22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Meclis’ten kaçırılan Maliye Bakanlığı denetim raporuna Cumhuriyet ulaştı 5 Sayıştay isyan etti AYŞE SAYIN TBMM’nin Yarım Asırlık Gizli Tutanakları ANKARA AKP hükümetinin yetkilerini sınırlayarak raporlarını TBMM’ye sunmasını engellediği Sayıştay’ın 127 raporundan Maliye Bakanlığı denetim raporuna Cumhuriyet ulaştı. Maliye Bakanlığı’nın “mali tabloları” Sayıştay’dan da gizlediği ortaya çıkarken, “genel değerlendirme” raporunda, birçok kamu kurumunun iç denetim yapmadığı saptamasına yer verildi. Kamu kaynaklarının kullanımının yasalara uygunluğunu denetleyen Sayıştay, başta Maliye Bakanlığı olmak üzere kamu kurumlarının mali tablolarını kendilerine iletmemeleri nedeniyle denetim görevini yerine getiremediği için adeta “isyan” etti. Kamu idarelerinin iç denetim birimlerini ya hiç oluşturmadığı ya da eksik oluşturduğunu belirleyen Sayıştay, Maliye Bakanlığı’nın mali tabloları ve bu tabloların dayanağı olan bel Devlete ait taşınmazların kira gelirlerinin piyasa rayicine göre ayarlanmasına imkân veren yönetmelik değiştirilmiş, rayiç ayarlaması kaldırılmıştır. Bu uygulamanın sonucu olarak kamu taşınmazları düşük kira bedelleriyle kiralanmaya, kiralayanlar tarafından çok daha yüksek bedellere üçüncü kişilere kiralanmıştır. Bu durumun somut örneği İstanbul Sarıyer ilçesinde bulunan 154 ada 114 parsel No’lu taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu, 2010 yılı bedeliyle 110 bin 135 liraya özel kişilere kiralandı. Hak lehtarının taşınmazı kiraya vererek üçüncü kişilere kullandırması karşılığında elde ettiği 2010 yılı toplam kira bedeli 1 milyon 466 bin 273 lira olarak saptandı. Aynı taşınmazın hak lehtarı ve kiracılar tarafından kullanım bedelleri arasındaki fark 13 kat olarak belirlendi. DEVLETE 13 KAT KAZIK geleri de kendilerine sunmayarak “denetim görevini zora soktuğundan” yakındı. Raporda, “Kamu idaresi hesaplarının Sayıştay’a verilmesine ilişkin esaslarda yer verilen defter, mali tablo, belge ve bilgilere ait esas yevmiye kayıtlarının kurumsal bazda ancak 2013 yılından itibaren başlayacağının” ifade edildiği belirtilerek, denetim yılına esas 2011 yılı mali tablolarını Sa yıştay denetimine sunulmaması nedeniyle Sayıştay’ın “mali tablolara ilişkin görüş bildiremediği”ne işaret edildi. Sayıştay, denetimi zora sokan bu uygulamaların kaldırılmasını önerdi. Sayıştay’ın Maliye Bakanlığı raporunda şu saptamalara yer verildi: Hazine gelirleri, dini vakfa: Hazine’ye ait taşınmazlar üzerinde bulunan Diyanet İşleri Baş Yabancılara son altı ayda 23.5 milyon metrekare taşınmaz satıldı Yasa değişti satış patladı MAHMUT LICALI ANKARA Yabancılara mülk satışında “karşılıklılık ilkesinin” kalktığı ve üst sınırın 2.5 hektardan 30 hektara çıktığı Mayıs 2012’den bu yana taşınmaz satışları; 90 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca satılan bütün alanın 17.2’sini oluşturdu. Başka bir deyişle AKP’nin yabancılara taşınmaz satışını kolaşlaştıran düzenlemesinin ardından son 6 ayda 23 milyon 525 bin 758 metrekare taşınmaz satışı yapıldı. MHP Milletvekili Alim Işık’ın soru önergesini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıkladığı verilere göre, Türkiye genelinde yabancılara Cumhuriyet tarihi boyunca 136 milyon 961 bin 607 metrekare büyüklüğünde taşınmaz satışı yapıldı. 90 yıl içinde 139 bin 859 kişiye 152 bin 993 adet taşınmaz satıldı. 37 yıldır 23 hükümet eskiten Ankaraİstanbul demiryoluna 1.5 milyon TL ödenek ayrıldı Bitmeyen proje MUSTAFA ÇAKIR En fazla satış Yozgat’ta Bakanlığın verilerine göre, son düzenlemenin ardından taşınmaz satışları rekor oranda arttı. Düzenlemeyle birlikte Mayıs Aralık 2012 tarihleri arasında yabancılara 23 milyon 525 bin 758 metrekare büyüklüğünde taşınmaz satıldı. Başka bir deyişle Cumhuriyet tarihi boyunca yabancılara satışı yapılan taşınmazların yüzde 17.2’si son 6 ay içinde karşılılık ilkesinin kaldırıldığı düzenlemenin ardından gerçekleştirildi. Son 6 ay içerisinde 13 bin 574 yabancı kişi Türkiye’den mülk edindi. Taşınmaz satışının kolaylaştırılmasının ardından yabancılar en fazla Yozgat’tan taşınmaz aldı. Yozgat’ta 2 milyon 687 bin 31 metrekare büyüklüğündeki alan satılırken, Yozgat’ın ardından Konya’da yabancılara 2 milyon 346 bin 372 metrekare büyüklüğünde taşınmaz satışı gerçekleşti. Nevşehir, Kahramanmaraş, Batman’da yabancılar her bir ilde birer milyon metrakarenin üzerinde mülk edindi. ANKARA 37 yıldır tamamlanamayan, bu süre içerisinde de 6 cumhurbaşkanı, 23 hükümet, 10 başbakan ve projeden sorumlu 26 bakan eskiten Ankaraİstanbul Sürat Demiryolu Projesi 2013 yılı yatırım programına alınarak 1 milyon 500 bin lira ödenek ayrıldı. KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Yavuz Demirkol, her yıl “kâğıt üzerinde” ödenek ayrıldığını, ancak hiçbir çalışma yapılmadığını söyledi. Ankaraİstanbul demiryolu hattını 160 km. kısaltacak olan “Sürat Demiryolu Projesi” içerisinde yaklaşık 10 km. uzunluğunda Ayaş Tüneli de bulunuyor. 8 km’si tamamlanan tünel bitirilemedi. BTS Genel Başkanı Demirkol, Ayaş Tüneli’nin de içerisinde yer aldığı Sincan Çayırhan arasındaki 85 km’lik kısımda yapılan çalışmalara yaklaşık 1 milyar dolar para harcanmasına karşın projenin kaderine terk edildi ğini vurguladı. Demirkol, Ankara İstanbul arasını sadece 43 km. kısaltacak olan başka bir güzergâh üzerinde Ankaraİstanbul Hızlı Tren Projesi’nin başlatıldığına dikkat çekti. Demirkol, “Ankaraİstanbul arası mevcut hat 576 km. Ankaraİstanbul Sürat Demiryolu (Ayaş üzerinden) yapılmış olsaydı 416 km. olacaktı. (Mevcut hat 160 km. kısalacaktı). Ankaraİstanbul Hızlı Tren Projesi bittiğinde ise Ankaraİstanbul arası 533 km. olacak. (Mevcut hattan 43 km. kısa)” dedi. Demirkol, Artık hiçbir çalışma yapılmamasına karşın projenin halen yatırım programı içerisinde yer aldığını ve ödenek ayrıldığını belirten Demirkol, “Projeyi tasfiye edemiyorlar. Çünkü bu durumda yüklenici firmanın, müteahhitlerin dava açma hakkı doğuyor. Her yıl ödenek veriyorlar. Yeterli ödenek olmadığı için de çalışma yapılmıyor. ‘Kâğıt üzerinde’ verilen ödeneklerle proje sürüncemede bırakılıyor” dedi. YENİ ANAYASADA SÜRE UZATILDI AMA AKP’NİN AKLINDA KENDİ ANAYASASI VAR AKP’den referandum baskısı rumda, 4’lü uzlaşmanın olmadığı görüşüyle komisyonun görevinin ANKARA Yeni anayasayı hasona erdiğini ilan edecek ve B plazırlayan Meclis Uzlaşma Komisnını uygulayacak. B planında 4 yonu’nun süresi TBMM Başkanı partiden biriyle yola devam edilCemil Çiçek’in girişimiyle uzatılmesi yerine AKP’nin kendi anamasına karşın, AKP’nin “kenyasasını Meclis’e getirme gödi anayasasını yapmaya” yörüşü öne çıkıyor. Ancak ? AKP’de, “komisyonun anayasayı nelik çalışmaları hız kazandı. anayasayı referanuzlaşmayla yapmaması halinde partinin AKP’nin AKP’de, partinin anayasayı duma götürecek 330 milletvekendi taslağını Meclis’e getirerek referanduma götürecek 330 kili bulunmuyor. Bu gerçeğe vekili bulunmamasına karşın karşın AKP’de, “kendi anareferanduma götürme” kararı alındı. “Komisyonun uzatılan süyasasını zorlama” düşüncesi rede de anayasayı uzlaşmayla sorulması formülünün muhalefet ta geniş bir destek buluyor. AKP’nin yapmaması halinde partinin tas rafından kabul edilmeyeceği görü halen 326 milletvekili bulunuyor. lağını Meclis’e getirerek refe şüyle, B planı hazırlıkları da yapı AKP’de, “oylama aşamasında randuma götürme” kararı alındı. lıyor. AKP’de bu durumda da ye 4’ten daha fazla destek gelip, AKP’de uzlaşma çıkmayacak ni anayasadan geri adım atmama anayasanın referanduma taşınakonular, “Anayasanın başlangıç kararı alındı. AKP, böylesi bir du bileceği” görüşleri ifade ediliyor. ERDEM GÜL kısmı, din hürriyeti, anayasal vatandaşlık (kimlik) ve anadilinde eğitim” olarak görülüyor. Ancak AKP’de uzlaşılan maddelerin Meclis’te oylanması, uzlaşılamayan maddelerin ise referandumla halka kanlığı’na tahsisli cami ve mescitlerin ticari nitelikli ünitelerinin kiralanması yetkisinin herhangi bir mevzuata dayanmaksızın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildiği ve bu devre istinaden başkanlıkça söz konusu Hazine gelirlerinin yüzde 25’inin bir vakfa (Dini ve Sosyal Hizmetler Vakfı) aktarıldığı görülmüştür. (...) Gelirlerin yüzde 30’unun, arz bedeli Hazine’ye, yüzde 10’unun taşınmazın bağlı olduğu müftülüğe, yüzde 25’inin Dini ve Sosyal Hizmetler Vakfı’na, yüzde 35’inin ise ilgili cami derneğine veya vakfına aktarılacağı kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla herhangi bir dayanaktan yoksun olarak Maliye Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan 21.12.2006 tarihli protokolle, kira gelirlerinin yüzde 70’inin dağıtılması inisiyatifinin başkanlığa bırakılmış olması; mülkiyeti Hazine’ye ait taşınmazların kiraya verilmesi sonucu elde edilen ve kamuya ait olması gereken genel bütçe gelirlerinin vakfa aktarılması yolu açılmıştır. Söz konusu yönetmelik hükümleri yeniden düzenlenmelidir. Yeşil alanlar ticari alan: İmar planına göre yol, park, meydan, yeşil alan, havuz, gölet, paten pisti, merasim alanı olarak belediyelere verilen taşınmazlar, kullanım amacına aykırı olarak ticari alanlar haline getirilip üçüncü şahıslara kiralandı. Bu kapsamda İstanbul Kadıköy Kalamış Mahallesi’ndeki 427 No’lu adada bulunan ve yeşil alan tahsisi yapılan arsa, Fenerbahçe, Galatasaray kulüplerine verilerek, sosyal tesisi, konukevi, restoran haline getirildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne tahsisli 29 bin metrekare büyüklüğündeki Bahçelievler’deki Buz Paten Sarayı içinde yer alan eklentiler de “kafeterya, nikâh salonu, spor malzemesi mağazası” olarak 3. kişilere amaç dışı olarak kiralandı. Kuveyt Türk’e koruma: Tahakkuk eden ve tahsili gerçekleşen gümrük vergisi gelirlerinin emanet hesaplarında bekledildiği, dolayısıyla tahsilatı yapılmış gelirlerin bütçe gelirleri ve gelir hesaplarına geç kaydedildiği tespit edilmiştir. (...) Protokol çerçevesinde vergi tahsilatları yaparak tahsil edilen tutarları Erenköy saymanlık hesabına göndererek Kuveyt Türk Katılım Bankası tarafından bazı günlere ait tahsilatların saymanlık banka hesabına geç gönderildiği ve geç gönderme neticesinde protokolün “tarafların yükümlülükleri” başlıklı maddesinde öngörülen gecikme zammı ve cezanın uygulanmadığı tespit edilmiştir. Vergi tahsilatları yaparak, tahsil edilen tutarları Erenköy Saymanlık Müdürlüğü hesabına göndere Kuveyt Türk Katılım Bankası tarafından bazı günlere ait tahsilatların muhasebe birimi banka hesabına geç gönderildiği ve bu geç gönderilme neticesinde öngörülen toplam 10 bin 2457 lira gecikme zammı ve 232 bin 425 lira cezanın uygulanmadığı tespit edilmiştir. Memura, profesör ödeneği: Bakanlık taşra teşkilatında memur ve muhasebe denetmen yardımcısı kadrolarında görev yapan personele, yükseköğretim kurumlarında görevli personel için öngörülmüş olan “Eğitim öğretim ödeneği” ve “Üniversite ödeneği” ödemesi yapıldığı görülmüştür. Personele ‘mükerrer’ ödeme: Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında görevli personelden, maaş ödemesi yapıldıktan sonra görev yeri değişenlere hem eski hem de yeni görev yerlerinden ilgili aylara ait tam maaşlarının mükerrer ödendiği, bu mükerrer ödemelerin kişilerce iade edilmesine rağmen benzer şekilde ödeme yapılmasını önleyecek kontrollerin olmadığı görülmüştür. Kıyak ‘huzur’: Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığı’nca yapılan ek çalışma karşılıkları ödemelerinin incelenmesi neticesinde Hesap Uzmanlar Kurulu Grup Başkanlıkları’nda oluşturulan rapor okuma ve değerlendirme komisyonlarında görevli vergi müfettişlerine gün içinde birden fazla huzur hakkı ödemesi yapıldığı görülmüştür. Bakanlıkta görevli memurlara yapılan giyecek yardımlarının incelenmesi neticesinde; ayni yardım alması gereken unvanlardaki personele nakti yardım yapıldığı ve giyecek yardımından faydalanması mevzuatta öngörülmeyen kişilere giyecek yardımı yapıldığı görülmüştür. TBMM’de gerçekleştirilen kapalı oturumlar, son yıllarda görüşülen konuların “kamuoyundan gizlendiği” ve “halktan saklandığı” eleştirilerini beraberinde getirmesine karşın Kurtuluş Savaşı’nın sürdürüldüğü dönemlerden beri uygulanıyor. TBMM tarihindeki ilk kapalı oturum, Meclis’in açılmasından bir gün sonra, 24 Nisan 1920 tarihinde yapılırken son kapalı oturum ise 4 Ekim 2012’de Suriye tezkeresinin görüşmelerinde gerçekleştirildi. TBMM’nin 93 yıllık tarihi boyunca tam 266 kapalı oturum yapıldı. Kapalı oturumların kamuoyuna açıklanması için üzerinden 10 yıl geçmesi ve TBMM Genel Kurulu’nda oturumun kapalı durumunun kaldırılmasına yönelik karar alınması gerekiyor. Bu kapsamda TBMM tarihi boyunca yapılan kapalı oturumların 206’sı kamuoyuna açıklanırken 60 kapalı oturum ise hâlâ gizli tutuluyor. 23 oturum 10 yıl olan süreyi tamamlamadığı için kapalıyken 10 yıllık süre geçmesine karşın kapalı tutulan 37 farklı oturum bulunuyor. Tutanak Hizmetleri Başkanlığı bünyesinde 10 yıllık süresi geçmesine karşın kapalı durumu devam ve bazıları yarım asrı deviren gizli tutanaklara şöyle bir bakalım: Hâlâ açıklanmayan en eski tutanak 64 yıl öncesine dayanıyor. Eski Erzurum Milletvekili Behçet Kemal Çağlar’ın Dilekçe Komisyonu’nun raporuna ilişkin bir önergesinin 16 Mart 1949 tarihde kapalı oturumda yapılan görüşmesi bugüne kadar hâlâ açıklanmadı. Kıbrıs konusunda hâlâ kapalı durumda olan en eski tutanak ise Eski Dışişleri Bakanı Rüştü Zorlu’nun TBMM’yi bilgilendirdiği 16 Haziran 1958 tarihli tutanak oldu. 1962 yılında Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir’in darbe girişimi ve Ankara’da “Yılanların Öcü” filminin gösteriminin ardından çıkan olayların ele alındığı “Ankara Olayları” konulu genel kurul görüşmesi de kapalı tutuluyor. 10 yıl geçmesine karşın kamuoyuna açıklanmayan tutanakların birçoğunu “Kıbrıs meselesi” ve “Kıbrıs olayları” konuları oluştururken 1965 ve 1966 yıllarında da MİT Kanunu hakkında yapılan iki farklı görüşme de hâlâ kapalı tutuluyor. 1970 yılında Nur cemaatinin önde gelen isimlerinden ve eski Diyanet İşleri görevlisi Yaşar Tunagür hakkında yapılan kapalı görüşme de hâlâ açıklanmayan tutanaklar arasında yer alıyor. 12 Eylül darbesinin ardından Milli Güvenlik Konseyi’nin 13 Şubat 1981 tarihinde Vatandaşlık Kanunu hakkındaki görüşmesine ilişkin tutanak ve teyp bandı da bugüne kadar açıklanmayan belgelerden birini oluşturuyor. TBMM Genel Kurulu’nda terör konusunda 1985, 1987, 1990 yıllarında yapılan görüşmeler de 10 yıllık süre geçmesine karşın hâlâ gizli olan tutanaklar arasında yer alıyor. Öcalan’la Görüşmelere İsim Arayışı Hükümetin İmralı’da Öcalan’la sırada görüşmeler için “İmralı sügörüşmelerin yeniden başladığını reci”, “Öcalan’la görüşmeler”, ilan etmesinin ardından yol hari “Kürt sorununun çözümü” gibi tasında neler olacağıyla birlikte isimler gündeme geldi. Ancak Ersürecin ismi de tartışılmaya baş doğan’ın Siyasi Danışmanı AKP landı. Aynı durum, 2009’da Ha Milletvekili Yalçın Akdoğan, bur’da sona eren açılım için de başlayan sürece kendilerinin dışında yakıştırılan isimleri yaşanmıştı. O zaman da kabul etmeyeceklerinin hükümet “Kürt açılımı” ile işaretini verdi. Akdoğan, başlayan isimlendirmeleri silahların susmasından beğenmeyip “Milli Birlik daha kapsamlı Kürt soruve Kardeşlik Projesi” isnunun çözümü hedefinmini sevmiş ve kullanden hareketle seslendirimıştı. Bu kez de hükülen “barış süreci” ismini met bir isim sorunu yaşıdoğru bulmayacaklarını yor. Başbakan Tayyip Erdoğan, zaten “hükü Yalçın Akdoğan belirtti. Barış süreci denmesi halinde daha önce metin değil devletin hatta sadece MİT’in görüştüğünü” be savaş olduğu çağrışımı olacağı lirterek bunun eski projenin deva kaygısını dile getiren Akdoğan’ın mı olduğunu söyledi. Konuşan isim önerisi “çözüm süreci” oldu. bakanlardan ise “Silahların bırak Bu önerinin de muhatapların tatırılması, kanın durdurulması, ana mamı tarafından kabullenilmeyeların gözyaşının dindirilmesi” gibi ceği ortada olduğuna göre, süreaçıklamalar geldi ki bu ifadeler cin en az kendisi kadar isminin sürecin ismi olamazdı. Tam bu de hararetle tartışılacağı kesin. Kıyak Memuriyet Direkten Döndü TBMM Tarım Komisyonu’nda hesapları bozdu. Seçer, Tarım geçen hafta Tütün ve Alkol Piya Bakanı Mehdi Eker’den TAPDK sası Düzenleme Kurumu’nun yöneticilerinin kimlerden oluştu(TAPDK) tasviyesini sağlayan ta ğu, ne kadar maaş aldıkları ve sarı “kıyak memuriyet” tartışma hangilerinin kamu görevlisi oldularıyla kabul edildi. AKP milletve ğunun açıklanması istedi. Eker kili Feyzullah Kıyıklık’ın akrabası de kurumun başına 7 Kasım olan ve yalnızca 3 ay önce 2012’de atanan Evcimen ile yöTAPDK’ye başkan olarak atanan netim kurulu üyesi Ahmet BahaSuat Evcimen’e kamu görevlisi dır Sezgin’in kamu görevlisi ololmamasına karşın “kıyak memu madığını ve kurul başkanının 6 riyet” getiren düzenleme bin 500 TL maaş aldığını söyledi. Bunun üzerine ise CHP’li Vahap Seçer’in itirazı üzerine diAKP’li Bedrettin Yıldırım rekten döndü. da düzenlemenin hakkaTAPDK’nin kapanmasıyniyetle bağdaşmadığı gela birlikte memur kökenli rekçesiyle önergeye karşı çıktı. CHP’li Seçer ise baolan çalışanların mağdur kanlığın bürokratlarının olmaması için Tarım Bakanlığı’na geçirilmesine alın teri ile kazanmış olyönelik düzenlemeye dukları bir hakkın, “kişiye atıfla AKP’li Mehmet Er AKP’li Kıyıklık özel” düzenleme ile kurul başkanına tanınmak isdoğan, Yunus Kılıç, Adem Tatlı ve İlhan Yerlikaya tendiğini vurguladı. Bunun kabul yeni bir önerge hazırladı. Öner edilemeyeceğini söyleyen Seçer, geyle TAPDK’nin mevcut Başka “Böyle bir düzenleme ne hukuka nı Evcimen’in başkanlık görevin ne de vicdana sığar. Doğru bir iş de aldığı maaşa eşdeğer bir ma yaptığınızda destek oluyoruz. Bu aşla Tarım Bakanlığı’na memur yaptığınız iş yanlış. Gelin doğru olarak alınması düzenlendi. Baş yolu bulun ve önergenizi geri çeka bir deyişle kamuda çalışma kin” dedi. Tartışmaların ardından yan Evcimen’e 2030 yıllık üst AKP’li üyeler verdikleri önergeyi düzey bir kamu görevlisinin sa geri çekmek zorunda kaldı, hip olduğu hakların tanınması is AKP’li vekilin akrabasına kıyak tendi. Kıyak memuriyet önergesi memuriyet düzenlemesi direkten ne CHP’li Seçer’in itiraz etmesi dönmüş oldu. Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı parlamentokulisi@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle