14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Eğitim sistemindeki değişiklikle okul yaşının geri çekilmesi büyük tehlikeler taşıyor Çocuklar risk altında Uygulama okuldan soğutacak Atatürkçü Düşünce Derneği Aydın şubelerince hazırlanan rapora göre, 66 aylık çocukların okula başlamaları halinde olabilecekler şöyle sıralanıyor: ? Çocuklarda okul fobisinin doğmasına neden olabilir. ? Özbakım becerileri açısında istenilen düzeyde gelişmediği için istenmeyen birtakım davranışlarla (altını ıslatma gibi) karşılaşılır ve çocuğun duygusal dünyasını onarılamayacak biçimde zedeleyebilir. asa ile eğitim sisteminde yapılan en büyük değişiklik okula başlama yaşının 72 aydan 6066 aya çekilmesi oldu. Yasanın 11 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından çocuk gelişim uzmanları, sivil toplum kuruluşları, eğitimciler, sendikalar 60 aylık çocukların “Henüz tuvalet alışkanlığı kazanmadıkları, kural algısının oluşmadığı, kalem tutma becerisi edinmediği” dolayısıyla okula başlamalarının yanlış olduğu eleştirilerini getirdi. Bu tartışmalar sonrasında MEB bir genelge yayımlayarak, okula başlama yaşını 6672 ay yaş grubunu kapsayacak şekilde düzenledi. Eğitimİş yeni eğitim sistemine ilişkin raporunda, bu değişikliği “İktidar tepkilere karşılık okula başlama yaşında geri adım atmıştır. 60 ay bir genelge ile 66 aya çıkarıldı. Böylece çıkarılan yasayı ilk delen MEB’in kendisi olmuştur. Yasaya rağmen alt norm düzenlemesi yaparak hukuk garabeti yaratmıştır” ifadeleri ile yorumladı. Enver Geldi Tamam M. Kemal de Yakındır 29 Ağustos Çarşamba günü iki yazarımız (Mine Kırıkkanat ve Enis Coşkun) aynı anda çarpıcı bir saptamayla, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu Enver Paşa’ya benzetmişlerdi. Ahmet Davutoğlu ile Enver Paşa’nın ortak noktaları, başkalarının emellerini kendi rüyaları haline getirmiş olmalarıdır. 1922 Ağustos’undaki ölümünden 74 yıl sonra naaşı yurda getirilen Enver Paşa’nın, gerçekleşmeyecek düşler peşinde koşarken, başkalarının emellerini kendi rüyaları sanmasının büyük kayıplara yol açmış olduğu tartışma götürmez. O rüyalar on binlerce vatan evladının yaşamına mal oldu, en sonunda da, 41 yaşında kendi yaşamına. Enver Paşa kendi rüyaları ve ülküleri sandığı hedefler peşinde koşarken, Alman hesaplarının aleti olduğunu ömrü boyu kavrayamamış, her biri on binlerin canına mal olan hesapsız işlere atılmıştır. Enver Paşa’nın, 1914 Aralık 1915 Ocak’ındaki Sarıkamış macerası çoğu soğuk ve hastalıktan olmak üzere 60 bin (kimilerine göre 90) cana mal olmuş, o ise bu dehşet ve utanç verici bozgundan ders çıkaracağı yerde, Sarıkamış’tan İstanbul’a dönüşte Sarıkamış seferi hakkında müthiş bir sansür uygulamış, ülkemizin insanları orada neler olduğunu ancak yıllar sonra öğrenebilmişti. ??? Bütün bu açıklamalar sanırım, Enver Paşa’ya benzetilmenin pek de hoşa gitmeyecek ağır bir kıyaslama olduğunu anlatmaya yeter. Yine de, yukarıda yazılarından söz ettiğim iki dostumun, Ahmet Davutoğlu’na pek haksızlık etmediklerini söylemeliyim. Davutoğlu diplomasisi, Osmanlı’yı bir oldubitti ile 1. Dünya Savaşı’na sokan Enver Paşa politikasına çok benziyor. Doğrusu kimsenin hakkını yemeyelim, Almanlar kendi savaşlarını onlar adına veren Enver’in çılgınlıklarını bir yandan desteklerken, bir yandan aralarından kimileri büyüklük tutkusunun sınırsızlığını ve saçmalığını görüyor ve bunu dile getiriyorlardı. Enver’in 60 bin kişiyi Sarıkamış dağlarında heba etmesi üzerine Von Der Goltz aynen şunları söylüyordu: Kafkasya’da maalesef, kendilerini Napolyon Bonaparte zanneden ve cahil yetişen birçok adam var. Bunlar ordularına güçleriyle bağdaşmayan işler vermişler ve büyük zararlara uğratmışlardır. Tarihin şu garip tecellisine bakın ki, Sarıkamış’tan neredeyse yüz yıl sonra, kendinin diye sunduğu Amerika’nın Suriye politikasının akılcı bir açıklamasını yapamayan, ancak Hatay kamplarında neler döndüğünün görülmesini yasaklatmak yoluyla durumu tevil etmeye çalışan Davutoğlu’nun tutumu da, politik taşeronluğunu yaptığı ABD tarafından bile yeterince desteklenmemektedir. Nitekim tampon bölge dileklerinin dile getirileceği BM toplantısında Davutoğlu, Hillary Clinton’u bile bulamamıştır yanında. ??? İşin ilginç yönü, Mareşal Goltz’tan yine 100 yıl kadar sonra, bu defa bir Amerikan generali, ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey Suriye’ye askeri müdahale tartışmalarını gerçekçi bulmadığını, Türk komutanların tampon bölge isteğinin ABD’ye ve ittifaka, altından kalkamayacakları bir yük yükleyeceği uyarısında bulunmak zorunluluğunu hissetmiştir. Bu arada Enver Paşa’ya da haksızlık etmeyelim. Enver Paşa iktidara geldiği zaman Osmanlı’nın yıkılışını kucağında buldu. Ahmet Davutoğlu öyle bir miras devralmadı, bugün vardığımız yer onun eseridir. Evet Enver, kötü mirası kucağında buldu, bilançonun daha da ağırlaşmasına yol açan girişimlerden de geri durmadı ve bu kanlı faturayı çok ağır ödedik. Bu hesabın temizlenmesi, ancak macera döneminin sone erip, Mustafa Kemal ile birlikte yeni akıl çağının açılmasıyla oldu. Çarşamba günü iki dost yazarı okurken bunları düşündün ve dedim ki: Neyse Enver geldi, tamam! Şimdi sıra Mustafa Kemal’de; onun da eli kulağındadır, neredeyse gelir, çünkü koşullar onu çağırıyor. Düzeltme: Dün üç okurum, Onur Yörük, Ozan Yaşar ve Okan Tygar’dan ileti aldım. Daniel Carosso üç yıl önce 103 yaşında Barselona’da ölmüş. Bilginize sunarken, her üçüne de şükranlarımı iletirim. A.S. ADD RAPORU Y Okulların, 55 buçuk yaş çocuklarının fiziksel özelliklerine uygun olarak düzenlenmemesinin, can güvenliği tehlikesini de beraberinde getireceği vurgulanarak, “Eğitim ortamlarında fiziksel yapı ve donanım eksikliklerine bağlı kazalar daha sık görülecek, çocuk ölümlerinde artış olacak” değerlendirmesi yapıldı. 4+4+4’ün olası sonuçları ? Türkiye’deki ekonomik eşitsizlikleri artırarak derinleştirir. ? Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin uygulamaya konulmasından bu yana okullaşma oranında ciddi bir iyileşme gerçekleştirilmiştir. Sistem değişikliği ile birlikte bu ivmenin yavaşlaması riski belirmektedir. ? İlköğretim kurumlarının; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokul ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam hatip ortaokullarından oluşması, var olan eğitim sisteminin omurgasının değişmesine neden olmaktadır. ? Programa din içerikli derslerin girmesi, beraberinde tüm bu okullarda önceleri bu derslerde olmak üzere öğrencilerin “türban” ile derslere girmelerini getirecek ve dolayısıyla tüm okullar zaman içerisinde imam hatipleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. ? 20122013 eğitimöğretim yılı okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin kitlesel anlamda yer değiştirmesine neden olacaktır. Dersler kalabalık sınıflarda olacak bulunan ilkokul ve ortaokul için ikili öğretim uygulaması yapılabilecektir” açıklaması yapıldı. Seçmeli derslerin eklenmesi ile ders saatleri arttırıldı. Buna göre ilkokulların haftada 30, ortaokulların ise haftada 3637 saat derse girmesi benimsendi. Bu durumda ikili eğitim yapan kurumlarda sabahçı ve öğlencilerin ders saatleri çakışacak. Örneğin günlük 78 saat derse girecek ortaokul öğrencileri en erken 06.00’da derse başlasa 14.00’ten önce okuldan çıkamayacak. 14.00’te derse başlayacak ilkokul öğrencileri ise dersi ancak gece 22.00’de bitirebilecek. Bu da özellikle kış mevsiminde öğrencilerin derslere uykusuz girmesine, başarılarının düşmesine yol açacak. İstanbul Maltepe Dumlupınar İlköğretim Okulu anasınıfı öğrencisi 6 yaşındaki Efe Boz, yalnız başına gönderildiği tuvalette yerine tuttuınıf eksiğinin kapatırulmayan lavabonun kırılması ve şah lamaması karşısında damarının kesilmesi sonucu öldü. geliştirilen ikili eğiİlkokullarda ihmal sonucu yaşatim formülünde ise kalabalık sınıflar mını yitiren çocukların ailelerine sorunu yaşanacak. EğitimSen İsdestek veren Gündem Çocuk tanbul Şubesi, “Yoksul mahallelerde Derneği, “66 yaş çok erken” sınıf mevcutlarının 7090 kişi civarında başlıklı bilgi notunda; okulolacağını” öngördüğünü açıkladı. Ancak ların, 55 buçuk yaş çocukkalabalık sınıf sorunu sadece yoksul semtlarının fiziksel özelliklerilerde değil, Ankara’nın merkez ilçesi Çanne uygun olarak düzenkaya’da bile kendisini gösterecek. MEB, 6066 yaş grubu öğrencilerden kaçının okula kaylenmemesinin, can güdolacağına ilişkin bir çalışma başlattı. Buna venliği tehlikesini de begöre kontenjanların kaça çıkacağı hesaplandı. raberinde getireceğini Hesaplamalarda sınıf mevcutlarının standartların vurgulayarak, “Çoçok üstüne çıktığı öğrenildi. Ankara İl Milli Eğicukların fiziksel gütim Müdürü Kamil Aydoğan, mevcutlar ile ilgili venliklerine cevap olarak daha önce “fazla öğrencilerin başka okulverecek tedbirler alılara dağıtılacağını” açıklamıştı. Aydoğan bir başnabilecek mi? Böyle ka açıklamasında ise “Yeni hizmete giren 1200 giderse eğitim fizikderslikle beraber yaklaşık 3 bin dersliği sadece bisel yapı ve donanım rinci sınıflara ayırdık. Ankara’da zorunlu olarak okueksikliklerine bağlı la kayıt yaptıracak 90 bin civarında öğrenci var. Bu kazalar daha sık gö90 bin çocuğa karşılık, zorunlu olmayan öğrenciler rülecek, çocuk ile 66 ay ve üzerindeki çocukların yüzde 25’i okuölümlerinde artış la kayıt yaptırdığında mevcutlarımız yaklaşık olacak” değerlendir3035 kişilik olacak” değerlendirmesini yaptı. mesini yaptı. S Öğrenci sayısı arttı Okula başlama yaşının geri çekilmesi ile birlikte, okula başlayacak öğrenci sayısı 1 milyon 258 bin 839’dan 2 milyon 313 bin 888’e çıktı. Ancak sayıya, okula başlaması kararı aileye bırakılan 6066 ay yaş grubundaki çocuklar da dahil edildi. Uykusuz kalacaklar Sınıf ihtiyacının giderilememesi iki sorun doğurdu: İkili eğitim ve kalabalık sınıflar… 1 milyondan fazla öğrencinin mevcut sınıflarda öğrenim görebilmesi için ya sınıf mevcutlarının arttırılması gerekecek ya da ikili eğitime yani sabahçı öğlenci sistemine geçilecek. Bakanlık genelgesinde, “Şartların uygun olmaması durumunda aynı binada Kazalar yaşanacak DÜNYADA YAYGIN DEĞİL AÇEV Erken Çocukluk Eğitimi Danışma Kurulu üyelerinin hazırladığı çalışmaya göre, dünyadaki 209 ülke arasında sadece 31 ülkede çocuklar 5 yaşında okula başlıyor. Çocukların erken yaşlarda okula başladığı ülkelerde de yöntemler çocuğun zorlanmadan 12 yıl içerisinde okuma yazmayı öğrenmesine fırsat verecek şekilde önceden düzenlenmiş ve öğretmenler buna uygun olarak eğitim almışlar. AÇEV’in çalışmasına göre, bu yaş grubundaki çocukların büyük bir oranı henüz ilköğretime hazır ya da okumayazma becerilerini edinebilecek durumda değiller. Ayrıca ülkemizde bu yaş grubundaki çocuklardan çok azı okulöncesi eğitim almış durumda. Anaokuluna ya da anasınıfına gitmeden ilköğretime başlayacak çocuklar ise risk altında bulunuyor. 5 YAŞ Bakanlık fiziki düzenlemelerin yapılması için okullara ödenek göndermedi Küçüklere uygun sıra yok ütçede yer verilmediği için yasaya uygun düzenlemenin yapılamayacağının söylendiği diğer bir alan ise okulların, 55 buçuk yaşındaki öğrencilerin fiziki ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi oldu. Buna göre sınıflarda sıraların, tahtaların; tuvaletlerde lavaboların ya da merdivenlerin, kapı kollarının bile 5 buçuk yaşındaki çocukların fiziksel özelliklerine uygun hale getirilmesi gerekiyor. EğitimSen’e göre bakanlık, fiziki düzenlemelerin yapılması için okul yönetimlerine ödenek göndermedi. Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir ise “Örneğin sıralar, 5 buçuk yaşındaki öğrencinin boyuna göre yenilenemez. Çünkü sınıf yetersizliğinden dolayı ikili eğitim veren okullarda, sabah ortaokul öğrencisi, öğlen de ilkokul öğrencisi o sırada oturacak. Sıralar hangisine göre düzenlenecek?” açıklamasını yaptı. B UYUM SAĞLAMAKTA ZORLANACAKLAR Uzman pedagog Belgin Temur, özellikle daha önce okulöncesi eğitim almamış bir çocuğun, birdenbire bu kaosun ortasına düşmesinin, uyum ve öğrenme sorunlarına neden olacağını söyledi. İlk yılda hazır olmadığı halde zorlanan, dolayısıyla başarısızlık hissini yaşayan çocukların daha sonraki yıllarda da okula ve öğrenmeye karşı olumsuz tutum içine girdiklerine dikkat çeken Temur, şunları söyledi: “Her çocuğun gelişimi farklıdır. Bazı çocuklar yaşları daha büyük olmasına rağmen gerek psikolojik ve bilişsel olarak gerekse motor becerileri bakımından gerekli hazırlığa ulaşmamış olabilirler. Bu değerlendirmenin mutlaka çocuk gelişim uzmanları tarafından yapılması gerekmektedir.” Altyapıya önem verilmedi İstanbul’daki okulların yüzde 60’ında ikili öğretim yapılıyor. Bu sene bu oranın yüzde 70’lere çıkması bekleniyor. Bu okullarda sabah ortaokul, öğleden sonra ilkokullar aynı sınıfı paylaşıyor. Bu nedenle tamamen ilkokul veya ortaokula göre fiziki yapıda düzenlemeler mümkün değil. Bunun yanı sıra ders saatleri 5, 6, 7, 8. sınıflarda artırıldığı için ikili öğretim yapan okullarda öğrenciler ya sabah çok erken derse girecek ya da çok geç çıkacak. Öğrenciler, veliler, öğretmenler bundan olumsuz etkilenecek. Müfettişler Derneği Başkanı Doğan Ceylan, fiziki düzenlemenin ancak iki binası bulunup biri ilkokul diğeri ortaokul olarak ayrılan binalarda mümkün olabileceğini ama bunların sayısının da çok az olduğunu belirtti. Ceylan, 4+4+4 sistemiyle ilgili sorunları şöyle sıraladı: Ders programları: 1. sınıflarda programın değiştirilmesi veya ders saati artırılan matematik gibi derslerin programının revize edilmesi, yeni seçmeli derslerin programının hazırlanması bitirilip öğretmenlerle henüz payDüzenlemeler laşılmadı. yapılmadan sistemin Ögretmenler: Öğretdeğişmesi, öğrenci, menler yeni sisteme moöğretmen ve velileri tive olamadı. Çünkü 30 mağdur edecek. bin sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düştü. Norm fazlası öğretmenlerin akıbeti ne olacak belli değil. Öğretmenlerin ilde açık bulunan ilçe ve köylere gönderilmesi bekleniyor. Yaşanacak sorunlar ? İkili öğretim yapan okullarda öğrenciler ya sabah çok erken derse girecek ya da çok geç çıkacak. Eğitim Servisi Anadolu liselerinde boş kalan kontenjanlar dün açıklandı. Her öğrenci kayıt hakkı kazandığı okula, kayıt hakkı kazandığı gün hariç 3 işgünü içerisinde saat 17.00’ye kadar kayıt yaptırmak zorunda. Kayıt yaptırmayanlar, bu haklarını kaybedecek. Yedek kayıt döneminde, boşalan kontenjanlar için yedek listede yer alan sıradaki öğrenciye kayıt hakkı verilmesi işlemi 12 Eylül saat 17.00’ye kadar sistem tarafından otomatik yapılacak. Kayıtlar ise 14 Eylül saat 17.00’ye kadar sürecek. Kontenjanlar dolmadı Öneriler ? Yeterli derslik yapılana kadar haftada 30 saat ders uygulamasına devam edilmeli. ? Dönüşüm 3 yıla yayılmamalı. ? Norm fazlası olan sınıf öğretmenleri 5. sınıfta bir süre daha derse girmeli. ? 6066 ay arasındaki çocuklar birinci sınıfa kaydedilmemeli. SÜRECEK Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız, katıldığı televizyon programında, SBS’nin bu yıl son kez yapılacağını anımsatarak sonra sistemin değişeceğini söyledi. Zararsız, “Eğitimöğretim yılının sonunda SBS yine yapılacak. 20122013 öğretim yılının sonunda haziranda düzenlenecek. 20132014 öğretim yılının sonunda ise SBS olmayacak. Bir başka şekilde ortaokuldan liseye yerleştirme yürürlüğe girecek” dedi. SBS son kez yapılacak C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle