17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MAYIS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan’ın ‘Kaçakçılar mayına basmıyor’ sözleri, yapılan araştırmalarla örtüşmüyor 5 Mayıs’ın rövanşıydı ve alındı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi, pek çok devrimci öldürüldü. ??? 12 Eylül, Türkiye’deki devrimcilerin, sosyalistlerin, aydınların kökünü kazıdı... AKP iktidarı 12 Eylül’e dokunamaz, göstermelik olarak karşı çıkar... 12 Eylül davasının iddianamesinde, 16 Mart katliamından MSP’nin Konya mitingine kadar çok sayıda önemli olay var ama nedense İzmir İnciraltı Öğrenci Yurtları katliamı yok! O katliamı jandarma yaptı ve kanlı eylemi işleyenler İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı. Bir başka önemli konu Abdi İpekçi, Doğan Öz, Cavit Orhan Tütengil, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler cinayetleri. Katillerin kimler tarafından korunup kollandığı, Mehmet Ali Ağca’nın İstanbul Maltepe Askeri Cezaevi’nden nasıl kaçırıldığı herkes tarafından bilinmiyor mu? Biliniyor! Peki soruşturmayı yürüten savcı, İpekçi, Öz, Tütengil, Türkler’in ailelerini davaya müdahil olarak çağırdı mı? Bildiğim kadarıyla çağırmadı! ??? 12 Eylül davası benim için kandırmaca... Devlet içindeki “derin yapı” yerli yerinde duruyor... Siyasal iktidar “göz boyama”yla toplumu oyalıyor... Bakıyorsunuz, Başbakan Erdoğan’la MHP lideri Bahçeli aynı çizgiye geliyor... Terörle mücadeleye “evet” ancak her Kürt yurttaşımızı “potansiyel terörist” olarak görmeye “hayır” diyorum... 90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerin hangisi aydınlatıldı bugüne değin? Salt tetikçiler bulundu, o kadar! Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e; Vedat Aydın’dan Sivas katliamına değin çok sayıda faili meçhul... Susurluk olayının üstü örtüldü, çocuklar öldürüldü... Eli kanlı PKK’nin iç ve dış güçlerle ilişkisi elbet var... PKK’nin komuta heyetinin Erbil ve Süleymaniye’de yaşadığını, sık sık uçakla Frankfurt’a gittiklerini, özellikle Almanya’da dönercilokanta zincirleri olduğunu, para transferlerini AB ülkelerinden yaptıklarını biliyoruz. Güçlü bir devlet önce masaya yumruğunu vurur bu konuda. Vuruyor mu? Erdoğan yanlış biliyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “dolap beygiri” diye nitelendirerek PKK tarafından kullanıldıklarını önü sürdüğü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ise “kaçakçılar mayına basmıyorlar” demesine karşın Mayınsız Bir Türkiye Girişimi verilerine göre sınırların mayınlandığı 1950’lerden bugüne, çoğu kaçakçı 10 bin kişi mayın patlamalarında yaşamını yitirdi. Toplumsal Duyarlılık Derneği’nin araştırmasına göre, sadece Hakkâri’de son 6 yılda 232 kaçakçı mayınlarda öldü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, salı günü grup toplantısında 34 kişinin öldüğü Uludere olayıyla ilgili, “Kaçakçıların hiçbiri bu bombalara basmıyor nedense? Harita kimlerin elinde ola BAŞBAKAN’I ELEŞTİREN YAZAR KOVULDU Haber Merkezi AKP iktidarına desteğiyle bilinen Yeni Şafak’taki yazısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ı eleştiren köşe yazarı Ali Akel’in işine son verildi. Akel’in 25 Mayıs’ta kaleme aldığı “Allah Aşkına Susun” başlıklı yazısı Yeni Şafak’ta krize neden oldu. Erdoğan’ı doğrudan, sert şekilde eleştiren Ali Akel’in gazeteden gönderileceği haberleri hafta başından beri konuşuluyordu. bilir? Bu harita ile beraber kaçakçılar rahatlıkla gidip gelebiliyorlar” sözleri tepki toplamıştı. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Sözcüsü ve Uluslararası Mayın İzleme Örgütü araştırmacısı avukat Muteber Öğreten, sınırların mayınlandığı 1950’li yıllardan bu yana mayın patlamalarında çoğu kaçakçı 10 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Toplumsal Duyarlılık Derneği’nin Başkanı Özlem Öztürk ise 2006 yılına kadar sadece Hakkâri ve ilçelerinde 1070 olayda 232 kaçakçının mayın patlamalarında yaşamını yitirdiğini söyledi. Mayın raporlarını hazırlayan uluslararası Landmine Monitor’un verilerine göre Türkiye, 19571998 arasında 936 bin 663 mayın döşedi. 19891992 yılları arasında 39 bin 569 mayın, sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yerleştirdi. Türkiye Ottowa Antlaşması olarak bilinen “antipersonel mayınların kullanımının, depolanmasının, üretiminin ve devredilmesinin yasaklanması ve bunların imhası ile ilgili sözleşme”ye 25 Eylül 2003 tarihinde katıldı ve 1 Mart 2004 tarihinde ise taraf devlet oldu. Türkiye, 2 milyon 973 bin 481 adet antipersonel mayın stokunun olduğunu açıkladı. 2011 yılında Türkiye’nin imha ettiği mayın stoku sayısı toplamda 2 milyon 938 bin 60 adeti buldu. Ancak toprağa gömülü mayınlar için hiçbir girişimde bulunulmadı. Sözleşmeye göre ülkelerin, taraf devlet olduktan en geç 10 yıl sonra topraklarını mayınlardan arındırması gerekiyor. 12 Eylül, Terör ve Devlet... Beş yılı aşan uzun tutukluluk süreleri, demokrasi ve özgürlük bayraktarlığı, sivil demokratik anayasa sözü, darbelerle, darbecilerle hesaplaşma kandırmacası... Bugün geldiğimiz nokta neresi? Ben bilmiyorum, bilen varsa açıklasın. Elbet darbecilerle ve darbeseverlerle, devlet içindeki derin güçlerle hesaplaşılmalı, bu ülkeyi geriye götürenler yargı önünde hesap vermeli... Son günlerde yaşananlara bakıyorum ve ülkemizin geleceğinden kaygı duyuyorum. “Türkiye nereye gidiyor” sorusunu sık sık bu yüzden soruyorum. Terör her geçen gün can almayı sürdürüyor... Uludere olayını ağzına alanlar, Türkiye’nin başbakanı tarafından ağır dille suçlanıyor. AKP’yle MHP arasında sanki bir anlaşma söz konusu. MHP lideri Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Şahin’e sahip çıkarken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik eleştiriyor. Acaba neden? AKP ve MHP yoksa yeni anayasa konusunda anlaştılar mı? ??? Tüm bu gelişmeler olurken 12 Eylül davası unutulup gitti. Aslında herkes biliyordu bu davanın böyle olacağını... 12 Eylül’de Ankara’da yapılan işkencelerle ilgili soruşturma kapsamında dönemin Mamak Askeri Cezaevi Müdürü Albay Raci Tetik aranıyor... Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı, Albay Tetik’in adresinin polisçe bulunmasını istemiş. Bildiğim kadarıyla bugün 74 yaşında olan emekli Albay Tetik, İzmir’de yaşıyor. Nedense uçan kuşu teknik izlemeye alan güvenlik güçleri işkenceci Raci Tetik’i bulamıyor. Önce şu 12 Eylül’le bir hesaplaşın bakalım... Sözüm ona hesaplaşılıyor! Aslına bakacak olursak 27 Mayıs’la hesaplaşmak işlerine geliyor. 27 Mayıs’ta Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edildi. 12 Mart, 27 DARBE ARAŞTIRMASI Komisyon 6 ismi dinleyecek ? TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu ilk olarak Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk, Rahşan Ecevit, Ahmet İsvan, Numan Esin, Ahmet Er’i dinleme kararı aldı. Komisyon tüm darbeler için toplam 180 kişiyle görüşecek. Ecevit, komisyona gitmeyeceğini belirtirken Cindoruk “Çağrıya içtenlikle uyarız” dedi. UTKU ÇAKIRÖZER/AYŞE SAYIN 103 avukata soruşturma Bakanlığın KCK davasıyla ilgili soruşturma izni verdikleri arasında Diyarbakır Baro Başkanı Aktar da bulunuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, Diyarbakır’da görülen KCK ana davasında görev yapan 103 avukat hakkında soruşturma izni verdi. Soruşturma haberini, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden duyurdu. Aktar, soruşturma izni verilenler arasında baro başkanı olarak kendisi ile yönetim kurulu tüm asil ve 7 yedek üyesinin de bulunduğu belirterek şunları kaydetti: “Geride sadece 3 yedek üye kaldı. Yedek üyelerle soruşturma için yönetim kurulu tamamlanamadığından Türkiye’de ilk kez kura çekilerek yönetim kurulu tamamlanacak. ‘Avukatlık serbest bir meslektir ve bağımsız yapılması esastır’ sözlerim için savunmayı aşan ifadeler denilerek soruşturma izni verilmiş. ‘Sizler devletin Kürtlere karşı refleksini gösteriyorsunuz’ sözleri de suçlama konusu. ‘Cübbelerinizde neden ilik yok’ sözleri de suçmuş! Ceza soruşturması için savcılığa izin, disiplin yönünden baroya gereğini yapın yazısı gönderildi. Disiplin soruşturmasına karar verecek yönetim kurulu üyesi kalmadı.” ANKARA TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, 1960, 1980 darbeleri ile 1971 muhtırası ve 28 Şubat süreciyle ilgili aralarında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski başbakanlar Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, eski TBMM başkanlarından Hüsamettin Cindoruk, eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’in de bulunduğu 6 ismi “davet ederek ya da ziyaret ederek” dinleme kararı aldı. Çağrıyı Cumhuriyet’e değerlendiren Rahşan Ecevit, “gitmem” yanıtı verirken Cindoruk, “Parlamentonun eski başkanı olarak Yüce Meclis’in çağrısına içtenlikle uyacağını” söyledi. TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Başkan Nimet Baş başkanlığında toplanarak anlatımlarına başvuracağı ilk 6 ismi belirledi. Komisyon; Demirel, Cindoruk, Ecevit, 12 Eylül öncesi CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, 27 Mayıs’taki Milli Birlik Komitesi üyeleri Numan Esin ve Ahmet Er’i dinleme kararı aldı. Bu isimlerden Demirel, Cindoruk ve Ecevit’in hemen tüm darbe ve muhtıralar için görüşlerine başvurulacak. MBK üyeleri Esin ve Er, 27 Mayıs için dinlenirken Ahmet İsvan’in anlatımlarına ise 12 Mart ve 12 Eylül için başvurulacak. 6 ismin yaşlılıkları da dikkate alınarak öncelikle görüşülmesi benimsendi. Komisyon sözcüsü, AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin “Davete icabet etmemeleri durumunda ne olur?” sorusuna, “Davete icabet etmemeleri kendi bakışlarıyla ilgilidir. İcabet etmezler, yasal yaptırım yetkimiz yok. Ama biz millet iradesini temsil ediyoruz” dedi. Şahin şu ana kadar kesinleşmemiş olmakla birlikte taslak halinde 1960 ve 1971 dönemi için 43, 12 Eylül dönemi için 60, 28 Şubat27 Nisan dönemi için ise 180 isimle görüşülmesinin planlandığını bildirdi. Şahin, 28 Şubat’la ilgili de halen milletvekili olan 27 kişi ile görüşülmesinin tasarlandığı bilgisini verdi. Komisyonun dinleme kararı aldığı isimler arasında bulunan Rahşan Ecevit’ten komisyona olumsuz yanıt geldi. Darbeler ve nedenlerinin 35 cümle ile anlatılamayacağını söyleyen Ecevit şu görüşleri dile getirdi: “Ben darbeler hakkında görüşmek istemiyorum. 35 cümle ile aydınlanacak konular değil bunlar. Çağrırlarsa gitmeyeceğimi söyleceğim. Bunlar hiçbiri basit konular değil, önemli konular. O dönemlerin ayrıntılarını yazmakta olduğum kitabımda anlatacağım.” Cindoruk ise çağrıya olumlu yanıt vereceğini söyledi. Cindoruk, “Parlamento eski başkanı olarak Yüce Meclis’in çağrısına uyarız. Davetine içtenlikle yaklaşık ve gider, bildiğimizi söyleriz” dedi. Cindoruk eski bir parlamenter ve Meclis başkanı olarak kendisi için önemli olanın “parlamentonun saygınlığın korumak” olduğunu belirtti. Komisyonda resmi karar alınmamakla birlikte, 28 Şubat süreci ve 27 Nisan bildirisiyle ilgili dönemin Genelkurmay başkanlarının da çağrılması planlanıyor. Emekli orgeneraller Hüseyin Kıvrıkoğlu, İsmail Hakkı Karadayı ve Yaşar Büyükanıt’a önümüzdeki hafta çağrı yapılması bekleniyor. Genel Kurul’da AKP’li ve BDP’li vekiller arasında laf düellosu ‘Kalleşkatil’ tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “kalleşlik”le suçladığı BDP’li Sırrı Sakık’ın “Cumhuriyet tarihinde Kürtlere ihanet edildiği, kalleşlik yapıldığı”nı ileri sürmesi ortamı gerdi. BDP’li Hasip Kaplan’ın eski solcu geçmişine göndermede bulunarak “siyasi döneklikle” suçladığı AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı da sinirlenerek “katiller” karşılığını verdi. TBMM Genel Kurulu’nda “havayolları işkolunda grev yasağı” içeren yasa önerisinin görüşmeleri öncesinde CHP’nin sendikacı kökenli milletvekilleri düzenlemeyi protesto etti. Genel Kurul’da, muhalefetin önerileri görüşülürken de AKP’liler ile BDP’liler arasında “kalleşlik” ve “katil” tartışması yaşandı. yenler, sonra Kürtlere ihanet edenler kimlerse sayın Başbakan bunu iyi biliyor” dedi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, kürsüden “Size kim kalleş dediyse ona konuşacaksınız” sözleriyle tepki gösterdi. AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı da, “TBMM’yi kuran, Cumhuriyeti kuranların sayesinde buradayız” sözleriyle tepki gösterdi. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise “Bize nasıl konuşacağımızı öğretemezsiniz” diye bağırınca tansiyon yükseldi. TCHD’DEN İSTANBUL BAROSU’NA DESTEK: Akşener birleşime ara verdi Nekrofiliyi yeni öğrendim 180 kişiyle görüşülecek Genel Kurul’da söz alan BDP Grup Başkanvekili Sırrı Sakık, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü grup konuşmasında partisine yönelik “nekrofili (ölüsevicilik)” ve “kalleşlik” suçlamasını anımsattı. Ölüyle “cinsel ilişkinin olabileceğini”, Başbakan Erdoğan’ın “nekrofili” açıklamasına kadar bilmediğini belirten Sakık, Erdoğan’ın “kalleş” sözüne de tepki göstererek “Eğer kalleşlik varsa sayın Başbakan dönsün, Cumhuriyetin tarihine baksın. 1920’lerde Cumhuriyet kurulurken ‘Bu Cumhuriyet Türklerin Kürtlerin ortak anayurdu’ di Bahçekapılı’nın itiraz etmesi üzerine de Kaplan “Solcu olup, gelip döneklik yapacaksınız, özgürlük sınırını siz mi öğreteceksiniz” karşılığını verdi. Kaplan ve Bahçekapılı’nın sözlü atışması sürerken BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Bahçekapılı’nın BDP’ye yönelik olarak “katiller” dediğini savunarak ayağa kalktı. Buldan, Bahçekapılı’nın oturduğu sıraya yönelerek “BDP’ye katil diyemezsiniz. Terbiye sınırlarını aştınız” diye bağırdı. TBMM Başkanvekili Akşener, gerilim üzerine birleşime ara verirken verilen arada da tartışma devam etti. BDP’nin “özür dilesin” çağrısı yaptığı Bahçekapılı, kendisinin “Dönek olmak katil olmaktan iyidir” dediğini ancak yine de “içinden gelen bir cümle olmadığını” belirterek özür diledi. Özel yetkili mahkemeler adalete inancı sarsıyor İstanbul Haber Servisi Türk Ceza Hukuku Derneği (TCHD) İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrılmasına tepki gösterdi. TCHD, özel yetkili mahkemelerin, yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına kuruluşundan itibaren aykırı olduğuna dikkat çekilerek “Uzun süredir verdiği karar ve uygulamalarla kamuoyunun gündemine damgasını vuran CMK. 250. maddesi ile görevli ağır ceza mahkemelerinin, adalete olan inancın derinden sarsılmasına neden olmaya devam ettiği” belirtildi. TCHD’nce yapılan yazılı açıklamada, avukat bulunmadan mahkemelerin karar verebilmesine olanak sağlayacak nitelikteki TBMM gündeminde bulunan Ceza Muhakemesi Kanunu değişikliğinin; aslında savunmasız bir yargı özleminin en açık ve kesin kanıtı olduğu kaydedildi. Açıklamada, “Hiç kimse, avukatsız bir yargı isteğine, savunma makamının baskı altında tutulması düşüncesine ve uygulamalarına karşı sessiz kalamaz, kalmamalıdır. İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu Üyelerinin duruşmada hazır bulunarak, sıfat ve görevlerinin yasal dayanaklarını açıklayarak; CMK. 250. madde ile görevli ağır ceza mahkemesinden adil bir yargılama yapılması isteğinde bulunmaları demokrasinin, hukukun ve savunma mesleğinin verdiği görevin yerine getirilmesidir. Bu haklı ve hukuka uygun olan talebe karşılık mahkemenin, dünyanın en büyük ve en eski barolarından İstanbul Barosu hakkında suç duyurusunda bulunması talihsizliktir”denildi. Açıklamada baro yöneticilerinin, adil bir yargılama isterken adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmekle suçlanmasının anlaşılması ve anlatılması çok zor bir durum olduğu keydedildi. CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ AKP’nin planı hukuk devletini sona erdirmek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum hukukçu milletvekilleriyle birlikte düzenlediği TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “AKP’nin CMK’de yapacağı değişiklikle hukuk devletini tamamen ortadan kaldıracak önemli bir planı uygulamaya koyduğunu” vurguladı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, “avukatların duruşma salonundan çıkarılması halinde adaletin salondan çıkarılmış olacağını” söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, “Şu anda adil yargılamaya teşebbüs eden, mahkemelerin kendisidir. Adil yargılama için savunma zorunludur” dedi. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar ise darbe dönemlerinde, darbecilerin yaptığı ilk işin savunmayı kısıtlamak olduğunu vurgularken “AKP’nin bu yaptığı, faşizme doğru gidişte ciddi bir adımdır” diye konuştu. Rahşan Ecevit gitmeyecek Bakana göre avukat tehdit Ergin, üçüncü yargı paketindeki avukatların dosya içeriğini inceleme ve örnek almasının kısıtlanmasının gerekçesini ‘terörle’ açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu’ndaki 3. yargı paketinin görüşmelerinde CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk tutuklu milletvekilleri konusunu gündeme getirdi. Tutuklu vekiller konusunu alt komisyonda dile getirdiklerini ancak kendilerine bu konunun üst komisyonda ele alınacağının söylendiğini belirten Öztürk, “Ama bu konu burada ele alınmıyor. Alay mı ediyorsunuz?” dedi. Öztürk, “Sayın Başbakan ‘bu işin formülü yok’ dedi. Öyleyse bize niye ‘formül verin’ dediniz? Başbakan sezaryende formülü buluyor, ‘bakana talimat verdim’ diyor. Peki bu konuda neden talimat vermiyor?” diye konuştu. Toplantıda, “avukatın, dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasının, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmesi durumunda kısıtlanabileceğine” ilişkin maddesi de tartışma konusu oldu. CHP, bu düzenlemeye itiraz ederek tasarıdan çıkarılmasını istedi. Öztürk, düzenlemeyle avukatlara kısıtlama getirildiğini söyledi. Toplantıya başkanlık eden AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, alt komisyonda önergeleri görüştüklerini, kabul edilenlerin işlendiğini kabul edilmeyenlerin ise işlenmediğini söyledi. Adalet Bakanı Ergin ise muhalefetin bu düzenlemeye itirazlarına yanıt verirken “Belki bu fıkra kaldırılsa savunma açısından daha iyi olabilir ancak her gün asayiş ve terör olaylarıyla mücadele ederken, kolluğun ve soruşturma makamlarının ellerindeki enstrümanlarını almaya başlarsak yarın bunlar sorgulanmaya başlanabilir. Özgürlükçülük adına dile getirilen düşüncelere saygı duyuyorum, onlara bir itirazımız olamaz. Türkiye hem demokratikleşme sürecinde mesafe alırken hem de terörle mücadele ederken bunun dengesini iyi korumak zorundadır” dedi. CHP: Avukatlara kısıtlama C MY B C MY B Genelkurmay başkanları da listede
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle