14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Hatay’ın istihbarat örgütlerinin üssü haline geldiğini söyledi 7 ‘Güneydoğu’da devlet yok’ LEYLA TAVŞANOĞLU Selanik Yoğurtçusu Sevgili, Geçen gün dostum Atila Alpöge’den bir ileti aldım. Öykü ilginç geldiğinden seninle paylaşmak istedim. Reklama girmemesi için firma adını saklayarak, birlikte izleyelim: Selanik’te 1900’lerin başında bir Yahudi aileye günaşırı bir tepsi yoğurt bırakan Türk mandıracı, dünyanın en büyük sanayi gruplarından birinin esin kaynağı olacağını aklına getirir miydi? Huzurlarınızda Carasso ailesinin öyküsü. Selanik’te o yıllarda Karasu’lar önde gelen ailelerden biriydi. Izak Karasu tıp öğrenimini tercih etti. Muayenehane açtı. Evlendi. Bir oğlu oldu. Adını Daniel koydu. Sonra iki de kızı dünyaya gelecekti. Balkan Savaşları’nda Selanik düşünce, yani Yunanistan tarafından işgal edilince, Yahudi toplulukta büyük bir panik patlak verdi. Çoğu Avrupa yollarına düştü. Izak Karasu, İspanya’ya göç etti, Barselona’ya yerleşti. Sonra bir muayenehane açtı. Çok az hastası vardı, ailesini geçindirmek için zeytinyağı ticaretine de girişti. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da müthiş bir yoksulluk dönemi başladı. İspanya da bundan nasibini aldı. En çok ilaç sıkıntısı çekiliyordu. Tam da o günlerde Barselona’da çocuklar arasında salgın halinde bağırsak hastalıkları patlak vermesin mi! Gözleri yaşlı annebabalar kucaklarında bir deri bir kemiğe dönmüş yavrularıyla, diğer doktorlar gibi Izak Karasu’nun da muayenehanesine dayanıyor, “Kurtar çocuğumuzu” diye yalvarıyorlardı. ??? Ama diğer doktorlar gibi Carasso’nun elinden de pek bir şey gelmiyordu. Gözünün önünde ölüp giden çocukların acısıyla uykusunun kaçtığı gecelerin birinde, bir ses yankılandı belleğinde: “Yoğurtçu geldi. Kaymaklı yoğurtlarım var.” İrkildi. Selanik’te günaşırı evlerine bir tepsi kaymaklı yoğurt bırakan Türk satıcının sesiydi bu. Ve “Eureka” çığlıklarıyla hamamdan dışarı koşan Arşimed gibi yataktan fırladı. “Tabii ya” dedi, “Tabii ya.” Selanik’te bağırsak hastalıklarının tedavisinde yoğurt kullanıldığını anımsamıştı. Günde üç öğün birer kâse yoğurt yediriyorlardı hastaya ve birkaç günde sağlığına kavuşuyordu. Yoğurdun nasıl yapıldığını biliyordu. Hemen ertesi gün, evinin bodrumunu hazırlamaya koyuldu. Orası artık mandıraydı. Birkaç çiftlikten topladığı sütle yoğurt imalatına girişti. Yıl: 1919. Ancak bir sorun vardı. Avrupa’da yoğurt bilinmiyordu. Evet, 1500’lerin ortalarına doğru Kanuni Sultan Süleyman bağırsak enfeksiyonuna yakalanan dostu Fransa Kralı I. François’ya bir yoğurtçu göndermişti. Ne var ki, kral iyileşince yoğurtçu sırlarıyla birlikte İstanbul’a dönmüştü. Isaac Carasso, ürettiği şeyin Balkanlar’da ve Anadolu’da yaygın bir tüketim maddesi olduğunu nasıl anlatabilirdi? Çareyi yoğurdunu ilaç olarak kabul ettirmekte buldu. Ve Carasso’nun yoğurdu eczanelerde satılmaya başladı! Hasta çocuklarda etkisi çok çabuk ortaya çıktı. Doktor meslektaşları ona bir tavsiyede bulundular: Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nden fermante edilmiş laktik getirtirse, yoğurdun ömrünü uzatabilirdi. Sözlerini dinledi. Böylece pastörize yoğurt doğacaktı. “İlaç” tutunca, Isaac özel ambalajlar yapmayı akıl etti. Kapakları porselen cam kâseler. Sıra artık ilaca patent almaya gelmişti. Bir ışık çaktı; neden oğlunun adı olmasın? Yani minik Daniel’in? Yaşadıkları Barselona’nın yaygın dili Katalanca’da küçük Daniel’in ya da “Daniel’cik”in karşılığı çok hoştu doğrusu... ??? Yoğurtçuluk çok kısa sürede Isaac’ın asıl mesleği haline gelince Daniel’i onun “tahsili”ni yapmaya gönderdi Fransa’ya. Marsilya’da ticaret lisesinde okuttu. Ardından Paris’te Pasteur Enstitüsü’nde bakteriyoloji stajı yaptırdı. Daniel öğreniminden sonra Fransa’da kaldı, çünkü babası Isaac Carasso dünyadan göçmüştü. 6 Şubat 1929’da Paris’te 18’inci bölgedeki bir dükkânda şirket kapılarını açtı. Onu 1932’de LevalloisPerret’de ilk fabrika izledi. Yoğurt imparatorluğu işte böyle doğdu ve bugün, 5 kıtada at koşturuyor. Cirosu 15 milyar Avro’nun üstünde. 100 bin kişi çalıştırıyor. Sütlü ürünlerde dünya birincisi. İmparatorluğa babasının sayesinde adı verilen Daniel Carasso, Daniel’cik, hâlâ hayatta. 99 yaşında. Barselona’da yaşıyor. Uzun yaşamasının sırrı mı? Herhalde söylemeye gerek yok; her gün birkaç kâse yoğurt! Ve Daniel’in kulaklarında babasının anlattığıSelanikli yoğurtçunun evlerinin kapısını çalarken seslenişi yankılanıyor: “Yoğurtçu geldi. Kaymaklı yoğurtlarım var...” Sezgin Tanrıkulu “Hatay bütün ülkelerin istihbarat örgütlerinin üssü haline geldi.” Bu sözler CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na ait. Tanrıkulu, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı karayollarının artık tamamıyla PKK’nin denetimi altına girdiğine de dikkat çekerek “Devlet orada yok” diye konuşuyor. Tanrıkulu diyor ki: “Bu durumun sorumlusu tabii ki AKP hükümeti, Başbakan ve İçişleri Bakanı’dır. Bunlar başka bir hayal dünyasında yaşıyorlar. Türkiye’nin geleneksel dış politikası tarih boyunca barış odaklıdır. Yani komşularımızla iyi ilişki içinde olup onların içişlerine karışmama esasına dayalıdır. Ama aynı zamanda komşularımızda yaşanan insan hakları ihlallerine karşı durmak ve onları demokrat sistemin içine Düzgün: Maalesef hâkim güç PKK CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, dün, partisinin Tokat İl Başkanlığı’nda soruları yanıtladı. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “ÇukurcaŞemdinli arasındaki 400 kilometrenin PKK’nin denetiminde olduğu” iddiasını değerlendiren Düzgün, “Tam bir hafta bir yalanlama gelmedi. Geçen gün Bekir Bozdağ dedi ki ‘Yok öyle bir şey.’ Bir hafta bekledikten sonra. Şunu artık biliyor ki insanlar, ülkenin Güneydoğusu’ndaki kontrol AKP’nin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda Türk devletinin kontrolünden çıkmıştır. Bugün orada hâkim olan güç PKK’dir maalesef. Bunu çok büyük bir üzüntü ile söylüyorum ama dediğim gibi bu var olan bir gerçek. Bunu herkes görüyor, biliyor” dedi. çekme çabası da vardır. Öte yandan son zamanlarda izlenen Suriye politikası savaşa odaklı hale geldi. Bu hükümetin anlayışı bu. Geçen gün BM Güvenlik Konseyi’nin toplantısı vardı. Türkiye’nin izlediği bu politikaya hiçbir destek gelmedi. Başkasının ipiyle kuyuya indik. Şimdi Türkiye olarak kuyunun dibindeyiz.” Dünyanın büyük gücü ABD Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey’in, “Bu bölgenin güvenliğini sağlamaya NATO’nun bile gücü yetmez” sözleriyle Başkan Barack Obama’yı uyarmasına değinen Tanrıkulu, şu görüşlere yer veriyor: “Dış politikasını neredeyse ABD’nin dış politikasına odaklayan bu hükümet, savaş çığırtkanlığı yaparken ABD ise Suriye konusunda doğruyu görüyor. Bugün CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘Yabancı toprak gibi Dışişleri’nden izin alınamaz’ dedi CHP’liler kampa gitmeyecek MURAT SÖKMENOĞLU ‘Sınırlar delik deşik’ Haber Merkezi Eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, CHP’li milletvekillerinin sokulmadığı Suriyeli mültecilerin kaldığı Hatay’daki Apaydın kampının kontrolünün Türk makamlarında olmadığını belirterek, “Hatay ajan kaynıyor, sınır delik deşik, Suriye’de savaşmak üzere Hatay’a gelip sınırdan karşıya geçen Çeçenler bile var” dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanlış politikası nedeniyle Hatay’ın hedef olduğunu söyleyen Sökmenoğlu, Hatay’da askerlere sınırdan geçenlere karışmaması yönünde emir verildiğini açıkladı. Gazeteport’a açıklamalarda bulunan 193739 yılları arasında bağımsız kalan Hatay’ın Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in oğlu eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad’a bağlı 360 bin kişilik ordu bulunduğunu, kaçan asker sayısının ise sadece yüzde 2 olduğunu söyledi. Esad’ın direnişinin kolay kırılamayacağını belirten Sökmenoğlu, Apaydın kampında Suriye ordusundan kaçan rütbeli askerlerin bulunduğunu anımsatarak “Kapısında jandarma bekliyor ama içerdeki kontrol bizde değil. Kontrolü, askeri kıyafetli Suriye askerleri sağlıyor. Burada silahlı eğitim yok ancak bu askerlerin gece ne yaptığı meçhul. Sınırdan geçip, karşı tarafa mı gidiyorlar? Kontrol yok” dedi. Hatay’daki Suriye sınırının “delik deşik” durumda olduğunu söyleyen Sökmenoğlu, “Askere ‘karışma’ diye emir verilmiş ve gelen geçiyor. Çeçenistan’dan ve Libya’dan Hatay’a gelip, savaşmak için Suriye’ye geçenler bile var. Sınırda kontrol yok, tel örgünün altından, üstünden herkes geçiyor. Böyle olunca sınırdan ASALA da geçer, PKK de geçer” diye konuştu. Sökmenoğlu, Suriye’den Türkiye’ye gelenlerin sayısının yüz binin üzerinde olduğunu belirtti. Sökmenoğlu şunları söyledi: “Hatay ajan kaynıyor. Özellikle gazeteci kisvesi altında her milletten ajan var. Bu gidişle yabancıların oyuncağı oluruz. Davutoğlu’nun politikası yanlış. Hatay’ı hedef yaptı. Batı, Türkiye’ye gaz veriyor. Türk Dışişleri aciz değil ama bakan kendi politikasını dayatıyor. Esad’dan sonra bir politikası da yok. Gelişmeleri en iyi gören ve duyarlı olan ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.” ? Komisyonun CHP’li üyesi Levent Gök, “İktidara figüranlık yapmayı kabul etmiyoruz” dedi. AYŞE SAYIN/İLHAN TAŞCI CAPE TOWN/ANKARA Geçen hafta CHP heyetinin Suriyeli askerlerin bulunduğu Apaydın kampına alınmaması üzerine başlayan tartışmaların ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “izniyle” 4 Eylül’de TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyelerine açılmasına karar verilen kampa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla CHP’li üyeler gitmeyecek. Komisyonun CHP’li üyesi Levent Gök, kampın “temizlendikten” sonra geziye açıldığına işaret ederek, “İktidara figüranlık yapmayı kabul etmiyoruz. Komisyonun habersiz yapacağı geziler anlam ifade eder” dedi. Komisyonda, 6 üyesi bulunan CHP’nin kararını Cumhuriyet’e değerlendiren Gök, zaten ziyarete temkinli baktıklarını belirtirken, “Geçtiğimiz hafta milletvekilerimizin kampa alınmayışlarının gerekçesini kamuoyuna anlatamayan iktidar, kampta olan biteni halktan gizlemek için bir kısım düzenlemeleri orada yaptıktan ve gerekli tedbiri aldıktan sonra TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin inceleyebileceklerini ifade etmiştir. Bizi asıl ilgilendiren milletvekillerimizin kampa, ziyaret etmek istedikleri sırasında niçin alınmadıklarıdır, orada neler olup bittiğidir” dedi. Gök, iktidarın kampta belli hazırlıkları yaptıktan sonra, milletvekillerine herhangi bir gözlem yapma fırsatı verilmeyecek düzenlemeleri gerçekleştirip ondan sonra milletvekillerini kampa davet ettiğine dikkat çekerek, “İktidar göz boyamayı tercih ediyor” yorumunu yaptı. Gök, “AKP’nin figüranı olmamak” için kampa gitmeme kararının Kılıçdaroğlu’nun bilgisi ve tali Türkiye tarihinin en kötü dış politikası izleniyor.” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bir hayal dünyasında yaşadığını vurgulayan Tanrıkulu’nun burada kullandığı ifade şöyle: “Davutoğlu imparatorluk hayalleri kurarken Başbakan Erdoğan da gece yatıp sabah sultan olarak uyanmak istiyor. Ortadoğu’nun lideri olma hayalini kuruyorlar. Bakın, Suriye’de insan hakları ihlalleri var. Ama bu hükümet Suriye halkının insan hakları için hiçbir mücadele vermiyor ki. Onların mücadelesi başka bir dünya için. Hatay El Kaide’nin, Taliban’ın cirit attığı bir kent haline gelmiş. Türkiye nasıl bu noktaya gelir?” CHP’li milletvekillerinin Apaydın kampına gitme amaçlarını da Tanrıkulu şu sözlerle anlatıyor: “Arkadaşlarımız oraya gerçekten bir askeri üs haline gelip gelmediğini görmek için gittiler. Nitekim daha sonra yayımlandı. Apaydın kampı Özgür Suriye Ordusu’nun eğitim merkezi olduğu internete düştü.” Önümüzdeki salı günü TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun Apaydın kampına yapacağı ziyarete CHP’li milletvekillerinin katılmama kararını Tanrıkulu şöyle izah ediyor: “Gitmeyeceğiz. İnsan Hakları Komisyonu Apaydın kampına davul zurna çalarak mı gitmeli? Acaba TBMM’nin kararı olmadan böyle bir üs mü oluşmuştu? Türkiye fiilen savaşa girmiş mi girmemiş mi? Şimdi aradan bir hafta geçti. Oradaki bütün izler hiç kuşkusuz yok edilmiştir. Biz bu nedenle oraya gitmeyiz. Yapılacak denetim ve gözlem, denetim ve gözlem olmaktan çıkmıştır. O nedenle biz orada olmayacağız.” DP’lilerin verdiği fotoğraf yanlış BDP’li milletvekillerinin PKK’lilerle kucaklaşırken çekilmiş fotoğrafı üzerine Erdoğan’ın dokunulmazlıkları kaldırılmalı sözlerini Tanrıkulu şöyle yorumluyor: “Bir kere bu hiçbir şekilde doğru göreceğimiz bir fotoğraf değil. Bu yanlış olmuştur. BDP’liler biz hep birlikteyiz, demeye çalışıyorlar. Biz CHP olarak dokunulmazlık meselesine kurumsal ve ilkesel olarak bakıyoruz. Biz doktrinde kürsü dokunulmazlığı olarak ifade edilen milletvekillerinin ifade ve düşünce özgürlükleriyle sınırlı bir dokunulmazlık anlayışından yanayız. Olgular üzerinden dokunulmazlığın gündeme getirilmesini doğru bulmuyoruz. Başbakan’ın kalpazanlıktan, sahtecilikten, ihaleye fesat karıştırmaktan dosyası var. Bunları da gündeme alacak mıyız? O nedenle dokunulmazlığın olgu üzerinden gündeme getirilmesinin doğru olmadığını savunuyoruz.” B Üniformalı sığınmacılar! Şanlıurfa’da Diyarbakır karayolunda araçlarıyla hareket halinde olan sürücüler, Hatay plakalı taksiden şüphelenerek ihbarda bulundu. İhbarı alan polis şüpheli taksiyi Esentepe mevkisinde durdurdu. Araç içindeki 5 kişiye aşağı indirilip üst araması yapıldı. Takside yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmazken asker üniformalı 3 kişinin Suriyeli sığınmacılar olduğu, bir rehber ile taksi şoförünün araçta bulunduğu belirlendi. 3 Suriyelinin ifadesinde Hatay’dan Ceylanpınar’daki çadır kente yakınlarını görmek için geldiklerini söyledikleri ve başlarına çorap takmadıklarını belirttikleri öğrenildi. Sığınmacıların uzun sakallı ve sarıklı oluşları nedeniyle karanlıkta şüpheli kişiler olarak görüldükleri değerlendirilirken Suriyelileri askeri üniforma giymemeleri konusunda uyarıp Ceylanpınar’a gitmelerine izin verildi. matıyla alındığını bildirdi. CHP’li Gök, şunları söyledi: “İktidarın bu konudaki sorumluluğunu bilerek ve onların geçen hafta vekillerimize yaptıkları uygulamanın haklı bir gerekçesi sunulmadan bu geziye iştirak etmeyi ve iktidara figüranlık yapmayı kabul etmiyoruz. Komisyonun habersiz yapacağı geziler anlam ifade eder. Eski darbe dönemlerindeki işkence odalarındaki işkence aletlerinin temizlenmesinin ardından ‘her yer tertemiz’ denilen mantığı hatırlıyor.” Sosyalist Enternasyonal Kongresi’ne katılmak üzere Cape Town’da bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu da burada konuyla il Kılıçdaroğlu: Ayıptır gili soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, “Birtakım düzenlemeler yapıldıktan sonra milletvekillerini götürmek istiyorlar. Dışişleri Bakanlığı parlamento üyelerine bu konularda vekilerine izin verme yetkisine sahip değildir. Milletvekilleri Dışişleri Bakanı’nın izniyle hareket etmez. Bu çok kaba bir davranış. Başka bir ülkenin toprakları gibi bu ülkede bir askeri üs gibi bu bakanlıktan izin alınamaz. İlk defa sivillerin değil; askeri bir kamp olduğu söylendi. Vekillerimizin alınmaması, sonra da komisyonun orası düzenlendikten sonra gitmesine izin verilmesi doğru değil büyük ayıptır. Çiçek’in de izin vermemesi gerekirdi” ifadelerini kullandı. aafiyetini örtbas etmek istiyor’ CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması olayıyla ilgili Tanrıkulu’nun görüşleri şöyle: “Bir kaçırılma olayının Başbakan’ın söylemiyle meşrulaştırılması kabul edilebilir bir durum değildir. Kendi zafiyetini örtbas etmek amacıyla ‘Kaçırılma yoktur’ dedi. Tunceli büyük bir il değil. Giriş çıkışları tamamıyla devletin güvenlik bürokrasisinin kontrolü altında. Bir milletvekili oraya gitmişse polisin jandarmanın anında haberi olur. Siz terör örgütüne karşı TBMM’nin bir üyesini korumak zorundasınız. Ama ne olmuş? Hüseyin Aygün ve onu kaçıranlar altı saat boyunca yürümüşler, hiçbir güvenlik birimi de Aygün’ü koruyamamış. Tunceli halkının ve Türkiye’deki sivil toplumun bu kadar yoğun baskısı olmasaydı Hüseyin Aygün bu kadar kısa sürede bırakılmazdı. Öte yandan Başbakan başka bir milletvekili kaçırılsa, ‘Kaçırılmamış, kendi gitmiş’ diyecek. Buna zemin hazırlıyor. HakkâriVan, VanAğrı, VanBitlis, BitlisMuş, MuşBingöl, BingölTunceli, TunceliErzincan, DiyarbakırMuş, DiyarbakırBingöl, ŞırnakHakkâri karayollarında her gün örgüt üyeleri kontrol yapıyor. O kimliklere göre insanlar kaçırılıyor. Araçlar yakılıyor. Orada devlet yok.” ‘Z ZİRVEYE TÜRK BAYRAĞI ÇEKİLDİ Goman Dağı’nda operasyon Yurt Haberleri Servisi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi güneyinde bulunan Goman Dağı’nda yaklaşık 2 bin askerin katıldığı, hava destekli operasyon başlatıldı. Operasyonda PKK’nin internet sitelerinde kontrolü altında bulundurduğunu öne sürdüğü tepelere Mehmetçik tüm bölgeden görülebilen ayyıldızlı bayrakları çekti. Özel eğitimli askerler, 34’üncü Hudut Tugay Komutanlığı ve 3’ncü Dağ ve Komando Taburu’ndan havalanan helikopterlerle Goman Dağı’nın zirvelerine indirildi. Kobra tipi helikopterler de PKK’lilerin bulunabileceği yerleri ateş altına aldı. Van’ın Başkale ilçesinde, devriye görevi yapan İlçe Komando Tabur Komutanlığı ekiplerince Çamlık köyü yakınlarında bir grup terörist tespit edildi. Çıkan çatışmada, Uzman Çavuş Erdal Sönmez yaralandı. Sönmez, Başkale Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahalenin ardından Van’a sevk edildi. Çatışmanın halen devam ettiği bölgede, hava destekli geniş çaplı operasyon başlatıldığı öğrenildi. Van’da çatışma: 1 asker yaralı ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’da 6 bilen çıkmayınca 1 milyon 411 bin 32 TL devretti. Numaraların 2, 8, 25, 27, 30 ve 47 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 2 bin 900’er TL, 4 bilenler 41’er TL ve 3 bilenler 6’şar TL kazandı. C MY B C MY B 1 milyon 411 bin TL devretti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle