25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZİRAN 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 9 İstanbul Tabip Odası, aile hekimliğinde büyük sorunlar yaşandığını belirtti ‘Halka ceza verildi’ HİPERTANSİYON ŞULE KÖKTÜRK Çılgınca Büyüyen Kent Haberi okuyunca biraz şaşırdım. Çünkü başlık şöyle: “İstanbul’da trafik çilesi başlıyor”. Ne zaman bitti ki, başlasın? Okulların kapanmasıyla birlikte trafiğin azalacağını düşünen çoktu. Ama tam tersi oldu. İstanbul ilginç bir kent. Dünyanın büyük metropollerinde iş saatlerinde yoğun trafik alışılmış bir durum. Ama saat öğlenden sonra iki, üç gibi trafik çilesi pek rastlanan bir şey değil. Hele hafta sonları, büyük kentlerde herkes kent dışına çıktığı için şehrin içinde pek fazla trafik olmaz. Hatta birçok büyük kentte pazar günleri hiç trafik olmaz. Bizdeyse tam tersi. Hafta sonları trafik iş saatlerinden bile beter hale geliyor. ??? Trafiğin azalması için yeni metro hatları, metrobüsler, yeni yollar, tüneller açılıyor. Yeni köprü projeleri gündemde. Ama trafik bu önlemler sayesinde iyiye gideceğine kötüye gidiyor. Şimdi yaz aylarında Haliç ve Boğaz köprülerinde yenileme çalışmaları başlıyormuş. Bu nedenle de trafiğin iyice artması bekleniyormuş. Yaz aylarında normale dönmesi beklenen trafik daha da beter hale gelecek demek bu. Zaten İstanbul’da yaz aylarında trafik azalmıyor. Azalmak bir yana, gece yarısı bile trafik tıkanıyor. Yalnızca belli semtlerde değil, her yerde durum böyle. ??? Kentin her yerinde yeni siteler, gökdelenler, alışveriş merkezleri, iş hanları yapılıyor. Bunların yapıldığı yerlerde park sorunu çözülmüş değil. Yeni yollar, tüneller yapılsa da trafiği kitleyen ana merkezlerde bir değişiklik yok. Aksine, yeni yollardan daha çok araç kilit noktalarında birikiyor ve daha beter bir trafik yaşanıyor. Bir yandan deprem tehlikesi tartışılıp uzmanlar ciddi uyarılarda bulunurken giderek artan araç sayısıyla birlikte İstanbul çılgınca bir yoğunluk içinde yaşıyor. Dünyanın en önemli, en güzel metropollerinden biri olmanın eşiğindeki İstanbul, son yıllarda biçim değiştiriyor. Ama bu değişim altyapısıyla, otopark sorunuyla, ulaşım sorunuyla ciddi birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Uzak banliyöleri bile kendi başına birer kent haline gelen İstanbul’un ulaşım sorunu, altyapısı, çılgınca büyüyen inşaat sektörüyle çözülemeyecek bir kördüğüme dönüşüyor. Sigara ve tuz riski arttırıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye’de 18 yaş üzeri her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu, hipertansiyonu olan kişilerin yalnızca yüzde 40’ının hastalığının farkında olduğu belirtildi. Uzmanlar, hipertansiyon takibinde düzenli ölçüm yapılmasının önemine dikkat çekerek, “Hipertansiyon tanısı koymak, takip ve tedavisini doğru yapabilmek için öncelikle kan basıncının doğru cihazla ve doğru yöntemle ölçülmesi gerekir” dediler. Hipertansiyonun önlenmesine yönelik bilinçlendirme projesi kapsamında Novartis, Türkiye’de 18 ilde toplantılar düzenliyor. Prof. Dr. Saide Aytekin, ülkemizde yaklaşık 18.5 milyon insanın yüksek tansiyon hastası olduğunu belirterek, “Her 4 ölümden biri ancak hipertansiyonun kontrol edilmesiyle önlenebilmektedir” dedi. Türkiye’de her 3 kişiden birinin tansiyonunu hiç ölçtürmediğini anımsatan Aytekin, “Hipertansiyon tedavisi için kan basıncını düşürmenin ötesinde, böbrek rahatsızlığı, kalp krizi, kalp yetmezliği, diyabet gibi hipertansiyona eşlik eden diğer hastalıkların da mutlaka göz önünde bulundurulması gerekiyor. Hastalığın risk faktörleri ise sigara, obezite, yaşlılık, tuz tüketimi ve strestir” diye konuştu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı’na bağlı Academic Hospital Genel Direktörü ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hakan Tezcan ise ideal kan basıncının 120/80 mmHg olduğunu, klinik ölçümlerde 140/90, evde ölçümlerde ise 135/85 mmHg üzerindeki değerlerin hipertansiyon olarak kabul edildiğini söyledi. Prof. Dr. Saide Aytekin İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fethi Bozçalı, İstanbul’da 2010 yılı Kasım ayından bu yana uygulanan aile hekimliği sisteminde çok sayıda sorun yaşandığını belirterek, “Aile hekimliği halka verilmiş en büyük ceza. Bunun yansımalarını bugün hemen göremeyiz ama olumsuz sonuçlar 510 yıl sonra karşımıza çıkacak” dedi. Türkiye’de, önce Düzce’de pilot uygulamaya başlanan ve 2010 yılı kasım ayında yürürlüğe konulan aile hekimliği uygulaması ağır aksak devam ediyor. Bugün Türkiye genelinde 21 bin 183 aile hekimi ve 6 bin 330 aile sağlığı merkezi bulunuyor. İstanbul 3 bin 524 sayısı ile en çok aile hekimini bünyesinde barındıran il olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul’da Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği, ancak yerine aile hekimi bulunamayan 28 pozisyon yer alıyor. Aile hekimliği uzmanı sayısının Türkiye’de azlığı nedeniyle aile hekimliği mekezlerinde daha çok pratisyen hekimler görev alıyor. Aile hekimliğine ilişkin sorularımızı yanıtlayan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fethi Bozçalı, bugün hekimlerin uygulama esnasında yaşa beraberinde getirdiğini belirterek, “Esas olumsuzluklar 510 yıl sonra karşımıza çıkacak” dedi. dıkları en önemli sorunun iş kaygısı olduğunu belirterek, bakanlıkla 2 yıllık sözleşme yapan aile hekiminin 100 ceza puanına ulaşması durumunda sözleşmesinin otomatik olarak feshedildiğini söyledi. “İlaç firmasının kalemini bulundurmanın cezası 5 puan, işe izinsiz gelme’nin cezası 50 puan” gibi ceza puanlarını anımsatan Bozçalı, yılda 2 kez zorunlu denetleme yapıldığını, bu ceza puanlarının tam anlamıyla kullanıl ile hekimliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul A Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fethi Bozçalı, sistemin hem sağlık emekçisi hem de hasta açısından büyük sorunları muayene ediyorsunuz?’ diyor” ifadelerini kullandı. Bozçalı, son 4 yılda diyabet hastalığının yüzde 7’den 13’e, yüksek tansiyonun da yüzde 3’ten 7’ye çıktığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bunun nedeni 1. basamağın yeterince işlememesi. Hekim o kadar çok hastaya bakıyor ve hastasına o kadar az vakit ayırıyor ki, hastası ile iletişim kurup, yaşam değişikliği ile çözülebilecek sorunları sadece ilaçla çözmeye çalışıyorlar. Bu hastalıklarda özellikle hekimin telkini, yönlendirmesi çok önemli, etkili oluyor, ancak hasta hekimi ile tam iletişim kuramadığı ve ilaca yönelindiği için bu hastalıklarda hem artış görülüyor hem de ilaçla tedavi edilmeye çalışılıyor.” ‘Hekimler risk altında’ Dr. Bozçalı, bakanlığın aile hekimliği sisteminin gelmesi durumunda, 2. basamağın rahatlayacağını söylediğini, ancak ikinci basamakta acillerde adeta hasta patlaması olduğunu söyledi. ASM’lerin hekime yönelik şiddet açısından da çok uygun yerler olduğuna dikkat çeken Bozçalı, “Hastanelerde güvenlik var ancak ASM’lerde bir saldırı durumunda çalışanları koruyacak kimse yok” dedi. madığını ama suiistimale çok müsait olduğunu söyledi. “Ellerinde bir havuç ve sopa tehdit ediyorlar” diyen Bozçalı, bu ceza puanlarına ulaşan 3 hekimin olduğunu ifade etti. Performans sisteminin mesleki bağımsızlığı zedelediğini vurgulayan Bozçalı, hastanın inisiyatifi daha çok elinde bulundurmak istediğini anlattı. Bozçalı, “Hekime güven azalmış, hasta ilaç yazdırmaya geliyor, muayene ettiğiniz zaman ‘Beni niye Yeterli organ bağışı olmaması nedeniyle hastalar yaşamını yitiriyor Binlerce kişi nakil bekliyor SİBEL BAHÇETEPE Enfeksiyon riskine dikkat İstanbul Haber Servisi Hekimler, tıbbi açıdan yetersiz, hijyenik olmayan ortamlarda yapılan saç ekiminin hastaların sağlığını riske attığını belirterek “Bu tür ortamlarda yapılan saç ekimi operasyonlarından sonra enfeksiyon kapma riski oldukça fazla. Ayrıca ehil olmayan ellerde yapılan saç ekiminde doğal yön verilemiyor, saç telleri dik çıkabiliyor. Saç ekimi, hastane ortamında doktor kontrolünde, uzman ekip tarafından yapılmalı” dediler. Özel Avicenna Esenler Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Evren Helvacı, “Operasyon sonrası 1 ay boyunca, başı bir yere çarpmamalıyız. Hastanedeki ilk yıkamadan sonra takılan ter bandı en az 2 gün hiç çıkarılmamalı. Operasyon sonrası 1 ay boyunca deniz, havuz, sauna, solaryum enfeksiyon oluşturabilme riski nedeniyle yasaktır.” Ülkemizde organ bekleyen hasta sayısı her geçen gün artıyor. Buna karşın organ bağışının yeterli olmaması birçok hastanın makinelere bağlı yaşamasına, hatta ölümüne neden oluyor. Türkiye’nin organ nakli konusunda uzman ve altyapı açısından iyi olduğu ancak bağışların yeterli miktarda olmadığına dikkat çeken hekimler, ülkemizde daha çok kadavradan nakil yapıldığını, canlı donör nakillerinin artması gerektiğini belirterek “Böbrek ya da karaciğer hastaları, canlı vericiden organ alabilirker. Kalp, akciğer, ince bağırsak gibi organlarda canlı vericiden organ nakli olması mümkün değil. Bu nedenle kadavradan bağışların yapılması mutlaka artmalı. Bu bilincin oluşturulmasında devlet politikası, eğitim ve medyanın desteği çok önemlidir” dediler. Türkiye’deki verilere göre ülkemizde 70 bine yakın kronik böbrek yetmezliği sorunu yaşayan hasta bulunuyor. 20 bine yakın kişi böbrek, 1778 kişi karaciğer, 277 kişi kalp, 213 kişi pankreas, 17 kişi akciğer ve 2 kişi de ince bağırsak bekliyor. Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi ve Hepatopankreatikobiliyer Cerrahi Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, dünyada ve Türkiye’de organ bekleyen hasta sayısının giderek arttığını, ancak organ bağış oranlarının çok düşük olduğunu söy ledi. Karakayalı “Organ bekleme listesinde bekleyen hastalar yaşamını yitiriyor. Bu sorun mutlaka çözülmelidir” dedi. Yaklaşık 70 bin hastanın son dönem böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize girdiğini, her yıl bu rakamlara yüzde 10 kadar yeni hasta eklendiğini anımsatan Karakayalı, 2015’te bu rakamların 100 binleri bulmasının tahmin edildiğini ifade etti. SÜT KEMİKLERİ KORUYOR İstanbul Haber ServisiKalsiyum, protein, A, B, D, E vitaminleri bakımından zengin olan süt ve süt ürünlerinin özellikle büyümede ve kemik sağlığının korunmasında çok önemli olduğu belirtildi. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Nazlı, “Büyüme için yeterli miktarda D vitamini ve kalsiyum ihtiyacının karşılanması gerekir. Beslenmede kalsiyum eksikliği çocuklarda ‘raşitizm’, yetişkinlerde ise osteomalasi adı verilen kemiklerde şekil bozuklukları ile karakterize hastalıklara neden olur” dedi. Kışlalı toprağa verildi Aracına konan bombayla katledilen yazarımız Ahmet Taner Kışlalı’nın ağabeyi, gazeteciyazar Mehmet Ali Kışlalı’nın kardeşi Mahmut Tankut Kışlalı, Cinnah Caddesi’nde hızla seyreden bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Kışlalı için dün Kocatepe Camisi’nde tören düzenlendi. Törene, Kışlalı’nın eşi Tülay Kışlalı, kızı Damla Kışlalı, Ahmet Taner Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı ile yeğenleri, Murat, Orhan, Nilhan, Dolunay ve Altınay Kışlalı, ağabeyi Mehmet Ali Kışlalı ile eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, gazeteciyazar Hıncal Uluç, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu çalışanları katıldı. Kışlalı’nın cenazesi Kocatepe Camisi’nde düzenlenen törenin ardından Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. SAÇ EKİMİ Çanakkale’yi yasa boğan kaza ? ÇANAKKALE(Cumhuriyet) Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde, çift kabin kamyonet, genişletme çalışmaları yapılan yolda mıcıra kapılıp kontrolden çıkarak takla attı. Kazada, Bayramiç Belediye Meclis üyesi CHP’li Reşit Tümer, AKP’li Meclis üyesi Mehmet Özer ve işadamı Hidayet Bayındır (56) yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Televizyonlarda sağlıkla ilgili çok ilginç çok çarpıcı haber ve bildirilere tanık oluyoruz. Birçok kanalda arzı endam eden bir hekim, bir grup hasta ile stüdyoda buluşuyor ve milyonlara hitap ederek hemen bütün hastalıkların organlardaki damar tıkanmasından ileri geldiğini ve hazırladığı ilacın bu tıkanmaları açarak, bir değil, birkaç hastalığı birden iyileştirdiğini ileri sürüyor. Stüdyodaki hastaların her biri de ayağa kalkarak gerçekten yıllardan beri çeşitli hastalıklardan mustarip olduklarını ve karşılarındaki doktorun ilaçları ile tamamen düzeldiklerini anlatıyorlar. Programa telefonla ulaşanlar da 78 hastalık sayarak bunların hepsinin bu ünlü doktorun ilaçları ile iyileştiğini ve doktora duydukları minnettarlığı belirtiyorlar. Harika bir şey. Ancak verilen telefonları arayıp doktoru size teşhis koyması için görmek istediğinizi söylerseniz, bu mümkün değil. İlacın parasını göndereceksiniz, ilaç adresinize gelecek, Güncel Sağlık Haberleri nasıl olsa bütün hastalıklar bu mucize ilaçla düzeliyor, o halde doktorun sizi görmesine, muayene etmesine lüzum yok. Doktor bey halk için, halka bu mucize ilacını duyurabilmek için büyük bir özveri ile TV’lere büyük paralar ödüyor. Halkın iyiliği için. E artık siz de bu fedakârlık karşısında onun ilacını herhalde tereddütsüz satın alacaksınız. Mükemmel bir alışveriş. Soruşturunca yetkililerden denetim mekanizmalarının bir türlü etkili olamadığı cevabını alıyorum. Şimdi bir müjde daha var: York Testi. Efendim insanların metabolizmaları çok ama çok farklı. Bu nedenle gıdalar için şu iyidir, yararlıdır, şu kötüdür demek hiç doğru değil. Size sayıyorlar; şu sebzeler şu meyveler, salatalar, soğan, sarımsak, dereotu, brokoli iyidir, bunlar antioksidandır diye. Bu bilgiler çok yanlış, masum zannettiğiniz gıdalar sizin için çok zararlı olabilir. Mesela süt, mesela yoğurt, mesela çay, buğday ekmeği, domates sizdeki sabah yorgunluğunun, depresyonun nedeni olabilir. Bunu ancak York Testi ile anlayabilirsiniz. İnsanların metabolizması birbirinden çok farklı. Sizin için hangi gıdaların uygun olduğu, hangi gıdalar için kırmızı çizgi çekeceğiniz ancak bu York Testi ile anlaşılabilir. Sadece biraz kan vereceksiniz ve 2 hafta sürecek bir inceleme yapılacak ve böylece sağlıklı bir beslenme programına sahip olabileceksiniz. E birkaç yüz lira da ödemekten çekinmeyeceksiniz artık. Görüyorsunuz, alacağınız gıdalarla ilgili, sizler için hazırlanmış çeşitli kitaplardan sonra bu defa böyle kurtarıcı bir test var. Bir devrim coskunoz@superonline.com C MY B C MY B gibi. Her insan sağlıklı yaşayabilmek için bu testten geçecek. Yoksa yorgunluktan, depresyondan, türlü çeşitli şikâyetlerden kurtulamazsınız. Ne dersiniz, biraz masraf etmeye değer değil mi? Bir de ülkemizin çok ünlü ve medyatik bir hekimi, yine sizin sağlıklı yaşamanız için Bellona yataklarını tavsiye ediyor. Onu da ihmal etmemelisiniz. Aynı ünlü doktor her gün iki litre su içmenizi de salık veriyor. Bu tavsiyeye de mutlaka uymalısınız. Çok ünlü ve deneyimli bir hekimin önerisi bu, ihmal edemezsiniz. Son bir müjde daha: Prof. unvanlı Maranki bu defa Hürriyet gazetesinde, doğa eczanesinden şifa dağıtacak. Depresyon, kilo, şeker hepsine çare var. Ama doğa ile York Testi arasında çelişkiler ortaya çıkarsa onu bilemeyiz. Yaşasın ileri demokrasi düzeni. Sağlıklı günler ve serinlikler içinde bir yaz diliyorum. ‘Lan’ın cezası 1750 lira ? RİZE (Cumhuriyet) Rize’de cep telefonu tamiri yüzünden tartıştığı müşterisine “Vermiyorum lan” diyen işyeri sahibi Maksut Terzi, Rize Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “alenen hakaret” suçundan 1750 TL para cezasına çaptırıldı. Mahkeme, hükmün geriye bırakılmasını ve Terzi’nin 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasını kararlaştırdı. On Numara devretti ? ANKARA (AA) “On Numara”da numaralar “10, 14, 15, 20, 22, 26, 32, 34, 39, 44, 45, 49, 53, 54, 57, 58, 64, 66, 70, 74, 75 ve 76” olarak belirlenirken 10 bilen çıkmayınca 209 bin 950 lira 90 kuruş haftaya devretti. Çekilişte 9 bilenler 1944 lira 40’ar kuruş, 8 bilenler 97 lira 10’ar kuruş, 7 bilenler 18 lira 80’er kuruş, 6 bilenler 3 lira 25’er kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler ise 2 lira 20’şer kuruş ikramiye kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle