14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Bütçede denge tutturamayan AKP hükümeti şimdi de fiyat artışlarında beklentileri aşacak Hedefler tutmayacak UZMANLAR NE DEDİ? Elif Gülay Girgin Oyak Yatırım Ekonomisti: Ağustosta artış gıda ve ulaştırma kalemleri ağırlıklı. Gerek dünya gıda fiyatları gerekse dönemsel etkilerde gıdadan enflasyona önceki aylardaki gibi aşağı yönlü büyük katkı gelmeyecek. Zaten Merkez Bankası’nın gıda fiyatlarındaki tahmini yüzde 7. Son çeyrekte enflasyonda baz etkisiyle düşüş göreceğiz, ancak yıl sonunda TCMB’nin yüzde 6.2 olan tahmininin üzerinde olacak. Yıl sonu için beklentimiz yüzde 8, bu son çeyrekte doğalgaz ve elektrikte zam beklentisini de içeriyor. ? Enflasyon ağustosta tüketici fiyatlarında yüzde 0.56, üreticide yüzde 0.25 artarak beklentilerin üzerinde yükseldi. Ulaştırma ve gıda harcamaları enflasyonu yukarı çekti. Uzmanlar, Merkez Bankası’nın yüzde 6.2 olan tahmininin yıl sonunda aşılacağını belirtti. Analistlerin yıl sonu tahmini yüzde 8. Bu oran elektrik ve doğalgaz zammını içeriyor. Ekonomi Servisi Ağustosta enflasyon, gıda ve ulaştırmadaki yükselişle tüketici fiyatlarında yüzde 0.56 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Bu durum, yıl sonunda enflasyon rakamının, Merkez Bankası’nın hedefi olan yüzde 6.2’nin üzerinde olacağını ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 0.56 ile yüzde 0.25 olan beklentilerin üzerinde artarken yıllık enflasyon yüzde 8.88 oldu. Yıllık enflasyon temmuzda yüzde 9.07 olmuştu. TÜFE bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 2.28, ve on iki ay BENZİN ZAMMI VURDU Ağustosta ana harcama grupları itibarıyla bir ay önceye göre en yüksek artış yüzde 1.59 ile ulaştırmada gerçekleşti. Bunda akaryakıta peş peşe gelen yüksek oranlı zamlar etkili oldu. Endekste yer alan gruplardan gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 1.46, eğitimde yüzde 0.95, ev eşyasında yüzde 0.71, konutta yüzde 0.68, lokanta ve otellerde yüzde 0.62, eğlence ve kültürde yüzde 0.61, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.49 artarken haberleşmede yüzde 0.14, sağlıkta yüzde 0.25, giyim ve ayakkabıda yüzde 4.60 düşüş gerçekleşti. lık ortalamalara göre yüzde 9.29 arttı. Özel kapsamlı tüketici fiyatları endeksi göstergelerine bakıldığında, ‘çekirdek enflasyon’ yerine açıklanan TÜFE göstergeleri, ağustosta aylık bazda mevsimlik ürünler hariç yüzde 0.79 arttı. ÜFE ağustosta yüzde 0.26 artarken beklenti yüzde 0.50 artmasıydı. ÜFE’de yıllık artış yüzde 4.56 oldu. TCMB enflasyon tahminlerini 2012 sonunda orta noktası yüzde 6.2 olmak üzere yüzde 5.3 ile yüzde 7.1 aralığına; 2013 yılı sonu tahminini ise orta noktası yüzde 5.1 olmak üzere yüzde 3.4 ile yüzde 6.8 aralığına aşağı yönlü revize etmişti. Çamurun da Suyu Çıktı... Gerçeklerden çok, gerçek yerine neyin nasıl algılandığının öne çıktığı medya çağında, dünyanın, siyasetin, toplumsal yaşamın güdülenmesinde “Çamur at izi kalsın” özdeyişine uyan kirli oyunlar, kuşkusuz her dönem geçerli yöntemler arasında olmalı. Gelin görün ki çamuru atan, sıkışıklıktan, panikten atacağı çumuru vıcık vıcık yapmış, bu işin de suyunu çıkarmışsa, çamurla kirletmeyi hedeflediği kişi ya da kurumlar kadar kendi kendini kirletmez, vıcık vıcık yaptığı çamurun altında kalmaz mı? Kusura kalmasınlar ama iktidarlarının her kademeden güç, iktidar sahipleri ile yandaşlarının son zamanlardaki vıcık vıcık çamur atma üslupları, olabilirlik, inandırıcılık, saçmalamada ipin ucu kaçırıldığından, sanki zarar vermek istediklerinden çok kendilerini kirletiyor. Ben bir anne deneyimimle, çocuğumdan daha bilinçlenmiş, ayrımları gözleyebilmiş olarak torunumun gelişiminde, 6672 ay arasındaki atakları, yıllık, aylık, bazen haftalık büyük farklılıkların ayrımında olarak, 667282 aylık çocukların aynı sınıflarda aynı eğitim koşullarında eğitilmeye çalışılmasının kâbusunu yaşıyorken... Bu işin baş sorumluları çözüm üreteceklerine, biri rapor almaya çalışan anne babaları çocuklarını geri zekâlılıkla damgalamakla suçluyabiliyor, diğeri PKK’nin propagandasına aracı olmakla... Ben torunumun anaokulu eğitimini, 74 ayını tamamlamış olmasıyla mutlu, ancak yaştan kurtaranların bu kez küçüklerle uyum sağlanması sorununda, eğitim programlarında, öğretmenlerin çaresizliğinde olabileceklerden, büyük çocukların bu kez de okuldan soğuyabilecekleri olasılığına azcık daha fazla kafa patlatırken... Oyları ile iktidarlarına büyük destek vermiş anne ve babaların da kendi can parçaları, çocukları söz konusu olduğunda, bu atılan çamurların inandırıcılığından çok, atanların sulandırdıkları çamur altında daha çok kalmalarından etkileneceklerini bilerek gülümsüyorum. Acı olanı “dindarkindar” gençlik yaratma uğruna, nasıl olabileceğinin maddi koşulları sorgulanmadan yürürlüğe girmesinde inat edilen sistemin ailelerden gelebilecek büyük isyanını, dipten gelen dalga içerikli tepkiyi sindirmek, toplumu yıldırmak adına bu kadar ağır suçlama, tehdit, vıcık vıcık çamur atmanın anne babaların içinde kalacak tepkisi ile sınırlı kalamayacağı... ??? Dün sabah uyandığımızda öğrendiğimiz, PKK saldırılarının, Beytüşşebap baskınından son yeni şehit sayısı 10’a çıkmışken... Asıl vahamet, iktidarlarının yüze göze bulaşmış Suriye politikalarının beslediği, PKK’ye yeniden sağlanan çok yönlü desteklerle tırmanan terör eylemlerinde böylesine ağır siyasal sorumlulukları ortada iken, sadece çocuğunun eğitim koşullarından kaygılanan annebabayı böylesine ağır, haksız pervasız suçlayabilmek, vıcık vıcık çamur atabilmekte... Tam da bu noktada, demokrasinin d’sini umursamadan, basın özgürlüğü, medya patronları, gazetecilere, özünde halkın önünü görmesini karartamaya yönelik, akıl izanla kabul edilemeyecek vıcık vıcık çamur atmalar devreye giriyor. Medyadan şehit haberlerinin görülmemesi isteniyor, medya patronları, haberleri sansürlemez, gazeteci ve yorumcuları susturamazlarsa, bu anlamda bedel ödemekle tehdit ediliyorlar... Irak tezkeresinin reddedilmesi sürecinde, PKK’yi Kuzey Irak’ta sindirme stratejilerine tepki TSK’yi görevli komutanlarının başına çuval geçirerek cezalandırmış, günümüzde ABD’nin CIA örgütünün başındaki komutan Türkiye’de iken, Esad’a karşı muhalefeti harekete geçirmiş ABDAB daha esnek bir dış siyaset dengelerine oynadıkları görüntülerini verirlerken... Gerçekte değilse de vitrinde de olsa şahin politikaların başını çekmekle suçlanan iktidarlarına İranIrakSuriye, farklı nedenlerle İsrail, daha yumuşak RusyaÇin’den, dahası Arap dünyasının kimi ülkelerinden bile gelen tepkiler söz konusu iken... Tırmanan terör, Suriye tehditleri bağlantılı Meclis’in toplanmasını isteyen ana muhalefet partisi liderinin “Baasçı, diktatörden yana, PKK’ye destek çıkmaya çalışmak” söylemleri ile karalanması, çamur atılmaya çalışılması ne kadarı ile akıl işi? Batı medyasının gözümüze soktuğu Suriyeli askerlerin, komutanların sığındıkları mı, yoksa muhalefet eylemlerini yönlendirdikleri mi bilinemez merkeze girmek isteyen CHP’li milletvekillerine, parlamenter düzen, demokrasi, hukuk devleti kuralları içinde “Siz kimsiniz, benden izinsiz gireceksiniz” soruları yöneltilebilir mi? Gargaraya getirip adı geçen kampın sığınmacılara mı, yoksa özel görevlere mi tahsis edildiğinin, hangi evrensel, ulusal hukuk kurallarına göre işlem yapıldığının hesabını vermemek var mı?.. Medya çağında, siyaset yapmada, kitlelerin güdülenmesinin, bu arada çamur atma stratejilerinin hep geçerli olduğunun bilincindeyiz. İktidarlarının bu silahı çok iyi kullanarak büyük başarılar elde etiklerini görmemezlikten gelmek söz konusu değil. İşler yolunda gitmediğinde, panikle, kaygı ile atılan çamurlarda, çamur bile vıcık vıcık yapıldığında, izlerin daha çok çamuru atanın üstüne kalacağını anımsatmak istedim... Ömer Zeybek ING Bank Ekonomisti : ‘Dört ay kala pes ettiler’ Maliye Bakanı’nın açıklamalarını değerlendiren CHP’li Oran, hedeflerden sapmanın yurttaşa zam olarak yansıyacağını söyledi. Oğuz Oyan da ‘Bu yüzden memurlar 7 ay zam alamadı’ dedi. MUSTAFA ÇAKIR Ağustos verisi, petrol ve gıdanın etkisiyle beklentinin üstünde. Herhangi bir bozulma göstermeyen çekirdek enflasyon göstergeleri ise temel fiyatlama eğilimlerindeki düzelmenin devam ettiğini gösterdi. Baz etkisiyle yıllık enflasyondaki iyileşme eğilimi devam eder. Ancak Merkez Bankası, yüksek seyreden emtia fiyatlarının enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerindeki kalıcı etkisini izlemeye devam edecektir. Öztok Altınsaç Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem: Enflasyonun beklentilerden az da olsa yukarıda olması kabul edilebilir. Çekirdek enflasyondaki düşüş belirgin. Belgin Maviş Piramit Menkul Kıymetler Araştırma Müdürü: Ekonomide sürdürülebilir bir büyüme açısından Türkiye’nin bir parça enflasyondaki yüksekliğe ihtiyacı var. Dolayısıyla biz sanayi kesimindeki durgunluğu düzeltemezsek, bu ilerde bastırılan bir top etkisi oluşturup enflasyonda yukarı yönlü hareketlere sebep olabilir. ANKARA Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın açıklamalarını “gecikmiş, acı bir itiraf” olarak değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, içsel ve dışsal sorunları öngöremeyen ekonomi yönetiminin yılın bitmesine 4 ay kala “pes ettiğine” dikkat çekti. Oran, Şimşek’in bütçe hedeflerinin tutturulamamasında memur maaşlarına üstelik geç yapılan artışları gerekçe göstermesini de “insafsızlık” olarak nitelendirdi. Bütçe hazırlanırken özelleştirmeye bel bağlanmasını eleştiren Oran, “Bizdeki özelleştirme de zaten yabancılaştırma haline geldi. Hedeflerin tutturulamamasında azalan güven ve artan belirsizlikler etkili oluyor. Hedeflerden sapmanın yurttaşa yansıması da zam olacak, enflasyon artacak” dedi. Oran, hükümetin bütçeyi yurttaştan aldığı dolaylı vergilerle ayakta tuttuğunu söyledi. CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan da bakanın açıklamalarını, “Belliydi, bazı açıklamalarda bunun işaretini vermişti” diye değerlendirdi. Bütçedeki kötü performansın ardında büyümenin yavaşlaması olduğunu, bunun da vergi gelirlerini etkilediğini kaydeden Oyan şöyle devam etti: “AKP şimdiye kadar olağanüstü gelirlerle gitti. Bu yıl bel bağladığı iki olağanüstü gelir vardı; birincisi 2B arazilerinde rayiç değerler çok yüksek belirlendi. İkincisi yabancılara toprak satışında umduğunu bulamadı. Özelleştirme gelirlerinde de umut yok. Ama bakanın asıl kaygısı şu: Bu ekonomi, dış dünyada güvensizlik yaratıyor. Bu da sıcak para akışını azaltıyor. Dış kaynak sıkıntıya girince büyümeyi, sanayi üretimini ve ihracatı olumsuz etkiliyor. Bütçe sıkıntıları nedeniyle bu yıl ilk kez memurlar 7 ay zam alamadı. İşçiler aylardır toplusözleşme yapamıyor. Hedeflerin tutmaması, yeni vergi değilse de vergi oranlarında artışlara neden olabilecek.” Hülya Kefeli Hakan Binbaşgil Atsushi Narikawa Hideaki Kuraishi Japon Mizuho Türkiye’de Akbank ile faaliyette Ekonomi Servisi Japon Mizuho Corporate Bank, iki ülke arasındaki ticaret ve ortak projelerin, birleşme ve satınalmaların finansmanı ile bankacılık hizmetlerinin sunulması alanlarında işbirliği anlaşmasını Akbank ile imzaladı. Toplam 1.9 trilyon dolarlık aktifleriyle Japonya’nın en büyük bankalarından olan Mizuho Corporate Bank, geçen şubatta Türkiye’deki ilk temsilciliğini açmıştı. Şimdi de anlaşma imzaladı. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Akbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hülya Kefeli, Mizuho EMEA Bölgesi Şirket İcra Kurulu Başkanı Atsushi Narikawa ve İcra Kurulu Üyesi ve Yapılandırılmış Finans Dairesi Genel Müdürü Hideaki Kuraishi’nin yanı sıra iki bankanın temsilcilerinin katıldığı törende verilen bilgiye göre, Akbank ve Mizuho Corporate Bank, Türkiye’ye yatırım yapan, Türkiye’de faaliyet gösteren ve Türk şirketleriyle ticari faaliyet içinde bulunan Japon şirketlerine bankacılık hizmetleri ile destek sağlayacak. İki banka ayrıca TL ve döviz cinsinden havale işlemleri, TL ve döviz kredileri, dış ticaret finansmanı ve proje finansmanı alanlarında da hizmet sunacak. Bu anlaşmayla Akbank ilk defa bir Japon finansal kuruluşu ile bu çapta bir işbirliğine gidiyor. Bazda halktan önce devlet bilinçlenmeli Ekonomi Servisi GSM Birliği (GSMA) Araştırma ve Sürdürülebilirlik Bölüm Direktörü olan Dr. Jack Rowley, baz istasyonları konusunda Türkiye’de bir anlayış eksikliği olduğunu belirterek diğer ülkelerde hükümetlerin mobil iletişimin gerekliliğinin farkında olduğunu ve buna göre altyapı oluşturduğunu söyledi. Avea’nın davetlisi olarak İstanbul’a gelen Rowley, bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Bilgi alışverişi yapılacaksa baz istasyonlarının vazgeçilmez olduğunu aktaran Rowley, Türkiye’de Yargıtay’ın baz istasyonlarının şehir dışına taşınması kararıyla ilgili olarak da “Teknik olarak baz istasyonlarını şehir dışına taşımak mümkün değil. Türkiye’deki karar dünyada bir ilktir. Bu kararı duyduğumuzda şaşırdım ve hayal kırıklığı yaşadım. Bu Türkiye’de anlayış eksikliği olduğunun bir göstergesi. Diğer ülkelerde hükümetler mobil gerekliliği anlamış durumda. Bu konuda belediyelere resmi kurumlara gereken yönlendirmeleri yapıyorlar. Eğer devlet bu alandaki gerekliliği görürse kolaylıklar sağlar. Halktan önce devlet bu konuda adım atmalı” dedi. Avea Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Coşkun Şahin de baz istasyonları konusunda devlet kurumlarının belediyelerin ciddi engelleriyle karşılaştıklarını dile getirdi. Murat Selek İETT, Karsan’dan 450 otobüs alacak Ekonomi Servisi İETT’nin “200 adet doğalgaz yakıtlı solo tip otobüs ve 75 kalem yedek parça alımı” ihalesi ile “250 adet dizel yakıtlı körüklü tip Otobüs ve 73 kalem yedek parça alımı” ihalesini kazanan Karsan, İETT’yle karşılıklı sözleşme imzaladı. Karsan, teslimatına 2013’ün ilk çeyreğinde başlayacağı otobüsler için doğalgaz dolum tesisinin kurulumunun yanı sıra, 5 yıl boyunca doğalgaz dolum tesislerinin işletiminden, tüm araçların bakım onarımlarından da sorumlu olacak. Karsan Üst Yöneticisi Murat Selek, ihaleye konu olan tam alçak tabanlı, yüzde 100 engelli erişimine uyumlu otobüslerin üretim çalışmalarına Bursa fabrikasında başladıklarını söyledi. Slovenya da iflasın eşiğinde OSMAN ÇUTSAY Jack Rowley FRANKFURT Avro krizi, AB’nin küçük kalelerini teker teker düşürüyor. Slovenya devletinin bu gidişle ekim ayında ödeme güçlüğü ilan edeceği ve “Kurtarma Şemsiyesi”nden yararlanmak üzere harekete geçebileceği belirlendi. Slovenya ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde de küçülmesi, tüketim ve yatırım kalemlerinde yaşanan yoğun gerilemeler, uzmanlara göre Slovenya’yı AB’den mali yardım talebinde bulunmak zorunda bırakacak. Özellikle borçlarındaki büyümenin önüne geçilemeyen Slovenya’nın kredi notunu, ağustos başında Moody’s ve S&P’den sonra Fitch de düşürmüş ve ülke ekonomisinden beklentileri olumsuza dönüştürmüştü. Büyük ölçüde AB ülkelerine yaptığı ihracatın üzerine kurulu bir ekonomiye sahip olan Slovenya, 2007’den bu yana Avro Bölgesi’nde yer alıyor. Öte yandan borçların azaltılması konusunda Almanya’nın örnek oluşturması gerektiğini söyleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Finansal piyasalar insanlara hizmet etmiyorlar, finansal piyasalar birkaç kişinin zengin olmasına imkân veriyor. Piyasaların, insanların çalışmalarının meyvelerini yok etmelerine izin veremeyiz” derken “Avro Bölgesi’ndeki ‘borç birliği’ görünümü sona ermeli” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle