25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon PB Giresun Y Ankara Y 8 8 7 7 10 9 10 7 8 8 9 8 8 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y K Y Y Y Y Y PB PB PB PB PB 4 8 4 16 16 16 12 16 10 14 5 4 2 Oslo B Helsinki K Stockholm B Londra PB AmsterdamB Brüksel PB Paris B Bonn PB Münih B Berlin Y BudapeştePB Madrid A Viyana Y 10 3 10 14 10 12 16 12 10 12 11 21 12 Belgrad B 13 Sofya B 6 Roma K 18 Atina Y 10 Zürih B 15 Moskova K 1 Aşkabat B 14 Taşkent PB 7 Baku B 8 Bişkek B 3 Tiflis B 14 Kahire A 23 Şam PB 20 Ülke genelinin çok bulutlu, Trakya, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Trabzon, Rize, Artvin, Batman ve Mardin çevreleri dışında kalan tüm ülke yağışlı geçeceği bekleniyor. Yağışların, Marmara’nın güneyi ve doğusu, Doğu Anadolu’nun batısı ile Afyonkarahisar ve Sivas çevrelerinde yağmur ve karla karışık yağmur, diğer yerlerde kar şeklinde geçeceği bekleniyor. Yağışların Muğla, Aydın, Antalya, Osmaniye kuvvetli olması bekleniyor. 13 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada açısından kaygı verici bulduğunu ifade eden tek sözcük, tek satır yok! Oysa, rejimin giderek kan kaybetmesine karşı bir süredir başarılı direniş gösteren CHP grubunun başkanvekillerinden Muharrem İnce’nin komisyon savaşından sonra olayları açıklarken “Demokratik rejim bitmiştir” diyen yorumu yaşanan süreci özetliyor. Ekranlardan yüzsüzlük, ikiyüzlülük örnekleri yansıyor. Komisyon Başkanı Nabi Avcı, komisyon meydan savaşının sorumluluğunu muhalefete yüklemeye çalışan açıklamalarında: (1) 150’den fazla AKP milletvekilinin toplantının başlamasından bir saat önce komisyona gelerek muhalefet milletvekillerinin oturacakları iskemleleri işgal ettiklerini, (2) 3040’ının komisyon başkanının önünde etten duvar ördüklerini, (3) Muhalefet milletvekilleri toplu olarak geldikleri komisyon kapısında AKP milletvekillerince engellenerek içeri sokulmayınca olayların başladığını, (4) Muharrem İnce’nin söz isteyen milletvekillerinin listesini vermesine karşılık Başkan Nabi Avcı’nın, muhalefete söz hakkı tanımadığını, “söz yok” diye karşıladığını, olaylara tanık olan kameraların dışarı atılmasını emrettiğini, (5) ...ve bugüne dek görülmemiş bir uygulama ile maddeler üzerinde muhalefete söz hakkı tanımadan, anayasayı, içtüzüğü hiçe sayarak, 20 maddeyi 27 dakikada, her maddeyi bir dakikadan çok kısa sürelerde AKP milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmesini sağladığını... ….bellek zafiyetinden muzdarip olsa gerek anımsamıyor bile! ??? CHP’nin uzun yıllar genel başkanlığını yapan İsmet Paşa, Adalet Partisi iktidarında İçişleri Bakanı’nın Meclis’te muhalefet odalarını bir gece yarısı basması olayını “Eşkıyanın gece ne yapacağı belli olmaz” diye sert bir yanıtla karşılamıştı. CHP’nin son genel başkanı Kılıçdaroğlu da olaylara benzer bir yorum yaptı, “Eşkıyanın parlamentoda olduğunu bize hatırlattı” dedi. Bu benzeyiş, Kılıçdaroğlu’nun komisyon olaylarının yaşandığı gün yayımlanan Habertürk ekibiyle yaptığı görüşmede söylediklerini anımsamaya vesile oldu. Serdar Turgut’un yazdığına göre, Kılıçdaroğlu “AKP iktidarına karşı mücadele ederken ben bazen kendimi 1940’lar CHP iktidarına karşı mücadele ediyormuş gibi sanıyorum. Çünkü AKP iktidarı aynen 1940’lar CHP iktidarının ortamını, koşullarını yarattı” diyor. Kılıçdaroğlu ne yazık ki RTE’nin, CHP ve İsmet Paşa düşmanlığıyla aynı kulvara düşüyor. Partisinin geçmişine de İsmet İnönü’ye de en hafif deyimiyle haksızlık ediyor. O yıllarda onaylanmayacak kimi uygulamalar olmuş olabilir ama bugün eleştirilen konuları anımsatmayacak değerde kimi büyük ve önemli olayları, son CHP Genel Başkanı’nın anımsamasına yardımcı olmak gerekiyor: 194045 arasında bu ülkeyi savaşa sokmayan, 1946’da çok partili parlamenter rejime kapıları açan, DP’nin tek başına iktidara gelmesini sağlayan ortamı ve yasaları gerçekleştiren parti CHP idi ve devletin de partinin de başında İnönü vardı. Nasıl ki Dersim olaylarından siyasal ve toplumsal husumet yaratmak ne kadar ülke yararına değil ise… …Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye vurayım derken partisinin geçmişini karalayarak yeni bir parti yaratacağını sanması, kişiliğine de CHP’ye de yarar sağlamayacak, yenilik iddialarına katkı yapmayacaktır. ??? Kılıçdaroğlu “Medyadan daha güçlü ‘hayır’ sesi istiyoruz” diyor. Hangi medyadan? Bugün AKP grubunda muhalefeti suçlaması, hatta CHP’nin 1960, 1980 darbeleri öncesi olduğu gibi bugün de sokağı kışkırttığını söylemesi olası RTE’nin söylemlerine ters düşmemeye gayret gösterecek medyadan mı “daha güçlü ses” çıkacak? Bir de “Tanklarıyla toplarıyla da gelseler konuşacağız” diyor... İlahi Kılıçdaroğlu; ortalıkta top, tank mı kaldı? 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nde 35 kişinin diri diri yakılmasıyla ilgili davanın 7 firari sanığı ile ilgili bir karar verilecek bugün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde. Eğer mahkeme Sivas’ta 35 kişinin inançları yüzünden diri diri yakılmalarını bir insanlık suçu olarak kabul ederse, 7 firari sanık hakkındaki dava görülmeye devam edilecek, yok 37 kişinin diri diri yakılması bir insanlık suçu sayılmaz ise onlar hakkındaki dava zamanaşımından düşecek. Mahkemenin ne karar vereceğini bilemiyorum. Zaten artık konu, yargı kararı olmanın ötesine geçmiş ve toplumsal sınav olmuştur. Bakalım toplum bu sınavda ne sonuç olacak? Basınımızın genç ve başarılı köşe yazarlarından, hukukçu Özgür Mumcu Radikal’deki dünkü yazısında şöyle diyordu: “Poşuyla gezeni, pankart açanı, konser bileti satanı terörist diye suçlayabilen yargı Sivas davasında örgütlü terör suçu bulamadı. Memleketin Emniyeti idamla yargılanan bir sanığı, yarısı da bu hükümet zamanında olmak üzere, neredeyse yirmi senedir yakalayamadı. Yakalayamadıklarından biri Sivas’ta evinde öldü.. Yakalayamadıklarından biri Madımak yanıp şairler, halk ozanları öldürüldükten 14 gün sonra Sivas Kangal’da evlendi....” ??? Aslında bugün, toplumun sınıf geçip geçmeyeceğini değil, demokrasi, uygarlık, insanlık sınavından bir kez daha çakıp çakmayacağını göreceğiz. Çünkü daha o 2 Temmuz 1993 günü, Nasıl Sınıfta Kalır Bir Toplum? Sivas’ta Madımak Oteli’nin önünde inançları kendileri gibi olmayanları yakmak üzere toplanan insanları yetiştiren ve barındıran bir kent olarak Sivas ve bir ülke olarak Türkiye toplumsal sınavda çakıyorlardı. Sivaslı dostlar bu gözleme alınmasınlar, ne yazık ki, o günden bu yana Madımak katliamı konusunda, olayın boyutuyla orantılı bir tepki koyabilmiş, bu ayıbı silebilecek bir jest yapabilmiş değillerdir. Bu tepkiyi ortaya koymadan, bu jesti yapmadan gösterilecek reaksiyonlar, utancı azaltmaz, koyulaştırır. Daha o 2 Temmuz 1993 günü başta devletin erkini elinde tutanlar, Çankaya’da oturanlar, Sivas’taki birliğin komutasını deruhte edenler ve onların komutanları olmak üzere, TSK’nin en üst yöneticileri ile birlikte bütün yöneticiler saatler süren bu saldırıya seyirci kaldıkları için toplumla birlikte insanlık sınavında çakmışlardı. Devlet kendine düşeni yapamamaktan dolayı çakmıştı sınavda, toplum ise umursamazlığı ve sorumsuzluğundan dolayı... ??? Şimdi dilerseniz, Sivas davası sanıklarının avukatlar listesine göz atalım: Av. Şevket Kazan Eski RP Milletvekili ve Adalet Bakanı. Av. Celal Mümtaz Akıncı Afyon Barosu Başkanı ve AKP oylarıyla Anayasa Mahkemesi üyesi. Av. Hayati Yazıcı AKP’li Devlet Bakanı Av. Haydar Kemal Kurt AKP Isparta Milletvekili Av. Zeyid Aslan AKP Tokat Milletvekili T. Erdoğan’ın eski avukatı. Av. Hüsnü Tuna AKP Konya Milletvekili. Av. Burhanettin Çoban Afyonkarahisar AKP’li Belediye Başkanı. Av. İbrahim Hakkı Aşkar 22. dönem AKP Afyon Milletvekili. Av. M. Ali Bulut AKP K.Maraş Milletvekili. Av. Bülent Tüfekçi AKP Malatya İl Başkanı. Av. Halil Ürün RP kayıp trilyon davası sanığı, AKP Afyon Belediye Başkanı adayı. Av. Mevlut Uysal AKP’li İstanbul Başakşehir Belediye Başkanı. Av. Nevzat Er AKP’li eski Eminönü Belediye Başkanı. Av. Suat Altınsay AKP Konya İl Başkan Yardımcısı. Av. Tayfun Karaali İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darüşşafaka Müdürü. Av. Ferruh Aslan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Müdürü. Av. Ali Aşık Eski AKP İzmir İl Başkanı. Av. Hüseyin Pulan AKP İstanbul Disiplin Kurulu Üyesi. Av. Hurşit Bıyık AKP Trabzon İl Başkan Yardımcısı. Av. Reşat Yazak Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi. Sevgili okurlar, Melih Aşık’ın 13 Temmuz 2011 tarihli sütunundan aldığım bu liste üzerine artık bağlantıları kurmak, yorum yapmak size kalmış. Kolay gelsin! GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Valilik AKP binaları önüne siyah çelenk konmasını yasakladı Hükümet protestoya tahammül edemiyor EMRE DÖKER İZMİR İzmir Valiliği, AKP’nin il ve ilçe binalarına siyah çelenk bırakılmasını yasakladı. Eylemin yasağa karşı yapılması halinde sorumlular hakkında yasal işlem başlatılacağı açıklandı. Aynı gün ülke genelindeki benzer eylemlerden de aynı gerekçeyle vazgeçildiği öğrenildi. CHP İzmir İl Kadın Kolları, AKP’nin dayatmayla TBMM gündemine taşıdığı eğitim sistemini 3’e bölen girişime karşı, AKP’nin İzmir’deki ilçe binalarıyla il binasına 8 Mart’ta siyah çelenk bırakmak istedi. CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç’tan protesto amacıyla siyah çelenk eylemi için 7 Mart günü yazı göndererek izin istedi. Bayır gönderdiği yazıda, CHP’nin 8 Mart günü tüm Türkiye’de ortak yapacağı eylemle ilgili siyah çelenk bırakılacağı ve ardından or CHP İzmir’den çifte tepki CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır karara tepki göstererek “Seçim döneminden önce Konak Belediyesi’nin önünde taşeron işçilerin eylemi vardı. Emniyet eylemcilere ses çıkarmadı. Seçim bitti Konak’taki taşeron işçiler bir anda ortadan kayboldu. CHP’li belediyelere karşı olan eylemlerde polis sesini çıkarmazken AKP’ye siyah çelenk bırakılmasına dahi izin vermiyorlar” dedi. Öte yandan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Deniz Pınar Atılgan, ülke genelindeki eylemleri, polisle karşı karşıya gelmemek için iptal ettiklerini bildirdi. tak basın metninin okunacağını belirtti. İzmir Valiliği’nden gelen yazıda ise siyah çelenk bırakmanın provakatif olaylara açık olduğu gerekçesiyle yasaklandığı bildirildi. İzmir Valisi Kıraç adına yazıyı gönderen İzmir Vali Yardımcısı Ardahan Totuk, şu görüşlere yer verdi: “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu güvenliği ve esenli ğinin sağlanması amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi organizesinde 30 ilçede AKP il ve ilçe binalarına siyah çelenk konulması İzmir Valiliği’nin olurları ile yasaklanmıştır.” Totuk yazısının devamında aynı gün il ve ilçe binalarına siyah çelenk bırakılmasına izin verilmeyeceğini de belirterek aksi halde sorumluluğun CHP il ve ilçe başkanlarında olacağını ve yasal işlem yapılacağını bildirdi. TAKSİM DAYANIŞMASI Öğrenci servisi kaza yaptı: 1ölü ? BURSA (AA) Bursa’nın İznik ilçesinde Tuncay Özcana’nın (54) kullandığı TIR, İznikAdapazarı karayolunun, Beşevler köyü arasında kalan bölümünde, Arif Çalış (47) idaresindeki öğrenci servis minibüsü ile çarpıştı. Kazada İznik Endüstri Meslek Lisesi’nde okuyan İsmail Söne (16), yaşamını yitirdi. Çalış ve 17 öğrenci de yaralandı. TIR sürücüsü Özcana gözaltına alındı. ‘Tek yeşil alan yok edilecek’ İstanbul Haber Servisi Kamuoyunun tepkisini çeken Taksim Meydanı yayalaştırma projesine ilişkin planlara itiraz edildi. Çok sayıda meslek odası, sendika, siyasi parti, platform ve dernekler tarafından kurulan Taksim Dayanışması bileşenleri itiraz dilekçelerini sunmak üzere dün İBB binası önünde bir araya geldi. Grup adına açıklama yapan Mücella Yapıcı, plana itiraz için 14 Mart’ın son gün olduğunu anımsatarak “Mimarlar Odası veya Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubeleri aracılığıyla ya da doğrudan İBB’ye gelerek planlara itiraz edilebilir. Herkesi kente sahip çıkmak için plana itiraz etmeye çağırıyoruz” dedi. Dilekçede planla, meydanın şenlik, tören, kutlama ve gösterilere kapanacağı belirtildi. Yeniden inşa edilecek ‘Topçu Kışlası’ ile meydanla ilişkili tek yeşil ve açık alan olan Gezi Parkı’nın yok edileceği vurgulandı. Plana 14 Mart’a itiraz edilebilecek. Aczmendilerden ‘Sabrımızı zorlamayın’ tehdidi ‘Tadilat için’ 30 kilo altın çaldılar ? İstanbul Haber Servisi Kapalıçarşı’daki bir kuyumcuda 24 Şubat günü 30 kilo altın ve mücevher çalınması olayını araştıran polis, yaklaşık 3 bin saat kayıt bulunan 100’ün üzerindeki güvenlik kamerası görüntülerini izleyerek olayı çözdü. Soygunu kuyumcuda tadilat yapan Alen ve Andre B. kardeşler ile Alen B’nin kız arkadaşı olduğu öğrenilen Nimet A’nın gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Şüphelilerin, kuyumcunun güvenlik zaaflarını öğrendikleri ve soygunu gerçekleştirdikleri belirlendi. Zanlıların çaldıkları malzemeler komşularının kömürlüğünde bulundu. Şanlıurfa’da, bir grup Aczmendi son zamanlarda sürekli kimlik kontrolü bahanesiyle polis tarafından durdurulduklarını ileri sürerek kent merkezinde yürüyüş yaptı. Çok sayıda resmi ve sivil polisin takip ettiği Aczmendilerin yürüyüşü çevrede bulunan esnaf ve yurttaşlar tarafından meraklı gözlerle izlendi. Uzun saç ve sakalları, sarıkları, kıyafetleri ve asaları ile peş peşe yürüyen Aczmendiler, yaklaşık 2 kilometrelik yolculuğun ardından talebesi olduklarını söyledikleri Bediüzzaman Said Nursi’nin ölümünün ardından ilk defnedildiği yer olan Dergâh Camisi avlusuna geldi. Aczmendiler adına gazetecilere açıklama yapan Hakan Çolak, polis tarafından sık sık keyfi kimlik sorma bahanesiyle durdurulduklarını belirterek “Bizlerin sabır sınırlarıyla oynamaya hakkınız yok. Hizmet için varsınız, o halde hizmetinize bakın. Bizler gibi gönüllü asayiş memuru olan Nur talebeleriyle uğraşmayın” dedi. yaşanan olumsuzlukları kaleme alırken yine bu sütunlarda dile getirmiştim. Sonrasında biriki kez daha kullanmam gerekti. Şimdi de içeriden yazıyorum. Hapisteki herkes gibi benim de başlıca isteğim özgürlük. O yüzden hapishane koşullarını çok da ön planda tutmaktan yana olmadım. Ancak genel koşulların da gerisinde, haksız uygulamalarla karşı karşıya kalınca en azından durumun bilinmesini istedim. Cezaevleri Yönetmeliği’nde bütün düzenlemeler ve haklar sıralandıktan sonra bunların nasıl uygulanacağı şöyle özetlenmiş: “Cezaevi koşullarının elverdiği ölçüde.” Her uygulamayı bu gerekçenin içine sığdırabilirsiniz. ??? Son tartışmalarla birlikte Silivri koşullarını bir kez daha aktarmak durumundayım. Koğuşlar 2 katlı. 1. katta 8 adıma 10 adımlık ortak yaşam alanı, 2 banyosu, 2 tuvaleti, 2 musluğu olan bölüm, 2 oda ve ikinci kata çıkan merdivenin altında 1.5 metre eninde mutfak tezgâhı var. İkinci katta yan yana 5 oda var. Toplam 7 oda. AB standartlarına göre her odaya bir kişi olmak üzere koğuşlar 7 kişilik. Ancak mahpus sayısı fazla olunca odalara 2’şer yatak daha konmuş, 21 kişilik olmuş. Bizim davaların dışındaki herkes ortalama 1520 kişilik gruplar halinde kalıyor. Sayı artınca yere yatak da serildiğini, 25 kişinin üzerine çıktığını duyuyoruz. Bizim davalarda ise sayıyı 3’ün üzerine çıkarmak istemiyorlar. “Yasa böyle” deniyor ama, yukarıda aktardığım çerçeve gerekçe, istenen her şeye karşılık veriyor. Bunun pek çok örneği de var. Bir de bu standart koğuşların dışında, koridorların en uç bölümlerinde tek katlı tecrit hücreleri var. Bunlar, önünde 5 karo genişliğinde bir koridor bulunan yan yana 5 hücreden oluşuyor. Her hücrenin kapı düzeni normal koğuş odalarındakinden farklı. Üzerinde sürgüleme düzeneği var, kapı kolu yok. Normal koğuşlardaki bir mahpus disiplin suçu işlerse belli bir süre bu hücrelere konuyor. Geçen ağustosta benim üstümdeki tecrit hücrelerinin tümü boştu. Cezalı bir mahpusu getirdiler. Havalandırma penceresinden avazım çıktığı kadar bağırıp haberleşmeye, hatırını sormaya çalıştım. Adam, “Ne olur, bir sigara ulaştır başka bir şey istemem” dedi. O da bende yoktu. Zaten ulaştırmam da olanaksızdı. Benim kim olduğumu sordu. Söyleyince “Tamam abi hatırladım, şike davaları, sen futbolcuydun değil mi?” dedi. 2 gün sonra disiplin cezasını tamamladı, normal koğuşuna döndü. Bizim konulduğumuz tecrit hücrelerinde küçük oynamalar yapmışlar. Yan yana 5 hücreden sonuncusunun kapısını kaldırmışlar, pencerenin olduğu yere de havalandırma kapısı açmışlar. Buradan 5 adıma 14 adımlık havalandırmaya geçilebiliyor. Adalet Bakanlığı’nın “ortak yaşam alanı” dediği yer işte bu 5 no’lu hücrenin olduğu boşluk. Buraya televizyon, buzdolabı, masa, sandalye koyup ortak yaşayacaksınız. Çünkü sayınız 1’in üzerine çıkınca hücreye televizyon koyamıyorsunuz, sadece bir televizyon bulundurma hakkı var. ??? Bir yıldır yüz yüze geldikçe cezaevi yönetimine şu düşüncemi ilettim: “Sadece benim için bir iyileştirme istemim yok. Benim durumumda olanların koşullarını iyileştirmenizi talep ediyorum. Bu, birkaç koğuş birleştirmesiyle çözülecek bir sorun.” Son olarak geçen ocak ayında durumu savcılığa ilettiklerini söylediler. 2 Mart Cuma günü 2 no’lu cezaevinde kalan bütün malum davalar tutukluları bizim bulunduğumuz 1 no’lu cezaevine getirildi. O günden beri ben de Coşkun Musluk’la birlikte kalıyorum. Yalnızlıktan çok daha iyi oldu. Bir yıl önce nasıl, “bundan sonra böyleyse” deyip tek kişilik yaşam düzeni kurdumsa, Coşkun gelince yukarıda aktardığım koşullarda iki kişilik yeni bir düzen kurduk. Coşkun’un babası belediye işçisi, annesi ev hanımı. Babası, onu ve kardeşini üniversitede okutmak için emeklilikten sonra tekrar çalışmaya başlamış. Coşkun lisedeyken yaz tatillerinde kitapçıda çalışmış. Oktay Akbal’ın, Uğur Mumcu’nun kitaplarıyla tanışmış. ODTÜ’nün öğretim üyesi yetiştirme programını birinci sırada kazanmış. Tutuklandığında babası Ahmet Musluk’un ilk tepkisi şu olmuş: “Ya devlet çok küçüldü ya benim oğlum çok büyüdü.” İşyerinde şaka hastanede bitti ? KOCAELİ (AA) Körfez ilçesinde sanayi kuruluşlarının petrol ve benzeri depolama tanklarında taşlama yöntemiyle temizlik yapan firmada çalışan Bünyamin Ç. ile iş arkadaşı Ümmet G., iş bitimi havalı tabanca ile üzerlerini temizlemeye başladı. Ümmet G. Bünyamin Ç’nin giysilerini temizlerken şaka olsun diye hava musluğunu sonuna kadar açtı. Bünyamin Ç.’nin iş tulumu düşerken, Ümmet G. şakanın dozunu kaçırıp havalı tabancayı makatına soktu. Bünyamin Ç.’nin karnı bir anda havayla doldu. Bağırsakları havayla dolan ve karnı şişen Bünyamin Ç., işyerine çağrılan hastaneye kaldırılarak ameliyata alındı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle