Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MAYIS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tutuklu vekiller sorununun çözümü için muhalefetin hazırladığı formüle destek yok 5 “Birbirlerine işkence ediyorlar sakatlıyorlar / sessizlikle sözcüklerle / sanki yaşayacakları başka hayatları / varmış gibi...” Hayatla vicdan arasında bir ilişki vardır... Zaten yaşam böyle ivme kazanır, vicdanı ve duyguları örselenmiş insana AKP ‘Hayır’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, muhalefetin uzlaştığı “tutuklu vekil” formülüne “hayır” derken Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Ak Parti’nin tüzelkişiliği, Adalet Bakanlığı’nı temsil etmez. Bunun kararını alacak AK Parti’dir” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in daveti üzerine bir araya gelen CHP, MHP ve BDP grup başkanvekilleri CMK’nin 100. maddesinde bir değişiklik yapılarak “tutuklu vekil” sorunun çözümü konusunda anlaşmaya varmıştı. Ancak AKP, bu formüle sıcak bakmıyor. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Bu düzenleme Murat Karayılan’ı Soner Yalçın’ın Samizdat’ı... Soner Yalçın hesaplaşıyor... Kendisiyle mi? Hayır! Gazetecilikle hesaplaşıyor, “liboş tayfa”yla, “rüzgârgülleri”yle, adaletle. Bir dik duruşun öyküsü Soner’in Silivri’de yazdığı “Samizdat” (Kırmızı Kedi Yayınevi) kitabı. Ben de bir solukta kitabı okuyanlardanım... Kitabı okurken o bilindik gazetecileri, yani dönek takımını bir bir gördüm! Kimlikleri bilindik! Vahşi kapitalizmin güler yüzü “küreselleşmenin” destekçisi gazeteciler. Kitabı okurken Soner’in faili meçhul cinayetler, JİTEM, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Susurluk çetesi, MİT, Cem Ersever hakkında yazdığı kitapları geldi aklıma. Hepsini okumuş, kimi yazılarımda alıntılar yapmıştım... ??? Soner yaşamı boyunca demokrasiyi, özgürlükleri savundu. Samizdat, üzerinde durulması ve çok tartışılması gereken bir kitap. İşlek bir kalem, akıcı bir biçem... Elime aldım ve bitirinceye dek uyumadım... Soner Yalçın’ın çığlığını duyan oldu mu medyada? Elbet oldu ama o denli fazla değildi sayımız... Korku iliklerimize dek sinmişti! Zindanlarda çok öykü, roman, şiir, günlük yazıldı bugüne değin. Dönem dönem farklıydı... Soner’in başına ne geldiyse dik duruşundan ödün vermeyişinden geldi. Dik durdu boyun eğmedi! Odatv iddianamesini baştan sona okuduktan sonra hukukçu arkadaşlarıma sordum: “Soner ve arkadaşları gazetecilik dışında bir şey yapmamışlar... Nasıl olur da örgüt üyesi oluyorlar?” Hukukçuların tümü aynı yanıtı verdi: “Oluyor işte!” ??? Serin bir ilkyaz gecesi... Soner Yalçın’ın son kitabı “Samizdat”ı okuyup bitirdikten sonra masamın üzerine koyup kendi kendime sordum: “Gerçeklere dayanacak gücümüz var mı?” O anda aklıma Tadeuz Rozewicz’in dizeleri geldi: ? Muhalefet, CMK’nin 100. maddesinde bir değişiklik yapılarak “tutuklu vekil” sorunun çözümü konusunda anlaşmaya varmıştı. Ancak AKP, bu formüle sıcak bakmıyor. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Bu düzenleme Murat Karayılan’ı milletvekili yapar. AK Parti bunun arkasında durmaz” dedi. Muhalefet ise AKP’nin Karayılan örneği arkasına sığınmasına tepki göstererek AKP’nin ‘biz ne söylersek o olur’ tavrı içinde olduğunu savundu. milletvekili yapar. AK Parti bunun arkasında durmaz” dedi. Adalet Bakanı Ergin, dün Adalet Komisyonu’nda terörün finansmanı tasarısı görüşülürken CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin sorusu üzerine Adalet Bakanlığı’nın kurumsal olarak muhatap noktada bulunmadığını söyledi. Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ak Parti’nin tüzelkişiliği, Adalet Bakanlığı’nı temsil etmez. Meclis Başkanımız, 3 siyasi parti grubuyla görüşme sonrasında geldiği noktayı Ak Parti’ye bildirmiştir. Bunun kararını alacak Ak Parti’dir.” Kulislerde Adalet Bakanı Ergin’in de ayrı bir formül üzerinde çalıştığı ifade edilirken iktidarın tavrı muhalefetin tepkisine yol açtı. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, “Sürece zarar vermemek için bir açıklama yapmıyorum. Anahtar parti ortada. Bu açıklamalar tutuklu milletvekilleri sorununu çözmek istemedikleri anlamına gelir. AKP MYK’de karar verilecekmiş. Bu, milli irade biziz, kalan yüzde 50 bizi ilgilendirmez, biz ne söylersek o olur, anlamına gelir” açıklamasını yaptı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, Elitaş’ın açıklamalarına tepki göstererek milletin oyunu almış milletvekillerinin içeri tıkılması konusunda siyasal iradenin bir tavır aldığını kaydetti. “Anlaşılıyor ki yargı yürütmenin talebiyle bunları yapıyor” diyen Vural, hiç kimsenin Karayılan’ın önünü açmak istemediğini ifade etti. AKP yöneticilerinin işaret ettiği MYK toplantısının Başbakan Erdoğan’ın yurtiçi ve yurtdışı gezileri nedeniyle haftaya kalabileceği belirtildi. Erdoğan, pazar gününe kadar partisinin il kongreleri nedeniyle Ankara dışında olacak. Erdoğan, pazar günü de Slovenya’ya oradan da İtalya’ya gidecek. Hak ihlallerinin her geçen gün arttığı cezaevlerinde disiplin cezası almamak mucize haline geldi F Tipi zihniyet suç üretiyor CİHAN ORUÇOĞLU HAKİŞ İLE MEMURSEN’İN MİTİNGİNE KATILAN ÇELİK’E DİSK’TEN YANIT Cezaevlerinde siyasi tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlalleri nisan ayında da artarak devam etti. Cezaevlerindeki tecrit uygulamaları; mektup, görüş yasakları ve çeşitli disiplin cezalarıyla ağırlaşıyor. “Gereksiz yere slogan atmak” suçlamasıyla tutuklu ve hükümlüler senelere varan cezalara maruz kalıyor. Tecrite Karşı Mücadele Platformu tarafından derlenen, cezaevlerindeki siyasi tutuklu ve hükümlüler üzerindeki tecrit uygulamaları raporuna göre tecrit, nisan ayında da artarak devam etti. Tecrit uygulamaları geçen ay özellikle Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi, Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi cezaevlerinde yoğun olarak yaşandı. Sincan 1 No’lu Cezaevi’nde geçen ay, 7 tutuklunun odaları istekleri dışında değiştirildi. Uygulamaya karşı gelen 2 tutukluya darp raporu verilirken 2 tutukluya da disiplin soruşturması açıldı. Yine tepki gösteren 3 tutukluya haberleşme araçlarından 2 ay süreyle yoksun bırakma cezası verildi. Aynı cezaevinde Uğur Güdük; 2 ay, Mehmet Ali Tosun; 6 ay, Serkan Akkuş; 4 aydır aldıkları çeşitli cezalar nedeniyle tahliye edilmiyor. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde ise tutuklu ve hükümlülerin belirli günlerde düzenlediği anmakutlama programları nedeniyle soruşturmalar açılıyor. Tutuklu ve hükümlüler bu nedenle senelere varan cezalara maruz kalıyor. Bu cezaevinde hakkında iletişim ve ziyaret yasağı olmayan tutuklu ve hükümlünün kalmadığı bildiriliyor. “Gereksiz yere slogan atmak” suçlaması ile çok sayıda tutuklu ve hükümlüye tutanak düzenleniyor. Tutuklu ve hükümlüler her gün belirli saatlerde düzenli olarak slogan atıyor. Platform üyeleri yaptıkları değerlendirmede, bu nedenle soruşturma açılması durumunda yıllara varan cezalar verildiğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Soruşturmalar kullanılarak tutuklu ve hükümlülerin temel hakları gasp edilmekte, bu yolla baskı kurulmaya çalışılmaktadır. Bu noktada, açılan soruşturmalar bir tür intikam saldırısına dönüşmekte, iletişimziyaretaçık görüş hakları gasp edilmekte, hatta bunun da ötesine geçilerek tahliye olması gereken tutsaklar ‘iyi halli olmadığı’ söylenerek fazladan hapis yatırılabilmektedir.” “Gereksiz yere slogan atmak” nedeniyle aylarca iletişim ve ziyaret yasağı alan bazı isimler ve aldıkları cezalar şöyle: Barış Özçelik: 27 ay ziyaret, 14 ay iletişim yasağı getirildi. Murat Şahin: 27 ay iletişim, 7 ay ziyaret yasağı var. Mehmet Akdemir: 28 ay ziyaret, 16 ay iletişim yasağı var. Cem Kılıç: 28 ay ziyaret, 17 ay iletişim yasağı var. Nedim Öztürk: 30 ay ziyaret, 17 ay iletişim yasağı var. Fırat Özçelik: 32 ay ziyaret, 11 ay iletişim yasağı var. Tartışmalı yasa yine Genel Kurul’da Yabancıya satış ısrarı sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin, Anayasa Mahkemesi’nden defalarca dönmesine karşın çıkarmakta inat ettiği “yabancılara mülk satışı”nın sınırlarını geniştelen yasa TBMM Genel Kurulu’nda tartışmalarla görüşülmeye başlandı. Görüşmelerde söz alan CHP’li Ali İhsan Köktürk tasarının anayasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek “Karşılıklılık ilkesinden vazgeçmek devletin egemenliğinden vazgeçmesiyle eşanlamlıdır” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise “Yabancılar toprağı alıp götürecek değil ama ekonomik gücün siyasal sonuçlar doğurduğunu tarih yazıyor” görüşünü dile getirdi. MHP’li Yusuf Halaçoğlu da tasarıyla ülke topraklarının yüzde 10’una kadar satış öngörüldüğüne dikkat çekti. ‘Bakan sözünü tutmadı, alkışlandı‘ MUSTAFA ÇAKIR insan denilemez. Soner, vicdanı ve duyguları olanlara sesleniyor demir parmaklıklar arasında. İntikam duygusuyla beslenenlere değil... Hayata sesleniyor, öç alma duygusuyla beslenenlere değil... Soner Yalçın, gerçeklerle yüzleşirken birey olmanın onurunu yaşıyor. Elbet bu anlattıklarım kimi sözde aydınlar, gazeteciler için değil. Soner yürekleri manda gönünden olanlara seslenmiyor. Soner, yaşadığımız “acı yılların tanıklarından” sadece birisi. ??? Yaşamın o çiçekli dallarına, insan sevgisi olanlara, demokratik ve özgür bir Türkiye içinde yaşamak isteyenlere. Hoyratlığa, acımasızlığa, candaşlara, yandaşlara, dindaşlara değil! Dönem “muhbir yurttaş” ve “muhbir gazeteci” dönemi, CD’ler, bilgiler, belgeler sanık avukatlarına ulaşmadan malum medyanın manşetlerinde. Soner tarihe tanıklık ediyor bu yüzden! Gazetecilerle hesaplaşıyor açık açık! Onların sesi soluğu çıkmıyor! Kapkara vicdanlarıyla ortalıkta dolaşmaktan utanmıyorlar! Samizdat, zindan güncesi değil, yaşamın haritası... Roman tadında... Rusya’daki olağandışı dönemlerde, sansürden kaçırılıp basılan kitaplara “Samizdat” adı verilirdi. Soner Yalçın bir yılı aşkın süredir içeride... Suçu büyük: “Terör örgütüne üye olmak, halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etmek!” ??? Kitabı bitirince bir tuhaf duyguya kapıldım... Balkona çıkıp bir süre gökyüzüne baktım. Binlerce gecenin içinde uyku bir su serinliğine bürünmüştü... İlkyaz sürgün veriyordu... Gece parçalanır gibiydi sodamsı bir siyaha ve maviye... Aydınlığın doğum gününü bekleye bekleye yorulmuştum artık. Samizdat’ı yeniden elime alıp kapağına baktım bir süre... Evet bu kitabı mutlaka ama mutlaka alıp okuyun! Ceza almayan yok ANKARA Hakİş ile MemurSen’in 1 Mayıs mitingine katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, gündemde olan ve çalışanların sert tepki gösterdikleri “kıdem tazminatının fona devri, esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması” gibi hazırlıklara hiç değinmedi. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, Çelik’in daha önce sendika yasaları, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile çalışma hayatını ilgilendiren sözler verdiğine işaret ederken “Verdiği sözler yerine ge tirilmedi. Daha güçlü olan sermaye, bakanı sözünü yerine getiremeyecek duruma getirdi” dedi. 1 Mayıs’ta Çalışma Bakanı’nın miting konuşması yapmasını doğru bulmadıklarını dile getiren Serdaroğlu, şöyle devam etti: “Hükümet, 30 yıl önceki yasalardan daha kötü yasalar getiriyor. Çalışma Bakanı bunlara karşın konuşuyor ve alkış alıyorsa bu tür düzenlemeler karşımıza daha çok çıkacak demektir.” Serdaroğlu, Türkiye’de antidemokratik uygulamalar olduğuna işaret ederken “Bugün Türkiye postmodern diktatörlüğe doğru gidiyor” dedi. BDP’Lİ GÜLTAN KIŞAN AK ABD ZİYARETİNİ ANL ATTI ‘ABD’nin Türkiye’den beklentisi demokrasi’ AYŞE SAYIN ‘Hakları gasp ediliyor’ Tiyatrocuya ‘kıyak emeklilik’ formülü SELDA GÜNEYSU ? Kültür Bakanı Günay, tiyatrolarla ilgili Avrupa’daki modelleri incelediklerini belirtirken memur statüsündeki sanatçı kadrolarının boşaltılması için yöntem aranıyor BÜLENT ARINÇ: HÜKÜMETİN KARARI KESİN Bakanlar Kurulu toplantısının ardından soruları yanıtlayan hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Şehir Tiyatroları’nın özelleştirilmesi konusunda hükümetin kararının kesin olduğunu söyledi. Bakanlar Kurulu’nda konunun teknik ayrıntılarıyla incelenerek bir taslak hazırlanması konusunda karar alındığını belirten Arınç, “Belediyelerin işveren olduğu yerlerde biz gerekli kalitenin artmadığını, izleyici sayısının fevkalade dikkat çekecek kadar yükselmediğini ve özgürlük anlayışının yeterince yer bulamadığını görüyoruz. Özgürlüğün daha geniş alanda sağlanması lazım” dedi. ANKARA Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Memur sanatçı anlayışının sanatta özgürlük anlayışıyla bağdaşmadığı şeklinde yaygın bir kanaat var. Sinemaya nasıl destek veriyorsak, tiyatronun da öyle desteklenmesi şeklinde fikirler var. Avrupa örneklerini, İngiltere’yi, Fransa’yı inceleyeceğiz” dedi. Tiyatroların özelleştirilmesi konusunun değerlendirildiği Bakanlar Kurulu’nun ardından Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bakanlıkta yapılması öngörülen çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyadaki modellere benzeyen, özgürlükçü bir model benimsenmesi yönünde yaygın kanaat var. Türkiye’ye özgü bir model olacak. Projeyi destekleyen, doğrudan sanatı destekleyen bir yöntem üzerinde çalışacağız. Memur sanatçı yerine, sanatçı girişiminin desteklenmesi söz konusu. Memur sanatçı anlayışının, sa natta özgürlük anlayışıyla bağdaşmadığı şeklinde yaygın bir kanaat var. Sinemaya nasıl destek veriyorsak, tiyatronun da öyle desteklenmesi yönünde fikirler var.” Günay, üzerinde düşünülen söz konusu projelerin “hemen yarın olmayacağını” da belirterek “Ama bir çalışma yapacağız. Avrupa örneklerini, İngiltere’yi, Fransa’yı inceleyeceğiz” dedi. Günay, “Sanatçılar görevlerini düzgün bir biçimde yapmaya devam etmeliler” dedi. Öte yandan Devlet Tiyatroları’nda (DT) 657 sayılı Devlet Memurları Ya sası’na bağlı olarak çalışan sanatçılarının emekliliğe teşvik etmek için “kıyak emeklilik” bakanlığın gündeminde. DT çalışanlarının büyük bir kısmı bu formülden yararlanacak. Sanatçılar emekli olduklarında maaşları yarı yarıya düşüyordu. “Kıyak emeklilikle” birlikte emeklilik ikramiyesi artacak ve emekli maaşlarında önemli derecede iyileştirme söz konusu olacak. Böylece DT’de “memur” statüsünde çalışan sanatçı ve teknik personel kadroları boşalacak. Yerine “sözleşmeli” statüde çalışan sanatçı ve teknik personel alınacak. ANKARA BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, ABD yönetiminin Türkiye’den “demokratikleşme” ve özellikle uzun tutukluluk süresi ve Terörle Mücadele Yasası’ndan kaynaklanan sorunların çözümü konusunda “beklentilerini” ifade ettiklerini bildirdi. Kışanak, 2230 Nisan tarihleri arasıda BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, BDP Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür’le birutuklu vekillere likte yaptıkları ABD ziyayakın izleme retindeki izlenimleriyle ilgili Bu çerçevede tutuklu sorularımızı yanıtladı. ABD milletvekili sorunun da Dışişleri Bakan Yardımcısı gündeme geldiğini kayPhilip Gordon ile bazı sededen Kışanak, ABD’li natörler ve düşünce kuruyetkililerin bu konudaki luşları ile görüştüklerini angelişmeleri ve yaşananlatan Kışanak, ABD yöneları “tahminlerinin” de timindeki en önemli değişimin, Kürt sorununun çö Gültan KIŞANAK ötesinde çok yakından izlediğini kaydetti. ABD’nin zümüne bakış açısında olduğunu belirterek şunları söyledi: yeni anayasa hazırlanması öncesinde, “ABD Kürt sorununu çok iyi anla BDP’nin “yol temizliği” olarak ifamış. Eskisi gibi ‘şiddet meselesi’ de ettiği demokratikleşmeye dönük olarak bakmıyorlar. PKK’nin Kürt yasal düzenlemeler konusunda adım sorununun önemli bir parçası ol atmasını ve milletvekillerinin de serduğunu, Kürt sorunu çözülecekse best bırakılması gerektiği görüşünde PKK’nin de bununla birlikte çö olduğunu ifade eden Kışanak, “Özzülmesi gerektiğini söylüyorlar. gürlükçü anayasa yapılması koABD büyük fotoğrafın tamamını nusunda beklentileri var. Yol tedaha iyi görmeye başlamış. Yansı mizliği meselesi çok gündemde” tıldığı gibi görüşmelerde PKK çok görüşünü dile getirdi. Gültan Kışanak, ABD’li yetkilileaz az yer tuttu.” Kışanak, yaptıkları görüşmelerde rin Türkiye’nin Suriye konusunda bu ABD’lilerin, BDP’nin Kürt sorununa kadar “yüksek profilli ve sert söyçözüm olarak önerdiği “demokratik leme” dayalı politikasını kaygıyla izözerkliğe” Türkiye’nin karşı çıkma lediğini ifade etti. sı karşısında şaşırdıklarını ileri sürdü. ABD’de eyalet sistemi olduğuna dikkat çeken Kışanak, “Biz eyalet bile önermiyoruz. Federasyondan bile daha düşük profilli bölgesel yönetim istediğimizi anlattık. Ancak onlar Türkiye’de devletin neden bu düzenlemeye karşı çıktığını anlayamadılar. Kürt sorunun barışçıl çözümü de dahil olmak üzere, Türkiye’den demokratikleşme taleplerinin olduğunu ifade ettiler” görüşünü dile getirdi. T C MY B C MY B