Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2012 PAZAR 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir PB Manisa Y Denizli PB Zonguldak Y Sinop B Samsun B Trabzon Y Giresun Y Y Ankara 29 30 29 30 33 34 36 28 29 28 28 29 35 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B B PB PB PB B B B B B B B 29 33 32 33 36 35 41 41 36 39 33 29 30 Oslo PB Helsinki B Stockholm Y Londra Y AmsterdamB Brüksel B Paris Y Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid B Viyana B HABERLER 22 21 22 24 25 24 26 25 25 22 24 34 24 Belgrad Y 25 Sofya B 26 Roma B 33 Atina Y 33 Zürih PB 26 Moskova Y 24 Aşkabat A 39 Taşkent A 37 Baku A 34 Bişkek Y 34 Tiflis B 36 Kahire A 38 Şam A 38 Ülkemizin kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kuzey ve İç Ege, Batı Karadeniz ile Eskişehir, Ankara ve Çankırı çevrelerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada “Bir hafta sonu tebessümü oluşturması dileğiyle” diyor. Okuyunca göreceksiniz; Kumbasar’ın her dizesi insanı gülümsetiyor ama acı acı gülümsetiyor. Prof. Dr. Kumbasar’ın altı dörtlük içeren “Hamdolsun” şiirini; Başkan Obama’nın vekiliharcı Bayan Hillary Clinton’un ülkemize teşriflerine rast geldiği... …ülkemizi maşa gibi kullanan Amerika’nın ve Amerika’nın gönüllü Suriye taşeronu Recebistan’ın gerçek yüzünü yansıttığı için aynen yayımlıyorum: “Ülkemiz sömürülüp, halkımız aç kalsa da / Dış güçler üstümüze bölücüyü salsa da / Nasıl olsa önceden bize haber veriyor / Amerika bizimle, Obama’ya hamdolsun Barzani, Talabani efelenip rest çekse / Kanayan yaramıza her gün tuz, biber ekse / İşbirlikçi ortaklar Irak’ta kazanıyor, / Buna izin veriyor, Obama’ya hamdolsun Güneydoğu’da akan, su yerine kan oldu / Her karış toprağımız şehitliklerle doldu / Gene de sakin olun, yönetime kızmayın / Bize destek sağladı, Obama’ya hamdolsun Petrol fiyatı artıp dış borcumuz çoğaldı / Ulusal kaynakları tüm yabancılar aldı / Yönetim elden gitti, yalnız maslahat kaldı / Arkadan destekledi, Obama’ya hamdolsun Beden diline bakıp bizlere hayran kaldı / Gözünden ayırmayıp yakın takibe aldı / Sözler tutulsun diye dört yana haber saldı / Yağmasa da gürledi, Obama’ya hamdolsun Monşerler bilemedi son gelenler fark attı / Sıkı pazarlık yapıp kim bilir neler sattı / Yandaşlar dolarlara yenilerini kattı / Her şeye evet dedi, Obama’ya hamdolsun Afganistan, Irak’a demokrasi vaat etti / Mangalda kül koymadı her yeri duman etti / Ölümler işkenceler halkın canına yetti / Üzmediği kim kaldı? Obama’ya hamdolsun Bu ülke ABD’ye ne istediyse verdi / En gözde evlatları Silivri’ye gönderdi / Gene de en sonunda bize sopa gösterdi / Gerçekten dostumuzmuş Obama’ya hamdolsun...” ??? Yaşasaydı Fazıl Ahmet Aykaç; Kumbasar’ı okuyanlara kuşkusuz bir şiirindeki şu dört dizeyi anımsatırdı: “Hele var ki bir tablo Görse şaşar Anibal Ördeklerden bir filo Bir de kazdan amiral!” ??? Yazmıyorum, yazamıyorum; zaten gereği de yok. Ördeklerden filo ile kazdan amiral (veya amiralin) kim ya da kimler olduğunu sizler biliyorsunuz değil mi? İran Genelkurmay Başkanı’nın Türkiye’ye yönelik sözleri sonrasında bir “ilk” gerçekleşti. Başbakan Erdoğan, içinden çıktığı siyasi gelenek açısından tarihi sayılabilecek sert bir açıklama yaparak “İran kendini hesaba çeksin” dedi. Milli Görüş’ten türeyen ve aralarında AKP’nin de bulunduğu tüm siyasi akımlar açısından İran, gerçekleştirdiği “İslam devrimi” nedeniyle çok özel bir ülke oldu hep. Bu çizgiye mensup figürler Necmettin Erbakan ve aralarında Tayyip Erdoğan ve birçok AKP yöneticisinin de bulunduğu öğrencilleri bugüne kadar cansiperane İran savunucuları oldular. İran’ın hem Türkiye’de aydınlara karşı terör saldırılarının hem de PKK saldırılarının arkasında olduğu şeklinde ulusal güvenlik kurumlarından gelen raporlar görmezden gelindi. Benzer biçimde, müttefiklerimiz ve uluslararası teşkilatlardan gelen İran’ın uluslararası terörü desteklediği ve nükleer silah yaptığı yönündeki uyarılar da kulak ardı edildi hep. Hatta tüm bu uyarılara rağmen başbakan olduklarında Erbakan ilk dış gezisini Tahran’a yapmakta, Erdoğan da BM Güvenlik Konseyi’nde İran lehinde oy kullanan tek ülke olmakta hiçbir tereddüt göstermediler. AKP ve İran: Nereden Nereye... Türkiye’nin ve başta ABD olmak üzere müttefiklerinin bölgedeki çıkarları söz konusu olduğunda bu politikalar devam ettirilemez hal almakta. Erbakan Hoca’nın İran ile İslam birliği hayalinin ömrü İsrail ile imzaladığı askeri işbirliği anlaşmasına kadar sürdü. Erdoğan’ın dünyayla Tahran’ı barıştırma planı da İran’ı takip amaçlı ABD radarının Malatya’ya kurulmasını kabul etmesiyle noktalandı. Bugünlerde Başbakan’ı öfkelendiren açıklamalar da zaten radarın Kürecik’e konuşlanışıyla eşzamanlı biçimde başlamıştı. Son dönemde, Suriye konusunda yaşanan görüş farklılığı, AnkaraTahran arasında bardağı taşıran son damla niteliğinde. Milli Görüş geleneğinin ideal ülkesi konumundaki İran artık neredeyse Beşşar Esad kadar hasım konumuna düştü Erdoğan ve kurmaylarının gözünde. Nitekim Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “PKK’nin Şemdinli eyleminde İran parmağı olduğu” şeklindeki son açıklamaları AKPİran ilişkisinin “nereden nereye geldiğini” net biçimde gözler önüne sermekte. Milli Görüş geleneği içindeki partilerin en güçlüsü AKP önümüzdeki hafta 11. kuruluş yıldönümünü kutlayacak. İran konusunda 11 yıl sonra gelen dönüşüm, AKP kurucularının ve geniş manada Türkiye’deki İslamcıların “ideoloji” ile “reel politika” arasında kaldıklarında yaptıkları tercihi gösteren ciddi bir kırılma noktasıdır. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘AY’ ÇIKIŞININ SONU ‘ŞİKE’YE BENZEMESİN Kabinenin etkili ismi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tutuklu vekiller ve başka pek çok konuda olduğu gibi, işkence iddialarıyla gündemde olan polis şefi Sedat Selim Ay konusunda da Başbakan Tayyip Erdoğan ile ters düşen bir çıkış yaptı. Erdoğan’ın kamuoyundan ve AKP içinden gelen eleştirilere karşı “Ben polisimi yedirtmem” diyerek savunduğu Ay’ın Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atanmasına karşı çıkan Arınç, önceki gün “Şüpheden uzak durmak lazım. Bu kadar iddia varken, hükümeti de bakanlığı da yormanın anlamı yok” dedi. Bu sözleriyle de yetinmeyerek İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e medya aracılığıyla “Ay’ı görevden al” çağrısı yaptı. Arınç’ın bu çıkışı, daha sonra “Hayatımın en büyük hatasıydı” demek zorunda kaldığı şike yasasındaki duruşunu anımsattı. Başbakan Erdoğan’ın hastalığı döneminde Meclis’te kabul edilen şike yasası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilince Arınç, duyduğu sevinci “Veto edilmesi hayırlı oldu. Hiçbir milletvekili tekrar Meclis’e getirmeye cesaret edemez” diye dile getirdi. Ancak sözlerinin mürekkebi dahi kurumadan yasa Meclis’ten aynen geçirilerek yürürlüğe girdi. Arınç da önceki sözlerinden pişmanlığını, “Biraz boş bir cesaretle öyle söyledim. Nereden bilebilirdim? Hakikaten büyük bir hata yaptım. Bu bana ders olsun” diyerek ifade etmek zorunda kaldı. Bülent Arınç, kabinenin Başbakan’dan sonra en etkili konumundaki isim. Ay’ın atamasına karşı çıkışı, demokratikleşmeyi savunan çevreler tarafından olumlu bulundu. Ancak bu sözlere rağmen, Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Şahin polis şefi Ay’ı görevde tutmayı sürdürürse Arınç, şike yasasında olduğu gibi oldukça zor bir durum ile karşı karşıya kalabilir... eel politika dayatana kadar Bu “ideolojik” politikaların en dikkat çekici yanı sürdürülebilir olamamalarıdır. Reel politika kendini dayattığında, yani R Şemdinli’de çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği belirtildi Operasyon sona erdi HAKKÂRİ (AA) Hakkâri Valiliği Şemdinli’deki operasyonların tamamlandığını, çok sayıda terör örgütü PKK mensubunun etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Hakkâri Valiliği’nden dün yapılan yazılı açıklamada, bölgedeki huzur ve güven ortamını bozmak amacıyla terör örgütü PKK mensuplarınca Şemdinli kırsalında çeşitli eylemler gerçekleştirildiği anımsatılarak söz konusu eylemlere karşı koymak amacıyla 23 Temmuz günü güvenlik güçleri tarafından bölgede hava destekli operasyon başlatıldığı belirtildi. Operasyonların 11 Ağustos günü (dün) sabah saatlerinde tamamlandığına değinilen açıklamada, şöyle denildi: “Titizlik ve kararlılıkla sürdürülen operasyonlar sonucunda terör örgütü PKK ? Valilik yaptığı yazılı açıklamada Şemdinli’de 23 Temmuz’dan bu yana kesintisiz devam eden operasyonun tamamlandığını belirtirken kaç şehit verildiğine ve kaç teröristin öldüğüne ilişkin bilgiye yer verilmedi. hain amacına ulaşamamış ve çok sayıda terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Mülki, adli ve askeri makamlar eşliğinde operasyonun son gününde bölgede ziyaret ve inceleme yapılmış, vatandaşlarımızın köylerinde, yerlerinde normal hayatlarını sürdürdükleri müşahede edilmiştir. Köylülerimizin doğan bazı zaruri Fotoğraf: ECE ÇEKİM ihtiyaçları da kaymakamlıkça karşılanmıştır. Resmi makamların ve güvenlik kuvvetlerimizin temkinli, itidalli ve basiretli faaliyetleri, Şemdinli ilçe halkımızın sağduyulu ve sabırlı tutumu sayesinde güçlükler kolaylaşmıştır. Güvenlik güçlerimiz ve kamu görevlileri bundan sonra da ilimizde huzur ve güven ortamını sağlayıp sürdürme hususunda tutumlarını sürdüreceklerdir.” Hakkârililerin en öncelikli talebinin huzur, sükun ve emniyet içinde yaşamak olduğunun kaydedildiği açıklamada, “Bu sayede kamu hizmetlerinin daha verimli gerçekleşmesi ve herkesin kendi işine gücüne huzur içinde devam edebilmesi temel amacımızdır” ifadeleri kullanıldı. ‘İktidar hiçbir sorunu çözemez’ İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri 385’inci haftada, 2004 yılında 24 yaşındayken, İstanbul’daki evinden tatil amacıyla Kırklareli İğneada’ya giden, ancak 10 Ağustos 2004’ten sonra kendisinden haber alınamayan İTÜ öğrencisi Tolga Baykal Ceyhan için Galatasaray’da toplandı. “Failler belli kayıplar nerede” yazılı pankart açan kayıp yakınları, kayıplarının resimlerinin bulunduğu dövizleri taşıdılar. Grup adına yapılan basın açıklamasında, hükümetin insanı ve haklarını esas almayan, militarist, milliyetçi ve güvenlik eksenli politikalarıyla hiçbir soruna çözüm üretilemeyeceği belirtilerek “Bugünkü ‘Ben istiyorum, siz de isteyeceksiniz’ rejimi, hak ve özgürlükler düşmanıdır” denildi. Bu hafta Cumartesi Anneleri’nin, yıllardır akıbetini sordukları Tolga Baykal Ceylan için Galatasaray’da buluştuğu ifade edilen açıklamada, Ceylan’dan 10 Ağustos 2004’ten itibaren haber alınamadığını vurgulanarak “Anne Kadriye Ceylan 12 Ağustos’ta Demirköy Jandarma Karakolu’nu arayıp, oğlundan haber alınamadığını söyleyerek kayıp ihbarında bulundu. Ardından kendisi de İğneada’ya gitti. Oğlunu ararken jandarmanın tehdidi, savcının ilgisizliği ile karşılaştı” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “Tolga’nın annesine teslim edilen giysileri üzerinde neden adli tıp incelemesi yapılmadı?” diye soruldu. AKAY MECLİS GÜNDEMİNDE ‘Kaç çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, 11 yaşındaki Mazlum Akay’ın Adana’nın Yüreğir ilçesinde bakkaldan kola aldıktan sonra evine giderken polisin sokağa rasgele gaz sıkması sırasında kafasına aldığı gaz bombası kartuşu nedeniyle yaşamını kaybetmesi konusunda sessizliğini korurken; BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü olayı Meclis gündemine taşıdı. Kürkçü, hakkında idari ve yargısal soruşturma açılan güvenlik görevlisi olup olmadığını sordu. Kürkçü, Bakan Şahin’e, “Kaç çocuk, yaşam hakkı güvenlik güçlerince ihlal edildiği için hayatını kaybetmiştir” diye sordu. Kürkçü, ayrıca güvenlik güçlerinin toplumsal olaylarda kontrolsüz ve aşırı gaz kullanımı sonucu kaç kişinin yaşam hakkının ihlal edildiği ve kaç güvenlik görevlisinin soruşturulup cezalandırıldığı sorularına da yanıt istedi. ‘Suçları muhalif olmak’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası, KCK operasyonlarında tutuklanan tıp fakültesi öğrencilerine destek için, Galatasaray Postanesi önünde eylem yaptı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, 2 binden fazla öğrencinin tutuklu olmasının bir insanlık suçu olduğunu söyledi. Açıklamada tutukluların 13’ünün tıp fakültesi öğrencisi olduğu belirtilerek suç aletlerinin ise “bilgisayar, DVD ve kitap olduğu söylendi. ‘Başbakan güçlünün yanında’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İşkence uyguladığı gerekçesiyle mahkemeler tarafından hapis cezası alan polis şefi Sedat Selim Ay’ın, AKP hükümeti tarafından İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atanmasına yönelik bir tepki de İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’nden geldi. Konak Meydanı’nda bir araya gelen dernek üyeleri gözlerini siyah bantla kapatarak Sedat Selim Ay’ın İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olmasını protesto etti. Dernek üyeleri, Başbakan Erdoğan’ın, Sedat Selim Ay ile ilgili olarak, “Yedirmeyiz” söyleminde bulunmasının, haklının değil güçlünün yanında olduğunun göstergesi olduğunu vurguladı. yazıyla paylaşmak istiyorum. İlki gazeteciliğimle ilgili... AKP iktidarının ilk aylarındaki hükümetasker ilişkilerinin fotoğraflarından biri, benim imzamla yayımlanan 23 Mayıs 2003 tarihli, “Genç Subaylar Tedirgin” başlıklı haberdi. Haber ana hatlarıyla şu unsurları içeriyordu: Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Or. Özkök 20 Mayıs 2003’te 1.5 saat Başbakanlık binasında baş başa görüştü. Görüşmede Özkök, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hükümet üyelerinin kimi demeçlerinden ve bazı uygulamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Özkök, genç subaylar arasında da bir tedirginlik olduğunu, sonuçta tüm kurumda bir rahatsızlık bulunduğunu Başbakan’a iletti. Haberin tam metni, Cumhuriyet gazetesinin artık daha kolay ulaşılabilen arşivinde var. Haberin öncesiyle sonrasıyla öyküsünü de Silivri Toplama KampıZulümhane kitabında yazdım. ??? Bu haber yayımlandığı günden bu yana tartışılıyor. Ne ölçüde doğru? Spekülasyon amaçlı mı? Belli bir planın parçası mı? İddianame diliyle sormak gerekirse, kaos ortamı yaratmayı mı amaçlıyor? Haberin birebir iki muhatabı vardı: Erdoğan ve Özkök. Haberin ilk yayımlandığı sıcak günlerde, Erdoğan, “Cumhuriyet nelerle uğraşıyor” demekle yetindi. Özkök ise 26 Mayıs 2003’te, haberin yayımlanmasından 3 gün sonra 12 gazeteciyi karargâha davet ederek bir basın toplantısı düzenledi. Davet edilenden biri de bendim. Özkök’ün o günkü değerlendirmeleri Cumhuriyet dahil, tüm gazetelerin manşetinden yayımlandı. Özkök haberi ne tam yalanladı ne tam doğruladı, “Bir rahatsızlık varsa bu hepimizdedir” dedi. Haber, Ergenekon iddianamesinde de bana yönelik suçlamaların delili olarak gösterildi. Gerek hâkimler gerekse savcılar, haberin “doğruluğunu”, “amacını”, “kaynağını” çok didiklediler, sık sık tekrara kaçan sorular yönelttiler. Özkök’ün mahkemedeki tanıklığı, her şey bir yana, haberin doğruluğu bakımından çok önemliydi. Özkök, mahkeme heyetinin buna ilişkin sorusuna şu karşılığı verdi: “Başbakan’la baş başa görüştüm. Ben Başbakan’a genç subaylar tedirgin değil demedim. Aksine tedirginlik olduğunu anlattım... Balbay’ı birinci sınıf bir gazeteci olarak görüyordum. Düşüncelerim hâlâ da devam ediyor.” Özkök’ün sözlerini tutanaklardan aynen aktarmayı düşündüm. Ancak yazıyı kaleme alırken tutanaklar henüz çıkmamıştı. Başta vurguladığım gibi; bugün, yayımlandığında çok tartışılan o manşetle ilgili gelinen noktayı paylaşmak istiyorum. Haberin iki muhatabından biri olan Özkök, 9 yıl sonra net bir ifadeyle içeriğini doğruladı. AKP’nin iktidara gelişinin ilk aylarının henüz bütün çıplaklığıyla yazılmadığını düşünüyorum. Özkök’ün daha ifadesinin başında yaptığı şu değerlendirme, genel durumu özetlemeye yetiyordu: “Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelince hepimiz tedirgin olduk. Acaba bir geriye gidiş olur mu, endişesi içine girdik...” Ben de bu süreci olabildiğince yakından, bütün boyutlarıyla, bir gazeteci olarak izlemeye çalıştım. ??? Geçen günlerde dünyaca ünlü gazeteci Christiane Amanpour’la yapılan söyleşinin kısa bir çevirisi yayımlandı. Mesleğini anlatırken şöyle diyordu: “Gazetecilik denge kurma değil, doğruyu anlatma işidir.” Her gazetecinin kendine göre mesleğini yapma yöntemleri vardır. Ama doğru bir tanedir. O olağanüstü yoğun dönemde kimi bilgi yanlışlıkları olduğunda, muhataplardan açıklama geldiğinde bunu yayımlamaktan da kaçınmadım. Geçen hafta Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atom bombası atılışının 67. yılıydı. 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’da 260 bin kişi öldü. Bunlardan yaklaşık 20 bini patlama sonrası hemen bölgeye gelen sağlık elemanı, kamu personeli ve gazeteciydi. Gazeteci, mesleğinin getirdiği riskler gereği pek çok tehlike ile karşı karşıya kalabiliyor. Örneğin Türkiye’de gazetecilerin terör saldırısı sonucu öldürülmesi neredeyse “meslek hastalığı” denecek kadar sık yaşanan bir şeydir. Ben de özgürlükte böyle bir olasılığı hep gündemimde tutuyordum. Kaderin cilvesine bakın ki; terör saldırısı yerine “terörist” ilan edilerek yok edilmek isteniyoruz. “Teröristliğimizin” delili de doğruluğu kanıtlanmış haberler! 2 kişiye 694 biner TL ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “10, 19, 25, 34, 44 ve 46” olarak belirlenirken 6 bilen 2 kişi, 694 bin 912 lira 60’ar kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 711 lira 65’er kuruş, 4 bilenler 40 lira 15’er kuruş ve 3 bilenler 5 lira 80’er kuruş ikramiye kazandı. C MY B C MY B