19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ İmtiyaz Sahibi: Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.45 Güneş: 7.16 Öğle: 12.23 İkindi: 14.51 Akşam: 17.17 Yatsı: 18.40 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 22 OCAK 2013 Yüz Binler Yürümedikçe Sıra Hepimizde! Sıra kimde acaba? En son Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu’ndan 11 avukatın ve Grup Yorum üyelerinin de içinde bulunduğu 40 kişinin gözaltına alınması, sözüm ona kozmik odalara girilip, en sert polis uygulamalarının yapılması, üç darbeden sağ kalmış, yaşını başını almış beni bile şaşkınlığa ve hayrete düşürdü. “Ve acaba şimdi sıra kimde?” diye sormaya başladım. Dünyanın herhangi başka bir ülkesinde bu yaşadıklarımızın bir gıdımı yaşansaydı, yüz binler sokağa dökülürdü. Bizde sokağın bu denli tenha olmasının nedeni ne? Bence bütün mesele burada düğümleniyor. Bizim için sokak neden bu kadar korkutucu? Öncelikle bu düzen, devlet harcamaları konusunda hesap sormamızı engelliyor. Demokrasinin temeli yurttaşın ödediği vergilerin nerede kullanıldığını sorması üstüne kurulur. Oysa ülkemizdeki vergi sistemi, insanları sürekli kaçağa teşvik eder, eh vergisini doğru dürüst ödemeyen kişilerin de devletten hesap sormaya pek hakkı kalmaz. Öte yandan ihale sistemi rüşvet ve tarafgirlikle yönetilir. Bu durumda da hesap sorulamaz. Bu, dükkânına kaçak kat yapan küçük esnaf için de, milyar dolarlık işletmeler için de geçerlidir. Hepimizin eşit olduğu durum, sürekli bir kaçağımız olmasıdır. AVM’lerle övülen yeni düzenimiz, herkesi bir tüketim hayvanına çevirmek için türlü yollar bulmuştur. AVM’lerde alışveriş yapan kişi, kendini içgüdüsel olarak, “sınıf atlamış” gibi hissetmektedir. Öyle ya, toplumun krem tabakasıyla birlikte, çocuk çocuk aynı mekânda at koşturmaktadırlar. Ve ceplerinde limiti gelirlerinin kat be kat üstünde kredi kartları vardır. O kredi kartlarıyla alışveriş yapmanın hazzını bir kumarbaz tutkusuyla öyle çok isterler ki sonuç icralar, kapısına kadar dolu yediemin depoları ve ne yazık ki intiharlardır. Sürekli borçlu bir toplumu sokağa çıkarmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Ya azıcık maaşı da, ya acıcık geliri de elinden giderse? İktidarın bakanları bile kendi yarattıkları “sadaka” sisteminden yakınıyorlar. Hiç kimsenin çalışmadığı üç çocuklu bir eve, asgari ücretin birkaç katı para giriyor. Bir sosyal devletin en önemli görevlerinden biri hiç kuşkusuz iş bulamadığı yurttaşa bakmaktır. Ancak sürekli tüketimin pompalandığı, üretimin ağır aksak geliştiği ülkemizde ne yazık ki bu sosyal görev bir sadaka ödeme haline dönüşmüştür. Bir toplum sadakaya alıştı mı bunu değiştirmek son derece güçtür. Ve sadakayla beslenenler, asla sokağa çıkmazlar! Çalışmadan yan gelip yatacaksın, durmadan çocuk yapacaksın kim bundan vazgeçer? Bütün bunların yanı sıra, işsizlik dev bir sorun olarak her an kapımızda durmaktadır. En çok beyaz yakalılar bundan korkar. Ve işten atılmamak için sokağın bütün seslerine kulaklarını tıkamayı yeğlerler. Koridorlarda her zaman fısıltı halinde dolaşan işsizlik hikâyeleri onların en büyük kâbusudur. Çünkü her zaman ödenecek yüklü faturaları vardır. Çocuğun okul parası, ev kredisi, araba kredisi gibi... Kim bu kadar borçlu bir insanı sokağa çıkarabilir? Sokaklarımızın bu kadar tenha olmasının daha pek çok nedeni var. İnanılmaz bir kadercilikle elimiz kolumuz bağlanmış ve herkesin dilinde aynı söz: “Bu ülkede hiçbir şey değişmez.” Önce bu sözü tümden silmek gerekir. Bal gibi de değişir! On yıl önce, insan hakları deyince, bu ne demektir, diye sorulan bir ülkede şimdilerde, dağdaki çoban “İnsan hakkı kadar, bu koyunların da yaşam hakkı var” diyorsa, bu bir yığın üst üste gelen mücadelelerin, acıların sonucudur. Sokağa çıkmaktan korkmayanların bir zaferidir. Zafere adım adım ilerlenir. Evinde oturup, söylenerek değil... Kanserde yeni umut İnsan hücrelerinde rastlanan dörtlü sarmal yapı tedavide yeni yöntemlerin habercisi olabilir Dış Haberler Servisi İnsan hücrelerinde ilk kez “dörtlü sarmal” yapıya sahip DNA’ya rastlandı. DNA’nın ikili sarmal yapısının 1953 yılında Franxis Crick ve James Watson tarafından tanımlanmasından bu yana çığır açıcı en büyük keşif olduğu belirtilen gelişme, kanser tedavisinde yeni yöntemlerin bulunmasını sağlayacak. Uzmanlar dörtlü sarmal yapının kanser hücrelerinin yayılmasını engelleyebileceğini belirtiyor. İngiltere’de yayımlanan “Nature Genetics” dergisinde yer alan habere göre Cambridge Üniversitesi araştırmacıları, daha önce sadece ikili sarmal yapıya sahip olduğu düşünülen insan DNA’sında birbirine dolanmış dört DNA ipliğine rastladı. DNA’yı bir arada tutan ve genetik kodu oluşturan dört bileşenden guaninin çok sayıda bulunduğu bölgelerde görülen dörtlü yapıya bu nedenle Gdörtlü adı verildi. Cambridge Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Shankar Balasubramanian, “Gdörtlü yapı, hücrenin çoğalmasıyla, dolayısıyla kanserde görülen kontrolsüz çoğalmayla ilişkili. Laboratuvarda yaptığımız deneylerde dörtlü sarmal yapıya sahip DNA’yı sentetik moleküllere hapsederek hücreleri ayırdık ve çoğalmalarını kontrol altına aldık. Bu da kanserli hücrelerin yayılmasını önleyen sentetik moleküllerin üretilebileceğinin ilk işareti” dedi. Balasubramanian, “Dörtlü sarmal yapı, kanser hücrelerinin yayılmasını engellemekte yepyeni bir yöntemin keşfine yol açabilir. Bu yapıları kontrol altına alarak kanserli hücrelerin bölünmesini durdurabilir, böylece kanseri tedavi edebiliriz” dedi. Yaşam izi Dış Haberler Servisi Mars yüzeyine meteor çarpması sonucu oluşan bir kraterin, “kızıl gezegen”de hayat olduğuna ilişkin bugüne kadarki en büyük kanıtı oluşturduğu öne sürüldü. Profesör John Parnell ve Dr. Joseph Michalski, “McLaughlin” adı verilen kraterde bugüne kadar görülen en güçlü hayat izlerine rastlandığını belirttiler. İngiltere’de yayımlanan Nature Geoscience dergisinde yer alan çalışmada, meteor çarpmasıyla çevreye yayılan kaya parçalarının, başlıca yaşam kaynağı olan suyun form değiştirmiş hali olan kil ve minerallerden oluştuğu kaydedildi. Mars’ta hayat olup olmadığını keşfetmeye çok yaklaştıklarını söyleyen Profesör Parnell, kraterle ilgili çalışmalarda, Mars’ın yüzeyinin altında Dünya’dakine benzer bir yapı gördüklerini söyledi. Göktaşında fosil Haber Merkezi Rusya’da İngilizce yayın yapan Russia Today televizyonunun haberine göre, geçen ay Sri Lanka’ya düşen göktaşında tek hücreli yosun fosiline rastlandı. İngiliz ve Sri Lankalı araştırmacılar, buluşun evrende canlıların nasıl yayıldığı konusunda önemli ipuçları verdiğini kaydediyorlar. Uzmanlara göre, göktaşında bulunan fosil, canlıların meteorlar aracılığıyla başka bir gezegenden dünyaya geldiği yönündeki teoriyi de güçlendiriyor. Munzur’da çevre zaferi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Tunceli halkı, Munzur Vadisi Milli Parkı üzerinde yapımı devam eden Bozkaya Barajı ve hidroelektrik santralına (HES) karşı başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. Florası ve faunasında çok sayıda nadir endemik canlı türü barındıran Munzur Vadisi üzerinde yapılması planlanan Bozkaya Barajı ve HES projesini, bölgenin ekolojik dengesini bozacağı gerekçesiyle yargıya götüren 22 yurttaşın açtığı davayı görüşen Ankara 8. İdare Mahkemesi, projenin iptaline karar verdi. Gerekçeli karar, dün davanın taraflarına gönderildi. Baraj yapımı için çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu alınmamasını hukuksuz bulan mahkemenin kararında şöyle denildi: “ÇED sürecinden muafiyet sağlanmasında çevrenin korunması ilkesi açısından hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi karşısında, söz konusu projelere devam edilebilmesi için ÇED raporunun alınması gerektiği ve dava konusu Bozkaya Barajı ve hidroelektrik santralı projesi için ÇED raporu alınmadığı anlaşıldığından, işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” James Bond serisinin sonuncusu “Skyfall”un bazı sahneleri Çin’de sansürlenerek yayına girdi. Filmde sansürün uygulandığı bölümlerin başında Şanghay’da çekilen ve Fransız bir suikastçının Şanghay’daki bir gökdelenin güvenlik görevlisini öldürdüğü sahnenin tamamı olmak üzere bazı sahnelerde kesilmeler olduğu kaydedildi. Bunlara ek olarak Çin’in özel yönetim bölgelerinden kumarhaneleriyle meşhur Makau’da çekilen bazı sahnelerde altyazıların Çincelerinde anlam değişikliği yapıldı. Filmin sansürsüz halinde Bond karakterinin bir bar hostesine “genç yaşta fuhşa başladığına” atıfta bulunduğu sözlerin yer aldığı konuşmaların Çince altyazılarında anlamın değiştirildiği belirtildi. AA 007’ye sansür Greenpeace’ten suç duyurusu ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Greenpeace, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) hakkında, İzmir’in Gaziemir ilçesinde ortaya çıkarılan radyoaktif maddelerle ilgili suç duyurusunda bulundu. Greenpeace’ten yapılan açıklamada, TAEK’nin eski bir kurşun fabrikasındaki atıkları 2007’den bu yana bilmesine karşın, sorumluluğunu yerine getirmediği vurgulandı. Avrupa da kar altında Dış Haberler Servisi Kara kış Avrupa’da yüzünü sert gösterdi. İngiltere, Fransa ve Almanya zorlu kış şartlarıyla boğuşurken İskoçya’da dört genç dağcı uyarılara aldırmadan tırmanışa geçtikleri dağda çığ altında kalarak öldü. İngiltere’nin ve Avrupa’nın en işlek havalimanlarından Heathrow’da 260 uçuş iptal edilirken Türk Hava Yolları da Londra uçuşlarını karşılıklı olarak iptal ettiğini açıkladı. Almanya’da da Frankfurt Havalimanı’nda 292 uçuş iptal edildi. Gizli kapaklı keşif EMRE DÖKER BERGAMA Koza Altın firması tarafından Bergama Ovacık’ta işletilen altın madenine ait ikinci atık havuzuna karşı açılan davada, bilirkişi heyeti dün keşif yaptı. Keşfe katılmalarına izin verilmeyen çevrecilerin avukatı Arif Ali Cangı, 1. sınıf depolama tesislerinin yerleşim bölgelerine en az 1 kilometre uzakta olması gerektiğini ancak söz konusu tesise 400 metre ileride yerleşim yeri bulunduğunu söyledi. İncelemeye çevrecilerin alınmamasının “yargılamanın aleniliğine” aykırı olduğunu belirten Cangı, “Maden, önceden hazırlık yapmış; ‘güzel’ görüntüler eşliğinde, bir anlamda şirketin şovuyla keşfe geldik” diye konuştu. Bilirkişi heyetinde hidroloji anabilim dalından bir uzmanın yer alması önerilerinin kabul edilmediğini anımsatan Cangı, aykırılıkları tutanağa geçirttiklerini söyleyerek “Tarihe not düştük. Raporu bekliyoruz” dedi. İngiltere’de kamusal alanlarda uygulanan sigara yasağının çocuklarda astım hastalığının gerilemesine yol açtığı bildirildi. Yasağın ilk yılında astım vakalarında yüzde 12’lik bir düşüş görüldü. Düşüş, takip eden her yıl yüzde 3’er oranında devam etti. Yasak astımı azalttı ? Dış Haberler Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle