24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, eğitim komisyonunda yaşananlar için AKP’li vekillere teşekkür etti, CHP’yi suçladı 5 Çünkü ben bunca yıllık gazetecilik yaşamımda böyle bir şey görmedim! Gammazlamanın adı “gazetecilik” oldu günümüzde... ??? Masamın başına oturup düşünceler ormanında dolaşmaya başladım... Balbay, Tuncay, Soner, Deniz içeride, Hikmet Çiçek yıllardır yatıyor, Prof. Dr. Hilmioğlu neden tutuklu olduğunu bilmiyor. KCK operasyonlarında gözaltına alınıp tutuklanan gazeteciler, bilim insanları, belediye başkanları, milletvekilleri... Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Ayşe Berktay, Ragıp Zarakolu terörist olabilir mi? Toplumun barışa, kardeşliğe gereksinimi var... Elbet darbeciler, darbeseverler varsa yargılansın, onları savunmam. Ama onlar da dahil herkesin adil yargılanma hakkını savunurum. 90’lı yıllar Türkiye’nin en karanlık dönemidir... Ben de bu yüzden isyan ediyorum: “Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Darendelioğlu, Uğur Mumcu, Doğan Öz, Musa Anter, Hablemitoğlu üzerindeki örtü niçin kaldırılamıyor? Neden vur emrini verenler, cinayetin arkasında olan derin güçler ortaya çıkarılmıyor?” ??? Türkiye’deki hukuk dışı uygulamaları, laik devlet yapısının sarsıldığını, gazetecilerin tutuklanmalarını hem ABD hem de AB ülkeleri yakından izliyor... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, babası Ahmet Kaymaz’la Mardin Kızıltepe’de evlerinin önünde 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz hakkındaki sorusu şu Türkiye’ye: “Yaşam hakkına tecavüz edildi mi? Orantılı güç kullanıldı mı? Polis operasyon öncesi ölümleri önleyecek önlemler aldı mı? Devlet görevlileri öldürücü güce son çare olarak mı başvurdu?” AİHM Türkiye’den savunma istiyor... ??? Şener, Şık, Sait Çakır, Coşkun Musluk önceki gece tahliye edildi, artık tutuksuz yargılanacaklar. 600 üniversite öğrencisinin tutuklu olduğu bir Türkiye... Bakın yazar Ergün Poyraz 2007’den beri Ergenekon’dan tutuklu ve onun adını nedense unuttuk. Ve dün Sivas katliamı zamanaşımına uğradı, bir insanlık suçuna zamanaşımı uygulandı; Ankara Adliyesi önünde toplanan 3 bin kişiye polis gaz bombası attı... Bu yaşananlar benim içimi acıtıyor! Ya sizin? Yumruklara kutlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 4+4+4 düzenlemesinin, yüzlerce milletvekili tarafından muhalefet milletvekillerinin yumruklanması sırasında jet oylamayla komisyondan geçirilmesini savundu. CHP’ye, “Hangi dilden anlıyorsanız o dilden” diye seslenen Erdoğan, düzenlemenin 2 hafta daha Genel Kurul’a gelmeyeceğini bildirdi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında, AKP’nin yumruklar eşliğinde komisyondan yasa geçirmesini savunup CHP’yi suçlayarak şunları söyledi: AKP’lilere geçmiş olsun: ? Eğitim komisyonunda yaşananlar için ‘Gözü dönmüş CHP’lilerin eseri’ yorumunu yapan Erdoğan, MHP’yi de CHP’nin vagonuna binmekle suçladı. sağduyulu tavırlarından dolayı kutluyorum. Maruz kaldıkları saldırılardan dolayı da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. TBMM’yi terörize etmek: Komisyona, komisyon başkanımız ve üyelerine, tüm milletvekillerimize şahsım, grubun ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Teklifin görüşmeleri başladığı andan itibaren gösterdikleri sabırlı, soğukkanlı ve CHP, 12 Haziran’dan sonra ‘Tutuklu arkadaşlarımız bırakılmazsa Meclis’e gelmeyiz, yemin etmeyiz’ dedi. Tıpış tıpış geldiler mi, geldiler. İşte bunun ezikliği, şaşkınlığı, kompleksi içindeler. Tükürdüklerini yaladıklarının verdiği eziklikle TBMM’yi terörize etme gayreti içindeler. İsteseler de istemeseler de: İsteseler de istemeseler de alı larıyla, toplarıyla gelsinler’ diyor. Kim diyor bunu, Sayın Kılıçdaroğlu diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bu ülkede tankla, topla ancak siz gelirsiniz, siz. Hangi dilden anlıyorsanız o dilden: İşte şimdi bakıyorum, yaptılar. Çetelere avukatlık yaptılar. Millet iradesini hiç kimseye çiğnetmeyiz. Müdahaleden umudunu kesen CHP şu anda sokak direnişine umut bağlamış durumda. Ne diyor ‘Sokağa gideceğiz’. Herkesi sokağa çağırıyor. Hiç olmazsa kışın yapma, dur şöyle, yazı bekle. Gözü dönmüş CHP’liler: Yargıya Güven Kaldı mı? Sabah uyandığımda dünü, bugünü düşünüyordum... Gazeteye geldiğimde televizyonu açtım... Sivas davası zamanaşımı süresi dolduğundan düşmüştü. Bir insanlık suçuydu oysa 19 yıl önce onlarca yazarımızın, şairimizin, ozanımızın, gencecik çocuklarımızın diri diri yakıldığı Sivas katliamı... Ne yazmalıydım? Türkiye’de insan haklarının çiğnenmesini mi, Nedim Şener, Ahmet Şık, Coşkun Musluk ve Sait Çakır’ın salıverilmelerini mi, Müyesser Yıldız, Soner ve Barışlar’ın hâlâ tutuklu yargılanmalarını mı? ??? Ergenekon’da, Balyoz’da yüzlerce general, subay var... Ortada bir oyun! Kuşatılmış, ele geçirilmiş, güç olmuş bir polis, yargı yok mu? O da var! Yeni değil, çok eskilere dayanıyor... Ayıptır söylemesi, bu örgütlenme modelini yıllardır yazıp çiziyorum. Tutuklu askerler, gazeteciler, aydınlar, bilim insanları yıllardır Hasdal’da ve Silivri’de yatıyor. Kim darbeci kim değil, belli değil! Burada darbecileri ve darbeseverleri savunmuyorum, sadece adalette eşitliğin sağlanmasını, yargılamanın ve tutukluluk sürelerinin uzun sürmemesini istiyorum. ??? Yalan dolan belgeler artık ortaya çıkmıştır ve bu bir gerçektir. Dün ve bugün bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. O ölümleri, acıları, hüzünleri içimizden, yüreğimizin derinliklerinden bir türlü atamıyoruz. Daha dün Ahmet’i ve Nedim’i “darbeci yapanlar” acaba bugün ne yazacaklar, merak ediyorum. Bunların yüzleri manda gönünden olduğu için utanmazlar! Bir öç alma duygusunun toplumu ikiye böldüğünü görüyorum... Kin ve nefret! Yandaş, dindaş, liboş kim varsa kendileri gibi düşünmeyen gazetecileri, aydınları, bilim insanlarını bir terör örgütüne bağlamak için “muhbir yurttaşlığa” soyunmuş. Bana sorarsanız görevlerini çok iyi yapıyorlar... Onları alkışlamak gerek! dün diyor biri, ‘Sizinle Genel Kurul’da hesaplaşacağız’ diyor. Lafa bak. Kullandığı kelimeye bak. Biri tanktan toptan bahsediyor, öbürü hesaplaşmaktan bahsediyor. Hangi dilden anlıyorsanız o dilden. (Erdoğan’ın bu sözlerini AKP’li vekiller ayağa kalkarak alkışladı.) Sokakta çözüm arıyor: şacaklar. Milli iradeye alışacaklar, demokrasiye alışacaklar, parlamenter demokrasiye alışacaklar. Hele bakın ne diyor; ‘tank ‘Ordu göreve’ dediler, ‘genç siviller rahatsız’ dediler darbeye çanak tuttular. AKP’nin kapatılması için ellerinden geleni Komisyonda yaşananlar CHP Genel Başkanı’nın gözü dönmüş milletvekillerinin eseridir. MHP vagon uldu: MHP kendi parti tabanının talep, istek ve arzularını göz ardı ederek, bir kez daha CHP’ye vagon olmayı tercih etmiştir. Demirel’e laf: Çobanlıktan Cumhurbaşkanlığı’na kadar yükselenler bile ‘Başörtüsü ile üniversiteye gelenler gitsin Suudi Arabistan’da okusun’ diyecek kadar bunlara payanda oldu ve kendisine özüne ihanet etti. DEVLET BAHÇELİ: ? TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda AKP’nin yaptığı uygulamayla Alman Nazi yönetimine bile taş çıkardığını belirten MHP lideri Bahçeli, “Teklif acilen geri çekilmeli” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dünkü grup konuşmasına Esenyurt’ta bir inşaat şantiyesinde meydana gelen yangında hayatını kaybeden 11 işçinin yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı. AKP’nin attığı her adımın yeni bir huzursuzluk yarattığına işaret eden Bahçeli, iktidar zihniyetinin otoriter ve diktatörlük emareleri gösterdiğini ifade etti. Bahçeli, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda, yasada yapılması planlanan değişikliğin görüşmeleri sırasında yaşananların AKP’nin kabalığı ve eşkıyalığının TBMM’yi arenaya çevirdiğini belirterek, “AKP hükümeti Alman Nazi yönetimine bile taş çıkarmıştır. Milli Eğitim Komisyonu’nda sunulan yasa teklifi görüşülürken iktidar partisinin terör estiren, zorba ve siyasi nezaketten uzak tavır ve yaklaşımları yakışıksızdır, yanlıştır ve yozlaşmanın çatırtılarıdır” dedi. Ortadoğu meclislerinde dahi bu nevi bir arsızlığın yaşanmadığını belirten Bahçeli, TBMM Genel Kurulu’na getirilen yasa teklifinin mutlaka geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Kesintili eğitim önerisinin kabul edilişinin son derece antidemokratik ve meşruiyetten uzak kaldığını belirten Bahçeli, anadilde eğitime yeşil ışık yakıldığını, yeni eğitim modelinin PKK açılımının bir kolu ve destekleyici bir unsuru ve bir parçası olarak göründüğünü belirtti. Bahçeli konuşmasının sonunda gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tahliye edilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bahçeli, cezaevinde kalan diğer gazeteci ve milletvekillerinin de bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diledi. Fotoğraf: AA RIZA ÖZEL ‘AKP’liler Nazilere taş çıkardı’ Oğlu kayıp anne yardım istedi Grup toplantı salonundan çıktıktan sonra Kılıçdaroğlu’nu bekleyen Adalet Örkmez, gözü yaşlı bir şekilde yardım istedi. Oğlu Mehmet Ali Örkmez’in Eskişehir’de öğretmenlik yaparken 2010 yılından bu yana kendisinden haber alınamadığını belirten Örkmez, gözyaşları içinde konuştu. Kılıçdaroğlu da “Telefonlarını verdin mi, size bilgi vereceğim; tamam anacağım, üzülme tamam anacağım” dedi. Kılıçdaroğlu konuyla ilgilenmesi için Sezgin Tanrıkulu’na talimat verdi. Kılıçdaroğlu, Sivas faillerinin avukatlığını AKP’li vekillerin yaptığına dikkat çekti: Erdoğan içinden ‘oh oldu’ diyordur ANKARA (Cumhuriyet Büro11 işçinin ölümü: Bir başka düşmanlarına bu toplumun ders versu) CHP Genel Başkanı Kemal Kı dram yaşandı, 11 işçimiz hayatını kay mesini istiyorum. Yanarız, tekmelıçdaroğlu, Sivas davasının zamana betti. Çalışma Bakanı, Türkiye’nin iş leniriz, bedel öderiz, ama kimse bişımına uğramasıyla ilgili olarak “Emi güvenliği yasasına ihtiyacı var, diyor. zi yolumuzdan alıkoyamaz. Komisnim Başbakan içinden ‘Oh çok iyi Sanki iktidar değil, muhalefetteler, se yona kaba kuvvet için geldiler. Başoldu, zamanaşımından kurtardık’ di nin elini tutan mı var, 10 yıldır ikti bakan hangi dilden anlıyorlarsa o, diyordur” açıklamasını yaptı. darda değil misin? Merak ediyorum yor. Biz hangi AKP milletvekilini yeKılıçdaroğlu, grup toplantısının ba bu ihtiyacı dile getiren bir bakan, o iş re yatırıp tekmeledik. Ormanda mı şında Sivas davasında zamanaşımı ka çilerden kaçı sigortalıydı, kaç aydır si yetiştin sen? Orman kanunu uyguluyorsun. rarı verildiğini söylerken, saAynı dilden konuşlondan “yuh” sesleri yük? Sivas davasında zamanaşımı kararında AKP’nin muyoruz: Talimat veriseldi. Kılıçdaroğlu’nun grup yor, pazar günü çıkacak, dibüyük sorumluluğu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, toplantısındaki mesajları özetle şöyle: eğitim komisyonunda yaşananlara da tepki göstererek, ye. Militanları geliyor, salon işgalini yapıyor. Valla Sivas’ta zamanaşımı: ‘’Yanarız, tekmeleniriz, bedel öderiz, ama kimse bizi benim anlayacağım dilden Bu süreçte AKP’nin büyük yolumuzdan alıkoyamaz’’ dedi. konuşursan çok memnun sorumluluğu var. Sanıkların olurum. Ben demokrasi, yakalanmaması, davanın zamanaşımına uğraması Türkigortasız çalışıyorlardı bunu da merak özgürlük, insan hakları, mazlumlar, diyorum. Aynı dilden konuşmuyoruz. ye için yüz karasıdır. Bu tablo özgür ediyor mu? bir topluma yakışmıyor. Bu tablonun Ormanda mı yetiştin: CHP Sen kaba kuvveti meşru göstermeye içinde AKP’nin ağırlığı var. Çünkü milletvekilleri komisyonda tekme çalışıyorsun. Özür dile çağrısı: Silivri toplaonların faillerinin büyük ölçüde avu lendi, yerlerde yuvarlandı, zorbalıkkatlığını, AKP milletvekilleri yapı la, alçaklıkla darp edildiler. Bu top ma kampındaki zulmü anlatacağız. yordu. Onlar şu anda parlamentoda. raklarda yere düşene tekme atılmaz, Serbest bırakılan ve 375 gündür haAcaba Sayın Başbakan “Oh oldu, iyi bir kadına nasıl tekme atarsınız? Baş piste tutulan gazetecilere, sen çıktın, oldu, zamanaşımına uğradı; biz de bakan tek laf etmedi bu konuda. İn bunlar teröristtir, Ergenekoncudur dedin, özür dileme erdemini gösterebu işten kurtulduk” diyecek mi? sanda biraz utanma, hayâ olur. Eminim içinden diyor ki “Oh çok iyi Demokrasi düşmanları milletve cek misin? Sen bunları terörist diye oldu, zamanaşımından kurtardık.” killerini tekmelerlerse o demokrasi suçladın, yaftaladın. OMUZ ATMA TARTIŞMASI LİNÇ GİRİŞİMİNE DÖNÜŞTÜ Kütahya’da gergin gece Haber Merkezi Kütahya’nın Emet ilçesinde Kürt işçilerle ilçede oturan bir genç arasında sokaktaki “omuz atma” tartışması gerginliğe neden oldu. Emet’teki Anadolu Öğretmen Lisesi inşaatında çalışan 2 işçi, dün akşam saat 17.30 sıralarında sokakta yürürken karşılarından gelen bir gençle, birbirlerine “omuz atma” meselesi nedeniyle tartıştı. 2 işçi ve genç arasındaki tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. İlçede oturan genç, olayın ardından arkadaşlarını toplayıp işçilerin çadırlarının bulunduğu özel idare binasının önüne gitti. Yaklaşık 30 kadar inşaat işçisi ile gençler arasında gerginlik yaşandı. İşçilerin bölücü terör örgütünü temsil eden bayrağı açtıkları söylentileri üzerine ilçe halkı da işçilerin bulunduğu şantiyeye gitti. Bina önündeki kalabalığın sayısı artarken 500’ün üzerinde kişi binaya girmek istedi. Grup işçilerin çadırlarını ateşe verdi. Jandarma ve polisler inşaatın önünde set oluşturdu. Kütahya’dan da takviye polis olay yerine sevk edildi. İşçiler başka bir binaya götürüldü. ‘Emniyet ile MİT arasında sorun yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan arasında istihbarat paylaşımı konusunda yaşanan tartışmaya ilişkin haberler üzerine “Kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon çok iyi” dedi. Selahattin Demirtaş, Kürtler için ‘eşit statüde yönetim hakkı’ istedi, ‘sokağa çıkın’ çağrısı yaptı ‘AKP Sivas’ta süt dökmüş kedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında İstanbul’da büyük bir AVM inşaatının çadırında kalan 11 işçinin “yanarak” yaşamını yitirmesinin hükümet ve parlamento gündemine gelmemesini eleştirerek “Acaba dün 11 işveren, MÜSİAD, TÜSİAD üyesi yanarak can verseydi Türkiye’nin tepkisi bu mu olurdu?” diye konuştu. Sivas davasının sanıkların “yakalanmayarak” zamanaşımından düşmesine dikkat çeken Demirtaş, Sivas mağdurlarının, zamanaşımı kararıyla bir kez daha “yakıldığını” ifade etti. Mahkemenin kararına, adliye önünde “isyanını haykıran” mağdur yakınlarının ve dostlarının ise coplarla, gazlarla, tazyikli sularla işkenceye tabi tutulduğunu belirten Demirtaş, “Ama AKP Genel Başkanı’ndan Sivas’ın acısını duymak mümkün değil. Ama emrindeki İçişleri Bakanı’nın talimatıyla orada milletvekili, kadın, genç, çoluk çocuk, mağdur demeden işkence yapmak mübahtır. Ama iş sanıkları yakalamaya gelince AKP, süt dökmüş kedi gibi” dedi. AKP’nin Sivas olayıyla ilgili “Bizim zamanımızda yapılmadı” savunmasına da tepki gösteren Demirtaş, Sivas davası sanıklarının avukatlığını yapanların bugün AKP’de “devlet bakanı, milletvekili, belediye başkanı, il başkanı” görevleriyle ödüllendirilip, ülkeyi yönetme konumunda olduklarına dikkat çekti. Demirtaş, “Şimdi Sivas mağdurlarının yakınları, devleti yöneten bu avukatların emriyle, gazla copla işkenceye tabi tutuluyorlar” diye konuştu. Kürt sorununa da değinen Demirtaş, Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın “Kürdistan” olduğunu belirtirken “Önümüzdeki 100 yılı daha barışçıl yüzyıl olarak planlayacaksak, devlet Kürtlerle, Kürdistanla hukukunu yeniden belirlemelidir. Seçimlik dersle elmalı şeker dağıtacağım diyenler kendilerini kandırırlar” dedi. Ortak açıklama MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan ortak yazılı açıklamada da, iddiaların gerçekdışı olduğu belirtilerek “İki kurum arasında ileri düzeydeki işbirliğinin vazgeçilmez unsuru olan kurumlar arası bilgi paylaşımının, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla devam edeceği bilinmelidir” denildi. Nevruz afişine yasak MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Pazar günü kutlanması planlanan Nevruz’la ilgili hazırlıklar sürerken BDP’nin Nevruz afişleri ve el ilanları mahkemece yasaklandı. Diyarbakır Özel Yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi, afiş ve el ilanlarında yer alan “An azadi an azadi” (Ya özgürlük ya özgürlük) ibaresini yasağa gerekçe gösterdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle