18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul B Edirne PB Kocaeli B Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli Y Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 33 36 32 33 35 35 34 29 30 30 29 30 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB B PB B A A A A PB PB Y 30 31 31 31 35 35 40 40 34 38 31 28 24 Oslo Y Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid A Viyana B HABERLER 18 22 23 22 21 22 24 24 27 30 32 34 30 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam A B Y B Y A A B B Y Y A B 32 30 30 35 26 25 38 33 33 22 34 36 37 Ülkemizin kuzey, iç ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, İç Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri, Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Karadeniz kıyıları ile Yozgat, Konya, Artvin, Kars ve Iğdır çevreleri ile İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’nın Karadeniz kıyı kesimlerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK GEÇİCİ HEYET TARAFINDAN GÖRÜLEN DURUŞMA KASIMA ERTELENDİ ? Baştarafı 1. Sayfada Kuzey Irak’ta yerleşik PKK varlığı, şimdi de Kuzey Suriye’de boy göstermeye başladı. Diplomatik (ABD) engelleri sıralayarak Kandil dağlarındaki PKK’nin icabına bakamayan hükümet; K.Suriye’nin düz ovalarında ilerleyen PKK’ye müdahale edeceğini ilan ediyor. PKK neden K.Suriye’de Kandil benzeri bir ana karargâh kursun? Basit bu olasılığı anlayabilmek için Davutoğlu’nun derin strateji bilgisine de gerek yok! ??? Hükümetin, geleceği gören dış politikası olmadığı için güney sınırlarımızda ve ötesinde her durum değişikliğinde yeni kırmızı çizgiler açıklıyor. K.Suriye’de birden Kürt gerçeği ortaya çıkınca Davutoğlu; “İster PKK, ister El Kaide veya başkası (şimdilik PKK’nin işbirlikçisi ve hatta bir habere göre PKK’nin kurduğu söylenen PYD demiyor) herhangi biri terör unsurlarının sınır boylarımızda olmasına izin vermeyeceğimizi ve bu oluşmanın meşru müdafaa sebebi sayacağımızı” söylüyor. Hükümet dediğinde de işte böyle olur: Yıllardır PKK’nin K.Irak’la aramızdaki 300 km’lik sınırı aşmasını, yüzlerce cana kıymasını engellemiş, önlemiş gibi; şimdi 900 km’lik SuriyeTürkiye sınırı boylarını terör unsurlarından koruyacağını açıklıyor! Gazetecileri toplamış Davutoğlu iftar sofrasında. Yazdıklarına göre bir kâse çorba içirdikten sonra üç saat konuşmuş. İnandığı masallara kamuoyunun inanacağını sanarak örneğin: “Türkiye’ye doğru kaçan insanların ardından yapılan top ateşi, bombalamaya karşı tedbir alırız” diyor. Bu sözünün gerçekleştiğine tanıklık eden tek bir habere rastlanmadı; yerli ve yabancı medyada! ??? Davutoğlu, Türkiye’nin “duyarlıklarını” Barzani’ye tebliğ etmek için Erbil’de. Duyarlıklarımız nelermiş: “PKK’ye destek vermeyin. PKK varlığı kabul edilemez. Bölgede bağımsız bir devlet oluşumunu düşünmeyin. PKK bölgede (K.Suriye’de de) bir oluşumda ısrar ederse her türlü önlemi alırız, gerekeni yaparız.” Oysa, Barzani çok önce, geleceğe dönük siyasetini açıkladı: Bir: “Türk askerinin K.Irak’a girerek teröristlerin yolunu kesmesine, gördüğü yerde imha etmesine razı olamayacağını, Kürtleri birbirine düşürerek, vurdurma döneminin de artık kapandığını” ilan etti. Öyleyse sen temizle Kandil’i, PKK’yi deyince; bu sorunun silahla değil, konuşarak, diyalog yoluyla çözülebileceğine Ankara’yı ikna etti, uyuttu. İki: Barzani yıllar önce henüz K.Irak’ta özerk bölgeyi oluşturma aşamasındayken; devlet kurduğu iddialarını, “Bağımsız Kürt devleti kurmak bugün söz konusu değil. Zamanı gelince ilan edilir” diye yanıtladı. Bölge ülkelerindeki Kürtleri bağımsız, ola ki federe bir devlet bayrağı altında toplamaya acele etmiyor. İzlediği uluslararası politikanın temelini, bölge ülkelerindeki Kürtlerin önce özerk bölgeler kurarak, olası bağımsız devletin temellerini atmaları oluşturuyor. Zamanı gelince... Uluslararası siyasal olanaklar elverişli olunca… arkası malum! Birleşik, federe Kürt Devleti! ??? Başbakan, kuzu sarması dostluk içinde iken birden Esad’a neden yüklenmeye başladığı sorusuna Deniz Baykal açıklık getirdi: “ABD Başkanı Obama’nın Başbakan RTE’yi arayarak, ‘Sizin yakınlığınız var, Esad’a söyleyin artık çekilsin’ dediği Reuters tarafından haberleştirildikten sonra…” ...Sonra? Esad’a, ısrarla gerçekleştirmesini istediği Amerikan ürünü demokratik reform paketleri sundu. Esad Ankara’nın paketini uygulamayınca; onuru kırıldı mağrur ağabey RTE’nin. Uluslararası engeller olmasa askeri Şam’a sürecek; yatıyor kalkıyor aklından çıkaramadığı tek isim, Esad’ı indirmek! Gerçekçi dış politikanın yerini kişisel duyguların dürtüsüyle uygulanan politikalar aldı. Bu politikalar RTE’nin gidişini kolaylaştırır; hayırlara vesile olur inşallah! Selek davası bitmek bilmiyor İstanbul Haber Servisi Mısır ? 14 yıldır süren Mısır Çarşısı davasının dosyası Çarşısı’nda 9 Temmuz 1998’de meymütalaada bulunması için savcıya verilecek. dana gelen 7 kişinin öldüğü 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin açılan dava 14 yıldır devam ediyor. Mahke rülen davaya, başka suçtan tutuklu olan sanık me, Yargıtay’ın üçüncü bozma kararının ar Maşallah Yağan katıldı. Fransa’da doktora eğidından yapılan ilk oturumda, sosyolog Pınar timine devam eden Pınar Selek ise davaya kaSelek’e verilen beraat kararında direnmiş, di tılmadı. Mahkeme başkanı Vedat Yılmazabğer sanıklar yönünden bozma kararına uymuştu. durrahmanoğlu’nun izinli olması nedeniyle Dünkü oturumda da esas hakkındaki mütalaaya heyete üye hâkim Mehmet Erdoğan başkankatılıp katılmadığı konusunda beyanda bu lık yaptı. Savcı Mehmet Akif Ekinci, geçici lunmak üzere dosyanın savcıya verilmesine olarak duruşmaya çıktığı için davaya ilişkin göhükmeden mahkeme, duruşmayı 22 Kasım’a rüşünü hazırlayamadığını belirtti. 14 yıllık yargılama boyunca Türkçe savunma yapan sanık erteledi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gö Maşallah Yağan, bozmadan sonra dün yapılan 6. oturumda, Kürtçe savunma yapmak istediğini belirterek tercüman istedi. Mahkeme sanığın Türkçe bildiği gerekçesiyle bu talebini reddetti. Güney Kıbrıs’a yerleşen ve adresi bulunamayan sanık Kadriye Fikret Sevgi hakkında, bozmaya karşı diyeceklerinin sorulması için çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesine karar veren heyet, sanık avukatlarına savunmalarını hazırlamaları için de süre verdi. Davayı, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gazeteci Oral Çalışlar ve yargılama boyunca 3 kez beraat eden Selek’e destek olmak için bir araya gelen “Hâlâ Tanığız Platformu” üyeleri de izledi. Hiç de Öyle Değil!.. “Davacının şaşkını derdini mübaşire anlatırmış” derken atalarımız, neyin çözümünün nerede olduğunu bilmenin önemini vurgularlar. Hoş, eğer yargının adilini sağlayacak koşullar yaratılmamışsa, derdini kime anlatırsan anlat derman bulamazsın ya! O da ayrı mesele. Ama sanırım, çözüme ulaşmanın gereklerinden biri, çözüm merciinin neresi olduğunu bilmek kadar sorunun nedenlerinin de bilinmesini gerektiriyor. Basının yol gösterici bir işlevi varsa eğer, o da işte bu hususların doğru saptanması için gerekli verilerin aktarılmasıdır. Her zaman böyle olmuyor. Örneğin dünkü gazetelerimizden birinde, tümüyle yanlış yönlendirmenin en çarpıcı örneklerinden biri yer alıyordu: Gazete, “Hâkimden Yasaya Veto” manşetiyle verdiği haberde 3. yargı paketiyle, getirilen düzenlemelere rağmen Balyoz ve Ergenekon davalarında yine beklenen tahliye kararlarının gelmemesinin Meclis’in tepkisine neden olduğunu belirtiyordu. Meclis’te tepki göstererek kararları eleştirenler arasında AKP milletvekillerinin de bulunduğu görülüyor. Nitekim bunlardan biri şöyle diyor: Yasa gerekçelerini mahkeme herhalde iyi okumadı. Yine iktidar partisine mensup olan bir başkası da benzer yorumda bulunuyor: Yasa hâkimlere “biraz daha dikkatli olun” demişti. ??? Doğrusunu isterseniz, iktidar partisinin tümü değilse bile, hiç değilse bu yorumlarda bulunanlar gibi, “Hâkimden Yasaya Veto” başlığını atan gazete de ne çözümün çaresini bulmuş, ne de sorunu iyi anlamış. Sabah bunları okuduktan sonra, bilgisayarımı açtım ve iki dönem TBMM’de görev yapmış olan Onur Öymen’in iletisini gördüm. Değerli diplomat, politikacı ve yazar dostum Onur Öymen en doğru teşhisi koymuş. Ona göre: “Bu durumun nedeni Meclis’ten çıkarılan yasaların mahkemelere geniş takdir hakkı tanımasıdır. Başbakan’ın görevlendirdiği istihbarat mensuplarının yargılanmasını izne bağlayan yasa değişikliğinde, yargıya takdir hakkı bırakılmış mıydı? Bu gibi durumlar eğer Meclis iradesi varsa çözülebilir...” Şimdi diyeceksiniz ki “uzun ve kamuoyu vicdanını yaralayan bu tutukluluklar sürdüğüne, sona ermediğine göre, nedeni ha şu olmuş, ha bu, ne değişiyor ki?” Pek öyle değil. Eğer sorunun gerçekten çözümünü istiyorsak, nerede düğümlendiğini bilmek zorundayız. Ve bu örnekte de görüldüğü gibi, Meclis’in bugünkü milletvekilleri meseleyi Onur Öymen gibi doğru koysalardı, sorun şimdi bir ölçüde çözülmüş olurdu. ??? AKP’lilerin yaklaşımındaki tehlike, tahliye olsaydı bile değişmeyecekti. Yani eğer mahkeme, “Meclis’in biraz daha dikkatli olun çağrısına uyup ‘tahliye kararı verseydi de sonuç arızalı olacaktı. Çünkü yasama yargıya’ bu davada biraz daha dikkatli ol” diye talimat veremez. Yok eğer verirse ve de mahkeme o talimatı dinleyerek tahliye ederse, o zamanda kamu vicdanı rencide olur, adil yargının yolu açılmaz. Demokrasilerde, yasama yargıya talimat vermez. Demokrasilerde, kanunlar usulün ve cezanın sınırlarını iyi belirlemez, belirsizliği egemen kılarsa yargıda karmaşa egemen olur ki bunun sakıncaları da talimatla giderilmez. Yasamanın görevi adil yargının var olması için zorunlu olan bağımsızlığın koşullarını hazırlamak, suçların tanımını kesin yapmak, usul hükümlerinin sınırlarını iyi belirleyerek düzenlemektir. Eğer öyle yapılmış olsaydı sonuç bugünkü gibi olmazdı. Ama Meclis’in sınırları belirlenmiş düzenlemesi değil de talimatıyla aranan çözüm, sonuç tahliye de olsaydı, adil yargının yolunu açmış olmayacaktı. Bununla birlikte, bir yanlış anlamaya meydan vermemek için belirtelim ki sonuç, yasamanın da üstündeki iradenin istediği yönde olmuştur. Olayda bir yanlış yoktur. Sakın şimdi, “yasamanın da üstündeki iradeyle ne kastediyorsun” diye sormayın! Bu sorunun kendisi ayıptır, yanıtı ise daha da ayıptır. BDP, bölgede savaş hali olduğunu söylerken beklenen resmi açıklama gelmiyor Şemdinli bilmecesi ? PKK’nin ilçeye sızma girişiminin ardından 22 Temmuz’da başlatılan operasyon sürüyor. Giriş ve çıkışların yasak olduğu bölgedeki köylerden göç de başladı. HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde terör örgütü PKK’nin ilçeye sızma girişiminin ardından 22 Temmuz’da başlatılan operasyon sürüyor. Giriş ve çıkışların yasak olduğu bölgedeki köylerden göç başladı. Terör örgütü PKK’nin ağır kayıplar verdiği belirtilirken resmi bir açıklama yapılCHP’Lİ TANRIKULU: mıyor. HABER ALAMIYORUZ Kalabalık bir terörist grubunun Şemdinli kırsaHakkâri Şemdinli’de bir lı boyunca, Kuzey Irak sıhaftadır süren operasyonnırındaki Ortaklar köyüne larla ilgili AKP hükümeti kadar uzanan yaklaşık 40 ve Genelkurmay Başkanlıkilometrelik bir alana dağı’ndan kamuoyuna yönelik herhangi açıklama gelğılarak gerçekleştirdiği eymemesi muhalefetin teplemler nedeniyle, çatışmakisini çekti. CHP’nin insan lar da çok geniş bir çevrehaklarından sorumlu Gede devam ediyor. 10 günnel Başkan Yardımcısı dür giriş ve çıkışların yasak Sezgin Tanrıkulu, Hakkâolduğu bölgede, asker, Deri’nin Şemdinli ilçesinde yaşanan çatışmalarla ilgili recik bölgesi olarak adlanolarak, “8 gündür devam dırılan dağlık alanın başlaediyor ancak bilgi alamıdığı Hayal Köprüsü’nden yoruz” dedi. Tanrıkulu, itibaren giriş ve çıkışlara “Burada çok dikkat çekici izin vermiyor. Bölgede bubir durum var. Genellikle lunan 10 köy ve 40 mezraörgüt üyeleri gelirler, bir saldırı olur ve giderler ya daki yurttaşlar da büyük teda etkisiz hale getirilirler, dirginlik yaşıyor. Çok saöldürülürler. Bu olay 8 yıda ailenin, geride haygündür devam ediyor. vanlarını bırakarak köyleAncak hiçbir bilgimiz rini ve mezralarını terk etyok” dedi. tikleri bildiriliyor. Bölgedeki Betkarok, Üsttepe, Şuvesore, Şerdilan, Verediki, Kanisipi, Kanikafar, Şuvedini, Buyuni yaylalarından sürekli dumanlar yükseliyor. Köylüler, yıllardır süren çatışmaların hiçbirinin bu denli şiddetli olmadığına dikkat çekiyor. BDP Hakkâri Milletvekili Esad Canan, “Burada tam bir savaş hali var. Yaşananlar OHAL dönemini bile geçti” dedi. Şemdinli Belediye Başkanı Sedat Töre ise “Çatışma bölgesi halen bombalanıyor. Bölgeye giriş ve çıkışlar engelleniyor. Yaşanan çatışmalarda can kaybının olup olmadığıyla ilgili bir bilgimiz yok” dedi. Lice’de çifte tuzak: 2 şehit DİYARBAKIR/ MERSİN Diyarbakır’ın Lice ile Kocaköy ilçeleri arasında PKK’liler karayoluna döşedikleri mayını uzaktan kumanda ile patlattıktan sonra bölgeye gelen askerlere uzun namlulu silahlarla ateş açtı. 1 astsubay ile 1 uzman çavuş şehit oldu. Bölgede geniş çaplı operasyon düzenlendi. PKK’li teröristler tahrip gücü çok yüksek patlayıcıyı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi. Patlamada can kaybı ya da yaralanan olmadı. Saldırı üzerine Özel Harekât Timleri patlama bölgesine giderken gizlenen teröristler uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Açılan ateşte Astsubay Üstçavuş Ahmet Ünver ile Uzman Çavuş Mehmet Nuri Akdemir şehit olurken timdeki diğer askerler anında karşılık verdi. Yoğun ateş altında kalan teröristler kaçmaya çalışırken, bölgeye takviye gönderildi. Şehit Astsubay Üstçavuş Ahmet Ünver’in Mersin’in Silifke ilçesindeki ailesi acı haberle yıkıldı. Şehidin gelecek yıl nisan ayında düğün yapmayı planladığı öğrenildi. Şehit Uzman Çavuş Mehmet Nuri Akdemir’in Kilis’e bağlı Güvenli köyündeki baba evinde de yas vardı. Şehidin nişanlısı ile resmi nikâh kıydığı, Şeker Bayramı’ndan sonra düğün yapacağı öğrenildi. Öte yandan Şırnak’ta özel bir şirkete ait kömür ocağı şantiyesini basan teröristler, iş makinesi ve araçları ateşe verip yaktı. Bölgede geniş çaplı operasyon başladı. Liselilere dosyalı polis takibi İstanbul Haber Servisi Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi, Liseli Genç Umut üyesi Deniz Çit’in ailesine, “Kızınız ileride yasadışı işlere başvuracak, hatta bu adam öldürmeye kadar gidecek” uyarısında bulundu. Demokratik haklar için mücadele eden gençlik örgütlerine yönelik polis baskısı sürüyor. Genç Umut tarafından yapılan açıklama da Ankara Liseli Genç Umut üyesi Deniz Çit’in ailesi Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından aranarak Emniyet’e çağrıldığı belirtildi. Açıklamada, polislerin Emniyet’e giden Çit ve ailesine, “Kızınız Liseli Genç Umut adında bir yapılanmanın, örgütün üyesi. Bu örgüt şu an yasal bir faaliyet gösteriyor fakat ileride yasal olmayan işlere başvuracaklar, hatta bu adam öldürmeye kadar gidecek” diye uyardığı ifade edildi. Deniz Çit’in “Babamın telefon numarasını nereden buldunuz” sorusuna ise polis “Bizde hepinizin dosyası var” yanıtın verdi. Aygan’ın iadesi istenecek DİYARBAKIR Bölge kentlerinde 199294 yıllarında işlenen 8 faili meçhul cinayete ilişkin 15 sanıklı JİTEM davasında mahkeme, hakkında tutuklama kararı bulunan ve İsveç’te yaşayan PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın iadesi için işlem yapılmasını istedi. Oturuma, haklarında “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmek” iddiasıyla ömür boyu hapis cezası istenen sanıklar katılmadı. Mağdur avukatları, Aygan’ın yurtdışından iadesi için işlem yapılmasını, ayrıca Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve Hacı Hasan (İbrahim Babat) hakkında da yakalama kararının yanı sıra, tutuklama kararı çıkarılmasını talep etti. Mahkeme, kararında, Aygan’ın yurtdışından iadesi için işlem yapılmasını ve Albay Arif Doğan’ın tanık sıfatı ile ifadesinin alınması için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen talimat cevabının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Polisler yine sıraya dizildi KİLİS (Cumhuriyet) Hatay’da milletvekilinin oğluyla tartışan polislerin teşhis ettirilmesinin yankıları sürerken, Kilis’te de benzer bir durumun yaşandığı ortaya çıktı. Polisi darp etmekle suçlanan bir sanığın “ Buraya gelirken bir polis size hakaret etti” sözleri üzerine talimat veren cumhuriyet savcısının ekipteki tüm polisleri ellerinde numaralarla teşhis için duvara dizdiği ortaya çıktı. Habertürk gazetesinin haberine göre polisler, yol vermesi için selektör yaptığı araçtaki kişilerce durduruldu. Alkollü olduğu öne sürülen 3 kişi polisleri darp etmek istedi. Olay büyüyünce bölgeye çok sayıda polis sevk edildi. Gözaltına alınan 3 kişi, çıkarıldıkları mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu kişilerden Yahya E., 1 ay sonra soruşturmayı yürüten savcıya giderek “Bir polis size hakaret etti” dedi. Savcının talimatıyla, o gün sevk görevine katılan polisler Emniyet’e getirilip bir odada toplandı. Polisler, ellerine numaralar verilerek duvara dizildi. Yahya E. de teşhis için odaya alındı. İKİNCİ TEŞHİS VAKASI MAHMUT ORAL JİTEM DAVASI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle