23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2012 SALI 6 HABERLER CHP MYK, Milli Eğitim Komisyonu’ndaki AKP zorbalığını sert bir bildiriyle protesto etti: Eğitim kindarlara teslim edilmeyecek ? Kesintisiz eğitim yasa önerisinin görüşüldüğü son komisyon toplantısının geçersiz sayılmasını isteyen CHP, 21 maddenin 27 dakikada kabul edildiği toplantının ses kayıtları ve tutanaklarını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) bildirisinde “Demokrasi zorbalığa, çocuklarımızın geleceği kindarlara teslim edilmeyecektir” denilirken CHP grup başkanvekilleri Muharrem İnce ve Akif Hamzaçebi tarafından TBMM Başkanlığı’na yapılan başvuruda da kesintili eğitim yasa önerisi oylamasının geçersiz olduğu gerekçesiyle toplantının geçersiz sayılması istendi. CHP, kesintili eğitim görüşmelerinde 21 maddenin jet hızıyla kabul edildiği 27 dakikalık sügüvenliğinin kalmadığını belirterek “TBMM Başkanı’nı göreve davet ediyorum. Eşkiyaya papuç bırakmayız, gerekirse güvenliğimizi kendi imkânlarımızla sağlarız” dedi. İnce, AKP grubuna saat 13.30’da 150 dürüm ve ayran siparişi verildiğini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Komisyona katılın” diye vekillere mesaj gönderdiğini ifade etti. İnce, sözlerini şöyle sürdürdü: “Görüşmeler yok hükmünde. Başbakan ustalık dönemim diyordu, meğer senin zorbalık, eşkiyalık, zulüm döneminmiş. Sopayla yasa geçirme dönemi başladı, parlamenter demokrasi sona erdi.” İnce, Çiçek’in komisyon görüşmelerini iptal etmezse kendisini tanımayacağını bildirdi. CHP’li Komisyon Üyesi Nur Serter görüşmelerin yok hükmünde olduğunu ifade etti. Aksayarak yürüdüğü gözlenen Serter, kavga sırasında bacağının kapıya sıkıştığını belirtti. CHP MYK toplantısından sonra Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin tarafından açıklanan MYK bildirisinde “11 Mart günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çatısı altında iktidar partisinin zorbaları tarafından Türk demokrasisine, siyasi tarihimize bir utanç sayfası olarak geçecek bir darbe vurulmuştur” denildi. Bildiride şu değerlendirmelere yer verildi: “Muhalefet milletvekilleri salona alınmamış, söz hakkı verilmemiş ve oylamaya katılmaları zorla önlenmiştir. Bununla da yetinilmemiş, CHP milletvekilleri tartaklanmış ve yere düşen bir milletvekilimiz yerdeyken insanlığa ve geleneklerimize aykırı bir anlayışla tekmelenmiştir. Meclis, Başbakanlık noterine dönüştürülmüş, tek adam yönetiminin insafına terk edilmiştir. CHP, demokrasimizi zorbalığa, hukuksuzluğa, dayatmalara asla teslim etmeyecektir. CHP, çocuklarımızın geleceğini sömürü, kin ve nefret üzerine kurulu AKP zihniyetine teslim etmeyecektir.” Yasa Tasarısı: Neler Oluyor? CHP’lilerin dışarıda bırakılmasıyla komisyondan hızla geçirilen yeni yasa tasarısını okuyorum. Eğer Meclis’ten de aynen geçerse... 8 yıl kesintisiz eğitim sona erdi. Öğrenim kademeleri 4 (ilkokul) +4 (ortaokul) +4 (lise) oluyor. Başlama yaşı, 5 değil 6 yıla çekildi. Neyse! Ama dünyada bütün ülkelerin yöneldiği “okulöncesi eğitim” yasada yok, yani zorunlu/devlet destekli değil. Aslında devletin tam da okulöncesi eğitime büyük destek vermesi gerekir. Çünkü, bir yıl okulöncesi eğitime giden çocuğun, zekâ yaşının ilkokul ve sonrasındaki eğitimde 2 yıl fark atarak geliştiği, eğitime de “bir yıl avantajlı başladığı” bilimsel araştırmalarla kabul ediliyor. Zaten toplumlar arasında süren “insan zenginliği” “yetişkin insan gücü” yarışında, okulöncesi eğitim alanlar öne fırlıyor! Türkiye önemli bir fırsatı kaçırıyor! Yeni tasarı, bu açıdan Türkiye’nin ihtiyaçlarına, en önemli noktada destek vermiyor ve yenilik getirmiyor... ??? 8 yıllık kesintisiz eğitimin bölünmesinin sonuçları kötü olacak. 8 yıl temel bilimsel bilgilerin bir bütünlük halinde ve çocuğun sosyal ortamda sosyal gelişimini ve toplumsal ilişkilerini geliştirici özelliklerle verilmesini sağlıyordu. Türkiye’nin “eğitim/yıl” süresini 4 yıldan 6.5 yıla yükselten temel etken, 8 yıl kesintisiz eğitimdi. Bugün 6.5 yıl bile, Türkiye’yi geri ülkeler sınıfında tutuyor! İlköğretim “zorunlu 4 yıl ilkokul ile zorunlu 4 yıl ortaokul”u kapsıyor. 613 yaş “mecburi ilköğretim çağı 613 yaş” arasını kapsıyor. İkinci dört yıl, ortaokulda geçecek. Burada ayrışım başlıyor. İmam hatiplilerin ortaokulu açılıyor! Hiç şüphesiz, teşvik edilecektir, çocuklar buralara yönlendirilecektir. “İmam hatip ortaokul liselerinde de dini eğitim programının yanı sıra, diğer ‘normal’ okullardaki ders programı yürürlükte, ne var bunda” denmesine bakmayın. Düşünce yapısının nasıl biçimlendiği, dünyaya küçük yaşta nasıl bakmaya alıştırıldığı ile ilgili bir mesele bu. İktidarın “başarı” çıtası, öğrencileri imam hatiplere yönlendirme derecesi ile ölçülmeye başlanırsa, şaşırmayın. Böyle giderse, imam hatipler ‘normal’ olur, diğerleri ise gâvurların, dinsiz imansızların gittiği okul olur! İkinci dört yıl, yani ortaokullar, herkes için “aynı” değil. Bakanlık, ortaokul için paket eğitim programları, “program seçenekleri” hazırlayacak. Öğrenciler bu paketlerden birini tercih edecekler ve geleceklerini o andan itibaren belirlemiş olacaklar. Bakanlığın eğitim programlarını nasıl, neye göre belirleyeceği bilinmiyor. Ama mesela Arapça dil seçeneğini almak isterseniz, bunu kuran eğitim ve bunun eklentileri ile bir bütün olarak alabileceksiniz. Yani ben sadece Arapça öğrenmek istiyorum derseniz, söylentiye göre, bu mümkün olmayabilecek. Öğrenciler daha o yaşta mesleki seçimlere yönlendirilmiş olacak.. “ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur” deniyor. Üçüncü dört yıl, yani liselere, ortaokuldan aldığınız seçimlik derslerinize göre devam edebileceksiniz, anlaşıldığı kadarıyla. Bunların bir kısmı sizi üniversiteye taşıyamayacak. “Altın bileziği” kolunuza takacak ve serbest piyasaya iş aramaya dalacaksınız... Üçüncü dört yılın en önemli özelliği, örgün eğitime katılma zorunluluğunun ortadan kalkıyor olması. Açık liselere dışarıdan katılma olanağı sunuluyor. Kızların bu noktada örgün eğitim almada büyük kayba uğrayacağı açık ve seçik. Uzmanlar diyor ki yüzde 70’i devam etse iyi. Yeni yasa, kızlar aleyhine olan eğitimde cinsiyet farklılığını düzeltecek bir özellik taşımıyor... Haydi kızlar eve! Kocaya! Ev hizmetlerine, tarlaya, çayıra, ineğe.. nasıl yaşıyorsan öyle! Tabii, açık lise programına erkek öğrencilerin de daha büyük rağbet göstermesi mümkün! Hem çalışayım hem okuyayım zorunluluğu bastırılacak. Zaten eğitimin kalitesi düşük. Milyonlarca gencin cebinde, lise değil mi işte diploma, olacak.. Ama normal bir lise öğrencisinin kazandığı beceri ve yetenekler, onlardan uzak olacak. Bu program, liseli sayısını hatta arttırabilir de ama uyduruk eğitim almış gençler ordusu yaratır. Merak etmeyin, bu programla üniversite kapısındaki yığılma da durur. Ekonominin, ülkenin, “piyasa”nın ihtiyacı olan yetişkin işgücü, kaliteli “insan” yaratılamaz. Rakamlara bakarız, belki de yuppiii yahu ne güzel istatistikler iyiye gittiğimizi gösteriyor deriz... Ama neden ihtiyaçların buna rağmen karşılanamadığını, neden değişen mesleki koşullara, değişen insan ihtiyaçlarına uygun insanların yetiştirilemediğini bir türlü anlamayız! Not: Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un serbest bırakılmalarına sevindim. Beklentim bu yöndeydi, gerçekleştiği beni mutlu etti. Hoş geldiniz! Bütün tutukluları dışarıya istiyoruz... Odatv’deki, Silivri’deki herkesi! Bitsin bu zulüm! AKP’li Ünal’dan darbeli savunma AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, gazetecilerin komisyondaki kavgaya ilişkin bir sorusu üzerine, “Bu Meclis çalışmadığı zaman nihayetinde ülke, sistem krize girer. Geçmişte hatırlarsanız Meclis çalışamaz hale geldiğinde ne oluyordu? Darbeler oluyordu. Biz her ne olursa olsun bu Meclis’i çalıştıracağız” dedi. TBMM Başkanı, MHP, AKP ve CHP temsilcileri ile 4+4+4 krizini görüştü Düğümü Çiçek çözecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de AKP’nin ablukasıyla muhalefete söz ve önerge hakkı verilmeden kabul edilen kesintili eğitim önerisine ilişkin yoğun görüşme trafiği yaşandı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda önceki gün yaşanan olaylarla ilgili MHP, AKP ve CHP Grup başkanvekillerini kabul etti. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, diğer AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın Çiçek ile görüştüğü sıralarda yaptığı açıklamada, TBMM Başkanı Çiçek’in komisyon raporunu geri gönderme yetkisinin bulunmadığını söyledi. Komisyonda ortaya çıkan iradeyle ilgili yasalaşma aşamasından sonra ancak Anayasa Mahkemesi’ne gidilebileceğini kaydeden Canikli, “Onun dışında, başka hiçbir merci denetleyemez, iptal edemez ya da geri çeviremez” diye konuştu. AKP’li Elitaş, Çiçek ile 1.5 saati aşan görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Çiçek’in komisyondaki olaylardan üzüldüğünü, konuyu görevlilerle bir ‘Sonraki haftaya kalabilir’ likte incelettirdiğini söyledi. Elitaş, “Biz AKP olarak önümüzdeki hafta genel kurulda görüşülebilir diye bir tahmin yapmıştık. Ama Meclis Başkanı’nın incelemesine de zaman tanınması gerekiyor. Bu incelemenin uzaması halinde bir sonraki haftaya da kalabilir” diye konuştu. Elitaş, CHP’yi “şiddet uygulamakla” suçladı. Çiçek de yaptığı açıklamalar nedeniyle CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’ye tepki gösterdi. Çiçek “Kimse Meclisimizin saygınlığına gölge düşürecek bir söylemden medet ummamalıdır” dedi. ? İnce, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, “Sopayla yasa geçirme dönemi başladı, parlamenter demokrasi sona erdi” dedi. recin ses kayıtlarını ve komisyon tutanaklarını istedi. İnce ve Hamzeçebi tarafından yapılan başvuruda dilekçesinde “iktidar partisine mensup yüzü aşkın milletvekilinin salonu doldurması ve saldırgan hareketlerde bulunarak şiddet kullanmaları nedeniyle CHP’lilerin komisyon toplantısına katılamadığı, anayasa ve içtüzük ihlalleri yapıldığı” vurgulandı. Hamzaçebi, önceki akşam 21.00’de kendisini arayan TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yaşanan olaylardan üzüntü duyduğunu söylediğini aktardı. Hamzaçebi, kendisinin Komisyon Başkanı AKP’li Nabi Avcı’ya kırtasiye malzemesi fırlattığı savına da “Doğru söylemiyorlar” diye tepki gösterdi. İnce de dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, vekillerin TBMM’de can MHP Grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, olaylı komisyon toplantısına ilişkin basın toplantısı düzenledi. AKP’lileri “bir avuç korkak” olarak nitelendiren Vural, AKP’nin vekillerin söz hakkını kesmesinin millet iradesine yönelik bir darbe olduğunu dile getirdi. (Fotoğraf: AABÜLENT UZUN) MHP: Öneri geri çekilmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, TBMM Genel Başkanı Cemil Çiçek’ten AKP’nin cebir ve şiddet kullanarak vekillere söz ve önerge hakkı vermeden geçirilen kesintili yasa önerisinin yok hükmünde olduğu belirterek geri çekilmesini istedi. MHP grup başkanvekilleri Oktay Vural, Mehmet Şandır ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’ndan oluşan heyet, dün TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda yaşanan olaylarla ilgili TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile görüştü. Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından Vural ve Şandır basın toplantısı yaptı. Konuşmasına gazetecilere geçmiş olsun diyerek başlayan Şandır, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda içtüzük ihlali yapıldığını ifade etti. Şandır, görüşmelerin yok sayılması ve yasa önerisinin 7. maddeden itibaren tekrar değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Vural da, “Arkadaşlar yara bere var mı? Hepiniz iyi misiniz?” diyerek basın mensuplarına gösterilen şiddeti kınadığını ifade etti. Komisyonda egemenlik hakkının gasp edildiğini kaydeden Vural, çoğunluk iradesinin yumruğunu kullanarak vekillere söz ve önerge hakkı verilmediğini ifade etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şandır, Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın talimatına AKP’li Komisyon Başkanı Nabi Avcı ve AKP’li vekillerin fiziki güç uygulayarak uyduğunu belirterek “Benim komisyon başkanıyla görüşmem bile engellendi” dedi. Vural da “Darbeci zihniyete karşıysak bunun genel kurula gelmemesi lazım. 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan’a karşı olduğunu söyleyenler bunun gelmesine karşı olmalıdır” diye konuştu. Arınç: Men dakka dukka ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis’te yaşanan kavgadan ötürü CHP’yi suçladı. Arınç, CHP’yi Arapçada “eden bulur” anlamına gelen “Men dakka dukka” sözleriyle eleştirdi. Arınç, “Kabadayı, külhanbeyi edasıyla bağırarak çağırarak ‘Ben de 12 saat, 24 saat konuşacağım’ iddiasıyla komisyon çalışmalarını kilitlemeye çalışan CHP’dir... Men dakka dukka diye bir şey söylenmişti. Siz öyle yaparsanız, AK Partili milletvekilleri gelirler, sıraları doldururlar, konuşma sıralarını alırlar. Hiç şikâyet etmek durumunda değiller” dedi. Ermeni cemaati, ‘TC yurttaşlığı’ ve ‘kamu kaynaklarından eşit yararlanma’ hakkı istedi ‘Camiye yardım var bize yok’ AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda yeni anayasa konusunda cemaatinin talep ve önerilerini aktaran Ermeni Partrik Vekili Aram Ateşyan, anayasada “Türk” tanımından rahatsız olmadığını ifade eden Rum Patriği Bartholomeos’un tersine, yeni anayasaya “yurttaşlık tanımı konulmaması”, konulacaksa da “etnik vurgu yapılmamasını” istedi. Alt komisyon dün Ateşyan’ı dinledi. Komisyonda, “eşit yurttaşlık” hakkına vurgu yapan Ateşyan, nefret suçlarına karşı düzenleme yapılmasını isterken, yeni anayasanın “eşit likçi” ve tüm toplum kesimlerini “kucaklayıcı” olmasına vurgu yaptı. Ateşyan, anayasada vatandaşlık tanımıyla ilgili olarak “Kimlik numarasına sahip herkes, TC vatandaşı sayılmalı, etnik kökene vurgu yapan yurttaşlık tanımı yapılmamalı” dedi. Ermeni cemaati olarak bazı haklardan eşit yararlanamadıklarından yakınan Ateşyan, “Kamu kaynaklarından pay almakta sorunumuz var. Camiye yardım yapılırken, biz niye almıyoruz? Bizim eğitim kurumlarımız da kamu yararına kurumlar ama cemaatin bağışlarıyla ayakta duruyor ve özel okul statüsünde” dedi. Ateşyan, “devlet kamu okullarına verdiği desteği kâr amacı gütmeden çalışan azınlık okullarına da vermeli, azınlıklara kendi din adamlarını yetiştirebilmek için eğitim ve öğretim kurumu kurma hakkı vermeli” önerilerinde bulundu. Ateşyan, “Yeni anayasa, ana gibi olmalı; sıcak, kucaklayıcı olmalı, evlatları arasında ayrım yapmamalı” dedi. Komisyon ayrıca, Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Prof. Dr. Yasin Aktay başkanlığındaki Stratejik Düşünce Enstitüsü temsilcilerinin de görüşlerini dinledi. Yeni anayasadan “devrim yasaları”nın çıkarılmasını isteyen enstitü temsilcileri, cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılmasını” istedi. İstiklal Marşı okunmayınca kürsüyü işgal ettiler ? ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Belediyeler Birliği’nin gerçekleştirdiği “Kadın Yerel Politikacılar Platformu” toplantısı Antalya Kremlin Palace Otel’de başladı. Toplantısının açılışı, saat 10.00’da açılış konuşması ile başlatılacaktı. Ancak kürsünün iki yanında Türk bayrağı ve Atatürk posterinin olmaması ve İstiklal Marşı okunmaması davetlilerin tepkisine neden oldu. Bir grup kadın delege, kürsüyü işgal ederek açılış konuşmasına izin vermedi. Otel görevlileri kürsünün sol tarafına Türk bayrağı, sağ tarafa da Atatürk posteri astı. Açılış konuşması öncesinde de İstiklal Marşı okununca kriz atlatıldı. ‘Köşk’ün yetkisi azaltılsın’ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle