28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir A Manisa A Denizli B Zonguldak PB Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 30 37 32 33 36 37 36 26 26 26 26 27 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B Y B B B B B B B B B Y 30 30 23 38 32 32 35 36 32 34 29 26 23 Oslo B Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih B Berlin B Budapeşte Y Madrid B Viyana Y HABERLER 24 22 23 21 23 24 21 24 28 28 38 33 30 Belgrad B 34 Sofya B 33 Roma PB 32 Atina A 32 Zürih Y 26 Moskova PB 26 Aşkabat A 38 Taşkent Y 36 Baku Y 29 Bişkek A 35 Tiflis Y 29 Kahire A 36 Şam A 36 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Kastamonu, Sinop,Sivas,Erzincan, Erzurum,Kars ve Ardahan çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor.Yağışların; Sinop,Samsun ve Ordu çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada TV’lerde canlı yayımlanan, gazetelerde ilginç öykülerini izlediğimiz hayli renkli oturumlara hasret kalacağız. Bu arada Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Meclis kürsüsünü tiyatroya dönüştüren milletvekili eylemlerine bir çare arayacak mı acaba? Akla, başkan nasıl bir önlem alabilir sorusu geliyor. Örneğin bu dönem vekillerin Türk parlamento tarihine yalnız yeni bir anayasa yapmakla, tutuklu milletvekilleri sorununu çözümlemeyen becerisiyle, yargı sistemini akılları karıştıracak biçimde değiştirmekle ün salan çalışmalarının somut belgelerini bir müze odasında toplayabilir. Kamer Genç’in (Tunceli), Fener davasına ilgiyi çekmek için mi yoksa vekilliğini başarıyla yaptığını kanıtlamak amacıyla mı getirip kürsüye koyduğu feneri… …kürsüde ünlü ağır sıklet şampiyonu Muhammed Ali kesilen Hasip Kaplan’ın (Şırnak) kürsüye vurduğu yumruklarla paramparça ettiği bardaklardan toplanan cam parçalarını... …Ensar Öğüt’ün (Ardahan), son günlerde Ardahan’ın Çıldır ilçesinde kapatılan adliyenin kapatılmasını protesto etmek için soyunarak çıkardığı ve yere attığı ceketi… …vekillerin ne denli fedakârlık içinde görev yaptıklarını gelecek nesillere aktarmak için bir müze odasında sergileyebilir. ??? Balbay, son mektubunda “Eğer mektubun üzerine ter damlarsa özür dilerim. Çok sıcak bir günde yazıyorum. Sıcaklar ilk başladığında koğuşun içi normaldı. Sıcak henüz betona işlememişti. Şimdi beton da ısındı. Çatıdan güneş, duvardan beton ateşi derken iyi pişiyoruz” diyor. İzmir milletvekili zulümhanede sıcaktan pişerken, seni üçbeş satırlık bir yasa ile Silivri zindanlarından kurtarmayı başaramayan, medyanın uydurduğu sıfatla meslektaşların, üstelik gönül rahatlığıyla senin kıyı kentlerine koşar olacak. ??? Fakat aymazlığın nedenini sormaya kalkışınca son büyük marifetleri 3. yargı paketi açıklamalarıyla karşımıza çıkıyorlar. Üçdört yıldır yaşamaya zorlandığın dört duvarlı daracık hücreden kurtulmanı sağladıklarını iddia ediyorlar. Anlattıkları son masala göre, tutuklu milletvekillerine üçüncü yargı paketi “adli kontrol” uygulamasıyla cezaevinden çıkma yolu açmış. Nasıl? Paketi olgunlaştıran Alt Komisyon Başkanı Hakkı Köylü açıklıyor: “Yeni düzenlemeyle adli kontrol uygulaması kapsamına yurtdışına çıkmama ve adli kefalete ek olarak ‘konutu terk etmeme’ belli bir yerleşim bölgesini terk etmeme, ‘belirlenen yer ve bölgelere gitmeme’ seçenekleri eklendi. Buna göre tutuklu milletvekillerine de bu seçeneklerden birisini uygulayabilir.” Yani? Hakkı Köylü “Takdir hâkimlerde!” diyor. ??? Bu açıklama, havadaki kargalar bile güler demeye gelen bir açıklama. Tutuklu milletvekili bu koşullarda tahliye olacak, ama konutunu terk edemeyecek, belirli ve gerekli hizmet yeri TBMM’ye gidemeyecek! Bu koşullara temel bir koşul daha ekleniyor. Tahliye yine hâkime bırakılıyor. Yahu bu ülkede iki, üç yıldır hukuku bilen bilmeyen tutukluluk süreleri cezaya dönüştü diye feryat ediyor. İçeride dışarıda demokrasiden nasibi olanlar, halkın vekil seçtiği kişilerin cezaevlerinde tutulamayacağını haykırıyor da ne oluyor? Yıllardır Silivri’deki hâkimlerin bu feryatlara, haykırmalara kulakları tıkalı. Bugüne dek binlerce kez tahliye talebini tornadan çıkmış aynı içerikte nedenlerle reddediyorlar. ??? Acaba hâkimlere insaf, vicdan sesi sağlayacak bir yol yöntem bulunamaz mı? Şimdi de biri tutturmuş veriştiriyor; “Ulusalcı laik faşistler” diye... Ulusalcılık onlara göre suç! Laiklik de!.. Ama faşistlik böyle saçma sapan suçlamalar yapanlara yakışıyor!.. Faşistlik özgürlüğe, insanlığa, çağdaşlığa karşı olmaktır. Ardından işkenceler, acılar, cinayetler, kıyımlar gelir... İktidarın koyu destekçilerinin, daha doğrusu goygoycularının beş on lira daha kazanmak için yapmayacakları yoktur. Paralar gelsin, iktidar bizi kucaklasın!.. Bazı hanım yazarlar var. Daha doğrusu yazarcıklar!.. Dediğimde anımsadım, epey zaman önce bir hanım gazeteci körü körüne Cumhuriyet devrimlerini, atılımlarını kötülediğinde ona “yazarcık” adını vermiştim. Ama İlhan Selçuk daha ileri Ulusalcı Laikler Faşist mi? gitmişti bir yazısında. Açık oturumlarda baş köşedeler... Hatta Altan Öymen gibi ustaların da katıldığı dörtlü konuşmalarda hangi çizgide olduklarını göstermekten çekinmiyorlar! Benim anlamadığım, koskoca Altan Öymen’in bu tür toplantılara, TV’lere nasıl çıktığıdır... Ulusalcı laik ve faşist olmak!.. Laikliğin faşizmin bir parçası olduğunu söyleyebilmek için insanın körcesine cahil olması gerekir. Böyle bir suçlama yapan kişinin hem aklından hem de bilgisizliğinden söz etmek kaçınılmazdır. Faşizm, Türkiye’de var mı, yaşanıyor mu? Denecek ki yüzlerce genç yıllardır tutuklu! Yüzlerce asker, subay tutuklu! Generaller, amiraller tutuklu! Bilim adamları tutuklu, yazarlar tutuklu!.. Böyle düzendeki ülkeye faşistlik bile az gelir! Bu toprakları yabancılardan kurtaran büyük insanları büsbütün yok edemediler. Kimi köşeye saklandı, kimi dalkavuklukla yakayı kurtardı, kimi de Cumhuriyet rejiminin hoşgörürlüğünden yararlanıp çağdaşlığın düşmanlığını yaptı! Ülkeyi bir an önce dinsel ağırlıklı bir Arap ülkesi biçimine getirmek yarışında... O hanım yazarın yazdıklarını okumanızı isterim. Daha genç, olsa olsa kırkında, ama kafa açısından olabildiğince gerilerde... Görmüyor mu, görüyor, ama gördüklerini yok etmek istiyor! İktidar yanlısı olarak yaşamak, işine geliyor. Gerçek faşistlik budur! İçinde yaşadığı toplumu ilkelliklerin, bilgisizliklerin, aptallıkların ağır bastığı bir Arap ülkesi yapmak. Yapabilirsen... ARAP DÜNYASI KONFERANSI ‘Türkiye model değil örnek olur’ LEYLA TAVŞANOĞLU 13 gün önce Suriye’nin düşürdüğü keşif uçağındaki iki pilotun cesetlerine ulaşıldı Pilotlardan acı haber AKIN BODUR SELAHATTİN GÖKATALAY SEYFETTİN METE İSKENDERUN/MALATYA/YOZGAT Suriye’nin, hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürdüğü keşif uçağındaki iki pilotun cesetlerine ulaşıldı. Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un cesetleri uçağın kokpitinde bulundu. 13 gündür süren umutla bekleyişin sonunda aileler acı haberle yıkıldı. Genelkurmay Başkanlığı, Suriye tarafından düşürülen uçağın pilotlarının naaşlarının deniz dibinde tespit edildiğini ve naaşların gemiye alınma çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Açıklamada, “22 Haziran 2012’de Doğu Akdeniz’de, uluslararası hava sahasında, Suriye tarafından düşürülen Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait RF4 uçağının enkazının ve pilotlarının bulunması maksadıyla sürdürülen çalışmalarda, pilotlarımız Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Hava Pilot Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un naaşları deniz dibinde tespit edilmiş ve naaşların gemiye alınması çalışması devam etmektedir” denildi. Uçağın motorunun da bulunup çıkarıldığı öğrenildi. Ayrıca Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, şehit pilotlar için yarın Malatya’da tören düzenleneceğini bildirdi. ‘Ciğerimiz yandı’ Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine bağlı Söylemez köyünde yaşayan dedesi İzzettin ve babaannesi Zeynep Aksoy, acı haberle yıkıldı. Günlerdir dua ederek bekleyen dede ve babanne gözyaşla rına boğuldu. Dede Aksoy, acı haberi köylülerden öğrendiklerini belirterek “Çocuğumuz bir buçuk yıl önce evlenmişti. Ateş düştüğü yeri yakar. Ciğerimiz yandı” dedi. Baba Osman Aksoy ise “Ölmediler her zaman benim ciğerimde gözümün önünde” dedi. Şehit Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın Malatya’daki baba evinde yas hâkim. Askeri yetkililer baba Ali Ertan’ın evine giderek acı haberi iletti. Baba Ali, anne Zennure ve şehidin ha mile eşi acı haberi öğrenince fenalık geçirerek Beydağı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. 414 sığınmacı daha geldi Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 34 Temmuz tarihlerinde, 414 Suriyelinin ülkemize giriş yaptığını, 54 kişinin de kendi isteğiyle ülkesine geri döndüğünü bildirdi. Ülkemizdeki sığınmacı sayısının dün sabah itibarıyla 35 bin 565 olduğunu bildirdi. Şehit Pilot Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un babası Osman Aksoy, “Ölmediler. Her zaman benim ciğerimde. Geziyor benim gözümün önünde” dedi. ÇEŞME “Türkiye bölge ülkelerine model değil, en iyi deyişle örnek ya da esin kaynağı ülke olabilir.” Bu sözler Akdeniz Kurumsal Araştırma Merkezi ve Çeşme Sosyal Araştırmalar ve Kültür Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Arap Dünyasında Demokratikleşme ve Türkiye” konulu uluslararası konferansta dile getiriliyor. İlki geçen günlerde düzenlenen konferansın her yıl geleneksel hale getirilmesi planlanıyor. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, İsrail, İngiltere ve Fransa’yla birlikte Türkiye’den de çok sayıda akademisyen, gazeteci ve uzmanın katıldığı konferans süresince laiklik, Türkiye’nin Arap Baharı geçiren ülkelere etkisi, demokrasi konu başlıkları üzerinde duruluyor. Tartışmalar sırasında çok ilginç görüşler de ortaya atıldı. Bu görüşleri şöyle sıralayabiliriz: ? Arap baharı ABD’nin lokomotifliğinde gerçekleşti. Sadece ABD değil, Rusya, Çin gibi ülkeler de Arap Baharı’na müdahale eden ülkeler. ? Arap ülkelerindeki kalkışmalarda siyasetle dinin birbirine karıştırılması kaygı yaratıyor. ? Arap sokağında ABD, İsrail tehdit olarak algılanırken İran tehdit olarak kabul edilmiyor. Kamuoyu araştırmaları da bu gerçeği yansıtıyor. ? Ankara ve Tahran arasındaki hareketlilik Ortadoğu’nun geleceğini tayin edecektir. ? Ortadoğu’da Selefiler ve Sufiler AKP’yi gerçek bir İslam partisi olarak görmüyor. Türk modelini reddediyorlar. Hatta Türk modelinin dış destekle ayakta durduğuna inanılıyor. ? İslamla demokrasinin birbiriyle bağdaşmadığı algısı yanlış. Türkiye bunun en güzel örneği. ? ’70’li, ’80’li yıllarda din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, laiklik ön plandaydı. Hatta dinin özel yaşamla sınırlı kalacağı hesapları yapılıyordu. Daha da öte demokrasinin laiklikle el ele yürüyebileceğine inananlar çoğunluktaydı. Ama bugün bu görüşlerin doğruluğu tartışılıyor. ? Sosyal yapıların değişmesiyle bölge ülkelerinde artık elit sınıf da el değiştirdi. Türkiye’deki AKP bunun en güzel örneği. Türkiye’de dinciler 1970’lerin başında başlayan süreçte güçlendiler. Daha sonra da kendi elit sınıflarını yarattılar. Bu elitlerin önemli bir bölümü iyi eğitimli. Birkaç dil konuşuyor. Ama Arap Baharı sonrası Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde bu olguyu görmüyoruz. ? Müslüman ve Arapların demokrasi, insan hakları ve gelişmişlikten anlamadıkları gibi Batı’daki algı çok yanlış. Gökhan Ertan DİPLOMATİK KAYNAKLAR Hüseyin Aksoy ‘Tampon bölge düşünülüyor’ BAHADIR SELİM DİLEK Rusya, Türk uçağının düşürülmesine ilişkin uydu görüntülerini vermeyi önermiş ‘Suriye ile savaş istemiyoruz’ BEKİR ŞAHİN BAHADIR SELİM DİLEK GAZİANTEP Gaziantep sanayisinin belkemiğini oluşturan beş dernek tarafından yayımlanan ortak deklarasyonda, Suriye ile savaş istenmediği vurgulanarak “Ülkeler arasında çıkacak savaşın kimseye faydası olmayacağı gibi, ülkemizi yıllarca geriye götüreceği ve çok ciddi sıkıntılara sokacağı ve bütün kazanımların fazlasıyla kaybedileceği aşikârdır” denildi. Gaziantep’te faaliyet gösteren Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Gaziantep Genç İşadamları Derneği (GAGİAD), Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) ve Gaziantep Girişimci İşadamları Derneği (GAPGİAD) Suriye ile yaşanan krizle ilgili ortak açıklama yaptı. Savaş istemediklerini belirten dernekler, iki halkın yüzyıllardır kardeşçe yan yana yaşadığını, akrabalık bağının bulunduğunu ve ticaret yaptığını vurguladılar. İki ülke arasındaki gerilimin herkesi sıkıntıya soktuğunun bildirildiği açıklamada, “Ülkeler arasındaki çıkacak savaşın kimseye faydası olmayacağı gibi ülkemizi yıllarca geriye götüreceği ve çok ciddi sıkıntılara sokacağı ve bütün kazanımların fazlasıyla kaybedileceği aşikârdır” ifadesi kullanıldı. ANKARA Suriye’nin Türk uçağını uluslararası hava sahasında mı, yoksa kendi hava sahasında mı vurduğuna ilişkin tartışmalar sürerken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Türk uçağının vurulmasına ilişkin uydu görüntülerini vermeyi önerdiği, Erdoğan’ın ise “Bakarız...” yanıtı vermesine karşın Ankara’nın o tarihten bu yana söz konusu görüntüleri Moskova yönetiminden talep etmediği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, Suriye’nin Türk RF4 Phantom uçağını düşürmesinden 5 gün sonra Başbakan Erdoğan, Putin’i telefonla aradı. İki liderin yaptığı telefon görüşmesinde Türk uçağının düşürülmesine ilişkin gelişmeler de gündeme geldi. Putin, Erdoğan’a, “Elimizde var olan tüm bilgileri aktarabiliriz” önerisinde bulundu. Putin olay anını resimleyen uydu görüntülerini ve uçağın vurulma anındaki koordinatları kastederken Putin’e net bir yanıt vermeyen Erdoğan sadece “Bakarız...” demekle yetindi. Erdoğan Putin’e, “Önce elimizdeki verileri ve bilgileri ince lemeye devam edeceğiz” görüşünü de iletti. Türkiye ile Rusya arasında Suriye konusunda yaşanan sıkıntılı sürece karşın, Putin’in eylül ayının ikinci yarısı TürkiyeRusya Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı için Türkiye’ye geleceği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı da Ruslardan bugüne değin bir bilgi istenmediğini doğruladı. Bakanlıkta ses kayıtlarının açıklanması için ‘Komşu’ ifadesi beklenmesi yönünde görüş birliği oluştu. Ses kayıtlarında, Suriye’nin “komşu” demesi, önemli bir unsur olarak değerlendirildi. Suriye’nin başka ülkelere “komşu” dememesi, uçağın Türk uçağı olduğunu ülkenin bildiğini gösterdi. Dışişleri, uçağın tam nerede vurulduğuna dair net bir bilgi bulamadı. Uçağın enkazının TCG Çeşme tarafından bulunduğu, Amerikan Nautilus gemisinin bölgeye yeni geldiği, dolayısıyla araştırmalara bir katkısının olmadığı öğrenildi. ANKARA Suriye’nin Türk uçağını düşürmesine ilişkin tartışmalar sürerken Ankara, Suriye sınırları içinde bir tampon bölge oluşturulması konusunu da gündemine aldı. Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, Suriye’den gelen sığınmacı sayısının bir milyon gibi bir rakama ulaşması durumunda Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı olmasa da Suriye sınırı içinde tek başına bir tampon bölge oluşturma düşüncesinde olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Suriye’nin düşürdüğü uçağın bulunması konusunda bilgi verirken, uçağın enkazının 9 milde olduğunu, pilotların da uçağın enkazı içinde bulunduğunu dile getirdi. Bunun pilotların uçağın vurulmasının ardından kendilerini fırlatamadığını gösterdiğini dile getiren Dışişleri yetkilisi, bunun aynı zamanda uçağın füze ile vurulduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin bu değerlendirmesinin yanı sıra ABD’li yetkililerin de aynı tespiti yapmış olduğu öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Türkiye’nin Suriye sınırları içinde bir tampon bölge oluşturmayı düşünüp düşünmediğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de bunun ancak Suriye’den bir milyon sığınmacı gelmesi durumunda düşünüleceğini dile getirdi. Aynı yetkili, tampon bölge için BM Güvenlik Konseyi kararı olması gerektiğinin anımsatılması üzerine, böyle bir durumda konseyden karar alınmasının istenebileceğini ama karar çıkmaması durumunda ise Türkiye’nin tek başına Suriye sınırı içinde bir tampon bölge kurabileceğini dile getirdi. ‘Füzeyle vurulduğu anlaşılıyor’ ‘TÜRK UÇAĞI PROVOKASYON YAPTI’ Dış Haberler Servisi Kimliği açıklanmayan bir Rus yetkili, Suriye tarafından düşürülen savaş uçağının adı geçen ülkenin ordusunu provoke etmek amacıyla Suriye hava sahasına girdiğini ileri sürdü. Rus İnterfax haber ajansının haberine göre söz konusu yetkili “Bu eylemin bir provokasyon olduğuna kuşku yok” dedi. İddia sahibi, Türk savaşı uçağının pilotlarının Suriye hava savunma sistemini test etme amacıyla bölgede uçtuğunu kaydederek “Aksi halde, bir savaş uçağının Suriye hava sahasında iki kısa süreli sorti yapmasını nasıl açıklarsınız” dedi. Söz konusu yetkili, “Her ne olursa olsun, Türk uçağının mürettebatı Suriye hava savunma birimlerinin ateş açması için çok çabaladı, kelimenin tam anlamıyla bunu istedi” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle