17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2012 PERŞEMBE 6 PKK’liler şantiye bastı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Siirt’in Pervari ilçesinde PKK terör örgütü üyesi bir grup, önceki gece saat 22.30 sıralarında Pervari ile Van arasındaki karayolu yapım çalışmalarını sürdüren özel bir şirketin Ormancık köyü yakınlarındaki şantiyesine baskın yaptı. Önce örgüt propagandası yapan grup, daha sonra 3 iş makinesi ile işçilerin kaldıkları barakaları ateşe verdi. Kaçan PKK’lilerin etkisiz hale getirilmesi için operasyon başlatıldı. HABERLER Birben’in ölümünün ardından yakınlarının tepkisi üzerine polis havaya ateş açtı, biber gazı sıktı Yakınlarına da gaz SELİN GÖRGÜNER KCK operasyonu: 12 gözaltı ? MARDİN (Cumhuriyet) Mardin polisi, Kızıltepe ve Derik ilçelerinde bazı kişilerin terör örgütü PKK’nin talimatları doğrultusunda KCK yapılanması içinde yer alarak örgütsel faaliyetlerde bulunduklarını, terör örgütüne maddi destek sağlamak amacıyla zorla para topladıklarını belirledi. Polis, Kızıltepe ve Derik’te daha önceden belirlediği adreslere eşzamanlı operasyonlar düzenleyerek 12 kişiyi gözaltına aldı. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 2012/1 yerleştirmelerinde, kamu kurum ve kuruluşlarınca toplam 17 bin 387 kadro ve pozisyon için yerleştirme talebinde bulunulduğunu bildirdi. Çelik, talepte bulunulan kadrolardan yüzde 16.53’ünün ortaöğretim, yüzde 27.47’sinin önlisans, yüzde 56’sının lisans düzeyinde olduğunu bildirdi. 17 bin kadro için talep Yalova’da bir kavgayı ayırmaya çalışırken “astım hastasyım” demesine karşın polislerin biber gazı sıkması sonucu beyin ölümü gerçekleşen Çayan Birben dün yaşam savaşını kaybetti. Ailenin tepkisi üzerine polis havaya ateş açtı, biber gazı kullandı. Ailesi polisin olayla ilgili basına bilgi vermemeleri için baskı yaptığını açıkladı. “Astım hastasıyım” demesine karşın polislerin sıktığı biber gazı sonucu beyin ölümü gerçekleşen 31 yaşındaki Birben dün yaşam savaşını kaybetti. Ölüm haberini alan ailenin tepkisi üzerine polisle gerginlik yaşandı. Bunun üzerine polis hastane bahçesinde havaya ateş açtı. Gruba müdahale eden polis yine biber gazı kullandı. Hiçbir devlet yetkilisinin kendilerini aramadığını ifade eden Birben’in yakını Müfit Haberal, polislerin aileye basına konuşmamaları için baskı yaptığını açıkladı. Haberal, “İlk gün sivil kıyafetli birkaç polis gelip aileyle görüştü. Ancak kendi adamlarını korumak istiyorlar. Aileye, ‘kulaktan dolma bilgilerle basına konuşmayın’ gibi sözler söylenerek bas kı yapıldı. Tepki gösterince gittiler” dedi. Bir polisin yoğun bakımda Birben’in yanına kadar girdiğini ifade eden Haberal, “Ne yapmaya çalışıyorlar? Polisin orada ne işi var” diye tepki gösterdi. LOKUMCU BUGÜN ANILIYOR Diktatörleştikçe, Medyada Alkış Yükseliyor Dün Bekir Çoşkun kardeşim kalpten girdi meseleye... Kişi boyutundan.. Hançeri yerine sapladı... baktım akan kan falan yok! Bugün de ben “A be gazeteci” diyeceğim.. Ama önce Arena olayına bakalım... Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet ayaklarında! Atatürk’ü falan aşmış adam! Her sözü bir yasa gibi... Ağzını her açtığı konu, her sözünün veya hiddetinin karşılığı, neredeyse Meclis’te yeni bir yasayı doğuruyor. Gak diyor yasa, guk diyor yasa veya bir yaptırım... Uludere’yi eleştirenlere veryansın ediyor ve Yeni Şafak yazarı Ali Akel kapının önüne konuyor. Bu ona bir onur! İstenen vicdan değil, iktidara tasmalı uşaklık... Bunun köpekle ilgisi yok. Hakaret etmeyelim! Ortalıkta tasma ve yularıyla gezinen insan dünyasından manzaraları konuşuyoruz! Gazeteci birilerinin, AKP İl Başkanlığı tek adamlık seçiminin yapıldığı Arena stadının doluluğuna bakarak gözleri yaşarıyorsa, bu ne sevgi ahh diyorsa, oradakileri İstanbullunun büyük sevgisi ne yapalım yani gerçekleri yazmayacak mıyız diye nitelendiriyorsa.. birileri de kendisini eleştirenlere donmuş kafalar diyorsa.. Can Dündar’ın dünkü yazısında belirttiği gibi Stockholm Sendromu, ülkemizde tam gaz yürürlüğe girmiştir: Zalimine âşık tutuklu insan... ??? Gazeteci gördüğünü yazar da gazeteci gerçeği nasıl görür diye de bir mesele var. A be gazeteci, Arena ilk kez mi bu kadar doluyor? Bu bir... A be gazeteci, Arena’yı İstanbullu mu dolduruyor, yoksa AKP’nin İstanbul örgütü 2 bine yakın otobüsle ilçelerden taşıdığı AKP’lileri, AKP üyelerini ve sempatizanlarını mı Arena’ya dolduruyor? (Hem bunu yazıyorsunuz hem de bu ne muhteşem sevgi diyorsunuz, hiç mi utanmak arlanmak yok!) Bu iki.. A be “gazeteci”, Arena’yı AKP’liler, Erdoğan hayranları dolduruyorsa, “sevgi gösterisi” dünyanın en doğal durumu değil mi? Bu üç.. A be “gazeteci”, 64 bin zaten AKP’li Arena’ya yığıldıysa, İstanbul’u AKP’den kimse alamaz, nasıl dersin? AKP kaç oy aldı bu kentte? Bu dört... A be “gazeteci”, Arena’da olan bitenler üzerine hayranlığını yazarken gösterinin tamamının tasarlanmış, tek adamı totem yapmak amacıyla kotarılmış, kişi kültünü tanrı katına yüceltmek için özel olarak düzenlenmiş olduğunu düşünemiyorsan ve görmüyorsan eğer, sen nasıl gazetecisin? Bu beş... A be “gazeteci”, bu “müthiş disiplin müthiş düzen hayranlığı” sende nereden ileri geliyor da övgü üzerine övgü düzüyorsun? Sen, ülkede görüş/ ideoloji/ yaptırıma yönelik tek adam düzeni/ disiplini ile Arena’daki düzen/disiplin arasındaki izdüşümü görmüyor musun? Bu altı.. A be “gazeteci”, hiç mi okumuş yazmışlığın yok.. Hiç mi tarih bilgin yok.. Hiç mi Hitlermitler, Mussolini falan ilan.. Hiç mi, tarihteki o kült liderlerin kül köle kitleler yaratmahükmetme gütme, tapınmış kitleler oluşturma politikalarından haberin yok.. Hiç mi, tasmalandığın toteminin, bu ülkede her gün bir sözüyle toplumun boynuna da kendi ideolojisini geçirdiğini görmüyorsun... A be gazeteci, sizlerde bu büyük düzen ve disiplin hayranlığını hiç bilmiyorduk, iyi ki dışa vurdunuz da ülkenin kimlerle nerelere sürüklenebileceği daha iyi görüldü.. Bu yedi.. ??? A be “gazeteci”, diktatörlük arttıkça, baskı arttıkça üzerinde, sağdan soldan atılmalar arttıkça, zalime olan hayranlığınız da artıyor... Patronunuzun da artıyor, kendinizin de artıyor.. Bu sekiz.. A be “gazeteci”, bu hayranlığınız arttıkça, zalimin de zulmü artıyor, sana vuracağı tasmaların sayısı da artıyor, sırtındaki kırbaç da artıyor, insanlığın kişiliğin özgürlüğünden geride hiçbir şey kalmıyor... farkında mısın... Bu dokuz... A be “gazeteci”, bu zalim hayranlığınla, aslında ülkeye en büyük kötülüğü yapıyorsun, bu yükü nasıl kaldırıyorsun? Bu on.. ??? A be “gazeteci”, bu sana kapak olsun! Bunu ferman gibi yazıp, yular ve tasma takılmış boynuna asıyorum. Yaptığım totemle de sen, ebedi olarak bu halinle dolaşmaya mahkum oluyorsun... Bu da on bir... Özür mözürmüş, baskıymış zavallılığınmış, kişiliksizliğinmiş, işini yitirme ve patron korkunmuş, içeri atılma kaygısıymış... 28 Şubat’tan içeri alınma korkunmuş veya bir zamanlar asker postalı yalamanın özrüymüş... Zaten bugüne kadar yükünü tuttun, yedi sülalene yetecek kadar malmülk biriktirdin.. Hiç kaçacak yerin, girecek deliğin, tutunacak dalın yok.. Bas git bu meslekten... Hiç yemezler oğlum; totemle konuştum, hem boyun eğdiğin toteminle, hep diğerleriye.. Dediler ki on tane tasma taksan, yemezlermiş.. Bu da on iki.. Hadi sana güle güle.. ‘Eşkıyalar’ sokağa çıkıyor ÖMER ŞAN Üzerini kapatıyorlar Doktorların da baskı altına alındığını vurgulayan Haberal, “Başhekim bile, ‘Valiliğin izni olmadan konuşamam’ diyor. Çayan’ı öldürdüler, bu işin üzerini kapatmaya çalışıyorlar. Daha kaç kişi kurban gidecek? Sadece o gazı sıkan polisler suçlu değil. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ‘Biber gazının sağlığa zararı yok’ gibi açıklamaları bunları cesaretlendiriyor” dedi. Yalova Valisi Esengül Civelek, “Olaya otopsi açıklık getirecek” demekle yetindi. Savcılık soruşturma başlatılırken Emniyet Genel Müdürlüğü’nden polis başmüfettişi talep edildi. Yalova Emniyet Müdürlüğü ise daha önce yaptığı yazılı açıklamada, Birben’in, yaşanan tartışma sonrası polisin GBT incelemesi yaptığı gruba 45 arkadaşı ile saldırdığını ileri sürdü. Polis gruba müdahale etti. (Fotoğraf: AAERHAN ERDOĞAN) Polis Çayan’ı suçladı ‘Bakan Şahin istifa et’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “ölümcül sonuçları olan biber gazının fütursuzca kullanılmasını” bir soru önergesiyle TBMM’nin gündemine getirdi. Tanrıkulu, “biber gazı zararsızdır” diyen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i istifaya çağırdı. Tanrıkulu’nun Şahin tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği önergede şu soruları yöneltti: “İstifa etmeniz için şahsınızın ve Bakanlığınıza bağlı kolluk güçlerinin daha ne kadar skandala imza atması gerekmektedir? Birben’in ölümünden doğrudan sorumlu olduğunuzu kabul ediyor musunuz? Biber gazının yasaklanması için daha kaç kişinin ölmesini bekliyorsunuz? Biber gazının kullanıldığı olaylarda toplam kaç vatandaş hayatını kaybetmiştir?” RİZE Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl 31 Mayıs’taki Hopa mitinginde çıkan olaylarda biber gazı nedeniyle yaşamını yitiren öğretmen Metin Lokumcu, bugün Hopa’da ve yurt genelinde düzenlenen etkinliklerle anılacak. Siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri tarafından yapılan ortak çağrıda, “Adalet için, demokrasi için, özgürlük için Hopalı eşkıyalar seni çağrıyor” denildi. Erdoğan, eylemcileri “eşkıyalar” olarak nitelendirmişti. Lokumcu ölümünün birinci yıldönümünde Hopa meydanında bugün saat 13.00’te anılacak. Hopa meydanının adı da “Metin Lokumcu Meydanı” olarak değiştirilecek. Kemalpaşa’da Lokumcu’nun mezarı başında bir anma töreni düzenlenecek. İstanbul’da, 19.30’da Şişli Camii önünden AKP Şişli ilçe başkanlığı binasına yürünecek. İzmir’de saat 18.30’da, Ankara’da saat 18.00’de AKP il başkanlığı binasına yürünecek. Yılmaz’ın kötü muamele sonucu yaşamını yitirdiğini belirten ailesi suç duyurusunda bulundu Yine karakol yine ölüm İstanbul Haber Servisi Sultangazi’de 25 yaşındaki Kenan Yılmaz, polis merkezinde fenalaştı, ambulansla hastaneye götürüldü ama yaşamını yitirdi. Ailesi Yılmaz’ın polis merkezinde gördüğü kötü muamele nedeniyle öldüğünü belirterek suç duyurusunda bulundu. Yılmaz’ın ölüm nedeni, adli tıp raporunun ardından ortaya çıkacak. Yaklaşık 2 ay önce cezaevinden tahliye edilen ve karıştığı bir kavga nedeniyle hakkında arama kararı bulunduğu savunulan Yılmaz, 10 gün önce gözaltına alınarak Esentepe Polis Merkezi’ne götürüldü. Nezarette henüz belirlenemeyen bir nedenle fenalaşarak ambulansla hastaneye kaldırılan Yılmaz, daha sonra yaşamını yitirdi. Aile, o tarihte görevli olan polis memurları hakkında suç duyurusunda bulundu. Öğrenciler cıvadan zehirlendi ? NİĞDE (Cumhuriyet) Yıldıztepe Beldesi Ahmet Saltuk İlköğretim Okulu’nda 6A sınıfı öğrencileri teknoloji dersi için gittikleri laboratuvarda buldukları cıva ile oynarken ellerinden düşürüp tüpü kırdı. Yere dökülen cıvayı teneffüs eden öğrencilerden 17’si rahatsızlandı. Ambulanslarla Niğde Dr. Doğan Baran Kadın ve Çocuk Hastanesi’ne götürülen öğrenciler tedavi altına alındı. Başhekim Bahri Elmas, çocukların hayati tehlikesinin bulunmadığını, ancak her ihtimale karşı müşahade altında tutulacağını söyledi. ASAYİŞ POLİSİNE ‘DEMİR’ COP GÜLER: 16 HAZİRAN’DA ZONGULDAK’TAYIZ Önce sallayacak sonra vuracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Polis, asayiş olaylarında suçlulara karşı artık kamuoyunda “demir cop” olarak bilinen “portatif cop” kullanacak. Sadece asayiş olaylarında suçlulara karşı kullanılacak bu coplar, Çevik Kuvvet polisine dağıtılmayacak ve toplumsal olaylarda göstericilere karşı kullanılmayacak. Asayiş Daire Başkanlığı’nca deneme amacıyla ilk etapta 6 bin adet sipariş verilen coplar, alüminyum ve çelikten üretiliyor. Katlandığında boyu 20 santimetre olan coplar, belde kolaylıkla taşınabiliyor. İç içe geçebilen 3 metal aksamdan oluşan bu copların uzunluğu açıldığında yaklaşık 60 santimetreyi buluyor. Poliüretan coplara göre çok daha dayanıklı olduğu belirtilen copların, açılırken çıkardığı sesten dolayı suçluda psikolojik etki yaratacağı düşünülüyor. İlk etapta İstanbul, Ankara ve İzmir’de denenecek copları, açılması için hızlıca sallamak yetiyor. Bu copların alınmasında FenerbahçeGalatasaray maçı sonrası eli bıçaklı bir kişiye polisin silah doğrultmasının da etkili olduğu belirtiliyor. CHP tutuklu vekiller için miting yapacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, “12 Haziran 2012, tutuklu milletvekillerinin haksız tutukluluklarının birinci yıldönümüdür. 12 Haziran’ın hemen birkaç gün sonrasında kamuoyuna bu hukuksuzluğu, bu hukuk devleti ihlalini durdurmak için Zonguldak’ta olacağız” dedi. CHP MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Güler, toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, CHP’nin 16 Haziran’da Zonguldak’ta “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Mitingi” yapacağını söyledi. Güler, CHP Parti Meclisi’nin (PM) 7 Haziran’da toplanmasına karar verildiğini belirtti. PM toplantısında, tüzük değişiklikleri çerçevesinde yönetmeliklerin ve 34. Olağan Kurultay tarihinin görüşüleceği bilgisini veren Güler, Gençlik ve Kadın Kurultayları’nın ise büyük kurultaydan önce yapılmasına karar verildiğini kaydetti. Güler, MYK’de Suriye sorununun da görüşüldüğünü belirterek, Suriye konusunda dünya medyasının egemen siyasetin basını olarak çalıştığını, “Gerçekdışı haberlerle dünya halklarına ihanet ettiğini” vurguladı. ‘Ben ölüyorum’ demiş Oğlunun öldüğünü 12 saat sonra öğrendiğini belirten baba Cevat Yılmaz, “Oğlum beni gece 02.20’de arayarak evde olduğunu söyledi. Polis kayıtlarına göre ise saat 01.40’ta gözaltına alındı. Arada yaklaşık 45 dakikalık bir zaman farkı var. Karakolda aynı şekilde nezarette yatan bir arkadaş ‘2 saat nezarette yerde baygın şekilde yattı. Beni çıkarın, ben ölüyorum diye polislere söyledi. Sabah 06.45’te nezaretten çıkararak, ambulans çağırıp hastaneye götürdüler’ diyor. Hastane polisi de, ‘Bu sabah hastaneye geldiğinde ölmüştü’ diyor” dedi. Ailenin avukatı Adnan Küpçük, “Adli Tıp memurları bana bu çocuğun ciddi şekilde dövülmüş olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı. Polis merkezindeki görevlilere, Yılmaz’ın durumunu sorduğunda, “Burada yarım saat kaldı. Sonra hemen hastaneye gönderdik” yanıtını aldığını anlatan Küpçük, “Morgda çektiğimiz fotoğraflarda açık bir şekilde darp olduğu belli. Vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar, şişmeler ve morluklar var. Polislere darp olduğunu söylediğimde, ‘Hayır onlar darp değil, kendisi zaten baygındı’ dediler. ‘Neden ailesine haber vermediniz’ diye sorduğumda ise, ‘İyileşmesini bekledik’ dediler” dedi. Şatıroğlu yeniden başkan ? İstanbul Haber Servisi Türk Gençliğine Hizmet Vakfı’nın yapılan genel kurulunda, başkanlığa yeniden Pof. Dr. Güngör Şatıroğlu seçildi. İkinci başkanlığa ise Şaban Ali Yaşaroğlu, genel sekreterliğe Ecz. Nahit Aktop, idare kuruluna Prof. Dr. Turhan Atalay, Rezzan Ertron, Aydın Velioğlu, Ersin Ertekin, Av. Yılmaz Yavru, Av. Yılmaz Soysal getirildi. Milletvekili ve yazarımız Balbay’ın avukatı tutukluluğa itiraz etti Avukatı: Darp edilmiş Savcı: Özkök dinlensin HATİCE TUNCER Şans Topu devretti ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda kazanan numaralar “1, 15, 18, 21, 27 ve +7” olarak belirlenirken 5 +1 bilen çıkmayınca 594 bin lira devretti. 5 bilenler 4 bin 250’şer lira, 4 +1 bilenler 250 lira 35’er kuruş, 4 bilenler 26 lira 25’er kuruş, 3 +1 bilenler 14’er lira, 3 bilenler 3 lira 15’er kuruş, 2 +1 bilenler 4 lira 20’şer kuruş, 1 +1 bilenler 2 lira 30’ar kuruş ikramiye kazandı. Ergenekon davasında Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesini istedi. 3.5 yıla yakın bir süredir tutuklu bulunan CHP Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın avukatı Mehmet İpek, “Müvekkilim Balbay’ın kaçma ve delilleri karartma şüphesini yaratacak somut bir olgu bulunmamaktadır” diyerek tahliyesini talep etti. Davanın dünkü 191. duruşmasında sanık avukatları mahkemenin birinci, ikinci Ergenekon ile İnternet Andıcı davalarının birleştirilmesi kararından dönmesine talep etti. Balbay’ın avukatı İpek, Balbay’ın bilgisayarından elde edilen gazetecilik faaliyetleri çerçevesinde yaptığı görüş melere ilişkin notların değiştirildiğini yineledi. Mahkemeye, bu dijital verilerin hukuki anlamda delil niteliği taşımadığına ilişkin Boğaziçi Üniversitesi’nden 3 uzmanın mütalaasını sunduklarını belirten avukat Mehmet İpek “Mahkeme tarafından TÜBİTAK uzmanı Hayrettin Bahşi’ye yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda ‘delil bütünlüğünün’ bozulduğunu, harddiskin ‘hash değerinin’ alınmadığını teyit etmiştir” diye konuştu. İpek şöyle devam etti: “Tutukluluk halinin devamına ilişkin kararınızın dayanağını bize izah etmeniz lazım. Tutukluluk kararlarınızda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına, evrensel hukuk ilkelerine hiç uymadığınızı görüyoruz.” CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Di lek Helvacı, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in koruma müdürü Recai Birgün’ün tanık ifadesinde yalan beyanlarda bulunduğunu ortaya koyduklarını savunarak mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını istedi. Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu’nun avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar “Müvekkilim tepkisinin, üzüntüsünün ifadesi olarak tahliye istemiyor” dedi. Savcı Pekgüzel, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in eski Genelkurmay başkanı Özkök’ün tanık olarak dinlenmesi talebinin kabulünü istedi. Pekgüzel, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 11 hükümet görevlisi ve komutanın dinlenmesi talebinin mahkemenin takdirine bıraktı. Gül, Afet Yasası’nı onayladı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Afet Yasası”nı onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Gül, 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa”nın yanı sıra 6307 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 6308 sayılı “Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un da aralarında bulunduğu 6 yasayı yayımlanmak üzere Başbakanlık’a gönderdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle