18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA 8 HABERLER Atatürk’ün yaveri Salih Bozok’un, Seyfi Arkan’a İstanbul’da yaptırdığı villada yıkım başladı Değerler ranta kurban CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ Sanatın Özerkliği DİLLERDE tüy bitti, ciğerlerde nefes, kalemlerde mürekkep, bilgisayarlarda elektrik kalmadı; özerkliğin ne olduğu bir türlü anlatılamadı. O kavram vaktiyle üniversiteler dolayısıyla gündeme gelip sonra kaybolmuştu; şimdi de Kürtçü ayrımcılık dolayısıyla sözü ediliyor ama tam anlamıyla ne demek olduğunu ne savunanlar açıkça anlatabiliyor ne de karşı çıkanlar. Aslında, anayasa hukukunda söylendiği zaman devletin yetki alanı dışına çıkan, kendi yasalarını ve yönetim kurallarını kendi koyan ve sonuçta şöyle ya da böyle tam bağımsızlık aşamasına kolayca geçilebilen bir yönetim biçimi demektir ve şimdiki hukuk sistemimizde yerel yönetimler açısından sözü edilen yetki genişliğini ve yetki devrini kat kat aşar. Özellikle, ulusal egemenlik kavramını zorladığı için. Yönetim hukukunda ise ulusal egemenlik kavramı içinde kurumlar ve kuruluşlar için kullanılan özerkliğin kendine özgü değişik bir anlamı vardır. Tarafsızlıktan, bağımsızlıktan farklı bir anlam: Hakemli kuruluşları tarafsız, mahkemeler bağımsız olmalıdırlar ama doğru dürüst “anayasalı toplumlar”da bu kadar yetmez, üniversiteler “özerk” olmalıdırlar. Müteveffa “1961 Anayasası’nın 12 Mart döneminden önce öyleydiler, fakat sonrasından başlayarak öyle olmaktan uzaklaştılar; şimdi de artık pek öyle sayılmazlar. ine de Devlet Tiyatroları’nın, hatta yerel merel bütün tiyatroların kamulaştırılmasından söz edilerek “cahiliye” devrine girmek üzere olduğumuz şu sırada, özerklik kavramını bizim anayasa tarihimizin “masumiyet” müzesine dönerek gerçek özerkliğin ne olduğunu, daha doğrusu ne olması gerektiğini o dönemin birkaç yıllık üniversite özerkliği örneğine bakarak anlatmakta yarar vardır. zerk üniversite, “erk”ini, yani yönetim gücünü evrensel bilimden ve şimdi acayip bir Türkçeyle “bilim insanı” ya da “bilim kadını” sözleriyle anılan kendi mensuplarından, yani bilimcilerden alır. Onlar, onlar birer kamu kurumu olması gereken üniversitelerin giderlerini kamunun katkılarıyla oluşan devlet bütçesindeki ödeneklerle karşılarlar. Ama devleti yönetenlerin ne üniversitelerin bilimine karışmak ne de bilimcilerin yönetimine emretmek hakları vardır. Üniversite bu erkini gelecek kuşaklara insan yetiştirme sorumluğunu yüklenmiş olmanın kutsallığından alır. nsan yetiştirmede sanatın, dolayısıyla tiyatro sanatının işlevi düşünülünce, tiyatroların özerkliği konusunda da aynı biçimde çok şey söylenebilir ama cahiliye arifesinde bunu anlatmak için tek sütun yetmez. Hayırlısıyla, cumaya. Gözler raportöre çevrildi ? Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki 367 kararını ‘yargıçlar oligarşisi’ olarak niteleyen Çoban, görev süresi davasında raportör olarak görevlendirildi. İLHAN TAŞCI ? Kültür yoksunu imar anlayışı, rant uğruna Cumhuriyetin özgün değerlerini bile hiçe sayıyor. OKTAY EKİNCİ SANAT BİRİKİMİ Arkan 1933’teki Çankaya Hariciye Köşkü Yarışması’nda birincilik ödülünü aldı. Ardından Atatürk’ün özel mimarı olarak birçok proje gerçekleştirdi. Florya Deniz Köşkü (19351936), Florya Cumhurbaşkanı Umumi Kâtiplik Dairesi (19351936), Cumhurbaşkanlığı Yaverlik Dairesi, Belediye Bankası Genel Müdürlüğü (19361937), Üçler Apartmanı (19331936), Kozlu ve Üzülmez’de işçi, memur ve mühendis konutları ve sosyal tesisleri (19341936) ve Tahran ve Şimran kışlık ve yazlık Türkiye büyükelçilik binası (19371938) gibi... Suadiye’deki Bozok evi de bu listeye “döneminin çağdaş ve kimlikli sivil mimarlık” örneği olarak katılmıştı... İşte böylesine ulusal onur kaynağı bir mimarımızın eserini ortadan kaldırma girişimine karşı, başta Kültür VarAtatürk’ün Yaveri Bozok için tasarlanan villa yıkılıyor. lıklarını Koruma Kurulu olmak üzere tüm ilgili kurumların derhal harekete geçmeleri bekleniyor... mirası olarak korunması ge başkanlığını yapan müteah Emlak rantı uğruna cumhuriyet değerlerine bile göz koyabilen kültür yoksunu imar anlayışı, sonunda Atatürk’ün mimarı Seyfi Arkan’ın, İstanbulSuadiye’deki Ulu Önder’in yaveri Salih Bozok için tasarladığı villayı bile yıkmaya başladı. Aynı yerdeki 80 yıllık manolya ağacının kesilmesiyle birlikte villanın özgün duvarlarını da yok etmeye başlayan yıkıcıların belediyeden nasıl izin alabildikleri ise merak konusu. Onurla anılmıştı Mimarlar Odası’nın, Türkiye’nin mimarlık kültürüne katkıda bulunmuş ve bugün hayatta olmayan mimarların anısını yaşatmak üzere sürdürdüğü anma programlarında, 20082010 dönemi, “Atatürk’ün mimarı” olarak bilinen Seyfi Arkan’a ayırmıştı. Bu sürede gerçekleştirilen panel, konferans, sergi ve yayınlardaki ortak dilek ise ülkemizdeki çağdaş ve özenli mimarinin önderlerinden Arkan’ın tüm eserlerinin “Cumhuriyet ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 5+5 yıl mı, yoksa 7 yıl mı olacağına ilişkin CHP’nin açtığı dava Anayasa Mahkemesi’nde gündeme alınmayı bekliyor. Yüksek Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın, mayıs ayında mahkemenin kararını vereceğine işaret etmesinin ardından gözler raportörün değerlendirmesine çevrildi. Kılıç, geçtiğimiz günlerde davaya raportör olarak Dr. Ali Rıza Çoban’ı görevlendirdi. Çoban ismi daha önce yine Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanan gelişmeler nedeniyle gündeme gelmişti. Çoban, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını sert dille eleştirip, kararı “yargıçlar oligarşisi” olarak nitelendirmişti. CHP’nin, Gül’ün görev süresinin 5+5 olacağı tezine mi, yoksa AKP’nin 2014’te Tayyip Erdoğan’ı Köşk’e çıkarma planına vize niteliğinde bir rapor mu hazırlayacağı merakla bekleniyor. Yılbaşında TBMM’de kabul edilen Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası’nın geçici 1. maddesinde “11. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıldır” denilerek Gül’ün görev süresine işaret edildi. Yasaya cumhurbaşkanlarının “iki defa seçilemeyeceği” hükmü de eklendi. Bu hüküm, 2014 yılında Erdoğan’ın Köşk’e çıkmayı hedeflediği biçiminde yorumlandı. CHP ise Gül’ün görev süresini 7 yıl ile sınırlayan ve ikinci kez aday olmasını engelleyen bu hükümlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle geçen ay Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi’nin davayı mayıs ayı gündemine alması bekleniyor. Başkan Haşim Kılıç, mayıs ayı içerisinde önceden planlanmış yurtdışı incelemeleri bulunduğunu anımsatarak “Bir zaman aralığında fırsat bulacağız ama bunları konuşabilmek için raportörün raporunun gelmesi lazım” değerlendirmesini yapmıştı. Kılıç, davayla ilgili raporunu hazırlamak üzere geçen günlerde Dr. Ali Rıza Çoban’ı görevlendirdi. Çoban’ın adı Anayasa Mahkemesi’nin Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi öncesindeki 367 kararını sert dille eleştiren makaleyi kaleme almasıyla gündeme gelmiş, bu makaleyi kaleme aldıktan yaklaşık 7 ay sonra ise sert dille eleştirdiği mahkemeye raportör olarak atanmıştı. rekli kültür varlıkları” arasına alınmasıydı. Ne var ki bu dileğin gereğini yerine getirmek yerine ünlü mimarımızın eserlerini “apartman rantı”na kurban etmenin hüzün verici yıkım işlemi, son günlerde Salih Bozok villasında gözleniyor. İlk betonarme uygulamaların en zarifleri arasında yer alan villanın yerine apartman dikmek için başlanılan hazırlıklarda 80 yıllık manolya ile birlikte yapının özgün duvarları da ilk ortadan kaldırılanlar arasında... Villanın şimdiki sahibi, 198993 arasında Fenerbahçe’nin de hit Metin Aşık... Demokrasi ve basın şehidimiz gazeteci Çetin Emeç, gazeteci Aydın Emeç, gazeteci Leyla Tavşanoğlu ve Zeynep Gezgin’in babaları ve eski gazeteci milletvekillerimizden Selim Ragıp Emeç’in (18991970) adını taşıyan bulvardaki villa, Atatürk’ün yaveri Salih Bozok tarafından “Atatürk’ün mimarı” olarak nam salmış Seyfi Arkan’a 1930’ların sonunda yaptırılmıştı. 1904’te Üsküdar’da doğan ve ünlü matematikçiler yetiştirmiş Gelenbevi ailesinden olan Arkan’ın soyadını da Atatürk koymuştu. 1930’larda bir süre Berlin’de kalan Arkan, 1928’de Mısırlı prenses Nermin Hanım’la evlendi. Bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan eski Sanayii Nefise Mektebi’nde (Güzel Sanatlar Akademisi) Vedat Tek, Seyfi Nasih, Guilio Mongeri gibi dönemin mimarlık duayenleriyle dersler veren Arkan, Akademi’yi 1927’de birincilikle bitirmişti. 1966’da yine İstanbul’da yaşama veda etti. Y Ö YÖK’ün öğrencilerin formasyon hakkını ellerinden alması tepki topladı ‘Bilim sekteye uğrayacak’ EMRE DÖKER İ Eleştirileriyle dikkat çekti İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Muhittin Aygün, fenedebiyat fakülteleri öğrencilerinin formasyon hakkının ellerinden alınmasıyla Türkiye’de bilim eğitimin sekteye uğrayacağını söyledi. YÖK fen ve edebiyat fakültelerinde okuyan öğrencilerin pedogojik formasyon alma haklarını ellerinden aldı. Rektörlüklere gönderilen yazıyla bu uygulamanın kaldırılması fakültelerde öğrencileri “tedirgin” ederken, eğitimciler de bilim eğitimi konusunda endişeye kapılmaya başladı. Öğrencilerin okulda kaygılı olduğunu göz lemlediklerini belirten Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Aygün, kararın fen fakültelerine öğrencilerin tercihini engelleyeceğini vurguladı. Öğretmenlik hakkının bilim eğitimi alan öğrenciler için ayrı bir motivasyon kaynağı olduğunun altını çizen Aygün, “Zaten fizik, kimya, biyoloji bölümlerine ilgi azalmıştı. Bu kararla daha da azalacak. Bu Türkiye’nin bilim eğitimini negatif etkileyecek. Çok kötü bir uygulama” dedi. Aygün, bilim üreten fakültelerin ikinci plana itilmesinin yanlış olduğunu, gelecek yıllarda bu kararın olumsuzluğunun daha net ortaya çıkacağını belirtti. Adliye yanına Atıf Hoca Parkı SEYFETTİN METE Yargıtay kararı bozdu Gökçek, Karayalçın’a tazminat ödemeyecek rafından idam edilen Atıf Hoca’nın adını sık sık anmıştı. Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından AKP’li belediyeler adeta yarışa girerek Çorum’da Atıf Hoca adına paneller düzenledi. Atıf Hoca için Çorum’da yapılan anıt mezarını geçen günlerde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da ziyaret etti. Atıf Hoca’nın adı İskilip’te devlet hastanesine verildi. Son olarak AKP’li Çorum Belediyesi adliye yanındaki parka Atıf Hoca’nın adını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, 2009 seçimleri öncesindeki sözleri nedeniyle Murat Karayalçın’a tazminat ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu. Karayalçın, seçim sürecinde katıldığı televizyon programında kendisiyle ilgili “PKK’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor”, “PKK’li kişiler için saygı duruşu, diyor” ve “Karayalçın teröristlerin yanında” şeklindeki sözleri nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Gökçek hakkında dava açmış, mahkeme Gökçek’in Karayalçın’a 7 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetmişti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, yerel mahkemenin Gökçek aleyhine verdiği tazminat kararını bozdu. ÇORUM AKP’li Çorum Belediyesi, ilan ve reklamlarda “Adliye Parkı” olarak açıklamasına karşın adliye yanındaki parka İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilen İskilipli Atıf Hoca’nın adını verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan genel seçimler öncesindeki mitinglerde Şapka Kanunu’na muhalefet ettiği gerekçesiyle İstiklal Mahkemeleri ta T.C. ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI VE İLANEN TEBLİĞ ESAS NO: 2009/14 SATIŞ Antalya ili Kepez ilçesi Muratpaşa Mah. 5424 ada 01 parselde kayıtlı taşınmaz, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2004/1681 E.2008/2079 K. sayılı kararı gereğince tarafların ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verilmiş olmakla varsa üzerindeki muhtesatlarla birlikte ve üzerindeki şerh ve yükümlülükler ile birlikte açık arttırma ile satılacaktır. TAPU KAYDI: Antalya ili Kepez ilçesi Muratpaşa Mah. 5424 ada 01 parselde parselde kayıtlı taşınmaz olup, Tapu kaydında arsa olarak belirtilmiştir. ÖZELLİKLERİ: Satışa konu taşınmaz, arsa vasfında olup, belediyenin her türlü altyapı hizmetlerinden faydalanmaktadır. Şehrin meskun bölgesinde, etrafında imara uygun binalar vardır. Üzerinde tek katlı 85 m2’lik, yığma yapı, ahşap kapı ve pencereli, yerleri beton, kiremit çatılı, 4 odalı mutfak, banyo, WC’li, 30 yıllık yığma yapı vardır. Ayrıca 59 m2’lik tek katlı, yığma yapı, ahşap kapı ve pencereli, yerler beton, düz teras çatılı, 3 odalı mutfak, banyo, WC’si dışarıda olan 30 yıllık yığma yapı vardır. Tapu hissedarı olmayan bir şahsa ait 10 m2’lik bir yapı da parsel üzerinde kalmaktadır. Parsel üzerinde 18 yaşlarında 3 adet limon, 2 adet incir, 1 adet dut ve 1 adet çam ağacı vardır. Ayrıca 18 yaşlarında 2 adet yenidünya, 1 adet limon, 1 adet dut, 1 adet badem ile 2 adet asma ağacı vardır. İMAR DURUMU: Parsel 1/1000 ölçekli Uygulama imar planında ayrık nizam, 3 katlı, E:0,75 emsalli konut alanında kalmaktadır. Köşe parseldir. Karşıyaka Mahallesi Işık Caddesi 2047 Sokak N 26 Antalya adresindedir. Parselin 1 m2’si 225 TL olarak belirlenmiştir. Parsel üzerindeki muhtesatların toplam değeri 32.600,00 TL olarak belirlenmiştir. TAŞINMAZIN TOPLAM DEĞERİ: Tüm muhtesatlarla birlikte 132.950,00 TL’dir. 1. Satış Günü 02/07/2012 günü, saat 16.0016.10 arasında Antalya Adliye Sarayı 2. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda açık arttırma ile yapılacaktır. Bu satışta değerinin %60’ını bulmadığı takdirde; 2. Satış Günü 12/07/2012 günü yukarıda belirtilen aynı yer ve saatte 2. arttırması yapılacaktır. 2. satışta değerinin %40’ı ve mahkeme masraflarını geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. Satış peşin para iledir. Ancak isteyen alıcıya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satışa iştirak edenlerin değerinin %20’si nisbetinde nakit veya banka teminat mektubu olarak 26.600,00 TL teminat şarttır. Damga resmi, KDV, tapu alım harcı, tahliye ve teslim masrafları alıcı tarafından, birikmiş vergi borçları satış bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç tutulacaklardır. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. Satış tapu kaydındaki tüm yükümlüler ile birlikte yapılacaktır. İhaleye iştirak eden alıcılar şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin Memurluğumuzun 2009/14 Satış sayılı dosyasına başvurmaları, ilanı ilanen tebliğ olunur. 24/04/2012 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 27029) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle