22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER AKP Diyarbakır İl Kongresi Uludere ve Erdoğan’ın BDP ile geriliminin gölgesi altında toplanıyor Sorunu Yasakla Çözmek Tarihin son vandalizm örneklerinden biri olan 6 – 7 Eylül olaylarının ardından sıkıyönetim ilan edilip de Korgeneral Nurettin Aknoz, Sıkıyönetim Komutanı olur olmaz, kimseyi şaşırtmayan emrini vermişti: Olağan şüphelileri tıkın içeri! Olağan şüpheliler dediği de, solcu olarak fişlenmiş olanlardı; o zaman adı “komünist”e çıkmış kim varsa, yakalanıp tıkılıverdi içeri. Nurettin Aknoz’un gazeteler ve radyoda yayımlanan emirleri, hep şöyle biterdi: Yasakladım, kapattım! Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımızın hâlâ hatırladığım gırgırlarından biridir, “yasakladım”, “kapattım” sözcükleriyle biten bildirilerini taklit etmemiz. Aslında, sürekli yasaklama, tutuklama, içeri tıkma eylemleri, klasik asker kafasının bir ürünü olarak görülmeli ve yadırganmamalıydı. Oysa, o zaman olmadığı gibi, ne yazık ki, bugün bile öyle değil. “Yasakla, tutukla ve böylece sorunu çöz!” uygulamasında asker sivil farkı yok. Sivil kafa da asker kafa kadar yasakçı. ??? Kürtaj halen biraz da gündem değiştirmek amacıyla baş tartışma konusu oldu. Bu konuda TBMM’ye sevk edilen teklif, pratikte, kürtaj yasağı anlamını taşıyor. Aslında, her ne kadar dört haftaya kadarki gebeliklerde bazı şartların yerine gelmesiyle kürtaj yasaklanmıyorsa da, bu süre içinde gebeliğin kesin tespiti ve kürtajın pratikte imkânı olmadığı uzmanlar tarafından belirtildiğine göre, yasanın kürtaj yasağı yasası olarak okunması daha doğru olacaktır. Zaten basın da öyle yorumladı. Sivil yasakçı zihniyet ise getirdiği yasağı, şu kurnaz yöntemle savundu: Kürtajı “oldubitti”ye getirip serbest bırakan 12 Eylül’dü. Onu düzeltiyoruz şimdi. Kürtaj daha önce de belirttiğimiz gibi, çok yönlü olan, kadının bedeni üzerindeki özgürlüğünü de içeren, ama aynı zamanda onu da aşan bir sorundur. Eğer üzerinde yeterince tartışılmadan çıkarılan bir yasa ile düzenlenmişse, tartışılıp, düzeltilmelidir. Ama 12 Eylül düzenlemesi, 12 Eylül’den daha yasakçı bir zihniyetle düzeltilemez. Bunu yapmaya çalışmak, 32 yıl sonra, liderini yargılarken 12 Eylül yasakçı kafasını sürdürmek, askeri vesayetin yerine sivil vesayeti ikame etmek demektir. ??? Tam bu sırada patlak veren THY grevi ise, TBMM’nin yeni bir yasağı, az görülmüş bir ivedilikle yasalaştırmasına neden oldu. THY grevinin yolcular üzerinde etki yapması, yani amacına ulaşmaya başlaması, iktidarı hemen önlem almaya yöneltti. Önlem, THY’nin sorunları çözmeye çalışmak değil, THY’de grev yasağı yasasıydı. “Yasa” ile “yasak” sözcükleri bizde eşanlamlıdır, “yasa” denince “yasak getiren metin” anlaşılır. Bir konuda “Bu alanda yasa var” dediğinizde halk, haklı olarak, yasak var anlar. Oysa çağdaş toplumlarda yasalar yasak getirmekten çok, düzenleme yaparlar. Demokrasilerde, düzenlemenin temel hak ve özgürlüklere aykırı olmaması esastır. Ama bizde, yasakçı kafa egemen olduğundan çözüm için önerilen yol şudur: Yasakla, tutukla, tık içeri ve çöz sorunu! “Sallandıracaksın üç beş kişiyi bak bir daha oluyor mu?” zihniyetinden esinlenen 12 Eylül döneminde buna bir de asma eklenmişti. Evren yöntemi şöyle savunuyordu: Ne yani, asmayalım da besleyelim mi? Artık asmak yok; şimdi tutuklayıp çürütüyor ya da biber gazıyla tümden çözüyoruz. En gergin kongre ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, Uludere ile ilgili açıklamaları ve BDP’lilere yönelik suçlamalarıyla tırmanan gerilimin gölgesinde bugün Diyarbakır’a en gergin ziyaretini gerçekleştiriyor. Erdoğan’ın katılacağı AKP Diyarbakır İl Kongresi öncesinde parti binasına ve partililere yönelik saldırıların artması, AKP çevrelerinde “Erdoğan’a gelme mesajı veriliyor” şeklinde değerlendirildi. Bu nedenle kongrenin olağanüstü güvenlik önlemleri altında geçmesi bekleniyor. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ardından da Erdoğan’ın Uludere konusunda özür dilememesi, yaşamını kaybeden köylü ? Erdoğan’ın, Uludere olayıyla ilgili “özür dilensin” beklentisinin tersine öldürülen 34 köylüyü ve olayı gündemde tutan muhalefet ve medyayı suçlaması, BDP’ye yönelik ağır ifadeleri, Erdoğan’ın da katılacağı AKP Diyarbakır İl Kongresi öncesinde ‘gerilim’i arttırdı. leri de suçlaması, AKP’deki “Kürt sorununda sürpriz” beklentisinin yerini hayal kırıklığının almasına neden oldu. Erdoğan’ın BDP’lilere yönelik ağır suçlamaları ve BDP’den gelen yanıtlarla iki parti arasında ortaya çıkan yüksek gerilim ise Erdoğan’dan çözüme yönelik yeni mesajlar beklentisini iyice azalttı. Bu çerçevede AKP’de kongrenin “Uludere, BDP’yle yaşanan gerilim ve İçişleri Bakanı Şahin’in hâlâ görevde kalıyor olmasının gölgesi altında geçeceği” değerlendirmeleri yapılmaya başlandı. AKP’nin Diyarbakır kongresinin bir başka özelliğine daha vurgu yapılıyor. Erdoğan’ın, Uludere olayıyla ilgili bölgede parti ve hükümete karşı oluşan tepki ve BDP ile girdikleri gerginlik tablosunun yanı sıra Hizbullah’ın da partileşme kararı aldığı bir zamanlamada Diyarbakır’da olacağına da dikkat çekiliyor. AKP Diyarbakır İl Kongresi’nin bir başka önemli boyutunu da bir süredir bölgede ve Diyarbakır’da AKP ve AKP’lilere yönelik saldırılardaki artış oluşturuyor. Kongre tarihinin belirlenmesinden sonra Diyarbakır il teşkilatında görevli bir çalışanın öldürülmesi, bir ilçe başkanının kaçırılması, parti binalarının bombalanması ve en son iki gün önce Diyarbakır il binasına ses bombası atılması, kongre üzerindeki hassasiyeti arttırdı. “Saldırıların PKK tarafından gerçekleştirildiğini” kaydeden AKP yöneticileri arasında, “Bu saldırılarla aslında doğrudan hükümete ve Başbakan’a mesaj veriliyor. Başbakan’a gelme denilmek isteniyor” değerlendirmeleri yapıldı. ‘ANLAMSIZ ZİYARET’ BDP’liler protestoya hazırlanıyor MAHMUT ORAL 4 YARALI Polise mayınlı saldırı TUNCELİ (Cumhuriyet) BitlisDiyarbakır karayolu üzerindeki 20. kilometrede bulunan Buzlupınar mevkisinde dün saat 13.30 sıralarında zırhlı polis aracının geçişi sırasında yol kenarına döşenen mayın uzaktan kumandayla patlatıldı. Patlamada araç içerisinde bulunan 3 Özel Harekât polisi ile yol yapımının sürdüğü bölgede müteahhit firma çalışanı olduğu belirtilen 1 işçi yaralandı. Bitlis Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan yaralıların durumunun iyi olduğu bildirildi. Çayan Birben’in cenazesi Subaşı köyündeki evinin önünde yapılan törenin ardından toprağa verildi. DİYARBAKIR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün Diyarbakır’a yapacağı ziyaret öncesi tepkiler yükseldi. Erdoğan’ın “Her kürtaj bir Uludere’dir” sözlerine tepki gösteren Uludereliler, katliamın yapıldığı yere çadır kurarak olayı protesto edecek. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Protesto edin, tepkinizi ortaya koyun” çağrısı yaparken, DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ve ortak açıklama yapan 169 STK ise Erdoğan’ın gelişinin bir anlamı olmadığını söyledi. Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti öncesi tepkiler dinmiyor. Uludere katliamında yaşamını yitiren 34 kişinin aileleri, bugün katliamın yaşandığı bölgeye yürüyerek oturma eylemi yapacak. Köylüler, failler yargılanana kadar kurdukları çadırlarda eylemlerini sürdürecek. Erdoğan’ın “Her kürtaj bir Uludere’dir” sözünü anımsatarak “5 ay oldu, hâlâ olayın failleri ortaya çıkarılmadı. Bu bir kürtaj meselesi değildir. Burada hayatını kaybeden 34 kişi, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır. Bunlarla ilgili son günlerde televizyonlarda konuşulan sözleri hak etmiyoruz, hem aileleri olarak hem de yöre halkı olarak bunu kabul etmiyoruz” dedi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan’a sert tepki göstererek “Sen hem benim halkımı katledeceksin, cenazelerine hakaret edeceksin, tehdit edeceksin hem de gelip Diyarbakır meydanlarında bize sesleneceksin. Bunu protesto edin. Diyarbakır buna en iyi cevabı verebilmelidir. Yaptıklarının nelere yol açtığını görebilmelidir. (...) AKP’ye oy vermiş Kürtlerden rica ediyoruz. AKP faşizminin arkasında olmadığınızı, Roboski (Uludere) katliamında elinizin olmadığını gösterin” diye konuştu. DTK Eşbaşkanı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, “Başbakan’ın varsa bir çözüm programı, onu sunması gerekmektedir. Diyarbakır halkı, boş lakırdıların, cafcaflı nutukların alıcısı. Buradan sesleniyoruz, Diyarbakırlılar yeni anayasada Kürtlerin statün sorununu anayasal çözüme kavuşturularak Kürt sorununun demokratik çözümünün gerçekleşmesini istiyor. ‘Kürt sorununda giderek 12 Eylülleşiyorsunuz’ diyor Kürt halkı. Halkta ve kamuoyunda kentimize gelişiniz beklenti ve heyecan yaratmadığı gibi, bir anlam da ifade etmemektedir” dedi. 169 sivil toplum kuruluşu adına ortak bir açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı avukat Mehmet Emin Aktar da Erdoğan’a çağrıda bulunduklarını belirterek “Yaygın tutuklamalar, askeri operasyonlar, Uludere katliamı gibi olaylar ve zaman zaman izin ve bazı kabine üyelerinin kullandıkları üslup, Kürt toplumunda ciddi kırılmalara yol açmıştır. Tüm bu gelişmeler birlikte yaşama duygusunu zayıflatmakta, devlete olan güveni ciddi oranda zedelemektedir” diye konuştu. ‘Çayan’ı kasten öldürdüler’ ÖMER ŞAN Protesto edin 4 işçi kaçırıldı Tunceli’de dört işçi teröristlerce kaçırıldı. Tunceli merkeze bağlı Alacık köyünde jandarma karakolunun yapılacağı bölgede yol yapımında çalışan işçilerin yolu Tunceli’ye 12 kilometre uzaklıktaki Uzuntarla Köyü yakınlarında PKK’liler tarafından kesildi. Anayoldan yaklaşık 1.5 kilometre uzaklıktaki Samanlı mezrasına kadar götürülen operatörlerin ve işçilerin araçları Samanlı mezrası yakınlarında ateşe verildi. Dört işçi teröristlerce kaçırılırken, bir işçi serbest bırakıldı. Bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatıldı. Siirt’in Pervari ilçesinde bir şantiyeyi basan teröristler, üç iş makinesi ile işçilerin kaldığı barakaları ateşe vererek kaçtı. RİZE Yalova’da polisin sıktığı biber gazı nedeniyle yaşamını yitiren 31 yaşındaki Çayan Birben, dün gözyaşları arasında memleketi Rize’de toprağa verildi. Ailenin avukatı Melike Korkmaz, otopside çıkmaması için fazla oksijen verilerek Birben’in ciğerlerinin temizlendiğini belirtti. Baba Ahmet Birben, “Bunlar bu davayı kapatmaya çalışacaklar ama bu dava hiçbir zaman kapanmayacak” dedi. Anne Yücel Birben ise “Anan yandı, oğlum seni benden aldılar” diye gözyaşı döktü. Çayan Birben’in cenazesi otopsinin ardından uçakla Trabzon’a oradan da ambulansla Rize’nin Pazar ilçesi Subaşı köyündeki evine getirildi. Evin önüne Çayan Birben’in fotoğrafının yer aldığı “Yanındayız” ve “Hesap sorulacak Çayan’ım” pankartları asıldı. Cenazeye ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, akrabası Ergenekon davası tutuklu sanığı CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın yeğenleri, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, CHP Rize İl Başkanı Mehmet Aslankaya ile Çayan Birben’in amcasının oğlu Karadenizli sanatçı Gökhan Birben ile Hopa ve Rize’den gelen çok sayıda kişi katıldı. Birben’in babası Ahmet Birben, “Hastaneye gittiğinde zaten ölmüştü. Orada doktorlar verilen oksijenle gazı temizlemeye çalışıyor. Ama otopsi raporlarında bu ortaya çıkacaktır. Benim çocuğum iki polisin yüzünden kasıtlı bir şekilde gitmiştir. Biz davacıyız” dedi. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da “ Yalova Emniyeti kasten adam öldürdü” dedi. Bir anlam ifade etmiyor Sempozyumda panik BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, yerel yönetimler sempozyumunda verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlarken arkasında yere bırakılan bir Kalaşnikof mermisi bulundu. Panik yaratan merminin Diyarbakır’da yerel yayın yapan Kanal 21 televizyonu kameramanı Faruk Yarış’ın çantasından düştüğü belirlendi. Yarış’ın mermiyi çantasında hatıra olarak taşıdığı ve merminin düştüğünü sonradan fark ettiğini ve televizyon yöneticilerinin Demirtaş’a giderek durumu anlattıkları öğrenildi. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i, “devlet malı İdris Naim Şahin” olarak nitelendiren Demirtaş, “Roboski’nin (Uludere) hesabını sorana kadar konuşmaya devam edeceğiz. İçeri mi atar, soruşturma mı açar, kendisi bilir. Hiçbir şey yapamazsak onurumuz ile ölürüz. Erdoğan, ‘Kürt sorunu bitmiştir’ dedi. ‘BDP ile müzakere ederiz’ derken, bizler ile neyi konuşacaksın? (...) Müzakere zeminini hazırlayın, hangi zaman müzakereden kaçtık” diye konuştu. (MAHMUT ORAL) ‘PKK sivillere saldırabilir’ ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri Valiliği, yapılan operasyonlarda PKK’ye büyük darbe vurulduğunu ve örgütte panik yaşandığını belirterek, PKK’nin sivilleri hedef alan eylemlere yönelebileceğini açıkladı. Açıklamada, “Terör örgütü üst düzey yöneticilerince örgüt mensuplarına, siyasi parti yöneticilerine, köy korucularına, öğretmenlere, mülki ve adli görevlilere ve vatandaşlara yönelik suikast, kaçırma, tehdit tarzında eylemler yapılması yönünde talimatlar verilmektedir” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle