25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EKİM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’li İnce Erdoğan’a ‘Kamuda türban serbestisi olmayacak’ sözlerini hatırlattı: 5 nitelendirirse, gözdağı verirse sivil otoriter bir rejim ortaya çıkar. Peki, pakette başka neler var? HHH Farklı dillerde ve lehçelerde eğitim... Kürtçeyi de kapsayan bu eğitim salt özel okullarda olacak. Yüzde 3 ve üzerinde oy alan partilere Hazine yardımı yapılacak... Bir de seçim sistemi konusunda üç seçenek sundu Erdoğan, her biri birbirinden kötü... 12 Eylül darbesinin getirdiği bugünkü yüzde 10 barajlı sistem... Barajsız dar bölge ve 5 milletvekili çıkarılacak biçimde düzenlenecek yüzde 5 barajlı Daraltılmış Bölge sistemi... Hükümet,1965 seçimlerinde uygulanan ve TİP’in Meclis’e girmesini gerçekleştiren Milli Bakiye sistemine neden geçmek istemiyor? Türkiye koşulları için en demokratik seçim sistemi olduğu için. Üç seçenek de AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor! Yetmez ama evetçiler hoşnut! HHH Alevilerin haklı talepleriyle ilgili hiçbir şey yok pakette... Göz boyama var! Nerede basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü? Okul adı değiştirmek, kurban derisi toplamak, W, Q, X yasağını kaldırmak demokrasi ve özgürlük mü oluyor? Klavyem özgür, ellerim kelepçeli... Düşünüyorum öyleyse vurun beni.. Söyleyin bana kaç gazeteci, aydın, bilim insanı tutuklu, tutuksuz yargılanıyor ya da hüküm giydi?.. Niçin Terörle Mücadele Yasası’na ilişkin tek satır yok demokrasi paketinin içinde? Darbelerle mücadele denilerek çok canlar yakıldı, bir katille ülkenin Genelkurmay Başkanı aynı davada yargılandı. Faili meçhul cinayetler, asit kuyuları, kayıp insanlar... Hangi darbeden doğru dürüst hesap soruldu bugüne dek Türkiye’de? Benim bir madde hoşuma gitti: “Ötekileştirme!” Bakın bu iyi! Kim kimi ötekileştiriyor biliyoruz! Beni sevenler, sevmeyenler! Ötekileştiren kim? Eski valilerden Nevzat Tandoğan’ın “Bu memlekette komünizm lazımsa onu da biz getiririz, size ne oluyor” dediği söylenir. Başbakan da muhalif gazetecileri almadığı toplantıda “Demokrasi gerekirse onu da (gerektiği kadar) biz getiririz, size ne oluyor” demek istedi. Kim yalan söylüyor? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün basın toplantısıyla değerlendireceği, hükümetin “demokratikleşme” paketine CHP’den sert tepki geldi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP yönetiminin, 28 Ocak 2008’de “Kamuda türban serbest olacak” dediği için partinin apar topar disipline sevk edip, “uyarı cezası” verdiği eski AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna’dan özür dilenip “helallik alınıp alınmayacağını” sordu. O dönemde Erdoğan ve parti yöneticilerinin “Kamuda türban serbestisi olmayacağı” yönünde demeçler verdiğini anımsatan İnce, “Kim yalan söylüyor, kim milleti kandırıyor. Hüsnü Tuna’dan helallik alınacak mı?” diye sordu. Erdoğan’ın demokratikleşme paketini açıkladığı basın toplantısına muhalif gazete ve televizyon temsilcilerinin alınmamasını eleştiren İnce, Türkiye’nin özgürleşmesine ömrünü adamış kişiler içinde sadece Necmettin Erbakan’ı sayıp Bülent Ecevit, Süleyman De Klavyem Özgür, Ellerim Kelepçeli... Demokrasi ve özgürlükler denilince aklınıza ne gelir? Temel insan hakları, düşünceyi ifade özgürlüğü, örgütlü toplum... Başbakan Erdoğan’ın dün kamuoyuna açıkladığı demokrasi paketinden ne çıktı? AKP sevgisiyle yanıp tutuşan gazeteciler, sözüm ona Türk ve Kürt liberaller paketi “ileri bir adım” olarak niteleyip şöyle dedi: “Yetmez ama evet!” Ben bu “yetmez ama evet” diyen meslektaşlarımın çoğunu 12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu’nda görmüştüm. Bu arkadaşların çoğu bugün medyada yok... AKP iktidarı onları gönderdi... Şimdi başka yerlerdeler. Uyanık olanlar uyanmışlar, eleştiriden kaçınıyorlar... Dedikleri şu: “Her adım bir başlangıçtır. Hükümeti desteklemek gerekir. Özellikle Alevi yurttaşlar, cemevleri demokratik paketten fazla yararlanmıyor... Ama bu başlangıç, önemli bir adım, yetmez ama evet diyebiliriz.” HHH Peki, düşünceyi ifade özgürlüğü ne olacak? Parasız eğitim istedikleri için zindanlara atılan üniversiteli gençler? Yasadışı dinlemelerle, bilgisayar kurgulu tezgâhlarla yargılanan ağır hapis cezası alan bilim insanları, gazeteciler, aydınlar? Hükümete ve “yetmez ama evet”çilere göre demokrasi paketi, Türkiye için bir dönüm noktası... Polis, asker, yargıç ve savcılar dışındaki kadın memurlara, öğretmenlere “türban yasağı” kaldırılıyor. Eh bir süre sonra, kara çarşaf, peçe, fes, sarık serbest bırakılır, demokrasimiz gelişir. Pakete gelince... Başbakan paketi açıklarken şöyle dedi: “Bu paket milletin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykularını kaçırır...” Erdoğan, muhaliflere açıktan gözdağı veriyor... Gezi eylemlerinde de bu dili kullananları görmüştük: “Eylemlerde Ergenekon ve darbeciler var!” Darbeleri sonlandırmak, sivil ve askeri vesayeti ortadan kaldırmaktan geçer. Örgütlü demokratik bir toplum yaratılarak gerçekleştirilir bu! AKP iktidarı muhaliflerin eleştirilerini “darbeci” olarak KILIÇDAROĞLU CHP’NİN GÖRÜŞÜNÜ BUGÜN AÇIKLAYACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu , Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “demokratikleşme paketi ” ile ilgili partisinin görüşünü bugün düzenleyeceği basın toplantısı ile açıklayacak. Parti yönetimi de Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısı öncesinde konuşmamaları konusunda uyarıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da, paketle “ayrımcılıkla mücadele” komisyonu kuracaklarını açıklayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, basın toplantısını izlemelerine izin verilmeyen muhalif medyaya yapılan ayrımcılığın nedenini sordu. Tanrıkulu verdiği soru önergesiyle, Erdoğan’ın “demokratikleşme paketi”ni açıkladığı basın toplantısına özellikle hükümete muhalif bazı yayın organlarının alınmamasını Meclis gündemine taşıdı. Tanrıkulu önergesinde, “‘demokratikleşme paketinin’ açıklanacağı toplantıya, tam da demokrasi taleplerini aktarmaktaki ısrarcılıklarıyla öne çıkan bazı gazete ve televizyon kanallarının ‘yer darlığı’ gerekçesiyle davet edilmemesi bir kara mizah örneğidir” görüşüne yer verdi. mirel, İsmet İnönü’yü yok sayarak “milleti kucaklayamayacağını” ifade etti. Erdoğan’ın “Hiçbir muhalefet partisi demokrasi paketlerine destek olmadı” sözlerine de tepki gösteren İnce, “Yüzüne gözüne dursun. Senin milletvekili olman için anayasa değişikliğine oy verenlerden biriyim. Sana oyum haram zıkkım olsun” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, paketi “Dağ fare doğurdu” sözleriyle eleştirirken “gönül alma” amaçlı hazırlanan paketin, kimsenin gönlünü de alamadığını ifade etti. Tekin, “Eğer gerçekten bir demokratikleşme paketi isteniyorsa, CHP’nin 21 maddelik demokratikleşme paketine bakılmalıdır” diye konuştu Tekin, pakette tek beğendiği maddenin “ayrımcılıkla mücadele” olduğunu belirterek “Sayın Başbakan her halde fark etmemiş hazırlarken ama bu madde bizzat Sayın Başbakan için hazırlanmış. Ötekileştirme ile ilgili madde. Türkiye’de ötekileştirmeyi en çok sayın Başbakan yapıyor. Demokratikleşme paketini açıklayacağı toplantıya bile ‘Bizi sevmeyenler’ diye başlıyor. Ötekileştirme ile ilgili kurul oluşturulacakmış. Sayın Başbakan’ın çok dikkat etmesi gerekiyor” görüşünü dile getirdi. MHP’Lİ VURAL: PKK silahıyla darbe ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, demokratikleşme paketini, “Başbakan PKK silahıyla darbe yapmak istiyor” diye yorumladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün grup toplantısında demokratikleşme paketine ilişkin açıklamalar yapacak. Bahçeli, seçim sistemine ilişkin MHP’nin önerisini de kamuoyuna duyuracak. MHP Grup Başkanvekili Vural, paketle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, PKK’nin taleplerinin meşrulaştırılacağı bir paket olduğunu ifade etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bunu “densizlik” olarak ifade ettiğini anımsatan Vural, “Şimdi densizliğin adresi de bulundu” dedi. Paketin özü itibarıyla PKK dayatmasından oluştuğunu kaydeden Vural, paketin “anadilinde eğitimin önünü açmak; Türkiye’de Kürdistan isimlerinin verilmesini temin etmek; PKK’ye kurtarılmış bölgeler oluşturmak; Türklüğü Türkçeyi dışlamak amacı taşıdığını” söyledi. Başbakanlık, demokrasi paketinin açıklandığı toplantıya boş koltuklara karşın yer yok gerekçesiyle Evrensel, BirGün, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Sol ve Yeniçağ gazeteleri ile Halk TV, Hayat TV, İMC TV’yi çağırmadı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Erdoğan’ın muhalif basın kuruluşlarını toplantıya almamasına kınama İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “demokrasi paketi”ni açıkladığı toplantıya muhalif yayın yapan basın kuruluşlarının alınmamasını kınayarak, “demokrasi ayıbı” olarak niteledi. TGC Yönetim Kurulu dün yaptığı yazılı açıklamada, Başbakanlık’ın Evrensel, BirGün, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Sol ve Yeniçağ gazeteleri ile Halk TV, Hayat TV, İMC TV’nin toplantıya çağırmamasını demokrasi ayıbı olarak nitelendirdi. “Toplumsal barışı getireceği belirtilen demokrasi paketinin TGC: Demokrasi ayıbı basına akreditasyonla açıklanması, geleceğe dair ne yazık ki umut vermiyor” denilen TGC açıklamasında, “Demokratikleşme paketinin Evrensel, Birgün, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Sol ve Yeniçağ gazeteleri ile Halk TV, Hayat TV, İMC TV’ye akreditasyon ve sansürle başlaması, demokrasi adına büyük bir ayıptır. Halka açık, şeffaf biçimde tartışılarak hazırlanmamış paket, yine halkın haber alma hakkını ihlal eden demokrasi dışı bir tavırla sansürlü bir şekilde açıklandı” ifadeleri yer aldı. TGC Yönetim Kurulu şu çağrıda bulundu: “İktidarın her fırsatta akreditasyona başvurması, gazete ve televizyonlar arasında ‘benden olanlar’ ve ‘olmayanlar’ gibi bir ayrım yapması kabul edilemez. Demokrasilerde iktidarların her türlü eleştiriye, eleştiren gazeteciye ve gazetelere de tahammül etmesi gerekiyor. Bugün birçok gazeteci cezaevindeyken nasıl bir demokratikleşmeden söz edebiliriz. İktidar, yayın politikasından hoşlanmadığı gazetelerin çalışanlarının mesleklerini yapmalarını engellemektedir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak bu yanlıştan artık dönülmesini bekliyoruz.” YENİ SEÇİM BARAJI TARTIŞMASI ‘Üretilmiş çoğunluk amaçlanıyor’ Böyle bir pakete Hacı Bektaş Veli’nin isminin karıştırılmasını esefle karşıladığını söyleyen Vural, kamuda başörtüsü serbestliğinin de bir harç malzemesi olarak kullanıldığını dile getirdi. Seçim sistemi değişikliğiyle demokratikleşme yerine üretilmiş bir çoğunluğun amaçlandığını kaydeden Vural, temsilde adaletin dışlandığı, bölge barajının artırıldığı, az oyla daha fazla vekil çıkarma gayretinin ortaya çıktığını kaydetti. AKP’nin milletten elde edemediği çoğunluğu parlamentoda elde etme arayışında olduğunu kaydeden Vural, daraltılmış bölge sistemiyle 2011 yılında MHP’yi parlamento dışı bırakamayanların, seçim sistemini değiştirerek bunu amaçladığını kaydetti. Bu yöndeki bir seçim sistemi değişikliğinin MHP’ye yönelik bir siyasi darbe olduğunu kaydeden Vural, “Andımızın kaldırılmasının temel amacı Türk milleti ibaresine yönelik nefretten kaynaklanıyor” diye konuştu. Paketle birlikte medyanın kendini daha özgür hissetmediğine, insanların düşüncelerinden dolayı işten atılma korkusunun bitmediğine işaret eden Vural, “Başbakan PKK silahıyla darbe yapmak istiyor. PKK silahıyla milleti tehdit ediyor. Analar ağlar, kan akar diyor” diye konuştu. TESAV BAŞKANI TUNCER’E GÖRE İKTİDAR YÜZDE 5 BARAJIN KAYBINI TELAFİ ETMEK İSTİYOR Daraltılmış bölgede AKP daha avantajlı TÜREY KÖSE Erdoğan’ın önerilerinin kaybedeni CHP ve MHP lere göre yapılan çalışmalarda, daraltılmış bölgenin 5’in üzerinANKARA Başbakan Tayyip de milletvekili çıkaran illeri etErdoğan’ın açıkladığı demok kileyeceği saptaması yapılırken ratikleşme paketiyle ilgili ola “BDP’yi çok etkilemiyor 3 sisrak dün gece yarısına kadar ya tem de. Üç artı üç eksi Batı’da pılan çalışmaların perde arkası etkileniyor, Doğu’da kazanıyor. na Cumhuriyet ulaştı. CHP ve MHP’yi etkiliyor, vekil Paketin en çok tartışılan düzenle sayıları azalır. Hiç etkilenmeyen mesi seçim barajıyla ilgive kazançlı çıkan parli madde oldu. Başbakan u Erdoğan’ın seçim ti ise AKP olur” deErdoğan, “Madem bağerlendirmesi yapılıyor. rajın kaldırılması iste barajının düşürülmesine emevlerine niyor, o zaman tümüy ilişkin önerilerinin BDP’yi le kaldıralım” diyerek çok etkilemeyeceği ‘görüş ayrılığı’ barajın kaldırıldığı dar belirtilirken “CHP ve gerekçesi bölge sisteminden yana Cemevlerine statü vetavır ortaya koydu. An MHP’yi etkiliyor, vekil rilmesi, Alevi dedelere sayıları azalır. Hiç cak parti içinde bu sismaaş bağlanmasına iliştemin uygulanabilirliği etkilenmeyen ve kazançlı kin düzenlemelerin son nin zor olduğu değerlençıkan parti ise AKP anda paketten çıkarıldirilmesi üzerine barajla dığı öğrenildi. Partide, ilgili 3 seçeneğin de ka olur” değerlendirmesi “Aleviler kendi aralayapılıyor. muoyuna açıklanması ve rında önerilere karşı partilerin tavrına bakılçıkıyor. Cemevlerine ması benimsendi. Parti yöneticileri, ibadethane statüsünü isteyen“Diğer partiler açısından yüzde ler var, istemeyenler var. Bazı5 baraj ve daraltılmış bölge sis ları, din adamlarına maaş vetemi daha fazla destek bulabilir. rilmesini istiyor, bazıları isteBu sistemde en fazla 5 milletve miyor. Cemevlerine gitmeyenkiliyle bölgeler oluşturulur” de ler var. Cemevicaminin birlikğerlendirmesini yaptı. AKP, 3 seçe te olmasını İzzettin Doğan desneği de tartışmaya açarak daraltıl tekliyor, ama karşı çıkanlar da mış bölgeye karşı çıkan muhalefeti Alevi. Hepsinin razı olacağı bir “Barajı isteyenler bunlar” diyerek model yok” değerlendirmesi yaköşeye sıkıştırma hesabı yapıyor. pılarak çalışmaların devam etmeSeçim barajıyla ilgili seçenek si görüşü benimsendi. EMİNE KAPLAN ANKARA Toplumsal, Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı Erol Tuncer, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı paketle tartışmaya açtığı seçim sistemine ilişkin alternatifli 3 öneriyle ilgili, “Barajın yüzde 5’e düşmesi çok iyi. İktidar bundan dolayı bir zarara giriyor, bunu telafi etmek için daraltılmış bölge yapacağım diyor; bunun büyük partilere avantajı var” dedi. Erol Tuncer, seçim sistemiyle ilgili olarak tartışmaya açılan 3 öneriyi şöyle değerlendirdi: “Kural olarak, her seçim sistemi büyük partiye az ya da çok avantaj getirir. Önemli olan insaf ölçülerinin dışında olma masıdır. İki uç seçenekten birisi bugünkü sistem, yani yüzde 10 barajı, bunu reddedelim. 1984’ten beri kaldırılsın diye uğraşıyoruz. Öbür uçtaki se u İktidar partisinin seçim barajının yüzde 5’e inmesiyle milletvekili kaybedeceğini belirten Erol Tuncer, ‘’Bunu telafi için, ‘Daraltılmış bölge yapacağım’ diyor. Daraltılmış bölgenin büyük partiye avantajı var. Her ili beşerli böldüğünüz zaman bir sorun daha var. Sınırlar nasıl belirlenecek? Sınırların belirlenmesinde kim, ne kadar yetkili olacak, ne kadar adilane kullanılacak o yetki? ‘’ dedi. girer. 3. seçenekte baraj yüzde 5’e indiği için iyi. Benim beklentim yüzde 7’ydi. İktidar partisi yüzde 5’ten dolayı bir zarara giriyor, mebusluklar az olan yakın iller birleştirilecek mi, bu konuda açıklamada bir şey yok. adilane olacak? Her ili beşerli böldüğünüz zaman bir sorun daha var. Sınırlar nasıl belirlenecek, hangi ilçeler girecek? Onu bilmeden simülasyon yapmanız mümkün değil. Sınırların belirlenmesinde kim, ne kadar yetkili olacak, ne kadar adilane kullanılacak o yetki? Büyükşehir tasarısının son gecesinde, Yenimahalle’den önemli bir parça koparılıp Çankaya’ya verildi. Çankaya’yı zaten CHP kazanıyor, sorun değil. Kalan parça CHP’li Yenimahalle Belediyesi’nin ise aleyhine bir durum.” Ne kadar C çenek barajsız dar bölge sistemi. Dar bölge sisteminin çeşitli sakıncaları var. Bizim gibi farklı mezhep ve etnik yapıların olduğu ülkelerde bölgelerden bazıları bazı mezheplerin, bazıları bazı etnik grupların tekeline gider, aşiret olan yerlerde aşiretlerin tekeline kaybediyor. Bunu telafi için, ‘Daraltılmış bölge yapacağım’ diyor. Daraltılmış bölgenin büyük partiye avantajı var. 5 mebus çıkaran çevreler var, onlar kendiliğinden daraltılmış bölge. 5’ten yukarı olan yerler bölünecek. Milletvekili sayısı 5’ten
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle