18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MART 2012 SALI EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 G20’de kalıcı bir çözüm isteyen iş dünyası, krizle mücadelede önemsenmeyen noktalara dikkat çekti Amaç istihdam olsun Ekonomi Servisi Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin temsilcilerini bir araya getiren G20 zirvesinde hükümetlerle bağlantıyı güçlendirmek isteyen iş dünyası, liderlere küresel krize geçici değil kalıcı çözüm üretmek için bir dizi öneride bulundu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Milletlerarası Ticaret Odası ICC ile birlikte düzenlediği G20 Bölgesel İstişare Toplantısı’nda küresel krizden istihdama, gıda güvenliğinden yolsuzluğa kadar pek çok konu masaya yatırıldı. TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, toplantıdan elde edilen sonuçları 7 ana başlıkta sıraladı: L Küresel krize artık bir çözüm Aforoz İslam dininde yerinin olmadığını biliyorum, ama ya Müslüman toplumların kültüründe? Hıristiyanlığın aforoz düzeni kadar katı, acımasız, tek yanlı, dinahlak adına dışlanma, cezalandırma yok mu? Doğru, birebir Hıristiyanlıkta olduğu gibi Tanrı adına kararı veren bir imam yok belki. Ama cemaat, aşiret hem de devlet, iktidar adına verilen bir kararda... Ortada papaz gibi kararının doğrudan sorumluluğunu taşıyan ve hesabını verecek olan kolayca saklanabildiğinde, infazlar çok daha acımasız, haksız, ölümüne olabiliyor. Yoksa ileri demokrasiye oynayan, ekonomisi gelişen, parasının değeri yükselen, durmadan büyüyen, zenginleşen(!) bir Türkiye’de, yaşamın her alanına dönük bu kadar acımasız aforozdan beter dışlamaların, suçlamaların, cezalandırmaların katlanılmaz sonuçlarını yaşıyor olabilir miydik? Töre cinayetlerini tarihe gömme adına onca çaba, yaşam pratiğimizde patlama... Neden? Cemaatlerin, aşiretlerin yaşamın her alanında söz söyleme, karar verme yetkileri başımızın üstünde... Siyasi iktidar, oy hesapları onların görüşlerine, kararlarına göre belirleniyor. Evet rejimimiz anayasal, hukuk devleti düzenine göre hâlâ demokrasi. Yani siyasi partilerin oluşumu, varlığı, sözde güçler ayrılığı ekseninde, milletin vekillerinin seçilmesi düzeninde, siyasi partilerin aldıkları oylarla iktidarı muhalefeti oluşturmalarıyla bağlantılı. Elbette parlamento içi ve dışı muhalefetin işlemesi, özerk demokratik kurumların, parlamento içidışı etkin güçlerini kullanabilmeleri belirleyici... Sözün özü demokrasi çarklarının işleyişinde hukuk devleti düzeninin eksiksiz işletilebilmesi kadar hukuk, demokratik düzen içinde kurulmuş örgütlenmelerin yasal güçleri belirleyici. Özel yaşamda inançlar ne kadar önemli, anlamlı, belirleyici olursa olsun, inanç eksenli örgütlenmelerin toplumsal yaşamda düzenleyici rol oynamaya kalkışması hukuka, demokrasiye aykırı. Yasalara göre kurulmuş, yönetimleri seçimle, özel yasalara göre belirlenmiş, başta siyasi partiler, sendikalar, demokratik sivil örgütlerin, demokratik düzen içinde doğrudan yerleri var. Öncelikle kuruluş amaçlarına yönelik, demokratik düzenin işleyişine yönelik söz söylemek hem hakları hem de görevleri var. Demokrasilerde, inançlara saygılı toplumda siyasi partilerin inanç alanlarına yönelik her tür örgütlenmeyle örgütsel, siyasal ilişki kurmaları geçerli değil. Her şeyden önce inanç örgütlenmeleri hukuka, demokratik kurallara dayalı bir yapılanmada olmaz; cemaat önderi, aşiret reisiyle siyasi ittifak, inanç, biat kültürüne dayalı bir ilişkinin demokrasiye taşınması olur ki bu da demokratik değil, teokratik bir içerik taşır. Yaşam pratiğinde de en çok azınlık haklarının gasp edilmesini, diktatoryal eğilimlerin tırmanışını, ağır insan hakları ihlallerini getirir.. ??? İşte bu ayrıntı gibi görünen, insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasinin püf noktasında Türkiye’de yaşadıklarımıza bir bakın hele... Başbakan, bakanları, sözcüleri, aforoz yetkisini kullanan papaz edasıyla kendileri gibi düşünmeyenlere, örgütlenmelere ceza üstüne ceza kesmeyi; yakalanmış oyçoğunluğu ile ele geçirilmiş iktidar gücünü, dokunulamayacak evrensel insan hakları, hukuk devleti düzenine aykırı olarak gasp etme aracı olarak kullanıyorlar... Doğrusu sürekli demokrasi suçu işleme, sivil diktatörlüğe yönelme eğilimlerinin yanında rejimin hukuk devleti düzenini, demokrasi işleyişini tepetaklak ediyorlar. Başbakanımız, iktidar sözcülerinin artık fetva içeriğini kazanan kamuoyu oluşturma buyruklarıyla.. varlık amacı, yasal sorumluluğu sermayenin, ekonominin gelişmesine paralel elbette, eğitim düzeni üzerinde söz söylemek olan TÜSİAD, “Çok küçük yaşta çocuk işçiler, kız gelinler istemiyoruz... Bilim, dünya gelişmeleri meslek okullarına yönelmede, verimde çocuğun meslek seçme yaşının yükseltilmesini, daha önce ortak kriterlere göre belirlenmiş zorunlu genel eğitimi almasını gerekli kılıyor” dedi diye topa tutuluyor... Aynı süreçte cemaat örgütlenmeleri her tür ırkçı, dinci eksende yaklaşımların, yandaşların, iktidarı istemlerine paralel, uyumlu anayasa çalışmaları yapmaları kutsanmanın ötesinde, doğrudan iktidarın katılımıyla destekleniyor. Kendinden olmayanı, kendi gibi düşünmeyeni aforoz, kinle cezalandırma kültürü öylesine boyutlara vardırıldı ki... Özel yargı eliyle olanlar tek örnek değil. Çok yaygın yöntemlerle, iktidar gücünün doğrudan kullanılması araçları, yolları ile... Ticari yaşamdan atılma, ödüllendirme, örgütlenme gücüne güç katma, yok etme, yasadışı güçlenmeye destek, yasal var olmaya köstek.. havuçsopa kulanımlarıya.. biat etme, etmeyenleri yok etme.. öylesine yaygın, geçerli ki... Papazın aforoz yetkisi çok hafif kalır. Biat etmiş tebaayı çoğltma savaşında, özgür birey, örgütlenme, kurum kalmak için direnenlere kesilen cezalarda dur durak yok... İktidarda güçlendikçe, tek yanlı baskı gücüyle ayakta kalmak zorlaştıkça, dayatmada sınır tanımazlık, öfke, kindarlık.. tırmanıyor... ? G20 Bölgesel İştişare Toplantısı’nda alınan kararlara göre iklim değişikliği, gıda güvenliği, yoksulluk, yolsuzluk, yeşil büyüme gibi konular da G20 gündemine dahil edildi. Hisarcıklıoğlu “G20’de amaç büyüme ve istihdam olmalı, liderler açlık felaketlerinin kendi yanlış politikalarından yaşandığını unutmayıp sorumluluk almalı” dedi. bulunmalı. En kötü çözüm çözümsüzlükten iyidir. Özellikle Avrupalı liderler geçiştirme ve zaman kazandırma stratejisinden vazgeçmeli. L Büyüme ve istihdam günümüzün en önemli sorunu. Güven burada kilit nokta. Hükümetler güveni yeniden tesis edecek basireti göstermeli. L Hızla artan dünya nüfusu gıda talebini arttırmakta. Gelişen Asya ülkelerinde 19902008 yılları arasında orta sınıf üç katına çıktı. Dünya artık bu talebi karşılayamıyor. Tarımsal üretimde verimliliği arttırmamız gerek. İş dünyasına çağrı yapıyorum: Tarım ve hayvancılık artık para kazandıran sektörlerin başında geliyor. Fırsatları değerlendirin. L Bir yandan tarımsal üretimi arttırırken diğer yandan Somali gibi açlık felaketleriyle mücadele etmemiz gerekiyor. G20 liderleri bu felaketlerin kendi uyguladıkları politikalar sonucu yaşandığını unutmamalı ve sorumluluğu paylaşmalı. * Yeşil büyüme G20 gündeminin önemli maddelerinden biri. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım teşvik edilmeli. L Serbest ticaret ve uluslararası yatırımlar önündeki koruyucu yaklaşımdan vazgeçilmeli. L Yatırımların arttırılabilmesi için yolsuzluğun önlenmesi şart. Yolsuzlukla mücadelede küresel standartlar istiyoruz. BM ve OECD’nin yolsuzlukla mücadele sözleşmelerine taraf olmaları teşvik edilmeli. İstanbul’daki zirveye 10’un üzerindeki ülkeden 40’a yakın iş dünyası temsilcisi katıldı. Yedi kıtada düzenlenen toplantılarda oluşturulan görüşler haziranda Meksika’da yapılacak G20 zirvesinde dile getirilecek. Sonuçlar ICC üzerinden G20’nin iş zirvesi ayağı olan B20’ye taşınacak. Eczacıbaşı kadın yöneticide lider Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi Avrupa’nın önde gelen şirketleri arasında yapılan bir karşılaştırma, “lider” pozisyonlarında en yüksek kadın yönetici oranı açısından Eczaşıbaşı’nın birinci olduğunu ortaya koydu. Avrupa’nın çokuluslu şirketlerin en üst düzey yöneticilerinin üyesi bulunduğu, European Round Table of Industrialists’e üye şirketlerde, lider konumundaki kadınların oranlarına ilişkin veriler, yüzde 28.5 ile Eczacıbaşı’yı ilk sırada gösterdi. Air Liquide yüzde 26.7 ile ikinci iken Danimarka’nın MollerMaersk yüzde 4 ile sonuncu oldu. Lider konumundaki kadınların oranı, Deutsche Telecom’da yüzde 22.7, Vodafone’de yüzde Akfen Holding 19.3, Lafarge’da yüzde 16, Murahhas Azası Philips’de yüzde 15, İrfan Erciyas, Akfen Holding CEO’su Süha Güçsav, Akfen Holding Siemens’de ise CFO’su Kadri Samsunlu (soldan sağa) düzenledikleri basın yüzde 14 toplantısında holdingin tahvil halka arzı için talep toplama sürecinin düzeyinde. başladığını duyurdular. 100 milyon TL nominal değerdeki Akfen Holding Akfen yatırım için fırsat kolluyor ? Akfen Holding bu yıl içinde otoyol projeleri, Galataport, İzmir Limanı, Başkent Doğalgaz Dağıtım gibi özelleştirme fırsatlarını değerlendirmeyi hedefliyor. Ekonomi Servisi TAV Havalimanları, TAV İnşaat, Mersin Uluslararası Limanı, Akfen Enerji, Akfen Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, Akfen Su ve İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) olmak üzere 7 ana işkolunda faaliyet gösteren Akfen Holding bu yıl bazı iştiraklerinden kısmi ya da tamamen çıkacağını açıkladı. Akfen’in değerlendirme toplantısında şu bilgiler verildi:  Yeni aset yaratma alanında ağırlıklı olarak altyapı fırsatlarına bakacağız. Otoyol projeleri var. Bunun dışında Galataport, İzmir Limanı, Başkent Doğalgaz dağıtım gibi özelleştirme fırsatları da söz konusu.  Üçüncü köprüde ihaleye hiç talip çıkmadı. Şu andaki yeni yapıda Hazine garantisinden bahsediliyor. Hazine garantisi olması durumunda ilgimizi çeker.  2013’te finansallara göre İDO’da halka arz düşünebiliriz.  İstanbul’a 3. havalimanına TAV mutlaka ilgi gösterir. Ama ortada başka bir sorun var. İstanbul’da artan trafiğin halledilebilmesi için Atatürk Havalimanı’da 4. pistin yapılması şart.  TAV’ın satışıyla ilgili, bir süreç götürülüyor. Fransızlardan bir ilgi olduğunu söyleyebiliriz.  Üçüncü köprüde ihaleye hiç talip çıkmadı. Hazine garantisi olması durumunda ilgimizi çeker. Tahvil halka arzı başlıyor tahvilleri için 678 Mart tarihleri arasında talep toplanacak. Şubatta gıda fiyatları bütçeyi vurdu Ekonomi Servisi de 0.54 artış beklentisi Ocakta 3 yılın zirvesine yönündeydi. Yıllık enflasyon TÜçıkan enflasyon şubatta inişe geçti. Ancak TÜ FE’de yüzde 10.43’e, FE’de ana harcama grup ÜFE’de yüzde 9.15’e gelarına bakıldığında gıda riledi. Çekirdek enflasdaki aylık artış, şubatta yon enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alyüzde 2’yi buldu. kollü içkilerle Türkiye İstaEnflasyon, tütün ürünletistik Kururi ve altın mu’nun veşubatta, ocakta rilerine gö gördüğü 3 yıllık zirveden hariç yüzde 0.18 re, enflasinişe geçse de gıda geriledi. yon şubatfiyatlarında yüzde 2’yi Yıllık bazta TÜda yüzde FE’de (Tüaşkın artış 8.12 oldu. ketici Fiyatyaşandı. TÜFE’de ları Endeksi) ana harcama grupyüzde 0.56 artarken ÜFE’de (Üretici Fi ları itibarıyla bir ay önyatları Endeksi) yüzde ceye göre en yüksek artış yüzde 2.08 ile gıda ve 0.09 düştü. Tahminler, TÜFE için alkolsüz içecekler gruyüzde 0.56, ÜFE için yüz bunda gerçekleşti. Dikkat, sizin de KEY alacağınız olabilir! Ekonomi Servisi Tasfiye Halindeki Emlak Bankası’nın yaptığı çalışmalar sonucu 13 milyon hak sahibine KEY ödemesi yapan devlet, 400 bin kişiye ise ulaşamadı. Bu kişilerin kimlik bilgileri hatalı olduğu için, kendilerine ulaşılamadığı ve ödeme yapılamadığı belirtiliyor. Bu kişilerin listesi, KEY ödemeleri ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın sitesinde ilan edildi. Vatandaşlar, sicil numaraları ile hak sahibi olup olmadıklarını sorgulayabilecekler. Listede ismi olan kişiler ise bilgilerini düzelttirerek paylarını alabilecek. Eğer, KEY tutarları tahsil edilmezse, KEY’ler Hazine’ye aktarılacak. Internette güncel listeye “keyodemeleri.com” adresinden ulaşılabiliyor. GÜNÜN İÇİNDEN Pamukta kriz yaşanıyor. Dünyanın ikinci büyük üreticisi Hindistan, ihracatını durdurdu. Kararın ardından fiyatlar yüzde 4.5 arttı. Yakın vade pamuk kontratı 92.23 dolar ile günlük yüksek sınır değerine erişince piyasada işlemler durduruldu. Futbol Kulübü arasındaki işbirliği kapsamında kulübün mobil hakları, online oyun hakları, sosyal medya projeleri, spor okullarına yönelik haklarının Türkiye’deki kullanımı üç yıllığına Türk Telekom’a verildi. Türk Telekom ile Manchester United Çin, 2012 yılına ait büyüme hedefini yüzde 8’den yüzde 7.5’e düşürdü. Karar, hükümetin ekonomide denge sağlama ve fiyat baskılarını etkisiz hale getirme çabasının sonucu olarak yorumlandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle