14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ORTAÖĞRETİMDE SEÇMELİ OLARAK OKUTULACAK ’PEYGAMBERİN HAYATI’ MÜFREDATI HAZIRLANDI 5 başımıza kaldık... Libya’yı vuran şahin Faransa’ya bakın, Almanya’ya, Irak’ı işgal eden İngiltere’ye ve ABD’ye... Malatya’dan kalkan askeri uçağımız Lazkiye açıklarından vuruldu mu yoksa alçaktan uçarken, atılan füzeden kaçarken kanadı denize değip, bir süre sonra Akdeniz’in derin sularına mı gömüldü? Suriye açıklama yapmıştı: “Karasularımıza girdiği için vurduk...” Doğru muydu? Radar üslerinden hiçbir bilgi kamuoyuna aktarıldı mı? Ben duymadım! Sıradan yurttaşların ağızlarında şehir efsaneleri... ??? 30 Ağustos Zaferi’ni,1 Eylül Dünya Barış Günü’nü önemsemeyen bir siyasal iktidar var... Nâzım Hikmet ne diyor 30 Ağustos Zaferi’ne ilişkin: “Bu zafer sadece Türklerin değil, insanlığın zaferidir...” Savaş isteyenler, yaşadığımız coğrafyanın dağlarını, ovalarını, koylarını, büklerini satanların savunucuları, 40 yıl önce emperyalizme başkaldıran 68 gençliğinin yanında olmayarak, ABD deniz piyadelerini koruyup şöyle diyorlardı: “Komünistler Moskova’ya!” Bugün ise “Savaşa hayır” diyenlere, 30 Ağustos’a sahip çıkanlara şöyle karşı çıkıyorlar: “Dinsizler!” Ben bunları tanırım, Irak’ın işgalinde masum sivilleri öldürdüklerinde... O zaman ne diyorlardı: “Saddam gidecek, demokrasi gelecek!” Vicdansızlar... ??? Kaygılarım giderek artıyor ama umutsuz değilim... Şafağı bekliyorum bir kıyı kasabasında... Hatay’da neler olup bittiğini orada yaşayan insanlara sorun. Umutları, duyguları, özlemleri yitmiş... Suriye’deki iç savaşın Türkiye’ye sıçramasından korkuyorlar... Hakkâri, Şemdinli, Yüksekova... Eli kanlı bir silahlı örgüt, iki arada bir derede kalmış Kürt yurttaşlarımız, onların çocukları... Onlara ABD emperyalizminin PKK’yi nasıl kullandığını anlatmamız gerekir. 20 bin, 30 bin çocuğumuzu kara toprağa verdik... Çok acılar yaşadık, ölümler gördük. Bu işin sonu yok! Halkların kardeşliği, örgütlü toplum... Başka seçeneğimiz yok beyler, paşalar, yandaşlar... Yok! Yok! Yok! Liseliye ‘kadın ve erkeğin görevleri’ dersi(!) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçmeli peygamberin hayatı dersi kapsamında, lise öğrencilerine, “insan olma bakımından kadın ve erkek arasında ayrım gözetilmediği” anlatılırken öğrencinin Hz. Muhammed’in sözleri üzerinden “görev ve sorumlulukları açısından kadın ve erkeğin farklılıklarını anlatması” istenecek. Öğrencilere “evlilik dışı ilişkinin bireysel ve toplumsal hayata verdiği zararlar” anlatılacak. Daha önce ortaokullar için seçmeli Kuranıkerim ve peygamberin hayatı dersleri müfredatını hazırlayan MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, dün internet sitesinden aynı derslerin ortaöğretim kurumlarında uygulanacak öğretim programını yayımladı. Peygamberin hayatı seçmeli dersinde, “Hz. Muhammed ve aile” konusu içinde 10. sınıf öğrencilerine “Kadının konumu ve değeri” ile “Erkeğin konumu ve değeri” ayrı ayrı anlatılacak. 9. sınıflarda Hz. Muhammed’in “ailesiz kalmış kimselerin de sıcak bir yuvaya kavuşmaları için gösterdiği çabalar” anlatılacak. Bu ünite işlenirken mağdur olmuş ya da herhangi bir sebeple ailesiz kalmış öğrencilerin bulunduğu sınıflarda onları incitmeme konusunda dikkatli davranılacak. taokullar için hazırladığı Kuranıkerim dersi öğretim programında, imam hatip liselerinde bile olmayan “zikir” kavramının anlatılması yer almış, zikrin sadece kavram olarak anlatılamayacağı, “zikir uygulamasının sınıflarda fiili olarak gösterileceği” tartışması yaşanmıştı. Talim ve Terbiye Kurulu, ortaokullar için anlatılmasını benimsediği “zikir, takva, tespih” gibi kavramları lise Kuranıkerim dersi müfredatına koymadı. Cehaletin Batağında Yaşamak... Duygularımızın kördüğüm olduğu akşamlarda, yaşamı düşünürsünüz, çocuklarımızın geleceğini... Savaş değil barış istersiniz! Kurtuluş Savaşı’ndan söz edersiniz, Nâzım Hikmet’ten, 30 Ağustos zaferinden, tam bağımsızlıktan, Mustafa Kemal Atatürk’ten... Bakarsınız birileri çıkar ortaya, yurtseverliğin ne olduğunu bilmeden, emperyalizmin örümcek ağı gibi yoksul halkların çevresini sardığını görmezden gelip, bağırıp çağırır: “Vay dinsizler vay!” İçiniz ürperir, donup kalırsınız... 30 Ağustos, 1 Eylül Dünya Barış Günü, halkların kardeşliği, örgütlü toplum, sendikal hak ve özgürlükler, demokrasi, insan hakları onları pek ilgilendirmez... Cehaletin batağında yaşamayı severler! Akan kandan beslenirler, özgürlük masalları anlatırlar... Yaşam nedir bilmezler! Bayrağa sarılı tabutlar... “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diyenler... Ve dün sabah uyandığımda yine şehit haberiyle sarsıldık. Bu kez PKK Beytüşşebap’ı vurmuştu. 10 güvenlik görevlisi (asker ve polis) şehit düşmüş, 21 terörist öldürülmüştü. Bu işin sonu nereye varacaktı? ABD emperyalizmi yapacağını yapıyor, olan Türk ve Kürt çocuklarına oluyordu. Sonu bilinmeyen bir savaş... ??? Siz istediğiniz kadar “Vatan bölünmez” deyin, istediğiniz kadar “Kandil’e Türk bayrağını dikelim” diye seslenin, iş işten geçti, geçiyor zaten... Bir duygusal kopuş başlıyor, güzelim yurdumun tümlüğü elimizden kaçıyor. Oysa şehit düşenler, öldürülenler bu ülkenin yoksul halkının çocuklarıdır. Bir avuç yurtsever, şehit anaları, babaları yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başladı: “Bu kıyım bitsin, akan kan dursun, barış gelsin...” Kan gölünden hem PKK beslenir hem birileri... 30 Ağustos bir zaferdi, uygarlığa açılan bir pencere... Ne zaferi kutlayabildik ne de barışı içimize sindirdik. Ulusal çıkarlarımızı NATO’ya bağladık, ABD emperyalizminin oyuncağı olduk. Bakın, Suriye konusunda tek ‘Zikir dersi’ lisede yok Talim ve Terbiye Kurulu’nun or Dinçer, çocuklarını okula erken göndermek istemeyenleri PKK’li ya da laikçi olmakla suçladı 4+4+4 saldırganlığı ? 66 aylık çocuklar için rapor tartışmasında hükümetin tavrı sertleşiyor. Erdoğan’ın ‘ihanetle’, Yeni Akit gazetesinin ‘şeytani plan’ yapmakla suçladığı velileri Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de ‘PKK ya da laikçi’ diye hedef tahtasına koydu. SİNAN TARTANOĞLU Sendika karşıtı eğitim(!) Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, daha önce protestolarla karşılaştığı 4+4+4 eğitimlerini okullar açılmadan önce tekrar vermek istedi ancak EğitimSen’in verdiği bilgiye göre, protestoları kırmak için eğitimleri telekonferans ile vermek isteyen bakanlık, altyapı engeline takıldı. Okulların yüzde 60’ında sistem çalışmadı. Dinçer, konuşmasında 4+4+44’ü anlatmak yerine siyaset yaptı, sendikaları eleştirdi. Dinçer’in “Biz çok iyi işler yapmaya çalışıyoruz. Ancak sendikalar bu işlere darbe vurmaya çalışıyor” sözleri tepki çekti. İnce’den ‘torun’ sorusu CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, birisi 60 aylık, diğeri 69 aylık iki torununun bulunduğunu, kanuna göre her iki çocuğun da okula başlaması gerektiğini belirtti. İnce açıklamasında, “Kendisine soruyoruz, kendi torunu otomatik kaydının yapıldığı okula devam edecek midir? Yoksa, tedavi olurken kendi çıkardığı Tam Gün Yasası’na uymadığı gibi, torunu için özel bir çözüm mü bulacaktır” diye sordu. ANKARA Okulların açılmasına kısa bir süre kala, okula başlama yaşının 6672 aya çekilmesi ve bu yaştaki çocuğunu okula göndermek istemeyen ailelerin rapor almaya çalışması üzerine başlayan tartışma alevleniyor. Önce Başbakan Tayyip Erdoğan, rapor almak isteyen aileler için “66 ay meselesinde gidip rapor alanları evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. ‘Benim evladım geri zekâlı’ diyor” açıklamasını yaptı. Ardından 4+4+4 sistemine karşı getirilen eleştirileri ve hazırlanan eylem planlarını “şeytani plan” başlığı ile manşetine taşıyan Yeni Akit gazetesi, haberinde “İşte o şeytani planlar: 5 yaşındaki çocuklar için, doktorlardan ‘okula gidemez’ raporu alınması için baskı kurulacak ve yay gınlaştırılacak” ifadelerini kullandı. Son olarak Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Akşam gazetesine rapor tartışması ile ilgili olarak, “Biz istemiyoruz ama vatandaşlar 60 aylık çocuğunu bile okula göndermekten yana. Eleştirilerin bir kısmı PKK kaynaklı. Çocuklarımızı erken yaşta okula alıp Türkçe öğreteceğiz. ‘Rapor dahi almayın’ diyenler PKK yanlıları. Bunu önlemek istiyor. Bir de laikçi kesim bu reformdan rahatsız oluyor” açıklamasını yaptı. torların rapor için çekinmesini “Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Sağlık Bakanlığı üzerinden doktorlara ‘Her isteyene rapor vermeyin’ uyarısında bulunduğu” şeklinde değerlendirdi. Dinçer, dün katıldığı bir televizyon programında da 66 aylık çocuklar için başlayan rapor alma tartışmalarının ardında “ideolojik tavırlar olduğu” görüşünü yineleyerek “Bize makul, geçerli neden getiremeyen ailelerin çocuklarını okula alacağız, bu konuda kararlıyız” dedi. “Şeytani plan” ve “PKK ya da laikçi kesim” eleştirilerine karşı çıkan öğrenci velileri adına Öğrenci Velileri Derneği Genel Başkanı Enver Önder, “Şeyta ‘Rapor alan az’ sinyali ‘Beyni şeytanlığa çalışıyor’ Bakan Dinçer, açıklamasında rapor almak isteyen velilerin sayısının az olduğunu vurgularken, bazı veliler de dok ni bir plandan söz edenler şeytanın kendileridir. Beyinleri şeytanlığa çalıştığı için velilerin normal, bilimsel verilere dayanan isteklerini şeytanlıkla suçluyorlar” dedi. Israrlarının çocuklarının okul öncesi eğitime gönderilmesi üzerine olduğunu dile getiren Önder, “Yaftalamalar karşısında yılgınlığa düşecek de değiliz. 66 ay kucağımda büyüttüğüm çocuğumun okula hazır olmadığını ben bilmeyeceğim de bunlar mı bilecek?” diye konuştu. EğitimSen’den yapılan açıklamada ise “Dinçer bu ifadeleri ile açıkça bilim düşmanlığı yapmaktadır. Bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı, her açıklaması öncesinde düşünerek ve sonuçlarını hesap ederek konuşmalıdır” denildi. POLİS KURŞUNUYLA ÖLEN CEM YARSAV: İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Polisin “dur ihtarına uymadığı” gerekçesiyle 30 Ağustos’ta öldürdüğü Cem Aygün’ün (24) ailesi, fail polislerin çocukları henüz mezara girmeden serbest bırakılması üzerine TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvurarak şikâyetçi oldu. CHP milletvekilleri Levent Gök ve İzzet Çetin, 8 çocuklu ailenin tek erkek çocuğu olan Cem Aygün’ün babası İsmet Aygün ve 7 kız kardeşiyle Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantı boyunca gözyaşlarını tutamayan baba Aygün “Oğlum onlara ne etti? Bu acıya can dayanır mı” diye feryat etti. Yargı altüst edildi Adli yıl açılış töreninde Beytüşşebap saldırısı nedeniyle müzik dinletisi iptal edilirken ilk kez bir Genelkurmay Başkanı törene katıldı. İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı da bugün yapılacak yeni adli yıl açılış kokteylini iptal ettiklerini belirterek “Şehitler varken adı kokteyl olan bir tören düzenlemek içimizden gelmedi” dedi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) BDP GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Eğlenceler iptal edildi Yargıtay Başkanı Ali Alkan yeni adli yıl açılışında konuştu: Terörle mücadelede hukuk içinde kalınmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Ali Alkan, yeni anayasada “devletin üniter yapısını zaafa uğratacak düzenlemelerden” kaçınılması çağrısında bulundu. Alkan, terörle mücadelede mutlaka hukuka uygunluk alanı içinde kalınması gerektiğini vurguladı. Adli yıl açılış töreni bu yıl Ankara’nın beş yıldızlı otellerinden JW Marriott Otel’de gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rahatsızlığı nedeniyle katılmadığı törene, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bakanlar ve ilk kez Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel katıldı. Törende TRT Ankara Gençlik Korosu’nun vereceği müzik dinletisi, terör saldırısı nedeniyle iptal edildi. Konuşmasına başında Beytüşşebap’ta şehit olan askerlere rahmet, Cumhurbaşkanı’na şifa dileyerek başlayan Alkan’ın öne çıkan değerlendirmeleri şöyle: Üniter yapı zaafa uğratılmamalı: Yeni anayasa, mutlaka toplumsal katılımı, uzlaşmayı esas almalıdır. Yeni anayasa, devlet iktidarını hukukla sınırlandırma, hak ve özgürlükleri güvence altına alma biçimindeki anayasacılığın özüne uygun ilkeler gözetilerek yapılmalı ve egemenliğin kullanılış biçimi, erkler ayrılığı, yargı denetimi, yargı bağımsızlığı gibi konular bu öz çerçevesinde ele alınmalı, devletin üniter yapısını zaafa uğratacak düzenlemelerden ise kaçınılmalıdır. Erkler ayak bağı değildir: Hiçbir erk diğeri için ayak bağı olmadığı gibi onay makamı da değildir. Erkler birbirlerinin takdir yetkileri içinde kalan düzenleme, uygulama ve hükümlerine saygılı olmak durumundadır. Terörle mücadele: Terörist faaliyetler özellikle din, demokrasi, milliyet, çoğulculuk ve insan hakları gibi toplumsal veya hukuksal değerleri sadece istismar amacıyla kullanır. Terörün bu değerlere yönelik istismar edici stratejisi mücadelenin bu alanlarda da kararlılıkla sürdürülmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ancak yetkili makamlar eliyle yürütülecek terörle mücadele mutlaka hukuka uygunluk alanı içinde kalmalıdır. Programın ardından, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, yaklaşık yarım saat baş başa görüştü. Uğur’un 13 kurşunu... Devrimci 78’liler Federasyonu tarafından oluşturulan “Devrimci mücadelenin anıları, sevinçleri, öfkeleri ve öğretileri”nin sergilendiği 12 Eylül Utanç Müzesi’nin 3.’sü dün, Çankaya Belediyesi’ne ait Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen törenle açıldı. Utanç Müzesi’nde Uludere katliamı gibi güncel olaylara ilişkin resimler de sergilendi. 21 Kasım 2004’te özel timler tarafından Mardin Kızıltepe’deki evlerinin önünde 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve ile babası Ahmet Kaymaz’ın kanlı giysileri ise müzenin en dikkat çeken bölümünü oluşturdu. Uğur Kaymaz ve babasının giysilerindeki kurşun delikleri sayılabiliyor. Müze 28 Eylül’e kadar açık kalacak. C MY B C MY B ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YARSAV Başkanı Murat Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, yargıda “devrim” gibi görkemli söylemlerle görevine başlayan yeni HSYK’nin ikinci adli yılını da geride bıraktığını belirterek “Yandaşlığı esas alan tayin tasarruflarıyla bir tarafta mağduriyet, diğer tarafta piyangovari sürpriz terfilerle ötekileştirmekutuplaşma arttırılarak devam etmiştir. Bir yıl içinde yargı mensuplarının yarıdan fazlasının görev unvanları ve yerleri değiştirilmiş, adeta yargı altüst edilmiştir. Bu gayretkeşlik kürsü ile sınırlı kalmayıp bileşik kaplarda da etkisini göstermiş; HSYK anlayış ve icraatından ‘ayak alan’ Yargıtay ve Danıştay yönetimlerince, üyeler ve tetkik hâkimlerinin görev yerleri resen değiştirilerek anılan anayasal kurumlara da ‘güvencesizdir’ levhası asılmıştır. Siyasi iktidarın, hiyerarşisi ve emri altındaki Adalet Bakanlığı, HSYK ve hatta yasama içindeki güçleri ile yargıya saldırıları kesintiye uğramadan sürmektedir” dedi. Barış olacaksa hepimizin dokunulmazlıkları kalksın MAHMUT ORAL DİYARBAKIR BDP’li 9 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması yolundaki gelişmeleri değerlendiren BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Barış olacaksa, değil 9; bütün BDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalksın” dedi. Diyarbakır’da açıklamalarda bulunan Demirtaş, Beytüşşebap’ta yaşanan çatışmada yaşamını yitiren herkesin yakınlarına başsağlığı dilediğini belirtti. Demirtaş “Önce ölümlerin durdurulması lazım. Hükümet savaş yokmuş gibi davranıyor. Medyanın yazmasını istemiyor” dedi. BDP milletvekillerinin Şemdinli’de PKK’lilerle kucaklaşmasının ardından başlayan dokunulmazlık tartışmasına da değinen Demirtaş,“6 milletvekili tutuklu bir partiye böyle bir yönelim olursa bu bizim açıdan ciddi bir tartışmaya yol açar. Bu kadar dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma dosyası duracak, 9; BDP’li milletvekilini tanrılara kurban etme adına mahkemelerin önüne atacaksınız. Barış olacaksa değil 9; BDP’nin tüm milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalksın ama barış olmuyor ki” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın söylemlerinin 1950’lere ait olduğunu vurgulayan Demirtaş, “Başbakan sinirli ve öfkeli olmasında haklı. Çünkü söylediği her şey yanlış çıktı. Ben de başbakanın yerinde olsam kanser olurdum. Allah korusun yani” dedi. Demirtaş, “Başbakan’a çağrı yapıyorum, gelin yeni bir sayfa açalım. Bunları çözün, biz de yanınızda olalım sizi sonuna kadar destekleyelim” diye konuştu. MHP’NİN DOKUNULMAZLIK ÖNERİSİ ÇEKİNCE YARATTI Tutuklu vekiller korkusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP’nin dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişiklik önerisine AKP’den, “tutuklu vekilleri tahliye eder” çekincesi geldi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “MHP’nin önerisi iyi niyetle hazırlanmış ama tutuklu vekillerin zorunlu olarak tahliye edilmelerini sağlar. Çünkü MHP’nin çalışmasıyla terör suçuna katılmış bir vekilin tutuklanması mümkün olmaktan çıkıyor” dedi. Bozdağ, MHP’nin önerisinin yeni anayasa sürecinde ele alınabileceğini belirtti. Bozdağ, NTV canlı yayınında MHP’nin, PKK’liler ile kucaklaşma fotoğrafları yayımlanan BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için hazırladığı öneriyi değerlendirdi. “Milletvekili silah kullansa bile tutuklanma imkânı ortadan kalkıyor, yargılama imkânı getiriyor” diyen Bozdağ, yeni anayasa sürecinde dokunulmazlıklarla ilgili düzenlemenin kendi içinde süreceğini, bu arada bundan ayrı olarak yeni dosyalar konusunda suçun mahiyetine göre bireysel kararlar verilebileceğinin de altını çizdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle