18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR ‘Quartet Con Fuoco’ İstanbul’da ? Kültür Servisi 21. Akbank Caz Festivali kapsamında geçen ekim ayında Türkiye’ye gelen ve konser biletleri ilk günlerden tükenen Fransız şarkıcı Zaz tekrar Türkiye’ye geliyor. Zaz bu sefer İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere üç konserle sahnede olacak. Turne kapsamında 27 Haziran’da İstanbul Küçükçiftlik Parkı’nda, 29 Haziran’da Çeşme Babylon Aya Yorgi’de ve 30 Haziran’da Ankara ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde hayranlarıyla buluşacak. Biletler yakında satışa sunulacak. 17 Zaz tekrar Türkiye’de ? Kültür Servisi Ege Organ Nakli Derneği işbirliğiyle, Notre Dame de Sion Lisesi’nde bugün saat 19.30’da Quartet Con Fuoco’nun ilk İstanbul konseri gerçekleşiyor. 3 farklı ülkeden müzisyenler tarafından 2005 yılında kurulan Quartet Con Fuoco, Türk keman sanatçıları İmge Tilif ve Güldeste Mamaç, Fransız viyola sanatçısı Marion Plard ve İspanyol çellist İris Azquinezer’den oluşuyor. Topluluk, kurulduğu yıl Detmold Müzik Akademisi’nde düzenlenen oda müziği yarışmasında birincilik ödülünün sahibi olmuştu. Erkan Oğur’dan ‘Dönmez Yol’ ? Kültür Servisi Müzisyen Erkan Oğur’un sekiz yıl aradan sonra hazırladığı “Dönmez Yol” adlı yeni albümü Kalan Müzik’ten çıktı. 19 parçadan oluşan albüm, film ve belgeseller için yapılmış özel kayıtlar, çeşitli projeler için yapılmış yeni bazı beste ve yorumlardan oluşan bir seçki niteliğinde. Dul Kalmak “Öyle bir saat öyle bir dakika vardır ki sonsuza kadar hatırlanır.” Yazar için bu, kocasını düşkün, ateşler içinde bulduğu bir şafak vaktidir. Kalkmış, rahatsızlığına rağmen yıkanıp giyinmiş, iştahsızca bir şeyler yemeye çalışmaktadır. Eşini, karşı çıkmasına aldırmadan hastaneye götürür. Zatürree tanısı konur. Hasta tam düzelirken hastane mikrobu kapar. İkinci bir enfeksiyonla iyice kötüleşir. 77 yaşında, spor yapan, o güne kadar hiçbir sağlık sorunu olmayan adam bir hafta içinde ölür. Joyce, bir gece yarısı telefonuyla hastaneye koştuğunda kırk yedi yıllık bir beraberlik bitmiştir. Ray az ötede cansız yatarken bir hemşire kocasının eşyalarını toplamasını ister ondan. Ceset morga kalkacak, yatak boşaltılacaktır. Bir robot gibi isteneni yapar, katılmıştır, ağlayamaz. Hayatının tek erkeğini orada bırakıp sersemlemiş halde beş kat aşağı iner. Kapı görevlisi cenaze işi için sarı sayfalara bakmasını önerir. Geliş telaşı sırasında arka lastiği beyaz çizgiyi geçmiş arabasının ön camında ise kaba bir not vardır. “Önce park etmeyi öğren aptal kadın!” En savunmasız anlarda başkalarının kişisel felakete kayıtsızlığını bir kez daha görür taze dul Joyce Smith. ??? Joyce Carol Oates, Amerikanın en verimli, en önemli yazarlarından biri. Cinsel şiddet, ırksal gerilim, kötülük, cinayet gibi riskli kurgular ve evrensel insani olgularla harmanlanmış elliden fazla romanı, yüzlerce kısa öyküsü ve yaratıcı yazıneleştiri türlerinde 150 kitabı, birçok da ödülü var. “Dul Kadının Öyküsü”nde yazar bu kez eşini kaybettiği süreci ve sonraki aylarda yaşadığı yoksunluk ve kederi anlatmış. Oates’in ölen eşi R. Smith editör, edebiyat eleştirmeni. 1961’de evlenmişler, uyumlu, huzurlu, kişisel alanlara saygılı bir birliktelikleri olmuş. İç karartıcı, üzücü şeyleri değil güzellikleri paylaşmaya özen göstermişler. Çocukları yok. Princeton yakınlarında iki dönümlük güzel bir bahçe içindeki zarif bir cam evde yaşıyorlar. Bu servet, ün, entelektüel arkadaşlık ile dolu ortak yaşam, ansızın gelen ölümle sevgisiz, korunmasız, yapayalnız kalan Oates’i yere seriyor. Yazar ölümden sonraki ilk dört beş ayı o çarpıcı, ağrılı, ağır dönemi yakın anılara yaslanarak aktarıyor. Yas karanlığındaki körleşmeyi, düştüğü perişanlığı, intihar saplantısına savruluşunu içtenlikle sayfalara döküyor. Dul kadın kimliği Smith’le veraset işlerinden bıkkın, amansız yası içinde yıkık bir otoportre oluşturuyor. Yazar JCO ise zor da olsa, bir başkası olarak akademik yaşamını aksatmadan sürdürüyor. Onunla evdeki tükenmiş dul arasındaki gerilimi açıkça yansıtan Oates, “Şimdi ne olacak” sorusundan ancak kocasının birinci ölüm yıldönümünde kurtulacak ve o gün, “Hayatta kalabildim” diye düşünecektir. ??? Bir eşin ölümü sürükleyici bir konu olmayabilir ama Oates, okuru yine sayfalar boyunca kendine bağlamayı başarıyor. Sıkı bir izleyeni olarak beni şaşırtan şeylerden biri sarsıcı, karanlık, ölümcül şeyler yazan çılgın bir yazarın derli toplu yaşamı oldu. Kitapta, 22 yaşında evlendiğini ve özel hayatının “Laura Ashley” duvar kâğıdı gibi sakin, ölçülü ve zevkli olduğunu söyleyen yazar için kurduğum fantezilerin tümü yıkıldı! “Dul Kadının Öyküsü”nü ilgiyle okudum. İnsanda sarsıcı sorular, kaygılar uyandırıyor elbette. Ama bir ömrü bölüştüğümüz birinin kaybıyla geride kalan olmanın acısını tüm ruhsal ve fiziksel boyutlarıyla ortaya koyuyor. ??? Dul Kadının Öyküsü/Joyce Carol Oates Kırmızı Kedi Yay. 2012 / 416 S. Sular, Bahar, Gar, Dünya, Gar, Erciyes, Site, Çamlı ve Işık. Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Zihni Aldırmaz da bunu doğruluyor. Aldırmaz, Sinema Müzesi’nde sergilenen Sular Sineması maketinin ziyaretçiler tarafından ilgiyle karşılanması sonucu sinemanın yeniden yapılmasına karar verdiklerini belirtiyor: “Bir zamanlar Adana’da yüzlerce yazlık sinema vardı bu yazlık sinema kültürünü tekrar yaşatmaya çalışıyoruz. Sinema yapımcılarını buraya çekmeyi planlıyoruz. Etkinliklerimizden Altın Koza Film Festivali’nin farklı bir yeri var, çünkü Anadolu’nun festivali. Altın Koza ve diğer sa? Yılmaz Güney ile Muzaffer Bir zamanların nat etkinlikleri çerçevesinde geİzgü’nün çocukluklarında gazoz yıl 1600 kişiye eğitim verdik. yazlık sinemalar kenti çen Yazarlarımıza ve edebiyatçılasattıkları Sular Sineması yeniden rımıza da destek veriyoruz. ZaAdana’da Sular açılacak. Altın Koza Festivali’nin ten Adana okuyan bir kent, Sineması 2013 Altın açılış töreni ve birçok etkinliğinin bunu kitap fuarından da anlagelecek yıl burada Koza Film Festivali’ne yabiliriz” diyor. 70’li yıllarda 12 yaşındayken gerçekleştirilmesi tasarlanıyor. yetiştirilecek yazlık sinemalarda 10 kuruşa gazoz satan iç mimar Ulvi TeCEREN ÇIPLAK muçin o günleri özlemle anıyor: ADANA 14. Devlet Tiyat“O günlerde her gün sinerolarıSabancı Uluslararası Adamaya gidilirdi, hatta apartna Tiyatro Festivali için gittiğimanca sinemaya giderdik. miz Adana’da festival biletleriSinemalarda vizyondaki yernin satışa çıktıktan üç saat sonli filmler gösterilirdi. Bahar ra tükenmesinin ardından AdaSineması’nda ise hem yana’nın kültür sanat havasını yokbancı hem de yerli filmler. ladık. Yaşar Kemal’in, Yılmaz Yazlık sinemalarda 23 NiBahar Sineması san’da gösterim başlar, ekim Güney’in, Şener Şen’in ve daha nicelerinin memleketi Adasonuna kadar devam ederdi. na’da köprülerde, yollarda, cad Köşk Sineması Diğer kentlere göre daha fazdelerde, bulvarlarda pek çok la sinemaya giden bir memyerde sanatçı ismiyle karşılaşılekettik. Biz gazoz satardık, yoruz. Örnek mi? Yaşar Kemal film aralarında parası olan Yürüyüş Yolu, Abidin Dino bira içerdi. O bira Boğaz’da Parkı, Yılmaz Güney Bulvarı, bira içmek gibiydi...” Orhan Kemal Bulvarı... 415 belediye otobüs şoförüSeyhan Kurtuluş Mahallesi’ndeYeni bir haber de Yılmaz Güney ki Sular Sineması’nın olduğu yer, nün 129’nun kadın olduğu bir kentile mizah yazarı Muzaffer İzgü’nün bugün özel mülkiyete geçtiği için ya te kültür sanatın etkisi de kaçınılmaz çocukluklarında gazoz satarak ge pı yeniden yerinde inşa edilemiyor. oluyor. İki yıl önce 4 müzesi olan çimlerini sağladıkları Adana’daki Seyhan Merkez Parkı’na yapılması Adana’da bu sayı şimdi 14’e ulaşyazlık sinemalardan Sular Sinema planlanan Sular Sineması, gelecek yıl mış durumda. Adana Arkeoloji sı’nın yeniden yapılacak olması. hizmete girecek. Adana’nın bir sim Müzesi Müdürü Kazım Tosun gesi olan Altın Koza Film Festiva müzede yaklaşık 45 bin eserden 2 li’nin açılış töreni ile birçok etkin bininin sergilenebildiğini söylülik de Sular Sineması’nda yapılacak. yor. Tosun, müzenin personele, 1950’li yıllardan 1980’li yıllara ka özellikle de arkeoloğa ihtiyacı oldar yaklaşık 200 yazlık sineması olan duğunu vurguluyor. Adana’da temeli atılmış yedi Adana’da 1965’te yapılan bir araştırmada Adana halkının 4 milyonu kültür merkezinden sadece dördü nun yazlık sinemalara gitmeyi tercih hayata geçirilmiş, üçü ise inşayı ettiği belirtiliyor. O dönemde sade bekliyor. Bunlardan Çukurova’da ce Sular bölgesi ve Atatürk Cadde temeli atılmış olan yere kentin ihsi dolaylarında 11 yazlık sinema yer tiyacı olan kongre kültür merkezi alıyor. Bunlardan ilk akla gelenler ise yapılması planlanıyor. Sular Sineması. 1978 Adana’nın orta yeri sinema Ekrem Bora son yolculuğuna uğurlanıyor Ünlü oyuncunun cenazesi Akatlar Kültür Merkezi’ndeki törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek Kültür Servisi Geçirdiği akciğer ödemi nedeniyle tedavi gördüğü hastanede önceki gün hayatını kaybeden sinema oyuncusu Ekrem Bora (78), bugün saat 10.30’da Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenecek törenin ardından, Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Ekrem Bora’nın ölümü nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay taziye mesajı yayımladılar. Gül mesajında Türk sinemasına uzun yıllar emek veren sanatçının her zaman takdirle hatırlanacağını belirtirken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, Ekrem Bora’nın Türk sinemasına yaptığı katkılarıyla unutulmaz izler bırakmış bir sanatçı olduğunu söyledi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise şu ifadeleri kullandı: “78 yıllık hayatı boyunca sayısız filme hayat veren Ekrem Bora 1955’te ‘Alın Yazısı’ ile başladığı başarılarla dolu beyazperde serüveninde 2009’a kadar hiç ara vermeden üretti; sevenlerini, hayranlarını asla yalnız bırakmadı. Tek tesellimiz Yeşilçam’ın efsane isminin Türk sinemasının ulaştığı bu muhteşem seviyeye şahitlik edebilmiş olmasıdır.” 1978 OSMAN HAMDİ BEY’İN TABLOSUNUN 914 MİLYON TL ARASINDA ALICI BULMASI BEKLENİYOR Osman Hamdi Bey’in “Okuyan Genç Emir” adlı eseri. ‘Okuyan Genç Emir’ Sotheby’s müzayedesinde Kültür Servisi Londra’daki Sotheby’s Müzayede Evi, Osman Hamdi Bey’in “Okuyan Genç Emir” adlı eserinin açık artırmayla satışa sunulacağını duyurdu. Sotheby’s Müzayede Evi, “Klasik’ten Çağdaş’a: Sotheby’s Türk ve İslam Eserleri Haftası” kapsamında gerçekleştireceği “Oryantalist Eserler Müzayedesi”nde, Türk resminin ön önemli sanatçılarından Osman Hamdi Bey’in 1878 yılında yaptığı “Okuyan Genç Emir” adlı yağlıboya eserini, 24 Nisan’da satışa sunacak. Eserin, 35 milyon sterlin (914 milyon TL) arasında alıcı bulması bekleniyor. “Okuyan Genç Emir”, Liverpool’daki Walker Art Gallery’de sergileniyordu. Müzayedede, Osman Hamdi Bey’in yanı sıra, bir dönem İstanbul’da yaşayan İtalyan ressam Fausto Zonaro’nun Boğaz’ı resmettiği toplam 33 eser satışa çıkacak. Sotheby’s Müzayede Evi’nde, Osman Hamdi Bey’in “İstanbul Hanımefendisi” adlı tablosu 2008 yılında 3 milyon 380 bin sterline (yaklaşık 10 milyon TL) alıcı bulmuştu. Öte yandan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) 2004 yılında satışa çıkardığı Osman Hamdi Bey imzalı “Kaplumbağa Terbiyecisi”, İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi tarafından 5 milyon TL’ye alınarak sanatçının en yüksek fiyata satılan eseri unvanını kazanmıştı. ‘Beyoğlu Buluşmaları’ ? Kültür Servisi Pera Müzesi Oditoryumu, “Beyoğlu Buluşmaları” başlığı altında, “Altıncı Dairei Belediye’den Beyoğlu’na Bölgenin İdari ve Yerleşim Tarihi” isimli bir panel düzenliyor. Bugün saat 18.30’da gerçekleştirilecek etkinlikte, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Mimar Dr. M. Sinan Genim, Beyoğlu’ndan yola çıkarak fotoğraflarla İstanbul’un idari ve yerleşim tarihini anlatacaklar. PROJE4L/ ELGİZ ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ’NDE YENİ SERGİ Müze İçinde Bir ‘Müze’ Kültür Servisi Proje4L/Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi koleksiyon seçkisinde bir yenilikle sanatseverleri karşılıyor. Sürekli sergi alanında Elgiz Koleksiyonu’nun olmazsa olmazları ve geçici ser gi alanında yakın dönem alımların sergilendiği müzede ayrıca eşzamanlı olarak Müze İçinde Bir “Müze” konuk proje sergisi 5 Nisan’dan başlayarak gezilebilecek. Fırat Arapoğlu küratörlüğündeki Müze İçinde Bir “Müze” projesi Ali İbrahim Öcal, Alper İnce, antipop, Çağrı Saray, Eda Gecikmez, Elif Öner, Hülya Özdemir, İnsel İnal, Mehmet Çeper, Orhan Cem Çetin, Özlem Şimşek ve Rafet Arslan’ın yaklaşımlarıyla “müze” kavramını sorguluyor. Sergi 20 Mayıs’a kadar Orhan Cem Çetin’in çalışması. açık kalacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle