29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2012 PAZARTESİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 10 EKONOMİ Medya şirketleri ve reklam verenler dijital fırsatları artık iyi kavradılar ve dijital araçlarda konfor seviyesi arttı Dijital olan ayakta kalır wC’nin raporuna göre eğlence ve medya sektöründe dijitalin yeni standart hale gelmesi kaçınılmaz, aksi halde şirketler dijital kuşağın gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalacak P Yabancıya 10 Yılda 109 Milyar Dolar... Türkiye kapitalizmi yıllardır dış kaynakla, yani yabancı sermaye ile büyüyor. Yabancı sermaye geldikçe ekonomi genişliyor, yabancı kaynak girişi azalır ise küçülüyor, daralıyor, krize giriyor. Son küresel kriz konjonktüründe de bunu yaşadık. 2008 sonu ve 2009 ortalarına kadar yabancı kaynak çekilince ekonomi daraldı, krize girdi, 2009’un ikinci yarısında yabancılar dönmeye başlayınca ekonomi üst üste iki yıl ortalama yüzde 9’a yakın büyüdü. Bu yıl da yüzde 4 büyüme hedefi için gerekli yabancı kaynak girişinde, henüz pek bir sorun yok. Yabancı kaynak girişinde sorun yoksa, başta iktidar ve o kaynağa ihtiyacı olanlar, kendilerini pek başarılı görüyor, hatta yabancı girişini bir başarı öyküsü olarak yansıtıyorlar. İyi de yabancı “babasının hayrına” gelmiyor. İster doğrudan yabancı sermaye biçiminde, ister borsaya ve devlet borçlanma kâğıtlarına gelen sıcak para, isterse banka kredileri olarak gelen türden olsun, yabancı sermaye sonuçta, buradan bir kârkazanç sağlamak üzere geliyor ve kazandıklarını da ülkede bırakmayıp kendi ana firmasına götürüyor. Peki ne götürüyor? Daha doğrusu ne kazanıyor Türkiye’den? Bu sorunun yanıtı, her ay yayımlanan ödemeler dengesinde, “Gelir dengesi” alt başlığında var ve oradan her ay, giderek her yıl yabancıların kâr, faiz, maaşprim olarak kaç milyon, milyar dolar götürdüklerini anlayabiliyoruz. ??? Mesela, AKP iktidarlarında, 20022011 dönemine bakınca anlıyoruz ki, bu 10 yılda Türkiye’de çalışan sınıfın yarattığı değerden yabancılara 109 milyar dolar ödenmiş ve bu kaynak, ülkede kalmak, yeniden büyüme sağlamak yerine, yurtdışına, yabancı sermayenin ana firmasına, bankasına transfer edilmiş. Buna kısaca uğranılan “kan kaybı” da diyebilirsiniz… YABANCI YATIRIMCILARIN TRANSFERLERİ, Milyon $ 20022011 20082011 % Transferler 109.140 51.949 100 Kredi Faizi 58.610 26.550 53,7 Sıcak Para Kazancı 31.337 13.048 28,7 Kâr Transferi 18.252 11.719 16,7 MaaşPrim 941 632 0,9 Kaynak: TCMB, Ödemeler dengesi veri tabanı Türkiye hızlı büyüyecek 2011’de Türkiye’ de milyar doların üz 10 er ulaşan eğlence ve ine medya sektörünün 20 12 11.2 milyar dolara ’de ulaşması bekleniyor . Sektörün yıllık yüzde 9. 8 büyümeyle 2016’da 16 milyar dolara ulaş .1 ması öngörülüyor. ? İnternet erişim i alanında Türkiye dünyada en hızlı bü yüye ülkeler arasında n ol cak. 2011’de 3 ka attan fazla büyüyerek milyar dolarlık bü 4.6 yüklüğe ulaşan inte rn edişim piyasasını et n yıllık yüzde 5’lik bü meyle 2016’da 7. yü5m yar doları yakala ilması öngörülüyor. Dünya ekonomilerinde süregelen ekonomik belirsizliğe rağmen geçen yıl tablet ve akıllı cihazların küresel satışı rekor seviyelere ulaştı. Bu gelişmeler gün geçtikçe daha mobil hale gelen ve dünya ile bağlantısı artan tüketicilere yönelik içerik ve reklamların dijital ortamda sunulmasıyla sağlanacak gelir fırsatlarının arttığına işaret ediyor. PwC Küresel Eğlence ve Medya Sektörü’ne Bakış 20122016 Raporu’na göre eğlence ve medya şirketlerinin önündeki en büyük zorluk dijital stratejiler. Eğlence ve medya sektöründe dijitalin yeni standart hale gelmesi kaçınılmaz, aksi halde şirketler dijital kuşağın gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalacaklar. Raporda şu tespitlere yer verildi: Medya şirketleri, reklam ajansları ve reklam verenler dijital fırsatları artık iyi kavradılar ve dijital araçlarda konfor seviyesi arttı. Dijital ürünlerin ticari olarak gün geçtikçe daha ‘olağan’ hale gelmesi nedeniyle sektörde ‘dijital başlangıcın sonuna’ yaklaşıldı. Şirketler, dijital bir gelecek için kaynaklarını aktardılar; şimdi ise ürünleri, dağıtım ağı ve organizasyonlarında gerekli değişiklikleri yapmak için çaba sarf ediyorlar. Sektörün çeşitli segmentleri dijital gelişimin farklı safhalarını yaşıyorlar, ancak hepsi birden sürekli değişen tüketici taleplerini verimli ve kârlı biçimde karşılayabilmek için dijital araçları benimsemiş durumda. Dijital reklamcılık ve tüketici formatlarına yönelik küresel eğlence ve medya harcaması 2011’de yüzde 17.6 artarken dijital olmayan alanlara ilişkin harcama sadece yüzde 0.6 büyüdü. Toplam harcamada dijitalin payı 2011’deki yüzde 28’den 2016’da yüzde 37.5’e çıkacak ve dijital harcama 2016’ya kadar toplam eğlence ve medya harcaması artışında yüzde 67’lik paya sahip olacak. Online ve kablosuz video oyunlarına yönelik küresel harcama 2013 yılında konsol ve bilgisayar oyunları gelirlerini geçecek. Dijital harcama bakımından kilit bir itici güç olan mobil internet abonesi sayısı, gelecek beş yılda iki kattan fazla ar tarak 2.9 milyara ulaşacak. Hindistan dünyanın en hızlı büyüyen mobil internet piyasası olacak. 2016’ya kadar 24.5 milyar dolarlık küresel mobil internet reklamcılığı gelirleri yıllık yüzde 36.5’lik bileşik oranda büyüyecek bu da bu segmenti neredeyse sınıflandırılmış internet reklamcılığı piyasasının boyutuna ulaştıracak. Atos’tan Ordu’ya çağrı merkezi Avrupa’nın önde gelen IT şirketi Atos, Türkiye’de çağrı merkezi sektörünün de lider markası olma misyonunu sürdürüyor. Şirket, İstanbul ve Düzce’nin ardından yeni operasyon merkezini Ordu’da açtı. Operasyon merkezinin ilk müşterileri Avea ve Finansbank olacak. 4 milyon TL yatırımla hizmete giren Atos Ordu Operasyon Merkezi, ilk aşamada bölgede 600 kişiye istihdam sağlayacak. Atos Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Orhan Akbulut, “Pek çok firmaya 1500 çalışan ile çağrı merkezi hizmeti sunuyoruz” dedi. Fujifilm Türkiye’de Fujifilm Corporation, Türkiye’de dijital kamera, fotoğraf baskı ürünleri, medikal ve grafik sistemleri dağıtımcısı olan Filmat Dış Ticaret AŞ’nin tüm hisselerini satın aldı. Pazar ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlerin ve çözümlerin sunumunu desteklemeyi hedefleyen Fujifilm Dış Ticaret AŞ, 3 yıl içerisinde yüzde 100 büyüme, 2014’te ise yüzde 5 net kârla 100 milyon Avro’luk satış elde etmeyi planlıyor. Fujifilm Türkiye Başkanı Jun Higuchi, “Dijital kamera, fotoğraf baskı ürünleri, medikal ve grafik sistemlerinde hızlı bir büyümeyi gerçekleştirmek Türkiye’deki en önemli hedeflerimizden biri” dedi. Merkezin açılışı BTK Başkanı Tayfun Acarer (soldan), Atos CEO’su Akbulut ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla yapıldı. T.C. ERZURUM 5. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI SAYI: 2012/2395 Esas Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Erzurum İli, Palandöken İlçesi, Osmangazi Mahallesi, Kan Harkı Yenişehir mevkii, 4445 Ada, 2 Parselde kayıtlı, 165.00 m2 net kullanım alanlı, mesken nitelikli, 10/1040 arsa paylı, C Blok, 5 kat, 24 nolu bağımsız bölüm taşınmaz. TAŞINMAZLIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Satışa konu taşınmaz borçlu adına tam hisselidir. Satılacak taşınmaz meskenin bulunduğu yapı, 7 katlı yapının C Blok, 5. Kat. 24. Nolu bağımsız bölümü olup 165,00 m2 net kullanım alanına sahiptir. Taşınmaz 2 cepheli olup, 3 oda, 1 salon, mutfak, giriş holü, gece holü, iki adet balkon, banyo, duş, WC’den oluşmaktadır. Taşınmaz betonarme karkas yapı olup, kuru mahaller ahşap kaplama, ıslak mahaller seramik kaplıdır. İç mahal duvarları saten alçı üzeri saten boya, pencere doğramaları PVC camları 4x4 mm cam takılıdır. Isınması doğal kombili kalorifer sistemi ile yapılmaktadır. Taşınmazın şehir merkezinde oluşu, belediyenin tüm alt ve üst yapı hizmetlerinden faydalanıyor olması değerini artırmaktadır. Taşınmaz 3. sınıf B gurubu yapılar sınıfına girmektedir. Taşınmaz tapu kaydında taşınmazların mimari projelerinde tahribat yapıldığı, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, taşınmazlarda alım satım ve ipotek yapan lehtarlara bilgi verileceğinden bahsedilmiş ise de bilirkişi raporunda tapu kaydında belirtilen beyanda sözü edilen hususun taşınmazı ilgilendirmediği, çünkü taşınmaz fiili zemin ile tapu kaydı aynı daireyi gösterdiğinden şikâyet konusu olan diğer taşınmazlar ile ilgili olduğundan satışa konu taşınmaz ile ilgisi olmadığı belirtilmiştir. Detaylı bilirkişi raporu dosyasındadır. TAŞINMAZIN MUHAMMEN BEDELİ: 140,096,98 TL TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Dosyasındadır. SATIŞ SAATLERİ: Birinci artırma; 03.09.2012 tarihinde saat 15.0015.10 arasında İkinci artırma; 13.09.2012 tarihinde saat 15.0015.10 arasında SATIŞ YERİ: Erzurum Adliyesi, 5. İcra Müdürlüğü Koridoru, Erzurum SATIŞ ŞARTLARI: 1Erzurum 5. İcra Müdürlüğü Koridoru adresinde yapılacak olan 1. artırma ihalesi 03.09.2012 günü saat 15.0015.10 arası açık artırma suretiyle taşınmazın ihalesi yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla 13.09.2012 günü Erzurum 5. İcra Müdürlüğü Koridorunda, saat 15.0015.10 arası 2. artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pay akçesi, bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcıya istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, 1/2 tapu harcı ve masrafları ile birlikte, damga vergisi, %18 KDV ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, tellaliye resmi ve 1/2 tapu harcı satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) (irtifak hakkı sahipleri de dahildir.) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları Tapu Sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmez ise İİK’nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkese açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/2395 sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 6Satış ilanı ilgililerin tapu kaydında yazılı adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması halinde veya adresleri bilinemeyenler, tapuda adresi olmayanlar içinde iş bu satış ilanının İLANEN TEBLİGAT yerine kaim olacağı, (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. 02.07.2012 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 44483) Görünen o ki, Türkiye’den, son 10 yılda yarısı kredi faizi olmak üzere, yabancı kaynak sahipleri, yatırımcılar, 109 milyar dolar ya da yılda ortalama 11 milyar dolar götürmüşler. Dışa kanayan değerin yarısını bankalardan sağlanan kredilerin karşılığı olan “faiz gideri” oluşturuyor. Biliyoruz ki, Türkiye’nin dış borç stoku 318 milyar dolara ulaştı ve bunların üçte ikisi özel sektörün borçları, ağırlıkla da özel bankalardan sağlanmış borç. Kısa vadeli oranı yüzde 40’a doğru yaklaşıyor. Bu da faiz yükünün artması demek. Nitekim, son 10 yılda 59 milyar dolar, kredi faizi olarak yabancı finansörlere ödenmiş. İkinci “götürücü”, borsaya ve devletin borçlanma kâğıtlarına gelen sıcak para diye adlandırdığımız spekülatör, kısa vade sermaye yatırımcıları. Ödemeler dengesinden anlaşılıyor ki, sıcak para, son 10 yılda 31.3 milyar dolar transfer etmiş. Yani borsada hâkimiyet sağlayacak kadar kâğıda yatırım yapan buradan elde ettiği kârları, ayrıca devletin borçlanma kâğıtlarından elde ettiği faizi transfer etmiş. Başka bir deyişle, son 10 yılda kanayan sermayenin yüzde 53’ü kredi faizi, yüzde 29’i de sıcak para payı olarak “götürülmüş”… ??? Gelelim, doğrudan yabancı sermayeye… 2011 yılında 77 milyar dolara ulaşan cari açığı finanse etmek için ağırlıkla banka kredisi ve sıcak para kullanılırken, çok arzulanan doğrudan yabancı sermaye girişi istenen büyüklükte olmadı. Yabancı kaynak türleri içinde, “doğrudan yabancı sermaye” yani sanayiye, hizmet sektörüne gelen, elini taşın altına sokan yabancı kaynak girişi tercih edilir. Çünkü diğerleri, sadece kaynak getirir ama riski fazla paylaşmaz, daha baştan adı konmuş faizini alır ve canı isterse anaparasını da alır gider. Finanse ettiği yatırımın para kazanıp kazanmaması onu ilgilendirmez. Parasını kiraya vermiştir ve proje kâr etsin etmesin, kirasını (faizini) alır gider. Risk almaz, üretim yapmaz, istihdamı yoktur. Oysa doğrudan yabancı sermaye, faizcilerden farklı olarak, önce katma değer üretip büyüme sağlayıp kâr elde etmek zorundadır. Doğrudan yabancı sermayenin yükseldiği, azaldığı dönemler var. AKP iktidarı dönemine baktığımızda, arttığı dönemler, bol kepçe özelleştirmelerin olduğu zamanlarda yabancı sermayenin gelip şirketbanka alarak yatırımlarını artırdığını görüyoruz. Telekom’a, Tekel işletmelerine, Petkim’e gelen yabancı sermaye buna örnektir. 20062008 döneminde ortalama 1617 milyar doları bulan doğrudan yabancı sermaye, izleyen 3 yılda ortalama 8 milyar dolara düşmüştür. Ancak, önemli olan yabancı sermayenin kâr transferleridir. Yabancılar, elde ettikleri kârın istedikleri kısmını, patent, knowhow gibi teknoloji karşılıklarını ana firmalarına aktarmaktadırlar. 2006 öncesinde yılda 1 milyar doların altındaki yabancı sermaye kâr transferleri, izleyen yıllarda yıllık 3 milyar dolara yaklaşmıştır. Doğrudan yabancı sermayenin kâr transferleri, aynı yılın doğrudan yabancı sermaye girişlerine dönem dönem çok yaklaşırken, bazı dönemlerde azalmış, ancak AKP iktidarı olan 20022011 yıllarında ortalama yüzde 21’i bulmuştur. Başka bir ifadeyle, giren her 100 dolarlık yabancı sermayeye karşılık 21 dolar kâr olarak dışarı çıkarılmıştır. Bunun hiç de küçümsenecek bir oran olmadığı bilinmelidir. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle