19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2012 CUMARTESİ 2 BU iktidarla yönetiliş eleştirildiğine, ana muhalefet de dahil cumhuriyetçi karşı koyuş dağınık kaldığına ve toparlanma gereksinimi kaçınılmazlaştığına göre, her şeyden önce toparlanışın yöntemini tartışma zamanının geçmekte olduğu kabul edilmelidir. Ortalıkta Meclis’e girmiş iki muhalefet partisiyle Meclis’e girememiş, hatta bir kısmı seçimlere katılma olanağını bile elde edememiş yaklaşık onu aşkın irili ufaklı parti var. Bunların bir araya gelip durumu birlikte gözden geçirmeleri gerekiyor. Ama ikili üçlü birleşme girişimleri yerine, toplu bir değerlendirme sonrasında belirlenmiş temel ilkelere göre toplu bir bütünleşmeye geçiş daha doğru olacaktır. Dolayısıyla, partilerin ikişer delegeyle temsil edildiği ve OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kişiler değil, tam tersine genellikle omuzlarında ağır sorumluluk taşımış ya da önemli deneyimlerden geçmiş insanlardır. Bu bakımdan, altıyedi gibi az sayıda üyeden oluşabilecek öyle bir kuruldaki temsil niteliğinin ve güvenirlik derecesinin yüksek olması beklenir. Bu ise, ancak şöyle bir yöntemle sağlanabilir: Toplantıdaki her delege oy pusulasına tercih sırasına göre, isterse kendi partisi de dahil, değişik partilerden beş ad yazmalı ve sonuç her pusulada “beş”ten başlayıp “bir”e kadar inen bir değerlendirmenin ortaya koyduğu rakamlara göre belirlenmelidir. öyle seçilmiş bir kurul, hem bir araya gelişi ilerletmek hem de cumhuriyetçi muhalefeti bütünleştirici bağlantıları kurmak için gerekli gücü kendi tabanından alarak ülkenin geleceğini belirlemede etkili olabilecek bir ağırlık kazanmış olacaktır. Doğanın Çevresel Sorunları Bütünleşme Yöntemi D P tablonun bütüne bakıp izlenecek yolun ona göre kararlaştırılacağı bir toplantı gerekiyor. artilerden birinin ilk adımı atıp böyle bir düzenlemeyi üzerine alması durumunda bile, daha sonra hangi adımlar atılacağını da o toplantıda belirlemek ve adımların atılmasını sağlayıcı bir temsil kurulunu o toplantıda oluşturmak ufku tam görebilmeyi kolaylaştırır. Ama, asıl güçlük de bu aşamada ortaya çıkar: Kurul, kimlerden oluşmalıdır? Çünkü, partiler küçük olsa da iddialar büyüktür. İnsanlar sıradan B Yılmaz ÜLGER E.Kpt. Pilot ünyada yaşayan her canlı türü gibi insan da doğadaki canlıların ayrıcalıksız bir üyesi. Ayrıcalığımız yok, ama biz doğadaki her şeyin insan için yaratılmış olduğuna inandırılmışız. Tüm dünyayı kendimize ait sanıyoruz. Oysa dünyanın insanlara ait olma gibi bir gereksinimi yok. Aslında da dünya değil biz dünyaya aitiz. Doğallığından da dünya hiç şikâyetçi değil, ama insanoğlu dünyanın tüm doğal değerlerini kendi yararları doğrultusunda değiştirme çabasında. Doğallıklardan yararlanma konusunda tek ölçüt insan çıkarları. İnsanlığın doğaya egemen olma tutkusu doğayı sömürme olgusuna dönüştü. Sanayi atıklarını döktüğümüz derelerin suyunun morarması mahcubiyetlerinden değil. Örneğin suyu içilebilen deremiz kalmadı. Kanalizasyon atıkla rından hoşlanmayan tüm derin su balıkları Marmara’yı terk etti. Kestiğimiz yaktığımız ormanlar bitince Anadolumuz çölleşmeye başladı. Fabrikaların dumanı pencerelerimizden girinceye kadar onları fark etmiyor doğaya zararlı bir olumsuzluk olarak görmüyoruz. Belirli ortamlarda karşılıklı organik etkileşim içerisinde yaşayan canlı doğanın oluşturduğu bütüne ekosistem deniliyor. Teknolojik gelişimler bu ekosistemlere ters düşmeye başladı. Çevresel sorunlar olarak adlandırdığımız bu olumsuzluk dünyamızın gündeminde artık. Dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorduk ama onun doğal biyolojik değerlerinin sınırlı olduğunun bilincine yeni yeni varıyoruz. Doğayı tahrip edip doğal değerleri kaybedince yarattığımız olumsuzluklardan da ders almaktan başka yapabildiğimiz bir şey yok. Cenneti Satanlar... Haber şöyleydi: “Polis, cennetten arsa satıyorum diyerek vatandaşları dolandıran şebekeyi çökertti...” ? Doğru değil... Cennetten arsa satışları devam ediyor... Televizyonlarda reklamları var: İmamoğlu İnşaat... Salı günleri grupta ise müzayede... ? Mesela kızlarını örttürmeleri; cennetten arsa satışıydı... Neticesinde birisi Çankaya’daki köşke çıkıp oturdu, üç yüz dönüm... Birisi Başbakanlık Konutu’na yerleşti, 18 odalı... Okuyamayıp da hayatı kayan ya da okuyup da iş hayatı yerine eve kapatılan on binlerce tesettürlü kız ise bekliyor ki hak vaki olduğunda belki cennetten bir parsel düşsün... Diyelim ki Merve Kavakçı, cennetten parsel kapayım derken, milletvekilliği koltuğundan olanlardan... ? Peki “Müslüman nesil” ne için?... Müşteri pazarlama... İmamoğlu İnşaat’tan... Bizim “meyhaneciler” cennetteki parsellere müşteri olacak değiller... Onlar olsalar olsalar Tekel depolarına müşteri olurlar... Ama “Müslüman nesil” yetiştiğinde, cennet mülklerinin su basmanı para... ? Nitekim yarıyıl tatilinde bebeleri toplayıp toplayıp kafilelerle umreye götürmeye başlamaları da bu nedenle... Yer gösterme... Ya da “örnek daire” teşhiri... ? Keza 4+4+4’ün amacı: Birinci “4”te arsa... İkinci “4”te temel atma... Üçüncü “4”te doğramalar... “Müslüman nesil” olarak diploma töreninde tapuyu aldı mı, geriye kalıyor cennetteki mülke sahip olabilmek için bir an önce Hakk’ın rahmetine kavuşmak... ? Mesela çağdaş eğitimde, modern yaşamda, laik düzende, bilinçli yetiştirilmiş nesillere cennetten parsel satışları olası değil... Yemezler... Ama reklam müziğinde “Gönüller bir, dualar bir” diyor... Ve başlıyorlar pazarlamaya: Kitap... Din... İman... İmamoğlu İnşaat’tan... Cennetten arsa satışları devam ediyor... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle