19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Yeni Şakran Cezaevi’nde işkence savı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Aliağa’daki Yeni Şakran Cezaevi’nde işkence, tecrit ve hak ihlalleri yapıldığını öne sürdü. Şubeden yapılan açıklamada, geçen 10 Şubat’ta İzmir Buca, Bergama ve Uşak cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin, Aliağa Yeni Şakran Kampus Cezaevi’ne sevk edildikleri belirtildi. Ancak cezaevinin yapımının henüz tamamlanmadığı belirtilen açıklamada, dernek üyesi avukatların görüştüğü mahkumların tamamının, bu durumdan yakındıkları vurgulandı. Cezaevine kabul işlemleri sırasında tutuklu ve hükümlülerin, çıplak arandıkları, iç çamaşırlarını çıkarmak istemeyenlerin darp edildikleri, hakarete uğradıkları savunulan açıklamada, şu bilgilere yer verildi: “Yine aramalar sırasında mahpusların elle taciz edildikleri bildirilmiştir. İlk günlerde rutin sayımlar sırasında mahpusların hukuka aykırı bir şekilde ayakta sayım yapılmaya zorlandıkları belirtilmiştir. Cezaevinde hâlâ inşaat kirleri bulunduğu söylenmektedir. Mahkumların telefon, kitap, TV ve radyo gibi yasal haklarından yararlandırılmadıkları, dış dünyayla bağlarının kesilmek istendiği anlaşılmıştır. Sağlıklarıyla ilgili gerekli önlemler alınmamıştır.” Tutuklu ve hükümlüler ölüm orucuyla kazanılan hakların kaybedildiğini belirtiyorlar Yalınayak hastaneye ALİ AÇAR Türkiye’de başta F tipi cezaevleri yatan tutuklu ve hükümlülere yönelik cezaevi yönetimlerinin keyfi uygulamaları sonucu hak ihlalleri yaşanıyor. F tipi cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerden gazetemize ulaşan mektuplarda ölüm oruçlarıyla kazanılan hakların gasp edildiği belirtiliyor. Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden gazetemize mektup gönderen Sercan Ahmet Arslan cezaevinde haberleşme hakkının cezaevi idaresi tarafından sistemli olarak engellendiğini söyledi. Arslan, “Hapishane idaresi haftalık 10 saat sohbet hakkımızı uygulamıyor, gasp ediyor. 1 ve 3 kişilik hücrelerdeki insanları, ayda 7.5 saat bir araya getirmek ve onun dışında kimseyle görüşmesine, sohbet etmesine izin vermemek insanlığa sığar mı? Ben dahil 18 kişi hakkında açlık grevi yaptığımız iddiasıyla 1 ay etkinliklerden men ve 2 ay açık görüş yasağı verildi. Ancak iddia edilen tarihler arasında açlık grevi yapmadığımızı belgeleriyle ispatlayabiliriz. Yine açık görüş alanlarında ailemiz ve arkadaşlarımızla da fotoğraf çektiremiyoruz. Bu uygulamanın da hiçbir yasal dayanağı olmayıp sadece bu cezaevinde uygulanmakta. Ayrıca cezaevi yönetimi boya kalemlerini tornavida ve delici alet kategorisine sokarak hukuksuzluğunu savunuyor” dedi. Arslan, gerçeklerin ortaya çıkarılması için cezaevinin bağımsız denetçilere açılmasını ve kendileri ile görüştürülmelerini istediklerini belirtti. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nden mektup gönderen Talat Şanlı ise haftada 10 saatlik sohbet hakkından sadece 6 saatinin kullandırıldığını, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü tutukluların ise sohbet dahil hiçbir sosyal haklarının olmadığını söyledi. Haftada salı ve perşembe günleri revire çıkma olanağı olduğunu anlatan Şanlı, “Cuma günü rahatsızlandınız, revire çıkmak için dilekçenizi ancak salı günü vere biliyorsunuz ve en erken perşembe günü muayene olabiliyorsunuz. Aynı hafta içinde revire çıkmaya ise kesinlikle izin verilmiyor. Kitaplar bandrolsüz olduğu gerekçesiyle verilmiyor. Sadık Sabahcılar’a akciğerinde tümör oluşma riski olmasına karşı bu gerekçelerle izin verilmiyor. Artezyen kuyusundan verilen su da aşırı kireçlidir ve sağlığımızı tehdit ediyor” dedi. Diğer cezaevinden gelen tutuklulara yönelik kötü davranış sergilendiğini anlatan Şahin “Tokat’tan gelen arkadaşımız Ercan Yıldız’a girişte onursuzca arama dayatılmış, kabul etmediği içinse zorla soyularak aranmıştır. Arkadaşımızın özel eşyalarına her sevk döneminde yaşandığı gibi keyfi olarak el konulmuştur” dedi. Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde yatan Coşkun Şimşek de mektubunda daha önce ayakkabılarının hastaneye, savcılığa ve mah kemeye giderken gardiyanlar tarafından alınarak XRay cihazına konulduğunu, yeni uygulamayla bu işin tutuklulara yaptırıldığını anlatarak “Böyle bir sorumluluğumuzun olmadığını belirterek karara itiraz ettiğimiz için ayakkabılarımızı depoya kaldırıyorlar. Bu dayatma üzerine savcılığa, mahkemeye ve hastaneye çıplak ayakla gidiyoruz. Ayakkabılarımıza el konulmasına itiraz ettiğimiz zaman ise getirip veriyorlar. Yani bir taraftan el koyarken diğer taraftan keyfi olarak geri veriyorlar. Ayhan Güngör’e üzerinde not bulunduğu için 12 gün hücre cezası verildi. Deniz Tepeli’den Nihat Konak’a gelen mektup hakkında kısmi karalama kararı alındı. Coşkun Akdeniz’in Resmiye Vatansever’e göndermek istediği mektubun 18 sayfası için engelleme kararı çıkartıldı. Caner Ulaş’a gelen İngilizce kitaplar aylardır incelenerek tercüman bakacak vb. gerekçelerle kendisine verilmemekte. Alaattin Öget, elinde sağlık raporları bulunmasına ve düzenli olarak ilaç kullanmasına karşı tek başına hücrede tutulmaktadır.” Öğrencilerle bağışçılar aynı sergide D DOĞUDAKİ CEZAEVLERİ 1453 hak ihlali MAHMUT ORAL ‘Tutuklu’ çocukların 164’ü 03 yaş, 87’si ise 36 yaş grubunda DİYARBAKIR İHD Diyarbakır Şubesi’nin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki cezaevlerine ilişkin ihlal raporuna göre, 2011 yılında cezaevlerinde 13 ölüm, 14 yaralanma, 147 işkence vakası, 133 sağlık hakkı ihlali, 70 kişiye tecrit, 96 kişiye haberleşme hakkı engeli başta olmak üzeren toplam 1453 hak ihlali yaşandı. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, hak ihlallerinin devletin tüm kurumları tarafından bilindiğini ancak buna göz yumulduğunun Pozantı Cezaevi’ndeki tecavüz ve işkence olayıyla bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Raporu İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde açıkladı. Bilici, “Pozantı’da yaşanan insanlık dışı uygulamalar, derneğimiz vasıtasıyla iki yıl boyunca sürekli olarak Adalet Bakanlığı’na bildirilmesine rağmen, yaşanan sorunların giderilmesine ilişkin en ufak bir girişim yapılmamıştır. Bu durum, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili kurumlarının işlenen bu suçlara ve hak ihlallerine birinci dereceden ortak olduğunu göstermektedir” diye konuştu. Minicik bedenlerin hapis hayatı Gazal Ekin Şinar Dülek arüşşafaka Cemiyeti, öğrenciler ve bağışçıların çektiği fotoğraflardan oluşan çok özel bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’un rehberliğinde bir araya gelen bağışçı ve öğrencilerin, Turgut’un stüdyosunda, Umut Eker’in sanat yönetmenliği ile çektiği fotoğraflardan oluşan sergi “9’dan 90’a Darüşşafaka Sergisi” adını taşıyor. 13 Mart tarihinde açılacak sergi, Mart sonuna kadar Darüşşafaka Cemiyeti’nde görülebilir. Sergi 2027 Mart tarihleri arasında ise İstinye Park’ta sanatseverlerle buluşacak. Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım, projedeki en küçük öğrencinin 9, en yaşlı bağışçının da 90’lı yaşlarında olmasından dolayı sergiye bu adı verdiklerini belirterek, serginin en anlamlı etkinliklerden biri olduğunu dile getirdi. ‘Efeoğlu’nun mezarını istiyoruz’ ? İstanbul Haber Servisi TAYAD üyeleri 1992’de İstanbul’da polis tarafından gözaltına alınıp kaybedilen Ayhan Efeoğlu’nun mezarının bulunması için Taksim tramvay durağından Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte “Ayhan Efeoğlu’nun mezarı nerede? Cevap alana kadar susmayacağız” pankartı açıp “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz” sloganı atan grup, basın açıklamasının ardından dağıldı. Genç çift ölü bulundu ? TOKAT (Cumhuriyet) Tokat’ın Erbaa ilçesinde orman muhafaza memuru Umut Uz (32) ve eşi Tuğba Uz (30) yataklarında başlarından vurulmuş halde bulundu. Çiftin 5 yaşındaki çocuklarının da yatağın altına gizlenerek kurtulduğu öğrenildi. Hayatını kaybeden hamile kadının yeğeni olduğu öğrenilen ve çiftin yanında yaşayan 15 yaşındaki lise öğrencisi gözaltına alındı. i istiyor. Azat annesin t aAza Fatm Tokm ak Türk modele yine vize vermediler hasta annesinin tahliyesini bekliyor. Avukatı Eren Keskin, Fatma Tokmak’ın hiçbir şekilde ilişkisinin olmadığı bir olayla ilgili, başkalarının işkenceyle verdiği ifadeler ve bir itirafçının iddiaları üzerine yargılandığını ifade ediyor. Tokmak’ın gözaltında, 2.5 yaşındaki oğluyla işkence gördüğünü anımsatan Keskin, şöyle devam ediyor: “Türkçe bilmediği için yıllarca kendisini ifade hakkından yoksun kaldı. Cezaevinde öğrendiği sınırlı Türkçeyle savunma yaptı. Hukuksuz yargılama sürerken kalp hastalığına yakalandı, tahliye edildi. Müebbet hapis kararı onanınca 2010 yılında yeniden cezaevine girdi. Sağlık sorunları da iyice ağırlaştı, ölüm riski taşıyan rahatsızlıklar yaşadı. İnfazın ertelenmesine ilişkin yaptığımız başvuru üzerine Fatma Tokmak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Bir yıldan uzun bir süredir hastalığı giderek ilerliyor olmasına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun raporu hâlâ açıklanmadı.” di hak ihlalleri ve baskılar yaşanıyor. Yoğun baskılar, antidemokratik uygulamalar var. Buradaki uygulamalar insanlık dışı bir yöne gidiyor. Yönetim diyor ki; her sabah tıraş olacaksınız, sayım zamanlarında duvar dibine geçeceksiniz, esas duruşta bulunacaksınız. Ailelerin görüşlerinde zorluklar yaşanıyor, kural dışı aramalar yapılıyor. En ufak bir taleplerinde birtakım disiplin cezaları veriliyor. Açlık grevi yapanların tümü neredeyse disiplin cezası almış. Bu cezalar haberleşme haklarını da kısıtlıyor” diye konuştu. ? Haber Merkezi Almanya’da düzenlenecek Top Model of The World 2012 yarışmasında Türkiye’yi temsil etmesi beklenen Sezgi Melek Tüzel, Almanya vizesi alamadığı için yarışmada Türkiye temsil edilemeyecek. Tüzel geçen yıl yine aynı sorunla karşılaşmış ve başka bir yarışmaya 2011’de de katılamamıştı. Yarışmanın organizatörleri durumu skandal olarak nitelendirdi. HİLAL KÖSE Ölüme mahkum edildiler Ağır hasta mahkumların cezaevinde ölüme mahkum edildiğini vurgulayan Bilici, “Tüm başvurulara rağmen ne Adalet Bakanlığı ne de af yetkisine sahip Cumhurbaşkanı feryatlarımızı dikkate almadı. Bunun sonucunda da 2011 yılında peşi sıra ölüm haberlerini duyar hale geldik. Hazırladığımız raporda yer alan verilere göre, devletin ihmali ve hastalıkları nedeniyle bölge cezaevlerinde 13 kişi yaşamını yitirdi. Eğer böyle devam ederse ve bu gidişata müdahale edilmezse bu ölümler içinde bulunduğumuz yılda da devam edecektir. Cezaevlerinde halen 256 ağır hasta bulunmaktadır. Bunlardan 106’sı ise ölümcül hastalıkları nedeniyle ölüm sınırındadır” dedi. İHD’ye yapılan başvurulardaki artışın hak ihlallerinin açık göstergesi olduğunu belirten Bilici şöyle devam etti: “2011 yılında cezaevlerindeki işkence vakaları başta olmak üzere, uygulanan sevk ve sürgünler, tecrit ve izolasyon, disiplin cezaları, haberleşme hakkının engellenmesi ve çeşitli hak gaspları, artık cezaevlerinin gerçek anlamda gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Son 3 yıl içerisinde siyasi operasyonlar sonucu binlerce kişinin tutuklanmasından kaynaklı cezaevlerindeki doluluk oranı, bu yapılardaki yaşamı adeta işkenceye çevirmiştir.” Terörle Mücadele Yasası mağduru çocukların cezaevi yerine eve gönderilmesi gerektiğini vurgulayan Bilici, “Taş attı diye, gösterilere katıldı diye tutuklanan çocukların hak ettiği cezaevine atılıp işkenceye maruz bırakılmak değildir. Onların yeri, ailelerinin yanıdır” dedi. Çoğunluğu 03 yaş grubunda olan toplam 251 çocuk, çeşitli cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalmak zorunda. Yetişkinlerin bile dayanmakta güçlük çektiği cezaevi koşullarında, çocukluklarını yaşayamadan büyüyorlar. Annesine verilen cezayı çeken çocuklardan biri olan Ekin Şinar Dülek’in babası da üç ay önce KCK operasyonuyla tutuklandı. Babasını cezaevinde gören Ekin Şinar, 10 aylıkken tanıştığı demir parmaklıklardan çıkamayacağını anlayınca çok ağladı. Anne Gazal Dülek, PKK üyesi olduğu gerekçesiyle mahkum edildiği 6 yıl 3 ay hapis cezası nedeniyle 2 Ocak 2010’da Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na götürüldü. Hapse girdiğinde 10 aylık olan, anne sütüyle beslenen kızını yanında götürmek zorundaydı. Ekin Şinar, artık üç yaşında. Cezaevindeki kreşe gitmeye başladı ve günde bir saat de olsa yaşıtlarıyla arkadaşlık edebiliyor. Ekin Şinar, yaklaşık iki yıl boyunca babasıyla dışarda buluştuğunda, özgürlüğün tadını çıkarıp, çocukça zamanlar geçiriyordu. Baba Şemseddin Dülek de Ekim 2011’de yapılan KCK opersyonu kapsamında örgüt üyesi olduğu gerekçesi ile tutuklanarak Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Ekin Şinar’ın sabırsızlıkla beklediği özgürlük günleri de böylece sona ermiş oldu. Akrabalarıyla babasını ziyarete giden Ekin Şinar, babasının da tutuklandığını anlayınca çok ağladı. Hapiste büyüdü, annesini bekliyor Azat Tokmak, 1996’da misafir olarak gittikleri eve yapılan operasyonda annesiyle gözaltına alındığında 2.5 yaşındaydı. Tutuklanan annesine ve akrabalarına verilmeyip, Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim edildi. Avukat Eren Keskin’in 1.5 aylık mücadelesi sonunda annesine kavuşan Azat, 5 yıl cezaevinde kaldı. İlkokula başlayınca annesinden ayrılmak zorunda kalan Azat, şimdi 17 yaşında ve Eğitim uçağı karada ters döndü ? Haber Merkezi Adana’da Şakirpaşa Havalimanı’ndan havalanan tek motorlu “Cessna 172” tipi uçak, Esenboğa Havalimanı’na inerken motoru arıza yaptı. Uçaktaki iki pilot, acil iniş yaparken kanatları yol kenarındaki kar yığınına sürten uçak ters döndü. Pilotlar, kazadan yara almadan kurtuldu. Uçağın yakıt deposundaki sızıntı müdahale edilerek önlendi. AÇLIK GREVİNDE 16. GÜN Tıraş ol esas duruşa geç diretmesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İşkence ve tecavüz olaylarının yaşandığı Adana Pozantı Cezaevi’de kalan çocuk mahkumlar Ankara’ya nakledilirken, Osmaniye Cezaevi’nde yaşanan hak ihlalleri nedeniyle 24 tutuklu ve hükümlü 16 gündür açlık grevi yapıyor. İnsan Hakları Derneği Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, Osmaniye Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler ile bunların ailelerinin kendilerine başvurduğunu kaydetti. Birkaç kez cezaevi yönetimi ile görüşmelerine karşın ihlallerin sürdüğünü belirten Tanrıverdi, “Osmaniye’de cid 30 bin Japon intihar etti ? Haber Merkezi Japon hükümetinden yapılan açıklamada, geçen yıl yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrası, ülkede intihar edenlerin sayısında büyük artış yaşandığı ifade edildi. Verilere göre, 2011’de 30 bin 651 kişi hayatına son verdi. Mayıs ayındaki intihar vakalarının özellikle 30’lu yaşlardaki erkekler arasında yaygın olduğunu kaydeden bir Kabine Ofisi yetkilisi, “Japon toplumu deprem sonrası kaygı içindeydi. Bunun tetikleyici olduğu kanısındayız” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle