Katalog

C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıl Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet RaGenel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ l Yazıiş l İstihbarat: Cengiz Yıldırım dız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sir sim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: leri Müdürleri: Murat Ataş l Ayşe Yıldırım Başlangıç l Ekonomi: Hasan Eriş (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 l İzmir l Dış Haberler: Özgür Ulusoy men, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kon Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. l Aykut Küçükkaya (Yazıişleri Müdür Yrd.Sorumlu l Kültür: Celâl Üster gar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 Müdür) l Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara l Spor: Arif Kızılyalın Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 1 EKİM 2013 eposta@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul l Mali İşler: Bülent Yener l Satış: Tunca Çinkaya l Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden lGenel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 l Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak: 5.27 Güneş: 6.53 Öğle: 13.01 İkindi: 16.16 Akşam: 18.56 Yatsı: 20.15 eskimiyor Hop, Şapkadan Tavşan Çıkmayacak! Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama televizyonlardaki yarışma programlarında, sıra birincinin açıklanmasına geldiğinde, bir dakikaya yakın bir bekleme süresine girilir. O sırada etkili bir müzik çalar, sinirler gerilir, yarışmacıların yakın yüz planları seyirciye gösterilir ve ardından birinci ilan edilir. Bu insanların ilgisini en uç noktaya taşımak için yapılan etkili bir oyundur. Bunu herkes bilir, bir çadır tiyatrosu geleneğidir. Tayyip Erdoğan da ülkeyi bir çadır tiyatrosu gibi gördüğünden, şapkasından çıkaracağı demokrasi paketini sakladı da sakladı, sanırsın ki şapkadan her derde deva bir demokrasi kuşu çıkacak! Haydaaa! Öyleyse şu çadır tiyatrosunun içine bir göz atalım. Üç bin din görevlisinin yatay geçişle öğretmen yapıldığı, bizzat Başbakan’ın velilere “Seçmeli ders olarak din dersini seçin!” diye buyruk verdiği bir ülkede demokrasi paketi de ne ola ki… Devam edelim, Tayyip Erdoğan, bu ülkenin insanlarına “Komşularınızı ihbar edin!” dedi mi demedi mi? Dedi. Şimdi gel de şu demokrasi paketine inan! Şu yalaka gazetecilere bazen acıyorum, “Tamam acıma, acınacak hale gelirsin” atasözünü biliyorum ama para ve geçici bir şöhret uğruna, o kadar ıkınıp sıkılıyorlar ki, “aman da başörtüsü, aman da din özgürlüğü” demekten ağızlarında tüy bitti, yakında Halk TV’de satılan tüy alıcısına şiddetle ihtiyaçları olacak. Yeter be! Türbanlı, başı örtülü hatta çarşaflı kadınlar her yerde. Arada bir sokağa çıkın, minibüslere binin, devlet hastanelerine gidin, devlet dairelerine uğrayın, böylece demokrasi diye bildiğimiz tek şey olan “başörtüsü özgürlüğünün” çoktan hayata geçmiş olduğunu görürsünüz. Vallahi biz değil ama Erdoğan’ın kıymetli gazetecilerinin Boğaz kıyılarından ya da Adalar’dan kent varoşlarına doğru bilgilendirilme gezilerine gitmeleri gerekiyor. Şimdi gelelim meselenin can alıcı noktasına; PKK, BDP, KCK meselelerine... Bu demokratikleşme paketine onlar öyle acayip bir biçimde saplandılar ki, “Gezi isyanını” bile görmezlikten geldiler. Anadilinde eğitim, yerel yönetimlere daha fazla özerklik, genel af ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması, yani ben anlamıyorum, bunun olacağına nasıl inanabildiler? Çarşı’ya karşı 1453 Kartalları diye taşeron bir grup kuran ve bunları sahaya sürerek, Beşiktaş’ı dört maç seyircisiz bırakan bir iktidar, hele de yerel ve genel seçimler önümüzdeyken, bu istekleri yerine getirir mi? Şöyle bir teori vardır; hayat birleşik kaplar gibidir ve bu, bir ülkenin bir tarafı aksıyorsa her şey aksıyor demektir. Bu durumda Kürt politikacılarının çok akıllı olması beklenemez. Öyle olmadıkları da giderek daha da açığa çıkıyor. Şu anda PKK silaha sarılsa, vallahi kısmi barışa alışan halk, onları istemez. Geçenlerde, bir kafede otururken bir arkadaşımın bilgisayarı çalındı, hep birlikte telaşlandık, “Polise gidelim” dedik, arkadaşım “Siz delirdiniz mi? Polise gidilir mi?” diye hepimize çok tanıdık bir soru sordu. Evet, bu durumdayız, en haklı olduğumuz yerde bile polise gitmekten korkuyoruz. Polisin bir iktidar milisi gibi algılandığı bu algıda fazlasıyla gerçek payı varbir ülkede demokrasi paketi açıklansa ne olur, açıklanmasa ne olur? Hukukun, üniversite özerkliğinin tümüyle yok edildiği bir ülkede, (buna bizim vergilerimizle bir iktidar çöplüğü haline gelen TRT’yi de katmak gerekiyor) demokrasi de ne ola ki?.. Ama bir şeyi, sadece bir şeyi umut ediyorum, seçim sisteminin değişmesini; dar bölge sistemi ve barajın düşmesi. AKP iktidarı elbette gene birtakım oyunlar düşünmüştür; öyle de olsa seçim sisteminde değişiklik, demokrasi uğruna ölen ve mağdur edilen Türkiye halkının bir kazanımı olacaktır. Dilerim bu umut gerçekleşir. NOT: Gördünüz mü, şapkadan tavşan bile çıkmadı. Hiç l Dünyada en çok sahnelenen eserlerden biri olan Çaykovski’nin Kuğu Gölü Balesi bu kez Çin Ulusal Balesi’nce sahneye kondu. Paris’teki opera binasında sahnelenen Kuğu Gölü Balesi bir büyücü tarafından kuğuya dönüştürülen genç bir kızın aşk öyküsünü anlatıyor. (AFP) İstanbul’da Süryani anaokulu açılıyor, çocuklar anadillerini öğrenecek Bu dili unutmayın Nar çiçeği FİGEN ATALAY Sonbahar yüzünü gösteriyor Haber Merkezi Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nce yapılan son değerlendirmelere göre, Trabzon, Rize, Hopa, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ve İstanbul’un Avrupa Yakası ile Balıkesir’in batı, İzmir’in kuzey kıyı ilçeleri sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklıklarının ise bugün Marmara ve Ege bölgelerinde, yarın ve perşembe günleri kuzey, iç ve batı bölgelerde cuma günü güney ve doğu bölgelerde olmak üzere tüm yurtta hissedilir derecede azalacağı tahmininde bulunuldu. Azınlık olarak kabul edilmedikleri için okul açmalarına izin verilmeyen Süryaniler, açtıkları davayı kazandı. Milli Eğitim Bakanlığı da temyize gitmeyince Süryani okulu açılmasının önünde engel kalmadı. İlk aşamada anaokulu açılacak, ilerleyen dönemlerde ilkokul, ortaokul ve lise açılması da düşünülüyor. Süryani Ortodoks Anaokulu, 20142015 öğretim yılında, Bakırköy ya da Yeşilköy’de açılacak ve en önemli amaç, çocuklara 5.500 yıllık geçmişi olan Süryaniceyi öğretmek. Beyoğlu Süryani Kadim Meryemana Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sait Susin, okul kurabilmelerinin Lozan Antlaşması’nda yeri ve statüsü bulunduğunu, ancak yanlış yorumlama nedeniyle bugüne kadar okul açmalarına izin verilmediğini söyledi. Bu amaçla dava açtıklarını ve geçen ağustos ayında Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin bu yönde karar verdiğini anlatan Susin, “Kamu kuruluşları genelde temyize giderler ama ne mutlu ki Milli Eğitim Bakanlığı temyize gitmedi, okul açmamız için önümüzde engel kalmadı” dedi. Beş bin yıllık geçmiş l Sağlıktaki yeni uygulama katkı payı oyunu mu? Şiddetin rengi İKLİM ÖNGEL ANKARA Sağlık Bakanlığı’nın acil servislerde yoğunluğu azaltmak amacıyla başlatmayı planladığı sarı, kırmızı ve yeşil alan uygulaması “katkı payı” kaygılarına neden oldu. Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Demircan, en hafif hastaların yönlendirileceği yeşil alanda, hastalardan “katkı payı” alınacağını söyledi. Demircan, ayrıca acil servislerde şiddetin en çok “yeşil” gruptan kaynaklandığına dikkat çekerek, bu uygulamayla, acillerde şiddetin artabileceğini vurguladı. Demircan, “Hasta katkı payı ödemek istemeyecek. ‘Ben yeşilde değil, kırmızı ya da sarı alanda olmalıyım’ diyecek ve onu yeşile yönlendiren doktorla karşı karşıya gelecek. İyi planlanmazsa şiddeti artıracak bir uygulama olacak” uyarısında bulundu. değişmez l Ünlü modacı John Galliano Paris’te bir defile düzenledi. Modacının renkleri tam yaz havasındaydı. Nar çiçeği rengindeki çiçek delikli elbise ilgi çekti. (AP) Kaliteli eğitim verebilmek için çok çalışmaları gerektiğini vurgulayan Sait Susin şöyle konuştu: “Dört başı mamur bir okul kurmamız gerekiyor. Bir yer bulmamız, dersimizi iyi çalışmamız lazım. Türkiye’de 25 bin Süryani yaşıyor, 1718 bin civarı İstanbul’da. En çok da Bakırköy, Yeşilköy, Florya tercih ediliyor. Bu nedenle okulu Bakırköy ya da Yeşilköy’de açacağız. Ne kadar ilgi görecek? Ne kadar başarılı olacak? Buna göre ileride ilkokul, ortaokul ve lise de açabiliriz. Anaokulumuz 3, 4, 5 yaş çocuklara yönelik olacak. Vakfımızın çok geliri yok, bağışlarla yaşıyoruz. Bu nedenle varlıklı ailelerden ücret alacağız, yoksul ailelerin çocuklarına burs vereceğiz. Okulda Türkçe, Süryanice ve belki İngilizce dersler olacak. Asıl amacımız, 5.500 yıllık geçmişi olan Süryaniceyi çocuklara öğretmek. Bu dilin unutulmaması gerek.” 19. yüzyılda, Güneydoğu’da 29 tane Süryani okulu bulunduğunu hatırlatan Susin, son okulun 1928 yılında kapandığını da sözlerine ekledi. l Mardin’deki Deyrülzafaran Manastırı Süryanilerin önemli ibadethanelerinden.. Aynı zamanda kentin gözde turizm merkezlerinden... Merkezi sınavların ağırlığı yüzde 70 oranında Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, acil servislerde yoğunluğun yüzde 40 olduğunu ve bunların yalnızca dörtte birinin gerçekten “acil” hasta olduğunu kaydetti. Müezzinoğlu, kanamalı, ağır yaralıların kırmızı, muayene zamanlarında gelebilecek şikâyetlere sahip olanların yeşil alana yönlendirileceğini kaydetti. Demircan ise “Hasta kendisinden katkı payı alındığında yine doktora gelecek ve ‘Ben yeşil değilim’ diye kavga edecek. Böyle bir sistemde doktorla hasta karşı karşıya gelecek. İyi planlanmadığı takdirde şiddeti artırabilecek bir uygulama” uyarısında bulundu. Adını vermek istemeyen bir acil servis doktoru ise hastaları muayene etmeden alanlara ayırmanın zorluğuna dikkat çekti. Basit gibi görünen baş ağrısının beyin kanamasına, göğüs ağrısının kalp krizine dönüşebileceğine dikkat çeken acil servis doktoru, “Muayene etmeden ayırt etmek mümkün değil. Ama bazı hastaların tanısını evde dahi koymamız mümkün. Bu grup acillere geldiğinde iş yükü oluyor, acil müdahale ihtiyacı olanın zamanını çalıyor” dedi. Kavga çıkacak Dershaneye ilgi artar SBS yerine getirilen “Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi”nde, ortaöğretime yerleştirmede esas alınacak puanı, “öğrencinin 6, 7 ve 8. sınıf yıl sonu başarı puanlarının ortalamasının yüzde 30’u ile 8. sınıf merkezi sınav puanının yüzde 70’inin toplamı” oluşturacak. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları bile merkezi sınavların ağırlığının yüzde 70 gibi yüksek bir oranda olmasının, dershaneye ilgiyi artırmasından kaygı duyuyor. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından geçen haftalarda açıklanan yeni modelin amaçlarından biri de “okul dışı eğitim kurumlarına yönelik ihtiyacı azaltmak” olarak vurgulanmıştı. Ancak, merkezi sınavların ağırlığının yüzde 70 gibi çok yüksek bir oranda olması, bu ihtiyacı azaltmak yerine artıracak. Parası olanlar, şimdiden dershanelere gitmeye, özel dersler almaya başladı bile. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde de bu durumdan rahatsızlık duyulduğu, dershanelere gidişin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılması yönünde görüşler olduğu söyleniyor. 6 temel dersten sınav Yeni modelde, “ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanı”, öğrencinin altı temel dersten girdiği merkezi sınavların ağırlık katsayılarına göre hesaplanan puanı ifade ediyor. Bu öğretim yılından başlayarak altı temel ders için 8. sınıfta öğretmen tarafından dönemsel olarak yapılan sınavlardan biri ortak olarak gerçekleştirilecek. Eğitimciler, “8. sınıf merkezi sınav puanı” katkısının yüzde 70 yerine yüzde 50 olmasını, kültürel ve sportif başarıların da yerleştirmeye esas puanı yüzde 20 oranında etkilemesini öneriyorlar.