18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı hükümetin katliama bakışı ve zamanaşımı sürecini anlattı: 7 Davanın geçmişi kara leke İLHAN TAŞCI ANKARA Sivas kıyımı davasının ağır aksak süren yargılamasının, 19. yılında zamanaşımıyla ortadan kaldırılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Kıyımda yaşamanı yitiren şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı “Yarın (bugün) olumlu bir karar çıkması sürpriz olur” sözleriyle çok da umutlu olmadıklarına işaret ederken “Adalet Bakanı’nın insanlık suçu davasına kafa sayısı üzerinden yorum yapması abesle iştigal. Diyelim ki bir kişi serbest kalacak, reva mıdır” sorusuna yanıt arıyor. Sivas katliamının ardından yapılan yargılamalar boyunca firari olan ve arasında olayların bir numaralı sorumlusu, dönemin RP’li belediye meclis üyesi Cafer Erçakmak’ın da bulunduğu 7 sanığın “bulunamaması” üzerine ayrı bir dosya üzerinden yargılamaları sürdürülmüştü. 19 yıl boyunca “bulunamayan” Erçakmak’ın geçen yıl Sivas’ta öldüğü ortaya çıkmıştı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın ise katliamdan 14 gün sonra, 16 Temmuz 1993’te Sivas’ın Kangal ilçesinde düğün yaparak evlendiği belirlenmişti. Firari sanıklardan İhsan Çakmak’ın ise aranırken 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediye ‘ZAMANAŞIMINDA KAFA HESABI UTANÇ VERİCİ’ Zeynep Altıok, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “...Sanki bu dava sanıklarının tamamı zamanaşımından kurtuluyormuş gibi bir algı da oluşuyor şu anda. 111 sanıktan 5’i hakkında zamanaşımı iddiası var” sözlerini değerlendirirken şunları söyledi: “Bu değerlendirmeyi asla kabul edilmez buluyorum. ‘Adalet Bakanı’ kişinin herhangi bir davada, bir insanlık suçu davasında kafa sayısı üzerinden yorum yapması abesle iştigal. Diyelim ki bir kişi serbest kalacak, reva mıdır? Bu canlı bomba da olabilirdi. Bir kişinin kurtulması halinde serbest mi kalacak? Abdi İpekçi’nin, Kemal Türkler’in tetikçileri gibi serbest mi kalacaktı? Katliamlarda kafa yarıştırmaktan, acılarda ölü yarıştırmaktan bakanların kurtulması lazım. Adalet Bakanı’na adaleti benim anlatmam da ironik. 5 kişi de olsa 1 kişi de olsa bakanın sözleri, insan haklarına aykırı bir cevap, kabul edilemez.” Kamuoyu desteğinin kendileri için memnuniyet verici olduğunu anlatan Zeynep Altıok, “Maalesef yetmiyor. Önemli olan karardan sonra da kamuoyunu kaybetmemek. Kamuoyu baskısı çok olduğundan bugün duruşmada erteleme de olabilir” dedi. “Zamanaşımı olsa da olmasa da bu davanın hukuksuzluğu bir kara lediyerek umutsuzluğunu ortaya koyuyor. “Bu saatten sonra yapacak bir şey yok” diyen HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un sözlerini de değerlendiren Altıok, “Henüz neticelenmemiş bir davanın öncesinde karar açıklaması gibi. Sanki bir mesaj gibi algılanıyor. Doğru bulmuyorum” dedi. Eğitim süresine ilişkin yasanın istendiğinde yarım saatten bile önce çıkedir” diyen Zeynep Altıok, “Hiçbir devlet yetkilisi sorgulanmamış, yargılanmamış, asıl failler, azmettiriciler yargıya taşınmamış. Bir avuç eylemci yargı önüne çıkarılıp onlar da serbest bırakılırken zamanaşımı çıksa bile Sivas davasının sorunları bitmiyor. Zamanaşımı olmasın dememizin nedeni, bekleyen diğer davalar için yürek acıtan, vicdan kanatan cinayetlerle ilgili böyle kararların alınmaması, demokrasinin de olması gereken yere ulaşması için bizim çabamız. Hepimizin geleceği için konuşuyoruz. Kurtulmak kolay olunca katil yetiştiren ülke olmak da zor olmuyor” değerlendirmesini yaptı. karılabildiğini anımsatan Zeynep Altıok, “MİT Yasası’nda da aynısını yaşadık. İki ay önce Meclis’i ziyaret ettiğimizde isteklerimiz bugüne kadar değerlendirilseydi, ciddiye almak ya da bu konuyu önemseyerek uluslararası standartlarda yapma niyeti olsaydı yapılabilirdi. Burada bizim taleplerimizin defalarca AKP tarafından reddedilmiş önergeler silsilesi var” diye konuştu. Başkenti İstanbul’a Taşımak Başbakan’ın özellikle cuma günlerini İstanbul’da geçirmesi bir alışkanlık haline geldi. Merhum Menderes de İstanbul’u çok sever ve zamanının önemli bir bölümünü, bu iki cihanın birleştiği Osmanlı’nın ‘makarrı hükümeti’nde geçirirdi. Yalnız dönemin başvekilinin İstanbul’da olduğu zamanlar çalışma ofisi olarak kullandığı yer Babıâli’deki İstanbul Valilik binasıydı. Erdoğan ise Dolmabahçe’deki sarayın bir ucunda kendisine giderek genişleyen bir çalışma ofisi ayırtmış, kabullerini de o ofiste gerçekleştiriyor. Geçen haftanın sonundaki kabuller, adeta başkentin İstanbul’a taşındığı izlenimini verecek kadar hacimliydi. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Beşir Atalay, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Dışişleri, İçişleri, Milli savunma bakanları Davutoğlu, Şahin, Yılmaz, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu’nun da katıldıkları toplantının iki saat sürdüğü ve güvenlik sorunları ile teröre karşı alınacak önlemlerin ele alındığı bildirildi. Sayın Başbakan’ı, cumartesi gününü de ülke sorunlarına eğilerek geçirdiği için kutlamalıyız. Ama hemen ardından da biz vergi yükümlüsü vatandaşlar olarak devleti kendisinin keyfi için başkentten İstanbul’a taşımasının ardındaki nedenleri de sorgulama görevini yerine getirmeliyiz. Dört bakan, Genelkurmay Başkanı, üç müsteşar, elbette özel kalem müdürleri ve emir subayı, korumaları ile özel uçaklarla İstanbul’a taşınırken, kırmızı plakalı özel otomobilleri de karadan İstanbul’un yolunu tutuyorlar. Ya da sayın bakanlar Ankaraİstanbul arasındaki gidiş geliş 900 kilometreyi koruma otomobilleri ile birlikte Başbakan’ın emrine girmek için kat ediyorlar. Abarttığımı söylemeyin. O toplantı gerçekleştirilirken benzine yine zam geldi ve bir su bardağı yakıtın fiyatı yaklaşık 5 liraya yükseldi. Yani Başbakan söz konusu toplantıyı hükümet merkezinde yapmış olsa o bakanların, Genelkurmay Başkanı’nın ve onların emrindeki görevlilerin, ulaşım ücretleri de harcırahları da kendilerine ödenmeyecek. Ne dersiniz? Yoksa Başbakan benzinin litresinin 4.4 liraya yükseldiğinin farkında değil mi? O yeni fiyatların ulaşımdan taşımaya kadar onca tüketim maddesine yansıyacağını da Maliye Bakanı gibi Başbakan da bilmiyor mu? Zira Maliye Bakanı Mehmet Şimşek vergilerin ucuz olduğunu söylediği gün vasıtalı verginin ta kendisi olan akaryakıt zammı kapımızı çaldı. Hem de ne çalış. Zeynep Altıok Akatlı. si’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askere gittiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği, Emniyetten ehliyet bile aldığı saptanmıştı. ‘Umutsuz bekleyiş’ Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bugün Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu ve İhsan Çakmak yönünden 15 yıllık zama naşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dosyayı kapatması bekleniyor. Zeynep Altıok da bugünkü mahkemeden beklentilerini, çabalarının gerisindeki amaçlarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Yargıçların yasaları yorumlayarak isterlerse zamanaşımını askıya alabileceklerini söyleyen Zeynep Altıok, “Mahkemeden olumlu bir karar çıkarsa çok sürpriz olur” Sivas katliamından son anda kurtulan yazar Karakuş, ‘Adalet terazisini tutan eller kötü niyetli’ dedi ‘İs yüzlerinden silinmez’ ? Zamanaşımının topluma ve insanlığa karşı işlenen suçlarda geçersiz olması gerektiğini vurgulayan Hidayet Karakuş, “Yüz yıl da geçse yangının külleri omuzlarında, isi yüzlerinde kalacaktır” dedi. HAKAN DİRİK Gazi olaylarında yaşamını yitirenler, dün Gazi Mahallesi’nde yapılan yürüyüşle anıldı. Olaylarda evlatlarını yitiren anneler anma töreninde gözyaşlarını tutamadı. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) İZMİR Sivas katliamından kıl payı kurtulan yazar Hidayet Karakuş, davanın zamanaşımına uğramasını “Adaleti kendi duyarsızlıklarına göre ayarladılar. Terazi hep onlardan yana ağdı. Teraziyi tutan elleri kötü niyetliydi” sözleriyle değerlendirdi. Orhan Kemal Ödülü aldığı son romanı “Şeytan Minareleri”nde Sivas’ta yaşananların görünmeyen yüzünü aktaran Karakuş, “Yüz yıl da geçse yangının külleri omuzlarında, isi yüzlerinde kalacaktır” dedi. Madımak’ta katliamın sorumlularına yıllarca göz yumulduğunu kaydeden Karakuş, “Sonunda zamanaşımını başardılar. Yıllarca ayak sürüdüler, kaçakları yakalamadılar, adresleri belli canileri korudular. Burunlarının dibindeki eli benzin bidonlu, gözü dönmüşlerin sırtını sıvazladılar. Onların iş kurmalarına yardım ettiler, evlenmelerine, çocuk sahibi olmalarına, çocuklarını nüfuslara yazdırmalarına, yasalara aldırmadan seyirci kaldılar. Yurtdışındaki kaçakları, devlet erkindeki adamlarıyla görmezden geldiler. Yananların çığlıklarına, arkalarında kalanların ağıtlarına gülüp geçtiler. Adaleti kendi duyarsızlıklarına göre ayarladılar. Terazi hep onlardan yana ağdı. Teraziyi tutan elleri kötü niyetliydi. Şimdi de utanmadan zamanaşımını savunuyorlar. Suçsuzlarsa neden yargılanıp aklanmayı seçmiyorlar da kaçıyorlar yıllardır?” diye konuştu. ‘Zamanaşımı’ için yasa önerisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, failin yakalanamadığı hallerde zamanaşımı hükümlerinin işlememesi için yasa önerisi verdi. Tanrıkulu’nun TBMM Başkanlığı’na sunduğu öneri “Failin arandığı ancak yakalanamadığı ve ifadesinin alınamadığı hallerde zamanaşımı hükümleri işlemez” hükmünü getiriyor. Sivas katliamı insanlık suçudur ? SAMSUN / TUNCELİ (Cumhuriyet) Samsun’daki sivil toplum kuruluşları yaptıkları basın açıklamasıyla bugün görülecek Sivas katliamı davasında zamanaşımı istenmesini kınadı. Tunceli’de konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise “İnsanlık tarihinde, Türkiye tarihinde, inançlar tarihinde Sivas katliamı kara bir lekedir” dedi. Gazi olaylarında yaşamını yitirenlerin anıldığı törende protesto vardı Ailelerin ‘adalet’ haykırışı ALİ AÇAR Savaşa karşı çıkmak yasak ? İSKENDERUN (Cumhuriyet) Hatay’ın İskenderun ilçesinde Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) Suriye’ye müdahaleye karşı yapmak istediği basın açıklaması ve 25 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Kardeşlik Platformu’nun “TürkiyeSuriye savaşına hayır” adlı imza kampanyası için stant açmasına izin verilmedi. Platform üyelerinden Emilhan Güçlü, kent yöneticilerinin önce standın süresini kısa tutmak istedikleri ardından da polisin yasakladığını belirtti. Yangının külleri omuzlarında Zamanaşımının topluma ve insanlığa karşı işlenen suçlarda geçersiz olması gerektiğini vurgulayan Karakuş, “Dahası insana karşı işlenen suçlarda, doğaya, ülkeye karşı işlenen suçlarda, cumhuriyete, laikliğe karşı işlenen suçlarda da işlememelidir” dedi. Karakuş, şunları söyledi: “Zamanaşımına güvenerek dönemin devlet erkindekilerin ‘bizim suçlumuz, sizin suçlunuz’ bölücülüğünü yapanların, onların yakalanmaması için türlü düzenler kuranların, yasaları uygulamayanların, güvenlik görevlilerinin elini bağlayanların da zamanaşımından yararlanmaması gerekir. Çünkü onlar da Madımak’ı saatlerce oteli taşlayarak içindeki insanları ateşe verenler kadar suçludurlar. Yakılanın bir ülke olduğunun bilincinde olmayan suskunlar, böcekleşerek kendi kabuğunda yaşayınca kendine bir şey olmaz sanan ruhsuz suskunları da kendi vicdanları varsa ömür boyu rahat bırakmayacaktır. İktidarlarla ters düşmemek için bin dereden su getirip temel hakları, özgürlükleri görmezden gelerek etkinliğe şiir okumaya, konuşmaya, semah dönmeye gidenleri, ‘kışkırtıcı’ gören kalemler de bunun sorumluluğundan kurtulamayacaklardır. Yüz yıl da geçse yangının külleri omuzlarında, isi yüzlerinde kalacaktır.” Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te Alevi yurttaşların bulunduğu kahvehanelerin taranması ile başlayan ve 3 gün süren olaylarda 17’si Gazi Mahallesi’nde 5’i Ümraniye’de öldürülen toplam 22 kişi düzenlenen törenlerle anıldı. Olaylarda yaşamını yitiren Sezgin Engin’in ağabeyi Engin Engin başta dönemin Başbakanı Tansu Çiller olmak üzere, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Necdet Menzir’in yargılanmasını istedi. Gazi olaylarında yaşamını yitirenleri anmak amacıyla dün sabah saatlerinde es ki karakol binası önünde toplanmaya başlayan, aralarında yakınlarını kaybedenlerin de bulunduğu yüzlerce kişi adına açıklama yapan Engin Engin, aradan geçen 17 yıla karşın aynı öfke ve acı ile toplandıklarını belirtti. 17 yıl önce İsmetpaşa Caddesi’nde Dostlar, Cihan, Yavuz Kardeşler, Doğu kahvehaneleriyle Sarıcıoğlu Pastanesi’nin taranması ile başlayan ve 3 gün süren olayların ardından polisin, halkın üzerine ateş açarak birçok kişiyi öldürdüğünü kaydeden Engin, “Halkın can ve malını korumakla görevli polisler halkın üzerine otomatik tüfeklerle ateş açmış ancak açılan davalarda sadece Adem Albayrak ve Mehmet Gündoğdu adlı polisler hapis cezası almıştır. Bizler biliyoruz ki bu katliamın sorumluları dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Necdet Menzir’dir. Biz bunların yargılanmasını istiyoruz” diye konuştu. Konuşmaların ardından ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Bağımsız İstanbul milletvekili Levent Tüzel, eski CHP İstanbul milletvekili Mehmet Sevigen, Turgut Öker, Ercan Geçmez ve Sivas olaylarından yanarak yaşamını yitiren ozan Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin’inin de aralarında bulunduğu kalabalık grup, Gazi Mahallesi Mezarlığı’na doğru yürüdü. Mezarlıkta da yapılan saygı duruşunun ardından aileler çocuklarının mezarına karanfil bıraktı. 13 askere kaçakçılık gözaltısı ? HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde kaçakçılık yaptıkları ve terör örgütüne finans sağladığı iddia edilen şahıslara yönelik düzenlenen operasyonda 43 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltına alınan zanlıların 13’ünün askeri personel, 8’inin korucu olduğu öne sürüldü. Kumrular zanlısı tutuklandı Öker: Eylem başlatacağız İstanbul Haber Servisi Sivas katliamı davasını izlemek üzere Türkiye’ye gelen Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker, davanın “insanlık suçu” kapsamına alınmasını umduklarını aksi halde önümüzdeki haftadan itibaren tüm Avrupa’da kitlesel gösterilere başlayacaklarını söyledi. Almanya’dan bir heyetle birlikte Türkiye’ye gelen ozan Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin de “Onlar zamanaşımından dosyayı kapatsalar da vicdanlarda o dosyayı kapatamazlar” diye konuştu. DİSK Genel Başkanı Erol Ekici ise yaptığı yazılı açıklamada zamanaşımı kararı verilse bile sorumluların vicdanlarında mahkum olduğunu kaydetti. Kılıç: İade baskısı yapılmıyor MEHMET MENEKŞE AMASYA Almanya Yeşiller Milletvekili Mehmet Kılıç, 35 kişinin can verdiği Sivas Madımak katliamı davasından mahkum olan dokuz firari sanığın Alman vatandaşlığına geçmek için girişimde bulunduklarını belirtti. Kılıç, “Almanya, adam öldüren bu insanlara vatandaşlık vermemeli” dedi. Kılıç, sanıkların iadesi; çin Türkiye’nin gönderdiği dosyaların yetersiz olduğunu deliller ve belgelerin dosyada bulunmadığını vurguladı. Kılıç, Türk makamları daha ciddi şekilde dosya hazırlayıp iade talebinde bulunmalı” dedi. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da Kumrular Caddesi’nde bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıya ilişkin soruşturmada gözaltına alınan 10 kişi’den, arasında eylemi gerçekleştiren Ümit A’nın bulunduğu 3 kişi tutuklandı. Baba M.A. “Onu evlatlıktan reddettim. Devletim en büyük cezayı versin” dedi. Uludere protestosunda 3 tahliye ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)Uludere’de 34 kişinin ölümünü protesto etmek için sınavları boykot ederek Dicle Üniversitesi’nde sınavlara girmek isteyenleri engelledikleri gerekçesiyle 24’er yılla yargılanan 3’ü tutuklu 4 hukuk fakültesi öğrencisinin yargılanmasına başlandı. Tutuklu öğrenciler tahliye edildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle