Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2012 PAZAR 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y B Ankara 23 30 24 23 28 29 29 18 21 21 17 17 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B Y PB Y PB Y Y Y Y Y Y Y 21 24 20 24 26 23 22 23 21 22 18 18 17 Oslo Y Helsinki Y Stockholm PB Londra Y AmsterdamB Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin B Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y HABERLER 10 11 13 11 11 10 13 12 15 12 24 20 22 Belgrad Y 21 Sofya PB 26 Roma Y 19 Atina A 29 Zürih Y 16 Moskova B 21 Aşkabat Y 27 Taşkent Y 27 Baku Y 23 Bişkek Y 23 Tiflis Y 25 Kahire A 35 Şam A 35 Marmara’nın doğusu, İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’nun sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada seçilen bir kişinin suçu ne olursa olsun tutuksuz yargılanması gerektiğini, mahkemeler tahliye etmiyorsa ulusal iradeye saygılı parlamentonun üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söylediler, savundular. Başbakanları ne zaman ki, “Tutuklu milletvekilleri sorunu bizim değil, muhalefetin sorunudur” dedi. Örneğin; bir değil, birçok kez tutuklu milletvekilleri sorununun çözümlenmesini zorunlu gören Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve diğerleri, tam gaz tornistan ediverdiler. Tutuklu vekil sorunu bizim değil muhalefetin sorunudur demeye başladılar... Anlaşıldı ki ulusal irade AKP yöneticileri indinde uluslararası bir kavram değil; RTE’nin iki dudağı arasına sıkışan bir cümledir. ??? Muhalefetin CMK’nin 100. maddesinde değişiklik yaparak sorunun çözümünü anayasanın dört maddesine aykırı buluyorsan ve tabii, sorunun çözümlenmesini içtenlikle istiyorsan; AKP’ye çözüm olanaklarını açıkla diyen de yok. Muhalefet, anayasaya aykırılık iddiaları üzerine tartışma açacağı, AKP’yi çözüm önerisi açıklamaya zorlayacağı yerde… …görünen köy kılavuz istermiş gibi; AKP hukuk kurmaylarının üç partinin önerisinin anayasaya aykırılığını öngören raporunu RTE’nin gelecek hafta parti MYK’sinde görüşmesini bekliyor. CHP ve MHP’deki suskunluğa karşın; yalnız BDP’li Hasip Kaplan; AKP’nin ipe un serdiğini basına açıklıyor. ??? Diyeceksiniz ki CHP’nin başı da içi de başka bir sorunla dertte. İçin için yanan alevler, Gürsel Tekin’in istifasıyla yangına dönüştü. Gürsel Tekin’in istifasını Kılıçdaroğlu’nun; (Habertürk’te) “Yeni CHP’nin algısı hiçbir zaman kişilere odaklı olmadığını”, istifayı istemeyerek kabul ettiğini, Nihat Matkap’ın, Tekin’le hiçbir sorunu olmadığını içeren açıklamaları CHP’deki parti içi kavgaları örtmüyor. Zira, CHP’yi eleştiren, uyaran köşe yazılarını AKP’yi güçlendiriyor diye, ne ki başını kuma gömen devekuşu gibi yorumlayan kimi genel merkez yöneticileri ve genel başkan, dünkü gazetelerde hiçbir partiye hiçbir biçimde bağımlı olmayan yazarları okumak zahmetine katlandılar mı acaba? Hürriyet’te Yılmaz Özdil’in “Süt rezaleti nedeniyle hükümetin zor durumda kaldığını gören ana muhalefet derhal, en medyatik genel başkan yardımcısını, istifa ettirerek, gündemi değiştirme kararı aldı sayın seyirciler” diye başlayan, “Cumhuriyet Halt Partisi” başlıklı parti içi olayları alaya alan yazısını… …Milliyet’te Melih Aşık’ın; “Kılıçdaroğlu kendisine karşı olan grup veya gruplardan söz ediyor. Demek ki parti birlik ve bütünlüğünü sağlayamamıştır. Bu haliyle nasıl iktidar alternatifi olabilir” diyen ve “temel ilke ve politikalarını terk ettiğini, partinin adını Yeni CHP koyduğunu, ancak ortaya yeni bir ideoloji, yeni bir program ve hedefler koyamadığını” yazan “CHP’de sıkıntılar” başlıklı yazısını… Sözcü’de Mehmet Türker’in istifayı yorumlarken “örgütlerde eskiyeni kavgasına mezhepçiliğin de eklendiğini” ifade eden, “CHP’de sular durulmuyor” başlıklı yazısını… Taha Akyol’un Hürriyet’te; “Bugün CHP’de Kılıçdaroğlu’nun yenilik çabası ‘ortanın solu’ benzeri bir ‘fikir akımına’ dönüşmediği gibi, il ve ilçe kongrelerindeki çatışmalar fikir ve yenilenme kavgası değil, hizip, hemşirecilik, klik çekişmeleri görüntüsü veriyor. O yüzden de oy atılımı yapamıyor” diyen, “Ne olacak bu CHP’nin hali?” başlıklı yazısını… …(merakımı mazur görün lütfen) AKP’nin kurduğu korku imparatorluğundan ülkeyi kurtaracak yegâne örgütlü güç gördükleri CHP’nin bugünkü halini tanımlayan, uyarı niteliğindeki birkaç örnek olarak okura sunduğumuz yazıları okudular mı acaba? Yoksa, AKP’nin değirmenine su taşıyan yazılar diye bir köşeye atıverdiler mi? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığında ve daha sonra genel başkanlığa geliş sürecinde sağ kolu olan Gürsel Tekin hafta içinde parti yönetiminden istifa etti. Yaklaşık iki yıllık Kılıçdaroğlu yönetimlerinde, önce en etkili koltuklar olan “genel sekreterlik” ve “teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcılığı” görevlerini alan Tekin, son MYK’de ise “basınla ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığı” görevine getirilmişti. Parti yönetimindeki etkinliği zaman içinde azalan bir grafik gösteren Tekin, kalesi olarak bilinen İstanbul’da da benzer bir sonuçla karşılaşmamak için il başkanlığı seçimleri öncesindeki son düzlükte, parti yönetiminden ayrılmayı tercih etti. öğleden sonra basına açıklamıştı istifasını. O görüşmede basında iddia edildiği gibi hiçbir parti meselesi ve parti yönetimindeki isimleri tartışmadık.” GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY tutmadı Yüzleştirme formülü Kılıçdaroğlu’ndan İstanbul Mesajı ‘Kimse Adımı Kullanmasın’ Oğuz Kaan Salıcı ile partinin eski İstanbul İl Başkanı Ali Özcan. Kulislerde Kılıçdaroğlu ve yönetimin Salıcı’yı desteklediği, buna karşılık da Tekin ve diğer Kılıçdaroğlu karşıtlarının Özcan etrafında toplanacağı iddiası yaygın. kim bize kazandıracaksa, kimin ekibine daha çok güveniyorsanız oylarınızı o adaya verin’ dedim. Ben bir adayı destekleyecek olsam, seçimi niye yapayım?” edef İstanbul Belediyesi CHP kulislerindeki genel kanaat, Tekin’in istifa kararının ardında öncelikle İstanbul İl Başkanlığı seçiminde belirleyici olup ardından da 2014 seçimlerinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma stratejisinin yattığı yönünde. Temmuz ayındaki kurultayda Kılıçdaroğlu’na karşı lider adayı çıkmasını bekleyenler de var; ancak Tekin’in açıklamaları şimdilik bu beklentileri doğrulamıyor. Tekin’in stratejisi açısından gelecek pazar yapılacak il başkanlığı seçimi kritik öneme sahip. Yarışacak iki aday, şu anki İl Başkanı H içbiri benim adayım değil’ Bu iddiaları Tekin’in istifasının ardından CHP liderine sorma imkânı bulduk. Değerlendirmesi şöyle: “Gazeteniz aracılığıyla bir kez daha açıkça ifade etmek isterim. İstanbul’da hiçbir adayın arkasında değilim. Benim adımın, taraflardan herhangi birisi tarafından kullanılmasına da karşıyım. Bu doğru da değil, etik de değil. Geçen hafta 45 ilçe başkanını topladım. Bunları aynen kendilerine de söyledim. ‘İstanbul’da CHP’yi kim birinci yapacaksa, anakent belediyesini ‘H aş başa görüşmede ne oldu Kılıçdaroğlu, istifası öncesinde baş başa yaptığı son görüşmede Tekin’e de bu mesajı aktarmış: “İstanbul’da yanımda bulunan parti yöneticileri şahittir sözlerime. Hatta o toplantıda Gürsel Bey yoktu, Erzurum’daydı. İstifa ettiği sabah odamda yaptığımız ikili görüşmede bu mesajım konusunda kendisini bilgilendirdim. İstifa edeceğine dair en ufak bir bilgim de yoktu. Ben sözlerimi bitirince ‘Ben biraz dinlenmek için izin istiyorum’ diyerek cebinden istifa mektubunu çıkardı. Kabul etmeyeceğimi, MYK toplatısına beklediğimi söyledim. Ancak B Kılıçdaroğlu’nun sözleri, perşembe sabahı istifa öncesi yapılan son görüşmede Tekin’in parti yönetimindeki Erdoğan Toprak, Nihat Matkap ve Aydın Ayaydın gibi isimlere ilişkin “çete” suçlamasında bulunduğu haberlerini teyit etmiyor. Ancak sayılan isimlerle Tekin arasında, odağında “İstanbul CHP örgüt yapılanmasının” bulunduğu bir görüş ayrılığının varlığı da uzun süredir herkesin malumuydu. Kulislerdeki bilgilere göre Kılıçdaroğlu, kendisine Toprak, Matkap ve Ayaydın’ın İstanbul ilçe teşkilatlarına ilişkin tasarruflarını şikâyet eden Tekin’e, bu isimlerle yüzleştirmeyi dahi teklif etti. Ancak bu teklif kabul görmeyince partinin tepesindeki çatlak Tekin’in kopuşuyla. ??? İlk bakışta Tekin’in, istifa kararıyla, yönetim tarafından belirlenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığını zora soktuğu söylenebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Tekin CHP içinde halkla en iyi diyalog kurabilen isimlerin başında gelmekte. Bu yeteneğinin, hedeflediği noktalara ulaşmasına yetip yetmeyeceğinin ilk sınav yeri ise İstanbul İl Başkanlığı seçimleri olacak ‘Güvende değiliz’ OZAN YAYMAN Avukatlar özel yetkili mahkemelerin adaleti hiçe saydığına dikkat çekti İZMİR İzmir Barosu öncülüğünde Türkiye Barolar Birliği ve çok sayıda baronun desteğiyle “özel yetkili mahkemelere” karşı, İzmir merkezinde düzenlenen miting, avukatları sokağa döktü. Cüppeleriyle kent merkezinde yürüyüşe geçen avukatlar, “Özel yetkili mahkemeler kaldırılsın” çağrısını yineledi. Geçen yıl, 57 baro temsilcisinin katılımıyla bir sempozyum düzenlendi ve özel yetkili mahkemeler konusu ele alındı. Bu toplantının sonucunda yayımlanan deklarasyonda, özel yetkili mahkemelerin bir an önce kaldırılması çağrısı yapıldı. Ancak bir yıllık süre içerisinde konuyla ilgili hiçbir somut adım atılmadı. Bunun üzerine barolar, ? İzmir Barosu öncülüğünde düzenlenen mitinge katılan avukatlar adalet için ‘bağımsız yargı‘ vurgusu yaptı. 12 baro başkanı ve yönetim kurulu üyesinin katıldığı mitingde özel yetkili mahkemelerin kaldırılması istendi. dün İzmir’de seslerini duyurabilme amacıyla alanlara çıktı. İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa, Çanakkale, Adana, Uşak, Aydın, Manisa, Balıkesir, Tekirdağ, Eskişehir barolarının başkanları, yönetim kurulu üyeleriyle hazır bulunduğu mitinge pek çok şehir barosu da mesajıyla destek verdi. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanmaya başlayan avukatlar, Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Mitinge, kendisi ve bürokratları özel yetkili mahkemede yargılanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, milletvekilleri Musa Çam, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven, Oğuz Oyan, Mahmut Tanal, Bülent Tezcan, Dilek Yılmaz, Levent Tüzel de katıldı. İzmir CUMOK üyeleri de adalet isteyen avukatlara destek için miting alanındaydı. İzmir Barosu Başkanı Sema Pektaş konuşmasında, şu görüşlere yer verdi: “Bir yıl önce yayımlan deklarasyonda, özel görevli mahkemelerin kaldırılması dile getirmişti. Aradan geçen süre içinde uygulamanın son bulması bir yana, baskılar daha da artmış, her türlü muhalefet, baskı, sindirme, gözaltı ve tutuklama uygulamalarıyla tahakküm altına alınmıştır. Ülkemizin sürüklenmek istendiği karanlığa karşı çıkmak için geri adım atmayacağız” İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da “DGM’lerden daha beter olan özel görevli mahkemeler, siyasi iktidarın güç ve etki alanına dönüşmüş durumda. Bu mahkemeler olduğu sürece hiçbirimiz güvencede değiliz. Ama tüm bedeli ödemeye hazır olarak, savunma hakkını sonuna kadar kullanacağız” dedi. ‘DGM’den beter’ ‘Baskı giderek arttı’ BAKAN YILMAZ AÇIKLADI ASELSAN soruşturması yeniden ANKARA (ANKA) CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdığı ASELSAN’daki mühendis ölümlerine ilişkin yanıt, soruşturmanın tekrar başlatıldığını ortaya koydu. Köktürk, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, “Bu çalışmaları yapan üç gencimiz nedeni belirsiz şekilde öldüğü halde, niçin olayların üstü intihar denilerek kapatılmıştır?” diye sordu. Köktürk’ün soru önergesini yanıtlayan Yılmaz, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında elde edilen yeni bilgiler dikkate alınarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 5 Ağustos 2006’da ölü bulunan mühendisile ilgili tekrar soruşturmaya başlandığı, diğer olaya ait dosyaların da söz konusu dosyaya konularak değerlendirme kapsamına alındıkları bildirilmiştir” dedi. Şehit Akbulut Bergama’da gözyaşlarıyla toprağa verildi. (Fotoğraf: AA KENAN ÇİMEN) yaptığımız ve kitaplaştırdığımız söyleşilerin ışığında idama giden sürecin ana halkalarını paylaşalım... 1 12 Mart 1971’de başlayan ara rejimle birlikte Deniz Gezmiş 18 Mart’ta, Hüseyin İnan 23 Mart’ta, Yusuf Aslan 5 Nisan’da tutuklandı. Daha yargılama başlamadan sıkıyönetim mahkemelerine yazılan yazılarla, kararların nasıl verileceği gösterildi. Buna göre belli bir siyasal görüşe sahip kişiler, Türkiye’nin neresinde, ne tür eylemler yaparlarsa yapsınlar; bu, anayasayı ortadan kaldırmaya girişmenin delili olarak kabul edilecekti. Örneğin, Adana’da gösteri yapmakla Ankara’da banka soymaya girişmek aynı amaca dönük eylem olarak kabul edilecek, cezası da idam olacaktı. 2 Günün olağanüstü baskı koşullarına karşın kimi mahkemeler bunu hukuki bulmadılar. Hukukun temel ilkelerinin ihlaline göz yummayacaklarını yargılama sürecindeki tutumlarıyla ortaya koydular. Kimi mahkeme üyeleri bu nedenle sürüldü. İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi heyet olarak böyle düşündüğü için tümüyle ortadan kaldırıldı. Bunun üzerine öteki mahkemeler daha fazla direnemediler. Kimi mahkemeler de zaten bu yönde yargılama yapmaya çok hevesli üyelerden oluşuyordu. Deniz’leri yargılayan Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi gibi. ??? 3 Deniz’lerin hüküm giymesi 2 ay 10 gün sürdü. 7 ay da onanma, itiraz, Meclis aşamaları devam etti. Mahkeme 18 kişi hakkında idam kararı verdi. Askeri Yargıtay, “sadece asli faillerin” idamına onay verdi, sayıyı 3’e düşürdü. Mahkeme, “hafifletici neden” uygulayıp idamı ömür boyu hapse çevirme hakkını Meclis’e bıraktı. Böylece ana sorumluluk Meclis’in üzerinde kaldı. 4 TBMM o dönem Meclis ve Senato olmak üzere iki kanattan oluşuyordu. İdamın infaz edilmesi için iki kanatta da oylanması gerekiyordu. İşte bu aşamada olağanüstü hızlı bir trafik yaşandı. Meclis’te çoğunluğu bulunan Adalet Partisi (AP) grubundaki ağırlıklı hava şuydu: Bir an önce kararın Meclis’te oylanıp kabul edilmesi, dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın da onayından sonra 3 gencin asılması ve böylece 1960’taki 3 idamın, Menderes’lerin öcünün alınması. Bu havadaki Meclis, idamı ertelemek bir yana, öne aldı. 30. sırada olan Deniz’lerin dosyası “ivedilikle” 1. sıraya çıkarıldı. Dosya Meclis’e geldiğinde CHP’lilerin hayır oyları yetmedi; 53’e karşı 238 oyla kabul edildi. Senato’dan da 36’ya karşı 105 oyla geçti. 5 Sıra Cumhurbaşkanlığı’na geldi. İdam kararının yerine getirilmesini öngören yasanın Çankaya Köşkü’nün onayından geçmesi gerekiyordu. 16 Mart 1972’de Meclis’ten geçen yasa hemen Köşk’e gönderildi. Cumhurbaşkanı Sunay, hukukçulardan mütalaa istedi. O sırada Köşk’ün de hukuk danışmanı olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Faruk Erem 22 Mart günü mütalaasını verdi. Prof. Erem, “Bu infazın telafisi imkânsızdır, kargaşa yaratır. Meclis’in yetkisi ölüm cezasını yerine getirmekte değil, getirmemekte toplanır” diyordu. Sunay da 23 Mart 1972’de “ivedilikle” onayladı. İdama giden yolun sonuna gelinmişti. 6 Mayıs 1972’de darağacı kuruldu. ??? Kitaba da tam metnini koyduğum Prof. Erem’in mütaalası, hukuksuzluklar zincirine karşı son bir hamleyi içeriyordu. Oysa idam, ömür boyu hapse çevrilmek bir yana, ertelenseydi her şey değişebilirdi. 2 yıl sonra, 1974 genel affıyla tıpkı ağır hapis cezalarına çarptırılan arkadaşları gibi Deniz’ler de serbest kalabilirdi. Bir köşe yazısının boyutları içinde özetlemeye çalıştığımız bu süreçten çıkarılacak pek çok ders var. Eğer devlet hukukun üstüne oturmazsa, duruma göre yasa yapmayı hukuk sanırsa, yıllarca kapanmayacak, çok ağır sonuçlar doğuracak yaralar açılabiliyor. Geçmişten sadece siyaset malzemesi değil, ders de çıkarmak gerekir. Türkiye şehitlerini uğurladı Haber Merkezi Tunceli kırsalında çıkan çatışmada şehit düşen askerler memleketlerinde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Yıldırım Akbulut için Bergama’daki Yeni Cami’de cenaze töreni düzenlendi. Törene, şehit Akbulut’un ailesi ve yakınlarının yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Atay ve çok sayıda yurttaş katıldı. Törende, şehidin 9 aylık oğlu Barlas Akbulut da yakınlarının kucağında babasının naaşının yanına götürüldü. Yıldırım Akbulut’un cenazesi Tepeköy’deki cemevinde düzenlenen törenin ardından köy mezarlığında defnedildi. Şehit Onbaşı Mehmet Coşkun Kılıç’ın Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları katıldı. Şehit Kılıç, Cebeci Askeri Şehitliği’nde defnedildi. Şehit Jandarma Komando Er İlhan Zerender memleketi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Gelişen köyünde toprağa verildi. Yaklaşık 200 araçlık konvoyla 10 kilometre uzaklıktaki Ulaşan mezrasına götürülen şehidin cenaze töreninde yakınları fenalaştı, gözyaşları sel oldu. Bu kez de imam dövüldü ? SAMSUN (Cumhuriyet) Vezirköprü ilçesinde imam Abdullah Öksüz (28), yatsı namazını kıldırdıktan sonra evine dönerken, ‘Bu caddeden niye geçiyorsun’ diyen İsa Kuruçay (48) tarafından tekme tokat dövüldü. Öksüz, hastanede tedavi altına alınırken jandarma tarafından gözaltına alınan Kuruçay savcılıkta serbest bırakıldı. Saldırganın suçunu kabul ettiği ancak imamı dövme sebebini söylemediği öğrenildi. Natalya Oral anıldı Gazeteci Metin Oral’ın eşi Natalya Oral ölümünün ikinci yıldönümünde Şişli’deki Metamorfosis Rum Ortodoks Mezarlığı’ndaki kabri başında perşembe günü düzenlenen törenle anıldı. Törende Natalya Oral Müslüman ve Hıristiyan din adamları tarafından okunan dualar eşliğinde anıldı. Törene usta gazeteci Metin Oral, Natalya Oral’ın kızı Nilüfer Kunt, torunu Yasemin Kunt, Natalya Oral’ın yardımcısı Hatice Şahin, gazetemiz Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Olcay Seçkin, savcılar Melih Şentürk, Emin Ateşağaoğlu, dostları ve sevenleri katıldı. Sayısal Loto devretti ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazandıran numaralar “29, 32, 42, 46, 47 ve 48” olarak belirlenirken 6 bilen çıkmayınca 1 milyon 494 bin 690 lira 44 kuruş haftaya devretti. Çekilişte 5 bilen 3 bin 146 lira 80’er kuruş, 4 bilenler 44’er lira, 3 bilenler 6 lira 30’ar kuruş ikramiye kazandı. C MY B C MY B