18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Gül’ün kaç yıllığına seçildiği tartışmasında kararını verdi 9 Köşk kapışması 2014’e ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin “5 yıl mı, yoksa 7 mi” olduğu tartışmalarına son noktayı koydu. Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğuna oyçokluğuyla karar veren yüksek mahkeme, Gül’e ve önceki cumhurbaşkanlarına ikinci kez seçilme yasağı getiren düzenlemeyi ise oybirliğiyle iptal etti. Böylece, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimleri 2014’te yapılacak ve Abdullah Gül ile diğer eski cumhurbaşkanları isterse ikinci kez aday gösterilebilecek. Hükümetin hazırladığı Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası tasarısı; 19 Ocak 2012’de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmıştı. Yasa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 5 yılda bir yapılması ve bir kişinin en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilmesini düzenliyordu. Ancak yasaya konulan geçici madde ile 11. Cumhurbaşkanı, yani Abdullah Gül’ün görev süresi “7 yıl” olarak be YÜKSEK MAHKEME ‘7 YIL’ DEDİ Heyet, “On birinci cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıldır” hükmünün de aralarında bulunduğu diğer düzenlemelerin iptal istemlerini ise reddetti. Gül’ün görev süresinin 7 yıl olacağına ilişkin hükmün iptal isteminin reddi kararına üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Osman Paksüt ve Zehra Ayla Perktaş karşıoy kullandı. CHP’nin iptalini istediği diğer hükümler oybirliğiyle reddedilirken “seçimin geri bırakılması” başlıklı 5. maddesinin iptali isteminin reddine üye Osman Paksüt’ün karşı oyuyla karar verildi. Seçimin geri bırakılmasına ilişkin 5. maddesi: “(1) Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmediğine dair karar verilmesi halinde, cumhurbaşkanı seçimi bir yıl geriye bırakılır. (2) Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir” şeklindeydi. kanı Seçimi Yasası’nın iptal isteminin de aralarında bulunduğu 7 dosyayı görüşen Haşim Kılıç başkanlığındaki 17 kişilik heyet, 09.30’da başlayan toplantısını saat 14.30’da bitirdi. Kararı veren heyetin içinde Gül’ün atadığı 8 üye bulunuyor. Bu üyeler şöyle: Zühtü Arslan, Muammer Topal, Erdal Tercan, Engin Yıldırım, Nuri Necipoğlu, Burhan Üstün, Recep Kömürcü, Alparslan Altan. Hangi Devlete İnanılacak? Son yıllarda gitgide daha çok merak uyandıran, dizilerde, filmlerde, kitaplarda bol bol işlenen komplo teorileri anlaşılan bütün ülkeyi etkisine almış durumda. Öyle ki geçmişe ait dosyalar bir bir açıldıkça, yaşı 70’i geçmiş insanlara artık zar zor hatırladıkları konular soruldukça, neredeyse yakında ruh çağırma seanslarıyla ölmüşleri de getirip tarih masaya yatırıldıkça komplo teorileri gerçeğe dönüşüyor. Anlaşılan ülkemizde kimse “ecel”iyle ölmemiş. Tarih deyince rastlantısallık diye bir şey yok bizde. Mutlaka her olay yıllar sonra gerçekleşen bir başka tarihsel olayın öncüsü, onu hazırlamak için birileri tarafından yapılmış. Gerçi bu “birileri”nin kim olduğu tam anlaşılamıyor. Kimine göre büyük devletler, kimine göre yabancı gizli servisler, kimine göre Ergenekon, kimine göre derin devlet... ??? Dünyanın her yerinde helikopter düşüyor ama bizde düşünce hem de kötü hava koşullarında uçuş yaparken düşünce mutlaka birileri tarafından düşürülmüş oluyor. En son Turgut Özal’ın ölümü yeniden gündeme gelince bir an o günleri düşündüm. Özal, her zaman fazla kilolu bir insandı. Bypass olmuştu. Ölümünden hemen önce çok yorucu bir Türki Cumhuriyetler gezisi yapmıştı. Aradan neredeyse 20 yıl geçmiş. Devlet Denetleme Kurulu, başka denetlenecek şey kalmadığı için olacak, konuyu derinlemesine incelemiş. Yazılan raporda, Köşk’teki sağlık hizmetinin aksadığı, gerekli personel olmadığı, ailenin ve çalışanların çelişkili ifadeler verdiği belirtilmiş. Neden otopsi yapılmadığı sorulmuş. ??? Komplo teorileri genellikle kanıtlanması mümkün olmayan olaylarla ilgilidir. Bu nedenle de yıllar boyunca ortaya iddialar atılabilir, tartışma devam edebilir. Ama bu türden bir iddianın bunca yıl gündemde tutulması için çok daha ciddi bir kuşku olması gerekmez mi? Örneğin Kennedy’nin öldürülmesi, katilin de bir başkası tarafından vurulması yıllar boyunca üzerinde konuşulacak bir konu, çünkü ortada bir zanlı var ama henüz konuşamadan o da ortadan kaldırılıyor. Konuyla ilgili olarak dönemin Başbakanı Demirel’e de soru yöneltilmiş. Demirel, “Bir laf 19 yıl sürmez, bir şey varsa devlet araştırır açıklar, bizde devlet öyle de dese inanmıyorlar, böyle de dese inanmıyorlar” demiş. Görünen o ki, devlete inanmamak bir yana, devlet de komplo teorilerine inanmaya alıştı. Yasağı kaldırdı Yüksek mahkeme, yasanın bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açılan davada, geçici 1. maddenin ikinci fıkrasındaki, “31 Mayıs 2007 tarihli ve 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce seçilen cumhurbaşkanları, iki defa seçilememeleri kuralı dahil, anayasanın değişiklik öncesi hükümlerine tabidir” ibaresini iptal etti. lirlenmişti. Yine aynı geçici maddeye göre, 31 Mayıs 2007 tarihli anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önce seçilen cumhurbaşkanlarının iki defa seçilememeleri kuralı getirilmişti. Böylece, Abdullah Gül, Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel ve Kenan Evren, ikinci kez cumhurbaşkanı olamayacaktı. CHP ise bunun üzerine, Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğu ve ikinci kez seçilememesine ilişkin düzenlemenin iptali için 21 Mart’ta Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi Raportörü Ali Rıza Çoban hazırladığı raporda, mev cut Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 7 olduğunu savunurken Gül’e ikinci kez seçilme yasağı getiren düzenlemenin ise anayasaya aykırı olduğunu bildirmişti. Anayasa Mahkemesi, dün CHP’nin açtığı davayı esastan karara bağladı. Gündem toplantısında, Cumhurbaş Başbakan Erdoğan’ın parti içi kutuplaşmaya karşı ‘başkanlık sistemi’ ısrarını arttıracağı iddia edildi AKP’de ‘Gülcüler’ sevindi ? Karar, AKP’de sürpriz olarak algılanmazken Erdoğan’ın parti içinde olası kutuplaşmaya karşı başkanlık sistemi konusunda ısrarını arttırması bekleniyor. ERDEM GÜL BAŞBAKAN YARDIMCISI ATALAY: ANKARA Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’nin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2014’te Köşk’e çıkması hesabıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ikinci kez adaylığının yolunu kapatan düzenlemesini iptal etmesi, krizi 2 yıl daha erteledi. AKP içindeki Gül yanlıları karara sevinirken, Başbakan Erdoğan’ın parti içinde “GülcülerErdoğancılar” kutuplaşmasının önüne geçmek için başkanlık sistemi arayışında daha fazla ısrarlı olacağı belirtiliyor. Partide, mahkemenin kararıyla Gül’ün görev süresinin “7+5+5” olması gibi bir hukuki tartışmanın da yolunun açıldığı değerlendiriliyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı, AKP’de sürpriz olarak algılanmadı. AKP yönetimi iptal edilen Gül’ün ikinci kez adaylık hakkını kapatan düzenlemeyi Erdoğan’ın 2014’te Köşk’e çıkması amacıyla yapmıştı. AKP’de en olumsuz beklenti 7 yıllık sürenin iptali olacaktı. Ancak mahkeme Gül’ün 2014’e kadar Cumhurbaşkanı olduğuna ilişkin düzenlemeyi anayasaya uygun bularak iptal etmedi. Böylece AKP’nin 2014’ü öngören yol haritası bozulmamış oldu. Ancak Gül’e ikinci kez adaylık yolunu kapatan düzenlemenin iptali de parti yönetiminin ivedi bir karar gerektirmese de 2014’teki Köşk seçimleri öncesi bazı kararları uygulamaya koymasını gerektiriyor. Karar, parti içindeki Gül’e yakın milletvekilleri arasında olumlu karşılandı. Bu milletvekillerinin CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açmak için dolaylı girişimlerde bulundukları da belirtilmişti. İyi düşünülmüş isabetli karar TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu ile ilgili verdiği karara ilişkin “Bu bir yargı kararıdır. Uyulması gereken bir karardır. Meseleye öyle bakmak lazım” dedi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise kendisinin de Gül’ün görev süresini 7 yıl olarak düşündüğünü kaydederek “Kararı olumlu buluyorum. Farklı bir karar çıkması Türkiye’yi zora sokardı. İyi düşünülmüş, isabetli bir karar olarak görüyorum” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz da “Bu karar beklenen bir şeydi. Sayın Gül ile Erdoğan ve ekibi bu hareketin hayrına olan her işin içinde olurlar. Ama birilerinin beklediği, umut ettiği ihtilaflar için hiç kimseye asla fırsat vermezler” diye konuştu. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise karara ilişkin, “Yargı kararı neyse ona hepimiz saygı gösteririz” dedi. ESKİ ADALET BAKANI TÜRK: Piriştina unutulmadı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, 8. ölüm yıldönümünde Narlıdere Aşağıköy Mezarlığı’ndaki gömütü başında törenle anıldı. Düzenlenen anma törenine İzmir Bü yükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, eşi Mine Piriştina, kızı Zeynep Piriştina Subaşı, oğlu Levent Piriştina ve eşi Nevda ile kızları Damla Piriştina, Ahmet Piriştina’nın ablası Mergim Gülmen, CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, M.Ali Susam ve Musa Çam’la çok sayıda yurttaş katıldı. Katılımcılar mezara karanfil bıraktı. Yeni statü yaratıldı ALİCAN ULUDAĞ CHP’liler ‘Anayasanın bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal edildiğini’ söyledi Süreci ertelemek öne çıktı Parti yönetiminde kısmi iptal kararına karşı acil bir önlem yerine, sürecin 2014’e kadar ertelenmesi eğilimi öne çıktı. AKP’de Gül’ün yeniden adaylık hakkı elde etmesine karşın Erdoğan’ın köşke çıkma planlarından vazgeçmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Kararın Erdoğan’ın bir süre önce başlattığı başkanlık sistemi talebi konusunda daha da ısrarlı olmasına neden olacağı AKP’de konuşulan ilk değerlendirmeler arasında yer aldı. Bu kararın AKP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda başkanlık sistemi konusunda daha istekli olması sonucu doğuracağı, böylece Erdoğan’ın başkan olarak sistemde tek hâkim olup Gül’e de yer kalmayacağı yine seslendirilen ilk görüşlerden biri oldu. Başkanlık sisteminin gerçekleşmeyip 2014’te cumhurbaşkanı seçimine gidilmesi durumunda Erdoğan ile Gül’ün geçmişte olduğu gibi ikili bir görüşme yaparak kimin aday olacağına karar vereceklerine de vurgu yapılıyor. Ancak AKP kulislerinde bu kararın 2 yıl boyunca “Gül mü Erdoğan mı?” tartışmasını siyasetin birinci sırasında tutmasına neden olacağı belirtiliyor. Hukuk yine katledildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresiyle ilgili kararla ilgili olarak “Mahkemenin kararı siyasi bir karar. Yasama organının yerine geçti ve bir karar verdi” dedi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise kararı “hukukun bir kez daha katledilmesi” olarak nitelendirdi. CHP’nin diğer Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de “Süre 7 olursa bir daha aday olmaması gerekir” dedi. Kılıçdaroğlu katıldığı programda, Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin kararı ile ilgili olarak herkesin verilen karara saygı duyması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı Gül’ün ikinci kez seçilmesinin de yolu açıldı. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?” yönündeki soru üzerine de “Mahkemenin kararı siyasi bir karar. Yasama organının yerine geçti ve bir karar verdi” yanıtını verdi. CHP’li Tarhan yaptığı yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı seçim yasasının metnindeki tüm anayasa ihlalleri görmezden gelinerek Anayasa Mahkemesi’nce bir kez daha hukukun değil, başka dinamiklerin etkili olduğu bir karar verilmesi tercih edilmiş, bu kararla anayasa bizzat Anayasa Mahkemesi BAHÇELİ: ANAYASAYA AYKIRI MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğunu teyit ettiğini belirterek “Her şeyden önce Anayasa Mahkemesi’nin kararı anayasaya açıkça aykırılık teşkil etmiştir” dedi. Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasi rakip olmalarının kaçınılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkacağını belirtti. KAPLAN: GÜL’E KAPILAR AÇILDI BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu ile ilgili kararına ilişkin “Bu kararla Sayın Gül’e kapatılan kapılar açılmıştır” yorumunu yaptı. Hasip Kaplan, “AKP’nin en büyük hatası kanunla anayasa değiştirmeye kalkarak Sayın Abdullah Gül’ün bir daha seçilemeyeceği maddesini koymasıydı” dedi. tarafından ihlal edilmiştir” görüşünü dile getirdi. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kararla mahkeme anayasanın artık yasa ile değiştirilebilmesinin yolunu açmıştır. Bu da anayasa hükümlerini buna değiştirilemez hükümleri de dahil değiştiren bir yasanın dahi Anayasa Mahkemesi tarafından onay göreceği yolundaki endişelerimizi arttırmıştır. Yargının alabildiğince siyasallaştığı ve hukuksal değil başka tür hesapların yapıldığı bir dönemde karar sürpriz değildir. Ancak bazı konularda anayasa değişikliğine dahi gerek bırakmayan fiili bir yol oluşturduğu ve bu yolla anayasanın bizzat onu koruması gereken mahkemesi eliyle ihlal edildiği açıktır. İkincil sorun cumhurbaşkanının görev süresi ve yeniden seçilmesi bakımından ya eski statü ya yeni statü geçerli olabilecekken iki seçeneğin de tartışılmayıp karma ve siyasi bir bakış açısı ile yine hukukun dışında başka faktörlerle ve kişiler üzerinden değerlendirme yapılmış, bu arada hukuk bir kez daha katledilmiştir.” Akif Hamzaçebi de düzenlediği basın toplantısında, kararla ilgili olarak “Yakışmamıştır. Prestiji, güvenilirliği tartışmalı hale gelmiştir. Cumhurbaşkanı herhangi bir memur değildir. Cumhurbaşkanının ikinci kez seçilebileceği hükme bağlandı. Ancak bu, sürenin 5 yıl olması durumunda geçerlidir. 7 yıl olursa, bir daha aday olmaması gerekir” dedi. ANKARA Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ikinci kez seçilebilmesinin önünü açmasıyla anayasayı ihlal ettiğini vurguladı. Abdullah Gül’ün seçildiği tarihte bir kereye mahsus olarak cumhurbaşkanlığı yapılabileceğini anımsatan Türk, buna karşın yüksek mahkemenin anayasanın 153. maddesine ayrı bir şekilde “kanun koyucu gibi hareket” ederek Gül için yeni bir statü yarattığını ve ikinci kez adaylık yolunu açtığını kaydetti. Türk, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Kararın hem eski anayasa hükümlerine hem de yeni maddelere aykırı olduğunu belirten Türk, gerekçelerini şöyle açıkladı: ? 28 Ağustos 2007 tarihinde Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi. Yani henüz eski anayasa hükümleri yürürlükte olduğu bir dönemde Gül, cumhurbaşkanı seçilmiş oldu. Dolayısıyla buna bakılarak denilebilir ki “Cumhurbaşkanlığı seçildiği tarihteki anayasaya göre Gül 7 yıl için seçilmiştir ve yalnız bir kez seçilme hakkı vardır”. Bu bir mantık ve sistem bütünlüğü var. ? Fakat Anayasa Mahkemesi, bu iki sistemi ilginç bir şekilde bağdaştırdı. Birinci sistemden 7 yıllık süreyi aldı. Ama o sistemde cumhurbaşkanının ikinci kez seçilmesi söz konusu değildi. Çünkü bu sisteme onu da eklerseniz 12 yıl ediyor. Ancak yeni sistemden ise ikinci kez seçilme olanağını aldı. Buna karşın oradaki 5 yıl süresini kabul etmedi. Böylece Gül, toplam 12 yıl cumhurbaşkanı seçilme olanağına sahip oldu. ? Anayasa Mahkemesi, eski ve yeni sistemin bazı unsurlarını bir araya getirmek suretiyle yeni bir sistem, yeni bir düzenleme getirmiştir. Oysa anayasanın 153. maddesine aykırıdır. Bir parça eski hükümden, bir parça yeni hükümden alarak, anayasanın vermediği bir yetkiyi kullanarak, Sayın Gül hakkında yeni özgün bir cumhurbaşkanlığı sistemi yaratmıştır. O bakımdan kanun koyucu gibi davrandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle