19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Suriye’den kaçan 2’si general 5 subay dün Türkiye’ye sığınırken, Hatay’daki kampta asker sayısı 250’ye çıktı Çadır kent karargâh oldu AKIN BODUR İSKENDERUN Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın, Türkiye ziyareti öncesi, Hatay’daki Suriyeli sığınmacı sayısı artıyor. İç karışıklığın sürdüğü Suriye’de Petrol ve Madeni Zenginlikler Bakanı Yardımcısı Abdo Hüsamettin’in istifa ederek muhaliflerin saflarına katılmasının ardından dün de 2 general, 1 albay, 1 astsubay 1 başçavuş Türkiye’ye sığındı. Hatay’daki çadır kentlerde Suriyeli 6 general, 11 albay, 8 yarbay, 15 binbaşı ve 6 yüzbaşı olmak üzere toplam 250 asker bulunuyor. İç karışıklıkların yaşandığı Suriye’den Türkiye’ye kaçanlar arasına generaller de katıldı. 2 general, 1 albay ve 1 başçavuş önceki gece Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden Türkiye’ye giriş yapıp, sığınma istedi. Jandarma ekipleri tarafından alınan Suriyeli generaller ve subaylar, Hac Konaklama Tesisleri’ne getirildi. Askerlerin işlemlerinin tamamlanmasının ardından çadır kentlere yerleştirileceği bildirildi. Suriye’de yaşanan çatışmalar nedeniyle son iki günde Türkiye’ye sığınanların sayısında önemli bir artış yaşandı. Reyhanlı ilçesinin Kavalcık, Bükülmez ve Ku şaklı köylerine yakın sınır bölgelerinden geçişler gece de sürdü. 234 Suriyelinin son iki günde ülkelerini terk edip Türkiye’ye sığındıkları belirtildi. Son 10 günde Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı 800’e çıkarken, çadır kentte kalan Suriyeli sığınmacıların sayısının 10 bine ulaştığı öğrenildi. elemanları ile ailelerinin kaldığı Apaydın köyündeki çadır kentte 6 general, 11 albay, 8 yarbay, 15 binbaşı ile 6 yüzbaşının da aralarında olduğu 250 Suriyeli askerin bulunduğu öğrenildi. Çadır kentlerde 6 general var Özgür Suriye ordusu nnan, Davutoğlu’yla görüşecek Pazartesi günü Türkiye’ye gelecek olan Birleşmiş Milletler ve Arap A Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın ise Hatay’da kalan sığınmacılarla görüşüp, yetkililerden bilgi aldıktan sonra hafta içerisinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin İnsani İşlerden Sorumlu Yardımcısı Valerie Amos ise Suriye’deki incelemelerinin ardından dün Ankara’da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Temasları hakkında Davutoğlu’na bilgi veren Amos, Suriye’deki izlenimlerini “sarsıcı” diye niteledi. İleri Demokrasilerde ‘Seçim Mühendisliği’ (II) “İranlıların yüzde 80’i evlerinde TV seyrederken, halkın yüzde 70’inin ekranda oy kullandığını keşfetti!” İran’ın “rekor katılım rakamları propagandasını” alaya alan tipik bir Twitter esprisi bu… İsyan çıkaran 2009 seçimleri sonrasında girilen ilk sandık sınavında mollalar malum “yüksek katılım” hedeflemişti… İranlı internet kullanıcıları sandıklarda in cin top oynadığını yazarken; katılımın yüzde 64 civarında belirlenmesi, sanal ortamı işte böyle esprilerle yıktı. Muhalefetin yasaklı olduğu ya da ezcümle demir parmaklıklar ardında tutulduğu bir ülke için hayli yüksek sayılan yüzde 64 katılım oranı karşısında “Vay be!” diyordu İran’ın muhalif internet siteleri: “Palavranın da bu kadarı olur! Sandığa koştuğumuz ilan edilirken, biz evlerimizde TV izliyorduk!” Kör kör parmağım gözüne… Hokus pokus belirlenen bu türden “kritik seçim rakamları”; ileri demokrasilerin “seçim mühendisliği çalışmalarına” en çarpıcı örnekleri oluşturuyor. İran’ın gizemi anlaşılamayan bu yüksek katılım oranları yanında; kuzeydeki “ileri demokrasi” komşumuz Rusya’da da aynı şekilde her daim izahı güç rakamlar ortaya çıkıyor… Kafkas coğrafyası ve Çeçenistan’da Putin eksiksiz her zaman “tulum” çıkarıyor. Ama bu “tulum” durumları son seçimde görüldüğü gibi bazen iyice abartılıyor ve Putin’e verilen oylar yüzde 107’yi bulabiliyor… Avrupa’nın en ünlü savaş muhabiri ve analisti Peter SchollLatour uyardı uriye’nin İdlib kentindeki Ö zg Ordusu sava ür Suriye şçıları ölene kadar mücad ele yemini ettiler. (Fotoğraf: AP ) S SURİYE MUHALEFET LİDERİ Silahlar Irak, S. Arabistan Galyun’dan Annan’a ret ve Türkiye’den OSMAN ÇUTSAY ajestelerinin muhalefetine’ geçit var Ancak “seçim mühendisliği” yalnız rakamlarda yapılan bu aleni oynamalar ve sandık hileleriyle sınırlı değil, seçim sürecini baştan sona dek şekillendiren her türlü müdahaleyi kapsıyor. Gerek İran ve gerek Rusya’da “mühendislik çalışmaları”, her şeyden önce siyasi oluşum ve adayların denetiminden başlıyor. İran’da seçime katılan adayların denetimi öncelikle “anayasa konseyi”nin filtresinden geçiyor. “Anayasa konseyi”, siyasi, dini, ahlaki akla gelebilecek her nedenle; adaylara veto koyabiliyor… Seçmenlerin tercih alanını baştan kalın kırmızı çizgilerle böyle sınırlayan ve şartlayan “veto mekanizması”; Rusya’da da farklı biçimde Kremlin tarafından çalıştırılıyor… Kremlin’in “kırmızı kart gösterdiği” parti veya aday, seçime giremiyor. Son devlet başkanlığı seçimlerinde, bizzat Putin’in vetosuna uğradığı söylenen liberal görüşlü Grigory Yavlinsky örneğin (Rus YSK’si eliyle) aday yapılmadı. Yavlinsky yerine Kremlin’in himayesini sağlayan süper milyarder işadamı Mihail Prohorov, listeye alındı. 4 Mart’taki seçimden en çok oy alan 3. isim olarak çıkan milyarder Prohorov; hafta başında derhal koşa koşa Kremlin’e çıkarak Putin’i kutladı. Ardından bir nefeste “Putin’in rızasıyla” ay sonunda yeni bir parti kuracağını açıkladı… Meşru kabul edilen muhalefet Rusya’da ancak böyle “majestelerinin muhalefeti” olmak zorunda… ‘M FRANKFURT Almanya ve Fransa’nın dünyaca ünlü savaş muhabirlerinden Peter SchollLatour, Suriyelileri “Beşşar Esad sonrası” için uyardı. 88 yaşına rağmen çok gezen bir gazetecianalist olarak olayları yakından izleyen AlmanFransız gazeteci, Frankfurter Rundschau gazetesine yaptığı açıklamalarda, Suriye’de açıkça patlak verecek bir iç savaşın şimdiki kayıpların 10 katını beraberinde getirebileceğini hatırlattı. SchollLatour, Suriye’nin bölgedeki diğer Arap rejimlerinden çok daha kötü olduğunun kesinlikle söylenemeyeceğini belirterek, ABD’nin Libya hatasını yineleyerek bu ülkeye askeri müdahalede bulunmayacağını savundu. SchollLatour, Ankara’nın bazı hesaplarına da dikkat çekti. Suriye’de çok kanlı bir iç savaşın çıkarılmaya çalışıldığını, bunun için ülkeye Irak, Suudi Arabistan ve Türkiye üzerinden silahlar sokulduğunu ileri süren ünlü gazeteciyazar, “Gelen işaretler çelişkili. Çözülme belirtileri var, ama görünen o ki askeri açıdan işler Esad’ın lehine gelişiyor. İsyancıların kalelerinin, silahların girdiği sınır bölgelerine yakın olması çok anlamlı” dedi. İslam dünyasını çok iyi bilen ve bu konuda haberciliğinin yanı sıra yüzlerce belgesel film, ma kale ve kitap yayımlayan Peter SchollLatour, Suriye’deki gelişmelerle ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Şam’daki rejim iğrenç bir diktatörlük. Ama diğerlerinden daha kötü de değil. Bu yüzden zaten Batı’nın tek taraflılığını anlayamıyorum. Suudi Arabistan mı demokratik bir rejim? Her cuma kafaların uçurulduğu, kadınların taşlanarak öldürüldüğü bir ülke. Böyle şeyler Suriye’de yok. Benzerleri diğer ülkeler için de geçerlidir. Suriye’ye karşı bu erdemlilik tavırları falan baştan sona ikiyüzlülük.” Dış Haberler Servisi Suriye, muhalefetinin lideri Suriye Ulusal Konseyi lideri Burhan Galyun, Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın Şam yönetimi ile diyalog çağrısını reddetti. Galyun, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın “kendi halkını katlederken diyalog çağrısı yapmanın hayal kırıklığı yarattığını” söyleyerek, Esad üzerinde askeri baskı kurmadan siyasi çözüm arayışının gerçekçi olmadığını belirtti. Galyun, “Umarım Annan’ın şiddete son verecek bir mekanizması vardır. Korkarım, kendisinden önceki diğer uluslararası temsilciler gibi anlamsız arabuluculuk çabalarıyla bir ya da iki ay harcayacak” diye konuştu. Bugün Suriye’ye gidecek ve Esad ile bir araya gelecek olan Annan’ın daha sonra Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Annan, Suriye’de siyasi çözüm isteyerek, Burhan askeri çözümün “durumu daha da Galyun. kötüleştireceğini” söylemişti. ‘Uyum Esad gidene kadar’ ELÇİN POYRAZLAR leviler tehdit altında’ Suriye’nin İslam dünyasındaki son laik ülke olduğuna dikkat çeken Peter SchollLatour, Suriyelilerin mevcut iktidar yıkılınca yerine daha iyisinin gelip gelmeyeceği hakkında çok iyi düşünmelerini isterken, Arap Alevilerin tehdit altında olduğunu, ancak patlak verecek bir iç savaştan halkın yüzde 70’ini oluşturan Sünnilerin de zararlı çıkacağını kaydetti. Ünlü gazeteciyazar, “Toplumun yüzde 10’unu oluşturan Hıristiyan azınlık için ise bu iç savaş tam bir felaket olurdu. Batı’daki Hıristiyanların Suriye’deki kardeşlerinin kaderiyle ilgili olarak kıllarını bile kıpırdatmaması beni şaşırtıyor” dedi. ‘A Ortadoğu uzmanı Barkey, Türkiye ile ABD’nin, Suriye’de rejim değişikliğinden sonra ayrışma yaşayabileceği kanısında bölgeyi bekleyen tehlikeler neler? Bence en büyük tehlike Suriye’den başlayan ve Irak’a yayılan bir iç savaş. Yani BeyrutŞamBağdat üçgeninde mezhepsel bir savaş. Ancak herkesi çok korkutan konu, böylesi bir savaş çıkarsa Suriye’deki kimyasal ve biyolojik silah stoklarına ne olacağı. Onların dağılması ve değişik örgütlerin eline geçmesine devletlerin tepkileri çok şiddetli olabilir. Ortadoğu’da karmaşa büyüyebilir ve çok daha geniş çaplı bir savaşa neden olabilir. Bu en büyük tehlike. İkincisi ise Türkiye’de Kürt sorununun çözülemediği ya da daha da kötülediği bir durumda Türkiye’deki Kürtlerin Arap Baharı gibi bir şeye kalkışmaları. Ama şu an için bunu görmüyorum. Türkiye’nin Suriye politikası biraz fazla mı aktif? Bana kalırsa Türkiye akıllıca oynadı, çünkü başka bir şıkkı da yok. Senin komşunda yangın varsa kendini savunmak için hazırlanman lazım. Libya’da Türkiye büyük bir ders aldı. Önce Libya’da rejimin yanında yer alınca muhaliflerin büyük tepkisini çekti. Peki sizce Türkiye bölgeye yayılacak bir savaşa hazır mı? Onu bilemiyorum. Ama Türkiye hiçbir şey yapmamış olsaydı, yalnızca seyirci kalsaydı da olası bir iç savaş yine onu etkileyecekti. Hazır mı değil mi bunu kimse bilemez, çünkü bu devletin içindeki bir karar. Diplomatik açıdan hazırlandıklarını tahmin ediyorum. İsrail’in İran’ı vuracağı söylentileri var, sizce böyle bir hazırlık var mı? Bu dedikodudan öte bir şey. Bayağı bir hazırlık var diye düşünüyorum ama benim inanmak istediğim bunun aslında diplomatik bir oyunun parçası olduğu. Bunu özellikle bu seviyeye getiriyorlar ki ABD’liler bu işi ciddiye alsınlar ve İran’a çok ciddi yaptırımlar uygulasınlar. BD’de Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Henri Barkey, Türk kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Daha önce ABD’de düşünce kuruluşu Carnegie Endowment’ta Ortadoğu ve Türkiye uzmanı olarak çalışan Barkey ile Skype üzerinden söyleştik. Kimi çevreler Türkiye’nin içinde yaşadığı siyasi karmaşayı Ankara’nın bölgede çok aktif olmasına bağlıyor. Buna katılıyor musunuz? BARKEY Son dönemde bu yöndeki savları çok duydum. Artık Türkiye’nin başkalarının kendi içişlerine karıştığı zihniyetinden kurtulması gerekiyor. Türkiye gibi iç politikası son derece karmaşık olan bir ülkede dış güçlerin oyunlar oynayacağı görüşü son derece saçma. Zaten kimse Türkiye’de olanları anlayamıyor. “Gizli bir elin” her şeyi karıştırdığı görüşü A var. Bunu dedikleri zaman da iki ülkeden söz ediyorlar. Biri İsrail diğeri ABD. Yani bu ülkelerin başka işi gücü yok da bunlarla mı uğraşacak? ABD o kadar becerikli olsaydı Afganistan’da bu kadar mı başarısız olurduk? Bence bu aptalca. Suriye konusunda ABD ile Türkiye arasındaki uyum sizce nereye kadar sürer? Bu iyi bir soru. Kısa ve orta dönemde bir ayrışma görmüyorum. Çünkü ikisi de eninde sonunda Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın gitmesi gerektiğine karar verdiler. Eğer ayrışma olursa Esad gittikten sonra ortaya çıkabilir. O da Müslüman Kardeşler’in rolü ya da ortaya çıkacak rejim üzerine olabilir. Şimdilik iki ülke de birbirine çok muhtaç ve aynı hizada olmak ikisinin de işine geliyor. Peki bu süreçte Türkiye’yi ve ‘Yolsuzluk tutkalı!’ Suriye’ye, Türkiye’den 105 pompalı ve 25 Magnum tüfeğin de sokulduğu iddia edildi. Suriye’de yaşanan çatışmalara rağmen muhalifler protesto gösterilerine devam ediyor. Dera kentinde de önceki gün gösteri vardı. SANA’nın kaçak silah iddiası Dış Haberler Servisi Suriye resmi haber ajansı SANA, ülkeye Türkiye’den kaçak sokulduğunu öne sürdüğü silahların görüntülerini yayımladı. Silahların Türkiye sınırına yakın Rakka kırsalında bulunan Tel Abyad bölgesinde düzenlenen operasyonlarda ele geçirildiği de iddia edildi. Haberde silah kaçakçılarının yakalandığı da bildirildi. İstenmeyen ayrık otları bir kez böyle ayıklandıktan ve ortam zaten dikensiz gül bahçesine dönüştürüldükten sonra; seçimlerde geriye iş, güçlü patronaj ve ahbap çavuş ilişkileriyle kotarılan oyları toplamaya kalıyor... Rusya’da, komşu İran’da olduğu gibi, siyasetin temel direğini yandaşlara ayrıcalık dağıtmak üzere kurulan çıkar ilişkileri oluşturuyor. Bunun Rusya’da fevkalade doğal bir örgütlenme biçimi olduğunu söyleyen ünlü Rus sosyolog Simon Kordonsky “Öyle ki bizde ekonomide dengeler faiz hadleriyle değil, altüst ilişkilerinde belirlenen yüzde payları, yani kaynakların hiyerarşideki dağılımıyla sağlanır” diyor ve arkadan devam ediyor: “Buna Rusya’da ‘otkat’ (komisyon!) denir. Komisyonla dönen sistemde, yolsuzluk kalkarsa, sistem bütünüyle çöker. Rusya’da yolsuzluk, yolsuzluk değil, toplumu bir arada tutan tutkaldır.” (La Stampa, 7 Mart 2012) Seçim mühendisliğinde kullanılan; “oy satın almak” araçları da nihayetinde bu yaygın “komisyon” sisteminin bir uzantısı sayılıyor… Muhalefet kanallarının önünün tıkandığı sistemde, insanlar çünkü sonuçta ağırlıklı olarak pastadan daha çok pay almak için oy kullanıyorlar. İktidardakilere ya “al gülüm ver gülüm” yaklaşımıyla oy veriyorlar ya da önlerine sunulan seçenekler içinde, “ehveni şer”den yana taktik oy kullanıyorlar… “İslam demokrasisi”, “rüşvet” ve “yolsuzluk” düzeni açısından, Rusya’dan farklı değil. “Yandaşlarla” çalışan sistemde, icabında Kuran bile oy alışverişine araç kılınıyor. İran’ın muhalif sitelerinde “tabarok” adı verilen Kuran’la oy satın alma usulü şöyle anlatıyor. “İran’da hediye olarak birine para verildiğinde; mübarek sayılsın diye, Kuran’ın yaprakları içine yerleştirilir. Seçime katılan adaylar şimdi bu geleneği kullanıyorlar. Kampanyada karşılaştıkları insanlara, Kuran yaprakları arasında para dağıtıyorlar!” İleri demokrasilerde işte böyle çare tükenmez! “Batılı referanslarını” son on yılda yitiren Türkiye’nin, yanı başındaki komşularıyla giderek daha çok benzeşmesi ne yazık ki kaçınılmaz. Ama bu da ayrı yazı konusu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle