17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2012 PAZAR 6 HABERLER İstanbul’a gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ortak bir çalışma grubu kurulmasını söyledi ABD’nin acelesi yok MİNE ESEN Etnik Çözüm 3 Bugün daha çok kendi kozasında yeniden ciddi ve büyük politika yapacağı zamanı bekleyen İlhan Kesici, Etnik Çözüm yazılarım üzerine bir anımsatma yaptı: ABD, Wilson İlkeleri zamanından beri Kürtlerin himayesini yapar. Ayrıca, Baba Bush da anılarında bu tezi sürdürür... Bugünkü Amerikan yönetimi de bu Amerikan politikasını harfiyen izlemektedir... Kürtlerin bütün isyanları etnik temelde bir ayrılık amacını taşır... Amerikan Cumhurbaşkanı Wilson’un savaş sonrası 1918’de açıkladığı 14 ülkeyi yeniden açtım. 12. madde, Türk egemenliği altındaki ulusların özerk gelişmeleri için bütün engellerin kaldırılmasını istiyordu. Hakkını yemeyelim: Türklere de çoğunluk olarak oturdukları bölgede bağımsızlık verilmesini öngörüyordu! (*) Osmanlı aydınları arasında ilk Amerikancılık, ilk Amerikan himayesi düşüncesi Wilson’a dayanır. Amerikan mandacıları varolma umudunu bu ilkelerde bulurlar... Ama Mustafa Kemal ve arkadaşları “bir ihtimal daha var” diyerek Kurtuluş Savaşı ile bağımsız bir ülkedevlet ve bir ulus yaratmaya giriştiler. ??? Bugün gelinen nokta farklıdır. Ulus Yıkıcılığı Zamanları kitabım, bu başarısızlığın nedenlerini incelemeye yönelik küçük ve alçakgönüllü bir çalışmadır. Özü şudur: Türk yönetimleri, 1938’den sonra, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, o güne dek çok başarıyla geliştirdikleri ulus ve ülke inşa etme iradelerini ABD ve Batı’ya teslim etmişlerdir. Türkiye, bu iradeyi hiçbir zaman elinden bırakmasaydı ve başkalarına teslim etmeseydi, bugün demokratik ve refah ülkesi olurdu ve bugün yaşadıklarımızın yüzde 10’unu bile yaşamazdık. 1918’de Amerikan mandacılığı gerçekleşmedi ama İkinci Savaş’tan sonra bu bela Türkiyeyi yönetmeye başladı! Olay budur. Tıpkı dün ABDSSCB cepheleşmesinde oduğu gibi, bugün de iktidar bölgede Amerika’nın Ortadoğu egemenlik mücadelesinin aleti durumundadır... ABD, Batı ve Hillary, Ankara’yı, eline hançeri tutuşturarak önce Suriye’yi sonra İran’ı hançerletip en sonunda da kendi böğrüne saplaması ve intihar etmesi sürecinin içine yuvarlamıştır. Olay bu kadar basittir. Varlığın başkalarının her türlü desteğine bağlı olduğu sürece, sen daha başından bitmiş bir insansın, ülkesin! Hele Ortadoğu’da bulunuyorsan! ??? Hayır, bu yazdıklarımdan Kürtler aleyhine bir şey çıkartılmasın lütfen. Ben emperyalizmin kendi dışındaki bütün ulusları, ülkeleri, devletleri mezhep, din ve etkin temelde parçalayıp kendine egemenlik yararı çıkarmasına karşıyım... Türkiye özgür ve bağımsız bir ulus devlet olmayı Kürtlerle, Türk ve Kürt kimliğiyle birlikte başarabilseydi, bunları yaşamayacaktık. Etnik Çözüm’ü yazacağım tabii. Birileri durmadan etle tırnak gibi iç içeyiz nasıl ayrılacağız, diyor ve Türklerle Kürtlerin bir arada yaşamaya mecbur oldukları sonucunu çıkartıyor ya... Evet o kadar karışık bir millet olduk ki nasıl ayrılabiliriz? İstanbul ve Adalar’da tanıdığım bütün Kürtlerin bir ayakları Doğu’da... Ama bütün hayatını burada kurmuş, Türkler gibi az sayıda çocuğunu en iyi okullarda okutmak hayalini güdenlerin sayısı az değil! “Git orada yaşa artık özgür vatanın var diye zorlasan gitmez!” Ailelerimizdeler, şirketteler, devletteler, hep birlikteyiz... Bu adeta tek milleti nasıl ayırırsınız? Başlarına bir şey gelse, hemen saklayacağım insanlar olur! Pırlanta gibi ve çalışkan insanları tanıyorum... Burada saptamamız gereken temel bir olgu, önemli bir çoğunluğunda oluşan Kürt kimlik bilinçleridir... Bu, 30 yılda çok net oluştu! Kürt Türk karışımı, ülkenin ve milletin birlik halinde yaşaması için belki de tek şansıdır... Bunun mekanizmaları kurulabilir mi, nasıl kurulur, bilemiyorum. Özerk/federasyon yapılarla bu birlik kurulur, diyen bunca kolaycı veya “bu dönemi atlatalım hele” diyenler bu kadar varken ben, neden böyle diyorum? ??? Temel soru şudur: Hangi dinamik süreci belirliyor? Kürtlerin devlet kurması ve bağımsız yaşaması mı, yoksa Türklerle birlikte yaşaması mı? Uluslararası Ortadoğu dinamiği, birinci seçenekten yana işliyor. ABD ve Batı neredeyse Kürtleri zorla Türkiye’den ayıracak bir politika izliyor! Ortadoğu’da Kürt devleti kurulması temel süreçtir... Türkiye Kürtleri bu sürecin dışında kalabilir mi, hayır biz istemiyoruz, diyebilirler mi? PKK’nin eylemleri şüphesiz ayrımcıdır. Süreç, gözyaşıyla, kanla ve nefretler doğurarak, “ayrılalım” yönünde işliyorsa, bunun toplumsal büyük bir yarılma ile gerçekleşme olasılığını, büyük bir sosyolojik olgu olarak görmeyenler, siyaset yapamaz... Bu süreçte Türklerde de o zaman biz de bir ulus olarak yaşamak istiyoruz, duygu, düşünce ve eyleminin güçlü bir şekilde ortaya çıkması büyük olasılıktır. Bu zaten oldukça kısmen oluşmuştur. Görmeyen aptaldır... Ne olacak o zaman?! Mübadele mi? Bu topraklar buna hep şahit mi olacak? En çok korkulan başa gelir derler. Ben bu savaşı görmek istemiyorum... Aşağıdaki dipnotu okuyun... Bugün gidiş öyle ki bu topraklarda Türkler de yalnız başlarına, yaşamaya mecbur bırakılacak gibi… Suriye krizi her geçen gün daha da derinleşirken dün İstanbul’a gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton “Esad’sız bir Suriye” söylemini yineledi ancak daha fazla ölüme neden olacak girişimlere karşı da mesafeli oldukları mesajı verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşen Clinton, iki ülkenin Suriye krizine yönelik ortak bir operasyonel resim ortaya koymak istediklerini ve eylem planının detaylarına ilişkin çalışma grubu oluşturulacağını da duyurdu. Ankara’nın bir an önce harekete geçilmesi yönündeki telkinlerine karşın Clinton’ın şiddeti artıracak adımlardan kaçınılması ve her türlü girişimin ayrıntılı analize ihtiyacı olduğu vurgusu dikkat çekti. Afrika turunun ardından kabarık bir Suriye dosyasıyla İstanbul’a bir günlüğüne ziyaret gerçekleştiren Clinton ile Davutoğlu’nun 2.5 saat süren görüşmelerinde Suriye’ye ilişkin felaket senaryoları masaya yatırıldı. Görüşmede temel olarak Suriye muhalefetine yardım, insani krize yönelik çözümler, demokratik bir geçiş sürecinin sağlanması ele alınırken “güvenlikli bölge” olasılığı ile PKK konuları da görüşüldü. Ortak basın top 5 buçuk milyon dolarlık katkı Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’in düşüşünü hızlandırmaya çalışırken diğer yandan acil müdahale gerektiren insani krize de cevap vermeye uğraştıklarını söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Türkiye’nın sığınmacılara ev sahipliği yapmasından dolayı teşekkür etti. İstanbul’daki temaslarında muhalif aktivistler, öğrenciler ve Suriye’den kaçan kadınlarla da bir araya geldiğini anlatan Clinton, çatışmanın bir an önce sonlandırılması gerektiğini kaydetti ve “bunu daha fazla ölüme sebep olmadan yapmak gerekir” ifadesini kullandı. Clinton, ABD’nin şu anda hem sivil topluma hem de aktivistlere büyük miktarlarda para sağladığını söyleyerek şöyle devam etti: “Çok yoğun bir planlama süreci geçirmeliyiz. Bu durumun yani eylem planının detaylarına geliyoruz... Bir araya gelip çalışma grubu kuracağız.” Clinton bu kapsamda kimyasal silahların kullanılması veya yanlış ellere geçmesi durumunda da neler yapılacağının değerlendirileceğini belirtti. PKK saldırıları nedeniyle hayatını kaybedenlere başsağlığı da dileyen Clinton, “5 milyon dolarlık bir ilave katkıyı BM Mülteciler Yüksek Komiserliği aracılığıyla, 500 bin doları da Uluslararası Göç Kuruluşu aracılığıyla olmak üzere Türkiye’de bulunan yerlerinden edilmiş Suriyelilere desteği güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu katkıyla birlikte ABD’nin ihtiyaçlar için sağladığı katkı 82 milyon dolara ulaşmış oluyor” dedi. lantısında Davutoğlu, Clinton ile Suriye’de geçiş sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve herhangi bir güç boşluğunun oluşmaması konusunda mutabık kaldıklarını belirtti. Davutoğlu, “Böylesi bir güç boşluğundan istifade etmek isteyen başta PKK olmak üzere terör gruplarına karşı her türlü tedbiri almamız gerektiği konusunda da ortak bir perspektife sahibiz” dedi. luslararası toplum tek vücut olmalı’ BM ve Arap Birliği’nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan’ın istifasının ardından diplomatik çalışmalarda ‘U ciddi bir kesintinin ortaya çıktığını belirten Davutoğlu, uluslararası toplumun tek vücut hareket edebilmesi gerektiğine işaret etti. Sığınmacı sayısındaki artışa dikkat çekerek bunun Suriye’de insani durumun ne kadar kötüleşmiş olduğunun açık bir göstergesi olduğunu söyleyen Davutoğlu, Suriye krizinde BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin’in Şam yanlısı tutumlarına atıfta bulundu. Davutoğlu, bu çerçevede konsey dışında çözüme olanak sağlayabilecek girişimlerde bulunabileceği mesajı verdi. Davutoğlu, şöyle devam etti: “Olabilecek olumsuz senaryolara karşı nasıl tepki vereceğiz, olumsuz senaryolar içinde büyük bir insani göç dalgası yaşanabilir. Kimyasal silahlarla ilgili potansiyel tehdit var. Suriye’deki mazlum halka her türlü korumayı sağlarız. Ama bu halk sürekli hava bombardımanı altında yaşıyorsa, ki bu bir çok yönüyle savaş suçları içine girer. Bu konuda uluslararası toplumun sessizliğini bozması lazım... Olabilecek olumsuz şeylere karşı daha pratik çalışma yapma kararı aldık. eröre karşı ortak hareket vurgusu Clinton da PKK’nin aktivitelerinin Suriye içinde otorite boşluğundan T dolayı artabileceği yönündeki kaygıları paylaştıklarını dile getirdi. Clinton, “Biz, teröristler konusunda, PKK konusunda, El Kaide ve diğer teröristler konusunda şu anda Suriye halkının özgürlük için meşru mücadelesini fırsat bilip, bunu istismar etmelerini endişe olarak görüyoruz. Ve belki de diğerlerine karşı bu meşru müdafaayı kullanıp saldırı da düzenleyebilirler. Biz, Türkiye’nin PKK ile mücadelesini destekliyoruz. Türkiye’nin ve Türk halkının bu tip bir terörizmden zarar görmemesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. ERDOĞAN’A TÜRKİYE’Yİ ÖVDÜ ‘Alacağınız önlemlere saygılıyız’ BAHADIR SELİM DİLEK Clinton ‘Kasımdan önce yapılacak bir operasyona doğrudan katılmayız’ dedi ‘En iyisini sona bırakmak...’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe’deki Başbakanlık İstanbul Ofisi’nde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı kabul etti. Clinton, kabul sırasında kendisini ofiste karşılayan Başbakan Erdoğan’a “Nasılsınız” diye sordu. ABD Dışişleri Bakanı Clinton, “Çok kısa bir zamanda dünyayı gezdim diyebilirim. Ama hakikaten de geldiğim en keyifli noktalardan biri bu ülke. ‘En iyisini en sona bırak’ diye bir söylem vardır ya...” ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, Clinton’a, eşi Bill Clinton’ın nasıl olduğunu sordu. Hillary Clinton da “Çok iyi. Çalışmadığı zamanlarda olimpiyadı izliyor. Bana her gece gördükleriyle ilgili rapor veriyor” yanıtını verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da hazır bulunduğu görüşme, 1 saat 40 dakika sürdü. Öte yandan, Clinton’ın Başbakanlık İstanbul Ofisi’nden çıkışı sırasında, gazeteciler arasında bulunan eski savaş muhabiri Abdurrahman Keskin, konvoyun önüne atlayarak, “Müslümanları öldürme”, “Milletimi tehdit etme” diye bağırdı. Keskin gözaltına alındı. ANKARA ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, bir günlük Türkiye ziyaretinde Suriye konusunda kritik mesajlar verdi. Olası bir operasyon öncesinde kendileriyle bilgi paylaşmı yapılmasını isteyen Clinton, kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde ABD’nin bu ülkeye yönelik herhangi bir askeri operasyona dahil olamayacağı mesajını verdi. Clinton’ın Suriye konusunda atılacak adımlara ilişkin büyük önem taşıyan ziyaretine ilişkin perde arkası bilgiler netleşmeye başladı. Edinilen bilgilere göre Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ABD’li mevkidaşı Clinton arasındaki görüşmede, Suriye’de yaşanan son gelişmeler, Beşşar Esad sonrası dönem, olası bir askeri operasyon ve güvenlikli bölge konuları ayrıntıları ile masaya yatırıldı. Görüşmede Clinton, özellikle kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerine ilişkin süreç devam ederken ülkesinin askeri bir oparesyonda doğrudan yer almasının mümkün olmadığını anlattı. Dolmabahçe Caddesi’ne yürümek isteyen ÖDP’lilere polis müdahale etti. ‘Sopanı da al git!’ İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un İstanbul’a gelişi protesto gösterilerine sahne oldu. Öğrenci Kolektifi üyeleri, Clinton’ın kaldığı Conrad Otel’in önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polis izin vermeyince eylemcilerle polis arasında arbede yaşandı. Tartışma sırasında eylemcilerden bazıları otele doğru yumurta fırlattı. Polisin otel önünden uzaklaştırdığı eylemciler, bir süre oturma eylemi düzenledi. Halkevleri üyeleri de Galatasaray Meydanı’nda toplanarak bir prostesto gösterisi yaptı. Halkevleri üyeleri, Clinton’un gelişini, ABD Başkanı Barrack Obama’nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la telefonla görüşürken elinde beysbol sopasıyla çekilen fotoğrafına gönderme yaparak, “Biz de Clinton ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için birer ‘kazma sapı’ hazırladık. Bunları her iki dışişleri bakanına da vereceğiz” dedi. ÖDP üyeleri ise görüşme öncesi Akaretler yokuşunda toplandı. “Suriye’ye emperyalist müdahaleye hayır” pankartı ile Dolmabahçe Caddesi’ne yürümek isteyen gruba, polis izin vermedi. Polis ile ÖDP’liler arasında arbede yaşandı. Bazı protestocular gözaltına alındı. CHP Beyoğlu İlçe Örgütü üyeleri de Galatasaray Meydanı’ndan, Taksim tramvay durağına kadar protesto yürüyüşü düzenledi. CHP’liler yürüyüş boyunca, Obama’nın beysbol sopalı fotoğrafı ve temsili bir beysbol sopası ile “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” pankartı taşıdı. TKP üyeleri de Taksim’den Galatasaray’a yürüdü. Clinton’ın Suriye’nin parçalanması için geldiğini belirten grup, “Biz Suriyeli kardeşlerimize kurşun sıkılmasını istemiyoruz. Bu yüzden Clinton’a ‘sopanı da al git’ diyoruz” denildi. GÜL İLE HUBER KÖŞKÜ’NDE GÖRÜŞTÜ eçenekleri anlattı Davutoğlu ise görüşmede Türkiye’nin askeri ve diplomatik seçenekleri ayrıntıları ile anlattı. Suriye’den Türkiye’ye yönelik yoğun bir sığınmacı akını olması ve sınır güvenliğinin tehlike altına girmesi durumunda hükümetin geçici güvenlik bölgesi yönündeki seçeneği değerlendirmeye aldığını dile getiren Davutoğlu, masada tutulan seçeneklere ilişkin bilgi Fotoğraf: CİHAN verdi. Clinton, Türki ORUÇOĞLU ye’nin olası bir sığınmacı akını durumunda ve kendi sı alındı. Bu çerçevede, Suriye nır güvenliği ile ilgili alacağı Ulusal Konseyi ile Suriye Kürt önlemlere saygılı olacağını Ulusal Konseyi arasındaki anvurguladı. Ancak olası bir tam laşmazlık noktaları ve bunun pon bölge ya da geçici güven çözümü için atılması gereken lik bölgesi niteliği taşıyacak as adımlar değerlendirildi. keri bir operasyon söz konusu BD de olmadan önce Ankara’nın Washington yönetimi ile bilgi de devreye girsin’ ğişimi yapmasınıı istedi. Davutoğlu, muhalif gruplar Görüşmede, Suriye muha arasındaki uzlaşmazlık ve anlefetine ilişkin gelişmeler de ele laşmazlık noktalarının gideril S ‘Ülke bütünlüğü bozulmamalı’ İstanbul Haber Servisi ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Başbakan Erdoğan’la görüşmesini ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Tarabya’daki Huber Köşkü’nde bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleşen ve saat 17.00’de başlayan görüşme yaklaşık 2 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Gül, Clinton ile görüşmesinde, Suriye’nin kaosa sürüklenmemesinin ve yeni kurulacak dönemde tüm kesimlerin temsil edilmesinin önemini vurguladı. Gül, ülkenin bütünlüğünün korunmasına özen gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’de mevcut yönetim sonrasına ilişkin de yeni kurulacak dönemde her kesimin temsil edilmesi gerektiğini vurguladı. Görüşmenin ardından Clinton geniş güvenlik önlemleri altında Köşk’ten ayrıldı. Clinton, dışarıda bekleyen kalabalık basın grubuna arabanın camı açılmadan el salladı. Görüşmeye Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yanı sıra Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Namık Tan ile ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone katıldı. Clinton, Gül ile görüşmesini tamamladıktan sonra Türkiye’den ayrıldı. (*) İngiliz Lord Curzon, 20 Ocak 1918 tarihinde şöye diyordu: “Türklere de kendi geleceklerini kendilerinin saptamaları hakkı (Self Determination) tanınmalı. Türklerin asıl vatanları olan özgürlük ve bağımsızlığı ile toprak bütünlüğü garanti altına alınmalı fakat Avrupa’daki yerleri Türklerden alınmalı İstanbul ve Boğazların yönetimi başkalarına verilmeli...” Düşen uçakla ilgili komisyon önerisi ANKARA (ANKA) CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen Türk keşif uçağın enkazını çıkarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından yapılan analizlerin sonucunda parçalar üzerinde füze ya da uçaksavarla düşürüldüğüne dair bir bulguya rastlanmamış olmasının konuyla ilgili soru işaretlerini artırdığını belirterek Meclis’in konuyu araştırmasını istedi. Kesimoğlu, yaptığı açıklamada, “Bir basın yayın organında yapılan yayınlar ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından bu yayınlarla ilgili yapılan açıklamada uçakla ilgili bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırma önergemiz Meclis açılır açılmaz gündeme alınmalı, komisyon hızla çalışarak sis perdesini kaldırmalıdır” dedi. ‘A mesi için Türkiye’nin gösterdiği çabalar konusunda bilgi verdi ve Clinton’dan bu konuda devreye girmesini istedi. Clinton da, Suriye Ulusal Konseyi ile Kürt muhalefetin bir araya gelmesi için çaba göstereceklerini söyledi. Görüşmede Türkiye açsından bir diğer kritik konu da Suriye’nin kuzeyinde son dönemde PYD üzerinden oluşan PKK varlığına ilişkin gelişmeler oldu. Davutoğlu, terörle mücadelede şimdiye kadar verdiği destek için Clinton’a teşekkür ederken Suriye’deki PKK varlığı konusunda da Washington’a bir bilgi ulaşması durumunda bunu Türkiye ile paylaşılmasını istedi. Clinton’da istihbarat paylaşımının devam edeceğini, PKK’nin Suriye’de yer bulamayacağını söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle