14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ahmet Şık ‘Pusu’ adlı kitabında, Hanefi Avcı savcılığa teslim ettikten sonra kaybolan ‘cemaatin polisteki fişleme kayıtlarına’ yer verdi KİTAPTAN KISA KISA 7 ‘Kitabı buldum amirim’ “En önemli suç delilini” fark ediyor polislerden biri: Kitabımın çıktısı. Üzerine el yazısıyla “000KİTAP” ibaresi düşülmüş. Grubun amiri başkomiser telefonla birini arayarak bulduğu delilden ve öneminden bahsediyordu: “Bilgisayar çıktısı var. Üzerinde ‘000KİTAP’ yazıyor.” Cemaatin ‘kayıp’ fişlemesi AYKUT KÜÇÜKKAYA ‘Ben artık puro içiyorum’ “Karşımızda işte ‘meşhur kahraman’. Akın Ağabey (Avukatı Akın Atalay’ı kastediyor) sorgusu çok uzun süren Nedim’in hemen ardından ara vermeden içeri alınmamıza şaşırmış bir halde soruyor: ‘Sigara molası vermediniz, dayanamazdınız siz.’ Koltuğuna iyice bir yerleşen Savcı Zekeriya Öz hafiften kafasını kaldırıp ‘Ben artık puro içiyorum’ diye karşılık verdi. Anlaşıldı. Burada sınıf atlama hissiyatından bahsetmeme gerek yok.” Cemaatin işareti: Gümüş yüzük Odatv davası nedeniyle “1 yıl 11 gün 15 saat” Silivri’de hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan gazeteci Ahmet Şık bugün piyasaya çıkan ‘Pusu/Devletin Yeni Sahipleri’ adlı kitabında, “hedef alınmasına yol açan” belgeyi yayımladı. ‘MEDYA CELLATLARINA KOZİNOĞLU BELGESİ’ Şık’ın kitabında Silivri’de hapis yatarken yaşamını yitiren eski MİT’çi Kaşif Kozinoğlu’yla ilgili de çok önemli bir belge yer alıyor. Belgeye göre, Kozinoğlu’nun telefonları dört mahkeme kararıyla 9 ay boyunca dinleniyor. İstanbul Emniyeti’nin beşinci kez dinleme talebi ise o tarihte Ergenekon ile Odatv soruşturmalarını yürüten ve aralarında Zekeriya Öz’ün de bulunduğu dört özel yetkili savcı tarafından reddediliyor. Dört savcının imzasını taşıyan belgede reddedilme gerekçesi, “polisin talep yazısında ekli telefon görüşme tapelerinde yasadışı terör örgütü faaliyeti olarak nitelendirilebilecek bir bulguya rastlanmadığı” olarak açıklanıyor. Buna karşın 14 ay sonra ret kararında imzası olan dört savcıdan biri olan Zekeriya Öz, “Terör örgütü faaliyeti yok” dediği “telefon kayıtlarını tutuklamaların gerekçeleri arasında gösteriyor” ve söz konusu konuşma içeriklerinden Kozinoğlu’na sorular yöneltiyor. Şık, kitabında soruşturma makamlarını zor durumda bırakacak olan bu evrakın Odatv dosyasına konulmadığını ve gizlendiğini kaleme alıyor... Şık’ın çürüttüğü ‘Uzun’ belgesi Postacı Yayınevi’nden çıkan 358 sayfalık kitabın önsözünü gazeteciyazar Umur Talu kaleme aldı. ‘Pusu’da Odatv davasındaki hukuksuzluklara, dava dosyasındaki klasörlerde delil olarak sunulan haberlerin incelemesine ve birçok ünlü gazetecinin(!) yazılarına yer veren Şık, kendisiyle ilgili önemli bir detayı şöyle paylaşıyor: “İddianamede oluşturulma tarihi ve zamanı belirtilen belgelerden biri de adımın geçtiği ‘Sabri Uzun’ isimli dokümandı. İddianamede 20.12.2010/11.29 olarak yazsa da bilirkişi tutanaklarında ‘Sabri Uzun’ belgesinin 20.12.2010/12.29’da oluşturulduğu belirtiliyor. Belgeye son erişim tarihi de 20.12.2010/12.35 olarak belirtilmiş. Biz iddianameyi doğru kabul ederek ve bizzat savcının yazdıklarından yola çıkarak iddianamenin önemli delillerinden birinin nasıl çürüdüğünü de aktaralım. Şahsıma yönelik suçlamalarında en önemli delil kabul edilen ‘Sabri Uzun’ isimli belge iddianameye göre 20.10.2010 saat 11.29’da ‘Soner’ isimli kullanıcı tarafından oluşturulmuş. Aynı belge Boğaziçi Üniversitesi’nin raporunda ise aynı tarihte, 20.12.2010’da ancak saat 09.46’da oluşturulmuş ve aynı tarih, saat ve dakikada silinmiş görünüyor. İddianamede üniversite raporu ile ilgili polis bilirkişisi ne demişti hatırlayalım: ‘Bu programa güvenilmez. Bahsettiği zaman dilimi de o belgeye son erişim tarihini gösterir.’ Bu yorumu kabul edersek ortaya çıkan tablo şu oluyor: ‘Polisin incelemesine göre 20.12.2010 saat 11.29’da oluşturulan belge aynı bilgisayarda oluşturulmadan 1 saat 43 dakika önce kullanılmış. Yani polisin tespit ettiği oluşturma saatinden 103 dakika önce birisi belgeyi açmış, okumuş ya da her ne yaptıysa yapmış. Polise bakarsanız olmayan bir belge o kadar zaman önce kullanılmış.’ Şimdi benim savcılara sorduğum soruyu savcılar da polis bilirkişisine sormalı: Bu nasıl iş? Olmayan belgeye nasıl erişim sağlanmış?..” “Yeniden hücreme götürülüyorum. Beni götüren polisin de diğerlerinin de elinde hep aynı takı var. Aynı biçim ve desende kalınca gümüş yüzük. Kitapla uğraşırken bir üst düzey emniyetçinin söylediklerini anımsıyorum: ‘Cemaatten olduğunu gösteren işaret gümüş yüzüktür. Bir de eskiden sadece ülkücü polislerin yaptığı kafa tokuşturmayı da bunlar sahiplendi’...” ‘Avcı’nın kayıp delili’ Şık, eski emniyet müdürü ve halen Silivri’de tutuklu olan Hanefi Avcı’nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ve soruşturma sırasında bir türlü ortaya çıkmayan “cemaatin polisteki fişleme kayıtlarına” yeni kitabında yer verdi. Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli çok sayıda polisin fişlendiğini gösteren ve 2007 yılında düzenlendiği öne sürülen belgelerde, binlerce polisin kimlik bilgileri ve sicil numaraları, görev yerleri, bağlı bulundukları birim ve nereden atandığına kadar bilgiler bulunuyor. Belgelerde, “fişleme yapılan polislerin, cemaatle ilişkisinin 1’den 5’e kadar derecelendirildiği” görülüyor. Şık kitabında, belgeler için “İşte peşinde olduğum belgelerden birisi de Hanefi Avcı’nın elinde olan ve yargı makamlarına teslim edildikten sonra ‘yok’ denilen, ardından var olduğu söylenip adli emanete kaldırıldığı öne sürülen bu fişleme kayıtlarıydı. Muhtemelen benim peşimde olanların da yayımlanmasını is ‘Kızımın vicdanında nasıl aklanacaksınız?’ “Evimiz basılmadan kısa süre önce bir gece Yonca’yla birlikte kızımız Mina’ya durumu anlatmanın iyi olacağını düşündük. Çocuk evdeki telaşenin, birtakım olumsuzlukların farkındaydı ve ‘Seni de mi tutuklayacaklar?’ diye soruyordu. Anlayacağı bir şekilde başımıza gelenleri anlattık. Anlamak istemiyordu tabii. ‘İnsan kitap yazdı diye tutuklanır mı hiç’ diye soruyordu. 12 yaşındaki bir çocuğa bunun daha önce olduğunu, tekrar olacağını anlatmak yersizdi. Sadece neler yaşanabileceğini söyledik. Bir sabah evimize polisler gelebilirdi. Evimizi talan edercesine arayabilirlerdi. Beni alıp götürebilirlerdi. En kötüsü tutuklayabilirlerdi. Bu kötü senaryoyu gözyaşlarıyla dinleyen Kuzucum, bu kâbusun hepsini yaşadı. Bana haber gönderip ‘geçmişe sünger çekelim’ diyenler, kendimden, mahrum bırakıldığım özgürlüğümden vazgeçtim, önce kızımın vicdanında nasıl aklanacağının hesabını versinler.” temedikleri belge. Zaten bu yüzden tıpkı Odatv davasının diğer mağdurları gibi bir komployla tutuklanmam yetmediği gibi toplatma kararı verilen üzerinde çalıştığım kitap imha edilmeye de çalışıldı. İşte o kitapta yer alması istenmeyen belge şimdi karşınızda” diye yazıyor... İşte o fişlemeler Şık’ın kitabı incelendiğinde fişlemelerde yer alan kimi bilgiler ve değerlendirmeler şöyle yer alıyor: “Bizi bilir, sever, ama eşi de polis ol duğu için vakit bulamadığını söyleyerek kaytarır”, “Müspet bir arkadaş, geç tanışıldı, yakın takiple samimiyet kurulursa kazanılabilir”, “Bizi bilir, programlarımıza katıldı. Samimi, ev ziyareti yapılsın”, “Derslerimize katılır. Dergi yok, himmet yok, namaz düzensiz kılar”, “Tedbirli yaklaşılsın”, “Cuma namazı kılar”, “Erken haber verildiğinde programları aksatmaz. İyi takiple mesafe kat eder”, “Dergi, 10 YTL himmeti var. Ders leri takip eder. Görev almaktan kaçınır. Yakın takiple kolay seviye alır”, “Namaz kılar, iyi birisi, başka meşrepten olabilir”, “Hizmet aleyhinde konuşur dikkat edilsin”, “Oruç tutar, ilgilenilebilir”, “Dersleri aksatarak gelir. Dergi, himmet yok. Bizi sever namazlarını kılar”, “Cumalara gitmez. Maddiyata önem verir. Ağzı bozuk. Kızıyla ablalar ilgileniyor. Kumar oynar, çok sinsi, menfaatçı”, “Bizim dershanelerde kalmış. Sızıntı, Y. Ümit var, himmet var.”, “Sosyal demokrat”, “Derse gelir, evini açar.” ‘Yeter artık dayanamıyorum’ ? ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Jandarma Genel Komutanlığı’nın bulunduğu bölgeye dün saat 12.00 sularında gelen Uzman Jandarma Çavuş Murat Akbulut (32), belindeki silahını çekerek başına dayadı. Bir elinde benzin bidonu bulunan ve ‘Yeter artık dayanamıyorum’ diyerek bağırmaya başlayan Akbulut’u fark eden görevli sivil askerler, arkadan yaklaşarak etkisiz hale getirdi. Erzurum’da PKK’ye darbe RECEP KAPUCU ACI KAYBIMIZ Bizlere dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla örnek olan babamız Fiskobirlik Emekli Müdürü 28 Şubat’ta yine yakalama kararı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcıların itirazı üzerine, serbest bırakılan emekli Tümgeneral Prof. Dr. Sedat Arıtürk hakkında “yakalama kararı” çıkardı. Arıtürk, tutuklama istemiyle sevk edilmiş ve nöbetçi hâkimlik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. ERZURUM Erzurum’da düzenlenen operasyonda aralarında terör örgütü PKK’nin bölge sorumlusunun da bulunduğu 2 terörist öldürüldü, 3 terörist de sağ olarak yakalandı. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesindeki kum ocağından TOKİ’nin Mezra beldesinde yaptığı jandarma karakoluna kum taşıyan 2 kamyon sürücüsü PKK’liler tarafından kaçırıldı. Van’ın Çatak ilçesi yakınlarındaki Narlı ile Konalga köyleri arasında bulunan karakol inşaatında çalışan 2 işçi de dün akşam bir grup terörist tarafından kaçırıldı. Mardin’in Nusaybin ilçesi Akarsu beldesinde ise teröristler, yola tuzakladıkları mayını askeri aracın geçişi sırasında patlattı. Araçtaki 7 asker yara almadı. HULKİ TURAN KAYA’yı kaybettik. Acımızı paylaşan dostlara teşekkür ederiz. Eşi: Tülay Kaya Çocukları: İlknurÜlkümen Rodoplu, Cumhur Kaya, Pınar Ataç Kilise restore edildi ama... CAN HACIOĞLU 4 kişiye 143’er bin TL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “12, 24, 26, 32, 33 ve +4” olarak belirlendi. 5 +1 bilen 4 kişi, 143 bin 493’er lira kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 870 lira 5’er kuruş, 4 +1 bilenler 221 lira 5’er kuruş, 4 bilenler 23 lira 65’er kuruş, 3 +1 bilenler 11 lira 50’şer kuruş, 3 bilenler 2 lira 65’er kuruş, 2 +1 bilenler 3 lira 65’er kuruş, 1 +1 bilenler 2 lira 20’şer kuruş ikramiye kazandı. ESKİŞEHİR Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde uzun yıllardır kapalı ve harap durumda olan 130 yıllık Ermeni kilisesi 6 milyon TL harcanarak restore edildi. Ancak kilisenin ibadete açılmaması için Kültür Bakanlığı, çanları koydurtmadı. Türkiye Ermenileri Patrik Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan, kilisenin yılda bir kez olsun ibadete açılmasını istedi. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın bizzat takip ettiği proje, bakanlık tarafından Ermeni cemaatine jest olarak nitelendirilmişti. ANMA Sevgili annem ve babam Leman ve Aziz Taner Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine olan inançlarıyla, öğrencilerine ışık tuttular. İlkeli ve onurlu yaşadılar. Yaşamları örnek olsun. BEYHAN TANER C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle