25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZİRAN 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 İSTANBUL (AA) İzmir 4. İdare Mahkemesi, okuduğu okulun otomatik kapısına sıkışarak 17 yaşında hayatını kaybeden Anıl Erden’in ailesine, yasal faiziyle birlikte, 204 bin 810 lira 44 kuruş tazminat ödenmesine hükmetti. İzmir 4. İdare Mahkemesi, Bornova’daki Seyit Şanlı Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde, 2 yıl önce feci şekilde can veren Anıl Erden’in ailesinin, Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasına ilişkin kararını verdi. Kararda, Anıl Erden’in sürgülü kapıya sıkışarak ölümüne yol açan kazanın, “kapıdaki güvenlikten sorumlu olan personelin işten çıkarılması, kapının nöbetçi iki öğrenciye bırakılması, kapıda teknik arızalar bulunması, nöbetçi öğretmenlerin bulunmaması, açık olması gereken yaya giriş kapısının kilitli olması ve anahtarının nöbetçi öğrencilerde bulunmaması” gibi eksiklikler sonucu meydana geldiği belirtilerek idarenin “ağır hizmet kusuru” bulunduğu sonucuna varıldığı bildirdi. Mahkeme, okul müdürü Hüseyin Toptaş hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası vermiş, bu cezayı para cezasına çevirmişti. Acılı aileye 204 bin lira tazminat FSM ve Haliç köprüleri ile Ayamama Deresi’ndeki çalışmalar İstanbul trafiğini kilitledi Çile başladı Vali Mutlu özür diledi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, yurttaşların toplu taşıma araçlarına yönelmesinin yaşanan sıkıntıyı hafifletebileceğini belirtirken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, çalışmaların neden olduğu trafik yoğunluğu için İstanbullulardan özür diledi. Sürücüler yol durumu hakkında her türlü bilgiye kgmistanbulyol.com veya facebook.com/KGMIstanbulYol adresinden ulaşabilecek. Yurttaşlar, acil durumlarda ise 159 numaralı telefondan bilgi alabilecek. Kendi Yarattığı Sorunlarla Boğuşan Bir İktidar! AKP iktidarı güçlü, çok güçlü, mutlak güçlü: Meclis, Devlet, Hükümet, Medya, tam denetiminde… Bir gecede, istediği bütün yasaları, gerekirse çok farklı düzenlemeleri bile torba içine atıp çıkarıyor… Yetmiyor, Kanun Hükmünde Kararname yetkisi alıyor… Meclis’i toplamadan kararnamelerle yasa çıkarıyor… Yetmezse referanduma gidiyor… Muhalefeti, kamuoyunu, sendikaları, meslek ve sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri dinlemiyor… Kendi içinde bile tartışma yapmıyor… Tek bir gecikme, tereddüt, çatlak ses yok… Yıldırım hızı… Ve yıldırım gücü! (iki anlamda da!) ??? Lider her şeye egemen: Kimler milletvekili olacak, kimler nerelere atanacak… Hükümette, Devlette, Meclis’te hangi kararlar alınacak… Hangi konular kamuoyunda tartışılacak… Televizyonlar, gazeteler ne yayımlayacak, kimler ne yazacak, ne söyleyecek… Toplum, siyasetten, yargıya, güvenlikten sağlığa, eğitimden aile planlamasına, nasıl düzenlenecek… İnsanlar nasıl giyinecek, nasıl yaşayacak, ne yiyecek, ne içecek, nasıl doğuracak… Her şeye “O” karar veriyor! ??? Birikimsiz, denetimsiz ve en önemlisi fevri: Demokratik bir iktidarın olamayacağı kadar duygusal, öfkeli, tepkili… Kararlar, politikalar, söylemler çok çabuk değişiyor… Dış politikada dostluklar düşmanlıklara, iç politikada, açılımlar, baskılara dönüşüyor… Kararlar, hazırlıksız, hızla, tepkiyle alınıyor… Ne sonuçlar vereceği, ne gibi yeni sorunlar yaratacağı düşünülmüyor... Bir sorunu halletmeye çalışırken, hem sorun çözülemiyor hem de yeni sorunlar üretiliyor… Sonra da yeni sorunları çözmek için gereksiz yere zaman ve enerji harcanıyor, yeni kavgalara girişiliyor! ??? Aslında kürtajdan eğitime, güvenlikten medyaya kadar örnek pek çok, ama bugün sadece iki sorun üzerinde durmak istiyorum: Birincisi Özel Yetkili Mahkemeler. (Son durum için dünkü Milliyet’e, Semih İdiz’in yazısına bakınız.) İkincisi Cumhurbaşkanlığı seçimi. (Son çözümlemeler için dünkü Hürriyet’e Taha Akyol’un ve Cumhuriyet’e Orhan Bursalı’nın yazılarına bakınız.) Her iki sorunu da kendi yarattı, şimdi işin içinden nasıl çıkacağını bilemiyor! ??? Özel yetkili mahkemelerin yapılarını, işleyişlerini, yasalarla, referandumla, yeni oluşturduğu HSYK ile, kendisi belirledi. Ama bu mahkemeler adalet mercii olmaktan çok, adaletsizliklerin kaynağı oldu… Şikâyetler ayyuka çıktı… Haksızlıklar, hukuksuzluklar, ülke sınırlarını aştı, uluslararası kamuoyunda, AKP iktidarına destek veren çevrelerde dahi eleştiriler başladı… Sonunda, döndü dolaştı, kendisine de dokundu… Bu yüzden müttefiki Gülen Cemaati ile bile arası açıldı… Şimdi kendisi de şikâyet ediyor… Yeni yasal düzenlemeler gündemde… Ama nasıl yapacağını bilemiyor… Nur topu gibi yeni bir sorun doğurdu! ??? Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Meclis’te zorluk çıkınca, istediğini istediği zamanda yaptıramayınca, referanduma gitti, halkın doğrudan seçtiği bir cumhurbaşkanlığı yarattı… Parlamenter rejimi zedeledi ve üstelik uygulamanın işleyişini de askıda bıraktı… Sonunda Anayasa Mahkemesi kararıyla ortalık iyice karıştı… Kimin ne zaman, ne yapacağı, kimin nereye, nasıl aday olacağı belli değil… Ve bu arada bir de “kişiye özel” başkanlık rejimi tartışması başlattı… Ortalık iyice toz duman oldu… Şimdi bu işin içinden nasıl çıkacağını düşünüyor! ??? Mutlak iktidar denetimsiz güç, demokrasi kültürü eksikliğiyle birleşiyor: Kaba kuvvet egemen oluyor… Zora dayalı yöntemlerle rejim yürümüyor; demokrasi, diktatörlüğe dönüşüyor… Sorun çözeyim derken sorun yaratıyor… Yeni yarattığı sorunların altında kendisi de bütün ülke de eziliyor! Not: Ahmet Taner Kışlalı’nın ağabeyi, Mehmet Ali Kışlalı’nın kardeşi Mahmut Kışlalı’yı kaybettik, Allah rahmet eylesin. Mehmet Ali Kışlalı’ya ve merhumun yakınlarına allah sabır versin. ‘Depremle ilgili konuşmayın’ ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) bilim insanlarından “Kamuoyunu rahatsız edecek açıklamalardan kaçınmalarını ve yapacakları açıklamalarda etik kurallara uygun davranmalarını” istedi. AFAD’tan yapılan açıklamada, depremlerin önceden belirlenmesi ve değerlendirmeler yapılmasının, günümüz teknolojisinde imkânsız olduğuna dikkat çekilerek araştırmaların da bu soruya henüz yanıt veremediği belirtildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden yapılan açıklamada da depremin zamanının önceden tahmin edilmesinin olanaksız olduğu vurgulandı. İstanbul Haber Servisi Fatih Sultan Mehmet (FSM) ve Haliç köprüleri ile Ayamama Deresi’nde asfalt, bakım ve yenileme çalışmaları nedeniyle İstanbullular haftanın ilk gününe yoğun trafikle başladı. Seyrantepe Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gişeleri arasında trafik durma noktasına geldi. FSM Köprüsü’ndeki çalışma nedeniyle, TEM Otoyolu’nda kilometrelerce araç kuyrukları oluştu. Boğaz köprülerine seçenek olarak İDO sefer sayılarını arttırdı. Sirkeci’deki arabalı vapur iskelesindeki araç kuyruğu Ataköy’e kadar ulaştı. Aşırı dolan vapurlardaki ayaktaki yolcuları indirmek isteyen görevliler ile yurttaşlar arasında tartışma çıktı. Deniz otobüsü iskelelerinin önünde uzun kuyruklar oluştu. FSM’deki çalışmalar 17 Eylül’e, Haliç Köprüsü’ndeki çalışmalar 10 Temmuz’a kadar devam edecek. Çalışmalar süresince metrobüs hattı sürekli açık tutulacak. Mecidiyeköy’deki metrobüs durağında ya pılan çalışmalar nedeniyle de yolcular sadece bir üst geçidi kullanmak zorunda kalınca durakta büyük yoğunluk ve izdiham yaşandı. Yurttaşlar kalabalık içinde bayılan bir kadının olduğunu ancak o kadına bile müdahale yapılamadığını belirtirken, bir yurttaş da “Ben Sefaköy’den Mecidiyeköy’e 35 dakikada gelirken o köprüden tam 45 dakikada çıkabildim” diye konuştu. Bunun üzerine İBB tarafından yapılan açıklamada, çalışmaların altgeçitin tümüyle kapatılmadan kademeli olarak yapılacağı belirtildi. FSM Köprüsü’nde saat 00.30 sıralarında 2 şerit, Haliç Köprüsü Topkapı istikameti yan yol da saat 05.30 sıralarında trafiğe kapatıldı. Ayamama Deresi ıslah çalışmalarının yapılacağı Mahmutbey batı kavşağında kapatılacak şeritler için ise servis yolları yapılacak ve mevcut yollar alternatif olarak kullanılacak. Sabahın erken saatlerinde işyerlerine ulaşmak için yollara düşen yurttaşlar ise bakım ve onarım çalışmalarının aynı zamanda başlamasına tepki göstererek “İstanbul’da sürekli trafik çilesi çekiyoruz. Bu da yetmezmiş gibi aynı anda yenileme çalışmalarını başlatıyorlar. İstanbul’u 20 yıldır aynı zihniyet yönetiyor, gelinen nokta budur” dedi. BAKIM İŞKENCEYE DÖNÜŞÜYOR PLANSIZLIĞIN yarattığı zulüm OKTAY EKİNCİ Avrupa ülkelerinden gelen konuklar kortejde yer aldı. Tekirdağ kiraz festivaliyle renklendi Uluslararası Tekirdağ Kiraz Festivali; 48. yılında renkli görüntülere sahne oldu. Zülfü Livaneli, Hande Yener, Ogün Şanlısoy konserleri Tekirdağ halkı tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Livaneli’ye 30 bin kişilik izleyicisi adeta bir koro gibi eşlik etti. Kültür, sanat, bilim ve sporun 5 gün boyunca eksik olmadığı festivalde; Cezmi Ersöz ve Haluk Çetin şiir dinletisi ve söyleşi yaparken, Marmara Yelken Şampiyonası, yağlı güreş ve futbol müsabakaları, satranç ve briç şampiyonaları, kortej yürüyüşleri, paneller, el sanatları ve fotoğraf sergileri, çocuk atölyeleri, halk oyunu ve animasyon gösterileriyle devam etti. OSMANİYE (Cumhuriyet) Osmaniye’nin Kadirli ilçesindeki devlet hastanesinde tedavi gören bir yakınına refakat eden 17 yaşındaki H.S’nin, 1’i doktor 7 hastane çalışanıyla ilişkiye girdiği belirtildi. Hamile kalan H.S’nin, kürtaj olmak için aynı hastaneye başvurmasıyla ortaya çıkan olayın ardından, 7 kişi gözaltına alındı. Kadirli Devlet Hastanesi’nde tedavi gören bir yakınına refakat eden H.S, 3 ay önce hastanede görevli doktor B.Ö, güvenlik elemanı M.D. ve Ş.Y, temizlik görevlisi A.İ, Ö.Ö, K.A ve ambulans şoförü M.D’yle cinsel ilişkiye girdi. Olayı kimseye anlatamayan H.S. düh sabah saatlerinde kürtaj olmak için aynı hastaneye geldi. Görevli doktorlar, evli olmayan ve ailesinden habersiz hastaneye gelen H.S’nin yaşının küçük olması nedeniyle polise haber verdi. Polis, genç kızın sorgusunun ardından 7 kişiyi gözaltına aldı. Koruma altına alınan H.S’nin 2 aylık hamile olduğu saptanırken bebeğin babasının kim olduğunun belirlenmesi için şüphelilere DNA testi yapılacağı belirtildi. Osmaniye’de rezalet Yetkililer “önlemler alındı” deseler bile “Ulaşım Master Planı” uygulanmadığından, İstanbul trafiği “plansızlığın çilesi”ni çekiyor. Fatih Sultan Mehmet (FSM) ve Haliç köprülerinde yaz boyu sürecek bakımonarım çalışmaları için 3’er şeridin kapatılmasını “zorunlu” ilan eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın İstanbullulara “alternatif yolları kullanın” nasihati gerçek durumla bağdaşmıyor. Benzer şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı mimar Kadir Topbaş’ın da hemşerilerinden “toplu taşım araçlarını kullanmalarını” istemesi çözüm olamıyor. Çünkü Büyükşehir Belediyesi’ne önceki yıllarda İTÜ tarafından hazırlanan Ulaşım Master Planı’nda, kentin Asya ve Avrupa yakaları arasındaki yolcu geçişinin tüm metropoliten alandaki günlük yolculukların en çok “yüzde 11”ini oluşturduğu belirlenmişti. Bu nedenle “deniz ulaşımı”nın öncelikle Boğaz geçişini rahatlatacak şekilde düzenlenmesinde zorluk olmadığı vurgulanmıştı. FSM ve Haliç köprülerindeki bakımonarım çalışmalarının zamanlaması önceden bilindiği halde, özellikle Boğaz geçişini kolaylaştıracak karşılıklı deniz seferlerinin “aynı” kalması, master plana hiç bakılmadığının kanıtı. Dahası, yine aynı plandaki “Anadolu’yla ilişkili otogar, hal vb. merkezlerin Asya yakasında konumlandırılması” hedefinin de hâlâ gerçekleşmemiş olması, yaşanan çilenin temelinde yatan “plansızlık politikası”nın düzeyini gösteriyor. İşte master plana göre asıl alınması gereken, ancak yerel ve merkezi yönetimce gereği yapılmayan önlemlerden bir özet: 2 ULAŞIM ÖNLEMLERİ Vaktiyle köprüler yokken, SirkeciHarem hattına ek olarak “KabataşÜsküdar” ve “İstinyeÇubuklu” arasında da araba vapuru seferleri vardı. Aynı iskelelerin bu geçiş döneminde de kullanılarak otomobil geçişlerinin rahatlatılabileceğini belirten uzmanların diğer altını çizdikleri “gerçek önlem” ise insanların geçişini kolaylaştıracak karşılıklı bağlantılar. Örneğin BeykozYeniköy; KüçüksuBebek; ÇengelköyArnavutköy; BeylerbeyiOrtaköy vb. hatlarda sadece karşılıklı seferler yapacak yolcu gemisi ya da motorlarla Boğaz geçişi kolaylaştırılabilir. Bu alternatiflerde de belirtilen iskelelere “toplu taşım” hizmetiyle geniş bir bölgenin karşıya geçme gereksinmesi karşılanabilir... FSM ve Haliç köprülerinden ise ağır vasıta geçişinin gece 01.00 ile 05.00 arasında sınırlanması, zorunlu bir önlem olarak master planda da yer almaktadır. Sonuç olarak FSM ve Haliç köprülerinde 3’er şeridin kapatılmasından kaynaklanan trafik bunalımı, aslında Ulaşım Master Planı ilkeleri çerçevesinde alınabilecek önlemlerle giderilebilirdi. Bunlara uyulmadan başlanan uygulamanın ise “Acaba 3. köprü gereksinmesinin yaşanması için mi planlamanın gereğine uyulmadı” sorusunu gündemden düşürmeyecek... 5 ölü, 2 yaralı yonları için Avrupa değil, yine Asya yakasında olmalı. Halin Avrupa yakasında bulunması yüzünden “sayısız kamyon ve TIR gereksiz yere FSM Köprüsü’ne yığılmak zorunda” kalıyor. Bunlara ek olarak Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen Havaalanı’nın da gereken yoğunlukta hizmet vermemesinden ötürü Avrupa yakasındaki Atatürk Havaalanı’nın çektiği trafik yükü metropoliten alandaki dengesizliği arttırıyor. FSM ve Haliç köprülerindeki bakım çalışmaları, master plandaki bu kararların gereği yerine getirilerek zamanlansaydı, şimdiki bunalım asla yaşanmazdı... Çocukların araba merakı ölümle bitti RECEP KAPUCU 1 ŞEHİRCİLİK ÖNLEMLERİ İstanbul’a gelen yolcu otobüslerinin yüzde 95’i Anadolu bağlantılı olduğu halde, “merkez otogar” Avrupa yakasındadır. Bu yanlış konumlama “FSM’deki otobüs yoğunluğu”nu gereksiz yere doruğa çıkarıyor. Asya yakasında öngörülen büyük otogarın hâlâ gerçekleşmemiş olması ise çekilen sıkıntının, şehircilikteki mantık dışı tutumdan kaynaklandığını gösteriyor. Aynı şekilde İstanbul’un büyük “hal” tesislerinin de yüzde 90’dan fazlası Anadolu’dan gelen sebzemeyve kam C MY B C MY B ERZURUM Erzurum’da 16 yaşındaki ehliyetsiz Muhammet Sait Yeşilyurt’un kullandığı araç, orta refüjdeki elektrik direğine çarptı. Otomobilde bulunan Yeşilyurt ve aynı yaştaki dört çocuk öldü, M.S.Y ve iki kişi de yaralandı. Çat ilçesinden kent merkezine gelirken direksiyon kontrolünü yitiren ve orta refüjdeki elektrik direğine çarpan Yeşilyurt’un kullandığı araç yolun karşısına geçti. Mehmet Ş. ve Y.K. yönetimindeki iki otomobil de çarpmamak için direksiyonu kırınca kaza yaptı. Otomobilde bulunan çocuklardan Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Yavuz Onganer’in oğlu Burak Onganer (16), Prof. Dr. Metin Güngörmüş’ün oğlu Furkan Güngörmüş (16), Prof. Dr. Ahmet Dodoloğlu’nun oğlu Fatih Dodoloğlu (15), Yrd. Doç. Dr. Selami Yeşilyurt’un oğlu Muhammet Sait Yeşilyurt (17) ile Erzurum Barosu avukatlarından Zinnur Kara’nın oğlu Erdem Kara (16) öldü. Kazada otomobildeki çocuklardan S.F.O diğer otomobilde bulunan 30 yaşındaki Mehmet Ş. yaralandı. Atatürk Üniversitesi olayla ilgili başsağlığı mesajı yayımladı. Taksitli fuhuş çetesi ? KOCAELİ (Cumhuriyet) Kocaeli, Yalova ve İstanbul’da düzenlenen eşzamanlı operasyonlarda fuhuş ve fuhşa aracılık yaptıkları iddia edilen 25’i kadın 36 kişi gözaltına alındı. Çetenin, kredi kartına taksit ve devamlı gelen müşterilere indirim uyguladığı belirtildi. Baskın yapılan yerler arasında çok sayıda evin yanı sıra iki otel ile iki eğlence merkezinin de olduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle