17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MAYIS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 3 yılı aşkın süredir tutuklu Balbay, açık mektup gönderdi, af istemediğini söyledi Anketle pazarlık olmaz İÜ’deki patlamaya 2 tutuklama ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi’nde 13 gün önce meydana gelen patlamaya ilişkin iktisat fakültesi kız öğrencileri S.E. ve M.K’nin 16 Mayıs’ta tutuklanarak cezaevine gönderildiği belirtildi. Patlamaya ilişkin polis kameralarınca tespit edilen görüntüler de basına dağıtıldı. Silivri’de 185. Duruşmadaki Tanık Silivri’de dosyaları birleştirilerek devam eden Ergenekon davalarının dünkü duruşmasında, merhum Başbakan Bülent Ecevit’in koruma müdürlüğünü yapan Recai Birgün de tanık olarak dinlenmiş. Ecevit’in ölümünden sonra Rahşan Ecevit’in önerisi ile bir dönem DSP İzmir Milletvekili de seçilen Birgün’ün anlattıkları, eski Başbakan’ın iktidardan ayrılmasını sağlamak amacıyla dış güçlerin düzenlemiş olduğuna kuşku duymadığım bir planı yargı tutanaklarına geçirmek açısından ayrıca önem taşıyor. Bülent Bey, tam tamına 10 yıl önce, 20 Mayıs 2002 Cumartesi günü makamında çalışırken içtiği bir bardak çaydan sonra sırtında duyduğu ağrı nedeni ile Başkent Hastanesi’ne götürülüyor. Koruma Müdürü Birgün o gün izinlidir. Başbakanı muayene eden hekimler, uyguladıkları tedavi sonrasında evinde dinlenmesini söylüyorlar. Tanık koruma müdürü, ondan sonrasını dünkü 185’inci duruşmada “Daha sonra göğüs bölgesinde ağrı oluştuğunu, 10 gün kaldıkları Başkent Hastanesi’nde bir süre sonra omurgada çökme meydana geldiğini, hekimlerin, hastanın felç olabileceği için lavaboya bile gitmemesini istediklerini” anlatmış. Ecevit’in tez canlı birisi olduğu için hekimlerin söylediklerine uyum sağlamadığını anlatan eski koruma müdürünün tanıklığı, beni o günlerde yaşanmış olan olaylara kadar götürdü. Ecevit’e iş göremez raporu verilmesini isteyenlerden tutun da, DSP kontenjanından başbakan yardımcısı olan Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan’a “Başbakanım” diye hitap eden dönemin Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ve başka iş dünyası mensuplarının övgülerini... Boş bir kasayı, o günkü ekonomik durumu iyice altüst edecek moral savaşlarının örneği olarak Başbakanlık önünde dolaştıran gizli parmakları… ..Ve o günlerde Irak’a girme hazırlığı yapan ABD’nin askerlerini İskenderun’a çıkarıp güney sınırımızdan geçirmek için yaptığı nabız yoklamasına “olmaz öyle şey” yanıtının verildiğini… Medyamız da sanki gözleri ile tanık olmuşçasına, Başbakan’ın uzamış kirli tırnakları ve düşmüş çorapları ile “perişan bir şekilde” makamına gelip gittiği iftirasını yazmaktan kaçınmayan kalemleri… Bugünmüş gibi anımsadım.. Ama, aradan on yıl geçtiği halde, Ecevit’in karnının ve sırtının ağrımasına neden olan o çay bardağının niçin tahlile götürülemediğinin sırrını çözemiyorum. Ukrayna Cumhurbaşkanı Yuşçenko’nun da böyle bir operasyon sonunda yüzünde çıkan yaraları ve iktidardan uzaklaştırılmasını düşünüyorum. Okurların izni ile bu yazıyı, bir anı belgeselinin finali gibi bitirmeyi deneyeceğim: ABD 11 yıl önce girdiği, üç parçaya ayrılmış Irak’tan hâlâ son birliklerini nasıl çekeceğini araştırıyor. Türkiye’de, gerçek bir demokrasinin kurulması için çaba sarf eden 100 gazetecinin tutukluluğu sürüyor... Bugün günlerden salı. Unutmayalım, Başbakan partisinin grubunda aşağı doğru inmeye başlayan ekonomimizin durumunu bir yana bırakarak, icraatın içinden nasıl mucizeler çıktığı masallarını anlatmayı sürdürecek. CHP bir türlü dışa dönük mücadele vermeyi bilemeyecek. İç kavgalar ve hizipleşmelerin sancıları içinde olacak... CHP’li başkana bombalı saldırı ? HATAY (Cumhuriyet)İskenderun ilçesine bağlı CHP’li Karaağaç Belde Belediye Başkanı Necmettin Acar’ın evinin bahçesinde park halindeki otomobiline bombalı saldırı düzenlendi. Patlamada ölen ya da yaralanan olmadı. Acar, herhangi bir kimse ile husumetinin bulunmadığını söyledi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Acar’ı arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiği bildirildi. Türk hacker’lardan PKK’ye sanal darbe ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünün ilk harflerinden oluşan “NMTD Tim” adlı Türk hacker grubu, Hatay’da 3 askerin şehit edilmesi üzerine terör örgütü PKK’ye ait ve örgüte yakın oldukları iddia edilen internet sitelerine 30 günlük siber saldırı başlattığını duyurdu. Hacker’ların, 2 günde yaklaşık 500 siteye saldırı düzenlediği öne sürülürken, örgütle bağlantıları olduğunu tespit ettikleri kişilerin mail hesapları, kimlik bilgileri ve birçok dilekçenin ellerine geçtiği bunların güvenlik birimlerine iletildiği iddia edildi. İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından 3 yılı aşkın bir süredir Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 12 Haziran seçimlerinin yıldönümünün yaklaştığına dikkat çekerek “Her bireyi ‘birey’ olmaya çağırıyorum” dedi. Tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin AKP’nin tavrını eleştiren Balbay, “Milli iradeyi milyonlarca kişinin verdiği oy mu belirler, nasıl yapıldığı bilinmeyen birkaç bin kişilik anket mi?” diye sordu. Balbay, dün “Kamuoyuna açık mektup” başlıklı yazılı açıklama yaptı. Kamuoyuna mektubuna “Türkiye’de hukuk, adalet ve özgürlük kavramları, günlük iktidar siyasetinin en ucuz parçası haline gelmiştir” ifadeleriyle başlayan Balbay, şöyle devam etti: “Son olarak tutuklu vekillerin Meclis’e katılmasını sağlayacak yasal düzenlemeye, iktidar partisinin ‘Biz anket yaptık, ankete katılanların yüzde 60’ı, onların özgürlüğünü istemiyor’ açıklaması siyasal ve toplumsal linçtir. Bir partinin genel merkezi anket yaparak mahkeme kurmakta ve karar vermektedir. Bu hükmün öne alınmasıdır. Bu mahkemenin parti genel merkezine alınmasıdır. Balbay için 1 milyon imza “Mustafa Balbay’a Özgürlük Girişimi”, milletvekili seçildiği 12 Haziran’a dikkat çekerek Balbay için 1 milyon imza kampanyası başlattı. İstanbul’da Adalar Belediyesi’nin desteğiyle Adalar’da başlatılan imza kampanyasında ilk gün yaklaşık 4 bin imza toplandı. İstanbul, İzmir, Ankara ve belirli merkezlerde gerçekleştirilecek etkinliklerle Balbay’ın uzun tutukluluğuna ve tutuklu milletvekili haline dikkat çekilecek. Kampanya hakkında bilgi veren avukat Ahmet Kemal Şenpolat, “12 Haziran’a kadar sürecek kampanya için Beşiktaş, Kadıköy, Şişli ve Bakırköy gibi ilçelerde, sandıklarımızı önemli merkezlere kuracağız. Önümüzdeki hafta www.balbaymustafa.com devreye girecek. Balbay’ın resmi Facebook ve Twitter ve web adreslerinden de duyuracağız” dedi. Bu Meclis’in yasa yapma yetkisinin iktidar partisinin yönetim organlarına devredilmesidir. Dünyanın hiçbir ülkesinde anketle özgürlük pazarlığı yapılmaz.” Balbay, “Yaşadığımız durum, eski Türk filmlerinde elleri kolları bağlı bir kişi su isteyince başındaki kişinin bir testi su getirip kahkahalarla yere dökmesine benziyor. Unutulmasın ki, o zulmü ya ‘Karayılan da gelir’ panlar, filmlerde bile kazanmamıştır” değerlendirmesini yaptı. Açıklamasında, “Tutuklu vekiller çıkar Meclis’e gelirse Karayılan da Meclis’e gelirmiş” ifadesine yer veren Balbay şöyle devam etti: “Şu anda Danıştay katili ile birlikte yargılanıyorum; çıkarsam yanıma Karayılan’ın geleceği söyleniyor! İktidar öylesine büyük bir kaos ortamı yarattı ki, kamuoyu tutuklu ile hükümlü arasındaki farkı bile gözetmiyor. Yargılanmakta oldu Mutzenich (sağdan ikinci), Kart (sağda) ve Loğoğlu (soldan ikinci) Avrupalı parlamenterler CHP’li vekillerle Silivri’ye gitti ‘THY’de Sendikayı tasfiye girişimi’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Musa Çam, THY’de 14 bin kişiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürerken; AKP Milletvekili Metin Külünk’ün havacılık hizmetlerinde grev yasağı getirilmesi için yasa önerisi vermesini “sendikayı tasfiye girişimi” olarak nitelendirdi. Çam, “AKP’nin, biz darbelere karşıyız, 12 Eylül’e karşıyız söyleminin karşılığında açıkça sendikaya karşı, çalışanlara karşı sivil bir darbe yapılmaktadır” dedi. ‘Halk iradesi tutuklu’ İstanbul Haber Servisi CHP milletvekilleri Faruk Loğoğlu ve Atilla Kart ile Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekillerinden oluşan bir heyet, dün Silivri Cezaevi’nde yazarımız ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Mehmet Haberal’ı ziyaret etti. Almanya SPD Milletvekili Rolf Mützenich, milletvekillerinin uzun süre tutuklu kalmasının halkın iradesine uymadığının altını çizerek “Seçilmiş parlamenterlere karşı yapılan uygulamalar, Avrupa ve Almanya politikacılarını ilgilendiriyor” dedi. Loğoğlu ve Kart ile Almanya Sosyal Demokrat Parti SPD Milletvekili Rolf Mützenich, Avrupa Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyesi Erdal Tekin ve Almanya’da SPD’nin teşkilat görevlisi Tayfun Keltek, ziyaretlerinin ardında Silivri Cezaevi önünde açıklama yaptı. Mützenich, Türkiye’nin, bu bölgede dünyanın diğer ülkelerine de örnek olacak bir pozisyonda olduğunu ifade etti. Mützenich, “Fakat şu anda parlamenterlerin içeriye atıldığı, tutuklandığı bir ortam bulunuyor. Tahmin ediyorum örnek olmanın bir yardımcısı olmayacaktır. Biz de düzenli olarak bu olayları, parlamenterlerin durumlarını adım adım takip ediyoruz, etmeye de devam etmek istiyoruz” diye konuştu. Fransa’daki seçimlerin ardından Türkiye’nin AB’ye girmesi için yeni bir olanak doğduğunu belirten Mützenich, değerlendirmelerinin ise “İnsan hakları ve özgürlüklerin Türkiye’de ne şekilde değer gördüğü” konusunda olacağını vurguladı. Mützenich vekillerin uzun süre tutuklu kalmasının halkın iradesine uymadığını, bu durumun “demokratik devlet”in bir unsurunu göstermediğini belirtti. Atilla Kart ise Türkiye’deki demokrasi ayıplarının demokrasi utancına dönüştüğünü söyledi. Fransız seçimlerinden sonra Anayasal eşitlikte uzlaşı çıkmadı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Uzlaşma Alt Yazım Komisyonu dün toplandı. “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümünün “temel ilkeler” kısmında yer alacak “eşitlik” maddesinde yine uzun tartışmalar yaşandı. “Eşitlik” maddesinin 7 fıkradan oluşması konusunda görüş birliği sağlamasına karşın içeriği konusunda yine uzlaşılamadı. Tartışmaların sonuç vermemesi üzerine, konu “erteleme” seçeneği de dikkate alınarak yarın yapılacak üst komisyon toplantısına bırakıldı. ğum dava, içine herkesin doldurulduğu bir iddianameler çuvalı haline geldi. Bu kadar birbirine benzemez, işkence ile bile bir araya getirilemez. Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayına katıldığını kabul edenlerle, aynı salonda yargılanıyorum.” Balbay açıklamasında, “Ben, bu eylemi yapan, varlığı kanıtlanmamış örgütün üyesi olmakla suçlanıyorum. Hakkımda tek delil bilgisayardan çıktığı iddia edilen notlar. Bunların hukuki durumunun tartışmalı olduğunu, mahkemenin görevlendiği TÜBİTAK uzmanı söylüyor” dedi. “Ben af istemiyorum” diyen Balbay, “Bu sözlerim bir yakarış, bir feryat değil, bir özgürlük ve adalet çığlığıdır. Milli iradeyi milyonlarca kişinin verdiği oy mu belirler, nasıl yapıldığı bilinmeyen birkaç bin kişilik anket mi?” diye sordu. Balbay, şöyle devam etti: “Eksikli Meclis’in tutuklu 8 milletvekili var. Güneydoğu illerimize BDP’li, batı illerimize CHP ve MHP’li milletvekillerini sorsanız tahmin edilmesi zor olmayan bir sonuç elde edersiniz. Tersini yaparsanız sonucu yine öngörmekte zorlanmazsınız. Böyle bir noktaya getirilmiş Türkiye’nin Başbakan’ı lig şampiyonluğu kupasının nerede verileceğiyle ilgileniyor, ama ‘tutuklu milletvekilleri benim sorunum değil’ diyor. Öyle anlaşılıyor ki, sadece top değil, siyaset de yuvarlak. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi böyle mi gözetilir?” Balbay, “İzmir’den ve pek çok yerden ‘Vekilimizi Meclis’te istiyoruz’ çağrıları yükseliyor. Dilerim bu çağrılar daha da yükselir, Ankara’dan Silivri’den duyulur hale gelir” dedi. Balbay, kamuoyuna şu çağrıda bulundu: “12 Haziran seçimlerinin yıldönümü yaklaşırken her bireyi ‘birey’ olmaya çağırıyorum. 23 bin kişilik ankete cevap vermeye, milli iradenin ne olduğunu göstermeye çağırıyorum. Hukukun ayaklar altına alındığını haykırmaya çağırıyorum.” DANIŞTAY BAŞKANI KARAKULLUKÇU BAŞBAKANLIĞI DÖNEMİNDE ECEVİT’İN KORUMA MÜDÜRÜ OLAN BİRGÜN ‘BEYFENDİNİN HASTALIĞINI KULLANDILAR’ DEDİ ‘Daha burada çokuz çok...’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’yı ziyaret eden Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, bir gazetecinin “Veda ziyareti mi?” sorusuna ise “Nereye veda? Daha burada çokuz çok. Bıktınız mı bizden?” diye yanıt verdi. Karakullukçu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’yı makamında ziyaret etti. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne saat 14.00 sıralarında gelen Danıştay Başkanı Karakullukçu, yaklaşık 2 saat adliyede kaldı. Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Karakullukçu, ziyarete geldiğini söyledi. Bir basın mensubunun “Veda ziyareti mi?” şeklindeki sorusuna ise Karakullukçu, “Nereye veda? Daha burada çokuz çok. Veda etmeye niyetimiz yok. Bıktınız mı bizden?” yanıtını verdi. ‘Hükümeti yıkmak istediler’ HATİCE TUNCER Çadırkentte Suriyeli albay operasyonu ? HATAY (Cumhuriyet) Hatay’daki çadır kentte kalan Suriyeli bir albayın, Suriye’ye teslim edilmek üzere kaçırılacağı iddiasıyla ilgili gözaltına alınan biri Suriye uyruklu, 2’si Türk 3 şüpheli serbest bırakıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Basın Sözcüsü Ahmet Akkaya, yaptığı açıklamada, şahısların ihbar üzerine gözaltına alındığını kaydederek, “Devam eden soruşturmanın neticesine göre bir karar verilecek” ifadelerine yer verdi. Eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in koruma müdürü ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün, “Bülent Ecevit hükümetini yıkmak isteyen yapı, sağlık durumunu kullanarak 28 Şubat, 27 Nisan gibi bir operasyon düzenledi” dedi. Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde Ecevit’e işgöremez raporu verileceğine ilişkin DSP yöneticileri Emrehan Halıcı, Tayfun İçli ve Zeki Sezer’in uyarıda bulunduğunu anlattı. Ergenekon davasının dünkü duruşmasında Birgün, DSPANAPMHP koalisyonu hükümeti döneminde 2002’de, Başbakan Ecevit’in tedavi sürecine ilişkin gözlemlerini anlattı. “Ecevit, MGK’ye katılmak için Cumhurbaşkanı’nı aradı ve ilk kez MGK toplantısı 09.00’dan 10.30’a alındı. ‘Katılabilirsiniz’ diyen doktorlar toplantı sabahında felç olabileceğini söylediler. ‘Sağ ayağında his kaybı var’ dediler, Beyefendi’yi ikna ettiler, toplantıya katılamadı” diyen Birgün, Başkent Üniversitesi he Prof. Mehmet Haberal ilk kez duruşmada Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Mehmet Haberal dün ilk kez Ergenekon duruşmasına girdi. Haberal, mahkemenin isteği üzerine Silivri 5 No’lu cezavinden geldiğini anlatarak “Gerçekten zor duruyorum. Cezaevi hekimine göründükten sonra ne pahasına olursa olsun gitmeliyim diyerek geldim” dedi. Haberal, Birgün’ün Ecevit’in tedavi sürecine ilişkin asılsız ithamlarda bulunduğunu ifade etti. Haberal “Ben bir hekimim, Bizim bir tek hedefimiz, ülkenin başbakanının en kısa zamanda makamının başına göndermekti. Zaten Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı’na götürülen gizli doktor, gizli röntgen cihazıyla da bizim uyguladığımız tedavinin ne kadar yerinde olduğunu ispat etmiş oldu. Tedavide sonra 4 yıl daha yaşaması ve ne yazık ki geçirdiği beyin kanaması nedeniyle vefat etmesi de ispat etmiştir” diye konuştu. Ecevit ile çok yakın ilişkileri olduğunu kaydeden Haberal “Ecevit, Başkent Üniversitesi’ne yatırıldığında üniversite rektörü olarak raporlarda benim imzanım olması mümkün değildir” dedi. Haberal’ın avukatının Birgün’ün tanıklıktan çıkarılması istemi reddedildi. kimlerine güvenlerini kaybetmeleri üzerine arkadaşı ortopedist Mücahit Pehlivan’ı gazetecilerden saklamak için bir gece gizlice eve soktuklarını ve seyyar röntgen cihazı getirdiklerini belirterek “Önce sözlü filmini çektikten sonra çökmenin iyileştiğini söyledi” dedi. Ecevit’e 8 aylık ev istirahati sırasında “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Pamukbank’a el konulması için tavsiye” yazısı getirtilip imzalatılmak istendiğini be lirten Birgün, “Beyefendi çok sinirlenerek ‘Benden böyle bir şey yapmamı nasıl isterler?” dedi. Birgün, “Rahşan Ecevit, gazetecilere, kendisini ziyarete gelenlere ‘Başımıza neler geldi’ diyordu. Hatta ‘Bülent’i elimizden almaya çalışıyorlar. Nasıl kayıp gidiyor. Onu öldürmeye çalışıyorlar’ dediği olmuştu. Bu davalardan sonra (Ergenekon) bu yapının 2001’den beri varlığını anladım. Bu yapının, o yapı mı olduğunu bilemem ama Ecevit hükümetini yıkmak için Beyefendi’nin rahatsızlığını kullandılar. Küçük bir grup diye düşünüyordum. Ancak daha sonra büyük bir organizasyon olduğunu anladım” diye konuştu. Birgün “Bir nefeste merdivenleri çıkan Ecevit’ten bir anda yürüyemeyen Ecevit ortaya çıktı. Nasıl hasta oldu, nasıl iyileşti. Bunun cevabını bulmaya çalıştım” dedi. Suriyeli çocuklara Kuran kursu HATAY (Cumhuriyet) Ülkelerindeki olaylardan kaçarak Türkiye’ye sığınan ve Ceylanpınar’daki çadır kente yerleştirilen Suriyeli çocuklara yönelik Kuran kursu açıldı. İlçe müftülüğünden yapılan açıklamaya göre, Telhamut Çadır Kenti’nde kalan 7 12 yaş arası çocuklara yönelik açılan kursa ilk etapta 50 kişi müracaat etti. İmam Mehmet Ali Arslan tarafından çadır kentteki camide verilen kurs, Suriyelilerin kalacakları süre boyunca devam edecek. C MY B C MY B ‘Cevap arıyorum’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle