14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2012 PAZARTESİ 6 Muhtar Göksu kansere yenildi ? İstanbul Haber Servisi 68 Kuşağı’nın devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş’in arkadaşı Sinan Cemgil’in ölüm haberini kamuoyuna bildiren İnekli köyü muhtarı Mustafa Göksu (77) yaşamını yitirdi. Kanser hastalığıyla mücadele ettiği öğrenilen Göksu’nun cenazesi bugün öğlen İnekli köyünde toprağa verilecek. PAZARTESİ SÖYLEŞİLERİ Bu yıl Türkiye’deki 60. yılını kutlayan AFS Kültürlerarası Eğitim Programı’nı ve gençlere neler kazandırdığını Türk Kültür Vakfı Başkanı Nükhet Onat ile konuştuk Burada yanlış giden bir şey var! ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP İzmir İl Başkanlığı’nın resmi internet sitesini ziyaret etmek isteyenler dün sayfaya ulaşamadı. Siteye girmek isteyenler “Uyarı, burada yanlış giden bir şeyler var!” yazısıyla karşılaştı. Sayfada kötü amaçlı yazılım dağıttığı bilinen “91.220.35.48” sitesine ait içerik olduğu belirtilirken “Bu siteyi ziyaret ederseniz bilgisayarınıza virüs bulaşabilir” yazılı uyarılar yer aldı. ‘Farklı kültürleri buluşturuyoruz’ ÖZLEM YÜZAK Hakikate Lanetli Topraklar Eski Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız’ın Cumhuriyet’te geçen hafta değişik bir mektubu yayımlandı. Herkesi insan hak ve özgürlükleri açısından can alıcı bir noktada uyarıyor ve özetle diyordu ki: “TSK’ye geçmişteki uygulamalarından ötürü karşı olanların, bugün bizlere karşı yapılan büyük haksızlıklar karşısında sessiz kalmaları kabul edilebilir değildir. Evrensel hukuku, insan hak ve özgürlüklerini ve cezanın kişiselliğini savunmak, keyfi ve siyasi tutuklamalara ve yargılamalara karşı çıkmak, evrensel bir ilkedir.” Bu çağrı acaba muhatabına ulaştı mı? Hayır, sanmıyorum. Çünkü ortalıkta sahte bir demokratik ortam var. Yalanla iğfal edilmiş... Çünkü ülke bölünmüş, inanılmaz bir kamplaşma oluşmuş. Bir yeraltı ve yerüstü iç savaşı içinde ülke.. bundan zerre şüpheniz olmasın... Çünkü iktidar ve yöneticisi Bay Muktedir, istediği biçimde bir ülke ve toplum yaratmak için, gözünü kırpmadan ilerliyor.. Çünkü Bay Muktedir, Suriye’ye karşı açtığı cepheyle ülkeyi bir savaşa sürüklüyor.. Çünkü Türkiye tamamen dönüştürülüyor! Muhalefetin belediye başkanlarına bile zerre kadar tahammülü olmayan bir siyasal ahlaksızlıkla karşı karşıyayız.. Böyle durumda herkesin doğruları, pardon görüşleri tartışmasız olur.. Hasan Iğsız’ın bu mektubunu okumuşlardır.. Ama vicdanlarını askıya aldıkları için, sessiz kalmışlardır.. Enver Aysever, Aykırı Sorular’da sormuştu: TSK’yi mi savunuyorsun? Yanıtım, “Hayır hukuku, insan hak ve özgürlüklerini, adil ve tarafsız yargılamayı savunuyorum” olmuştu. Çünkü elimizde, ortak yaşamı sürdürebilmenin tek seçeneği bu kalmıştır! En azından ben kendimi bu durumda hissediyorum.. Her iktidarın hukuku, yargıyı, anayasayı, yasaları istediği gibi kullanmasına, vicdanları tamamen esir almasına bugün karşı çıkmayanların, yarın tutunacakları ne kalır sorusuna verecek hiçbir yanıtım yoktur. TSK’nin vesayetine son vereceğiz diye, imal edilmiş “suç”larla yüzlerce insanı, sivil, asker, muhalifi doğrudan; binlerce insanı dolaylı; milyonlarca insanı da yürekten mahkum etmenin, adaletle, hukukla bir ilgisi olamaz. ??? Geçmişte üç gazeteciye düzenlenen andıç haksızlığı karşısında 15 yıldır kıyamet koparanların (üstelik hiçbiri içeri atılıp yargılanmamış, özgürlüklerinden yoksun ve işsiz kalmamıştı!) ve bu andıç konusunu ikide bir kullananların bugün sessiz kalmasını veya bazılarından kimsenin duymadığı mırıltılar çıkmasını nasıl açıklayacağız? Üstelik, Erdoğan ve AKP iktidarının, özellikle ana akım medyaya ve muhalif görünümlü yazarlara, askerlerin andıcına rahmet okutan azgın baskıları yıllardır sürdüğü halde! Geçmiş, bugün yaşadıklarımız karşısında ancak ucuz kahramanlık kategorisine girebilir... İkili standartlarla davrananların yarın affedilecek ne yönü olabilir? Ne vicdan, ne değer ne de başka bir şey... Sadece kişisel ve toplu “kanaat önderi” davranışı olarak, yeni lanetlemelerin odağı olabilirler. Bütün medyaya dayatılan sivil andıçlar ile siyasi ve ahlaksız yargılamalar karşısında sessiz kalanlar... Cengiz Çandar’lar; kendilerine sosyalist adı verip de söz konusu subay veya sevmedikleri siyasi rakipleri vb. olunca “oh olsun” diyenler veya sessiz kalanlar... “Ben şu haksızlığa, şu tür hukuksuzluğa ve ancak şu sahtekârlıklara karşı çıkarım, gerisi beni ilgilendirmez.. siyasi karşı olduklarımın hangi araçla olursa olsun defterlerinin dürülmesi ve yok edilmelerini desteklerim, en azından sadece seyrederim..” diyorsunuz: “Böyle demezsem kendi mahallemde yaşayamam, bu cesareti gösteremem..” Bu tutumunuzu ya terk edeceksiniz ya da eğer vicdan kaldıysa, olgular ve gerçekler karşısında tutunabileceğiniz bir dalınız da olmayacak. Adalet duygunuzdan ve vicdanınızdan tamamen arınmışsoyunmuş olarak çıplak kalacaksınız.. Kendi kişiliklerini, kalemlerini, çeşitli menfaatlar karşılığında bağlı oldukları evrensel ve yerli siyasi odaklara teslim edenlere zaten söyleyecek tek söz kalmamıştır. Diyojen bu toprakların hakikati (adamı) arayan filozofuydu yüzlerce yıl önce.. Acaba o zamandan bugüne değişen bir şey mi olmadı mı, bu topraklar hakikate lanetli mi? ??? Yarın yine bu çerçevede, yargılamalarda tam bir günah keçisine dönüştürülen bir konu üzerinde duracağım: Bütün Dijital Veriler Sahteyse, Dursun Çiçek’inki Doğru Olabilir mi? ??? NOT: ÖSYM Başkanı kadar, o makama getirilirken kendisine verilen göreve böylesine sadık, bunun dışında olan bitenlere vurdumduymaz ve yüzsüz kalacak yüz binlerce bulabilirler! Yargıç istihdam edecek bir sınavı, sahtekârlıkla geçmeye hazır milyonlarca insan üretiyor bu ülke! Sanki sayıları ve varlıkları yetmiyormuş gibi, siyasi güdümlü yüzlerce yeni ahlaksız kişi sisteme adapte edilecekti.. Bunlar kimin adamlarıydı? Kimse merak etmesin, onlar yine yollarını bulacaktır. Cemaatin adamı veya iktidarın adamı olarak görev başı yapacaklardır. Merak ettiğim sadece şudur: Sınavda deşifre olanlar, yeniden aynı sınavlara girecekler midir? Devlet, niteliksiz ve ehliyetsiz kişilerin sokuşturulduğu bir kuruma dönüştürüldü.. ‘Bombacı’ yakalandı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Valiliği önü ile Zeytinburnu’ndaki BDP ilçe binası önüne patlayıcı konulması olaylarının da aralarında bulunduğu 12 bombalama olayının faili olduğu ileri sürülen M.A. (42) yakalandı. M.A’nın evinde yapılan aramada 1 tabanca, 7 mermi ile bomba yapımında kullanılan çok miktarda malzeme ele geçirildi. Sorgusunda herhangi bir örgüt bağlantısı tespit edilemediği öğrenilen M.A, tutuklandı. Hatay’da operasyon ? HATAY (Cumhuriyet) Hatay İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Amanos Dağları’nın Hassa ilçesi bölümünde terör örgütüne yönelik operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda 1 kilo C4 patlayıcı, 2 el bombası, çok sayıda mermi ve bir miktar muhtelif yaşam malzemesi bulundu. Kürt Festivali olaylı başladı ? BERLİN (AA) Almanya’nın Mannheim kentinde düzenlenen “20. Kürt Festivali”nde çıkan olaylarda 1’i ağır 80 polisin yaralandığı bildirildi. Mannheim polisi tarafından yapılan açıklamada, polislerin çoğunun atılan taş ve şişelerden yaralandığı, 31 kişinin de gözaltına alındığı ifade edildi. Açıklamada olayın, 4 yaşındaki bir kişinin yasadışı bir örgütün bayrağını festival alanına sokmak istemesi sırasında çıktığı kaydedildi. “Gitmeden önce çok büyük beklentilerim yoktu. Sadece İngilizcemin gelişeceğini, yeni arkadaşlarımın olacağını düşünüyordum. Ama gittikten sonra çok şey kazandığımı gördüm, kendime güvenim arttı. Yeni teknolojileri tanıdım. Engellilerin nasıl ders işlediğini ve engellilerin haklarını öğrendim. Gönüllülüğün gerçekten gönülden isteyerek yapılması gerektiğini anladım. Artık bir şeyleri değiştirebileceğime inanıyorum...” Bu sözler Gebze Atatürk Lisesi’nde okuyan görme engelli Zeynep Söğüt’e ait. Zeynep, Türk Kültür Vakfı (TKV) tarafından yürütülen AFS Kültürlerarası Eğitim Programı ile geçen yıl ABD’de bir dönem okuyan bir öğrenci... Bir diğeri Benay Gözkaman. O da görme engelli. Gaziantep İMKB Anadolu Lisesi öğrencisi. O da 20112012 öğretim yılında kısa adıyla YES diye bilinen Kennedy Lugar Youth Exchange Study burs programından yararlanarak bir yıl ABD’de lise öğrenimine devam etti. “Hayatımda ilk kez düzenli ve aktif spor yaptım. Kulaklarımda rüzgârın uğultusu, ben koşarken ayakta alkışlayan insanların verdiği motivasyon beni çok etkiledi. İlk kez rehber köpek kullandım. Orada iyi piyano çalmayı ve braille müzik okumayı ve yazmayı öğrendim. 100 kişiye verdiğim solo resitalim kendime güvenimi artırdı” diye anlatıyor. Kahramanmaraşlı yeni görme engelli Abidin Karademir ise ilk kez uçağa binmek ile başlayan serüveninin önce büyük bir kültür şokuna dönüştüğünü söyleyerek bir yıllık deneyiminden kareleri sıralıyor: Kendisini bir yıl boyunca ağırlayan ABD’deki gönüllü ailesi ile yaşadığı güzel deneyim, insanların karşılık beklemeksizin gönüllü olarak bir şeyleri düzeltme çabasına şahit olmak, hayatı kolaylaştıran konuşan navigasyonlar, braillenote gibi aletlerin sağladığı rahatlık hatta bir görme engelli olarak kayak yapmayı bile öğrenmek... Tüm bunlar bu yıl Türkiye’deki 60. yılını kutlamaya hazırlanan AFS Kültürlerarası Eğitim Programları’nın gençler üzerinde yarattığı değişimden küçük örnekler. Ve son 2 yıldır engelli öğrenciler de söz konusu değişim programlarından yararlanabiliyor. Türk Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Nükhet Onat ile 60 yıllık bu süreci konuştuk. Nasıl kuruldu TKV, amaç ne? Ülkemiz AFS’yi ilk kez, 1952 yılında, iki genç lise öğrencisinin AFS programlarına katılması ile tanıdı. İlk Türk AFS öğrencileri Can Epirden ve Tunç Erkanlı bir yıl sonra yurda döndüklerinde Türkiye’de AFS kültürlerarası eğitim programının yürütülmesine önayak oldular. Yıllar içinde giderek büyüyen ve gelişen öğrenci değişim programı, özellikle yaz aylarında Türk ailelerin yanında misafir 5500 öğrenci faydalandı Türkiye’de bugüne kadar AFS programlarından kaç kişi yararlandı? Bugüne kadar toplam 5500 lise öğrencisi AFS programı ile bir okul yılını yurtdışında başka bir lisede okuyarak geçirdi. Aynı bağlamda bugüne kadar Türkiye’ye de yaklaşık 4000 yabancı öğrenci eğitim için geldi. Programı ilk başlattığımız yıllarda yılda 30 kadar başvuru oluyordu ve bunların arasında 5 öğrenciyi seçiyorduk. Şimdi yılda 1500 başvuru oluyor ve 200 öğrenciyi seçiyoruz. Nasıl seçim yapılıyor? Önce yazılı ardından sözlü sınav yapılıyor. Akademik başarı değil aradığımız. Genel kültür düzeyi, iletişim kurma, uyum sağlama becerisi gibi kriterlere öncelik veriyoruz. Çok büyük bir İngilizce bilgisi de aramıyoruz. Öğrencilerin hepsi de karşılıksız burs mu alıyor? Sınavları geçen öğrencilerin ailelerinin gelir seviyelerine göre kararlaştırılıyor bu. Evlere ziyaretler yapılıyor. Kimi öğrencinin tüm masraflarını karşılıyoruz, kimilerine kısmi yardım yapılıyor... 2003 yılından beri de YES programını yürütüyoruz. Her yıl tamamı burslu 50 öğrenciyi yararlandırıyoruz bu programdan ve önceliği toplumun dezavantajlı kesimlerine veriyoruz. Van’dan Edirne’ye kadar ulaşmaya çalışıyoruz. Geçen yıl da ABD’de bir vakıf ile anlaşma yaptık. Meslek lisesi öğrencilerini yurtdışına göndermeye başladı. İlk aşamada Gültepe Meslek Lisesi ile bir pilot proje yürütüyoruz. ‘Engelliler özgüven kazanıyor’ Son 2 yıldır engellilere yönelik yurtdışı eğitim programlarını sürdürüyorsunuz. Türkiye’nin koşulları malum. Yurtdışı deneyimi kazanan bu öğrenciler ülkeye geri döndüklerinde mutsuz olmuyorlar mı? Hayır. Özgüven kazanmış, neyin nasıl yapılabildiğini öğrenmiş olarak dönüyorlar ve onlar da bir şeyleri değiştirme mücadelesine katılıyorlar. Bence Gaziantepli Benay’ın döndükten sonra bize gönderdiği mektuptaki sözleri son derece anlamlı. “Onca hareketli günlerden sonra Gaziantep’teki aynı tekdüze yaşantıma geri dönmeyi hiç ama hiç istemedim. Ancak bu kadar güzel deneyimi kendi kentimdeki diğer engelliler ile paylaşmak üzere birçok proje var kafamda” diyen Benay’ın bunların bir kısmını mutlaka yaşama geçireceğine inanıyorum. ponya ve Avustralya’ya kadar dünyanın çeşitli ülkeleri arasında gerçekleştirilmeye başlandı. Türkiye AFS Uluslararası ile Türk Kültür Vakfı’nın 1993’te imzaladığı “Ortaklık Anlaşması” ile son yıllarda oluşan yeni yapı içinde yerini aldı. Bugün AFS programları yaklaşık 80 ülkede uygulanıyor. Her yıl 11 binden fazla öğrenci bu programlardan faydalanıyor. 1 yıl boyunca dünya genelinde öğrencileri ağırlayan ailelerden ve çalışanlardan oluşan 100 bini aşkın gönüllü programa destek veriyor. edilen çok sayıda Amerikalı öğrenci ile karşılıklı hale geldi ve güçlü bir gönüllü potansiyeline ulaştı. Gönüllülerimizin 1974 yılında TKV’yi kurmalarından sonra AFS programları ülkemizde daha güçlü bir organizasyon yapısına kavuşmuş oldu. Burada amaç gençlerin dünyanın değişik bölgelerinde farklı kültürleri tanımalarına ve yurtdışında okuma deneyimi kazanmalarına olanak sağlamak. TKV ise bu konuda kâr amacı gözetmeksizin gönüllü gayretleri ile çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Artık yalnızca ABD ile yürütülmüyor bu programlar Avrupa ne zaman devreye girdi? TKV, Avrupa’daki AFS örgütleriyle birlikte kültürlerarası ve küresel eğitimin dünya üzerinde yaygınlaşmasını amaçlayan EFIL Federasyonu’nu (European Federation for Intercultural Learning) oluşturdu ve bu çerçevede çeşitli faaliyetler gerçekleştirdi. TKV’nin yürüttüğü öğrenci değişim programları 1980’li yıllarda yalnız ABD ile değil, Arjantin, Kanada, Danimarka, İtalya, Tayland, Rusya, Ja ‘Gönüllülük gelişiyor’ Aslında bu bir anlamda gönülllülük programı. Aileler yabancı öğrencilere evlerini açıyorlar. Çocuklar aynı zamanda karşılık beklemeden başkalarına yardım etmenin değerini de anlıyorlar... Evet. Biz buna sadece kültürel değişim ve eğitim programı olarak bakmıyoruz. Yaşama bakış açısı değişiyor insanın. Türkiye’de de gönüllülük giderek gelişiyor. Öğrenci programlarının yanı sıra bir süredir 18 yaş ve üstü gençler için kısa dönemli programlar ve 35 yaş üstü yetişkinler için yine kültürel programlar yürütüyoruz. Bunların hepsi kültürel alışverişi pekiştiren son derece olumlu programlar. 80 ülkede uygulanıyor TKV gönüllü bir kuruluş NÖBET ÇADIRI 1. YILINI DOLDURDU Direnişe devam İstanbul Haber Servisi Silivri Cezaevi önünde “Özel görevli mahkemeler kapatılsın yurtseverler serbest bırakılsın” sloganıyla başlatılan nöbet çadırı direnişi 1. yılını doldurdu. Çadır alanındaki etkinliğe katılan yaklaşık 500 kişi oylama yaparak direniş çadırlarının devam etmesi kararı aldı. Çadır alanında dün çeşitli etkinlikler yapıldı. Çadırlar 9 Eylül 2011’de İP, Vardiya Bizde Platformu, TGB, ADD, Eğitimİş ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle kurulmuştu. Çadır Alanı Sorumlusu Hıdır Hokka, 1 yılda 20 bin 70 ziyaretçinin geldiğini, 7 bin 799 kişinin nöbet tuttuğunu ve 58 konser verildiğini söyledi. Hokka, çadırlarının aylık giderinin 9 ila 15 bin TL olduğunu açıkladı. Fotoğraf sergisi açılışıyla süren etkinlik şiir ve türkülerle son buldu. Mustafa Sarıgül solda 1. sırada İstanbul Haber Servisi Konsensus araştırma şirketinin son kamuoyu araştırmasında Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, ‘solun liderliği’ yarışında 1. oldu. Ankette, 81 ilde yurttaşlara “Bu pazar bir genel seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz” sorusu yöneltildi. Yüzde 53.7’lik kesim ‘AKP’ yanıtını verirken, yüzde 23.8’i ‘CHP’, yüzde 13.1’i ise ‘MHP’ dedi. En beğenilen lider araştırmasında Tayyip Erdoğan yüzde 44.5 ile 1. olurken, Sarıgül yüzde 29.3 ile 2., CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 23.4 ile 3. sırada yer aldı. ‘Sol liderliği’ kategorisinde Sarıgül yüzde 28.3 ile 1. sırada, Kılıçdaroğlu ise yüzde 24.5 ile 2. oldu. TUTUKLU KANSER HASTASI ÖLDÜ Son isteği olmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Doktorların haziranda 6 ay ömür biçtiği ve son isteği evinde ölmek olan kanser hastası tutuklu Muhlis Barut (50) bu beklentisi gerçekleşmeden dün yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde şu an 48 kanser hastası mahpus ölümü bekliyor. Kansere yakalanan Barut, 2 yıl önce yeşil kartının iptal edilmesine tepki olarak İzmir Bayraklı Toplum Sağlığı Merkezi’nde ortalığa rasgele ateş etmişti. Adam öldürmeye teşebbüs suçundan 16 yıl 8 ay hapse çarptırılan Barut’un dosyası son karar için Yargıtay’da bekliyordu. Son zamanlarını ailesinin yanında geçirmek isteyen Barut’un avukatları, Yargıtay’a tutuksuz yargılanma talebinde bulunmuştu. Girişimler sonuç vermemiş ve Barut, geçen hafta fenalaşınca hastaneye kaldırılmıştı. Kaşıbeyaz‘da cinayet ve intihar ? İstanbul Haber Servisi Florya’da dün akşam saatlerinde 4 kişi, Kaşıbeyaz restorana gelerek yemek yedi. Yemek sırasında bir kişi restorandan ayrılırken ortak oldukları öğrenilen 3 kişiden E.E, silahını çıkararak C.B ve A.S’ye ateş açtı. E.E. daha sonra silahı başına dayayarak intihar girişiminde bulundu. C.B olay yerinde hayatını kaybederken E.E ve A.S ağır yaralandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle