” YÖK’e taşındı. SağlıkSen Düzce Şube Başkanı Doç. Dr. Melih Engin Erkan, Düzce Üniversitesi Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne yapılan “beden eğitimi bölümü mezununun başhekim olarak atanması”na itirazını YÖK’e dilekçe ile bildirdi. Erkan dilekçesinde, hekim olmadan hekimlik unvanı kullanmanın yasalara aykırı olduğunu belirterek, YÖK’ün suç teşkil eden atamaya müdahale etmesini ve sorumlular hakkında adli ve idari işlemleri başlatmasını istedi. Düzce Üniversitesi Rektörü Funda Sivrikaya’nın, beden eğitimi öğretmeni Recep Özmerdivenli’yi, Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne başhekim olarak atadığı ortaya çıkmıştı. Özmerdivenli’nin şaibeli bir geçmişinin de olduğu kamuoyunu duyrulmuş, daha önce “resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıllık hapis cezasının Yargıtay tarafından onandığı, ancak cezanın zamanaşımı gerekçesiyle düştüğü öğrenilmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, üniversitede başörtüsünü eleştirenlere tepki gösterirken “Ya, siz kimsiniz ya? Millet bu işin kararını vermiş, bu iş bitmiş. Artık bu ülkede ulusalcı mulusalcı diye bir şey yok, bu ülkede artık millet gerçeği var, bunu göreceksiniz” dedi. Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Dünya Kız Çocukları Günü nedeniyle düzenlediği “Kız Çocuklarının Eğitim ve Öğretiminde Yeni Politika ve Uygulamalar” çalıştayına katıldı. Türkiye’de artık hiç kimsenin Türban için kız çocuklarının kıyafetlerine ba‘kişisel’ iptal kıp “Sen okuyabaşvurusu mazsın” diyemeyeceğini ifal ANKARA (Cumhude eden Erdoğan, riyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili “Ben, bunun acıve Meclis İnsan sını çekmiş bir Haklarını İnceleme babayım. BeKomisyonu üyesi nim oğlum, katMahmut Tanal, kamu sayısına takıldı, kurumlarında türbanı Boğaziçi’ni kaserbest bırakan zandığı halde giyönetmelik değişikliğinin iptali için demedi. Aynı şeDanıştay’a başvurdu. kilde, kızlarım, Tanal iptal talebinin başörtülü oldukişisel olduğunu, ğu için kendi ülparti adına yapmadıkemde okuyağını açıkladı. madı” dedi. ‘Ulusalcı yok millet var’ n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, öğrencilere müdahale eden polisin çıkan yangını fırsat bilerek TOMA ve Akrep’lerle yerleşkeye girdiğini bildirdi. Öğretim elemanları, “Yurt ve lojmanlar bölgesinde savaşta bile kullanımı yasak olan kimyasal silah kullanılmıştır” dedi. ODTÜ’den polise tepki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle