11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘İl başkanları kahvede oturmayacak’ diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘yeni yönetim anlayışını’ anlattı 7 İkinci adam artık yok TÜREY KÖSE Halk Partisi Halka Gidiyor CHP Kurultayı’nın ikinci gününde, Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer ve Parlamento Büro Şefimiz Türey Köse ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’yla yaptığımız söyleşide en çok geçen sözcük “halk”, onu izleyen ise “örgüt” oldu. Genel Başkan artık Halk Partisi’ndeki en üst makamın halk, ikincisinin örgüt olduğunu işaret ediyordu: Kahvede oturarak politika yapmak devri değil artık, İl başkanları da kahvede oturmayacak. MYK’de görev alan arkadaşlarım için de aynı şey söz konusu, partide kimin halkta karşılığı varsa onun yeri sağlamdır. Bu arada, yeni yönetim için kurultaya 100 kişilik bir liste vermiş olan Kılıçdaroğlu kendisine sorulan, “listenizi dışardan gelip delen olursa” sorusuna da aynı mantık içinde şu yanıtı veriyordu: Hiç sorunum olmaz o kişilerle. Örgüt istemiştir, elbette çalışacağız. Sonbahara doğru ana iskeletinin meydana çıkacağını umduğu programın da hazırlık aşaması bittikten sonra, bütün il ve ilçe örgütlerinin, artı üniversitelerin, aydınların gazetecilerin de tartışmasına açılacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, ancak bu şekilde ülkenin sorunlarına çözüm üreten bir programları olduğunu halka anlatabileceklerini belirtiyor. Kısacası; çiftçisi, köylüsü, işçisi ve aydını ile halka açılıyor, Halk Partisi. ??? Halk Partisi’ndeki en önemli yenilik bu. Olması gerekenin de zaten bu olduğu çok yazıldı, söylendi. Kılıçdaroğlu bu yenileşmenin kimilerinin iddia ettikleri gibi başkalaşma olmadığını özellikle belirtiyor. Dünkü kurultay izlenimlerimde Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının coşku dozu yükselticiliğinden çok, içeriğinin doluluğunun dikkati çektiğini yazmıştım. Kemal Bey, özellikle böyle yaparken bir risk aldığını, coşku dolu olması gereken bir ortamda partinin bütün yapacaklarını halka anlatmanın güç olduğunu ama amacına ulaştığını gördüğünü söylüyor ve Recep Bey’in adını polemik havası vermemek için anmadığının da altını çiziyordu. Devasa bir makinenin ağır işleyen çarklarını hızlandırmaya çalıştıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bir gün önce de, artık büyük balığın küçük balığı değil, hızlı balığın yavaş balığı yuttuğunu söylerken halk ile bütünleşmenin yanı sıra, ideolojinin, politikanın, ülke koşullarının ve dünyadaki yeni gelişmelerin partililer tarafından layıkıyla kavranmasının önemini de özellikle vurguluyor. Parti okulunun açılmış olmasına, partinin 35 alandaki 112 raporuna bu çerçeve içinde çok önem veriyor. Söyleşimiz sürerken, Sencer Ayata’dan istediği sosyal demokrasiyle ilgili en önemli 10 kitabın masasının üzerinde hazır duran yedisini (bunların isimlerini Fikret Bila 16 Temmuz tarihli köşesinde yazdı) getirip aramıza koyuyor ve şunları söylüyor: Gençlerimiz bunları okuyacaklar, özetleyecekler, toplantılarda üyelere anlatacaklar, konular tartışılacak, ben orada onları dinleyeceğim. ??? Söyleşinin sonlarına doğru, bir gün önceki konuşmasında dikkatimi çeken bir hususu soruyorum: “Dünkü konuşmayı dinlerken O. Ulagay’ın, ‘Türkiye Kime Kalacak’ kitabını okuyup eleştirilerden etkilendiğiniz izlenimini edindim. Acaba yanılıyor muyum?” Evet okudum, hatta o kitap da masamın üstünde, diyor Kemal Bey. Daha sonra da, salt eleştirmenin yetmediğini, aynı zamanda çözümler üretmenin ve önermenin gerektiğini vurguladıktan sonra, dünyadaki yeni gelişmelerin iyi izlenip anlaşılması gerektiğini söylerken küreselleşmenin de sakıncalı yönlerinin yanı sıra, sunduğu yeni olanaklarıyla doğru değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Şimdi bana soracak olursanız, “yeni CHP nedir?” size yanıtım şu olur: Deminden beri ben de onu anlamaya çalışıyorum, bunlar az yenilik mi? Yeni CHP’nin bariz vasfı, reddi miras etmeden halka gitmek, örgütü yenileyip, aktifleştirmek. Ya da ben öyle algılıyorum. Çünkü kanımca olması lazım gelen de bu. ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni yönetim anlayışını anlatırken “Artık ikinci adamlık dönemi bitti. Kimse kendini ikinci adam görmesin, ikinci adamı halk seçer. İl başkanları kahvede oturmayacak, MYK’deyim milletvekilliğim garanti dönemi de bitti” dedi. Kılıçdaroğlu, parti içi tartışmalarla ilgili olarak da “Kısır tartışmaların içine girenleri kimse kusura bakmasın partide tutmayacağım” uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, yazarımız Ali Sirmen ile Ankara temsilcimiz Utku Çakırözer ve parlamento büro şefimiz Türey Köse’nin kurultay sonrası hedefleri ve yeni yönetim anlayışıyla ilgili sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun yanıtları ana başlıklarıyla şöyle: Örgüt değişime ayak uydurmalı: (Genel Başkan çalışkan, bu örgüte yansımıyor, eleştirileri anımsatıldığında) Çarkları ağır işleyen bir makineyi hızlandırmaya çalışıyoruz. Bu da devasa bir makine ve bunu ayağa kaldırmak düğmeye basınca hemen olmuyor. Değişime ayak uydurması, gençleşmesi, yenilenmesi, dinamizm kazanması ve en önemlisi ideolojisini bilmesi gerekiyor. Bu açıdan parti okulunun açılması, kadroların yenilenmesi, seçimlerin yapılması ve bütün bunlar sisteme bir aktivite kazandırdı. Bir dinamizm var partide. Şimdi bunu Anadolu’ya yaymamız gerekiyor. İl başkanları kahvede oturmayacak: Artık örgütlerimizin ililçe başkanlarımızın kahvede oturma şansları yok. İlilçe merkezlerinde oturma şansları da yok. Halkın arasında olacaklar ve halkla birlikte olacaklar. Bu sadece ililçe başkanları için değil; PM ve MYK’de görev alan arkadaşlar, eğer daha fazla halka gitmezlerse az önce söylediğiniz eleştiri onlar için de geçerli bir eleştiri olur. MYK’deyim, milletvekilliğim garanti, değil: MYK’de görev alan arkadaşın kendisine “halkta karşılığı vardır” imajını yaratması lazım. Yani ben MYK’deyim ama halk beni destekliyor, partinin üst yönetiminde olmamı Konuşurken risk aldım Bir risk üstlendim. 1520 bin kişinin olduğu bir kurultayda ben bilgi toplumundan söz ettim. Üreten Türkiye’den, sosyal demokrasinin insan merkezli olması, evrensel olması, katılımcılık ilkelerini benimsemesi, Türkiye’nin ürettiği sürece büyüyebileceğini, önce üreteceğiz sonra hakça bölüşeceğiz dediğimizi. Bu bir kurultayda bir genel başkanın rahatlıkla seslendirebileceği konular değildi. O bir konferansta olabilir, bir riskti benim için 20 bin kişiye bunu anlatmak. Acaba sırası mıydı şimdi bunu anlatmanın diye bir algı da olabilirdi toplumda. Ama ben bu riski üstlendim, mademki yeni CHP diyoruz, mademki yeni hedeflere kilitleneceğiz, partinin dünyaya bakışını da Türkiye’ye bakışını da, insana bakışını da yeni bir çerçeveye oturtacağız, ben bunu anlatmak durumundayım dedim ve yola çıktım. istiyor, algısını çalışmasıyla yaratması lazım. Yoksa ben MYK’ye seçildim, milletvekilliğim garanti, artık bundan sonra çalışmasam da olur. Bu dönem paydos, bu dönem bitti. MYK’ye seçilecek arkadaşlarım bugünden bilsinler benim hangi anlayışta olduğumu. Burada haftada bir MYK toplantısına gelecekler ama haftanın 6 günü dışarıda halkın arasında olacaklar. İkinci adam yok: Sosyaldemokrat partilerde vardır, genel başkandan sonra genel sekreter partinin ikinci adamıdır. Ama Deniz Bey döneminde yapılan tüzük değişikliğinden sonra partide artık ikinci adam konumunda olan kimse yoktur. Çünkü genel sekreterlik, eski ge nel sekreterlik değildir, genel başkan yardımcılarından sonra gelen bir pozisyon. Örgütlerden sorumlu olan kişi, aslında ikinci adam değildir, belki 3., 4., 5. adamdır. 2. adam kendini halka çok sevdiren, halkta karşılığı olan adamdır. Bu MYK üyesi de olabilir, PM üyesi de, grup başkanvekili de olabilir, düz milletvekili de olabilir. Kişiyi partide önemlı kılan halkın iradesidir. Yoksa kişi, ben koltuğuma oturdum, artık 2. adamım, bu dönem bitti. MYK üyelerinin de bunu bilmesi lazım, PM üyelerinin de. Kimse kendini partinin ikinci adamı olarak görmesin. Halk ikinci adam yapıyorsa başımın üzerinde yeri vardır. Yoksa ben buraya oturdum, koltu ğum sağlam, değil. Hiç kimsenin koltuğu sağlam değildir. Halkta karşılığı varsa koltuğu sağlamdır, yoksa yoktur. Örgütlerden sorumlu olan işsiz: Ben örgüte bakıyorum, 2. adamım. Hayır değil, neden değil, artık atamayla örgüt belirlemiyoruz, bitti o. Seçimle geliyor artık. Burada örgütten sorumlu olan kişi, işsiz kişidir aslında, işi çok fazla değildir. Örgüt seçimle gelmiştir, işi bitmiştir. Eskiden seni görevden aldım, seni atadım, gençlik kollarını, kadın kollarını aldım, dolayısıyla örgütü elinde tutan kişi örgütün üzerinde baskı kuran kişiydi. Baskıyı kaldırıyoruz. Örgütte de demokrasi var artık. PM, il başkanları okusun: Bu söylediklerimi PM’de aynen anlatacağım, hazırlıklı olsunlar. Genel başkan ne düşünüyor diye okusunlar, örgütler de okusunlar, bilsinler. İl başkanının da halkta karşılığı olmalı. İl başkanı da halka güven vermeli, halka gitmeli, gezmeli, partinin ilkelerini anlatmalı. İl başkanlarına da söyledim. Kahvede oturuyorsunuz, AKP şunu yaptı, bunu yaptı, vatandaş diyor ki, ben onu zaten biliyorum, sen ne yapacaksın bana onu anlat. Halk bizden bizim neyi nasıl yapacağımızı bekliyor. Dünya kadar rapor yayınladık. Raporları önce örgütün okuması lazım. Sosyal demokrasi konusunda 10 önemli kitap. Bunu partili gençler okuyacak. Özet çıkaracak, konferans verecekler. Bunu yaparken de ben gidip dinleyeceğim onları. Tartışanları tutmam: Daha fazla çalışmak zorundayız. Daha fazla çalışmazsak parti içi kısır tartışmalarda yolumuza devam etme gibi bir süreç içinde kaybederiz. Bundan sonra hiç olmayacak. Kısır tartışmaların içine girenleri de kimse kusura bakmasın partide tutmayacağım. Ya oturacağız çalışacağız ya da çalışmayan geriye çekilecek, çalışanlar, üretenler, halka gidenler gelecek. Değişim, başkalaşım değil: Ben konuşmamda değişimi çağdaş uygarlık düzeyini yakalama ve aşma olarak koydum. Ana hedef budur. Değişimi başkalaşım olarak algılamak doğru değil. Gece yarısı uyarı: Kavgayı kesin UTKU ÇAKIRÖZER (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ANKARA 2 gün süren CHP kurultayında partililer, liderleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından daha çok, 60 kişiye inen yeni parti meclisine kimlerin gireceğini tartışmayı tercih etti. Delegelerin ve basının en fazla merak ettiği konu CHP’nin önümüzdeki yerel seçimleri nasıl kazanacağı sorusu değil, PM seçiminde Erdoğan Toprak ile Gürsel Tekin ikilisinden hangisinin birbirine daha fazla ‘çizik’ attıracağıydı. Dün Ali Ağabey (Sirmen) ve parlamento şefimiz Türey Köse ile makamında ziyaret ettiğimiz CHP lideri Kılıçdaroğlu da kurultayın böylesine ‘vatandaşı hiç ama hiç ilgilendirmeyecek’ bir tartışma ile gölgelenmesinden rahatsızdı. Rahatsızlığını tartışmanın iki tarafına da anlaşılır bir sertlik içinde aktardığını bizimle de paylaştı: “Dün akşam (önceki gün) her ikisini de yanıma çağırdım. Hem Gürsel Bey’e (Tekin) hem de Erdoğan Bey’e (Toprak) aynı uyarıyı yaptım. ‘Ben onu çizdim, o beni çizdi sözleri bizzat kendinize zarar veriyor. Ama her şeyden önce partimize zarar veriyor. Bu olmaz. Ayıptır. Bir araya gelip konuşun, derdinizi çözün’ dedim. Sadece kendi çıkarlarını değil, partinin ve en geniş anlamda ülkenin çıkarlarını düşünmeleri gerektiğini söyledim. ‘Bu ülkede bir sürü sorun var, siz onları bir kenara bırakıp sadece kendi koltuğunuzu düşünüyor görüntüsü veremezsiniz. Ben de buna izin veremem’ dedim” Acaba ikazı sonrasında Tekin ve Toprak bir araya gelerek geçici dahi olsa bir barış sağladılar mı? Kılıçdaroğlu, “Ben telkinde bulundum, tavsiyemi yaptım. Uyup uymadıklarını bilemiyorum” dedikten sonra şöyle devam etti: “Eğer uymazlarsa ikisi de kaybeder. Sadece koltuk için mücadele edenin bu partide yeri yoktur. Bu partinin temel ilkesi halka hizmettir. CHP gibi bir parti düşünceleri tartışmak varken bireysel tartışmaların içine giriyor. Zaten parti buradan kaybediyor. Eskiden de böyleydi hizipler vardı. Artık bunların bitmesi gerekiyor. Bir düşüncen vardır, tartışmaya açarsın saygı gösteririm. Ama ben nasıl koltuğumu muhafaza ederim, bu kaygıdan yola çıkarsanız partiye fayda getirmez.” Adayların tanıtımlarında renkli anlar yaşandı. Kimi gençleri kullanırken kimi tişört bastırdı. Bireysel tanıtımlar ilgi çekti. Kılıçdaroğlu’nun yeni troykası İLHAN TAŞCI Bu isimleri koruyun CHP lideri PM için 100 kişilik bir anahtar liste hazırladıktan sonra takdiri delegeye bıraktı. Sadece il başkanlarına sayıları 15 kişilik küçük bir liste de vererek bu isimler ile çalışmak istediği ricasını iletmiş. Listede örgüt tabanında yeterince tanınmayan ancak kendisinin birlikte çalışmak istediği teknokratların isimleri yazılı. Bunlar arasında Sencer Ayata ve Burhan Şenatalar gibi akademisyenler var. Şafak Pavey var. İş dünyasından ise Zafer İnşaat’ın sahiplerinden Müteahhitler Birliği Başkanvekili Necati Yağcı’nın korunmasını istemiş. Gürsel Tekin de bu isimler arasında. Örgütün ‘Genel başkan ile araları bozuk’ algısıyla Tekin’i liste dışı bırakmamalarını istemiş. Neden Recep Bey yok Eskiden ‘Recep Bey’ dediği Başbakan Tayyip Erdoğan’dan bir saatlik kurultay konuşmasında neden bir kez dahi bahsetmediğini de sorduk sohbetimiz sırasında. “Bilinçli bir tercihti” dedikten sonra şöyle yanıtladı CHP lideri: “Bu kurultayda amacım halka ne düşündüğümü anlatmaktı. Başbakan ile dar polemiklerin içine girersek buna fırsat kalmayacak, medya da o polemikleri alıp kullanacaktı. Buna fırsat vermek istemedim.” ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu parti meclisi (PM) için il başkanlarıyla birlikte 98 kişilik bir anahtar liste hazırlayıp bu sayıyı 60’a indirmeyi örgüte bırakınca “anahtarın anahtarı” listesi kavgaları yaşandı. PM listesi parti yönetiminde Denizli Milletvekili Adnan Keskin, İstanbul milletvekilleri Gürsel Tekin ve Erdoğan Toprak’ın ağırlıklı olacağını ortaya koydu. Kılıçdaroğlu önceki gün il başkanlarıyla yaptığı görüşmelerden sonra 60 kişilik PM için 98 kişilik bir anahtar liste hazırladı. Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’in sorularını yanıtlarken “100 kişilik PM listesi örgütün listesi. 100’ün içinden 60’ı hangisini seçerlerse seçsin örgüt parti meclisine dinamizm kazandıracağız. Örgütümüze güveniyorum” dedi. Birden fazla anahtar liste çıkmasını “doğal” bulduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Yüz kişilik listenizi delen olursa ne yaparsınız” sorusuna “Hiçbir sorunum olmaz o kişilerle. Örgüt istemiştir elbette çalışacağız” karşılığını verdi. Anahtar listesini yaparken eski Genel Başkan Deniz Baykal’ı aramayan Kılıçdaroğlu, grupta kalmak isteyen Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ile da hiçbir örgütün adını vermediği Binnaz Toprak’a da anahtar listesinde yer PM adayları değişik tanıtım şekilleri denedi. Bazı delegelere isim notları verildi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK BİLDİRİSİ vermedi. 98 kişilik anahtar listeyle ilgili çok sayıda “anahtarın anahtarı” listeleri dağıtıldı. 52 kişilik bu listelerden bazıları “Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun listesi” diye dağıtıldı. Ancak Kılıçdaroğlu başka bir anahtar listesi olmadığını açıkladı. Parti içindeki çeşitli kesimlerin listeleri arasında “çizme yarışı” yaşandı. Kılıçdaroğlu’nun aday gösterdiği 12 kişi arasından 8’i BYKP listesinden PM’ye girdi. 12 kişilik listede yer alan ve Baykal’a yakınlığı bilinen Nur Serter ise seçilemedi. Platform listesinden seçilen PM üyeleri ve aldıkları oylar şöyle: Metin Feyzioğlu (941), Oğuz Oyan (914), Hülya Güven (874), Sencer Ayata (864), Gaye Usluer ( 813), Burhan Şenatalar (752), Birgül Ayman Güler ( 750), Seyhan Erdoğdu (734). Kılıçdaroğlu’nun 98 kişilik anahtar listesinde yer alan bazı isimlerle ilgili dikkat çeken noktalar şöyle: MYK korundu, 36 milletvekili listede: Mevcut Merkez Yönetim Kurulu’nda yer alan 16 üye listede yer aldı. 135 milletvekilinden 36’sı listede yer aldı. Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini üstlenmesi bekleniyor. Eski MYK üyeleri listede: Gürsel Tekin ile Kılıçdaroğlu’nun daha önceki MYK’lerinde yer alan Haluk Koç, Umut Oran, Hurşit Güneş, Engin Altay, Sena Kaleli ile görevden alınan CHP Kadın Kolları Başkanı Zuhal Samlı da listede. Genç milletvekilleri: Şafak Pavey, Veli Ağbaba, Engin Altay, Bülent Tezcan, Kadir Gökmen Öğüt, Candan Yüceer listeye girdi. Sav temsili: Muhalif Ali Rıza Öztürk’ün yanı sıra Önder Sav’a yakınlığı bilinen Tekin Bingöl, Faruk Demir, Rıfat Nalbantoğlu da listede. Eski belediye başkanları: Murat Karayalçın, Gürbüz Çapan, Volkan Canalioğlu listede yer aldı. ‘Temiz’ işadamları: İşadamı Cemal Canpolat, Necati Yağcı, Metin Keskin, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük’ün eşi İstanbul Milletvekili Sedef Küçük ile Kıbrıslı işkadını İlay Aksoy’u listeye aldı. Listedeki kadınlar: Şavak Pavey, Gülsün Bilgehan, Gülseren Onanç, Berrin Delikçi, Nurgül Uçar, Yaşar Seyman, Elfin Tataroğlu, Seyhan Erdoğdu, Gaye Usluer. Sağlar, Ayaydın liste dışı: Kılıçdaroğlu’nun listede yer alacağını söylediği Fikri Sağlar, il başkanlarının tepkisi üzerine liste dışında kaldı. Aydın Ayaydın, İlhan Cihaner, Süheyl Batum da listeye giremedi. ‘Dinleme yapan kurumları TBMM denetlesin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin 34. Olağan Kurultayı’nda Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata başkanlığında 81 ilden birer temsilci tarafından hazırlanan ‘Demokrasi ve Özgürlük Bildirisi’ açıklanırken yasadışı telefon dinlemelerin önüne geçilmesi için tüm devlet kurumlarının TBMM’de belirlenecek bir komisyonda hesap vermesinin sağlanması gerektiği belirtildi. ‘Dinlemeleri TBMM denetlesin’ Parlamentonun denetim yetkilerini artırmak için TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu’nu kurulmalı ve başkanlığı ana muhalefet partisine verilmeli. Yasadışı dinleme gibi uygulamaların önüne geçilmesi için internet denetimi ve telefon dinlemeleri yapan tüm devlet kurumlarının TBMM’de belirlenecek bir komisyona hesap vermesinin sağlanmalı. Hukuka aykırı yoldan elde edilen deliller dava dosyalarından çıkarılmalı ve imha edilmeli. İnsan haklarına aykırı tutukluluk rejimine son verilmeli, keyfi tutuklu yargılamalar bitmeli. İnsan haklarına aykırı karar veren yargı mensuplarına karşı yargı bağımsızlığına halel getirmeyecek hesap verme mekanizmaları çalıştırılmalı. Terör suçlarının tanımı yeniden yapılmalı. Kürt meselesinin çözümünde temel yöntem toplumsal mutabakat olmalı ve TBMM gereken sorumluluğu üstlenmeli. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle