22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 2) Türkiye’yi yöneten mutlak AKP iktidarı, sorunun çözümü için radikal önlemleri uygulamaya koyduğunu iddia ettiği andan itibaren, politikalarını çok sık değiştirmiş, üstelik her değişen ve birbirine zıt nitelik taşıyan politikalarını eleştirenleri “AKP karşıtlığı”, “hainlik” gibi sıfatlarla damgalamaktan çekinmemiştir. Bu senaryo önce “Kürt Açılımı” denilen atılım çerçevesinde uygulamaya konmuş… Buna karşı çıkanlar “AKP karşıtlığı”, “hainlik” gibi sıfatlarla suçlanmış… Bu yanlış açılım zaten baştan belli olan fiyasko ile sonuçlanınca, yeniden tutuklamalara ve güvenlikçi politikalara geri dönülmüş… Bu kez de bu politikalara karşı çıkanlara aynı suçlamalar yöneltilmiştir. Bu durum AKP iktidarının sorun çözme yeteneği ve samimiyeti konusunda hem kendi kamuoyunda hem de karşı tarafın kamuoyunda büyük bir güvensizlik yaratmıştır. 3) Türkiye’nin, hem sorunun geneli hem de özel bir görüntüsü olan terör konusunda çözüm için kullanacağı en önemli iki kurum, silahlı kuvvetler ile adalet, büyük bir erozyona uğratılmış, bu durum uzun dönemli kalıcı çözüm beklentilerini büyük ölçüde yok etmiştir: Bu konuda iki örnek yeter sanıyorum: Habur’da devlet tarafından karşılanan ve aralarında Kandil Dağı’ndan inenlerin de bulunduğu grup, kendi ifadelerine rağmen, büyük bir gösteriye dönüşen bir biçimde serbest bırakılmış, bir süre sonra ise aralarında seçilmiş belediye başkanlarının da bulunduğu sayısız politikacı ve hatta Büşra Ersanlı gibi bir profesör, tutuklanarak hapse atılmıştır. İkinci örnek ise terörle mücadele için AKP tarafından kurulmuş olan Özel Yetkili Mahkemelerden verilebilir: Terörle mücadele için kurulan bu mahkemeler, terörle mücadele eden silahlı kuvvetlerin, bizzat iktidar tarafından atanan ve yıllarca birlikte çalıştıkları genelkurmay başkanı da dahil olmak üzere pek çok komutanını terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla tutuklayarak hapse atmıştır. 4) Mutlak AKP iktidarı, sorunun ve onun bir görüntüsü ama çok önemli bir parçası da olan terör sorununun çözümünde, bir büyük dış gücün ABD’nin denetim ve yönetimine girmiş bir görüntü içindedir. Bu görüntü, hem sorunun genelinin çözümünde, hem de kaynağı sınırlarımızı aşan terör sorunuyla mücadelede çok önemli bir sınırlama ve kısıtlama getirmiştir. Irak, Kuzey Irak, Kandil, Suriye krizleri de bu sınırlama ve kısıtlamaların konusu olurken, hem sorunun genelini çözmekte hem de terörü önlemekte Türkiye’nin anlamlı adımlar atmasını engellemektedir. ??? Elbette Türkiye’nin sorunu, ne yalnızca on yıllık AKP iktidarının sorunudur, ne de sadece teröre indirgenebilir. Ama madem somut olaylara eğildik, buna son on yılda Türkiye’yi demir bir pençe ile yöneten AKP iktidarı ile başlamak uygun olur diye düşündüm. Gerisi haftaya. HALİL DEMİRAA Aile, normal doğum ısrarı yüzünden bebeği kaybettiklerini ileri sürüyor Yine bir bebek öldü 8. kattan düşen işçi öldü ? ADANA (Cumhuriyet) Merkez Seyhan ilçesine bağlı Gürselpaşa Mahallesi 74496 Sokak’taki bir inşaatta çalışan Cemal Özbek (29) inşaatın 8. katında çalıştığı sırada dengesini yitirerek düştü. Hastaneye kaldırılan Özbek kurtarılamadı. enemen’de bir anneye normal doğumda ısrar M edildiği için bebeğinin ölü dünyaya geldiği öne sürüldü. Aile, “doğumun sezaryenle yapılması halinde bebeğin yaşıyor olacağını” öne sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bebek İzmir Adli Tıp Kurumu’na götürülerek otopsiye alındı. Hastane yönetimi de bebeğin ölümünün “ani bebek ölümü”ne bağlı olabileceğini söyledi. Geçen hafta Kocaeli’de sezaryen tercih edilmediği için bir bebek daha ölmüştü. EMRE DÖKER Türkiye, Sorununu Niçin Çözemiyor? Her şeyden önce kimseye akıl vermek gibi bir niyetim olmadığını, yıllarca çözülemeyen bir soruna çözüm üretmek gibi bir iddiamın ise hiç bulunmadığını vurgulamak isterim… Amacım, sadece bazı soyut ilkeler ve somut olarak belirlenmiş hedefler çerçevesinde herkesin gözü önünde atılan adımlara dikkat çekmek, böylece ne yapılacağına değil ama en azından, ne yapılmaması gerektiğine işaret etmek… Bu nedenle önce herkesin gördüğü, bildiği gerçeklerden yola çıkacağım; önce bunları dile getireceğim: 1) Sorunun görünür hale gelmesinden, yani terör sorunu haline dönüşmesinden işe başlarsak, 1984 Eruh baskınından bu yana yaklaşık otuz yıl geçti. Bu otuz yılın üçte biri, yani son on yılı, AKP’nin mutlak egemenliğinde yaşandı. 2) AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında terör çok gerilemiş, adeta durmuştu. 3) AKP bu on yılı, Çok Partili Düzene geçildiğinden beri hiçbir iktidara nasip olmayan, hatta ilk dört yıldan sonra, askeri yönetim dönemlerini bile aşan bir “mutlak egemenlik ve tek adam yönetimi” ile kullandı. 4) Dolayısıyla “Türkiye’nin sorunu”, bu on yıl içinde ülkeyi demir bir pençe ile yöneten AKP iktidarının ve onun tek adam konumundaki liderinin sorumluluğunda büyüdü. AKP’nin ve onu mutlak bir biçimde yöneten liderinin bu dönem politikalarına bakıldığında, çok kabaca dört alandaki hatalar dikkati çekmektedir: 1) Teröre ve onun ideolojisine, iddialarına bakıldığında, etnik köken ve kimlik sorunu öne çıkmaktadır… Bu durumda hem genel siyaseti hem de teröre karşı politikaları etnik köken ve kimlik sorunlarından kurtarmak, olayları ve çözümleri evrensel demokrasi ve insan hakları bağlamında ele almak gerektiği açıktır. Oysa AKP iktidarı ve onun lideri, tam tersine, bir yandan genel demokrasi ve insan hakları bağlamında geri adımlar atarken, öte yandan etnik köken, din, mezhep vurgularına, hem genel siyaset hem de terörle mücadele açısından özel bir önem vermiştir. Bu vurgu o kadar yaygın ve belirgindir ki, muhalefete karşı söylemlerde, toplumsal projelerin hayata geçirilmesinde genel siyasete tümüyle egemen olurken, son Suriye krizinde sınırlarımızı da aşmış, uluslararası düzeye dahi taşınmıştır. Ayrıca sorunun çözümü için yine evrensel demokrasiye ve insan haklarına değil, din faktörüne başvurulmuş, Sünni İslamın birleştiriciliği öne çıkarılmış, üstelik Kürtlerin din ve mezhepleri Zerdüştlük tartışmalarına kadar indirgenmiştir. 3 kişiye 455 biner lira ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde 6 bilen 3 kişi, 455 bin 399 lira 60’ar kuruş ikramiye kazandı. Şanslı numaraların 7, 18, 25, 32, 40 ve 42 olarak belirlendiği çekilişte, 5 bilenler 1979 lira 15’er kuruş, 4 bilenler 31 lira 30’ar kuruş ve 3 bilenler 5 lira 5’er kuruş ikramiye kazandı. İZMİR Menemen Özel Sada Hastanesi’nde bir hastanın sezaryenle doğum tercihi yapılmadığı için bebeğini kaybettiği öne sürüldü. Foça Adliyesi’nde kâtip olarak görev yapan anne Ebru Sönmez Çelik, 9 aylık hamilelik süreci takip eden doktor Gökhan Ünal’ın bulunduğu hastaneye yatarak doğum yapmak istedi. Doktor Ünal’ın, “yüzde 50 normal doğum yüzde 50 sezaryen” yapacağını söylediği kadın, önceki gün doğum için sancı odasına alındı. 8 saat suni sancı verilen Çelik, süreci şöyle anlattı: “İki ebe, doktor olmadığı sırada doğuma başladı. Bebeğin başının çıkmasına karşın bir sorun olduğu anlaşıldı, tam o sı rada doktor geldi. İki ebe de aşırı derecede karnıma baskı yaptılar. Bebek doğdu, ancak ağlamadı. Ne olduğunu sorduğumda doktor ‘solunumda sorun var çocuk doktoru bakacak’ dedi. Doktor bize ‘ben doğumu gerçekleştirdim ama çocuk öldü’ dedi ve gitti.” Hastane yönetimi toplantı yaparak durumu değerlendirdi. Başhekim ve Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Ali Deniz, “Yani sezaryeni gerektirecek bir durum yok. Bir sıkıntı olur, normal doğumda sıkıntı hissedersin, öyle bir şey yok. Uzamış doğum eylemi yok, ani bebek ölümü vakası olduğunu düşünüyoruz. Anne belden iğne yapmadan bile çığlık çığlığa bağıran bir hasta” dedi. Çınarlar yeşillendi İstanbul Haber Servisi Fatih Belediyesi, Çemberlitaş’ta beş yıldızlı İnnova Otel’in girişinde kuruyan iki çınar ağacının tedavi edilerek kurtarıldığını açıkladı. Fatih Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü geçen ay semt sakinlerinin başvurusu üzerine Piyer Loti Caddesi üzerindeki iki çınarda “doku bozuklaşması” tespit edildiğini ve kesileceğini açıklamıştı. Konuyla ilgili haber gazetemizin 21 Temmuz 2012 tarihli sayısından “Çınarlar neden kurudu” başlığıyla yer almıştı. Aradan geçen yaklaşık 1 aylık sürede çınar ağacının yeşillendiği görüldü. Fatih Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Mehmet Aksoy, semt sakinlerinin yeniden başvurusu üzerine verdiği yanıtta, “Mühendislerimizce çınar ağaçları bakıma alınmış olup, iyileşmeleri için gerekli tedaviler ve gübreleme çalışmaları yapılmıştır. Bir çınar ağacının yeşillendiği görülmüştür. Ağaçların tedavileri sürdürülecektir” dedi. Annesini boğazını keserek öldürdü ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Çanakkale Gelibolu İlçesi Devlet Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan annesi Azime Kılınç’ın (41) yanında yaşayan D.A. önceki gün babası E.A.’nın (42) Çanakkale merkez Esenler mahallesindeki evine geldi. D.A. babasına, annesi Azime Kılıç’ın boğazını ekmek bıçağıyla keserek öldürdüğünü itiraf etti. D.A babası tarafından polise teslim edilirken polis ekipleri anne Azime Kılınç’ı boğazı kesilerek öldürülmüş olarak buldu. Evde yapılan incelemede, yatak odasında bulunan cesedin kokmaya başladığı tespit edildi. Annebabasının boşanmasından annesini sorumlu tutan genç kızın psikolojik sorunlar yaşadığı ileri sürüldü. Tramvaylar çarpıştı: 6 yaralı ? İstanbul Haber Servisi Aksaray’da önceki gece 00.10 sıralarında yol çalışması nedeniyle tek hat üzerinde sefer yapan tren, belirlenemeyen bir nedenle aniden durdu. BağcılarKabataş hattında çalışan hafif metro treni Aksaray Yusufpaşa istasyonları arasında duran trene arkadan çarptı. Bu sırada aynı yöne giden ikinci tren duran trenin son vagonuna çarptı. Makinist ve 5 yolcu yaralandı. Kütahya’da feci kaza: 6 ölü ? KÜTAHYA (Cumhuriyet) Afyonkarahisar istikametinden Kütahya istikametine gitmekte olan hafif ticari araç, sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucunda orta refüjden takla atarak karşı şeride geçip otomobile çarptı. Korkunç kazada her iki araçta bulunan 1’i çocuk 6 kişi olay yerinde öldü. Kazada 6 kişi de yaralandı İÜ’nün 147 yıllık binası yenileniyor ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) Beyazıt’taki 147 yıllım tarihi rektörlük binası restore edilecek. İÜ’den yapılan açıklamada 18651866 yılları arasında yapımı tamamlanan ve 1923 yılında üniversiteye tahsis edilen tarihi binanın büyük bir onarımdan geçeceği duyuruldu. İstanbul İl Özel İdaresi’nin rektörlük binasının restorasyonu için açtığı ihaleyi 8 milyon 185 bin lira bedelle Emir Restorasyon Limited Şirketi kazanmıştı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle